Dr. Mehmet Yavuz Açiklamasi 'Iftar Açar Açmaz, Dolu Bir Mideyle Maça Çikmak Çok Büyük Yanlis Olur'
Ramazan ayinda maç saatlerinin yeniden düzenlenmesi gerektigini söyleyen Nöroloji Uzmani Dr. Mehmet Yavuz, "Maç saatini 22.00’de baslat, daha güzel olur. Iftar açar açmaz, dolu bir mide ile maça çikmak da çok büyük yanlis olur. Burada iftari hafif gidalarla, özellikle karbonhidratta zengin, kan sekerini yükseltecek gidalarla, sivi gidalar alip maça çikmali. Asil iftari maçtan sonra yapmali" dedi.
Nöroloji Uzmani Dr. Mehmet Yavuz, Ramazan ayinda oruç tutan futbolcularin nelere dikkat etmesi gerektigine ve sporcu sagligi için müsabaka saatlerinin TFF tarafindan yeniden ayarlanmasina yönelik IHA’ya önemli açiklamalarda bulundu.
"Futbolcu oruç tutmak istiyorsa tutabilmeli"
Ramazan ayinda futbolcularin ‘oruç tutsak mi, tutmasak mi?’ gibi ikilemlere düstügünü belirten Yavuz, "Bu anlamda yönetimdeki arkadaslar, teknik kadro, ‘futbolcular oruç tutsun mu?, ‘nasil bir performans olabilir’ seklinde bir takim tartismalar var. Bazen teknik heyetin ve yönetim kurulundaki kisilerin futbolcularin oruç tutmamasi yönündeki telkinlerini zaman zaman duyabiliyoruz. Burada tabii ki önemli olan kisinin futbolcunun ya da sporcunun kendi inancini yasayabilmesi aslinda hiç kimseye, hiç kimse tarafindan inanç dogrultusunda bir dayatma olmamasi lazim. Futbolcu oruç tutmak istiyorsa tutabilmeli. Bu konuda bir zorlama yapilmamasi lazim. Burada ciddi bir kaygi söz konusu, eger futbolcu oruç tutarsa performansi düser mi? Bu asamada federasyonun da yardimci olmasi lazim. Özellikle Ramazan ayindaki maçlar iftar saatinden sonra oynanabilir. Illa iftar öncesinde oynanmasi sart degil. Burada sadece antrenmanlar problem olabilir mi, bunlar konusulabilir. Maçlar iftar saati sonrasina alinirsa, futbolcunun da oruç tutarken maç yapma hali kalmayacaktir. Bu zor bir durum degil, federasyon ayarlayabilir. Bu durum sadece futbolcu açisindan düsünülmemeli, seyirciler de var. Ramazana ayinda binlerce futbol seyircisi stadyumlara gidiyor. Bunlar için de kötü bir durum" ifadelerini kullandi.
"Performans düser kaygisi tamamen psikolojik, fiziksel degil"
’Oruç kisinin performansini düsürüyor mu, düsürmüyor mu?’ sorusunu da cevaplandiran Mehmet Yavuz, sunlari söyledi:
"Teknik kadro futbolcudan olabildigince yararlanmaya çalisiyor. O yüzden futbolcularin oruç tutmalarindan ziyade, tutmamalari daha çok islerine geliyor. Ama bugün oruç hangi zamanlarda farzdir, hangi zamanlarda tutulmayabilir? Bu zaten dini kurallarla belirlenmis durumda. Futbolcular deplasmana gittikleri zamanlarda seferi oluyorlar. Öyle durumlarda gerek antrenmanlarda, gerekse maçlarda seferi olduklarindan dolayi oruç tutmayabilirler. Ama kendi saha maçlarinda durum degisiyor. Burada bence gerek yönetimin, gerekse teknik kadronun futbolculara performans kaybi olur kaygisiyla oruç tutmamasi konusunda bir baskinin olmamasi, biz bunu diliyoruz. Insan açken, tüm metabolizma kendisini savunmaya yönelik bir pozisyon saglayacagi için daha iyi bir performans da sergileyebilir. Kisi de bir diyabet egilimi varsa, metabolik olarak bir sikinti varsa, kan sekeri ile ilgili bir takim degisiklikler varsa bunlar istisna durumlar. Onun disinda insanlar açken, sportif faaliyetlerde daha iyi bir performans sergileyebilirler. Aslinda olay tamamen psikolojik. Kisi açken daha düsük bir performans sergileyebilir sorusunu sorunca arkasinda psikolojik faktörler görüyorum. Performansi arttiran bir durum. Sindirim sistemi herhangi bir gida ile mesgul olmadigi için tüm enerjiyi savunmaya verecektir. Bu yüzden dolayi performans düser kaygisi tamamen psikolojik, fiziksel degil. Maç saatini belirleyen kisilerin biraz daha hassas olmasi lazim, inançli kisiler üzerinde. Maç saatini 22.00’de baslat, daha güzel olur. Iftar açar açmaz, dolu bir mide ile maça çikmak da çok büyük yanlis olur. Burada iftari hafif gidalarla, özellikle karbonhidratta zengin, kan sekerini yükseltecek gidalarla, sivi gidalar alip maça çikmali. Asil iftari maçtan sonra yapmali."
"Orucun sinir yapmasi söz konusu degil"
"Orucun sinir yapmasi ya da oruç tutan kisinin sinirli olmasi gibi durum söz konusu degil" diyen Dr. Yavuz, söyle devam etti:
"Burada bagimlilik söz konusu olabilir. Kisi sürekli kafein almaktadir ya da nikotin almaktadir. Bu kisiler oruçluyken, çaydan veya sigaradan uzak duracagi için nikotinin ve kafeinin baskisindan uzak kalmaktalar. Kisiler biraz daha agresif olabiliyorlar. Tamami ile kisilerin beslenme aliskanliklarindan yada yeme-içme aliskanliklarindan kaynaklanan bir durum. Orucun sinir stresten geçen bir sey degil. Hem psikolojik olarak, hem ruhsal olarak, hem sportif olarak kendisini kontrol etmesi orucun manevi iklimine göre hareket etmesi de gerekiyor. Bu yüzden ‘ben oruç tutuyorum sinirliyim’ yok böyle bir sey. Bu tamamen orucun yaptigi davranis bozuklugunu, orucun arkasina siginarak kaçinma davranisidir."
"Futbolcu oruç tutmak istiyorsa tutabilmeli"
Ramazan ayinda futbolcularin ‘oruç tutsak mi, tutmasak mi?’ gibi ikilemlere düstügünü belirten Yavuz, "Bu anlamda yönetimdeki arkadaslar, teknik kadro, ‘futbolcular oruç tutsun mu?, ‘nasil bir performans olabilir’ seklinde bir takim tartismalar var. Bazen teknik heyetin ve yönetim kurulundaki kisilerin futbolcularin oruç tutmamasi yönündeki telkinlerini zaman zaman duyabiliyoruz. Burada tabii ki önemli olan kisinin futbolcunun ya da sporcunun kendi inancini yasayabilmesi aslinda hiç kimseye, hiç kimse tarafindan inanç dogrultusunda bir dayatma olmamasi lazim. Futbolcu oruç tutmak istiyorsa tutabilmeli. Bu konuda bir zorlama yapilmamasi lazim. Burada ciddi bir kaygi söz konusu, eger futbolcu oruç tutarsa performansi düser mi? Bu asamada federasyonun da yardimci olmasi lazim. Özellikle Ramazan ayindaki maçlar iftar saatinden sonra oynanabilir. Illa iftar öncesinde oynanmasi sart degil. Burada sadece antrenmanlar problem olabilir mi, bunlar konusulabilir. Maçlar iftar saati sonrasina alinirsa, futbolcunun da oruç tutarken maç yapma hali kalmayacaktir. Bu zor bir durum degil, federasyon ayarlayabilir. Bu durum sadece futbolcu açisindan düsünülmemeli, seyirciler de var. Ramazana ayinda binlerce futbol seyircisi stadyumlara gidiyor. Bunlar için de kötü bir durum" ifadelerini kullandi.
"Performans düser kaygisi tamamen psikolojik, fiziksel degil"
’Oruç kisinin performansini düsürüyor mu, düsürmüyor mu?’ sorusunu da cevaplandiran Mehmet Yavuz, sunlari söyledi:
"Teknik kadro futbolcudan olabildigince yararlanmaya çalisiyor. O yüzden futbolcularin oruç tutmalarindan ziyade, tutmamalari daha çok islerine geliyor. Ama bugün oruç hangi zamanlarda farzdir, hangi zamanlarda tutulmayabilir? Bu zaten dini kurallarla belirlenmis durumda. Futbolcular deplasmana gittikleri zamanlarda seferi oluyorlar. Öyle durumlarda gerek antrenmanlarda, gerekse maçlarda seferi olduklarindan dolayi oruç tutmayabilirler. Ama kendi saha maçlarinda durum degisiyor. Burada bence gerek yönetimin, gerekse teknik kadronun futbolculara performans kaybi olur kaygisiyla oruç tutmamasi konusunda bir baskinin olmamasi, biz bunu diliyoruz. Insan açken, tüm metabolizma kendisini savunmaya yönelik bir pozisyon saglayacagi için daha iyi bir performans da sergileyebilir. Kisi de bir diyabet egilimi varsa, metabolik olarak bir sikinti varsa, kan sekeri ile ilgili bir takim degisiklikler varsa bunlar istisna durumlar. Onun disinda insanlar açken, sportif faaliyetlerde daha iyi bir performans sergileyebilirler. Aslinda olay tamamen psikolojik. Kisi açken daha düsük bir performans sergileyebilir sorusunu sorunca arkasinda psikolojik faktörler görüyorum. Performansi arttiran bir durum. Sindirim sistemi herhangi bir gida ile mesgul olmadigi için tüm enerjiyi savunmaya verecektir. Bu yüzden dolayi performans düser kaygisi tamamen psikolojik, fiziksel degil. Maç saatini belirleyen kisilerin biraz daha hassas olmasi lazim, inançli kisiler üzerinde. Maç saatini 22.00’de baslat, daha güzel olur. Iftar açar açmaz, dolu bir mide ile maça çikmak da çok büyük yanlis olur. Burada iftari hafif gidalarla, özellikle karbonhidratta zengin, kan sekerini yükseltecek gidalarla, sivi gidalar alip maça çikmali. Asil iftari maçtan sonra yapmali."
"Orucun sinir yapmasi söz konusu degil"
"Orucun sinir yapmasi ya da oruç tutan kisinin sinirli olmasi gibi durum söz konusu degil" diyen Dr. Yavuz, söyle devam etti:
"Burada bagimlilik söz konusu olabilir. Kisi sürekli kafein almaktadir ya da nikotin almaktadir. Bu kisiler oruçluyken, çaydan veya sigaradan uzak duracagi için nikotinin ve kafeinin baskisindan uzak kalmaktalar. Kisiler biraz daha agresif olabiliyorlar. Tamami ile kisilerin beslenme aliskanliklarindan yada yeme-içme aliskanliklarindan kaynaklanan bir durum. Orucun sinir stresten geçen bir sey degil. Hem psikolojik olarak, hem ruhsal olarak, hem sportif olarak kendisini kontrol etmesi orucun manevi iklimine göre hareket etmesi de gerekiyor. Bu yüzden ‘ben oruç tutuyorum sinirliyim’ yok böyle bir sey. Bu tamamen orucun yaptigi davranis bozuklugunu, orucun arkasina siginarak kaçinma davranisidir."
Kaynak: İHA
