Öğretmenin Karadeniz Usulü Bidon Teknesi
Ordu’nun Fatsa ilçesinde amatör olarak balıkçılık yapan öğretmen Mustafa Ocak, daha büyük balıkları tutma adına yaptığı bidon tekne ile amacına ulaştı.
Küçük yaştan bu zamana kadar amatör olarak balıkçılık yapmayı ve balık tutmayı çok seven Mustafa Ocak, yaptığı tekne ile hem balığı istediği yerde tutuyor hem de bidon teknesi ile herkesin ilgisini çekiyor.
Maliyeti sıfır olarak bidon ve kendi atık demirleri kaynatarak yaptığı kasnak ile bedavaya getiren Ocak, “Artık hiçbir balığı oltamdan kaçırmıyorum. Tek başına denize açılarak istediğim yerde balık avlıyorum. Şimdilik tek başıma denize açılıyorum bidon teknemle, ileride daha da geliştirmek istiyorum” dedi.
Aslında 5 metre uzunluğundaki balıkçı kayığının olduğunu fakat evine yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki Bolaman Mahallesi’ndeki çekeğe bağladığını belirten Mustafa Ocak, “Mesleğim öğretmenlik. Balık tutmayı da yemeyi de çok seviyorum. Balıkçı kayığını aldım fakat uzak mesafede olduğu için getirmesi götürmesi sıkıntı oluyor. Düşünerek yaptığım bidon teknesi ile işimi görüyorum” diye konuştu.
Ocak şunları söyledi: “Karadeniz sahilinde yaşıyoruz. Fatsa ilçemizin şirin bir sahiline evim çok yakın. Büyük kayığım var fakat çevre bizim gibi amatör balıkçılıklara çok müsait değil. İlk olarak mevcut teknemi yakın çevrelere getirmek istedim fakat burada bağlayacak bir yer için izin vermediler. Fiber tekne satın almak istedim ama oda çok ağır olduğu için rahatça sahile çıkaramazdım. Sonrasında çok düşündüm ve bu önemli sorunumu kendime göre çözmem gerekiyordu. Çok düşünsem de bir türlü çıkar yolu bulamadım. Çalıştığım yerde bir gün otururken temizlik malzemelerini gördüm. Bidonları gördüm ve aklıma ilginç fikirler gelmeye başladı.
Atıl durumdaki bidonları değerlendirme fikri aklıma geldi ve ölçüleri de çok düzgün olduğu için böyle bir eser yapma kararı aldım. Aslında şişme botlardan almak istedim ama balıkçılık yapıyoruz, oltamızın iğnesi zarar verebilir can sağlığımıza sıkıntı olur diye vazgeçtim. Hem doğaya zarar vermeyecek hem de işimi görecek bir tasarım yaparak harika bir eser ortaya çıktı. Türkiye’de örneğinin de olduğunu pek sanmıyorum tamamen kendim tasarladım ve denize indirdim bidon teknemi. Güvenilirliğini de üst düzeyde tuttum sonuçta denize açılmamız gerekiyordu. İlk denize indirdiğimde çok heyecanlandım ve harika bir duygu hissettim. Sıfır maliyetle denize indirdim ve şuan kullanıyorum. Aslında bidonları da bir nevi geri dönüşüme katkı sağlamış oldum. Beni bidon teknemle sahilde görenler ilk olarak şaşırıyorlar ve hemen fotoğrafımı çekiyorlar. Bu durum çok hoşuma gidiyor. Sahillerde ünlü oldum. Birçok kişi ’bize de yap’ dedi ama ben çok iyi bakmadım bu fikre. Yaklaşık 20 kilo ağırlığında ve denize açıldığımda evden kendi imkânlarımla getiriyorum, işim bitince evime geri götürüyorum.”
Maliyeti sıfır olarak bidon ve kendi atık demirleri kaynatarak yaptığı kasnak ile bedavaya getiren Ocak, “Artık hiçbir balığı oltamdan kaçırmıyorum. Tek başına denize açılarak istediğim yerde balık avlıyorum. Şimdilik tek başıma denize açılıyorum bidon teknemle, ileride daha da geliştirmek istiyorum” dedi.
Aslında 5 metre uzunluğundaki balıkçı kayığının olduğunu fakat evine yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki Bolaman Mahallesi’ndeki çekeğe bağladığını belirten Mustafa Ocak, “Mesleğim öğretmenlik. Balık tutmayı da yemeyi de çok seviyorum. Balıkçı kayığını aldım fakat uzak mesafede olduğu için getirmesi götürmesi sıkıntı oluyor. Düşünerek yaptığım bidon teknesi ile işimi görüyorum” diye konuştu.
Ocak şunları söyledi: “Karadeniz sahilinde yaşıyoruz. Fatsa ilçemizin şirin bir sahiline evim çok yakın. Büyük kayığım var fakat çevre bizim gibi amatör balıkçılıklara çok müsait değil. İlk olarak mevcut teknemi yakın çevrelere getirmek istedim fakat burada bağlayacak bir yer için izin vermediler. Fiber tekne satın almak istedim ama oda çok ağır olduğu için rahatça sahile çıkaramazdım. Sonrasında çok düşündüm ve bu önemli sorunumu kendime göre çözmem gerekiyordu. Çok düşünsem de bir türlü çıkar yolu bulamadım. Çalıştığım yerde bir gün otururken temizlik malzemelerini gördüm. Bidonları gördüm ve aklıma ilginç fikirler gelmeye başladı.
Atıl durumdaki bidonları değerlendirme fikri aklıma geldi ve ölçüleri de çok düzgün olduğu için böyle bir eser yapma kararı aldım. Aslında şişme botlardan almak istedim ama balıkçılık yapıyoruz, oltamızın iğnesi zarar verebilir can sağlığımıza sıkıntı olur diye vazgeçtim. Hem doğaya zarar vermeyecek hem de işimi görecek bir tasarım yaparak harika bir eser ortaya çıktı. Türkiye’de örneğinin de olduğunu pek sanmıyorum tamamen kendim tasarladım ve denize indirdim bidon teknemi. Güvenilirliğini de üst düzeyde tuttum sonuçta denize açılmamız gerekiyordu. İlk denize indirdiğimde çok heyecanlandım ve harika bir duygu hissettim. Sıfır maliyetle denize indirdim ve şuan kullanıyorum. Aslında bidonları da bir nevi geri dönüşüme katkı sağlamış oldum. Beni bidon teknemle sahilde görenler ilk olarak şaşırıyorlar ve hemen fotoğrafımı çekiyorlar. Bu durum çok hoşuma gidiyor. Sahillerde ünlü oldum. Birçok kişi ’bize de yap’ dedi ama ben çok iyi bakmadım bu fikre. Yaklaşık 20 kilo ağırlığında ve denize açıldığımda evden kendi imkânlarımla getiriyorum, işim bitince evime geri götürüyorum.”
Kaynak: İHA