Nwakaeme Açıklaması 'Yusuf Yazıcı Ve Abdulkadir Ömür Gibisini Görmedim'
Trabzonspor’un Nijeryalı oyuncusu Anthony Nwakaeme, hem yetenekli hem de genç oyunculardan kurulu bir kadroya sahip olduklarını belirterek, Yusuf Yazıcı ve Abdülkadir Ömür kadar yetenekli genç oyuncu görmediğini söyledi.
Trabzonspor’un Nijeryalı oyuncusu Nwakaeme, bordo-mavili kulübün dergisine röportaj verdi. Nijeryalı oyuncu futbola başlama hikayesini ve Trabzonspor’la ilgili düşüncelerini açıklarken, futbol yaşantısı boyuncu Yusuf Yazıcı ve Abdulkadir Ömür kadar yetenekli genç oyuncular görmediğini belirtti.
"İlk başlarda sadece sokaklarda futbol oynuyordum"
İlk zamanlar sadece sokaklarda futbol oynadığını belirten Nijeryalı oyuncu, "Sonra kardeşimin menajer olan arkadaşı beni gördü ve beğendi. Bunun üzerine de bazı kulüplere önermiş. Nijerya’da futbol akademisi olan bir antrenör beni görmek istemiş. Karşı karşıya geldiğimizde benim çok zayıf olduğumu, bu nedenle de futbolcu olamayacağımı söyledi.
Menajer arkadaşımız beni sahada görmesi için ısrar etti. Davet edildiğim antrenman maçında 10 numara pozisyonunda oynadım ve antrenörü çok etkiledim. Bu şekilde girdiğim futbol akademisinde kaptanlığa kadar yükseldim. Bir süre sonra antrenörümle birlikte transferim için önce Danimarka, ardından da İsveç’e gittim. Ancak iki ülkede de anlaşma sağlanamadığı için Nijerya’ya geri döndüm. Bir süre sonra bu kez İtalya’ya gittik. Bu ülkedeki çeşitli takımlara giden Nijeryalı oyuncular olmuştu. Burada İtalyan bir menajer bizimle ilgileniyordu. Roma takımında denemeye alındım. Her şey iyi gidiyordu, kulüp beni beğenmişti ve menajerimle görüşmek istiyorlardı. Ancak bu kez de antrenörüm ve İtalyan menajer arasında bir sorun çıktı. Her ikisi de menajerim olduğunu söyledi.
Sonuç olarak transferim gerçekleşmedi. Başka takımlara transfer olabilmek için denemelere katıldım. Bu denemelerin birinde Marco Materazzi’nin babası beni izlemiş, beğenmiş ve kadroya katılmam için kulüp yetkililerine öneride bulunmuş. Sonra da benimle görüşerek üç seçenek sundu. Bu seçenekler İtalya’da bir takıma teknik direktör olduğunda beni transfer etmesi ya da Yunanistan veya Romanya’da futbol oynamamdı. İtalya’da çok fazla zaman geçirdiğim için çok sıkılmıştım. Artık futbol oynamak istiyordum. Hatta ülkeme dönüp yine sokaklarda oynamaya bile razıydım. Sonunda kararımı verdim ve kendisiyle birlikte Romanya’ya gittik. Burada bizi İtalyan asıllı bir menajer karşıladı. Cluj takımında denemeye çıktım ama hoca tarafından beğenilmedim. Ben de bunun sorun olmadığını, ülkeme dönmek istediğimi söyledim. Bunun üzerine Cluj başkanından sürpriz bir telefon geldi ve bana, “Hoca seni beğenmemiş olabilir ama ben seni kaçırmak istemiyorum. Bize imza at, gerekirse seni ikinci ligde yer alan bir takıma kiralık olarak gönderelim. Bir süre orada oynarsın” dedi.
Bu teklifi kabul ettim ve ikinci lig ekiplerinden Turda’ya transfer oldum. Bu takımda oynadığım beş maçta sekiz gol atmayı başardım. Sonra hocamız takımdan gönderildi. Bu gelişme sonrası devre arasında tekrar Cluj’a döndüm. Bu kez de başkan kulüpten ayrılıp başkentte bir takım almaya karar verdiğini açıkladı.
Bu karar sonrası ben de yeni takımı Ploiesti’ye transfer oldum ama sakattım. Sakatlıktan döndükten sonra da oynama şansı bulamadım ve takımdan ayrılmak istedim. Çünkü kötü oyuncu olduğumu söylemeye başlamışlardı. Kardeşim Malezya Ligi’nde oynuyordu ve beni de oraya davet etti. Ancak para kazanmak yerine Avrupa’da kalmak istediğim için bu teklifi kabul etmedim. Bir süre bekledikten sonra Romanya’nın Concordia takımında antrenmanlara katıldım. Sonrasında bir hazırlık maçında takımın teknik direktörü beni beğenmediğini söylemiş. Ligin devre arasıydı ve ülkeme dönme hazırlığı yaparken Cluj’dan dört aylık kontrat teklifi aldım ve kabul ettim. Bu şansı çok iyi kullandım. Sezon sonu olduğunda ülkenin bütün takımları bana talip olmuştu. Steaua Bükreş Kulübü’nün bir yetkilisi benimle görüşme yaptı ancak teklif beklentimin çok altındaydı. Bunun üzerine teklifi reddedip ülkeme geri döndüm" diye konuştu.
"41 yıldır şampiyonluk yaşamayan kulüpte şampiyonluklar yaşadım"
Futbol oynamak için ülkesine geri döndüğünü belirten Nwakaeme, "Ülkemde sırf futbol oynamak için amatör bir kulüpte maça çıkmıştım. Bu maçı izlemeye İsrail’den bir ekip gelmişti. Başka bir oyuncuyu transfer etmeyi planlıyorlardı. Ancak beni izleyip çok beğenmişler. Sonrasında onlardan gelen teklifi kabul ettim. Hapoel Raanana’da çok iyi iki sezon geçirdim. Sonrasından birçok takımdan transfer teklifi aldım. Teklifler arasından arkadaşımın forma giydiği Hapoel Beer Sheva’yı tercih ettim. Hapoel Beer Sheva’ya transfer olduğumda kulüp yaklaşık 41 yıldır şampiyonluk yaşayamamıştı. Orada geçirdiğim üç yılda üç lig, iki Süper Kupa, bir kupa şampiyonluğu ve çeşitli başarılar elde ettik. Son sezonumda birçok sakatlıkla boğuşmama ve bir süre dinlenmeme rağmen bu istatistiği elde ettim" ifadelerini kullandı.
"Çin’e gidecekken Trabzonspor’a geldim"
Nijeryalı oyuncu Çin’e transfer olmayı beklerken Trabzonspor’a geldiğini belirterek, "Aslına bakarsanız ben önce Çin’de bir kulüple anlaşmıştım. İş imzaya kalmıştı. Hapoel Beer Sheva Kulübü başkanı benim takımda kalmamı ve Şampiyonlar Ligi’ndeki son maçta oynamamı rica etti. Onun bu ricasını kırmadım ve Çin’e transferim gerçekleşmedi. Sonrasında Trabzonspor’dan teklif geldi. Hemen Onazi ile görüştüm ve teklifi düşünmeden kabul ettim" dedi.
"Kendime hedef koyan biri değilim"
Gayet iyi bir takıma sahip olduklarını belirten Nwakaeme, "Hem yetenekli hem de genç oyunculardan kurulu bir kadromuz bulunuyor. Tüm mevkilerde çok iyi oyuncularımız var. İleride çok daha iyi olacağımızı düşünüyorum.Kendime hedef koyan biri değilimdir. Sahaya çıkıp atabildiğim kadar gol atıp, takımıma elimden geldiğince katkı sağlamaya çalışıyorum. Kafanızda bir hedef olursa sahaya çıktığınızda yanlış oynayabilirsiniz. Örneğin kafanızda gol atmak varsa girdiğiniz pozisyonda daha müsait yerdeki arkadaşınıza pas vermek yerine gol atmaya çalışırsınız. Bu da takımınıza zarar verir. Takımım başarılı olduğu sürece başka bir şey düşünmem. Takım açısından olaya sadece bir açıdan bakabiliriz. Trabzonspor büyük bir takım. Sezonu kulübümüzün ismine yaraşır bir şekilde en iyi noktada tamamlamak istiyoruz" sözlerini sarf etti.
"Oyunu iki yönlü oynamaya başladım"
Teknik Direktör Ünal Karaman’ın, "Çok kararlı ve her zaman kazanmayı isteyen bir yapısı olduğunu belirterek, "Bu kararlılığını bize de yansıtıyor. Galatasaray maçına çıktığımda kafamda hiçbir şey yoktu. Sadece sahaya çıkıp kendi tarzımda bir oyun ortaya koymayı düşündüm. İşler çok iyi gitti ve goller attım. Sonucunda da güzel bir galibiyet elde ettik. Sonrasında Aytemiz Alanyaspor maçı vardı. O maçta da benzer işler yapmaya çalıştım ama baktım ki işler düşündüğüm gibi gitmiyor. Çünkü ben çok ofansif bir oyuncuyumdur, hep ileriye gitmeyi düşünürüm. Ancak bu ligde geri de gelmeniz gerekiyor. O maçta hocamızın benden tam olarak ne istediğini anlamaya başladım. Daha önceki takımlarımda bu kadar geri gelmiyordum. Şimdi oyunun iki yönünü de oynamaya başladım.
"Ronaldinho’yu ilk izlediğimde ağlamıştım"
Sokaklarda oynadığım dönemde genelde pas vermek yerine çalım atmayı tercih ettiğini belirten Nwakaeme, "Karşımda 10 kişi olsa bile hepsini çalımlamaya gayret ederdim. Yaptığım hareketler benzediği için arkadaşlarım bana bu lakabı takmıştı. Ancak Ronaldinho inanılmaz bir oyuncu. Onu kelimelerle anlatabileceğimi sanmıyorum. Ronaldinho’yu ilk izlediğimde ağlamıştım. Yaptıklarını normalde hiçbir canlının yapabileceğini düşünmüyordum. Ama o her zor hareketi çok basit yapıyordu" açıklamasında bulundu.
"Onazi’nın sağlığına kavuşmasını diliyorum"
Başarılı oyuncu, Onazi’nin sağlığına kavuşmasını da dileyerek, ""Onazi çok iyi bir insan. Taraftarlarımızla da güzel bir ilişkisi var. Takımımız adına da önemli işler yapıyor. Yeri kolay doldurulacak bir futbolcu değil. Ancak futbolun içinde böyle durumlar olabiliyor. Bir an önce sağlığına kavuşmasını diliyorum" diye konuştu.
"Yusuf Yazıcı ve Abdulkadir Ömür gibisini görmedim"
Türkiye’de oynayan Nijeryalı bir oyuncu olarak Türk futbolcularını çok yetenekli bulduğunu belirten yıldız oyuncu, "Türk oyuncuların çok yetenekli olduğunu düşünüyorum. Bunca zamandır futbol oynuyorum, birçok takım değiştirdim ama Yusuf Yazıcı ve Abdülkadir Ömür kadar yetenekli genç oyuncu görmedim" şeklinde konuştu.
"Ne zaman hapşırsam annemi ararım ve geçer"
Annesinin her zaman kendisine doğru yolu gösterdiğini belirten oyuncu, şunları söyledi:
"Tesadüf değil. Ne zaman bu durumda olsam annemi ararım ve her şey normale döner. Benim için birinci sırada Allah, ikinci sırada ise annem gelir. Beni doğurdu, her zaman yanımda oldu ve iyi öğütler verdi. Başıma ne gelse onu aradığımda işlerin normale döneceğini bilirim. Kendisi her zaman bana doğru yolu göstermiştir."
"Tuzlu fıstığı çok seviyorum"
Özellikle tuzlu fıstığa büyük bir ilgisinin olduğunu belirten Nwakaeme, "Tuzlu fıstığı çok seviyorum. Özellikle ara öğünlerde arkadaşlarım başka şeyler yerken ben tuzlu fıstığı tercih ediyorum" dedi.
"İlk başlarda sadece sokaklarda futbol oynuyordum"
İlk zamanlar sadece sokaklarda futbol oynadığını belirten Nijeryalı oyuncu, "Sonra kardeşimin menajer olan arkadaşı beni gördü ve beğendi. Bunun üzerine de bazı kulüplere önermiş. Nijerya’da futbol akademisi olan bir antrenör beni görmek istemiş. Karşı karşıya geldiğimizde benim çok zayıf olduğumu, bu nedenle de futbolcu olamayacağımı söyledi.
Menajer arkadaşımız beni sahada görmesi için ısrar etti. Davet edildiğim antrenman maçında 10 numara pozisyonunda oynadım ve antrenörü çok etkiledim. Bu şekilde girdiğim futbol akademisinde kaptanlığa kadar yükseldim. Bir süre sonra antrenörümle birlikte transferim için önce Danimarka, ardından da İsveç’e gittim. Ancak iki ülkede de anlaşma sağlanamadığı için Nijerya’ya geri döndüm. Bir süre sonra bu kez İtalya’ya gittik. Bu ülkedeki çeşitli takımlara giden Nijeryalı oyuncular olmuştu. Burada İtalyan bir menajer bizimle ilgileniyordu. Roma takımında denemeye alındım. Her şey iyi gidiyordu, kulüp beni beğenmişti ve menajerimle görüşmek istiyorlardı. Ancak bu kez de antrenörüm ve İtalyan menajer arasında bir sorun çıktı. Her ikisi de menajerim olduğunu söyledi.
Sonuç olarak transferim gerçekleşmedi. Başka takımlara transfer olabilmek için denemelere katıldım. Bu denemelerin birinde Marco Materazzi’nin babası beni izlemiş, beğenmiş ve kadroya katılmam için kulüp yetkililerine öneride bulunmuş. Sonra da benimle görüşerek üç seçenek sundu. Bu seçenekler İtalya’da bir takıma teknik direktör olduğunda beni transfer etmesi ya da Yunanistan veya Romanya’da futbol oynamamdı. İtalya’da çok fazla zaman geçirdiğim için çok sıkılmıştım. Artık futbol oynamak istiyordum. Hatta ülkeme dönüp yine sokaklarda oynamaya bile razıydım. Sonunda kararımı verdim ve kendisiyle birlikte Romanya’ya gittik. Burada bizi İtalyan asıllı bir menajer karşıladı. Cluj takımında denemeye çıktım ama hoca tarafından beğenilmedim. Ben de bunun sorun olmadığını, ülkeme dönmek istediğimi söyledim. Bunun üzerine Cluj başkanından sürpriz bir telefon geldi ve bana, “Hoca seni beğenmemiş olabilir ama ben seni kaçırmak istemiyorum. Bize imza at, gerekirse seni ikinci ligde yer alan bir takıma kiralık olarak gönderelim. Bir süre orada oynarsın” dedi.
Bu teklifi kabul ettim ve ikinci lig ekiplerinden Turda’ya transfer oldum. Bu takımda oynadığım beş maçta sekiz gol atmayı başardım. Sonra hocamız takımdan gönderildi. Bu gelişme sonrası devre arasında tekrar Cluj’a döndüm. Bu kez de başkan kulüpten ayrılıp başkentte bir takım almaya karar verdiğini açıkladı.
Bu karar sonrası ben de yeni takımı Ploiesti’ye transfer oldum ama sakattım. Sakatlıktan döndükten sonra da oynama şansı bulamadım ve takımdan ayrılmak istedim. Çünkü kötü oyuncu olduğumu söylemeye başlamışlardı. Kardeşim Malezya Ligi’nde oynuyordu ve beni de oraya davet etti. Ancak para kazanmak yerine Avrupa’da kalmak istediğim için bu teklifi kabul etmedim. Bir süre bekledikten sonra Romanya’nın Concordia takımında antrenmanlara katıldım. Sonrasında bir hazırlık maçında takımın teknik direktörü beni beğenmediğini söylemiş. Ligin devre arasıydı ve ülkeme dönme hazırlığı yaparken Cluj’dan dört aylık kontrat teklifi aldım ve kabul ettim. Bu şansı çok iyi kullandım. Sezon sonu olduğunda ülkenin bütün takımları bana talip olmuştu. Steaua Bükreş Kulübü’nün bir yetkilisi benimle görüşme yaptı ancak teklif beklentimin çok altındaydı. Bunun üzerine teklifi reddedip ülkeme geri döndüm" diye konuştu.
"41 yıldır şampiyonluk yaşamayan kulüpte şampiyonluklar yaşadım"
Futbol oynamak için ülkesine geri döndüğünü belirten Nwakaeme, "Ülkemde sırf futbol oynamak için amatör bir kulüpte maça çıkmıştım. Bu maçı izlemeye İsrail’den bir ekip gelmişti. Başka bir oyuncuyu transfer etmeyi planlıyorlardı. Ancak beni izleyip çok beğenmişler. Sonrasında onlardan gelen teklifi kabul ettim. Hapoel Raanana’da çok iyi iki sezon geçirdim. Sonrasından birçok takımdan transfer teklifi aldım. Teklifler arasından arkadaşımın forma giydiği Hapoel Beer Sheva’yı tercih ettim. Hapoel Beer Sheva’ya transfer olduğumda kulüp yaklaşık 41 yıldır şampiyonluk yaşayamamıştı. Orada geçirdiğim üç yılda üç lig, iki Süper Kupa, bir kupa şampiyonluğu ve çeşitli başarılar elde ettik. Son sezonumda birçok sakatlıkla boğuşmama ve bir süre dinlenmeme rağmen bu istatistiği elde ettim" ifadelerini kullandı.
"Çin’e gidecekken Trabzonspor’a geldim"
Nijeryalı oyuncu Çin’e transfer olmayı beklerken Trabzonspor’a geldiğini belirterek, "Aslına bakarsanız ben önce Çin’de bir kulüple anlaşmıştım. İş imzaya kalmıştı. Hapoel Beer Sheva Kulübü başkanı benim takımda kalmamı ve Şampiyonlar Ligi’ndeki son maçta oynamamı rica etti. Onun bu ricasını kırmadım ve Çin’e transferim gerçekleşmedi. Sonrasında Trabzonspor’dan teklif geldi. Hemen Onazi ile görüştüm ve teklifi düşünmeden kabul ettim" dedi.
"Kendime hedef koyan biri değilim"
Gayet iyi bir takıma sahip olduklarını belirten Nwakaeme, "Hem yetenekli hem de genç oyunculardan kurulu bir kadromuz bulunuyor. Tüm mevkilerde çok iyi oyuncularımız var. İleride çok daha iyi olacağımızı düşünüyorum.Kendime hedef koyan biri değilimdir. Sahaya çıkıp atabildiğim kadar gol atıp, takımıma elimden geldiğince katkı sağlamaya çalışıyorum. Kafanızda bir hedef olursa sahaya çıktığınızda yanlış oynayabilirsiniz. Örneğin kafanızda gol atmak varsa girdiğiniz pozisyonda daha müsait yerdeki arkadaşınıza pas vermek yerine gol atmaya çalışırsınız. Bu da takımınıza zarar verir. Takımım başarılı olduğu sürece başka bir şey düşünmem. Takım açısından olaya sadece bir açıdan bakabiliriz. Trabzonspor büyük bir takım. Sezonu kulübümüzün ismine yaraşır bir şekilde en iyi noktada tamamlamak istiyoruz" sözlerini sarf etti.
"Oyunu iki yönlü oynamaya başladım"
Teknik Direktör Ünal Karaman’ın, "Çok kararlı ve her zaman kazanmayı isteyen bir yapısı olduğunu belirterek, "Bu kararlılığını bize de yansıtıyor. Galatasaray maçına çıktığımda kafamda hiçbir şey yoktu. Sadece sahaya çıkıp kendi tarzımda bir oyun ortaya koymayı düşündüm. İşler çok iyi gitti ve goller attım. Sonucunda da güzel bir galibiyet elde ettik. Sonrasında Aytemiz Alanyaspor maçı vardı. O maçta da benzer işler yapmaya çalıştım ama baktım ki işler düşündüğüm gibi gitmiyor. Çünkü ben çok ofansif bir oyuncuyumdur, hep ileriye gitmeyi düşünürüm. Ancak bu ligde geri de gelmeniz gerekiyor. O maçta hocamızın benden tam olarak ne istediğini anlamaya başladım. Daha önceki takımlarımda bu kadar geri gelmiyordum. Şimdi oyunun iki yönünü de oynamaya başladım.
"Ronaldinho’yu ilk izlediğimde ağlamıştım"
Sokaklarda oynadığım dönemde genelde pas vermek yerine çalım atmayı tercih ettiğini belirten Nwakaeme, "Karşımda 10 kişi olsa bile hepsini çalımlamaya gayret ederdim. Yaptığım hareketler benzediği için arkadaşlarım bana bu lakabı takmıştı. Ancak Ronaldinho inanılmaz bir oyuncu. Onu kelimelerle anlatabileceğimi sanmıyorum. Ronaldinho’yu ilk izlediğimde ağlamıştım. Yaptıklarını normalde hiçbir canlının yapabileceğini düşünmüyordum. Ama o her zor hareketi çok basit yapıyordu" açıklamasında bulundu.
"Onazi’nın sağlığına kavuşmasını diliyorum"
Başarılı oyuncu, Onazi’nin sağlığına kavuşmasını da dileyerek, ""Onazi çok iyi bir insan. Taraftarlarımızla da güzel bir ilişkisi var. Takımımız adına da önemli işler yapıyor. Yeri kolay doldurulacak bir futbolcu değil. Ancak futbolun içinde böyle durumlar olabiliyor. Bir an önce sağlığına kavuşmasını diliyorum" diye konuştu.
"Yusuf Yazıcı ve Abdulkadir Ömür gibisini görmedim"
Türkiye’de oynayan Nijeryalı bir oyuncu olarak Türk futbolcularını çok yetenekli bulduğunu belirten yıldız oyuncu, "Türk oyuncuların çok yetenekli olduğunu düşünüyorum. Bunca zamandır futbol oynuyorum, birçok takım değiştirdim ama Yusuf Yazıcı ve Abdülkadir Ömür kadar yetenekli genç oyuncu görmedim" şeklinde konuştu.
"Ne zaman hapşırsam annemi ararım ve geçer"
Annesinin her zaman kendisine doğru yolu gösterdiğini belirten oyuncu, şunları söyledi:
"Tesadüf değil. Ne zaman bu durumda olsam annemi ararım ve her şey normale döner. Benim için birinci sırada Allah, ikinci sırada ise annem gelir. Beni doğurdu, her zaman yanımda oldu ve iyi öğütler verdi. Başıma ne gelse onu aradığımda işlerin normale döneceğini bilirim. Kendisi her zaman bana doğru yolu göstermiştir."
"Tuzlu fıstığı çok seviyorum"
Özellikle tuzlu fıstığa büyük bir ilgisinin olduğunu belirten Nwakaeme, "Tuzlu fıstığı çok seviyorum. Özellikle ara öğünlerde arkadaşlarım başka şeyler yerken ben tuzlu fıstığı tercih ediyorum" dedi.
Kaynak: İHA