Avrupa Sampiyonu Olan Milli Güresçi Nesrin Bas'a Tokat'ta Coskulu Karsilama

Romanya’da düzenlenen Avrupa Güres Sampiyonasi’nda kadinlar 72 kiloda altin madalya kazanan milli sporcu Nesrin Bas, memleketi Tokat’ta coskuyla karsilandi.

Romanya’nin baskenti Bükres’te gerçeklestirilen Avrupa Güres Sampiyonasi’nda kadinlarda 72 kiloda mindere çikan Nesrin Bas, finalde son Avrupa sampiyonu Rumen sporcu Alexandra Nicoleta Anghel’le karsilasti. Rakibine karsi üstün bir oyun sergileyen 21 yasindaki milli sporcu, rakibini 5-1 yenerek kariyerindeki ilk Avrupa sampiyonlugunu elde etti. Milli kamp arasinda memleketi Tokat’in Turhal ilçesine gelen milli sporcu Bas’a hemsehrileri havalimaninda karsilama programi düzenledi.

Yogun ilgiyle karsilanan Bas, konvoy esliginde Turhal caddelerinde vatandaslari selamladi. Ilçedeki mahallesi ve araçlar milli sporcu Bas’in resimleri ile donatilirken, çocuklar sevgi gösterilerinde bulundu.

“Güres bizde genetik aileden geliyor”

Milli kampi baba ocaginda geçiren Nesrin Bas, annesine ev islerinde, babasina bahçe islerinde yardim ediyor. Küçük yaslarda kendinden büyük ablasini sirtinda tasidigini söyleyen Nesrin Bas, Turhal’dan baslayip Avrupa’da kazandigi altin madalya ile taçlandirdigi güres serüvenini Ihlas Haber Ajansi’na anlatti. Dedesinin de pehlivan olduguna vurgu yapan milli sporcu Bas, “Bizde aileden genetik geliyor. Dedem de 1950-1960 yillarinda güres yapmis. Çocukken de çok hiperaktifmisim. Annemle babam söylüyor, ablalarimla sürekli kavga ediyormusum ve üstün geliyormusum. Ortaokula geçtigimde beden egitimi ögretmenim Senay Konaçoglu beni güresle tanistirdi. Voleybol oynarken ’Sen iyi güres yaparsin’ dedi.

Bu sayede de gürese basladim. Ilk zamanlar böyle sampiyon olacagim hayali kurmamistim. Bana sen Avrupa sampiyonu olacaksin deseler inanmazdim, aklimin ucundan dahi geçmedi. Gerçekten bu günlere gelmek için çok çalistim, çok emek verdim. Hocalarim ve ailem de çok emek verdi sag olsunlar. Büyüklerde Avrupa sampiyonu oldum. Büyüklerde dünya sampiyonasi var. Allah nasip ederse oraya da çok gitmek istiyorum. Orada altin kemer veriyorlar. Çok güzel, simdi onu hayal ediyorum. Insallah dünya sampiyonu olmak da nasip olur, o kemeri de kazanirim. Su an milli takim kampindan geldim. Bir hafta aramiz var. Cumartesi günü yeniden milli takim kampi baslayacak. O zamana kadar evde anneme yardim ediyorum. Bulasik yikiyorum, ev süpürüyorum. Babamla da bahçede durup onlara yardim ediyorum. Ilçeye gelisimde çok güzel karsiladilar. Herkes yanimdaydi, onlara tesekkür ediyorum. Mahalledeki çocuklar beni görünce kosup ’Nesrin abla hos geldin’ diyerek sariliyorlar. Beni çok mutlu ediyorlar” dedi.



“Yurt disinda bayragimizi dalgalandirdigi için çok duygulaniyorum”

Gözyaslarina hakim olamayan baba Ali Bas ise, “2004 yillarinda ben gece mermerlerde çalisirken, gündüz de hurda toplamaya çikiyordum. Nesrin’i, ablasi Fatos’u ve kardesi Emine’yi de yitme arabasiyla önüme aliyordum. Ablalariyla annesi tarlalara çalismaya gittikleri için ben mahalle mahalle gezerek hem çocuklarima sahip çikiyordum. Onlarla birlikte hurda topluyordum. Çok sükür bu zamana geldik. O günlerden bugünlere geldigimiz için çok duygulaniyorum. Yurt disinda Türk bayragimizi dalgalandirdigi için gurur duyuyorum” diye konustu.



“Ablasini sirtina alip çekyata atiyordu”

Nesrin’in çocukluk yillarindan ablalarini omuzunda tasidigini söyleyen anne Melek Bas, “Nesrin’den büyük Fatos isminde ablasi var. Onu omzuna alarak sürekli tasiyip atiyordu. Sofranin basina otururdu, Fatos’u omzuna alip o çekyattan bu çekyata atiyordu. ’Yemeginizi bir kere de rahat yiyin’ diyordum. Ama hiç dur durak bilmiyordu. Böyle böyle çok sükür bugünlere geldik” dedi.

Kaynak: İHA