Ahmet Ağaoğlu, AA Spor Masası'na Konuk Oldu (1)
Trabzonspor Kulübü Başkanı Ağaoğlu:'Zor ve olağanüstü şartlarda göreve geldik. Kulübün en önemli sıkıntısı mali sıkıntı' 'Trabzonspor'un borcu yıllık gelirinin 7 katı, başka bir şey söylemeye gerek yok. Sadece naklen yayın geliri değil, stat geliri var, ürün satışı var, sponsorluk var. Hepsini üst üste koyduğunuz zaman 130 milyon lira, borcunuz 1 milyar liraya çıkmış. Keşke bu gelirler artmasaydı' 'Yemeği hızlı yiyen, horonu hızlı oynayan, hızlı konuşan bir kentin insanları öyle orta oyunu gibi futboldan zevk almaz. Mücadeleci, yıpratıcı, galibiyeti arzu eden, mağlubiyete tahammülü olmayan futbolu tribüne yansıtırsa, taraftarı o takımın mağlubiyetini de bağrına basar'
Trabzonspor Kulübü Başkanı Ahmet Ağaoğlu, kulüpte ekonomik sıkıntıların olduğunu ve sabırlı çalışarak bunları gidermek istediklerini söyledi.
Ağaoğlu, AA Spor Masası'nda, AA Spor Haberleri Yayın Yönetmenliği yönetici ve editörlerinin sorularını yanıtladı.
Olağanüstü genel kurulla yönetime geldiklerini hatırlatan Ağaoğlu, "Kulübü olağanüstü noktaya getiren en önemli sorunlarından birisi, profesyonel takımımızın şu an ligde 5. sırada olması. Bana göre hiç hak ettiği yerde değil. Oynadığı futbol da orayı hak etmiyor. Daha yukarılarda olması lazım. Başarılı mı değil. Şampiyonluğa oynuyordu. Şampiyonluktan uzaklaşınca, 950, 937 milyon civarında borç... Faiz arttığı için rakam vermek mümkün değil. 930 milyonluk borç ortaya çıkınca olağanüstü genel kurul kararı alındı." diye konuştu.
Kulübün birikmiş çok borcunun bulunduğuna dikkati çeken Ağaoğlu, şunları kaydetti:
"Zor ve olağanüstü şartlarda göreve geldik. Kulübün en önemli sıkıntısı mali sıkıntı. Birikmiş çok ciddi borç var. Gelir tamamen temlikli. Zaten kulübün gelirlerinin neredeyse yüzde 80'i faize gidiyor. Kredilerin, birikmiş borçların, vergi borçlarının, SGK borçlarının faizi var. Çok ciddi kredi borcu var. Oyunculara birikmiş borç var, çeşitli alacaklılara borç var, menajerlere borç var. Onların bir şekilde çözümlenmesi lazım. İki haftadır onlarla uğraşıyoruz. Yüzümüzü daha henüz başka taraflara çeviremedik."
- "Yol yok"
Geçmişten örnekler veren Ahmet Ağaoğlu, "Yol yok. 2000 veya 2001'de Özkan Sümer başkanlığında göreve geldiğimizde ikinci başkandım. Kulübün o zamanın parasıyla gerçek borcu 45 milyon dolardı. 24 Ocak ekonomik krizinin yaşandığı süreçte böyle bir tabloyla karşı karşıya geldik. Biz yönetimi bıraktığımız zaman Fatih Tekke'si, Aurelio'su, Gökdeniz Karadeniz'i çok iyi kadro yapılanması vardı. Zaten o sene sonunda Türkiye Kupası'nı aldık. Takip edilen sene Türkiye Kupası'nı yine aldık. 2004'te şampiyonluğa oynadı. 7,5 milyon dolar borçla bıraktık. Mevcut borcun yüzde 75'ini ödeyerek, borcu 7,5 milyon dolara indirip, ciddi oyuncu kadrosuyla bıraktık. Gökdeniz 8,5 milyon avroya, Fatih Tekke 10 milyon dolara gitti. Zaten bir futbolcu bütün borcumuzu karşılıyordu." ifadelerini kullandı.
O dönemdeki yönetimin kafa yapısının gelir gider dengesini sağlamak olduğunu anlatan Ağaoğlu, "Ekonomik sıkıntı yaşamadığınız zaman, kafanız orada olmadığı zaman daha rahat oluyorsunuz. Burası ticari müessese değil aynı zamanda futbol kulübü. Futbolun temel prensiplerinden biri de konsantrasyon. Oyuncu veya teknik adam konsantrasyonu olarak değerlendirmeyin. Yönetici olarak da hedefiniz neyse ona göre konsantrasyonunuz olacak. Borçlarla, ihtarlarla, hacizlerle, UEFA'dan gelen uyarılarla ve cezalarla, FIFA'dan gelen cezalarla uğraşırsanız, kafa oradan uzaklaşmaya başlar." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de kulüplerin, gelirini artırdıkça borçlanmayı da o oranda yükselttiğini vurgulayan Ağaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O dönemde naklen yayın gelirleri 1 milyon dolardı, borçlanma 3 milyon dolar oluyordu. Şimdi 10 milyon dolar alıyorsunuz, 30 milyon dolar borçlanıyorsunuz. Hatta 3-4 katı borçlanıyorsunuz. Bu değişmeyen bir grafik. Gelirler arttıkça Türk futbolunda borçlanma 3-5 katı oluyor. Trabzonspor'un borcu yıllık gelirinin 7 katı, başka bir şey söylemeye gerek yok. Sadece naklen yayın geliri değil, stat geliri var, ürün satışı var, sponsorluk var. Hepsini üst üste koyduğunuz zaman 130 milyon lira, borcunuz 1 milyar liraya çıkmış. Keşke bu gelirler artmasıydı. Türk insanın yapısında da var. Aylık kazancımızın iki üç katı borçlanma gibi yapımız var."
Denetim konusundaki sıkıntılara değinen Ağaoğlu, "Kontrolden denetimden şu anlamda uzak. Mali genel kurulda 'ibra edenler, etmeyenler'... Eski yıllarda, bütün kulüpler için de geçerli, genel kurulda bütçeyi ibra etmemek kulübün tarihine vurulacak en büyük kara lekedir. Genel temayül buydu. Bütçe çok büyük, dernekler yasasına göre yönetmek mümkün değil. Kulüpler yasası hala çıkmadı." diye konuştu.
Yönetim olarak temmuz ayında tüzük değişikliği yapacaklarını ve bu konuya çözüm bulacaklarını kaydeden Ağaoğlu, "Trabzonspor olarak temmuz ayında tüzük değişikliğini genel kurula getirmeyi hedefliyoruz. İleriye dönük borçlanmanın önünü almayı, en azından gerçekleşen bütçesinin yüzde 20-30'unun üstünde borçlanmaya gereksinim duyulduğunda genel kurul kararına tabi olunması şeklinde. Genel kurul kararı almadan da başkan ve yönetim böyle bir yetki kullanabilir. O miktardan başkan ve yönetim fiilen sorumlu olmak üzere, böyle bir önlem düşünüyoruz. Kulüplerin bakış açısı beni ilgilendirmiyor. Şu anda canı yanan benim. Ben bu problemi kendi adıma ortadan kaldırmak zorundayım. Belki Trabzonspor'un yapmış olduğu mali disiplini sağlayacak tüzük değişikliği diğer kulüplerimize de örnek olur." ifadelerini kullandı.
- "Borcun bir iki sene içinde ödenmesi mümkün değil"
Ahmet Ağaoğlu, borcun 1 milyar liraya yakın olduğunu hatırlatarak, "1 milyar borcun bir iki sene içinde ödenmesi mümkün değil. Gelirler dengesinden bahsettiğimde 'neden borçlanmadan korkuyorsun' diye eleştiri alıyorum. Futbol bir endüstri. Hangi endüstri olursa olsun ürünü olması lazım. Futbolun da ham maddesi olmalı." şeklinde konuştu.
Futbolun ham maddesinin altyapı olduğunu vurgulayan Ağaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Altyapı, o zaman buradan başlayayım. Üretim olmadan endüstri olur mu? Babanız zengindir devamlı tüketirsiniz o ayrı. Bir yerden size para yağıyordur, nereden yağdığı belli değil, canınız nereden istiyorsa oradan alırsınız. Ben bir kere üretmek zorundayım. Yurt dışından 5-10 milyon avro bonservis bedeliyle futbolcu alıyorsan ve onu karşılayacak bir altyapın yoksa, üretimin yoksa, gelir kaynağın yoksa... Trabzonspor'un çimento fabrikası vardır, 100 lira geliri vardır ben bunun 50 lirasını transfere harcarım. Yayıncı kuruluştan, ürün satışından, sponsorlardan, reklamdan aldığın seni karşılamıyor. Her sezon açık büyüye büyüye 7 kat borçlanmaya gelmişsin. Farklı gelir enstrümanların varsa anlarım. En önemli şey hep var olmaya devam etmek."
Trabzon'da her çocuğun futbolcu doğduğunu belirten Ağaoğlu, "Her çocuk futbolcu doğar. Çok iyi futbolcu olur, yetenekleri sınırlıdır, benim gibi, başka yönlere yönelir. Böyle coğrafyada yaşıyorsak, zaten sizi başarıya taşıyan, şampiyon yapan o kentteki ham maddeyse, o zaman onu kullanmak zorundasın." değerlendirmesinde bulundu.
Gelir gider dengesini bozmayacak şekilde her türlü takviyenin yapılabileceğini anlatan Ağaoğlu, şunları söyledi:
"Ayrıca Trabzonspor takımının bir oyun karakteri vardır. Yemeği hızlı yiyen, horonu hızlı oynayan, hızlı konuşan bir kentin insanları öyle orta oyunu gibi futboldan zevk almaz. Mücadeleci, yıpratıcı, hırslı, galibiyeti arzu eden, mağlubiyete tahammülü olmayan futbolu tribüne yansıtırsa, Trabzonspor seyircisi o takımın mağlubiyetini de bağrına basar. Orta sahada top kaybedeceksiniz döneceksiniz arkanızı 5-10 metre gideceksiniz, yok öyle şey."
- "Sabır istedik"
Geleceğe dönük çalışmalar hakkında bilgi veren Ağaoğlu, "3 ile 5 sene arası sabır istedik. Bu her şeyi içeriyor. Gelir gider dengesinin sağlanması, sağlıklı altyapı oluşturulması, 1461 Trabzon'un yeniden organize edilmesi." diye konuştu.
Yapının dağıldığını anlatan Ağaoğlu, "Farklılaştı. Ekonomik politika farklıydı. Sportif başarıya gidişte farklı yollar denendi. Hepsinin toparlanması lazım. Asla ve asla şöyle anlaşılmamalı: 3-5 sene kepenk kapatıyoruz değil. 3 sene sonra şampiyonluk, hayır. Trabzonspor her zaman yarışın içinde olacaktır. Sportif kavganın dışında kalmak, mücadelenin dışında kalmak benim yapıma da yönetim kurulu arkadaşların yapısına da ters. Trabzon insanın yapısına da ters. Trabzonspor'a gönül veren 10 milyon Trabzonluların yapısına da ters. Hiç kimse böyle takım görmek istemez." değerlendirmesinde bulundu.
(Sürecek)
Ağaoğlu, AA Spor Masası'nda, AA Spor Haberleri Yayın Yönetmenliği yönetici ve editörlerinin sorularını yanıtladı.
Olağanüstü genel kurulla yönetime geldiklerini hatırlatan Ağaoğlu, "Kulübü olağanüstü noktaya getiren en önemli sorunlarından birisi, profesyonel takımımızın şu an ligde 5. sırada olması. Bana göre hiç hak ettiği yerde değil. Oynadığı futbol da orayı hak etmiyor. Daha yukarılarda olması lazım. Başarılı mı değil. Şampiyonluğa oynuyordu. Şampiyonluktan uzaklaşınca, 950, 937 milyon civarında borç... Faiz arttığı için rakam vermek mümkün değil. 930 milyonluk borç ortaya çıkınca olağanüstü genel kurul kararı alındı." diye konuştu.
Kulübün birikmiş çok borcunun bulunduğuna dikkati çeken Ağaoğlu, şunları kaydetti:
"Zor ve olağanüstü şartlarda göreve geldik. Kulübün en önemli sıkıntısı mali sıkıntı. Birikmiş çok ciddi borç var. Gelir tamamen temlikli. Zaten kulübün gelirlerinin neredeyse yüzde 80'i faize gidiyor. Kredilerin, birikmiş borçların, vergi borçlarının, SGK borçlarının faizi var. Çok ciddi kredi borcu var. Oyunculara birikmiş borç var, çeşitli alacaklılara borç var, menajerlere borç var. Onların bir şekilde çözümlenmesi lazım. İki haftadır onlarla uğraşıyoruz. Yüzümüzü daha henüz başka taraflara çeviremedik."
- "Yol yok"
Geçmişten örnekler veren Ahmet Ağaoğlu, "Yol yok. 2000 veya 2001'de Özkan Sümer başkanlığında göreve geldiğimizde ikinci başkandım. Kulübün o zamanın parasıyla gerçek borcu 45 milyon dolardı. 24 Ocak ekonomik krizinin yaşandığı süreçte böyle bir tabloyla karşı karşıya geldik. Biz yönetimi bıraktığımız zaman Fatih Tekke'si, Aurelio'su, Gökdeniz Karadeniz'i çok iyi kadro yapılanması vardı. Zaten o sene sonunda Türkiye Kupası'nı aldık. Takip edilen sene Türkiye Kupası'nı yine aldık. 2004'te şampiyonluğa oynadı. 7,5 milyon dolar borçla bıraktık. Mevcut borcun yüzde 75'ini ödeyerek, borcu 7,5 milyon dolara indirip, ciddi oyuncu kadrosuyla bıraktık. Gökdeniz 8,5 milyon avroya, Fatih Tekke 10 milyon dolara gitti. Zaten bir futbolcu bütün borcumuzu karşılıyordu." ifadelerini kullandı.
O dönemdeki yönetimin kafa yapısının gelir gider dengesini sağlamak olduğunu anlatan Ağaoğlu, "Ekonomik sıkıntı yaşamadığınız zaman, kafanız orada olmadığı zaman daha rahat oluyorsunuz. Burası ticari müessese değil aynı zamanda futbol kulübü. Futbolun temel prensiplerinden biri de konsantrasyon. Oyuncu veya teknik adam konsantrasyonu olarak değerlendirmeyin. Yönetici olarak da hedefiniz neyse ona göre konsantrasyonunuz olacak. Borçlarla, ihtarlarla, hacizlerle, UEFA'dan gelen uyarılarla ve cezalarla, FIFA'dan gelen cezalarla uğraşırsanız, kafa oradan uzaklaşmaya başlar." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de kulüplerin, gelirini artırdıkça borçlanmayı da o oranda yükselttiğini vurgulayan Ağaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O dönemde naklen yayın gelirleri 1 milyon dolardı, borçlanma 3 milyon dolar oluyordu. Şimdi 10 milyon dolar alıyorsunuz, 30 milyon dolar borçlanıyorsunuz. Hatta 3-4 katı borçlanıyorsunuz. Bu değişmeyen bir grafik. Gelirler arttıkça Türk futbolunda borçlanma 3-5 katı oluyor. Trabzonspor'un borcu yıllık gelirinin 7 katı, başka bir şey söylemeye gerek yok. Sadece naklen yayın geliri değil, stat geliri var, ürün satışı var, sponsorluk var. Hepsini üst üste koyduğunuz zaman 130 milyon lira, borcunuz 1 milyar liraya çıkmış. Keşke bu gelirler artmasıydı. Türk insanın yapısında da var. Aylık kazancımızın iki üç katı borçlanma gibi yapımız var."
Denetim konusundaki sıkıntılara değinen Ağaoğlu, "Kontrolden denetimden şu anlamda uzak. Mali genel kurulda 'ibra edenler, etmeyenler'... Eski yıllarda, bütün kulüpler için de geçerli, genel kurulda bütçeyi ibra etmemek kulübün tarihine vurulacak en büyük kara lekedir. Genel temayül buydu. Bütçe çok büyük, dernekler yasasına göre yönetmek mümkün değil. Kulüpler yasası hala çıkmadı." diye konuştu.
Yönetim olarak temmuz ayında tüzük değişikliği yapacaklarını ve bu konuya çözüm bulacaklarını kaydeden Ağaoğlu, "Trabzonspor olarak temmuz ayında tüzük değişikliğini genel kurula getirmeyi hedefliyoruz. İleriye dönük borçlanmanın önünü almayı, en azından gerçekleşen bütçesinin yüzde 20-30'unun üstünde borçlanmaya gereksinim duyulduğunda genel kurul kararına tabi olunması şeklinde. Genel kurul kararı almadan da başkan ve yönetim böyle bir yetki kullanabilir. O miktardan başkan ve yönetim fiilen sorumlu olmak üzere, böyle bir önlem düşünüyoruz. Kulüplerin bakış açısı beni ilgilendirmiyor. Şu anda canı yanan benim. Ben bu problemi kendi adıma ortadan kaldırmak zorundayım. Belki Trabzonspor'un yapmış olduğu mali disiplini sağlayacak tüzük değişikliği diğer kulüplerimize de örnek olur." ifadelerini kullandı.
- "Borcun bir iki sene içinde ödenmesi mümkün değil"
Ahmet Ağaoğlu, borcun 1 milyar liraya yakın olduğunu hatırlatarak, "1 milyar borcun bir iki sene içinde ödenmesi mümkün değil. Gelirler dengesinden bahsettiğimde 'neden borçlanmadan korkuyorsun' diye eleştiri alıyorum. Futbol bir endüstri. Hangi endüstri olursa olsun ürünü olması lazım. Futbolun da ham maddesi olmalı." şeklinde konuştu.
Futbolun ham maddesinin altyapı olduğunu vurgulayan Ağaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Altyapı, o zaman buradan başlayayım. Üretim olmadan endüstri olur mu? Babanız zengindir devamlı tüketirsiniz o ayrı. Bir yerden size para yağıyordur, nereden yağdığı belli değil, canınız nereden istiyorsa oradan alırsınız. Ben bir kere üretmek zorundayım. Yurt dışından 5-10 milyon avro bonservis bedeliyle futbolcu alıyorsan ve onu karşılayacak bir altyapın yoksa, üretimin yoksa, gelir kaynağın yoksa... Trabzonspor'un çimento fabrikası vardır, 100 lira geliri vardır ben bunun 50 lirasını transfere harcarım. Yayıncı kuruluştan, ürün satışından, sponsorlardan, reklamdan aldığın seni karşılamıyor. Her sezon açık büyüye büyüye 7 kat borçlanmaya gelmişsin. Farklı gelir enstrümanların varsa anlarım. En önemli şey hep var olmaya devam etmek."
Trabzon'da her çocuğun futbolcu doğduğunu belirten Ağaoğlu, "Her çocuk futbolcu doğar. Çok iyi futbolcu olur, yetenekleri sınırlıdır, benim gibi, başka yönlere yönelir. Böyle coğrafyada yaşıyorsak, zaten sizi başarıya taşıyan, şampiyon yapan o kentteki ham maddeyse, o zaman onu kullanmak zorundasın." değerlendirmesinde bulundu.
Gelir gider dengesini bozmayacak şekilde her türlü takviyenin yapılabileceğini anlatan Ağaoğlu, şunları söyledi:
"Ayrıca Trabzonspor takımının bir oyun karakteri vardır. Yemeği hızlı yiyen, horonu hızlı oynayan, hızlı konuşan bir kentin insanları öyle orta oyunu gibi futboldan zevk almaz. Mücadeleci, yıpratıcı, hırslı, galibiyeti arzu eden, mağlubiyete tahammülü olmayan futbolu tribüne yansıtırsa, Trabzonspor seyircisi o takımın mağlubiyetini de bağrına basar. Orta sahada top kaybedeceksiniz döneceksiniz arkanızı 5-10 metre gideceksiniz, yok öyle şey."
- "Sabır istedik"
Geleceğe dönük çalışmalar hakkında bilgi veren Ağaoğlu, "3 ile 5 sene arası sabır istedik. Bu her şeyi içeriyor. Gelir gider dengesinin sağlanması, sağlıklı altyapı oluşturulması, 1461 Trabzon'un yeniden organize edilmesi." diye konuştu.
Yapının dağıldığını anlatan Ağaoğlu, "Farklılaştı. Ekonomik politika farklıydı. Sportif başarıya gidişte farklı yollar denendi. Hepsinin toparlanması lazım. Asla ve asla şöyle anlaşılmamalı: 3-5 sene kepenk kapatıyoruz değil. 3 sene sonra şampiyonluk, hayır. Trabzonspor her zaman yarışın içinde olacaktır. Sportif kavganın dışında kalmak, mücadelenin dışında kalmak benim yapıma da yönetim kurulu arkadaşların yapısına da ters. Trabzon insanın yapısına da ters. Trabzonspor'a gönül veren 10 milyon Trabzonluların yapısına da ters. Hiç kimse böyle takım görmek istemez." değerlendirmesinde bulundu.
(Sürecek)
Kaynak: AA