'Derbiyi Kaybetme Şeklimiz Kabul Edilemez'
Galatasaray’ın Hollandalı oyuncusu Nigel de Jong, 2-0 kaybedilen Fenerbahçe derbisine ilişkin, "O karşılaşmayı kaybetme şeklimiz kabul edilemez. Maçlar kaybedilir fakat rakibinizden daha az tutkulu oynayamazsınız" dedi.
Galatasaray’ın sezon başında kadrosuna kattığı başarılı oyuncu Nigel de Jong, GSTV’ye açıklamalarda bulundu. Galatasaray’da çok güzel bir 3 ay geçirdiğini aktaran De Jong, "Tabii ki inişler ve çıkışlar oluyor. Bu da normal. Kulübe katılmış yeni bir oyuncu olarak burada bulunmaktan mutluyum. Camia beni çok iyi karşıladı. Arkadaşlarım da öyle. Buraya ilk geldiğimde yaşadığımız şanssız sakatlık beklenenden daha uzun süre beni takımdan ayrı bıraktı. Şimdi kendimi daha fit ve iyi hissediyorum. Daha da iyiye gidiyorum” şeklinde konuştu.
"ŞAMPİYONLUK İÇİN GELDİM"
Takım arkadaşlarını her geçen gün daha iyi tanıdığını söyleyerek, Galatasaray’da olmaktan çok mutlu olduğunu ifade eden Hollandalı futbolcu, “Taraftarlarımız bize sürekli destek veriyor. Sadece bana değil tüm takıma. Bu desteği sadece maçlarda değil dışarıda da hissediyorsunuz. Ailem açısından buraya adapte olmak da zordu. Amerika’dan buraya uzun bir yolculukla geldik. Şimdi herkes mutlu. Çocuklar okula gidiyor… Buraya bir amaç için geldiğimi söylemiştim. Bu da Galatasaray ile şampiyon olmak” dedi.
"HER HAFTA ÜÇ PUAN İÇİN SAHAYA ÇIKMALIYIZ"
Futbolda her şeyin mümkün olduğunu ve hafta hafta değişiklikler olabileceğini dile getiren De jong, “Henüz çok erken. Daha aralık başındayız. Bence şubat ve mart ayları çok önemli olacak. Sezonun sonuna geldiğimiz bölüm önemli. Lig çok uzun bir maraton ve çok maçımız var. İki hafta önce 9 olan puan farkı şu an 5. Bu nedenle kendimize odaklanmalıyız. Büyük maçlar kaybedebilir ama sizden küçük takımlara kaybetmemeniz gerekiyor. İşimize odaklanıp her hafta üç puan için sahaya çıkmalıyız. Çok uzun bir süreç ve ben bu sürecin gelişimi konusunda pozitifim. Neler olacağını göreceğiz” diye konuştu.
"DERBİYİ KAYBETME ŞEKLİMİZ KABUL EDİLEMEZ"
Derbinin bütün takım açısından büyük bir maç olduğunu aktaran başarılı futbolcu, “O karşılaşmayı kaybetme şeklimiz kabul edilemez. Maçlar kaybedilir fakat rakibinizden daha az tutkulu oynayamazsınız. Hep beraber oturup konuştuk. Sahada olan oyuncular olarak kendinize karşı dürüst olmalısınız. Biz de bunu yaptık. Bursa maçını kazanmamız gerektiğini birbirimizle konuştuk. Sadece kulüp ve taraftarlar için değil oyuncu grubunun gelişimi için de bu galibiyet önemliydi. Belli zamanlarda ayağa kalkmalısınız. Bursa karşısında bunu yaptık. Harika bir reaksiyon gösterdik. Herkes tutkulu oynadı. Bu tip maçlarda güven çok önemli. Rakibimiz karşısında bunu gösterince kazanmasını bildik. Kasımpaşa karşısında da bunu gösterdik” ifadelerini kullandı.
"BAŞIMIZI DİK TUTMALIYIZ"
Oyuncu olarak taraftarlar ile iletişim kurmanın çok önemli olduğunu belirten sarı-kırmızılı orta saha, “Günün sonunda sahadaki 12. adam onlar. Onların bize desteğine ihtiyaç duyuyoruz. Bu rolü de kariyerim boyunca üstlendim. Bu işte hep beraberiz. Oyuncular, kulüp ve taraftarlar… Bu nedenle oyuncu-taraftar iletişimi çok önemli. Bursa maçı sonrası yaptığım hareket tamamen reaksiyondu. Başımızı dik tutmalıyız çünkü sezon çok uzun. Üst üste iki maç kaybettiğimiz için herkes üzgündü. Bu da çok normal. Her zaman pozitif durmak zorundasınız. Negatif olmaktan iyilik doğmayacaktır. Bu süreçte hep beraberiz. İyi ya da kötü zamanlarda birbirimize destek olursak her şey iyiye gidecektir. Bizim yapabileceklerimiz tutkumuzu ve yüzde yüz adanmışlığı göstermek… Benim reaksiyonum bu şekilde. Her zaman elimden geleni yapmak ve yüzde yüzümü vermek” açıklamasını yaptı.
"SKORER BİR OYUNCU DEĞİLİM"
Savunma ağırlıklı orta saha stilini Hamburg’da oynarken kazandığını söyleyen De jong, “Oradaki teknik direktörüm, Huub Stevens, bana en iyi defansif orta sahalardan biri olabileceğimi gösterdi. Yeteneklerim, tutkum ve çalışma ile ben de bu değişimi yaşadım. Benim için zor olmadı. Çünkü orta sahada oynamayı seviyordum. İki tarafı da oynamayı temasa dayalı olmayı seviyordum. Bu nedenlerle zorluk çekmedim. Takım için yapabildiklerimi seviyorum. Skorer bir oyuncu değilim. Asist yapacak isim de ben değilim fakat savunma açısından takıma yardım edebiliyorum. Takımın savunmadan hücuma geçişinde rol oynuyorum. Benim için bu daha tatmin edici. İyi bir top kapma golden daha çok tatmin ediyor. Bence her takım ‘kirli’ işleri yapacak birine ihtiyaç duyar. Diğer oyunculara yardım edip onların parlamasını sağlar. Ben de bunu yapıyorum. Umarım Galatasaray için de bunu yapmaya devam eder ve başarılı oluruz" şeklinde konuştu.
"BURADA OLMAKTAN MUTLUYUM"
De jong, ABD’ye ilk gittiğinde Galatasaray’a gelme fırsatının olduğunu belirterek, "Doğru zaman değildi. Kariyerimin bir bölümünde ABD’ye gitmek hedeflerimden biriydi. Özellikle de 30-31 yaşlarında… Oraya gidişimden altı ay sonra Avrupa’da oynanan futbolu ne kadar çok özlediğimi fark ettim. ABD’de futbolun temposu ve kalitesi Avrupa kadar yüksek değil. Bunları burada oynanan futbolla kıyaslayamazsınız. Şansıma Galatasaray’dan teklif geldi. İkinci kez düşünmeme gerek bile kalmadı. Çocukluğumda yaşadıklarım düşünülünce… Bütün Türk çocukluk arkadaşlarım Galatasaray taraftarı. Büyürken yaşadığımız binada bütün herkes Türk’tü. O yüzden çevremizde hep Galatasaray vardı. Benim için kazan-kazan oldu. Burada olmaktan çok mutluyum ve büyüdüğüm mahalleyi gururlandırdım. Avrupa’ya dönüşümü bunlar kolaylaştırdı. Çevrenize bakın… Kulüp, taraftarlar her şey harika. Başka bir seviyede… Bu nedenle de çok dikkat çekiyorsunuz. Bunlar düşünülünce dönmem için mükemmel zamandı” dedi.
"RIEKERINK ÇOK İYİ BİR İNSAN VE TEKNİK DİREKTÖR"
Başarılı oyuncu, Teknik Direktör Jan Olde Riekerink ile ilgili bir soru üzerine ise şunları söyledi:
"Biraz farklıydı diyebilirim. Daha gençti bu nedenle de içindeki ateş daha fazlaydı. Onunla güzel zamanlar geçirdik. Bazı konularda çok kuralcıydı. Küçükken hatırladığım kadarıyla temel teknikler konusunda sınırları vardı. Onunla çalışırken 9-10 yaşlarındaydım ve çok kuralcıydı. Her şeyi mükemmel hale getirmek isterdi. Ajax’ta geçirdiğim dönemi hatırlarsanız 90’larda dünyanın en iyi kulübüydü. Bu nedenle her şey mükemmel olmalıydı. Riekerink de altyapıda bunu gerçekleştirdi. Ne mutlu ki döngü tamamlandı ve onunla tekrar yıllar sonra burada buluştuk. Bu sefer profesyonel seviyede benim teknik direktörüm. Çok iyi bir insan ve teknik direktör. Beraber iyi çalışıyoruz. Onunla burada beraber olmaktan çok mutluyum."
"SNEIJDER İLE BERABER OLMAKTAN MUTLUYUM"
Wesley Sneijder ile beraber olmaktan mutlu olduğunu dile getiren Nigel De jong, "Onunla çalışmak çok güzel bir duygu. Wesley futbol camiasından sahip olduğum en iyi arkadaşlarımdan biri. Geçmişim çok eskiye dayanıyor. 9-10 yaşlarında Ajax altyapısında beraberdik. Bugüne kadar da arkadaş kaldık. İkimiz kariyerimizde farklı yollara gitsek de burada beraber olmaktan mutluyum. Milli takımda pek çok maça çıktık ama burada onun da olması benim açımdan çok önemli. Bana kulübün nasıl işlediğini, sistemin nasıl çalıştığını Galatasaray tarihini anlattı. 4 senedir burada ve kulübü iyi tanıyor. Burada olduğu ve bana yardımcı olduğu için mutluyum" diyerek sözlerini tamamladı.
"ŞAMPİYONLUK İÇİN GELDİM"
Takım arkadaşlarını her geçen gün daha iyi tanıdığını söyleyerek, Galatasaray’da olmaktan çok mutlu olduğunu ifade eden Hollandalı futbolcu, “Taraftarlarımız bize sürekli destek veriyor. Sadece bana değil tüm takıma. Bu desteği sadece maçlarda değil dışarıda da hissediyorsunuz. Ailem açısından buraya adapte olmak da zordu. Amerika’dan buraya uzun bir yolculukla geldik. Şimdi herkes mutlu. Çocuklar okula gidiyor… Buraya bir amaç için geldiğimi söylemiştim. Bu da Galatasaray ile şampiyon olmak” dedi.
"HER HAFTA ÜÇ PUAN İÇİN SAHAYA ÇIKMALIYIZ"
Futbolda her şeyin mümkün olduğunu ve hafta hafta değişiklikler olabileceğini dile getiren De jong, “Henüz çok erken. Daha aralık başındayız. Bence şubat ve mart ayları çok önemli olacak. Sezonun sonuna geldiğimiz bölüm önemli. Lig çok uzun bir maraton ve çok maçımız var. İki hafta önce 9 olan puan farkı şu an 5. Bu nedenle kendimize odaklanmalıyız. Büyük maçlar kaybedebilir ama sizden küçük takımlara kaybetmemeniz gerekiyor. İşimize odaklanıp her hafta üç puan için sahaya çıkmalıyız. Çok uzun bir süreç ve ben bu sürecin gelişimi konusunda pozitifim. Neler olacağını göreceğiz” diye konuştu.
"DERBİYİ KAYBETME ŞEKLİMİZ KABUL EDİLEMEZ"
Derbinin bütün takım açısından büyük bir maç olduğunu aktaran başarılı futbolcu, “O karşılaşmayı kaybetme şeklimiz kabul edilemez. Maçlar kaybedilir fakat rakibinizden daha az tutkulu oynayamazsınız. Hep beraber oturup konuştuk. Sahada olan oyuncular olarak kendinize karşı dürüst olmalısınız. Biz de bunu yaptık. Bursa maçını kazanmamız gerektiğini birbirimizle konuştuk. Sadece kulüp ve taraftarlar için değil oyuncu grubunun gelişimi için de bu galibiyet önemliydi. Belli zamanlarda ayağa kalkmalısınız. Bursa karşısında bunu yaptık. Harika bir reaksiyon gösterdik. Herkes tutkulu oynadı. Bu tip maçlarda güven çok önemli. Rakibimiz karşısında bunu gösterince kazanmasını bildik. Kasımpaşa karşısında da bunu gösterdik” ifadelerini kullandı.
"BAŞIMIZI DİK TUTMALIYIZ"
Oyuncu olarak taraftarlar ile iletişim kurmanın çok önemli olduğunu belirten sarı-kırmızılı orta saha, “Günün sonunda sahadaki 12. adam onlar. Onların bize desteğine ihtiyaç duyuyoruz. Bu rolü de kariyerim boyunca üstlendim. Bu işte hep beraberiz. Oyuncular, kulüp ve taraftarlar… Bu nedenle oyuncu-taraftar iletişimi çok önemli. Bursa maçı sonrası yaptığım hareket tamamen reaksiyondu. Başımızı dik tutmalıyız çünkü sezon çok uzun. Üst üste iki maç kaybettiğimiz için herkes üzgündü. Bu da çok normal. Her zaman pozitif durmak zorundasınız. Negatif olmaktan iyilik doğmayacaktır. Bu süreçte hep beraberiz. İyi ya da kötü zamanlarda birbirimize destek olursak her şey iyiye gidecektir. Bizim yapabileceklerimiz tutkumuzu ve yüzde yüz adanmışlığı göstermek… Benim reaksiyonum bu şekilde. Her zaman elimden geleni yapmak ve yüzde yüzümü vermek” açıklamasını yaptı.
"SKORER BİR OYUNCU DEĞİLİM"
Savunma ağırlıklı orta saha stilini Hamburg’da oynarken kazandığını söyleyen De jong, “Oradaki teknik direktörüm, Huub Stevens, bana en iyi defansif orta sahalardan biri olabileceğimi gösterdi. Yeteneklerim, tutkum ve çalışma ile ben de bu değişimi yaşadım. Benim için zor olmadı. Çünkü orta sahada oynamayı seviyordum. İki tarafı da oynamayı temasa dayalı olmayı seviyordum. Bu nedenlerle zorluk çekmedim. Takım için yapabildiklerimi seviyorum. Skorer bir oyuncu değilim. Asist yapacak isim de ben değilim fakat savunma açısından takıma yardım edebiliyorum. Takımın savunmadan hücuma geçişinde rol oynuyorum. Benim için bu daha tatmin edici. İyi bir top kapma golden daha çok tatmin ediyor. Bence her takım ‘kirli’ işleri yapacak birine ihtiyaç duyar. Diğer oyunculara yardım edip onların parlamasını sağlar. Ben de bunu yapıyorum. Umarım Galatasaray için de bunu yapmaya devam eder ve başarılı oluruz" şeklinde konuştu.
"BURADA OLMAKTAN MUTLUYUM"
De jong, ABD’ye ilk gittiğinde Galatasaray’a gelme fırsatının olduğunu belirterek, "Doğru zaman değildi. Kariyerimin bir bölümünde ABD’ye gitmek hedeflerimden biriydi. Özellikle de 30-31 yaşlarında… Oraya gidişimden altı ay sonra Avrupa’da oynanan futbolu ne kadar çok özlediğimi fark ettim. ABD’de futbolun temposu ve kalitesi Avrupa kadar yüksek değil. Bunları burada oynanan futbolla kıyaslayamazsınız. Şansıma Galatasaray’dan teklif geldi. İkinci kez düşünmeme gerek bile kalmadı. Çocukluğumda yaşadıklarım düşünülünce… Bütün Türk çocukluk arkadaşlarım Galatasaray taraftarı. Büyürken yaşadığımız binada bütün herkes Türk’tü. O yüzden çevremizde hep Galatasaray vardı. Benim için kazan-kazan oldu. Burada olmaktan çok mutluyum ve büyüdüğüm mahalleyi gururlandırdım. Avrupa’ya dönüşümü bunlar kolaylaştırdı. Çevrenize bakın… Kulüp, taraftarlar her şey harika. Başka bir seviyede… Bu nedenle de çok dikkat çekiyorsunuz. Bunlar düşünülünce dönmem için mükemmel zamandı” dedi.
"RIEKERINK ÇOK İYİ BİR İNSAN VE TEKNİK DİREKTÖR"
Başarılı oyuncu, Teknik Direktör Jan Olde Riekerink ile ilgili bir soru üzerine ise şunları söyledi:
"Biraz farklıydı diyebilirim. Daha gençti bu nedenle de içindeki ateş daha fazlaydı. Onunla güzel zamanlar geçirdik. Bazı konularda çok kuralcıydı. Küçükken hatırladığım kadarıyla temel teknikler konusunda sınırları vardı. Onunla çalışırken 9-10 yaşlarındaydım ve çok kuralcıydı. Her şeyi mükemmel hale getirmek isterdi. Ajax’ta geçirdiğim dönemi hatırlarsanız 90’larda dünyanın en iyi kulübüydü. Bu nedenle her şey mükemmel olmalıydı. Riekerink de altyapıda bunu gerçekleştirdi. Ne mutlu ki döngü tamamlandı ve onunla tekrar yıllar sonra burada buluştuk. Bu sefer profesyonel seviyede benim teknik direktörüm. Çok iyi bir insan ve teknik direktör. Beraber iyi çalışıyoruz. Onunla burada beraber olmaktan çok mutluyum."
"SNEIJDER İLE BERABER OLMAKTAN MUTLUYUM"
Wesley Sneijder ile beraber olmaktan mutlu olduğunu dile getiren Nigel De jong, "Onunla çalışmak çok güzel bir duygu. Wesley futbol camiasından sahip olduğum en iyi arkadaşlarımdan biri. Geçmişim çok eskiye dayanıyor. 9-10 yaşlarında Ajax altyapısında beraberdik. Bugüne kadar da arkadaş kaldık. İkimiz kariyerimizde farklı yollara gitsek de burada beraber olmaktan mutluyum. Milli takımda pek çok maça çıktık ama burada onun da olması benim açımdan çok önemli. Bana kulübün nasıl işlediğini, sistemin nasıl çalıştığını Galatasaray tarihini anlattı. 4 senedir burada ve kulübü iyi tanıyor. Burada olduğu ve bana yardımcı olduğu için mutluyum" diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak: İHA