Sergen Yalçın Açıklaması 'Çok Agresif Bir Teknik Direktör Değilim'
Yeni Malatyaspor, Teknik Direktörü Sergen Yalçın, "Çok agresif bir teknik direktör değilim" dedi.
Yeni Malatyaspor, Süper Lig’in 11. haftasında Göztepe ile oynayacağı maçın hazırlıklarını sürdürdü. Antremnan sonrası basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Yeni Malatyaspor’un teknik direktörü Sergen Yalçın, “Ben önce biraz kendi teknik direktörlük kimliğimi anlatayım. Ben, çok agresif bir teknik direktör değilim. Kenarda çok tepkiler gösteren veya çok agresif olan, sürekli itiraz eden birisi değilim. Daha sakin birisiyim. Genelde oynadığımız müsabakalarda bizimle muhatap olan hep dördüncü hakem olur. Bir şeye itiraz edeceksek dördüncü hakeme söylüyoruz. Dördüncü hakem genelde bizi ’biraz daha dikkatli olun, şurada ya da burada durun’ gibi uyarıyor. Saha içerisinde sürekli böyle diyaloglar yaşanıyor. Kasımpaşa maçında olaylar biraz farklı gelişti. Ben Konya’da çalışırken, Konyaspor-Kayserispor maçında da Halis Özkahya beni oyundan atmıştı. Ben onu bilmiyordum, sonradan bana söylediler. Konya’da da beni aynı durumda atmıştı. Haklı ya da haksızdı konusuna girmiyorum ama ben maçtan önce kendisine başarılar diledim. Özellikle içeride yapılan bariz hatalar tabi bizim oyuna dahil olmamızı sağlıyor. Çünkü deplasman maçları içeridekilerden daha sıkıntılı oluyor. Tabi bende kendi takımımın haklarını savunmak zorundayım çünkü bu iş için orada duruyoruz. Hem oyunu hem pozisyonu takip ediyoruz, hakemlerle diyaloğa giriyoruz. Tabi bende o uyarıları yapmak zorunda kalıyorum. Yapmak zorundayım çünkü benim işim bu. Ama ikinci yarı oyun öyle bir hal aldı ki, 1-0 geriden oyunu 2-1’e döndürdükten, oyun tamamen bizim kontrolümüze geçtikten sonra, benim takımımın istediği oyunsal format oluşmuştu. O dakikalarda rakip takımın oyunu döndürme ihtimalinin olmadığı bir süreç başladı.
11’e 11 iken 2-1 öne geçtikten sonra hızlı ve çok çabuk oyuncularımız var, istediğimiz oyun oluştu. Rakip kaleye inebilen ligdeki en iyi takımlardan bir tanesiyiz. Çok çabuk karşı kaleye gidebiliyoruz. O tarz oyuncularımız var ki artık o dakikalardan sonra tam devreye girecek oyuncularımız var. Kırmızı karta kadar ikinci yarı çok iyi oynuyorduk. O kadar sıkıntıya rağmen maçı yine de çevirmesini bildik. Tam istediğimiz pozisyon oluşmuşken maalesef hakem arkadaşın Robin’i (Robin Yalçın) öyle bir sarı kartla atması bizi çileden çıkarttı. Bir maçta böyle sarı kart gösterirsen en az oyundan 4-5 oyuncu atman lazım. Herkes şok oldu. Biz maçtan sonrada pozisyonu izledik. Tamam sarı kart olsa atsın problem değil ama sen bir takımın kaderiyle bu kadar basit bir şekilde oynayamazsın. Biz orada çok zor bir mücadelenin içerisindeyiz. Kazanacak pozisyonu yakalamışız. Kazanırsak lider olacak bir pozisyonu yakalamışız. Bizim oyuncumuzu çok basit bir sarı kartla oyundan atarak, tekrar rakip takımın oyuna dahil olmasını sağlamak son derece yanlış bir şey. Ben, hakemin bana sarı kart gösterdiği pozisyonda oyuncularıma bir şey anlatmaya çalışıyorum. Benim orada hakemle hiçbir temasım yok. Bana dördüncü hakem sarı kartı gösteriyor. Zaten ikinci yarı başladıktan sonra dördüncü hakem ne oyunu ne rakip kulübeyi seyrediyor, sürekli beni seyrediyor. Dördüncü hakem olarak senin benimle ne işin var? Sen oyunu seyredeceksin, saha içini takip edeceksin, rakip kulübeyi takip edeceksin, doğal olarak hepsini birden takip etmen gerekir. Ben her içeriye bir şey söylediğimde, dördüncü hakem hep benim kulübemin önünde ve benimle kontak halinde. Böyle bir şeye ne gerek var? Biz, oynadığımız müsabakalarda hiç böyle bir şey görmedik. Onun neticesinde hakem bana sarı kartı göstermeye geldiğinde, hakemin bana kart gösterdiğini görmedim. Ben tamamen 2-1 galibiz, oyunculara nasıl pozisyon almaları gerektiğini anlatırken hakem bana sarı kart gösteriyor. En az 30-40 metre uzaktan gösteriyor. Kartı gösterdikten sonra dönüp gitmesi gerekirken hakem gitmiyor. Ben, Türk futboluna mal olmuş bir insanım. Yıllarca bu ligde oyun oynamışım. Yıllardır antrenörlük yapıyorum. Sen benden küçüksün. Yaşın kaç daha? Senin bana saygı göstermen gerekirken, sarı kartı gösterirken ’hocam bak sarı kart gösteriyorum, sakin ol seni oyundan atabilirim, biraz daha dikkat et’ gibi uyarılar yapması gerekirken, bana 30-40 metreden sarı kartı gösterip, dönüp tekrar maçı yönetmeye gitmiyor. Bunlar olmaması gereken şeyler. Bu her teknik direktör için geçerli, sadece benim için değil. Bir hakemin amacı oyuncuları veya teknik direktörü sahadan atmak değil, sahanın içinde tutmak. Ben onuncu haftayı oynuyorum. 4 tanede UEFA Kupası maçı oynadım. Hiçbir hakemle böyle bir sorun yaşamadık. Hiçbir hakem şimdiye kadar bize böyle bir davranış sergilemedi. Kenarda hakemin tavır ve davranışlarına şok olduk. Bana el kol hareketleri yapıyor. Sen bir teknik direktöre el kol hareketi nasıl yapıyorsun? Senin böyle bir yetkin mi var? Sen bana yaptığın o tavırları çık sokakta başka birilerine yapsana bakalım bir. Biz, hakemin tavırlarına inanamadık” ifadelerini kullandı.
"Beraberce planlanıp, yazılan bir rapor var ortada"
Yazılan hakem raporu hakkında da görüşlerini bildiren Yalçın:
“Yalan söylemeyeyim. Onlar raporlarında yalanları yazmışlar ama ben duymadığım için yalan söylemeyeyim. Böyle raporlar yazılır mı? Dördüncü hakem, hakemi destekliyor. O, dördüncü hakemi destekliyor. Beraberce planlanıp, yazılan bir rapor var ortada. Ben inanamıyorum. Hakaret, el kol hareketleri var. Hakemin saygısızca bir davranışı var bana karşı. Hakem bana öyle bir tavır sergileyebilecek görüntüyü nereden buluyor? Gerçekten hakemlerin yazdıkları rapora çok üzüldüm. Bu kadar birbirini tamamlayan, yalan rapor yazmamaları gerekirdi. Soyunma odasında neler yaşandı. Hayatımızda görmediğimiz şeyleri orada gördük. Soyunma odası basmalar, polisler, oyuncular. Sağ olsun Kemal hoca da (çok sağduyuluydu. Ona da teşekkür ediyorum. Biz orada sağduyulu olmasak, çok büyük olaylar çıkardı. Önüne geçilemeyecek olaylar olabilirdi.”
"Biz olayları çok sağduyuyla engelledik"
Yalçın, daha sonra şunları söyledi:
”Onlarla uğraşıyoruz ondan sonra bakıyorum raporda, ’maçtan beş dakika sonra soyunma odasına girmişim.’ Ben, federasyon yetkililerine maçtan sonra ’içeri girip eşyalarımı alabilir miyim?’ diye sordum. Federasyon yetkileri de ’Tabi hocam, girip alabilirsin’ dedi.
Ondan sonra rapora bakıyorum, ’15 dakika beklemeden hoca soyunma odasına girdi.’ Ben girmedim, izin istedim. Onlar da, ’hocam bir problem yok, girebilirsin’ dediler. Ondan sonra temsilci raporuna bakıyorum, maçtan 5 dakika sonra soyunma odasına girmişim. Ben size sordum, izin aldım da girdim. Ben zaten kuralın ne olduğunu bilmiyorum. İçeri geldiler, ’hocam tribüne çıkman lazım, fotoğraf çekeceğiz’ dediler. Ben tekrar tribüne çıktım. Tribünde maçı izledim, orada fotoğraf çektiler. Kuralları öyleymiş, ben ’tamam’ dedim. Maç bitti, yine içeri girmedim. Yetkililer geldi, ’eşyalarımı alacağım, içeri girebilir miyim?’ dedim, onlar ’tabi hocam girebilirsin, problem yok’ dediler, zaten o anda içeride arbede başladı.
İçeride büyük olaylar oldu. Onları önledik. Allah’tan biz oradaydık. Adil başkan, Kemal hoca oradaydı. Biz olayları çok sağduyuyla engelledik, durdurduk yoksa soyunma odasında çok daha vahim olaylar olabilirdi. Böyle bir sarı karttan oyuncuyu atarsan, o zaman 5 tane oyuncu atman lazım. Hafta sonu verilen, verilmeyen herkesin itiraz ettiği penaltı pozisyonları var. Benim pozisyonumda beş gömlek üstte yapılanlar. O zaman o yapılanların hepsini çalacaksın, madem bizim oyuncuyu böyle atabiliyorsan. Oyuncu ne arkadan gelen rakibini görüyor, top bizim oyuncuda, kasti bir şey yok, darbe yok, hiçbir şey yok. Muhtemelen ’ben attım’ demiştir. Benim tahminim o atmadı, yan hakem ona kenardan ’oyuncuyu at’ diye söyledi.
Ben öyle gördüm. Çünkü pozisyondan sonra sarı kartı göstermedi bekledi ondan sonra sarı kartı gösterdi. Bu da kenardan yan hakemin ona ’oyuncuyu at’ dediğini gösteriyor. Çok net kendi kararı değil.”
Göztepe hazırlığı sürüyor
Pazar günü deplasmanda oynayacakları Göztepe maçını da değerlendiren Yalçın, “Zor bir maç olacak. Kolay bir deplasman değil. Deplasmanların hepsi zor. Biz bu ara biraz fazla deplasmana gidiyoruz. Ondan sonra Fenerbahçe geliyor, bir daha deplasmana gidiyoruz. Zor bir periyot geçiriyoruz. Özellikle ilk yarıdaki fikstürümüz biraz sıkıntılı ama bu maçların ikinci yarısı da var. İkinci yarıda bu fikstür içeriye dönecek. Zor bir maç olacak. Umarım oradan da iyi bir oyunla, skorla dönüp, milli maç arasına pozitif ve mutlu bir şekilde gireriz” dedi.
11’e 11 iken 2-1 öne geçtikten sonra hızlı ve çok çabuk oyuncularımız var, istediğimiz oyun oluştu. Rakip kaleye inebilen ligdeki en iyi takımlardan bir tanesiyiz. Çok çabuk karşı kaleye gidebiliyoruz. O tarz oyuncularımız var ki artık o dakikalardan sonra tam devreye girecek oyuncularımız var. Kırmızı karta kadar ikinci yarı çok iyi oynuyorduk. O kadar sıkıntıya rağmen maçı yine de çevirmesini bildik. Tam istediğimiz pozisyon oluşmuşken maalesef hakem arkadaşın Robin’i (Robin Yalçın) öyle bir sarı kartla atması bizi çileden çıkarttı. Bir maçta böyle sarı kart gösterirsen en az oyundan 4-5 oyuncu atman lazım. Herkes şok oldu. Biz maçtan sonrada pozisyonu izledik. Tamam sarı kart olsa atsın problem değil ama sen bir takımın kaderiyle bu kadar basit bir şekilde oynayamazsın. Biz orada çok zor bir mücadelenin içerisindeyiz. Kazanacak pozisyonu yakalamışız. Kazanırsak lider olacak bir pozisyonu yakalamışız. Bizim oyuncumuzu çok basit bir sarı kartla oyundan atarak, tekrar rakip takımın oyuna dahil olmasını sağlamak son derece yanlış bir şey. Ben, hakemin bana sarı kart gösterdiği pozisyonda oyuncularıma bir şey anlatmaya çalışıyorum. Benim orada hakemle hiçbir temasım yok. Bana dördüncü hakem sarı kartı gösteriyor. Zaten ikinci yarı başladıktan sonra dördüncü hakem ne oyunu ne rakip kulübeyi seyrediyor, sürekli beni seyrediyor. Dördüncü hakem olarak senin benimle ne işin var? Sen oyunu seyredeceksin, saha içini takip edeceksin, rakip kulübeyi takip edeceksin, doğal olarak hepsini birden takip etmen gerekir. Ben her içeriye bir şey söylediğimde, dördüncü hakem hep benim kulübemin önünde ve benimle kontak halinde. Böyle bir şeye ne gerek var? Biz, oynadığımız müsabakalarda hiç böyle bir şey görmedik. Onun neticesinde hakem bana sarı kartı göstermeye geldiğinde, hakemin bana kart gösterdiğini görmedim. Ben tamamen 2-1 galibiz, oyunculara nasıl pozisyon almaları gerektiğini anlatırken hakem bana sarı kart gösteriyor. En az 30-40 metre uzaktan gösteriyor. Kartı gösterdikten sonra dönüp gitmesi gerekirken hakem gitmiyor. Ben, Türk futboluna mal olmuş bir insanım. Yıllarca bu ligde oyun oynamışım. Yıllardır antrenörlük yapıyorum. Sen benden küçüksün. Yaşın kaç daha? Senin bana saygı göstermen gerekirken, sarı kartı gösterirken ’hocam bak sarı kart gösteriyorum, sakin ol seni oyundan atabilirim, biraz daha dikkat et’ gibi uyarılar yapması gerekirken, bana 30-40 metreden sarı kartı gösterip, dönüp tekrar maçı yönetmeye gitmiyor. Bunlar olmaması gereken şeyler. Bu her teknik direktör için geçerli, sadece benim için değil. Bir hakemin amacı oyuncuları veya teknik direktörü sahadan atmak değil, sahanın içinde tutmak. Ben onuncu haftayı oynuyorum. 4 tanede UEFA Kupası maçı oynadım. Hiçbir hakemle böyle bir sorun yaşamadık. Hiçbir hakem şimdiye kadar bize böyle bir davranış sergilemedi. Kenarda hakemin tavır ve davranışlarına şok olduk. Bana el kol hareketleri yapıyor. Sen bir teknik direktöre el kol hareketi nasıl yapıyorsun? Senin böyle bir yetkin mi var? Sen bana yaptığın o tavırları çık sokakta başka birilerine yapsana bakalım bir. Biz, hakemin tavırlarına inanamadık” ifadelerini kullandı.
"Beraberce planlanıp, yazılan bir rapor var ortada"
Yazılan hakem raporu hakkında da görüşlerini bildiren Yalçın:
“Yalan söylemeyeyim. Onlar raporlarında yalanları yazmışlar ama ben duymadığım için yalan söylemeyeyim. Böyle raporlar yazılır mı? Dördüncü hakem, hakemi destekliyor. O, dördüncü hakemi destekliyor. Beraberce planlanıp, yazılan bir rapor var ortada. Ben inanamıyorum. Hakaret, el kol hareketleri var. Hakemin saygısızca bir davranışı var bana karşı. Hakem bana öyle bir tavır sergileyebilecek görüntüyü nereden buluyor? Gerçekten hakemlerin yazdıkları rapora çok üzüldüm. Bu kadar birbirini tamamlayan, yalan rapor yazmamaları gerekirdi. Soyunma odasında neler yaşandı. Hayatımızda görmediğimiz şeyleri orada gördük. Soyunma odası basmalar, polisler, oyuncular. Sağ olsun Kemal hoca da (çok sağduyuluydu. Ona da teşekkür ediyorum. Biz orada sağduyulu olmasak, çok büyük olaylar çıkardı. Önüne geçilemeyecek olaylar olabilirdi.”
"Biz olayları çok sağduyuyla engelledik"
Yalçın, daha sonra şunları söyledi:
”Onlarla uğraşıyoruz ondan sonra bakıyorum raporda, ’maçtan beş dakika sonra soyunma odasına girmişim.’ Ben, federasyon yetkililerine maçtan sonra ’içeri girip eşyalarımı alabilir miyim?’ diye sordum. Federasyon yetkileri de ’Tabi hocam, girip alabilirsin’ dedi.
Ondan sonra rapora bakıyorum, ’15 dakika beklemeden hoca soyunma odasına girdi.’ Ben girmedim, izin istedim. Onlar da, ’hocam bir problem yok, girebilirsin’ dediler. Ondan sonra temsilci raporuna bakıyorum, maçtan 5 dakika sonra soyunma odasına girmişim. Ben size sordum, izin aldım da girdim. Ben zaten kuralın ne olduğunu bilmiyorum. İçeri geldiler, ’hocam tribüne çıkman lazım, fotoğraf çekeceğiz’ dediler. Ben tekrar tribüne çıktım. Tribünde maçı izledim, orada fotoğraf çektiler. Kuralları öyleymiş, ben ’tamam’ dedim. Maç bitti, yine içeri girmedim. Yetkililer geldi, ’eşyalarımı alacağım, içeri girebilir miyim?’ dedim, onlar ’tabi hocam girebilirsin, problem yok’ dediler, zaten o anda içeride arbede başladı.
İçeride büyük olaylar oldu. Onları önledik. Allah’tan biz oradaydık. Adil başkan, Kemal hoca oradaydı. Biz olayları çok sağduyuyla engelledik, durdurduk yoksa soyunma odasında çok daha vahim olaylar olabilirdi. Böyle bir sarı karttan oyuncuyu atarsan, o zaman 5 tane oyuncu atman lazım. Hafta sonu verilen, verilmeyen herkesin itiraz ettiği penaltı pozisyonları var. Benim pozisyonumda beş gömlek üstte yapılanlar. O zaman o yapılanların hepsini çalacaksın, madem bizim oyuncuyu böyle atabiliyorsan. Oyuncu ne arkadan gelen rakibini görüyor, top bizim oyuncuda, kasti bir şey yok, darbe yok, hiçbir şey yok. Muhtemelen ’ben attım’ demiştir. Benim tahminim o atmadı, yan hakem ona kenardan ’oyuncuyu at’ diye söyledi.
Ben öyle gördüm. Çünkü pozisyondan sonra sarı kartı göstermedi bekledi ondan sonra sarı kartı gösterdi. Bu da kenardan yan hakemin ona ’oyuncuyu at’ dediğini gösteriyor. Çok net kendi kararı değil.”
Göztepe hazırlığı sürüyor
Pazar günü deplasmanda oynayacakları Göztepe maçını da değerlendiren Yalçın, “Zor bir maç olacak. Kolay bir deplasman değil. Deplasmanların hepsi zor. Biz bu ara biraz fazla deplasmana gidiyoruz. Ondan sonra Fenerbahçe geliyor, bir daha deplasmana gidiyoruz. Zor bir periyot geçiriyoruz. Özellikle ilk yarıdaki fikstürümüz biraz sıkıntılı ama bu maçların ikinci yarısı da var. İkinci yarıda bu fikstür içeriye dönecek. Zor bir maç olacak. Umarım oradan da iyi bir oyunla, skorla dönüp, milli maç arasına pozitif ve mutlu bir şekilde gireriz” dedi.
Kaynak: İHA