Ertugrul Taskiran Açiklamasi 'Beni En Çok Zorlayan Forvet Sörloth'tu'
Kasimpasa’nin tecrübeli kalecisi Ertugrul Taskiran, Süper Lig’de kendisini en çok zorlayan forvetin Trabzonspor’da iki sezon önce forma giymis Alexander Sörloth oldugunu söyledi. Ertugrul, ayrica takim arkadasi Umut Bozok’un da antrenmanlardaki sutlariyla kendisine zor anlar yasattigini belirtti.
Kasimpasa’nin deneyimli file bekçisi Ertugrul Taskiran, kariyeri, Süper Lig’de görev alan genç kaleciler ve birçok konuyla ilgili Ihlas Haber Ajansi’na özel açiklamalarda bulundu.
“Büyük takimdan puan aldiginda farkli bir hava olusuyor”
Bes maçlik galibiyet serisine kadar yasadiklari inisli çikisli grafigi degerlendirerek sözlerine baslayan 32 yasindaki eldiven, “Sezon basladiginda geçen sezondan ders alip basladik. Çünkü geçen sezonun sonuna dogru iyi bir grafik yakalamistik. Eger onu yakalamasaydik sikinti yasayacaktik son haftalarda. Bu dogrultuda iyi oyuncular da katildi aramiza ama takim oyununda istedigimiz istikrari yakalayamadik. Bu da sonuçlara yansidi ama oyundan vazgeçmedik. Hiçbir oyunu birakarak, farkli maglubiyet alarak kaybetmedik. Istikrarli bir oyunumuz vardi ama sonuca yansitamadik. Nitekim hoca degisiklikleri de oldu bu dogrultuda. Bazi maçlarda çok iyi oyunlar sergiledik. Galibiyet alabilecegimiz maçlarda bazen özgüven eksikligi, bazen bireysel hatalar ile sonuçlar alamadik. Haftalar çok çabuk geçti. Ben Antalyaspor maçini oynadiktan sonra Altay maçina geldigimizde, ligin son haftasi artik, kazanmaktan baska hiçbir sansimiz yoktu. Altay o maça bize göre daha rahat çikti, üst siralardaydi. Bizim lige ikinci devre tutunabilmemiz için kesin galibiyet almamiz gerekiyordu. Oraya kadar bazi beraberlikler açikçasi bizim gözümüzü boyamis. Besiktas ile beraberlik aldik. Büyük takimdan puan aldiginda farkli bir hava olusuyor. Ister istemez gerçeklerden uzaklasabiliyorsun. Nitekim çok az galibiyet adlik, Giresun ve Malatya maçi var galip ayrildigimiz. O dogrultuda aradaki maçlarin hepsinde ben oynadim. Malatya maçinda alt adalemden bir sakatlik yasadim. 20. dakikada oyundan çikmak zorunda kaldim. O maçtan sonra 6-7 maç oynayamadim. 5 haftasi sakat geçti, 2 haftasi da yedek oturdum. Sonrasinda tekrar firsat geldi ve takimin yükselisiyle beraber güzel bir grafik çikti ortaya. Bütün arkadaslarim oynayan oynamayan herkes çok mutlu. Güzel bir ortam yakaladik” seklinde konustu.
“Sami hoca vazgeçmememiz gerektigini her konusmada bize asiladi”
Teknik Direktör Hakan Kutlu ile yollarin ayrilmasinin ardindan takimin basina geçen Sami Ugurlu’nun büyük bir inanç ile göreve basladiginin altini çizen Ertugrul Taskiran, “Sami Hoca futbolculuktan gelen bir insan. Bizim neler yasadigimizi çok iyi biliyor. Daha önceki hocalarin ekiplerinde de bulundu. Bizi yakindan taniyor. Hoca kulübü de çok iyi biliyor. Camiayi da çok iyi biliyor. Oyunculari da bire birde çok iyi taniyor. Neler yapabilecegimizi en iyi bilenlerden bir tanesiydi. Bu dogrultuda inançli bir sekilde basladi.
Gerçekten kazansak da kaybetsek de oyundan vazgeçmememiz gerektigini her defasinda her antrenmanda her toplantida bize asiladi. Kendine çok inaniyordu, firsat bekliyordu. Bu firsati da zor bir zamanda yakaladi. Üstesinden su ana kadar çok iyi bir sekilde geldi. Bundan sonra da daha iyisini daha güzelini yapacaktir” cümlelerine yer verdi.
“Performansimin artisi takimla dogru orantili”
Yükselen grafiginin takimdaki dayanisma ile alakali oldugunu da belirten basarili file bekçisi, “Konya’dan ayrildiktan sonra birçok takimin ilgisi alakasi oldu. Çok iyi sartlar sunan takimlar oldu. Kasimpasa benim hep önceligimdi. Nitekim o süre zarfinda da bekledim. Çünkü burada bir kaleci rotasyonu olacakti. Fatih’in Galatasaray’a gittigi dönemde Ramazan tek kalmisti. Buraya çok istekli ve arzulu geldim. Çünkü yaptigim tüm plan programlarda burada olmayi istiyordum. Daha öncesinde burada oynayan yakin arkadaslarim da vardi. Hem faydali olabilecegimi hem de kariyerimde o istedigim ivmeyi yakalayabilecegim firsati burada bulacagima inaniyordum. O inançla geldim. Geçen sezon da benim adima iyi geçti. 20-21 maç oynadim. Bu sezon da su ana kadar 15 tane maç var ve her maç takimima katki saglamak için ugrasiyorum. Performansimin artisi takimla da dogru orantili ama kulübü seviyorum, çok güzel bir ortamimiz var ve sahiplendim. Bu da hem performansima hem saha içi hem saha disi durusuma yansiyor. Bu da beni çok mutlu ediyor. Üzerine koyarak devam etmem gerekiyor. Bunun da farkindayim” diye konustu.
“Trabzonspor maçi çok önemli”
Ertugrul, Süper Lig’e verilen arada siki çalisarak Trabzonspor maçina hazirlandiklarini söyleyerek, “Takimda hava gayet iyi. Sampiyonluk adayi takimlardan bir tanesiyle oynuyoruz. O açidan çok önemli ama bizim için her maç çok önemli. Biz yaptigimiz su seride aradan bir tane maçi, Allah korusun kaybetmis olsaydik isler su anda bizim için çizilen bu tablo seklinde olmayacakti. Daha zor olacakti. Bizim her maçtan puan çikartmamiz gerekiyor. Bu güce sahibiz. Oyuncular olarak biz buna inandik. Birçok takim kampa gitti. Bizim tesis imkanlarimiz çok iyi. O yüzden antrenmanlarimiza burada devam ediyoruz. Siki çalisiyoruz. Sakat oyuncularimiz var. Bu ara onlarin dönmesi için de iyi oldu. Aramiza katilan birkaç arkadasimiz oldu. Bizim adimiza güzel bir firsat oldu. Bu bir ara ama bizim hiç ara vermemis gibi ayni ciddiyetle, ayni istek ve arzuyla yolumuza devam etmemiz gerekiyor ve insallah da böyle olacak” degerlendirmesinde bulundu.
“Altay, Ugurcan, Berke, Ersin ve Irfan Can Türk futboluna damga vurabilecek kaleciler”
Son dönemde Türk futbolunda yetisen genç kalecilerin Avrupa standartlarinin üzerine çikabilecegini savunan lacivert-beyazli oyuncu, “Gerçekten Türk futboluna damga vurabilecek isimler var; Altay, Ugurcan, Berke, Ersin, Irfan Can. Sayabilecegimiz birçok isim var aklima gelmeyen. Alt liglerde de ayni sekilde güvenip oynatilan birçok kaleci var. Bu Türk kaleciler için çok büyük bir firsat. Firsat verildiginde de bunun degerlendirilebilecegini gerçekten Avrupa standartlari hatta Avrupa standartlarinin üzerine çikilabilecegini gösteren bir ivme bu” açiklamasini yapti.
“Potansiyelli kalecilerimiz var, bunlarin Avrupa’da öne çikmasi gerekiyor”
Türk kalecilerin Avrupa’ya açilmasina yönelik adimlarin atilmasi gerektigini aktaran Taskiran, yeni yetisen genç kalecilerin fizik kalitesine iliskin de sunlari söyledi:
“Bizim fizik standartlarimiz çok iyi. Türkiye’deki kalecilerin özellikle son dönemde fizik kalitesinde muazzam bir artis oldu. Dünya standartlarinin civarindayiz. Ortalama 1.91 diye biliyorum kaleci standardi. Su an Türkiye’deki kalecilerin boyutlari çok iyi. Fizik kuvvetleri çok iyi. Bunu teknik ve oyun bilgisiyle birlestirdigimizde baska seviyeye gelecegiz. Bunu yapan kaleciler üst seviye oldu. Büyük takimda oynamak zor, diger takimlardaki gibi maç içinde 6-7 tane pozisyon gelmiyor. Sicak kalman gerekiyor. Konsantrasyonunu bozmaman gerekiyor. Bunu basarabilenler de yukariya dogru devam ediyor. Altay bunu basardi kalici oldu, Ugurcan bunu basardi kalici oldu. Benim temennim Ersin de dahil. Ersin’in Berke ile beraber daha gelisimine katabilecegi zamanlari da var. Firsatlari da var. Insallah yerli kalecilerin yurt disina açilmasiyla alakali adimlar atilir. Bunu basarabilen kaleciler olur ve bunun devami gelir. Gerçekten çok potansiyelli kalecilerimiz var. Fizik kalitemiz çok iyi. Bunun Avrupa’da bir sekilde öne çikmasi gerekiyor. Umarim gerçeklesir.”
“Genç kaleciler faydali elestirileri dinleyip yoluna devam edecek”
Fenerbahçe’de Altay Bayindir’in yoklugunda kaleyi devralan Berke Özer’e zaman zaman yöneltilen olumsuz elestirilere de deginen 32 yasindaki futbolcu, genç kalecilerin bu tür agir elestirilere takilmadan çalisarak devam etmeleri gerektiginin altini çizip söyle devam etti:
“Bu elestirilerin olmasi normal. Büyük bir camia. Türkiye’nin en büyük camialarindan bir tanesi. Ben de altyapisindan yetistim. Yaklasik 10-11 yil bu camianin içinde bulundum ve üzerimde o armayi tasidim. Saha içi saha disi sorumluluklari çok fazla. Bu bir gerçek. Basari geldiginde ödülü de çok büyük oluyor ama basarisizlik geldiginde elestiriler de bir bu kadar agir oluyor. Berke ile zaten konusuyoruz. Çok düzgün bir çocuk ama bunlara karsi durusunuz ilerideki kariyerinizi belirleyecek. Övgülerde çok yükselmemeniz lazim. Bu tarz elestirilerde de kendinizi düsürmemeniz lazim. Ayni çizgide devam etmek gerekiyor. Benim bütün kalecilere söyleyecegim bu. Bir maçta yaptigin bir kurtaris seni göklere çikartiyor. Aslinda bu da gerçekçi degil. Yaptigin bir hatada da çok agir elestirilere maruz kaliyorsun. Bu da gerçekçi degil. O dogrultuda çok çalisacaksin. Kaleciligin anahtari bu, bitmiyor. Ugurcan 25-26 yasinda çok iyi kaleci. Ama bunu devam ettirmesi gerekiyor. Üzerine koydugu sürece o çizgide devam ettigi sürece iyi kaleci olarak anilacak. Altay ve Ersin de öyle. Diger kaleciler için de bu durum söz konusu. Istikrar gerekiyor. Genç kalecilerde özellikle inisler çikislar olmasi çok normal. Kalecilik tecrübeyle de dogru orantili. Çok takilmadan dogru olanlari sana faydasi olan elestirileri dinleyeceksin ayni sekilde çalismaya devam edip yoluna bakacaksin.”
“Serdar Kulbilge ile çalismak bizim için bir sans”
Lacivert-beyazli eldiven, kaleci antrenörü Serdar Kulbilge’yle çok iyi çalistiklarini da belirterek, “Milli takim arasinda bizi iyi yoruyor. Serdar hoca ben Fenerbahçe’de ilk altyapidan A takima çiktigimda çaliskanligi ile örnek olacak bir isimdi. Nitekim o seviyede oynamasini da çaliskanligina bagliyor kendisi. Simdi antrenörken de ayni sekilde. Hem farkli çalismalar yaptiriyor, kendini gelistiriyor hem de yogun tempoda çalistiriyor bizi. O açidan bizim için bir sans” diye konustu.
“Futbol sonrasi antrenörlük yaparim diyemiyorum”
Ertugrul, aktif futbol yasaminin ardindan kariyerini nasil sürdürecegine iliskin sorulan soruya, “Ben su an 32 yasindayim, kaç yasina kadar oynarim? 3, 4, 5 sene, gidisata bagli. 37-38 yasima kadar oynadigimda yine çalismam gerekecek. Geçmiste yaptigim çalismalar beni 36-37 yasima kadar götürmeyecek. Evet, oynadigim maçlar, gösterdigim performanslar beni bir yere getirecek ama kalecilik çalismayla birebir ayni dogrultuda ilerliyor. Uzun vadede söyle yaparim, su yasa kadar oynarim diye bir sey söyleyemiyorum. Kendimi fit hissediyorum. Fizigim el verdigi sürece sahaya adimi attigimda bugünkü gibi istekli giriyorsam, onu devam ettirdigim sürece ben de devam edecegim. Sonrasi zor bir soru. Su an futbol çok darbogazdan geçiyor. Kulüplerin çok ciddi maddi sikintilari var. Tesis sikintilari var, birçok kulübün. Yarin ne olacagini bilmiyorum. Futbol sonrasinda antrenörlük yaparim dedigimde kendimi oraya koyamiyorum. Çünkü hala kaledeyim. Onun disinda yöneticilik, futbolcu temsilciligi gibi bir sürü seçenek var ama kendi adima bunlari degerlendirip, sunu yapacagim diyemiyorum. Benim zamaninda Fenerbahçe’de beraber oynadigim Emre agabey (Belözoglu), Egemen agabey (Korkmaz), Selçuk agabey (Sahin) ve Volkan agabey (Demirel) su anda antrenörlük yapiyor. Dogal olarak onlarla iletisim halindeyiz. Belki futboldan sonra antrenörlüge yönelebilirim veya daha farkli fikirler olusabilir kafamda. Planlarim var ama net sekilde karar vermis degilim” cevabini verdi.
“Çocuklugumuzda bizim dönemimizin efsanesi Rüstü agabeydi”
Deneyimli eldiven, örnek aldigi kalecinin Rüstü Reçber ile Volkan Demirel oldugunu aktararak, “Çocuklugumuzda bizim dönemimizin efsanesi Rüstü agabeydi. Kendisiyle de tanisma firsati yakaladim, karsilikli da oynadik. Bizim adimiza akla ilk o geliyordu. Çünkü benim çocuklugum onun çok basarili oldugu döneme denk geldi. Ben hep kaleci olarak oynadim. Forvet, defans degildim. O yüzden Rüstü ile baslayan daha sonra Volkan ile devam eden bir süreç vardi. Önümüzde Volkan Demirel gibi bir gerçek vardi. Ve hep bize o söyleniyordu. Kariyerlerimiz bir sekilde bir araya geldi. Ben Fenerbahçe’ye transfer oldum A takima çiktim. 2 sene de Volkan abiyle ayni odayi paylastim. Rüstü ile baslayip Volkan ile devam eden rol model oldu hayatimizda. Su anda da ben gençlere yakinimda altyapidan gelen gençlere örnek olabilmek için elimden geleni yapiyorum. Çünkü genelde Türk futbolunda kötü örnekler haylaz çocuklar göze geliyor ama çok dogru düzgün profiller de var. Ben de bunlardan biri olup gençlere örnek olabilmek adina elimden geleni yapiyorum. Onlara yardimci olmaya çalisiyorum” seklinde konustu.
“Beni en çok zorlayan forvet Sörloth’tu”
Süper Lig’de kendisini en çok zorlayan forvet oyuncusunun iki sezon önce Trabzonspor’da forma giymis olan Norveçli Alexander Sörloth oldugunu açiklayan Ertugrul Taskiran, “Açikçasi Burak Yilmaz agabey buradayken cevabim o olurdu. Sonrasinda da Sörloth’tu. Çünkü adam hiçbir sekilde durdurulamiyor. Kosu atiyor, sut atiyor, kafa topu var. Mücadele ediyor. Defansa yardim ediyor. Su anda aklima güncel gelen isim yok ama en son Sörloth’tu. Kafa atiyor, kosuyor. Bütün özellikleri var. Beni en çok zorlayan forvet Sörloth diyebilirim. Su an için ‘beni çok zorluyor’ diyebilecegim bir isim yok. Bizim Umut çok zorluyor, antrenmanlarda. (Gülerek) Daha rakip oynamadik ama Umut zorluyor diyebilirim” ifadalerini kullandi.
“Büyük takimdan puan aldiginda farkli bir hava olusuyor”
Bes maçlik galibiyet serisine kadar yasadiklari inisli çikisli grafigi degerlendirerek sözlerine baslayan 32 yasindaki eldiven, “Sezon basladiginda geçen sezondan ders alip basladik. Çünkü geçen sezonun sonuna dogru iyi bir grafik yakalamistik. Eger onu yakalamasaydik sikinti yasayacaktik son haftalarda. Bu dogrultuda iyi oyuncular da katildi aramiza ama takim oyununda istedigimiz istikrari yakalayamadik. Bu da sonuçlara yansidi ama oyundan vazgeçmedik. Hiçbir oyunu birakarak, farkli maglubiyet alarak kaybetmedik. Istikrarli bir oyunumuz vardi ama sonuca yansitamadik. Nitekim hoca degisiklikleri de oldu bu dogrultuda. Bazi maçlarda çok iyi oyunlar sergiledik. Galibiyet alabilecegimiz maçlarda bazen özgüven eksikligi, bazen bireysel hatalar ile sonuçlar alamadik. Haftalar çok çabuk geçti. Ben Antalyaspor maçini oynadiktan sonra Altay maçina geldigimizde, ligin son haftasi artik, kazanmaktan baska hiçbir sansimiz yoktu. Altay o maça bize göre daha rahat çikti, üst siralardaydi. Bizim lige ikinci devre tutunabilmemiz için kesin galibiyet almamiz gerekiyordu. Oraya kadar bazi beraberlikler açikçasi bizim gözümüzü boyamis. Besiktas ile beraberlik aldik. Büyük takimdan puan aldiginda farkli bir hava olusuyor. Ister istemez gerçeklerden uzaklasabiliyorsun. Nitekim çok az galibiyet adlik, Giresun ve Malatya maçi var galip ayrildigimiz. O dogrultuda aradaki maçlarin hepsinde ben oynadim. Malatya maçinda alt adalemden bir sakatlik yasadim. 20. dakikada oyundan çikmak zorunda kaldim. O maçtan sonra 6-7 maç oynayamadim. 5 haftasi sakat geçti, 2 haftasi da yedek oturdum. Sonrasinda tekrar firsat geldi ve takimin yükselisiyle beraber güzel bir grafik çikti ortaya. Bütün arkadaslarim oynayan oynamayan herkes çok mutlu. Güzel bir ortam yakaladik” seklinde konustu.
“Sami hoca vazgeçmememiz gerektigini her konusmada bize asiladi”
Teknik Direktör Hakan Kutlu ile yollarin ayrilmasinin ardindan takimin basina geçen Sami Ugurlu’nun büyük bir inanç ile göreve basladiginin altini çizen Ertugrul Taskiran, “Sami Hoca futbolculuktan gelen bir insan. Bizim neler yasadigimizi çok iyi biliyor. Daha önceki hocalarin ekiplerinde de bulundu. Bizi yakindan taniyor. Hoca kulübü de çok iyi biliyor. Camiayi da çok iyi biliyor. Oyunculari da bire birde çok iyi taniyor. Neler yapabilecegimizi en iyi bilenlerden bir tanesiydi. Bu dogrultuda inançli bir sekilde basladi.
Gerçekten kazansak da kaybetsek de oyundan vazgeçmememiz gerektigini her defasinda her antrenmanda her toplantida bize asiladi. Kendine çok inaniyordu, firsat bekliyordu. Bu firsati da zor bir zamanda yakaladi. Üstesinden su ana kadar çok iyi bir sekilde geldi. Bundan sonra da daha iyisini daha güzelini yapacaktir” cümlelerine yer verdi.
“Performansimin artisi takimla dogru orantili”
Yükselen grafiginin takimdaki dayanisma ile alakali oldugunu da belirten basarili file bekçisi, “Konya’dan ayrildiktan sonra birçok takimin ilgisi alakasi oldu. Çok iyi sartlar sunan takimlar oldu. Kasimpasa benim hep önceligimdi. Nitekim o süre zarfinda da bekledim. Çünkü burada bir kaleci rotasyonu olacakti. Fatih’in Galatasaray’a gittigi dönemde Ramazan tek kalmisti. Buraya çok istekli ve arzulu geldim. Çünkü yaptigim tüm plan programlarda burada olmayi istiyordum. Daha öncesinde burada oynayan yakin arkadaslarim da vardi. Hem faydali olabilecegimi hem de kariyerimde o istedigim ivmeyi yakalayabilecegim firsati burada bulacagima inaniyordum. O inançla geldim. Geçen sezon da benim adima iyi geçti. 20-21 maç oynadim. Bu sezon da su ana kadar 15 tane maç var ve her maç takimima katki saglamak için ugrasiyorum. Performansimin artisi takimla da dogru orantili ama kulübü seviyorum, çok güzel bir ortamimiz var ve sahiplendim. Bu da hem performansima hem saha içi hem saha disi durusuma yansiyor. Bu da beni çok mutlu ediyor. Üzerine koyarak devam etmem gerekiyor. Bunun da farkindayim” diye konustu.
“Trabzonspor maçi çok önemli”
Ertugrul, Süper Lig’e verilen arada siki çalisarak Trabzonspor maçina hazirlandiklarini söyleyerek, “Takimda hava gayet iyi. Sampiyonluk adayi takimlardan bir tanesiyle oynuyoruz. O açidan çok önemli ama bizim için her maç çok önemli. Biz yaptigimiz su seride aradan bir tane maçi, Allah korusun kaybetmis olsaydik isler su anda bizim için çizilen bu tablo seklinde olmayacakti. Daha zor olacakti. Bizim her maçtan puan çikartmamiz gerekiyor. Bu güce sahibiz. Oyuncular olarak biz buna inandik. Birçok takim kampa gitti. Bizim tesis imkanlarimiz çok iyi. O yüzden antrenmanlarimiza burada devam ediyoruz. Siki çalisiyoruz. Sakat oyuncularimiz var. Bu ara onlarin dönmesi için de iyi oldu. Aramiza katilan birkaç arkadasimiz oldu. Bizim adimiza güzel bir firsat oldu. Bu bir ara ama bizim hiç ara vermemis gibi ayni ciddiyetle, ayni istek ve arzuyla yolumuza devam etmemiz gerekiyor ve insallah da böyle olacak” degerlendirmesinde bulundu.
“Altay, Ugurcan, Berke, Ersin ve Irfan Can Türk futboluna damga vurabilecek kaleciler”
Son dönemde Türk futbolunda yetisen genç kalecilerin Avrupa standartlarinin üzerine çikabilecegini savunan lacivert-beyazli oyuncu, “Gerçekten Türk futboluna damga vurabilecek isimler var; Altay, Ugurcan, Berke, Ersin, Irfan Can. Sayabilecegimiz birçok isim var aklima gelmeyen. Alt liglerde de ayni sekilde güvenip oynatilan birçok kaleci var. Bu Türk kaleciler için çok büyük bir firsat. Firsat verildiginde de bunun degerlendirilebilecegini gerçekten Avrupa standartlari hatta Avrupa standartlarinin üzerine çikilabilecegini gösteren bir ivme bu” açiklamasini yapti.
“Potansiyelli kalecilerimiz var, bunlarin Avrupa’da öne çikmasi gerekiyor”
Türk kalecilerin Avrupa’ya açilmasina yönelik adimlarin atilmasi gerektigini aktaran Taskiran, yeni yetisen genç kalecilerin fizik kalitesine iliskin de sunlari söyledi:
“Bizim fizik standartlarimiz çok iyi. Türkiye’deki kalecilerin özellikle son dönemde fizik kalitesinde muazzam bir artis oldu. Dünya standartlarinin civarindayiz. Ortalama 1.91 diye biliyorum kaleci standardi. Su an Türkiye’deki kalecilerin boyutlari çok iyi. Fizik kuvvetleri çok iyi. Bunu teknik ve oyun bilgisiyle birlestirdigimizde baska seviyeye gelecegiz. Bunu yapan kaleciler üst seviye oldu. Büyük takimda oynamak zor, diger takimlardaki gibi maç içinde 6-7 tane pozisyon gelmiyor. Sicak kalman gerekiyor. Konsantrasyonunu bozmaman gerekiyor. Bunu basarabilenler de yukariya dogru devam ediyor. Altay bunu basardi kalici oldu, Ugurcan bunu basardi kalici oldu. Benim temennim Ersin de dahil. Ersin’in Berke ile beraber daha gelisimine katabilecegi zamanlari da var. Firsatlari da var. Insallah yerli kalecilerin yurt disina açilmasiyla alakali adimlar atilir. Bunu basarabilen kaleciler olur ve bunun devami gelir. Gerçekten çok potansiyelli kalecilerimiz var. Fizik kalitemiz çok iyi. Bunun Avrupa’da bir sekilde öne çikmasi gerekiyor. Umarim gerçeklesir.”
“Genç kaleciler faydali elestirileri dinleyip yoluna devam edecek”
Fenerbahçe’de Altay Bayindir’in yoklugunda kaleyi devralan Berke Özer’e zaman zaman yöneltilen olumsuz elestirilere de deginen 32 yasindaki futbolcu, genç kalecilerin bu tür agir elestirilere takilmadan çalisarak devam etmeleri gerektiginin altini çizip söyle devam etti:
“Bu elestirilerin olmasi normal. Büyük bir camia. Türkiye’nin en büyük camialarindan bir tanesi. Ben de altyapisindan yetistim. Yaklasik 10-11 yil bu camianin içinde bulundum ve üzerimde o armayi tasidim. Saha içi saha disi sorumluluklari çok fazla. Bu bir gerçek. Basari geldiginde ödülü de çok büyük oluyor ama basarisizlik geldiginde elestiriler de bir bu kadar agir oluyor. Berke ile zaten konusuyoruz. Çok düzgün bir çocuk ama bunlara karsi durusunuz ilerideki kariyerinizi belirleyecek. Övgülerde çok yükselmemeniz lazim. Bu tarz elestirilerde de kendinizi düsürmemeniz lazim. Ayni çizgide devam etmek gerekiyor. Benim bütün kalecilere söyleyecegim bu. Bir maçta yaptigin bir kurtaris seni göklere çikartiyor. Aslinda bu da gerçekçi degil. Yaptigin bir hatada da çok agir elestirilere maruz kaliyorsun. Bu da gerçekçi degil. O dogrultuda çok çalisacaksin. Kaleciligin anahtari bu, bitmiyor. Ugurcan 25-26 yasinda çok iyi kaleci. Ama bunu devam ettirmesi gerekiyor. Üzerine koydugu sürece o çizgide devam ettigi sürece iyi kaleci olarak anilacak. Altay ve Ersin de öyle. Diger kaleciler için de bu durum söz konusu. Istikrar gerekiyor. Genç kalecilerde özellikle inisler çikislar olmasi çok normal. Kalecilik tecrübeyle de dogru orantili. Çok takilmadan dogru olanlari sana faydasi olan elestirileri dinleyeceksin ayni sekilde çalismaya devam edip yoluna bakacaksin.”
“Serdar Kulbilge ile çalismak bizim için bir sans”
Lacivert-beyazli eldiven, kaleci antrenörü Serdar Kulbilge’yle çok iyi çalistiklarini da belirterek, “Milli takim arasinda bizi iyi yoruyor. Serdar hoca ben Fenerbahçe’de ilk altyapidan A takima çiktigimda çaliskanligi ile örnek olacak bir isimdi. Nitekim o seviyede oynamasini da çaliskanligina bagliyor kendisi. Simdi antrenörken de ayni sekilde. Hem farkli çalismalar yaptiriyor, kendini gelistiriyor hem de yogun tempoda çalistiriyor bizi. O açidan bizim için bir sans” diye konustu.
“Futbol sonrasi antrenörlük yaparim diyemiyorum”
Ertugrul, aktif futbol yasaminin ardindan kariyerini nasil sürdürecegine iliskin sorulan soruya, “Ben su an 32 yasindayim, kaç yasina kadar oynarim? 3, 4, 5 sene, gidisata bagli. 37-38 yasima kadar oynadigimda yine çalismam gerekecek. Geçmiste yaptigim çalismalar beni 36-37 yasima kadar götürmeyecek. Evet, oynadigim maçlar, gösterdigim performanslar beni bir yere getirecek ama kalecilik çalismayla birebir ayni dogrultuda ilerliyor. Uzun vadede söyle yaparim, su yasa kadar oynarim diye bir sey söyleyemiyorum. Kendimi fit hissediyorum. Fizigim el verdigi sürece sahaya adimi attigimda bugünkü gibi istekli giriyorsam, onu devam ettirdigim sürece ben de devam edecegim. Sonrasi zor bir soru. Su an futbol çok darbogazdan geçiyor. Kulüplerin çok ciddi maddi sikintilari var. Tesis sikintilari var, birçok kulübün. Yarin ne olacagini bilmiyorum. Futbol sonrasinda antrenörlük yaparim dedigimde kendimi oraya koyamiyorum. Çünkü hala kaledeyim. Onun disinda yöneticilik, futbolcu temsilciligi gibi bir sürü seçenek var ama kendi adima bunlari degerlendirip, sunu yapacagim diyemiyorum. Benim zamaninda Fenerbahçe’de beraber oynadigim Emre agabey (Belözoglu), Egemen agabey (Korkmaz), Selçuk agabey (Sahin) ve Volkan agabey (Demirel) su anda antrenörlük yapiyor. Dogal olarak onlarla iletisim halindeyiz. Belki futboldan sonra antrenörlüge yönelebilirim veya daha farkli fikirler olusabilir kafamda. Planlarim var ama net sekilde karar vermis degilim” cevabini verdi.
“Çocuklugumuzda bizim dönemimizin efsanesi Rüstü agabeydi”
Deneyimli eldiven, örnek aldigi kalecinin Rüstü Reçber ile Volkan Demirel oldugunu aktararak, “Çocuklugumuzda bizim dönemimizin efsanesi Rüstü agabeydi. Kendisiyle de tanisma firsati yakaladim, karsilikli da oynadik. Bizim adimiza akla ilk o geliyordu. Çünkü benim çocuklugum onun çok basarili oldugu döneme denk geldi. Ben hep kaleci olarak oynadim. Forvet, defans degildim. O yüzden Rüstü ile baslayan daha sonra Volkan ile devam eden bir süreç vardi. Önümüzde Volkan Demirel gibi bir gerçek vardi. Ve hep bize o söyleniyordu. Kariyerlerimiz bir sekilde bir araya geldi. Ben Fenerbahçe’ye transfer oldum A takima çiktim. 2 sene de Volkan abiyle ayni odayi paylastim. Rüstü ile baslayip Volkan ile devam eden rol model oldu hayatimizda. Su anda da ben gençlere yakinimda altyapidan gelen gençlere örnek olabilmek için elimden geleni yapiyorum. Çünkü genelde Türk futbolunda kötü örnekler haylaz çocuklar göze geliyor ama çok dogru düzgün profiller de var. Ben de bunlardan biri olup gençlere örnek olabilmek adina elimden geleni yapiyorum. Onlara yardimci olmaya çalisiyorum” seklinde konustu.
“Beni en çok zorlayan forvet Sörloth’tu”
Süper Lig’de kendisini en çok zorlayan forvet oyuncusunun iki sezon önce Trabzonspor’da forma giymis olan Norveçli Alexander Sörloth oldugunu açiklayan Ertugrul Taskiran, “Açikçasi Burak Yilmaz agabey buradayken cevabim o olurdu. Sonrasinda da Sörloth’tu. Çünkü adam hiçbir sekilde durdurulamiyor. Kosu atiyor, sut atiyor, kafa topu var. Mücadele ediyor. Defansa yardim ediyor. Su anda aklima güncel gelen isim yok ama en son Sörloth’tu. Kafa atiyor, kosuyor. Bütün özellikleri var. Beni en çok zorlayan forvet Sörloth diyebilirim. Su an için ‘beni çok zorluyor’ diyebilecegim bir isim yok. Bizim Umut çok zorluyor, antrenmanlarda. (Gülerek) Daha rakip oynamadik ama Umut zorluyor diyebilirim” ifadalerini kullandi.
Kaynak: İHA