Bakan Kasapoglu Sordu, Senol Günes Yanitladi!

Gençlik ve Spor Bakani Dr. Mehmet Muharrem Kasapoglu, A Milli Futbol Takimi Teknik Direktörü Senol Günes ile Antalya kampi sirasinda bir araya geldi. Bakan Kasapoglu’nun sorularini yanitlayan tecrübeli teknik adam; 2002 Dünya Kupasi’ndaki unutulmaz anlar için, “En büyük mutlulugumdur” dedi. Günes, Bakan Kasapoglu’nun, “Hagi mi, Alex mi?” sorusunu ise, “Hagi derim. Ben Hagi’yi daha çok önemsiyorum. Taraftar gözüyle bakmiyorum” seklinde yanitladi.

A Milli Futbol Takimi’nin EURO 2020 için Antalya’da geçirdigi kamp dönemi sirasinda Gençlik ve Spor Bakani Dr. Mehmet Muharrem Kasapoglu, A Milli Takim Teknik Direktörü Senol Günes ile bir araya gelerek keyifli bir söylesi gerçeklestirdi. Bakan Kasapoglu’nun sorularini içtenlikle yanitlayan tecrübeli teknik adam, milli takimin son durumuyla ilgili bilgilerden en begendigi yabanci futbolcuya, Avrupa Sampiyonasi’ndaki beklentilerden unutamadigi karsilasmaya kadar birçok konuya degindi.

"Halkin teveccühünü görüyorum"

Takim olarak büyük bir teveccüh gördüklerini belirten Senol Günes, "Önümüze bir sürü engel çikacak, A’dan Z’ye bu engeli asacak anlayista kendimizi yetistirmemiz lazim. Çocuklarimizin zekasi müthis. Takim iyi diyorlar, beklenti büyük, beklentinin altinda kaldigin zaman basarisiz diyorlar. Bunlarin hepsi yanlis. Durum tespiti yapacagiz. Ne var elimizde, ne yapabiliriz, yapilmasi için zaman gerekir mi, gerekmez mi, biz mi egitici olarak yanlisiz, oyuncu mu, imkânlar mi? Iste o projeleri hazirlamak lazim. Burada su anda büyük bir sansimiz var. Halkin teveccühünü görüyorum. Epeydir vardi ama bu ara biraz daha artti. Yürürken, gezerken, gazetelerde ’Biz birlikte mutluyuz’ anlayisi var. Aslinda Türkiye için de güzel bir mesaj. Herkesin farkli düsüncesi olsa bile biz bir aileyiz. ’Bizim Çocuklar’ duygusu var. Bu çocuklari Van’da da, Kayseri’de de, Antalya’da da ailenin içerisinde göstermeye çalisiyoruz. Yusuf, Ozan, Burak bu yasta yurtdisina gitti. O kadar güzel örneklerimiz var ki Ama ben bunlara bakarak degil, basindan beri söylüyorum. Ben, bana yatirim yapilmadan belli bir yere geldim. Bundan sonra da bu sekilde ilerlenmesini degil, oyunculara yatirim yapilmasini istiyorum. Benim gibi binlerce insan var. Bunlari ortaya çikarmak lazim. Türkiye’nin ekonomisine katki yapilacak her seyin önünü açmak lazim. Futbolda bu kadar yatirim yapiliyorsa; ’Devletten parayi alayim, harcayayim, borcum varken de vergi affi çikar ve borcum düsür’ zihniyeti sürdürülebilir degil. Devlet sana verecek ama gençleri sen yetistir diye verecek. Avrupa’da da Bayern Münih’te yapiyor bunu ama sen de yetistir diye veriyor. Bayern Münih’in 350 Milyon bütçesi var evvelki sene. O bütçeyi de harcamak durumunda. Onun için transfer yapiyor. Federasyona biz de dahil çok is düsüyor. Raporlama yapip, ne yapilabiliriz diye bakmak lazim" dedi.



"Sporla sanati birlestirelim"

Her alanda öncelikle degeri ön plana çikarmanin önemine deginen Günes, "Arzum su; futbolu kendi haline birakmayalim. Biraktigimiz zaman kötü yönetiliyor. Kulüplerdeki insanlar kendi keyfine göre yönetiliyor. Benim bir marka degerim var. Su anda benim degerim hiçbir sey yapmasam bile paraya dönüstürür. Ama bizde adam önce parayla basliyor. Parayla baslarsan bu deger olusmaz. Benim degerim eskiden de vardi ama bu kadar yoktu. Bilgi, beceri ve tecrübeler bu noktada önemli. Bunu her zaman bir seye dönüstürürsün. Gençken yapsaydim, bugünkü degerim olmazdi. Bizim insanimiz da bunu bilmiyor. Her alanda degerli olmayi, insani degerleri ön plana çikarmak lazim. Dogru isler yapmak, üretmek, kendini gelistirmek ve katki yapmak. Is kolu olarak ben ögretmenligi, askerligi, doktorlugu biliyordum daha sonra mühendislik ve bir sürü branslar çikti ama simdi sanatta, müzikte, filmde o kadar güzel döviz getiren isler var ki; burada da yetistirelim. Herkesi mühendis, avukat yapamayiz. Issizlik basliyor o zaman. Sporla sanati birlestirelim. Iki bransi çok önemsiyorum. Sizin de çalismalariniz var. Sanat ve sporu nefes alinacak alanda yapmak gerekiyor. Çocuklarimiza imkâni verebiliriz diye düsünüyorum" ifadelerini kullandi.

"2002’de ’ne olursa olsun futbolcularima sakin yere egilmeyin’ dedim"

Milli takim ile 2002 yilindaki Dünya Kupasi performansina deginen tecrübeli çalistirici, "Bir takim düsünün ki kaybettigi zaman bile ayakta duruyor ve tekrar kazaniyor. Avrupa Sampiyonasi bir imaj. Türkiye’nin tanitimi, sportif basari, fair-play, bunlarin hepsini kullanmak lazim. Ama bunu islemek kolay degil. Çocuklarin ne kadar etkiledigini biliyorum. Dünya Kupasi’nda da yasadik bunu. Onlara; ’Maç ne olursa olsun, sakin yere egilmeyin. Çikin sahaya kaybedersek de kazanirsak da alkislar, beraber oluruz’ dedim. Tabii güzel gitti, Japonya’yi sahasinda yendik. Ben de girdim sahaya, ev sahibini alkislattik. Çok güzel bir atmosfer oldu. Senegali yendik, onda da güzel oldu. Brezilya’ya yenildik. Bizimkiler yine yerde. Ayaga kaldirdim ne yapiyorsunuz diye. 1-0 yenildik, nasil Brezilya’yi elimizden kaçirdik diye üzüldüler. Sonra Kore’yle oynadik. Kore’yi yendik, o maça birkaç futbolcunun yari finalden sonra aileleri gelmisti. Bir baktim ki çocuklar aldi omuzuna çocuklari, Koreli futbolculari beraber tribünlere gittiler. O fotograflar UEFA’da, fair-play diye paylasildi. Iz biraktik. Sadece saha sonucu degil final maçi Almanya-Brezilya maçiydi ama o üçüncülük maçi ambiyansiyla o kadar iz birakti ki o yüzden futbolun bu tarafi önemli. Ilkler unutulmaz. Hikayeler unutulmaz. Türkiye’nin renkli bir çikisi vardi orada" seklinde konustu.



"Futbol, diger branslardan önde geliyor"

Futbol endüstrisine deginen Günes, "En basta futbol var. Sonra basketbol geliyor. Aslinda basari olarak voleybolda kizlarimiz çok iyi ama bu futbolun bir dogasi var dünyada. Bunun farkli bir ekonomisi var. O yüzden bunu onlarla yaristirmak dogru degil. Adam Amerika’da da basketbolu ve beyzbolu çok seviyor. O ülkelerin yapisi ile orantili gidiyor. Amerika’da futbolu istesen de sevdiremiyorsun. Ama ne yapiyor Amerikali uyaniklar? Futbola dünyada olan ilgiyi görüyor. Bu sporun o kadar kitlesi var, onlarda da para var. Oradaki sirketler, ülke disindan kulüp satin almaya çalisiyor. Avrupa Süper Lig’i davasi da onun için çikti zaten. Onun ismi var, ötekinin ismi var. Ben bunlari alayim, onlara da para vereyim. Kulüpler de uyanik, borç yaptilar, para alirim diye düsündüler. Ondan sonra ne olacak? UEFA hakli ama UEFA’nin hatasi su; kardesim o zaman da pastayi biraz paylasin. Ben babayim, çocuklara dengeli dagitmazsam, çocugun bir tanesi ilerde bana rahatsizlik verir. Babaligini yapacaksin. UEFA olarak yapmadigin zaman adam da diyor ki; ben de böyle yaparim. Her kulübün basinda uyanik biri çikar. Çikiyor da zaten, bizde de var çok uyanik. Bir kismi futbola yatirim yapiyor, bir kismi da kendine yapiyor. Biz kendine yapanlari degil de futbola yatirim yapanlari destekleyecegiz" degerlendirmesini yapti.

"Her zaman hazir olmalisiniz"

Futbolda da hayatta da her zaman hazir olunmasi gerektigini söyleyen Senol Günes, "Çok basarili oldum, ayrildigim zamanlar oldu. Mesela Milli Takim ile Kore’den geldigim zaman bostum. Fatih Hocayi Galatasaray’dan aldilar, beni almadilar. Ben demem ama hayatta kimseye de minnetim yoktur o konuda. Besiktas’tayken de ’Aman gel’ diyorlar. Ben de; ’simdi olmaz, benim ilkelerim var iki takim olmaz’ dedim. Bakin nereden nereye geliyorsunuz. Bir yerde bosken istemiyorlar. Bir yerden doluyken aman gel diyorlar. Onun için siz dogruyu yapacaksiniz. Ben oyuncuyu da söylüyorum. Oglum seni simdi oynatmiyorum ama oynattigim zaman hazir ol. O sansini kullanmalisin ama dersen ki ’hoca sen oynattin ama hazir degilim’ kusura bakma, kime ne zaman sans gelecegi belli degil. Her zaman hazir olmalisin. Bu hayat için de böyle" dedi.



Söylesinin Quiz kisminda Bakan Kasapoglu’nun sorulari ve Senol Günes’in yanitlari ise su sekilde:

Mehmet Muharrem Kasapoglu: "Hamsi tava mi? Hamsi izgara mi?"

Senol Günes: "Ben tavayi yiyemiyorum. Kizartma oldugu için yag dokunuyor ama miden iyiyse hamsi tava yenir. Ben bugulama yiyorum bazen."

Mehmet Muharrem Kasapoglu: "Hocam Trabzon’u özlüyorsundur. Bir Trabzon’a da gidecegiz. Çarsibasi’na birkaç tesis yapiyoruz. Orada döner mi yiyelim, ne yiyelim? "

Senol Günes: "Beraber gidelim. Hatta Dogu Karadeniz’de 2-3 yere gidelim. Ben mesela Dogu’da Antep’i de önemsiyorum. Orasi da merkezi bir yer. Orada da ciddi bir potansiyel var."

Mehmet Muharrem Kasapoglu: "Siz simdi golf oynuyorsunuz. Baska? "

Senol Günes: "Simdi oynamiyorum. Simdi yürüyüs. Zaten benim zamanim yok."

Muharrem Kasapoglu: "Ilgilendiginiz sportif brans nedir?"

Senol Günes: "Yürüyüs ve yüzme."

Mehmet Muharrem Kasapoglu: "Hocam unutamadiginiz maç? "

Senol Günes: "Benim o kadar var ki ama mesela kazandigimiz olarak Senegal maçini söyleyebilirim. Kaybettigimizi de milli takim için söyleyecegim. Letonya maçiydi. Burada Avrupa Sampiyonasi’na gidecektik. Orada 1-0 kaybettik, burada 2-2 berabere kaldik."

Mehmet Muharrem Kasapoglu: "Letonya bize hep ters geliyor? "

Senol Günes: "Olacak sey degil. 3 tane gol atmisiz. 3 tane gol yiyecegimiz aklimiza gelmez ya. 2-0 galipken rahat olmadi. Bunu suna bagliyorum; yorgunluk vardi ama asil durum pandemiden dolayi o aksam maç bittikten sonra 6 oyuncuda covid çikti. Öyle oynadilar. Çaglar, Enes, Yusuf Onlarin hepsi maç bitiminde seyahate gidecekler ya, test yaptilar hepsi pozitif çikti"

Mehmet Muharrem Kasapoglu: "Türkiye’ye gelen en iyi yabanci hoca? "

Senol Günes: "Iyi hocalar geldi. Jupp Derwall’i ayri tutuyorum."

Mehmet Muharrem Kasapoglu: "En iyi yabanci futbolcu? "

Senol Günes: "Tanidigim için Sota. Yetenek olarak, kisilik olarak da Çünkü genç yasta aldik onu. Daha piyasaya çikmamisti ve bizden Ajax’a gitti. Ben onu önemsiyorum ama disaridan gelen oyuncu olarak Hagi iyi oyuncudur, Alex iyi oyuncudur."

Muharrem Kasapoglu: "Kaleci olarak? "

Senol Günes: "Kaleci olarak bizim zamanimizda Datcu’yu ben çok seviyordum. Schumacher geldi marka olarak. Benim antrenörlügüm döneminde Jean-Marie Pfaff geldi ama onu o kadar tutmam."

Mehmet Muharrem Kasapoglu: "Hocam en büyük mutlulugunuz? "

Senol Günes: "Mutlulugum ailem ile beraber olmak. Saha sonucuna gelirsek Dünya Kupasi en önemli mutlulugumdur. Kulüpte de Trabzonspor’un ilk çikisidir. Onun var olusu ile benim var olusum beraber oldu. Yani ürettiginiz ile büyüdünüz. Sonra ben geldim Besiktas’a daha önce sampiyon oldu, basarilar gördü ama Trabzonspor o basarilarin hiçbirini görmedi. Sadece ben degil, takimdaki tüm oyuncular beraberce bir eser ortaya çikardik. Simdi bir daha sampiyon oldugunda sevinirsin ama ilki gibi olmaz. Dünya Kupasi’na katilsak ve üçüncü olsak da ilki gibi olmayacaktir. Dolayisiyla ilkler çok önemlidir. Benim için de o Dünya Kupasi çok önemliydi. Üzüntü olarak Avrupa Sampiyonasi’na gidememistik oraya gitme hakkimi da simdi kullandim. Letonya maçinda ayagimiza gelmisti. Orada biraz magdur olduk ama 2-0’dan 2-2 oldu ve elendik. Ona üzülmüstüm. Çok üzüldügüm maçlar var veya sevindigim maçlar."

Mehmet Muharrem Kasapoglu: "Ronaldo mu? Messi mi? "

Senol Günes: "Ben orada ayirmam. Ikisini de önemserim ama yetenek ve çabukluk olarak Messi. Ikisi de çalisiyorlar. Bir defa saygi duyulmasi lazim. Sürdürülebilir olmasi çok önemli. Ronaldo çok güçlü. Çalisma felsefesi olarak Ronaldo onu sürdürdü. Ronaldo onlari yapmasaydi bugünlere de gelemeyebilirdi. Ümit milli takimda Portekiz’de oynuyordu. Hamitler de ümit milli takimda oynuyordu o zaman. Ronaldo zayifti, dripling özellikleri ile ön plana çikardi ve onu tasir hale getirdi. Ikisini de saygi duyuyorum. Ikisi de ayni dönemin iyi futbolculari ama geçmisle kiyaslamam. Geçmis mesela Pele, Maradona. Her oyuncu kendi dönemindedir. Simdi diyorlar ki; Haland mi, Mbappe mi yoksa Ronaldo, Messi mi? Ronaldo, Messi ispatladi. Bunlar daha oynayacaklar. Tipki bizim gençler gibi."

Mehmet Muharrem Kasapoglu: "Hagi mi Alex mi? "

Senol Günes: "Hagi derim. Ben Hagi’yi daha çok önemsiyorum. Taraftar gözüyle bakmiyorum. Benim zaten öyle bir seyim yoktur. "

Kaynak: İHA