Gökyüzünün Renkli Kanatları
Türkiye’de yamaç paraşütünün merkezi olarak kabul edilen Denizli, her gün yüzlerce gökyüzü tutkununa ev sahipliği yapıyor. Çökelez Dağı ve Pamukkale üzerinde süzülen yamaç paraşütçülerinin görüntüleri izleyenleri mest ediyor.
Gökyüzünü yakından tanımak isteyenler, soluğu yamaç paraşütü kurslarında alıyor. Adrenalin dolu sporu yapmak isteyenlerin tercihi ise Denizli. Bir yıl içerisinde yaklaşık 5 bin kişi Pamukkale travertenleri ve Çökelez Dağı’ndan süzülerek gökyüzünün tadını çıkartıyor. Türkiye genelinde yamaç paraşütü sertifikası almak isteyenler de yine Denizli’yi tercih ediyor. Yamaç paraşütü yapmak isteyenler için gerekli kuralları ise uzmanlar anlattı.
AKTÜRK: “ISINAN HAVA ÇOK ÖNEMLİ”
Eğitimler için Denizli’yi tercih eden Türk Hava Kurumu Yamaç Paraşütü eğitmenlerinden Umut Aktürk, “Güneşin yukarıda olması ve yeri ısıtması gerekli. Yer ısındığında, ısınan havanın yükselmesi prensibini kullanarak kanatlarımızı açarak ısınan havanın içerisinde tecrübemiz ile bulutların altına kadar çıkabildiğimiz maksimum irtifaya çıkıyoruz. Ne kadar havaya çıkarsak, o kadar süzülebiliyoruz. Yer şekillerini yukarıdan görüyorsunuz, yanınıza gelen kuşlarla beraber uçuyorsunuz. Aynı termal havanın içerisinde onlarla birlikte uçuyoruz. Yer yüzünde kimsenin hayal edemeyeceği duyguyu biz kuşlarla yaşıyoruz” dedi.
“AYAĞINI YERDEN KESEREK BU İŞ BAŞLAMIYOR”
Herkesin uçmak istediğini de ifade eden Aktürk, “Ayağını yerden kesmek ile bu iş başlamıyor. Bir eğitim var ve bu eğitim ile başlanması gerekiyor. Bu süreçleri sırasıyla takip eder, uçtuğu kanadı, uçtuğu bölgeyi iyi bilirse kazalar minimuma iniyor. Bu sporun içinde, ‘kaza yok’ diyemeyiz. Ama tedbirleri alırsak, eğitimimizi doğru yerden alırsak, kanadı doğru seçersek kazalar minimuma inecek” diye konuştu.
YILDIZ: “UÇTUĞUM EN HEYECANLI YER NEPAL’Dİ”
Bir başka paraşüt eğitmeni Abdullah Yıldız ise duygularını şu sözlerle anlattı:
“Yamaç paraşütü içinde havacılık, aynı zamanda doğa sporu, ekstremi barından bir etkinlik. Kurallara uyduğunuzda bir tutku halinde uygulanacak hobi. Tamamen havaya bağlıyız. Havayı iyi analiz edemezseniz başarılı olmaya imkan yok. Bunun en iyi yolu deneyim kazanabilmek için limitimizi aşmadan yavaş bir süreçte eğitimi bir sürece yayarak bu sporda ilerlemeyi sağlayabilirsiniz. Uçtuğum ve beni değişik hissettiren bölge Nepal. Arkanızda 8 bin metrelik dağlar var. İnsan kendini çok çaresiz hissediyor. İlk fırsatta tekrar gitmeyi özlemle beklediğim bir yer.”
İnönünü Havacılık Kulübü eğitmenlerinden Metin Özsoy da, “Bir yere seyahat ediyorsunuz. Arabanızda paraşütünüz var. Güzel bir tepe gördüğünüzde, ekipmanı açıp uçabiliyorsunuz. Yalnız başınıza çok güzel gökyüzünü tadabileceğiniz bir spor” şeklinde konuştu.
Özellikle Çökelez Dağı’ndan gökyüzüne yükselen paraşütçüler havanın müsait olması durumunda 4 bin metre yükselip uzun süre yolculuk yapma fırsatı elde ederken, izleyenlere de güzel anlar yaşatıyor.
(Hüseyin Kaplan-Semih Can Yılmaz/İHA)
AKTÜRK: “ISINAN HAVA ÇOK ÖNEMLİ”
Eğitimler için Denizli’yi tercih eden Türk Hava Kurumu Yamaç Paraşütü eğitmenlerinden Umut Aktürk, “Güneşin yukarıda olması ve yeri ısıtması gerekli. Yer ısındığında, ısınan havanın yükselmesi prensibini kullanarak kanatlarımızı açarak ısınan havanın içerisinde tecrübemiz ile bulutların altına kadar çıkabildiğimiz maksimum irtifaya çıkıyoruz. Ne kadar havaya çıkarsak, o kadar süzülebiliyoruz. Yer şekillerini yukarıdan görüyorsunuz, yanınıza gelen kuşlarla beraber uçuyorsunuz. Aynı termal havanın içerisinde onlarla birlikte uçuyoruz. Yer yüzünde kimsenin hayal edemeyeceği duyguyu biz kuşlarla yaşıyoruz” dedi.
“AYAĞINI YERDEN KESEREK BU İŞ BAŞLAMIYOR”
Herkesin uçmak istediğini de ifade eden Aktürk, “Ayağını yerden kesmek ile bu iş başlamıyor. Bir eğitim var ve bu eğitim ile başlanması gerekiyor. Bu süreçleri sırasıyla takip eder, uçtuğu kanadı, uçtuğu bölgeyi iyi bilirse kazalar minimuma iniyor. Bu sporun içinde, ‘kaza yok’ diyemeyiz. Ama tedbirleri alırsak, eğitimimizi doğru yerden alırsak, kanadı doğru seçersek kazalar minimuma inecek” diye konuştu.
YILDIZ: “UÇTUĞUM EN HEYECANLI YER NEPAL’Dİ”
Bir başka paraşüt eğitmeni Abdullah Yıldız ise duygularını şu sözlerle anlattı:
“Yamaç paraşütü içinde havacılık, aynı zamanda doğa sporu, ekstremi barından bir etkinlik. Kurallara uyduğunuzda bir tutku halinde uygulanacak hobi. Tamamen havaya bağlıyız. Havayı iyi analiz edemezseniz başarılı olmaya imkan yok. Bunun en iyi yolu deneyim kazanabilmek için limitimizi aşmadan yavaş bir süreçte eğitimi bir sürece yayarak bu sporda ilerlemeyi sağlayabilirsiniz. Uçtuğum ve beni değişik hissettiren bölge Nepal. Arkanızda 8 bin metrelik dağlar var. İnsan kendini çok çaresiz hissediyor. İlk fırsatta tekrar gitmeyi özlemle beklediğim bir yer.”
İnönünü Havacılık Kulübü eğitmenlerinden Metin Özsoy da, “Bir yere seyahat ediyorsunuz. Arabanızda paraşütünüz var. Güzel bir tepe gördüğünüzde, ekipmanı açıp uçabiliyorsunuz. Yalnız başınıza çok güzel gökyüzünü tadabileceğiniz bir spor” şeklinde konuştu.
Özellikle Çökelez Dağı’ndan gökyüzüne yükselen paraşütçüler havanın müsait olması durumunda 4 bin metre yükselip uzun süre yolculuk yapma fırsatı elde ederken, izleyenlere de güzel anlar yaşatıyor.
(Hüseyin Kaplan-Semih Can Yılmaz/İHA)
Kaynak: İHA