Bakan Kasapoglu, A Milli Futbol Takimi'nin Kampinda Senol Günes Ile Bulustu

Ayyildizli ekibin EURO 2020 öncesi Antalya'daki kampinda gerçeklesen söyleside teknik direktör Senol Günes, Gençlik ve Spor Bakani Mehmet Muharrem Kasapoglu'nun sorularini cevapladi Senol Günes:'Biz birlikte mutluyuz anlayisi var. Aslinda Türkiye için de güzel bir mesaj. Herkesin farkli düsüncesi olsa bile biz bir aileyiz. 'Bizim Çocuklar' duygusu var' 'Bir takim düsünün ki kaybettigi zaman bile ayakta duruyor ve tekrar kazaniyor. Avrupa Sampiyonasi bir imaj. Türkiye'nin tanitimi, sportif basari, fair play, bunlarin hepsini kullanmak lazim'

Gençlik ve Spor Bakani Mehmet Muharrem Kasapoglu, 2020 Avrupa Futbol Sampiyonasi (EURO 2020) öncesi A Milli Takim'in Antalya'da gerçeklestirdigi kampta teknik direktör Senol Günes ile bulustu.

Bakanliktan yapilan açiklamaya göre, Mehmet Muharrem Kasapoglu, Antalya kampinda Senol Günes ile keyifli bir söylesi gerçeklestirdi.

Kasapoglu'nun sorularini içtenlikle yanitlayan tecrübeli teknik adam, milli takimin son durumuyla ilgili bilgilerden en begendigi yabanci futbolcuya, EURO 2020'deki beklentilerinden unutamadigi karsilasmaya kadar birçok konuya degindi.

Önlerine birçok engel çikacagini ve bu engelleri asacak anlayista kendilerini yetistirmeleri gerektigini belirten Günes, "Çocuklarimizin zekasi müthis. 'Takim iyi' diyorlar, beklenti büyük, beklentinin altinda kaldigin zaman 'basarisiz' diyorlar. Bunlarin hepsi yanlis. Durum tespiti yapacagiz. Ne var elimizde, ne yapabiliriz, yapilmasi için zaman gerekir mi, gerekmez mi, biz mi egitici olarak yanlisiz, oyuncu mu, imkanlar mi? Iste o projeleri hazirlamak lazim. Burada su anda büyük bir sansimiz var." ifadelerini kullandi.

Halkin teveccühünü gördüklerini ve son zamanlarda bunun daha da arttigini aktaran Günes, söyle devam etti:

"Biz birlikte mutluyuz anlayisi var. Aslinda Türkiye için de güzel bir mesaj. Herkesin farkli düsüncesi olsa bile biz bir aileyiz. 'Bizim Çocuklar' duygusu var. Bu çocuklari Van'da da, Kayseri'de de, Antalya'da da ailenin içerisinde göstermeye çalisiyoruz. Yusuf, Ozan, Burak bu yasta yurt disina gitti. O kadar güzel örneklerimiz var ki... Ama ben bunlara bakarak degil, basindan beri söylüyorum. Ben, bana yatirim yapilmadan belli bir yere geldim. Bundan sonra da bu sekilde ilerlenmesini degil, oyunculara yatirim yapilmasini istiyorum. Benim gibi binlerce insan var. Bunlari ortaya çikarmak lazim. Türkiye'nin ekonomisine katki yapilacak her seyin önünü açmak lazim. Futbolda bu kadar yatirim yapiliyorsa; 'Devletten parayi alayim, harcayayim, borcum varken de vergi affi çikar ve borcum düser' zihniyeti sürdürülebilir degil. Devlet sana verecek ama gençleri sen yetistir diye verecek. Avrupa'da da Bayern Münih'te yapiyor bunu ama sen de yetistir diye veriyor. Bayern Münih'in 350 milyon bütçesi var evvelki sene. O bütçeyi de harcamak durumunda. Onun için transfer yapiyor. Federasyona biz de dahil çok is düsüyor. Raporlama yapip, ne yapilabilir diye bakmak lazim."

Kulüplerdeki kisilerin futbolu kendi keyfine göre yönettigini ve futbolun kendi haline birakilmamasi gerektigini vurgulayan Günes, sunlari kaydetti:

"Benim bir marka degerim var. Su anda benim degerim hiçbir sey yapmasam bile paraya dönüstürür. Ama bizde adam önce parayla basliyor. Parayla baslarsan bu deger olusmaz. Benim degerim eskiden de vardi ama bu kadar yoktu. Bilgi, beceri ve tecrübeler bu noktada önemli. Bunu her zaman bir seye dönüstürürsün. Gençken yapsaydim, bugünkü degerim olmazdi. Bizim insanimiz da bunu bilmiyor. Her alanda degerli olmayi, insani degerleri ön plana çikarmak lazim. Dogru isler yapmak, üretmek, kendini gelistirmek ve katki yapmak. Is kolu olarak ben ögretmenligi, askerligi, doktorlugu biliyordum daha sonra mühendislik ve bir sürü branslar çikti ama simdi sanatta, müzikte, filmde o kadar güzel döviz getiren isler var ki burada da yetistirelim. Herkesi mühendis, avukat yapamayiz. Issizlik basliyor o zaman. Sporla sanati birlestirelim. Iki bransi çok önemsiyorum. Sizin de çalismalariniz var. Sanat ve sporu nefes alinacak alanda yapmak gerekiyor. Çocuklarimiza imkani verebiliriz diye düsünüyorum."

- "Avrupa Sampiyonasi bir imaj"

Senol Günes, Avrupa Sampiyonasi'nin imaj açisindan çok önemli oldugunu dile getirdi.

Günes, Bakan Kasapoglu'nun "Aslinda spor da bir sanat ama sanat yönünü sporcu da olsan gelistirebilecek bir mekanizmayi da kurmak lazim. Sanati spordan, sporu kültürden ayiramayiz hepsi iç içe aslinda..." sorusuna su yaniti verdi:

"Bir takim düsünün ki kaybettigi zaman bile ayakta duruyor ve tekrar kazaniyor. Avrupa Sampiyonasi bir imaj. Türkiye'nin tanitimi, sportif basari, fair play, bunlarin hepsini kullanmak lazim. Ama bunu islemek kolay degil. Çocuklari ne kadar etkiledigini biliyorum. Dünya Kupasi'nda da yasadik bunu. Onlara; 'Maç ne olursa olsun, sakin yere egilmeyin. Çikin sahaya kaybedersek de kazanirsak da alkislar, beraber oluruz.' dedim. Tabii güzel gitti, Japonya'yi sahasinda yendik. Ben de girdim sahaya, ev sahibini alkislattik. Çok güzel bir atmosfer oldu. Senegal'i yendik, onda da güzel oldu. Brezilya'ya yenildik. Bizimkiler yine yerde. Ayaga kaldirdim ne yapiyorsunuz diye. 1-0 yenildik, nasil Brezilya'yi elimizden kaçirdik diye üzüldüler. Sonra Kore'yle oynadik. Kore'yi yendik, o maça birkaç futbolcunun yari finalden sonra aileleri gelmisti. Bir baktim ki çocuklar aldi omuzuna çocuklari, Koreli futbolcularla beraber tribünlere gittiler. O fotograflar UEFA'da fair play diye paylasildi. Iz biraktik. Sadece saha sonucu degil... Final maçi Almanya-Brezilya maçiydi ama o üçüncülük maçi ambiyansiyla o kadar iz birakti ki o yüzden futbolun bu tarafi önemli. Ilkler unutulmaz. Hikayeler unutulmaz. Türkiye'nin renkli bir çikisi vardi orada..."

Mehmet Muharrem Kasapoglu, sporun eskisi gibi olmadigini ve tamamen endüstriye dönüstügünü vurgularken, Senol Günes, sunlari aktardi:

"En basta futbol var. Sonra basketbol geliyor. Aslinda basari olarak voleybolda kizlarimiz çok iyi ama bu futbolun bir dogasi var dünyada. Bunun farkli bir ekonomisi var. O yüzden bunu onlarla yaristirmak dogru degil. Adam Amerika'da da basketbolu ve beyzbolu çok seviyor. Ben Kore'de kaldim. Futbola sevgi var ama beyzbolun yerini tutmuyor. Oradaki is adamlarinin hepsi beyzbol oynadi, golf oynadi. Sonrasinda kendi ülkelerinde çalisanlarina onu önemsetiyor. O ülkelerin yapisi ile orantili gidiyor. Amerika'da futbolu istesen de sevdiremiyorsun. Ama ne yapiyor Amerikali uyaniklar? Futbola dünyada olan ilgiyi görüyor. Bu sporun o kadar kitlesi var, onlarda da para var. Oradaki sirketler, ülke disindan kulüp satin almaya çalisiyor. Avrupa Süper Lig'i davasi da onun için çikti zaten. Onun ismi var, ötekinin ismi var. Ben bunlari alayim, onlara da para vereyim. Kulüpler de uyanik, borç yaptilar, para alirim diye düsündüler. Ondan sonra ne olacak? UEFA hakli ama UEFA'nin hatasi su; kardesim o zaman da pastayi biraz paylasin. Ben babayim, çocuklara dengeli dagitmazsam, çocugun bir tanesi ileride bana rahatsizlik verir. Babaligini yapacaksin. UEFA olarak yapmadigin zaman adam da diyor ki ben de böyle yaparim. Her kulübün basinda uyanik biri çikar. Çikiyor da zaten, bizde de var çok uyanik. Bir kismi futbola yatirim yapiyor, bir kismi da kendine yapiyor. Biz kendine yapanlari degil de futbola yatirim yapanlari destekleyecegiz."

- "Her zaman hazir olmalisin"

Senol Günes, hem kendine hem de futbolcularina her zaman hazir olmak gerektigini söyledigini anlatti.

Hem basarili hem de basarisiz zamanlari oldugunu aktaran Günes, "Mesela milli takim ile Kore'den geldigim zaman bostum. Fatih hocayi Galatasaray'dan aldilar, beni almadilar. Ben demem ama hayatta kimseye de minnetim yoktur o konuda. Besiktas'tayken de 'Aman gel' diyorlar. Ben de 'Simdi olmaz, benim ilkelerim var, iki takim olmaz.' dedim. Bakin nereden nereye geliyorsunuz. Bir yerde bosken istemiyorlar. Bir yerden doluyken aman gel diyorlar. Onun için siz dogruyu yapacaksiniz. Ben oyuncuya da söylüyorum. Oglum seni simdi oynatmiyorum ama oynattigim zaman hazir ol. O sansini kullanmalisin ama dersen ki 'Hoca sen oynattin ama hazir degilim' kusura bakma, kime ne zaman sans gelecegi belli degil. Her zaman hazir olmalisin. Bu hayat için de böyle." degerlendirmesinde bulundu.

Bakan Kasapoglu, yok edercesine elestirinin yanlis oldugunu ve bu sebeple Türk insaninin hedefini en yukariya koymaktan çekindigini belirtirken, Senol Günes su yorumda bulundu:

"Simdi benim hayalim önemli de benim hayalim tek basina bir sey ifade etmez. Sizin de hayaliniz var, herkesin hayali var ama ortak olan hayallerimizi önce birlestirelim. Benim hayalimde farklilik olabilir ama ortak hayalde birleselim. Onun için ortak düsünecegiz, ortak çalisacagiz, ortak duygularimizi paylasacagiz. Bu oldugu zaman kendini gelistirirsin. Ekip de öyle bir sey. Her oyuncunun beklentisi var. Biri defans, biri orta saha, biri forvet, biri de oynamiyor. Herkesin görevi var. Herkesin ayni duyguyu, düsünceyi paylasmasi için dogru ilkeleri koymamiz gerekiyor. Onu yaptigimizda güçlüyüz. Mesela; 3 maç yaptik. Kolay olan zor bitti, zor olan kolay geçti. Bu bir bütündür."

Kasapoglu'nun soru cevap bölümüne de içtenlikle yanit veren Günes, zamani olmadigi için sadece yürüyüs yaptigini ve yüzme sporuyla ilgilenebildigini belirtti.

Kariyerinde hiç unutmadigi maçin 2002 FIFA Dünya Kupasi'ndaki Senegal karsilasmasi oldugunu ifade eden Günes, Türkiye'ye gelmis en begendigi yabanci teknik adamin ise Jupp Derwall oldugunu aktardi.

En iyi yabanci futbolcu sorusuna Sota yanitini veren Günes, kaleci olarak ise tercihini Datcu'dan yana kullandi.

Bakan Kasapoglu'nun Hagi-Alex sorusuna "Hagi" diyen Günes, Ronaldo-Messi tercihini ise ayiramadigini dile getirdi.

Spordaki en büyük mutlulugunu Dünya Kupasi olarak degerlendiren deneyimli çalistirici, en büyük mutsuzlugunu ise Avrupa Sampiyonasi'na gidememek olarak belirterek sözlerini tamamladi.

Kaynak: AA