Kovulma sebebini yıllar sonra açıkladı!
Transferinde Fenerbahçe ile Beşiktaş'ı karşı karşıya getiren Mehmet Topuz, sarı-lacivertli takımda oynadığı dönemde Portekizli savunma oyuncusu Bruno Alves'i tekme tokat dövdüğünü ve bu nedenle takımdan kovulduğunu söyledi.
Kayserispor'da yıldızlaştı, devleri peşine taktı. 2009 yazında Beşiktaş ile Fenerbahçe, ona imza attırmak için kıyasıya bir yarışa girdi. Mehmet Topuz önce siyah-beyazlı formayı giyip poz verdi ama daha sonra 9 milyon euro bonservisle sarı-lacivertlilere imza attı.
Aziz Yıldırım'ın kullandığı aracın içindeki fotoğrafı hafızalara kazındı. Topuz, müthiş transfer süreci başta olmak üzere birçok bilinmeyeni Fanatik Gazetesi'nden Tunç Kayacı'ya anlattı.
İşte Mehmet Topuz'un açıklamaları;
'Benim yapımı bilenler bilir. Kimse bana zorla bir şey yaptıramaz. Benim için her zaman önceliğim kulübüm olmuştu. Çünkü ben Mehmet Topuz olduysam Kayserispor sayesinde olmuştum. 2008-2009 sezonunun sonuna doğru menajerler, aracılar aradılar, nabız yokladılar. Ben de 'Sezon bitince kulüple masaya oturulur, konuşulur' diye cevap verdim. Zaten o sezon takımın düşme korkusu yoktu. Üst sıralar için de bir iddiamız kalmamıştı. Lig bitmeden 7-8 hafta kala midemle alakalı sağlık sorunum olduğu için son maçlarda oynamamıştım. Transfer dönemi geldiğinde, görevimi yapmanın huzuru içindeydim.'
'Kayserispor teklif olmadığını söylemişti'
'Genel menajer Süleyman Hurma ile görüştüm. 'Bana teklifler geliyor, kulüp olarak siz yapın bu görüşmeleri' dedim. Bana cevabı 'Seni isteyen kulüp yok. Sen bize teklif getir, hangi kulüp istiyorsa konuşuruz' şeklinde oldu. Bu arada beni de Fenerbahçe'den arıyorlar. Özellikle Aziz Yıldırım'ın arattığını biliyordum. Bu konuda Rıdvan Dilmen'le temas kurup Aziz Yıldırım'ın Kayserispor ile görüştüğünü öğrendim. Oysa bana, kulübüm tarafından teklif yok denmişti.'
'Fenerbahçe'yi bana söylemediler'
'Ben bu gelişmelerden sonra tatil için Antalya'ya doğru yola çıktım. Yoldayken beni Aziz Yıldırım aradı. Ben de sadece Süleyman Hurma'nın doğru söylemediğini ortaya çıkartmak için, 'Başkanım, beni Fenerbahçe'ye istediniz mi?' diye sordum. İstediğini söyledi ve görüşmemiz bitti. Ertesi gün Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören aradı. 'Transferin için seninle görüşmek istiyoruz' dedi. Ben de, 'Başkanım, kulübüme sorayım' dedim. Hemen Süleyman Hurma'yı aradım Demirören'in benimle görüşmek istediğini söyledim. Hurma,'Sen görüş, biz de görüşürüz' dedi. Aslında o sırada kulübüm de Fenerbahçe ile görüşüyormuş. Bana bunu söyleseler, ben zaten Fenerbahçe'ye imza atardım ama haberim yoktu.'
'Söze güvendim formayı giydim'
'O dönemde Beşiktaş formasını da Kayserispor'un bilgisi dahilinde giydim. 3 gün sonra transferin tamamlanacağı söylendi, bu söze güvenip giydim. Ancak Beşiktaş bana, Fenerbahçe ise Kayserispor'a daha fazla para teklif etti. 6 ay sonra boşa çıkıp istediğim yere imza atardım ama bu bana yakışmazdı. 'Kulübüm nasıl daha çok kazanacaksa ben onu kabul ederim' dedim. Bu yüzden vicdanım çok rahat. Transfer hikayemle ilgili yıllarca yalan yanlış şeyler anlatıldı. Bu röportajla birlikte her şeyin açıklık kazandığını düşünüyorum.'
'Fenerbahçe'ye yerli hoca gerek'
'Bana göre Fenerbahçe yabancı hocayla bir yere gidemez. Yabancı hocalar camiayı tanımıyor. Fenerbahçe'nin kaybedecek vakti de yok sabrı da... O nedenle mutlaka yerli bir hoca olmalı. Emre Belözoğlu ve Volkan Demirel gibi camia ile özdeşleşmiş güçlü isimler, bu hocaların arkasında dursun yeter. Yabancı hocaların Fenerbahçe'de başarı elde edemediğini gördük, bana göre yanlış seçimlerdi. Sonuç ortada.'
'Bruno Alves'e tekme tokat daldım kovuldum'
'Fenerbahçe'deki 7 yılımın her biri çok özel geçti. Güzel başarılar elde ettik. Son sezonumda Vitor Pereira geldi ve benim için kötü günler başladı. Türk futbolcuları dışlayan, yabancı futbolculara farklı davranan bir teknik adamdı. 2016'nın Mayıs ayında Samandıra'da idmandaydık. Bruno Alves antrenmanda genç oyuncumuz Uygar Mert Zeybek'e kasıtlı bir şekilde sert girince, bilek bağları koptu. Ben de kendimi tutamadım ve Alves'e tekme tokat daldım! Bu olaydan sonra kulüple tüm bağlarım koptu. Sezon sonunda zaten sözleşmem bitti ve uzatmayı teklif etmediler. Eğer yabancı hocalara bu kadar müsamaha gösterilirse, bundan her kulüp zarar görür. Biz Türk futbolcularda bundan nasibimizi alırız.'
'Şu anda karşılıksız olarak Kayserispor'un içindeyim. Bülent Bölükbaşı ve Gökhan Ünal ile başkanımız Berna Gözbaşı'na yardımcı oluyoruz. Başkan için şunu söyleyebilirim, erkeklerin dahi alamadığı sorumlulukları üzerine aldı. Futbolun içinden gelmemesine rağmen zor şartlarda müthiş bir performans sergiliyor. Herkes sorumluluktan kaçtı, Berna başkan kaçmadı ve bu süreci çok güzel idare ediyor. İnşallah küme düşmeyeceğiz. Prosinecki hocamız daha önce de çalışmış, sevilen ve çok saygın bir insan. Elinden geleni şu zor dönemde yapıyor. İnşallah başarılı olacağına inanıyorum.'
'Bedava oynayacaktım engel oldular'
'Bugün 36 yaşındayım, hâlâ futbol oynayabilirdim. Fenerbahçe'den ayrıldıktan sonra serbest kalmıştım ve birçok kulüpten teklif aldım. Ancak o sıralar annem rahatsızdı ve yuvama dönüp, futbolu beni var eden Kayserispor'da bırakmak istedim. Bu düşüncemi dönemin başkanı Recep Mamur'u arayarak ifade etmek istedim. Telefonlarıma çıkmadı. Yöneticilerin de ücretsiz oynamak istediğimden haberi vardı. Kayserispor'a karşılıksız hizmet etme isteğime engel olanları Allah'a havale ediyorum. Vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum.'
Aziz Yıldırım'ın kullandığı aracın içindeki fotoğrafı hafızalara kazındı. Topuz, müthiş transfer süreci başta olmak üzere birçok bilinmeyeni Fanatik Gazetesi'nden Tunç Kayacı'ya anlattı.
İşte Mehmet Topuz'un açıklamaları;
'Benim yapımı bilenler bilir. Kimse bana zorla bir şey yaptıramaz. Benim için her zaman önceliğim kulübüm olmuştu. Çünkü ben Mehmet Topuz olduysam Kayserispor sayesinde olmuştum. 2008-2009 sezonunun sonuna doğru menajerler, aracılar aradılar, nabız yokladılar. Ben de 'Sezon bitince kulüple masaya oturulur, konuşulur' diye cevap verdim. Zaten o sezon takımın düşme korkusu yoktu. Üst sıralar için de bir iddiamız kalmamıştı. Lig bitmeden 7-8 hafta kala midemle alakalı sağlık sorunum olduğu için son maçlarda oynamamıştım. Transfer dönemi geldiğinde, görevimi yapmanın huzuru içindeydim.'
'Kayserispor teklif olmadığını söylemişti'
'Genel menajer Süleyman Hurma ile görüştüm. 'Bana teklifler geliyor, kulüp olarak siz yapın bu görüşmeleri' dedim. Bana cevabı 'Seni isteyen kulüp yok. Sen bize teklif getir, hangi kulüp istiyorsa konuşuruz' şeklinde oldu. Bu arada beni de Fenerbahçe'den arıyorlar. Özellikle Aziz Yıldırım'ın arattığını biliyordum. Bu konuda Rıdvan Dilmen'le temas kurup Aziz Yıldırım'ın Kayserispor ile görüştüğünü öğrendim. Oysa bana, kulübüm tarafından teklif yok denmişti.'
'Fenerbahçe'yi bana söylemediler'
'Ben bu gelişmelerden sonra tatil için Antalya'ya doğru yola çıktım. Yoldayken beni Aziz Yıldırım aradı. Ben de sadece Süleyman Hurma'nın doğru söylemediğini ortaya çıkartmak için, 'Başkanım, beni Fenerbahçe'ye istediniz mi?' diye sordum. İstediğini söyledi ve görüşmemiz bitti. Ertesi gün Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören aradı. 'Transferin için seninle görüşmek istiyoruz' dedi. Ben de, 'Başkanım, kulübüme sorayım' dedim. Hemen Süleyman Hurma'yı aradım Demirören'in benimle görüşmek istediğini söyledim. Hurma,'Sen görüş, biz de görüşürüz' dedi. Aslında o sırada kulübüm de Fenerbahçe ile görüşüyormuş. Bana bunu söyleseler, ben zaten Fenerbahçe'ye imza atardım ama haberim yoktu.'
'Söze güvendim formayı giydim'
'O dönemde Beşiktaş formasını da Kayserispor'un bilgisi dahilinde giydim. 3 gün sonra transferin tamamlanacağı söylendi, bu söze güvenip giydim. Ancak Beşiktaş bana, Fenerbahçe ise Kayserispor'a daha fazla para teklif etti. 6 ay sonra boşa çıkıp istediğim yere imza atardım ama bu bana yakışmazdı. 'Kulübüm nasıl daha çok kazanacaksa ben onu kabul ederim' dedim. Bu yüzden vicdanım çok rahat. Transfer hikayemle ilgili yıllarca yalan yanlış şeyler anlatıldı. Bu röportajla birlikte her şeyin açıklık kazandığını düşünüyorum.'
'Fenerbahçe'ye yerli hoca gerek'
'Bana göre Fenerbahçe yabancı hocayla bir yere gidemez. Yabancı hocalar camiayı tanımıyor. Fenerbahçe'nin kaybedecek vakti de yok sabrı da... O nedenle mutlaka yerli bir hoca olmalı. Emre Belözoğlu ve Volkan Demirel gibi camia ile özdeşleşmiş güçlü isimler, bu hocaların arkasında dursun yeter. Yabancı hocaların Fenerbahçe'de başarı elde edemediğini gördük, bana göre yanlış seçimlerdi. Sonuç ortada.'
'Bruno Alves'e tekme tokat daldım kovuldum'
'Fenerbahçe'deki 7 yılımın her biri çok özel geçti. Güzel başarılar elde ettik. Son sezonumda Vitor Pereira geldi ve benim için kötü günler başladı. Türk futbolcuları dışlayan, yabancı futbolculara farklı davranan bir teknik adamdı. 2016'nın Mayıs ayında Samandıra'da idmandaydık. Bruno Alves antrenmanda genç oyuncumuz Uygar Mert Zeybek'e kasıtlı bir şekilde sert girince, bilek bağları koptu. Ben de kendimi tutamadım ve Alves'e tekme tokat daldım! Bu olaydan sonra kulüple tüm bağlarım koptu. Sezon sonunda zaten sözleşmem bitti ve uzatmayı teklif etmediler. Eğer yabancı hocalara bu kadar müsamaha gösterilirse, bundan her kulüp zarar görür. Biz Türk futbolcularda bundan nasibimizi alırız.'
'Şu anda karşılıksız olarak Kayserispor'un içindeyim. Bülent Bölükbaşı ve Gökhan Ünal ile başkanımız Berna Gözbaşı'na yardımcı oluyoruz. Başkan için şunu söyleyebilirim, erkeklerin dahi alamadığı sorumlulukları üzerine aldı. Futbolun içinden gelmemesine rağmen zor şartlarda müthiş bir performans sergiliyor. Herkes sorumluluktan kaçtı, Berna başkan kaçmadı ve bu süreci çok güzel idare ediyor. İnşallah küme düşmeyeceğiz. Prosinecki hocamız daha önce de çalışmış, sevilen ve çok saygın bir insan. Elinden geleni şu zor dönemde yapıyor. İnşallah başarılı olacağına inanıyorum.'
'Bedava oynayacaktım engel oldular'
'Bugün 36 yaşındayım, hâlâ futbol oynayabilirdim. Fenerbahçe'den ayrıldıktan sonra serbest kalmıştım ve birçok kulüpten teklif aldım. Ancak o sıralar annem rahatsızdı ve yuvama dönüp, futbolu beni var eden Kayserispor'da bırakmak istedim. Bu düşüncemi dönemin başkanı Recep Mamur'u arayarak ifade etmek istedim. Telefonlarıma çıkmadı. Yöneticilerin de ücretsiz oynamak istediğimden haberi vardı. Kayserispor'a karşılıksız hizmet etme isteğime engel olanları Allah'a havale ediyorum. Vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum.'