Kerem Aktürkoglu Açiklamasi 'En Büyük Hayalim Galatasaray Ile Sampiyonluk Yasamak'
Galatasaray’in basarili oyuncusu Kerem Aktürkoglu, en büyük hayalinin Galatasaray ile sampiyonluk yasamak oldugunu söyledi. Aktürkoglu, ilerleyen yillarda ise hedefinin Avrupa’nin 5 büyük kulübünden birinde forma giymek oldugunu ifade etti.
Kerem Aktürkoglu, Galatasaray Televizyonu’na özel açiklamalarda bulundu. Galatasaray’daki yasaminda, takimdaki ortama ve gelecege dair önemli açiklamalarda bulunan Aktürkoglu’nun sözleri su sekilde:
Deprem bölgesine yaptigi ziyaret
"Deprem olduktan sonra ailecek kalktik. Annem bizi kaldirdi. ’Deprem oldu’ dedi.
Bir hayli telasliydi. Biz de çok korktuk. Ilk basta birine bir sey oldu sandik. Sonra deprem oldugunu ögrendik. Televizyonu açtigimizda inanilmaz sok geçirdik. Gerçekten çok siddetli bir depremdi. Ondan sonra gün içinde, ben Erden Agabey’den telefon aldim. ’Biliyorsun sikintili günler geçiriyoruz’ dedi.
’Sen de takimla konusmak istersen bir seyler yapabiliriz birlikte’ dedi.
Ben de kaptanlarimiz Muslera ve Gomis ile telefonla konustum. Takimla birlik olup bu süreçte insanlarla iletisim olsun, kendi sosyal medyalarimizdan olsun yapabilecegimiz ne varsa, imkanlarimiz dahilinde her seyi yapmak için seferberlik ilan ettik.
Sonra ailemle küçük bir konusma yaptigimda, ben gitmek istiyorum, ne düsünüyorsunuz dedim? Annem ile babam, 1999 depremini yasayan birileri olarak, bana kesinlikle gitmelisin oglum dediler. Tabii ki, ben orada belki de enkazdan birilerini kurtarabilecek bir profesyonellige ya da güce sahip degilim ama orada birkaç insanla iletisime geçip, onlarin acilarina ortak olabilirsem, onlari birazcik da olsa depremde yasadiklari travmadan uzaklastirabilsem ne mutlu bana, bize, aileme. Ben o düsünceyle gittim oraya. Erden Agabey de sag olsun bana yardimci oldu. Beni karsiladi, beraber ziyaretlerde bulunduk.
Benim gibi gelmek isteyen bir sürü arkadasim vardi. Onlar da gelmek istedi ama imkanlar kisitliydi o dönemde, süreç saglikli degildi. Gerçekten çok zor bir süreç. Tabii ki su an yaralari sariyoruz. Millet olarak gerçekten çok güçleniyoruz böyle olaganüstü durumlarda. Bu sikintili süreçleri atlatabilecegimizi düsünüyorum. Insallah rabbim bir daha böyle günler yasatmasin. Kayiplar olmasin. Allah, ailelerini kaybedenlere rahmet eylesin. Geride kalanlara sabirlar, yaralilara da sifalar versin."
Hayat sadece futboldan ibaret degil
"Yüzlerindeki o ufak bir gülümseme beni gerçekten çok mutlu etti. Iyi ki gelmisim dedirtti bana. Tabii o an, büyük bir kaos, büyük bir telas içinde herkes. Duygular karmakarisik. Oraya gittigimde, insanlarla sohbet ederken, acilarini dinlerken, aglamaktan onlara bir sey söyleyemiyorsun ya da ne söylersen kelimeler yetersiz kalacak. Bunun farkindasin. Sadece basiniz sag olsun diyebiliyorsun. Ailelerini kaybedenlere veya enkaz altinda ailesini kurtarmaya çalisanlara güç verebilmek için basit ama ufacik da olsa bir seyler söylüyorsun. Ne kadar kiymetli onun için bilmiyorum ama gözlerindeki ufak bir tebessüm bile seni mutlu ediyor."
Futbol birlestirici bir güç
"Gerçekten, Galatasaray veya kendim açisindan söylemiyorum, futbol bizim ülkemizde birlestirici bir güç ve unsur diye düsünüyorum. Liglere tabii ki ara verilmesi gerekiyordu ama bu aranin kisa tutulmasi gerekiyordu ki yaralari daha da çabuk sarabilelim. Öyle de oldu. Televizyonda veya sosyal medyadan karsimiza çikiyor. Insanlar, deprem bölgelerinde çadirlarinda maçlari izlerken fotograflarini ve duygularini paylasabiliyorlar. Bu bile bizleri mutlu ediyor. Çünkü yasadiklari travmayi bir nebze olsun geçirebiliyorsak çok büyük bir mutluluk. Biz sadece futbol oynuyoruz, sahaya çikiyoruz, kendi performansimizi sergilemek, amacimizi gerçeklestirmek istiyoruz. Ama futboldan, sampiyonluklardan, gollerden, asistlerden çok daha degerli seyler var. Insan hayati. Bence ön plana konulmasi gereken bir sey bu. Herkes bence anlamistir.
Futbolcular ya da kulüpler arasinda kavgalar, kaoslar oluyor ama gerçek hayata baktigimiz zaman insan hayati kisa sürebiliyor. (Trabzonspor maçini kastederek) Inanilmaz bir galibiyet aldik, taraftarimiz çok mutlu oldu. Sabaha çok aci bir sekilde uyandik. Ne galibiyetimiz akillarda kaldi, ne de mutlulugumuz. Christian Atsu, Adekugbe’nin çok yakin arkadasi. Onlar da müthis bir sevinçle galibiyeti kutladilar. Ertesi gün arkadasini kaybetti. Bunlar unutulmamasi gereken seyler. Bekli uzun süre ülkemiz böyle acilar görmeyecek ama bu yasadiklarimizi gerçekten unutmamamiz lazim. Insanlarimizin daha naif olmasi lazim. Futbol tamam. Tabii ki herkes, tuttugu takimin sampiyon olmasini, futbolcusunun gol krali olmasini ister. Ama hayat sadece futboldan ibaret degil."
Insanlara dokunabilmek
"Yapabileceklerimiz kisitli ama ufak bile olsa yaptigimiz bir eylem insanlara dokunabiliyor, hayatini degistirebiliyor, mutsuzlugunu birden sevince çevirebiliyor. O yüzden gerçekten bizler için ya da ünlü herhangi biri için bir hayranini sevindirebilmek çok kolay. Biz bu süreçte elimizden geldigince ilgilenmeye çalistik. Mutlu edebildigimiz insanlar da oldu, ulasamadigimiz insanlar da. Insallah bir daha Rabbim bize böyle acilar yasatmasin, böyle günler göstermesin diyorum."
Kulübün düzenledigi müzayede
"Aslinda bunu Okan Hoca baslatti. Kendi için degerli olan 2 formasini müzayedeye bagisladi. Sonra biz de kendimiz için degerli olan ne varsa düsündük. Benim sahsen evimde 2 tane hat-trick yaptigim top vardi. Biri Göztepe maçindaki. Aslinda Basaksehir maçindaki verdigim top çok daha degerli. Ama Göztepe maçindaki hat-trick ilk oldugu için bende kalmasi gerektigini düsündüm. Basaksehir maçindaki topumu müzayedeye hediye ettim. Allah razi olsun satin alan kisi de bir emek verdi, topumu aldi. Yapabileceklerimiz bunlardi. Bunlari yapabiliyorsak, biraz da olsa katki saglayabiliyorsak hepimiz için çok büyük bir mutluluk bu."
Dünya Kupasi ve deprem nedeniyle lige verilen ara
"Dünya Kupasi arasi bizim için gerçekten verimli geçmisti. Dönüsünde çok büyük bir seri yakaladik. Bu anlamda dünya kupasi arasi bize olumlu yönde etki etti. Ondan sonra deprem, genel olarak ülkemizi oldugu gibi, takimlari da, futbolculari da, hocalari da kisacasi herkesi etkiledi ister istemez. Çok zor bir sezon gerçekten. Hem aralar çok fazla hem de yasadigimiz olaylar çok agir. O yüzden sadece sahaya, futbola odaklanmak biraz zor olabiliyor. Tabii, biz profesyonel futbolculariz, odaklanmaktan baska çaremiz yok. O yüzden bu süreci, bu travmayi, bu felaketleri bir an önce kafamizdan atip odaklanmamiz gereken bir isimiz bir amacimiz var. Zor da olsa bir sekilde adapte oluyoruz, olmak zorundayiz."
Icardi ile saha içindeki uyumu
"Saha içinde Icardi ile oynadigim zaman çok rahat ediyorum. Bu tabii ki diger forvetlerimize haksizlik açisindan söylemiyorum. Hepsi ile çok iyi anlasiyorum. Ama Icardi ile oyun tarzimiz birbirimize benziyor. Ben topu aldigim zaman savunma arkasina kosuyor, o aldigi zaman ben kosuyorum. Birbirimizin ne yapacagini bu süreçte çok iyi anladik, kimyamiz, uyumumuz çok fazla. O biraz benim asistlerimi yiyor ama (gülerek) olsun, aramizda çok güzel bir uyum var. Insallah bundan sonraki süreçlerde de çok daha fazla olacak bu uyum.
Aslinda sadece Icardi olarak degil, dengeli ve bir o kadar iyi bir kadroya sahibiz ki, giren çikan, oynayan oynamayan herkes, sahaya sonradan giren veya 5 maç 10 maç oynamayan biri, ilk 11’e dahil oluyor ve hiç adaptasyon sorunu yasamadan çok iyi bir performans sergileyebiliyor. Ben her röportajda söylüyorum, takimdasligimiz bizim anahtar kelimemiz. Çok güzel bir takim ortamimiz, arkadaslik ortamimiz var ve bu da bizi saha içinde çok rahatlatiyor. Herkes birbiri için savasiyor, birbiri için mücadele ediyor. Bu da sampiyonluk için en büyük noktalardan biri."
Gomis ile abi-kardes iliskisi
"Takimdaki herkes ile çok iyi anlasiyorum, hepsi ile arkadas gibiyim. Ama Gomis ile abi-kardes gibiyiz. 2 senedir birlikte oynuyoruz. Gomis, bana gerçekten abilik yapiyor. Saha içinde, saha disinda sürekli benim ile iletisim halinde, sürekli benden beklentilerini söylüyor, neler yapmam gerektigini anlatiyor. Gelecek ile ilgili planlarimda nelerin olmasi gerektigini söylüyor. Gomis gerçekten çok büyük bir profesyonel, çok büyük bir efsane benim için. Çok büyük bir karakter, çok büyük bir futbolcu. Gomis ile oynarken de çok rahat ediyorum. Gomis çok kaliteli bir futbolcu, çok kaliteli bir ayak. Her zaman ne yapmasi gerektigini biliyor.
Bunun disinda saha disinda da her zaman bizlere gençlere, Türk futbolculara çok iyi davraniyor, çok sicak davraniyor. Bunun sonucunda biz de ona çok fazla saygi duyuyoruz. Çünkü kariyer anlaminda çok üst düzey seyler basarmis bir futbolcu ama egosuz. Bizlerle çocuk gibi eglenebiliyor, abi-kardes gibi iletisim halinde olabiliyoruz. Bunlar önemli seyler. Gomis belki bu süreçte daha az forma sansi buluyor ama bundan dolayi küsecek veya tavir alabilecek bir insan degil. Tam tersine takimi birlestiriyor. Soyunma odasinda en fazla o konusuyor. Bizi daha fazla motive etme konusunda çok çabaliyor. Gerçekten çok büyük bir etkisi var takim üzerinde."
Galatasaray’da kaptanlik
"Çok büyük bir mutluluk, çok büyük bir gurur gerçekten. Bununla ilgili hocamizla ve Erden Abi ile konustugumuzda o gün uyuyamamistim. Çünkü Galatasaray’a ilk geldigim zaman büyük hayallerim vardi. Sampiyonluk yasayabilmek, efsaneler arasina girmek, kaptanlik rütbesine ulasabilmek benim için hayallerimin ötesindeydi. Hayallerimi tek tek gerçeklestirmeye devam ediyorum. Hayallerim hiçbir zaman bitmiyor, her zaman üzerine bir sey daha koyuyorum, bir not daha ekliyorum. Kaptanlik da hayallerim arasindaydi. Bunu gerçeklestirdim. Tabii ki önümde çok büyük efsaneler var onlarin ardindan geliyorum, onlardan sürekli bir seyler ögrenmeye çalisiyorum. Iletisim konusunda takim arkadaslarim ile neler yapabilirim, nasil ilerleyebilirim diye. Su ana kadar her sey çok güzel gidiyor. Bakalim insallah her sey daha güzel olur."
Kendi gözünden Kerem
"Geçen sene biraz daha bireysel anlamda bir seyler basarmak zorundaydim saha içinde. Daha fazla inisiyatif alip, daha fazla seyler yapip sonuç almamiz gerekiyordu. O anlamda biraz sikintilar çekiyorduk geçen sene. Aslinda geçen sene de iyi bir kadromuz vardi. Tabii su an ki kadromuz dünya yildizlari ile kaliteli ayaklara mevcut ama geçen sene de kötü bir kadroya sahip degildik. Sadece biraz uyum sikintisi çekiyorduk ligde. Avrupa’da tam tersi gayet iyi gidiyorduk. Geçen sene daha fazla bireysellik üzerinde ilerlemek zorundaydim. Takimim için gol atmam ya da asist yapmam gerekiyordu.
Bu sene biraz daha takim arkadaslarimla iletisim halinde olmak, uyumlu olabilmek üzerine çalisiyoruz. Sürekli kendimi gelistirmek üzerine ilerleyen bir insan olarak hatalarimin da üzerine gidiyorum. Iyi yaptigim seylerin de üzerine gidiyorum. Iyi yaptigim sey benim için yeterli deyip onu köseye birakmiyorum. Sürekli kendimi gelistirmek üzerine gidiyorum. Tabii ki bir isi basardiktan sonra sürekli daha fazlasi isteniyor daha fazla beklenti içinde olabiliyor insanlar. Ben de bu beklentilerin, bu isteklerin farkindayim. Bunlari karsilayabilmek için çok fazla çalisiyorum. Saha içinde 10 tane hata yapiyorsam asla kendimi geri plana çekmem. Daha fazlasini sahada deneyen bir oyun stiline sahibim. O yüzden hata yapmaktan asla korkmuyorum. Beni belki de diger futbolculardan farkli kilan budur. Kendimi böyle de tanimlayabilirim."
Zaniolo transferi
"Zaniolo, çok büyük bir transfer. Emegi geçenlere tesekkür ederim. Bizim için büyük bir firsat. Su an hepimiz için rekabet ortami olustu ve bu da sampiyonluk için önemli ve degerli. Herkes kendi sinirlarini zorlamak zorunda. Daha iyisini daha fazlasini yapmak zorunda. Zaniolo çok güzel bir kardesimiz, çok pozitif bir insan. Konuskan ve bizimle sakalasmayi seviyor. Bu ortamda sessiz, sakin, çekingen birinin olma olasiligi zaten yok. Öyle bir ortamdayiz ki, herkes birbirine saka yapiyor, sevincine ortak oluyor, disarida birlikte geziyor, egleniyor. Gerçekten çok güzel bir takim olustu. Sonradan gelenler bile bu uyum sürecini çok çabuk atlatabiliyor. Bence bize büyük bir katkisi olacak. Sampiyonlugun gelecegine inandigimiz için, sampiyonlukta büyük bir pay sahibi olacaktir."
Gelecege dair hayalleri
"En yakin hayalim Galatasaray ile sampiyonluk yasamak, kupayi kaldirabilmek. Ondan sonra hayaller hiçbir zaman bitmez ama Avrupa’da ülkemi, Galatasaray’i, ailemi temsil etmek istiyorum. Avrupa arenasinda, Avrupa’nin en büyük kulüplerinde. Hayaller hiçbir zaman bitmez. belki de önümüzdeki 10 yilda kendini nerede görüyorsun diyorsan eger, ben kendimi Avrupa’nin 5 büyük kulübünden birinde görüyorum. Oralarda oynamak istiyorum. Tabi olur mu olmaz bilmiyorum ama bunun için kendimi zorluyorum, çalisiyorum, çabaliyorum. Insallah o günleri de görürüz."
Milli takima dair düsünceleri
"Katar’da olsaydik çok büyük basarilar elde edebilecek bir milli takim jenerasyonuna sahibiz, olmadi. Dünya kupasinda en son 2002’de yer aldik. Biraz uzak bir hayal gibi gözükmeye basladi.
Ama bence bundan sonraki jenerasyona baktigim zaman bizler ya da bizden sonrasi için gerçekten büyük basarilar elde edebilecek bir takima sahibiz. Simdi avrupa sampiyonasi elemelerine katilacagiz. Ben avrupa sampiyonasina gidecegimizi düsünüyorum. O güce, o takima sahibiz. Umarim gideriz. Avrupa sampiyonasina gitmek bizim için bir basari olmamasi lazim. Sürekli bu kupalara gidip basarilar elde etmemiz gerekiyor. Gruptan çikabilmek en ufak bir örnek. Bu da aslinda bir basari degil bizler için. Çünkü gerçekten çok kaliteli bir takimiz, kaliteli futbolculara sahibiz. Çeyrek final, yari final. Euro 2008’de yaptik neden bir daha olmasin. Gerçekten çok iyi futbolculara sahibiz. Ben milli takim için çok umutluyum. Basarilar gelecegine inaniyorum. Insallah basari skalasini genisletecegimizi düsünüyorum."
Galatasaray taraftarina
"Belki de 70-80 bin kisilik stadimiz olsa hepsi dolar, öyle bir taraftara sahibiz. Geçen sene bazi maçlarda kötü gittigimiz zaman bile stadimiz doluyordu. Bizim itici gücümüz taraftarimiz. Onlar arkamizda oldugu zaman desteklerini sonuna kadar bize hissettirdikleri zaman çok farkli oynuyoruz. Onlar bu süreçte her zaman bizi destekleyecekler ve Galatasaray armasina asik insanlar olarak o stadi dolduracaklardir. Insallah onlarla birlikte biz de sampiyonlugu gögüsleyecegiz. Her maç oldugu gibi önümüzdeki maçlarda da bizleri desteklemeye devam edeceklerdir. Biz de onlara sezon sonu sampiyonluklarla bu destegin karsiligini veririz."
Deprem bölgesine yaptigi ziyaret
"Deprem olduktan sonra ailecek kalktik. Annem bizi kaldirdi. ’Deprem oldu’ dedi.
Bir hayli telasliydi. Biz de çok korktuk. Ilk basta birine bir sey oldu sandik. Sonra deprem oldugunu ögrendik. Televizyonu açtigimizda inanilmaz sok geçirdik. Gerçekten çok siddetli bir depremdi. Ondan sonra gün içinde, ben Erden Agabey’den telefon aldim. ’Biliyorsun sikintili günler geçiriyoruz’ dedi.
’Sen de takimla konusmak istersen bir seyler yapabiliriz birlikte’ dedi.
Ben de kaptanlarimiz Muslera ve Gomis ile telefonla konustum. Takimla birlik olup bu süreçte insanlarla iletisim olsun, kendi sosyal medyalarimizdan olsun yapabilecegimiz ne varsa, imkanlarimiz dahilinde her seyi yapmak için seferberlik ilan ettik.
Sonra ailemle küçük bir konusma yaptigimda, ben gitmek istiyorum, ne düsünüyorsunuz dedim? Annem ile babam, 1999 depremini yasayan birileri olarak, bana kesinlikle gitmelisin oglum dediler. Tabii ki, ben orada belki de enkazdan birilerini kurtarabilecek bir profesyonellige ya da güce sahip degilim ama orada birkaç insanla iletisime geçip, onlarin acilarina ortak olabilirsem, onlari birazcik da olsa depremde yasadiklari travmadan uzaklastirabilsem ne mutlu bana, bize, aileme. Ben o düsünceyle gittim oraya. Erden Agabey de sag olsun bana yardimci oldu. Beni karsiladi, beraber ziyaretlerde bulunduk.
Benim gibi gelmek isteyen bir sürü arkadasim vardi. Onlar da gelmek istedi ama imkanlar kisitliydi o dönemde, süreç saglikli degildi. Gerçekten çok zor bir süreç. Tabii ki su an yaralari sariyoruz. Millet olarak gerçekten çok güçleniyoruz böyle olaganüstü durumlarda. Bu sikintili süreçleri atlatabilecegimizi düsünüyorum. Insallah rabbim bir daha böyle günler yasatmasin. Kayiplar olmasin. Allah, ailelerini kaybedenlere rahmet eylesin. Geride kalanlara sabirlar, yaralilara da sifalar versin."
Hayat sadece futboldan ibaret degil
"Yüzlerindeki o ufak bir gülümseme beni gerçekten çok mutlu etti. Iyi ki gelmisim dedirtti bana. Tabii o an, büyük bir kaos, büyük bir telas içinde herkes. Duygular karmakarisik. Oraya gittigimde, insanlarla sohbet ederken, acilarini dinlerken, aglamaktan onlara bir sey söyleyemiyorsun ya da ne söylersen kelimeler yetersiz kalacak. Bunun farkindasin. Sadece basiniz sag olsun diyebiliyorsun. Ailelerini kaybedenlere veya enkaz altinda ailesini kurtarmaya çalisanlara güç verebilmek için basit ama ufacik da olsa bir seyler söylüyorsun. Ne kadar kiymetli onun için bilmiyorum ama gözlerindeki ufak bir tebessüm bile seni mutlu ediyor."
Futbol birlestirici bir güç
"Gerçekten, Galatasaray veya kendim açisindan söylemiyorum, futbol bizim ülkemizde birlestirici bir güç ve unsur diye düsünüyorum. Liglere tabii ki ara verilmesi gerekiyordu ama bu aranin kisa tutulmasi gerekiyordu ki yaralari daha da çabuk sarabilelim. Öyle de oldu. Televizyonda veya sosyal medyadan karsimiza çikiyor. Insanlar, deprem bölgelerinde çadirlarinda maçlari izlerken fotograflarini ve duygularini paylasabiliyorlar. Bu bile bizleri mutlu ediyor. Çünkü yasadiklari travmayi bir nebze olsun geçirebiliyorsak çok büyük bir mutluluk. Biz sadece futbol oynuyoruz, sahaya çikiyoruz, kendi performansimizi sergilemek, amacimizi gerçeklestirmek istiyoruz. Ama futboldan, sampiyonluklardan, gollerden, asistlerden çok daha degerli seyler var. Insan hayati. Bence ön plana konulmasi gereken bir sey bu. Herkes bence anlamistir.
Futbolcular ya da kulüpler arasinda kavgalar, kaoslar oluyor ama gerçek hayata baktigimiz zaman insan hayati kisa sürebiliyor. (Trabzonspor maçini kastederek) Inanilmaz bir galibiyet aldik, taraftarimiz çok mutlu oldu. Sabaha çok aci bir sekilde uyandik. Ne galibiyetimiz akillarda kaldi, ne de mutlulugumuz. Christian Atsu, Adekugbe’nin çok yakin arkadasi. Onlar da müthis bir sevinçle galibiyeti kutladilar. Ertesi gün arkadasini kaybetti. Bunlar unutulmamasi gereken seyler. Bekli uzun süre ülkemiz böyle acilar görmeyecek ama bu yasadiklarimizi gerçekten unutmamamiz lazim. Insanlarimizin daha naif olmasi lazim. Futbol tamam. Tabii ki herkes, tuttugu takimin sampiyon olmasini, futbolcusunun gol krali olmasini ister. Ama hayat sadece futboldan ibaret degil."
Insanlara dokunabilmek
"Yapabileceklerimiz kisitli ama ufak bile olsa yaptigimiz bir eylem insanlara dokunabiliyor, hayatini degistirebiliyor, mutsuzlugunu birden sevince çevirebiliyor. O yüzden gerçekten bizler için ya da ünlü herhangi biri için bir hayranini sevindirebilmek çok kolay. Biz bu süreçte elimizden geldigince ilgilenmeye çalistik. Mutlu edebildigimiz insanlar da oldu, ulasamadigimiz insanlar da. Insallah bir daha Rabbim bize böyle acilar yasatmasin, böyle günler göstermesin diyorum."
Kulübün düzenledigi müzayede
"Aslinda bunu Okan Hoca baslatti. Kendi için degerli olan 2 formasini müzayedeye bagisladi. Sonra biz de kendimiz için degerli olan ne varsa düsündük. Benim sahsen evimde 2 tane hat-trick yaptigim top vardi. Biri Göztepe maçindaki. Aslinda Basaksehir maçindaki verdigim top çok daha degerli. Ama Göztepe maçindaki hat-trick ilk oldugu için bende kalmasi gerektigini düsündüm. Basaksehir maçindaki topumu müzayedeye hediye ettim. Allah razi olsun satin alan kisi de bir emek verdi, topumu aldi. Yapabileceklerimiz bunlardi. Bunlari yapabiliyorsak, biraz da olsa katki saglayabiliyorsak hepimiz için çok büyük bir mutluluk bu."
Dünya Kupasi ve deprem nedeniyle lige verilen ara
"Dünya Kupasi arasi bizim için gerçekten verimli geçmisti. Dönüsünde çok büyük bir seri yakaladik. Bu anlamda dünya kupasi arasi bize olumlu yönde etki etti. Ondan sonra deprem, genel olarak ülkemizi oldugu gibi, takimlari da, futbolculari da, hocalari da kisacasi herkesi etkiledi ister istemez. Çok zor bir sezon gerçekten. Hem aralar çok fazla hem de yasadigimiz olaylar çok agir. O yüzden sadece sahaya, futbola odaklanmak biraz zor olabiliyor. Tabii, biz profesyonel futbolculariz, odaklanmaktan baska çaremiz yok. O yüzden bu süreci, bu travmayi, bu felaketleri bir an önce kafamizdan atip odaklanmamiz gereken bir isimiz bir amacimiz var. Zor da olsa bir sekilde adapte oluyoruz, olmak zorundayiz."
Icardi ile saha içindeki uyumu
"Saha içinde Icardi ile oynadigim zaman çok rahat ediyorum. Bu tabii ki diger forvetlerimize haksizlik açisindan söylemiyorum. Hepsi ile çok iyi anlasiyorum. Ama Icardi ile oyun tarzimiz birbirimize benziyor. Ben topu aldigim zaman savunma arkasina kosuyor, o aldigi zaman ben kosuyorum. Birbirimizin ne yapacagini bu süreçte çok iyi anladik, kimyamiz, uyumumuz çok fazla. O biraz benim asistlerimi yiyor ama (gülerek) olsun, aramizda çok güzel bir uyum var. Insallah bundan sonraki süreçlerde de çok daha fazla olacak bu uyum.
Aslinda sadece Icardi olarak degil, dengeli ve bir o kadar iyi bir kadroya sahibiz ki, giren çikan, oynayan oynamayan herkes, sahaya sonradan giren veya 5 maç 10 maç oynamayan biri, ilk 11’e dahil oluyor ve hiç adaptasyon sorunu yasamadan çok iyi bir performans sergileyebiliyor. Ben her röportajda söylüyorum, takimdasligimiz bizim anahtar kelimemiz. Çok güzel bir takim ortamimiz, arkadaslik ortamimiz var ve bu da bizi saha içinde çok rahatlatiyor. Herkes birbiri için savasiyor, birbiri için mücadele ediyor. Bu da sampiyonluk için en büyük noktalardan biri."
Gomis ile abi-kardes iliskisi
"Takimdaki herkes ile çok iyi anlasiyorum, hepsi ile arkadas gibiyim. Ama Gomis ile abi-kardes gibiyiz. 2 senedir birlikte oynuyoruz. Gomis, bana gerçekten abilik yapiyor. Saha içinde, saha disinda sürekli benim ile iletisim halinde, sürekli benden beklentilerini söylüyor, neler yapmam gerektigini anlatiyor. Gelecek ile ilgili planlarimda nelerin olmasi gerektigini söylüyor. Gomis gerçekten çok büyük bir profesyonel, çok büyük bir efsane benim için. Çok büyük bir karakter, çok büyük bir futbolcu. Gomis ile oynarken de çok rahat ediyorum. Gomis çok kaliteli bir futbolcu, çok kaliteli bir ayak. Her zaman ne yapmasi gerektigini biliyor.
Bunun disinda saha disinda da her zaman bizlere gençlere, Türk futbolculara çok iyi davraniyor, çok sicak davraniyor. Bunun sonucunda biz de ona çok fazla saygi duyuyoruz. Çünkü kariyer anlaminda çok üst düzey seyler basarmis bir futbolcu ama egosuz. Bizlerle çocuk gibi eglenebiliyor, abi-kardes gibi iletisim halinde olabiliyoruz. Bunlar önemli seyler. Gomis belki bu süreçte daha az forma sansi buluyor ama bundan dolayi küsecek veya tavir alabilecek bir insan degil. Tam tersine takimi birlestiriyor. Soyunma odasinda en fazla o konusuyor. Bizi daha fazla motive etme konusunda çok çabaliyor. Gerçekten çok büyük bir etkisi var takim üzerinde."
Galatasaray’da kaptanlik
"Çok büyük bir mutluluk, çok büyük bir gurur gerçekten. Bununla ilgili hocamizla ve Erden Abi ile konustugumuzda o gün uyuyamamistim. Çünkü Galatasaray’a ilk geldigim zaman büyük hayallerim vardi. Sampiyonluk yasayabilmek, efsaneler arasina girmek, kaptanlik rütbesine ulasabilmek benim için hayallerimin ötesindeydi. Hayallerimi tek tek gerçeklestirmeye devam ediyorum. Hayallerim hiçbir zaman bitmiyor, her zaman üzerine bir sey daha koyuyorum, bir not daha ekliyorum. Kaptanlik da hayallerim arasindaydi. Bunu gerçeklestirdim. Tabii ki önümde çok büyük efsaneler var onlarin ardindan geliyorum, onlardan sürekli bir seyler ögrenmeye çalisiyorum. Iletisim konusunda takim arkadaslarim ile neler yapabilirim, nasil ilerleyebilirim diye. Su ana kadar her sey çok güzel gidiyor. Bakalim insallah her sey daha güzel olur."
Kendi gözünden Kerem
"Geçen sene biraz daha bireysel anlamda bir seyler basarmak zorundaydim saha içinde. Daha fazla inisiyatif alip, daha fazla seyler yapip sonuç almamiz gerekiyordu. O anlamda biraz sikintilar çekiyorduk geçen sene. Aslinda geçen sene de iyi bir kadromuz vardi. Tabii su an ki kadromuz dünya yildizlari ile kaliteli ayaklara mevcut ama geçen sene de kötü bir kadroya sahip degildik. Sadece biraz uyum sikintisi çekiyorduk ligde. Avrupa’da tam tersi gayet iyi gidiyorduk. Geçen sene daha fazla bireysellik üzerinde ilerlemek zorundaydim. Takimim için gol atmam ya da asist yapmam gerekiyordu.
Bu sene biraz daha takim arkadaslarimla iletisim halinde olmak, uyumlu olabilmek üzerine çalisiyoruz. Sürekli kendimi gelistirmek üzerine ilerleyen bir insan olarak hatalarimin da üzerine gidiyorum. Iyi yaptigim seylerin de üzerine gidiyorum. Iyi yaptigim sey benim için yeterli deyip onu köseye birakmiyorum. Sürekli kendimi gelistirmek üzerine gidiyorum. Tabii ki bir isi basardiktan sonra sürekli daha fazlasi isteniyor daha fazla beklenti içinde olabiliyor insanlar. Ben de bu beklentilerin, bu isteklerin farkindayim. Bunlari karsilayabilmek için çok fazla çalisiyorum. Saha içinde 10 tane hata yapiyorsam asla kendimi geri plana çekmem. Daha fazlasini sahada deneyen bir oyun stiline sahibim. O yüzden hata yapmaktan asla korkmuyorum. Beni belki de diger futbolculardan farkli kilan budur. Kendimi böyle de tanimlayabilirim."
Zaniolo transferi
"Zaniolo, çok büyük bir transfer. Emegi geçenlere tesekkür ederim. Bizim için büyük bir firsat. Su an hepimiz için rekabet ortami olustu ve bu da sampiyonluk için önemli ve degerli. Herkes kendi sinirlarini zorlamak zorunda. Daha iyisini daha fazlasini yapmak zorunda. Zaniolo çok güzel bir kardesimiz, çok pozitif bir insan. Konuskan ve bizimle sakalasmayi seviyor. Bu ortamda sessiz, sakin, çekingen birinin olma olasiligi zaten yok. Öyle bir ortamdayiz ki, herkes birbirine saka yapiyor, sevincine ortak oluyor, disarida birlikte geziyor, egleniyor. Gerçekten çok güzel bir takim olustu. Sonradan gelenler bile bu uyum sürecini çok çabuk atlatabiliyor. Bence bize büyük bir katkisi olacak. Sampiyonlugun gelecegine inandigimiz için, sampiyonlukta büyük bir pay sahibi olacaktir."
Gelecege dair hayalleri
"En yakin hayalim Galatasaray ile sampiyonluk yasamak, kupayi kaldirabilmek. Ondan sonra hayaller hiçbir zaman bitmez ama Avrupa’da ülkemi, Galatasaray’i, ailemi temsil etmek istiyorum. Avrupa arenasinda, Avrupa’nin en büyük kulüplerinde. Hayaller hiçbir zaman bitmez. belki de önümüzdeki 10 yilda kendini nerede görüyorsun diyorsan eger, ben kendimi Avrupa’nin 5 büyük kulübünden birinde görüyorum. Oralarda oynamak istiyorum. Tabi olur mu olmaz bilmiyorum ama bunun için kendimi zorluyorum, çalisiyorum, çabaliyorum. Insallah o günleri de görürüz."
Milli takima dair düsünceleri
"Katar’da olsaydik çok büyük basarilar elde edebilecek bir milli takim jenerasyonuna sahibiz, olmadi. Dünya kupasinda en son 2002’de yer aldik. Biraz uzak bir hayal gibi gözükmeye basladi.
Ama bence bundan sonraki jenerasyona baktigim zaman bizler ya da bizden sonrasi için gerçekten büyük basarilar elde edebilecek bir takima sahibiz. Simdi avrupa sampiyonasi elemelerine katilacagiz. Ben avrupa sampiyonasina gidecegimizi düsünüyorum. O güce, o takima sahibiz. Umarim gideriz. Avrupa sampiyonasina gitmek bizim için bir basari olmamasi lazim. Sürekli bu kupalara gidip basarilar elde etmemiz gerekiyor. Gruptan çikabilmek en ufak bir örnek. Bu da aslinda bir basari degil bizler için. Çünkü gerçekten çok kaliteli bir takimiz, kaliteli futbolculara sahibiz. Çeyrek final, yari final. Euro 2008’de yaptik neden bir daha olmasin. Gerçekten çok iyi futbolculara sahibiz. Ben milli takim için çok umutluyum. Basarilar gelecegine inaniyorum. Insallah basari skalasini genisletecegimizi düsünüyorum."
Galatasaray taraftarina
"Belki de 70-80 bin kisilik stadimiz olsa hepsi dolar, öyle bir taraftara sahibiz. Geçen sene bazi maçlarda kötü gittigimiz zaman bile stadimiz doluyordu. Bizim itici gücümüz taraftarimiz. Onlar arkamizda oldugu zaman desteklerini sonuna kadar bize hissettirdikleri zaman çok farkli oynuyoruz. Onlar bu süreçte her zaman bizi destekleyecekler ve Galatasaray armasina asik insanlar olarak o stadi dolduracaklardir. Insallah onlarla birlikte biz de sampiyonlugu gögüsleyecegiz. Her maç oldugu gibi önümüzdeki maçlarda da bizleri desteklemeye devam edeceklerdir. Biz de onlara sezon sonu sampiyonluklarla bu destegin karsiligini veririz."
Kaynak: İHA