Bayburt Üniversitesi Spor Salonuna Milli Boksör Busenaz Sürmeli'nin Adi Verildi

Bayburt Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Spor Salonuna, 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunlari’nda kadinlar 69 kiloda altin madalya kazanan milli boksör Busenaz Sürmeneli’nin ismi verildi.

Ayni zamanda Bayburt Üniversitesi Lisansüstü Egitim Enstitüsü Beden Egitimi ve Spor Anabilim Dali Tezli Yüksek lisans ögrencisi olan Busenaz Sürmeneli’nin adinin, Spor Bilimleri Fakültesi Spor Salonuna verilmesinden ötürü Bâbertî Külliyesi Egitim Fakültesi Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonunda bir program düzenlendi.

Programa; Bayburt Belediye Baskani Hükmü Pekmezci, Bayburt Cumhuriyet Bassavcisi Huzeyfe Yücedag, Bayburt Adalet Komisyonu Baskani Mehmet Demirci, Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mutlu Türkmen, Il Jandarma Komutani Jandarma Albay Ramazan Yigit, Bayburt Üniversitesi Rektör Yardimcilari Prof. Dr. Ümmügülsüm Erdogan, Prof. Dr. Ali Savas Bülbül ve Prof. Dr. Metin Uçurum, Gençlik ve Spor Il Müdürü Adem Köse, Milli Boksör Busenaz Sürmeneli, Türkiye Boks Milli Takimi sporculari ve teknik heyeti, akademik ve idari personeller ile ögrenciler katildi.

Rektör Türkmen: "Son Olimpiyat sampiyonu unvanina sahip sporcumuz bizi tercih ettigi için gururluyuz."

Ülke adina önemli bir basariya imza atan ve elde ettigi basarilarla Türkiye’nin adini duyuran ayni zamanda Bayburt Üniversitesi ögrencisi olan milli boksöre, spor ve egitim hayatinda basarilar dileyen Rektör Türkmen; “Son Olimpiyat sampiyonu unvanina sahip sporcumuzun, yüksek lisans egitimi için bizi tercih etmesinden dolayi gururluyuz. Busenaz Sürmeneli Spor Salonunun üniversitemize hayirli olmasini diliyorum.” dedi.

Alinan altin madalyanin ülke puani için oldukça önemli oldugunu da vurgulayan Rektör Türkmen; Busenaz Sürmeneli’nin tüm üniversiteler tarafindan istendigini fakat sampiyon boksörün Bayburt Üniversitesini tercih ettigini vurgulayarak, milli boksöre tesekkür etti. Busenaz Sürmeneli’nin bölgenin çocugu oldugunu hatirlatarak Bayburt Üniversitesinin kadrosunda, dünya sampiyonluklari elde etmis çok önemli isimlerin yer aldigini ve spor denilince de akla gelen ilk üniversitelerden birinin artik Bayburt Üniversitesi oldugunu kaydetti.

Milli Boksör Sürmeneli: “Bu madalya herkese ümit isigi olsun”

Milli Boksör Sürmeneli ise isminin spor salonuna verilmesinin kendisi için büyük bir gurur oldugunu söyledi.

Hayatindaki en mutlu günlerinden birini yasadigini ifade milli sporcu, söyle konustu: “Çok mutluyum. Aldigim basarilardan dolayi büyük mutluluk ve onur yasattiklari için Sayin Rektörümüze, ekibine ve emegi geçen herkese tesekkür ederim. Ülkeme bu basarilari kazandirdigim için gururluyum. Ben maçlarda ter dökerken bana dualariyla destek veren herkese minnettarim. Insanlar hep benim yanimda oldular, dualariyla destek çiktilar. Ben de basarili olmak için elimden geleni yapiyorum. Bu madalya herkese ümit isigi olsun. Insallah bundan sonra da bu salonda basarili sporcular yetisir.” diyerek sözlerini sonlandirdi.

Bayburt Belediye Baskani Hükmü Pekmezci de Türk Milli takiminin aldigi basarilardan duydugu memnuniyeti dile getirdi. Gençlik yillarinda çok zor sartlarda boks sporunu yaptigini hatirlatan Pekmezci, “Gerçeklestirdikleri çalismalar ve sunduklari imkanlarla, Bayburt Üniversitesinin çok kiymetli Rektörü ve akademik kadrosu, özellikle spor alaninda Bayburt’umuzu çok farkli yerlere getirecekler ve onlarla gurur duyacagiz.” diye konustu.

Konusmalarin ardindan; sampiyon boksör Sürmeneli ve Türk Boks Milli Takimi sporcularina plaket ve hediye takdimi gerçeklestirildi.

Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonu’ndaki törenin ardindan katilimcilar, Busenaz Sürmeneli Spor Salonu’nun açilisina da katildi.

“Busenaz Sürmeneli’nin, basari hikayesi”

2020 Tokyo Olimpiyat Oyunlari’nda kadinlar boks 69 kiloda altin madalya kazanan Busenaz Sürmeneli, "Yasitlarim eglenirken, bir hayale 13 senemi verdim ve basardim. Mutluyum, gururluyum. Bir daha olsa yine ayni seyleri yasamak isterdim" dedi.

"Antrenmanlarda çok açilar çektim"

Busenaz Sürmeneli, hazirlik süreci ve olimpiyatlarda yasadigi zorluklari anlatarak, “Çok çalistik, çok dua ettik, çok istedik, Allah bize nasip etti. Bu madalya benim çocukluk hayalimdi. Sabah, aksam rüyalarima giriyordu. Çok zorlandim, antrenmanlarda çok acilar çektim. Siz bakinca madalya görüyorsunuz ama ben bakinca emek ve fedakarlik görüyorum. Bu bireysel bir spor ama biz ekip olarak bu madalyayi kazandik. Hepsine tesekkür ediyorum. Trabzon’da da çok güzel ve coskuyla karsilandik. Trabzon’un ve Trabzonspor’un olimpiyatlarda ilk altin madalyasiydi. O yüzden çok mutlu ve gururluyum. Sehir turu atarken herkes, ‘agladik’ diyor. Ben de agladim. Keske hep böyle mutluluktan aglasak. Ülkemiz bunu hak ediyor. Çok güzel bir ülkemiz var. Yanginlar, seller, her olayda ülkemiz kenetlenmeyi biliyor. Iyi ki Türküm. Insallah daha güzel basarilar alip ülkeme, sehrime ve bu kulübe gelmek istiyorum” diye konustu.

Küçükken çok iyi sporcu olmak istedigini kaydeden Busenaz, söyle devam etti:

“Adimdan söz ettirebilecek bir sporcu olmak istiyordum, çünkü sporu ok seviyordum. Her sporu denedim ama karakterimle uyusan, gerçek Buse’yi sergilettigim dal boks oldu. Cahit hocamla 13 sene önce bir yola bas koyduk. Ailemden çok Cahit hocamlayim. Ona da tesekkür ediyorum, çünkü birlikte basardik. Sadece ben üstlensem nankörlük etmis olurum. Çok fedakarliklar ettik. Isimi saygi duyarak yapiyorum. Randevuma göre sporumu degil, sporuma göre randevumu ayarliyorum. Evimde çok duramadim, aileme vakit ayiramadim, arkadaslarimla gezip dolasamadim. Benim yasimdaki gençler hep disaridalar, geziyorlar ama ben bir amaç, hayal ugruna 13 senemi verdim. Bunu kazandim, mutluyum, gururluyum. Bu moral bana hepsini unutturdu. Bir daha olsa yine ayni seyleri yasamak isterdim.”

Antrenmanlarda çesitli zorluklar yasadigini anlatan Busenaz, su ifadeleri kullandi:

“16 Mart’ta elimden bir operasyon geçirdim. Kimse bilmiyor, herkes bu madalyayi görüyor. Doktor; ‘elini vurmadan her seyi yapabilirsin’ dedi.

Elimi vurmadan antrenman yaptim. Tek elle torbayi dövdüm, agirlik yaptim, elimi arkaya baglayip öyle dövüstüm. Önemli olan isine saygi duymak ve ne olursa olsun pes etmemek. Covid olduk, tesisi kapattilar. Ertesi gün o sekilde antrenman yaptik. Herkes gülerken antrenman yapmalara bakiyor ama antrenmanlarda çok agladim. Cahit hocam ‘sen agladiginda hep gerçekten sampiyon oluyorsun’ diyordu. Antrenmanda 5-6 kez üst degisiyordum. Gerçekten çok emek var. Çok çalistik. Benim kitabimda pes etmek yok. Hep devam ettim. Insallah gelecek hayali kuran bütün çocuklara umut isigi olurum. Bu madalya herkese umut isigi olsun ve pes etmemeyi ögrensinler.”

Final maçinda yasadiklarini ve hislerini de sözlerine ekleyen olimpiyat sampiyonu sporcu, “Hayatta hiçbir seye iyi baslayamiyorum. Stres, kaygi, beklentiler nedeniyle bazen olmayabiliyor. Ama alisinca, iyi baslayamasam bile sonunu iyi bitiriyorum. Su ana kadar hiçbir finali kaybetmedim, sonuna kadar savastim. Ilk raund yenilebilirim, hatta saydirilabilirim de. Dünya sampiyonasinda yari finalde öyle olmustu. Daha sonra; ‘Kaybedecek neyim var ki? Çik ve sevdigin isi yap, sonuna kadar savas. Antrenmanlarda o kadar zorlaniyorsun, ailenden uzaksin. Ya burada 9 dakika dövüseceksin, ya da kaybedip bütün her seyi çöpe atacaksin’ dedim. Ben pes etmedim, çiktim ve dövüstüm. Sevdigim isi yaptim. Bizim kondisyonumuz rakiplere göre çok iyiydi. Onlar beni dövüstürmemeye çikti. Antrenmanlar dahil benim hiç saçim açilmadi. Final maçinda açildi. Çünkü rakip dinleniyor. Bizim taktigimiz rakipleri bizim nabiz seviyesine yükseltip, onlari yormak, onu ele almak. Ama rakip sariliyor, tutuyor, çekiyor. Amaçlari bizi oynatmamakti ama amaçlarina ulasamadilar” seklinde konustu.

Kaynak: İHA