'Geleneksel Türk Okçuluğu Kursu' Açılış Töreni
Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan: 'Türkiye, bugün kendi sınır güvenliğini, milli birlik ve bütünlüğünü sağlamak için ne Amerika'nın ne NATO'nun ne Avrupa'nın dediğine bakmadan gerekeni yapabilecek noktaya geldiyse bunu takdir etmemiz ve daha ileriye taşımamız lazım' 'Sadece edebiyat yapan, hamaset, laf üretenler değil, iş üretenler olmak zorundayız. İşte 15 senede bu ülkede tarihin en büyük projeleri yapıldı. Sözüm ona 'gericiler' bu ülkeyi yönetirken, imam hatipli bir Cumhurbaşkanı, Başbakan varken bunlar yapıldı. Demek ki ilericilik, gericilik, namaz, niyaz, din, diyanetle, imanla olmuyor. İlericilik, çalışmakla ve gayret etmekle oluyor'
Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı ve Okçular Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Bilal Erdoğan, "Türkiye, bugün kendi sınır güvenliğini, milli birlik ve bütünlüğünü sağlamak için ne Amerika'nın ne NATO'nun ne Avrupa'nın dediğine bakmadan gerekeni yapabilecek noktaya geldiyse bunu takdir etmemiz ve daha ileriye taşımamız lazım." dedi.
Erdoğan, Balıkesir Üniversitesi'ndeki Burhan Erdayı Spor Salonu'nda, "Geleneksel Türk Okçuluğu Kursu"nun açılış töreninde yaptığı konuşmada, dünyada unutulmaya yüz tutmuş, ihmal edilen, gerçek anlamda dünyadaki egemen spor endüstrisinin kuvvetleriyle, dinamikleriyle başa çıkamayan bütün yerel ve geleneksel sporların tanıtılması için çalışmalar yaptıklarını söyledi.
Bu çalışmaları, dünyada yaşanan derin kültürel adaletsizliğin giderilmesi için önemli bir çaba olarak gördüklerini belirten Erdoğan, "Kimliğimizden kopamayız. Daha 100 yıl olmadı, ülkemizi işgale yeltenenler, bölmek, parçalamak isteyenler, bunu başaramadıklarını görünce bizi kültürel olarak işgal etmeye yeltendi. Bunu, müzik, sanat, yeme-içme adetleri ve elbette sporlarıyla yaptılar." diye konuştu.
Türk milletinin kültürüne sarılmaya ihtiyacı olduğunu aktaran Bilal Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bağımsızlık, sadece sınırların içinde bir ülke, bayrak ve İstiklal Marşı'na sahip olmakla bitmiyor. Bağımsızlık, kararlarınızı özgürce, bir millet olarak kendi iradenizle verebilmenize de bağlı. Bu bağımsızlığı sağlamak, kültürel bağımsızlık olmadan mümkün değil. Geleneksel sporların özellikle gençlerle buluşması için bütün Türkiye'de çalışmalar yapıyoruz. Batı'nın futbolunu, basketbolunu, voleybolunu biz de izliyoruz, oynuyoruz, seviyoruz. Bunlarla problemimiz yok. Şunu bilmemiz lazım, bu sporların bugün bu kadar büyük endüstrilere sahip olmasının, bu kadar büyük rakamların bu sporlarla telaffuz edilmesinin sebebi, bu sporların en eğlenceli sporlar olması değil. Atlı okçuluk, hedef okçuluğu, yaya okçuluğu, güreş sporları, kökbörü, cirit sporları, seyir zevki olan, çok daha fazla mücadele azmi gerektiren, hem fiziken hem manen çok iddialı sporlar. Biz kendi sporlarımıza sahip çıkarsak hem eğleneceğiz, hem maddi ve manevi gelişimimize büyük katkısı olacak hem de bunu yaparken kültürümüzden uzaklaşmayacağız."
Erdoğan, üniversitelerde okçuluk kulüplerinin ve kurslarının açılmasını desteklediklerini, bu doğrultuda son yıllarda okçuluk kulüplerinin arttığını dile getirerek, okçuluk ekipmanlarının daha kolay ulaşılabilir olması ve ucuza mal edilmesi için girişimcilerle çalışmalar yaptıklarını anlattı.
- "Tarihin en büyük projeleri yapıldı"
Türkiye'de 100 yılı aşkın bir süre namazını kılan, orucunu tutan dindar insanlara birilerinin "gerici" dediğini dile getiren Erdoğan, "Bu, bize 'gerici' deyip duranlar, uzaya gittiler de paçalarından mı çekildi? Bilakis Vecihi Hürkuş, Nuri Demirağ, 'devrim otomobili'nin hikayesine bakın, bu ülkede ne zaman teknolojik atılımlar yapılacak oldu, bu ülke arabasını uçağını 50-60 yıl önce üretmişken buna engel olundu. Neden? Egemen Batı güçlerinin mandacılığını kendi bağımsızlığına tercih eden hainler içimizde olduğu için." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Osmanlı Devleti'nin o zamanın savaş teknolojisinde zirvede olduğunu hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün biz, hem savaş teknolojisinde hem bütün teknolojilerde zirveyi kovalamak durumundayız. İşte gelenekçi modernlik, gelenekçi gelişme böyle olur. 'Gericilik' dediğimiz, hamaset, edebiyat, konuşmak ve neticede çalışmamak. Ne milliyetçilik ne de ilericilik budur. Sadece edebiyat yapan, hamaset, laf üretenler değil, iş üretenler olmak zorundayız. İşte 15 senede bu ülkede tarihin en büyük projeleri yapıldı. Sözüm ona 'gericiler' bu ülkeyi yönetirken, imam hatipli bir Cumhurbaşkanı, Başbakan varken bunlar yapıldı. Demek ki ilericilik, gericilik, namaz, niyaz, din, diyanetle, imanla olmuyor. İlericilik, çalışmakla ve gayret etmekle oluyor."
- "İddialı bir gençliğe ihtiyacımız var"
Ruhu anlaşılabildiği takdirde geleneksel sporların geleceğinin daha güçlü ve bağımsızlığı korumanın anahtarı olacağını vurgulayan Erdoğan, "Bugün sınırımızın dışında Mehmetçik'imiz bir mücadele veriyorsa, orada şehitler veriyorsak işte bu bağımsızlığımızı, sınırımızın dışında da korumanın ilk defa gerçek bir gayretidir, Amerika'ya, Avrupa'ya rağmen." ifadesini kullandı.
Bilal Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu ülkedeki siyasi iktidara 'Zaman zaman Avrupacı, zaman zaman Amerikacı, zaman zaman İsrail ile iş birliği yapıyorsunuz.' dediler. Bunların hepsi size dendiği zaman demek ki doğru yoldasınız. Niye? Düşmanlarınız, herhangi bir ahlaki değer tanımaksızın size saldırıyor çünkü. Demek ki dertleri, isabetli bir tespit yapmak, bir eleştiri getirmek değil, sizi tahkir etmek, küçük düşürmek, size zarar vermek. Bütün bunlara rağmen Türkiye, bugün kendi sınır güvenliğini, milli birlik ve bütünlüğünü sağlamak için ne Amerika'nın ne NATO'nun ne Avrupa'nın dediğine bakmadan gerekeni yapabilecek noktaya geldiyse bunu takdir etmemiz ve daha ileriye taşımamız lazım. Bunun için çok iddialı bir gençliğe ihtiyacımız var. Bugün dünyanın içinden geçtiği çalkantılı dönemin sonunda Türkiye, 21. yüzyıla damgasını vuracak bir noktaya gelecektir. Son 15 yıldaki bütün sancılardan yükselerek çıkmamız, bunun habercisidir, sinyalidir."
Batı'nın 19. yüzyıl boyunca dünyaya adeta kan kusturduğunu aktaran Erdoğan, "Bize Batı mandacılığını utanmadan, gizli saklı dayatmaya çalışanlar, bu zihniyeti değil, o kitle imha silahlarını kullananları adeta desteklemiş oluyor. Bir atom bombasını atıyor, bir hafta geçiyor bir tane daha atabiliyor. Mehmet Akif'in 'tek dişi kalmış canavar' dediği, yaşıyor." dedi.
Balıkesir Akıncılar Atlı Okçuluk ve Savaş Sanatları Kulübünce at üstünde ok atma gösterisinin sergilendiği programda, Erdoğan da ok atışları gerçekleştirdi.
Erdoğan, Balıkesir Üniversitesi'ndeki Burhan Erdayı Spor Salonu'nda, "Geleneksel Türk Okçuluğu Kursu"nun açılış töreninde yaptığı konuşmada, dünyada unutulmaya yüz tutmuş, ihmal edilen, gerçek anlamda dünyadaki egemen spor endüstrisinin kuvvetleriyle, dinamikleriyle başa çıkamayan bütün yerel ve geleneksel sporların tanıtılması için çalışmalar yaptıklarını söyledi.
Bu çalışmaları, dünyada yaşanan derin kültürel adaletsizliğin giderilmesi için önemli bir çaba olarak gördüklerini belirten Erdoğan, "Kimliğimizden kopamayız. Daha 100 yıl olmadı, ülkemizi işgale yeltenenler, bölmek, parçalamak isteyenler, bunu başaramadıklarını görünce bizi kültürel olarak işgal etmeye yeltendi. Bunu, müzik, sanat, yeme-içme adetleri ve elbette sporlarıyla yaptılar." diye konuştu.
Türk milletinin kültürüne sarılmaya ihtiyacı olduğunu aktaran Bilal Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bağımsızlık, sadece sınırların içinde bir ülke, bayrak ve İstiklal Marşı'na sahip olmakla bitmiyor. Bağımsızlık, kararlarınızı özgürce, bir millet olarak kendi iradenizle verebilmenize de bağlı. Bu bağımsızlığı sağlamak, kültürel bağımsızlık olmadan mümkün değil. Geleneksel sporların özellikle gençlerle buluşması için bütün Türkiye'de çalışmalar yapıyoruz. Batı'nın futbolunu, basketbolunu, voleybolunu biz de izliyoruz, oynuyoruz, seviyoruz. Bunlarla problemimiz yok. Şunu bilmemiz lazım, bu sporların bugün bu kadar büyük endüstrilere sahip olmasının, bu kadar büyük rakamların bu sporlarla telaffuz edilmesinin sebebi, bu sporların en eğlenceli sporlar olması değil. Atlı okçuluk, hedef okçuluğu, yaya okçuluğu, güreş sporları, kökbörü, cirit sporları, seyir zevki olan, çok daha fazla mücadele azmi gerektiren, hem fiziken hem manen çok iddialı sporlar. Biz kendi sporlarımıza sahip çıkarsak hem eğleneceğiz, hem maddi ve manevi gelişimimize büyük katkısı olacak hem de bunu yaparken kültürümüzden uzaklaşmayacağız."
Erdoğan, üniversitelerde okçuluk kulüplerinin ve kurslarının açılmasını desteklediklerini, bu doğrultuda son yıllarda okçuluk kulüplerinin arttığını dile getirerek, okçuluk ekipmanlarının daha kolay ulaşılabilir olması ve ucuza mal edilmesi için girişimcilerle çalışmalar yaptıklarını anlattı.
- "Tarihin en büyük projeleri yapıldı"
Türkiye'de 100 yılı aşkın bir süre namazını kılan, orucunu tutan dindar insanlara birilerinin "gerici" dediğini dile getiren Erdoğan, "Bu, bize 'gerici' deyip duranlar, uzaya gittiler de paçalarından mı çekildi? Bilakis Vecihi Hürkuş, Nuri Demirağ, 'devrim otomobili'nin hikayesine bakın, bu ülkede ne zaman teknolojik atılımlar yapılacak oldu, bu ülke arabasını uçağını 50-60 yıl önce üretmişken buna engel olundu. Neden? Egemen Batı güçlerinin mandacılığını kendi bağımsızlığına tercih eden hainler içimizde olduğu için." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Osmanlı Devleti'nin o zamanın savaş teknolojisinde zirvede olduğunu hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün biz, hem savaş teknolojisinde hem bütün teknolojilerde zirveyi kovalamak durumundayız. İşte gelenekçi modernlik, gelenekçi gelişme böyle olur. 'Gericilik' dediğimiz, hamaset, edebiyat, konuşmak ve neticede çalışmamak. Ne milliyetçilik ne de ilericilik budur. Sadece edebiyat yapan, hamaset, laf üretenler değil, iş üretenler olmak zorundayız. İşte 15 senede bu ülkede tarihin en büyük projeleri yapıldı. Sözüm ona 'gericiler' bu ülkeyi yönetirken, imam hatipli bir Cumhurbaşkanı, Başbakan varken bunlar yapıldı. Demek ki ilericilik, gericilik, namaz, niyaz, din, diyanetle, imanla olmuyor. İlericilik, çalışmakla ve gayret etmekle oluyor."
- "İddialı bir gençliğe ihtiyacımız var"
Ruhu anlaşılabildiği takdirde geleneksel sporların geleceğinin daha güçlü ve bağımsızlığı korumanın anahtarı olacağını vurgulayan Erdoğan, "Bugün sınırımızın dışında Mehmetçik'imiz bir mücadele veriyorsa, orada şehitler veriyorsak işte bu bağımsızlığımızı, sınırımızın dışında da korumanın ilk defa gerçek bir gayretidir, Amerika'ya, Avrupa'ya rağmen." ifadesini kullandı.
Bilal Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu ülkedeki siyasi iktidara 'Zaman zaman Avrupacı, zaman zaman Amerikacı, zaman zaman İsrail ile iş birliği yapıyorsunuz.' dediler. Bunların hepsi size dendiği zaman demek ki doğru yoldasınız. Niye? Düşmanlarınız, herhangi bir ahlaki değer tanımaksızın size saldırıyor çünkü. Demek ki dertleri, isabetli bir tespit yapmak, bir eleştiri getirmek değil, sizi tahkir etmek, küçük düşürmek, size zarar vermek. Bütün bunlara rağmen Türkiye, bugün kendi sınır güvenliğini, milli birlik ve bütünlüğünü sağlamak için ne Amerika'nın ne NATO'nun ne Avrupa'nın dediğine bakmadan gerekeni yapabilecek noktaya geldiyse bunu takdir etmemiz ve daha ileriye taşımamız lazım. Bunun için çok iddialı bir gençliğe ihtiyacımız var. Bugün dünyanın içinden geçtiği çalkantılı dönemin sonunda Türkiye, 21. yüzyıla damgasını vuracak bir noktaya gelecektir. Son 15 yıldaki bütün sancılardan yükselerek çıkmamız, bunun habercisidir, sinyalidir."
Batı'nın 19. yüzyıl boyunca dünyaya adeta kan kusturduğunu aktaran Erdoğan, "Bize Batı mandacılığını utanmadan, gizli saklı dayatmaya çalışanlar, bu zihniyeti değil, o kitle imha silahlarını kullananları adeta desteklemiş oluyor. Bir atom bombasını atıyor, bir hafta geçiyor bir tane daha atabiliyor. Mehmet Akif'in 'tek dişi kalmış canavar' dediği, yaşıyor." dedi.
Balıkesir Akıncılar Atlı Okçuluk ve Savaş Sanatları Kulübünce at üstünde ok atma gösterisinin sergilendiği programda, Erdoğan da ok atışları gerçekleştirdi.
Kaynak: AA