Serkan Göksu Açiklamasi 'Dünya Kupasi'ni Arjantin Kazanir Ve Kupayi Messi Kaldirirsa Hosuma Gider'

Ümraniyespor’un basarili futbolcusu Serkan Göksu, Dünya Kupasi’nda favorisinin Arjantin oldugunu söyleyerek, "Kupayi Messi kaldirirsa hosuma gider" dedi.

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) TamSaha dergisinin 216. sayisi yayimlandi. Derginin Kasim ayi sayisinda Ümraniyespor’un deniyimli orta saha oyuncusu Serkan Göksu’nun röportaji da yer aliyor. Galatasaray altyapisinda yetisen, Altinordu’da 4 sezon geçiren ve Ümraniyespor’u Süper Lig’e tasiyan kadronun kilit oyuncularindan birisi olaran Göksu, "Her takimin gerçekten oyun plani var. Herkes plana sadik oynuyor ve bir takim skoru buldugunda artik o maçi çevirmek hiç de kolay olmuyor" dedi.

Serkan Göksu röportaji su sekilde:

Süper Lig’de bu sezon en fazla süre alan yerli oyunculardan birisin. 16 Mayis 1993’te Istanbul’da dogdugunu biliyoruz ve seni daha yakindan tanimak istiyoruz. Futbola baslamadan önce nasil bir çocukluk geçirdin? Çocukluk yillarini bize anlatabilir misin?

O yillarda çok arkadas canlisi birisiydim. O dönemlerde neredeyse sokaktan eve hiç girmezdik. Arkadaslarimizla bol bol oyunlar oynardik. Çogunlukla da futbol oynamayi tercih ederdik. Çok güzel dönemlerdi. O günleri özlüyorum.

Aileni taniyabilir miyiz? Annen, baban ve varsa kardeslerin ne isle mesgul oluyorlar?

Babam bankadan memur emeklisi. Annem ise ev hanimi. Bir ablam var, lojistik sirketinde çalisiyor.

Ailende senden baska sporla ugrasan birileri var mi?

Babam çok istemis ama o dönemin sartlarinda dedem izin vermemis. O da erken yasta ise girmek zorunda kalmis. Ablam ise sporla hiç ugrasmamis.

Ailen futbolcu olmani istiyor muydu? Sana futbolcu olman konusunda destek oldular mi?

Babam, dedemin tam aksine benim futbolcu olabilmem için her türlü fedakârligi yapti. Arabasini bana verir, kendisi isine metrobüsle giderdi. "Sen yorulma oglum, antrenmana arabayla git" derdi. Bütün imkânlarini benim futbolcu olmam için seferber etti diyebilirim. Üzerimde çok emegi vardir.

Egitim hayatindan bahsedebilir misin? Futbolla okulu bir arada yürütebildin mi?

Yürütmeye çalistim ama gerçekten çok zor oldu. Arkadaslarim spor okullarina gidiyordu. Ben Ticaret Lisesi’ne yazildim. Sabahlari okula gidiyor, okuldan çikar çikmaz antrenmana kosturuyordum. Gerçekten zor bir süreçti ama basardim. Liseyi iyi bir noktada bitirdim. Üniversite sinavinda da yüksekokul kazandim ve bir dönem gittim. Fakat profesyonel olduktan sonra üniversiteye gitmek çok zor hâle gelmisti. O yüzden futbola agirlik verdim.

Sendeki futbol yetenegini ilk kim kesfetti ve bir kulübün kapisindan içeri soktu?

Basta da söyledigim gibi sürekli sokakta top oynardim. Babam da bu sirada benim yetenekli oldugumu görmüs. Bir gün, "Gel bakalim, futbol oynamaya gidiyoruz" dedi ve beni Galatasaray’in seçmelerine götürdü. O sirada 8 yasindaydim. Elli kisinin arasinda top oynadik. Kimin seçtigini bilmiyorum ama o seçmelerde Galatasaray’in altyapisinda lisansli futbolcu olarak baslamis oldum.

Bize biraz Galatasaray’daki altyapi egitiminden ve bu egitimin sana neler kazandirdigindan söz eder misin?

Galatasaray’a çok küçük yasta girdim. Bu benim için gerçekten çok büyük bir avantaj oldu. Çok iyi hocalarla çalistim. Isim vermek gerekirse Burak Dilmen, Erkan Ültanir, Mehmet Ünver ve rahmetli Zafer Koç’la çalistim. Gerçekten pozisyon alma ve basit oynama gibi konularda onlara çok sey borçluyum. Sadece saha içinde degil, saha disindaki karakterimin sekillenmesinde de bana çok sey kattilar. Galatasaray altyapisinda iyi bir egitim aldigimi düsünüyorum.

Futbola orta saha oyuncusu olarak mi basladin?

Evet. Basladigimda klasik bir ön liberoydum. Fakat daha sonra 8 numara oynamaya basladim. Simdi Ümraniyespor’da Recep hocayla birlikte sagbek pozisyonunda oynuyorum.

Futbola basladigin dönemlerde begendigin futbolcular var miydi?

Eski Milan kadrosunu izlemek çok keyifliydi. O dönemde özellikle Kaka hayraniydim. Kaka olsun, Pirlo olsun, Milan maçlarini kaçirmazdim. Ikisini de çok begeniyordum.

Ilk profesyonel imzani attigin gün neler hissettigini bizimle paylasabilir misin?

O dönemlerde altyapilarda bugünkü gibi düzeni bir lig yapisi yoktu. Bazi sezonlarda ara gruplar oluyordu. Bu da genç ve gelismek isteyen futbolcular adina olumsuz bir durumdu. Hocalarimizin yönlendirmesiyle üç-dört arkadas Bati Trakya’da futbol oynamaya gittik. Sonra geri döndük. Galatasaray’in PAF takiminda oynarken o zamanin 2. Lig kulüplerinden Bayrampasaspor’dan teklif geldi. Çok heyecanlanmistim. Henüz 18 yasindaydim ve nasil bir yol izleyecegimi bilmiyordum. Galatasaray’daki hocalarim ve yöneticilerimle konusup fikir aldim. Onlarin yönlendirmesiyle Bayrampasa’ya gittim. Bu sirada Galatasaray’la da 3 yillik profesyonel sözlesme imzalamistim. Bana, "Git ve kendini güzelce gelistir. Ondan sonra en iyi sekilde buraya geri dönersin" dediler. Bayrampasa’ya devre arasinda kiralik gitmistim. Dört aylik dönem benim açimdan oldukça basarili geçti. Sezon bittiginde de beni isteyen birçok kulüp vardi. Ben Malatyaspor’u tercih ettim. Bir sezon orada da kiralik olarak oynadiktan sonra Altinordu’dan teklif aldim. Galatasaray da bu sirada benim için kararsiz kalmisti. Bunun üzerine Altinordu’nun teklifini kabul edip bonservisimle birlikte Altinordu’ya gittim.

Galatasaray uzun süre senden vazgeçmemis ve kiralik gittigin kulüplerde pismeni beklemis Bu kiralik gidis gelislerde neler yasadin?

Büyük takimlarda altyapidan yukariya çikmak kolay degil. Zaman zaman altyapidan oyuncularin A takima çikabildigini görüyoruz ama o dönemde Galatasaray’in gerçekten çok iyi bir kadrosu vardi. Selçuk Inan’li, Sneijder’li, Drogba’li kadro gerçekten de çok kaliteliydi. O kadronun içinde süre alabilmek oldukça zordu. O yüzden ben de daha fazla süre alip oynayabilecegim ve kendimi gelistirebilecegim takimlara kiralik gitmeyi tercih ettim.

Galatasaray’dan bonservisinle birlikte altyapisi güçlü bir baska kulübe, Altinordu’ya gidiyorsun. Altinordu bir proje takimi ve farkli bir anlayisla yönetiliyor. Orada yasadiklarindan ve Altinordu günlerinin sana kattiklarindan söz eder misin?

Dediginiz gibi Altinordu yarismacidan ziyade biraz daha egitici bir kulüp. Orada gerçekten çok iyi futbolcularla oynadim. Cengiz Ünder ve Çaglar Söyüncü ile çok uzun süre vakit geçirme firsatim da oldu. Açikçasi orada her gün yeni bir sey ögreniyorsunuz. Futbolda kesinlikle kendinizi gelistirmeniz lâzim. Futbol gelisime açik bir spor. Gerçekten çok iyi futbolcularla birlikte oynama firsati buldum.

Altinordu’dan Ümraniyespor’a transferin nasil gerçeklesti. Bu tercihinin sebepleri neydi?

Altinordu’da dört sezon forma giydim. Aslinda egitici bir kulüp için biraz fazla oynadigimi düsünüyorum. Orada da çok güzel yillarim geçti. Çok basarili, çok güzel maçlar çikardik takim olarak. Dört yil sonunda kontratim bitmisti ve kendime yeni bir yol çizmek istedim. O sirada esim de hamileydi. Ailem Istanbul’da yasadigi için geri dönmek istedim ve Ümraniye ile görüstüm. Takim kisa bir süre önce 1. Lig’e yükselmisti. Bana projelerinden bahsettiler. Açikçasi benim de hosuma gitti ve denemeye karar verdim. Çok da sicak karsilanmistim ve imzayi attim.

Ümraniyespor geçtigimiz sezon tarihinde ilk kez Süper Lig’e yükseldi. Bir ilçe takiminin bu basarisinin arkasindaki hikayeyi özetler misin?

Aslinda yükselis hikayemiz geçen sezondan degil, önceki sezonun ortasinda Recep Uçar hocamizin takimin basina geçmesinden sonra basliyor. Gerçekten de Recep foca geldikten sonra çok olumlu bir ivme yakaladik. Recep hoca geldiginde çok az puanimiz vardi. Alt siralarda yer aliyorduk. Fakat ondan sonra inanilmaz bir çikis yaptik ve play-off’u kil payi kaçirdik. Sezon sonunda birçok oyuncunun kontrati bitmisti. Iyi de teklifler aliyorduk. Fakat arkadaslarimizla konusup takimda kalmaya karar verdik. Çünkü hepimiz önümüzdeki sezonda bu takimin sampiyon olacagini biliyorduk. Recep hoca bizi teker teker çagirdi ve planlarindan bahsetti, "Çocuklar burada kalin, çok basarili isler yapacagiz. Bundan eminim" dedi.

Gerçekten de çok iyi bir kadro kuruldu. Yani hem çok iyi çalistik hem de takimda harika bir arkadaslik ortami vardi. Belki biraz abarttigim düsünülebilir ama çok rahat sampiyon olduk. Basindan sonuna kadar hiç zorlanmadan kolay bir sampiyonluk oldu.

Süper Lig’de ilk defa forma giyiyorsun. Uzun süre 1. Lig’de oynamis bir oyuncu olarak iki ligin arasindaki farklari anlatir misin?

Süper Lig’de bir kere her takimin gerçekten oyun plani var. Savunma planlari var. Herkes plana sadik oynuyor ve bireysel olarak alt lige göre tabii ki daha güçlü ve yetenekli futbolcular var. Yani bir takim skoru buldugunda artik o maçi çevirmek hiç de kolay olmuyor. Aradaki farklar bunlar diyebilirim.

Ümraniyespor lige deplasmanda iyi bir oyun sergileyerek Fenerbahçe beraberligi ile basladi.

Fakat ardindan gelen tek farkli maglubiyetlerle ligde bekledigi çikisi yasamadi. Ortada iyi bir takim oyunu var ancak sonuç alinamiyor. Bu durumu nasil açiklamak gerekiyor?

Öncelikle gerçekten iyi çalisiyoruz. Rakipleri çok iyi analiz ediyoruz. Iki gün boyunca hücumunu ve savunmasini farkli farkli analiz ediyoruz. Belki biraz bizim beceriksizligimiz. Dediginiz gibi tek farkli skorlarla maglup oluyoruz. Galibiyeti kaçirdigimiz çok maç oldu. Oyun ve istatistik olarak baktiginiz zaman kesinlikle ezilmiyoruz. Geriye çekilip kapanan bir futbol oynamiyoruz. Topla oynama, gol beklentisi, gol pozisyonlari gibi istatistiklerde rakiplerimizden üstünüz. Ama bir yerde bunun kirilacagini ve en yakin zamanda bu problemi asacagimizi düsünüyorum.

Teknik direktörünüz Recep Uçar, ligdeki birçok teknik adam gibi Abdullah Avci’nin tedrisatindan geçmis bir isim. Takim oyununa ve oyunun kenardan siki kontrolüne inanan bir yapisi var. Bize biraz Recep hocadan, oyun anlayisindan ve oyuncu iliskilerinden söz eder misin?

Recep hoca bir kere hem saha içinde hem saha disinda çok planli. Onun bir lafi var; "Saha disinda düzeni olmayanin saha içinde de düzeni olmaz" diye. Her zaman planlar üzerinden gitmeyi seviyor. Futbolcularindan savunma olsun, hücum olsun, taçlar olsun, kornerler olsun her zaman oyun planina sadik kalinmasini bekler. Yani oyunu her türlü formasyona çevirebilen, bunu saha içinde bizlere çok iyi anlatabilen bir teknik adam.

Bir orta saha oyuncususun ama bu sezon seni savunmanin saginda izliyoruz. Bu görevlendirmenin sebebi nedir? Recep Uçar sende sag bek olman konusunda nasil bir isik görmüs olmali?.. Sen kendini hangi bölgede daha iyi ifade ettigini düsünüyorsun?

Geçen sezon sag beklerimizden birisi cezali, digeri sakatti. Hoca o maçta beni denedi. Iyi bir maç geçirdim ve rahat kazandik. Iki hafta sonra bu defa sanirim iki sag bekimiz de sakatlanmisti ve yine ben oynadim. Bu sefer bir de gol attim. Herhalde hocanin aklinda bunlar kaldi. Bir de hoca genelde beki içeri sokarak oynatmayi seviyor. Kamplarda ve hazirlik maçlarinda degisik formasyonlar deniyor. Bunlari baya çalistik ve iyi de geçti. Ben de elimden geldigince hocanin planlari içerisinde oynamaya gayret gösteriyorum. Benim tercihim tabii ki orta saha. Yillarca orada oynadim ve orta sahada daha rahat ediyorum. Ama artik bir futbolcunun her yerde oynamasi gerektigine inaniyorum. Çünkü yillardir oynuyoruz ve nerede ne yapilmasi gerektigini biliyoruz. Hocamin verdigi sag bek görevini de en iyi sekilde yerine getirmeye çalisiyorum.

Uzun yillar orta sahada oynamis bir oyuncu olarak sag bek oynamanin zorluklari neler?

Orta saha daha mücadeleye dayali ve her zaman oyunun içindesiniz. Kosu temponuz sprinte dayali degil ama sürekli bir temponun içindesiniz. Sag bekte ise birebirleri çok iyi oynaman gerekiyor. Ligimizde de gerçekten birebirleri çok iyi oynayan futbolcular var. Her zaman yüksek hiza ulasmaniz gerekiyor. Orta sahaya nazaran hata kabul etmeyen bir yer.

Basta da ifade ettigimiz gibi devamliligi yüksek bir oyuncusun. Futbola odakli kalabilmek için neler yapiyorsun?

Futbola odakli kalabilmek ve uzun yillar oynayabilmek için olmazsa olmaz iki sey iyi dinlenme ve iyi beslenme. Performans sporu yapiyoruz. Bu ikisine dikkat ettikten sonra zaten ekstra antrenman yapacaksiniz. Bunlari yapan bir oyuncu bence uzun yillar futbolun içinde kalabilir.

Futbola birlikte basladigin arkadaslarinin birçogu bugün oyunun disinda kaldi. Seni onlardan ayiran ve bu noktaya tasiyan farklarin nelerdi?

Evet, arkadaslarimla bulusuyorum. Hala iliskilerimizi koparmadik. Altyapiyla profesyonellik arasinda ince bir çizgi var. Altyapida herkes sizinle yasit ve çok büyük sorumluluklariniz yok. Ama profesyonellik farkli. Benim sansim, her gittigim takimda beni tutan ve begenen hocalarla çalistim. Oynadigimda da iyi performans sergiledim ki bana firsat tanimaya devam ettiler. Sanirim burada siki çalisma ve bunun yaninda da biraz sans faktörü isin içine giriyor. Yetenek zaten isin olmazsa olmasi. Ama dogru zamanda, dogru yerde olmak lazim.

Ligimizde seni en çok zorlayan forvet oyuncusu ya da oyunculari kimler?

Trabzonspor maçinda oynadigim zaman Trezeguet’yi çok begenmistim. Çünkü hem basit oynuyor hem de nerede ne yapacagini bilemiyorsunuz. O gün iyi bir maç çikardi. Onun golüyle maglup olduk. Valencia çok iyi bir sprinter. Her an her seyi yapabiliyor. Aklimda kalanlar bu iki futbolcu.

Süper Lig’de oynayan oyuncular arasinda en çok hangilerini begeniyorsun?

Az önce bahsettigim iki oyuncu disinda bir de Galatasaray’da Mertens’in oyuna girdikten sonra maçi nasil degistirdigine sahitlik etmistim. Futbolda yapilmasi gereken, istenilen seyleri yapiyor. Basit gözüküyor ama topu bir anda terse çevirebiliyor. Top gelmeden önce ilk dokunusu ve çevre kontrolü çok iyi. Saha içerisinde bunlari fark ettim. Kaliteli bir oyuncu.

Ümraniyespor taraftari hakkinda neler söyleyebilirsin? Onlarla nasil bir iliskin var?

200-300 kisilik kemik bir taraftar grubumuz var. Sag olsunlar, her maçimiza geliyorlar ve daima olumlu sekilde destekliyorlar. Bundan sonra sayinin artacagini, 200-300 kisinin 2 bin-3 bin kisi olacagini düsünüyorum. Biz de onlari mahcup etmemek için bütün gücümüzle galibiyet için çaba sarf etmeyi sürdürecegiz.

Türkiye’de birçok stadyumu görme firsatin oldu. Yeni stadyumlar hakkinda neler söylersin?

Yeni stadyumlar bize gerçekten futbolcu oldugumuzu hissettiriyor. Çok güzeller. Hem saha içi hem de soyunma odalari gerçekten en kaliteli sekilde yapilmis. Yalniz bazi yeni statlarin zeminleri sert oluyor. Zeminle alakali problemler yasayabiliyoruz.

Futboldaki hedeflerini anlatabilir misin?

Süper Lig’i biraz geç yakaladim. Su anda 29 yasindayim. Yani bu yastan sonra da artik tecrübeli bir futbolcuyum. Iyi dinlenip, iyi beslenip, iyi uyuyup, çok iyi antrenmanlar yapip uzun süre Süper Lig’de forma giymek istiyorum. Hedefim Süper Lig’de kalmak diyebilirim. Süper Lig’de iyi futbol oynayip, iyi maçlar çikartarak adimdan söz ettirmek istiyorum.

Dünya Kupasi baslamak üzere. Favori takimin hangisi? Bu kupaya hangi oyuncularin damga vuracagini düsünüyorsun?

Messi’yi izlemek çok keyifli. Onun da son Dünya Kupasi olacagini düsünüyorum. Arjantin kazanirsa ve kupa da Messi’nin ellerinde kalkarsa hosuma gider açikçasi.

Hayatta yasadigin pismanliklar ya da "Iyi ki yapmisim" dediklerin neler?

Iyi ki futbolcu olmusum. Iyi ki Galatasaray’in kapisindan içeriye girip futbol oynamisim. Çünkü insanin sevdigi isi yapmasi en güzel sey. Iyi ki evlenmisim. Iyi ki çocugum var. Onunla vakit geçirmek çok hosuma gidiyor. Bunlari söyleyebilirim. Hayatimda bir pismanligim yok ama mutlaka bir cevap vermem gerekirse Altinordu’da dört sezon kalmak yerine yarismaci bir takima daha erken geçebilirdim.

Futbol disinda, Istanbul’dan ve Istanbul’daki hayatindan bahsedebilir misin?

Evliyim ve bir çocugum var. Onunla vakit geçirmeyi, oyun oynamayi çok seviyorum. Yeni yerleri gezmeyi çok seviyorum. Istanbul çok kozmopolit bir sehir. Ailelerimiz burada oldugu için onlarla vakit geçiriyorum. Arkadaslarimla da ailece bir araya gelip sohbet etmeyi seviyorum.

En sevdigin yemekler neler?

Ben dönerciyim. Döner yemeyi çok seviyorum. Kebap yemeyi de öyle. Etçiyim yani. Yas ilerledikçe sebze de sevmeye basladim. Baklagiller de hosuma gidiyor.

Hobilerin neler? Fobilerin var mi?

Satranç oynamayi çok seviyorum. Küçüklügümden beri oynarim. Futbol bittikten sonra belki bu isi profesyonel olarak yapmak istiyorum. Çok hosuma gidiyor. Dedigim gibi yeni yerler gezmeyi çok seviyorum. Güzel yemek yemek hosuma gidiyor. Onun disinda ne film ve dizi izlemekten hoslaniyorum. Fobilerim ise hasareler. Onlara dokunamam.

Kaynak: İHA