Merih Demiral Açıklaması 'Futbol Adanmışlık İster'
Fenerbahçe altyapısında başlayan futbol kariyerini iki yıl Portekiz’in Sporting Lizbon kulübünde demleyip bu sezon Aytemiz Alanyaspor formasıyla Süper Lig izleyicilerinin karşısına çıktı. Fizik kapasitesi, mücadele gücü, iki ayağını da kullanabilme özellikleriyle sivrilen başarılı stoper, 20 yaşında A Millî Takım formasıyla tanıştı. Yaptığı çıkışı Portekiz’de geçirdiği iki yıla bağlayan genç oyuncu, "Üst seviyede futbol oynamak için hayatınızı futbola adamanız gerekiyor" diyor ve Avrupa’da yarım bıraktığı işi sürdüreceğini söylüyor.
TamSaha Dergisi’nden Ege Ersöz’e konuşan Merih Demiral kendisiyle ilgili her soruya açık yüreklilikle cevap verdi.
Bu sezon Aytemiz Alanyaspor’da gösterdiğin başarılı performans sayesinde dikkatleri üzerine topladın ve bir futbolcunun en büyük hedeflerinden biri olan A Millî Takım’a seçildin. U17’den bu yana ay-yıldızlı formayı istikrarlı bir şekilde giyiyorsun. Bu vesileyle bize kendini tanıtıp meşin yuvarlakla tanışma hikâyeni anlatır mısın?
Kocaeli’nin Karamürsel ilçesinde doğdum. 9-10 yaşlarındayken Karamürsel’de belediyenin spor okullarına kayıt olmayı düşünmüştüm. O günü çok iyi hatırlıyorum. Komşumuzun oğlu sağ olsun spor okullarında futbol oynuyordu ve benim kaydıma çok yardımcı olmuştu. Bu sırada annem ve babam çalıştıkları için iş yerlerindeydi. Kayıt olduktan sonra belediyenin spor okullarında futbola başladım. Ardından 2010-2011 sezonunda, 13 yaşındayken Fenerbahçe’nin altyapısına transfer oldum ve futbol hayatıma orada devam ettim.
Ailende futbolla veya sporla ilgilenen başkaları var mı? Ailen senin futbolcu olma kararın hakkında ne düşünüyordu?
Ailemde benden başka sporcu yok. Sağ olsunlar, ailem beni her koşulda destekledi, hep arkamdaydı. Bana çok büyük bir itici güç oldular. Özellikle çok küçük yaşlarda ailemin bu desteği benim için çok önemliydi.
Fenerbahçe’de oynarken, A takımla idmanlara çıktığını hatırlıyoruz. Bu durum genç bir oyuncu için büyük avantaj. Fenerbahçe gibi bir kulübün altyapısında uzun yıllar oynamak sana kadar neler kattı?
Dediğim gibi, Fenerbahçe’de altyapı serüvenim 2010 senesinde başladı.
U13’ten U21’e kadar Fenerbahçe altyapısında oynadım. Son senemde Vitor Pereira döneminde A takımla antrenmanlara çıkıyordum. Profesyonel imzam yoktu ama sezon boyunca A takımla antrenmanlarda yer aldım. Çok değişik bir deneyimdi benim için. Ama bir sonraki sezon ayağıma gelen şansı kullanarak yurt dışına gitmeyi tercih ettim. Geriye dönüp baktığımda iyi ki bu şansı kullanmışım diyorum. Yurt dışına gitmemin faydasını kısa sürede gördüm ve bu süreçte kendime çok şey kattım.
Portekiz’de önce AC Alcanenense, ardından Sporting Lizbon B takımı Nitekim halen Sporting Lizbon’un oyuncususun. Portekiz’e transferin nasıl gerçekleşti ve neden Portekiz’i tercih ettin?
İlk başta Portekiz 3. Lig takımlarından AC Alcanenense’ye gittim. Orada yaklaşık üç ay forma giydim. Ardından Sporting Lizbon kariyerim başladı.
17 yaşına bastığımdan beri Avrupa’ya gitmek hep aklımda olan bir şeydi. Çünkü oradaki futbol ortamının ve altyapının gelişimime çok şey katacağına inanıyordum. Yaklaşık iki sene boyunca ailemle, yakınlarımla konuştuk, düşündük. Ardından kararımı verdim ve tercihimi yurt dışına gitmekten yana kullandım. Dediğim gibi, iyi ki de tercihimi gitmekten yana kullanmışım. Bazen "Keşke daha erken yaşlarda gitseydim’ diyorum. Orada oynamak, yaşamak hem futboluma hem kişisel gelişimime çok şey kattı. Döndüğümde de Avrupa’da yarım bıraktığım işi devam ettirmek istiyorum.
Portekiz’e transfer olduğunda oynanan futbolun seviyesinden tesislere kadar Türkiye’den farklı nelerle karşılaştın? Baktığında Fenerbahçe de Sporting Lizbon da ülkelerinin önemli kulüplerinden. Fenerbahçe ile Sporting Lizbon’u kıyasladığında gözüne çarpan benzerlik ve farklılıklar nelerdi?
İlk gittiğimde çok zor olmuştu benim için. Hem dil anlamında zorlanmıştım hem de ailemden ayrı kalmak beni zorlamıştı. Ama hem saha içinde hem saha dışında bana çok şey kazandırdı orada oynamak. 10 yaşından beri altyapıdan yetişen çocukların eğitim süreci olsun, futbol yaşantısı olsun arada çok fark var diyebilirim. Portekiz’de A takıma genç takımlardan oyuncu çıkarmak bir gelenek haline gelmiş. Bir oyuncu yetiştiğinde ve kazanıldığında insanların yaşadığı mutluluğu hissedebiliyorsunuz. Örneğin Fenerbahçe’de altyapı ile A takım birbirinden çok farklı yerlerdeydi. Biz Dereağzı’nda çalışırken, A takım Samandıra’da antrenman yapıyordu. Ama Sporting Lizbon B’de antrenmanları A takımla yan yana yapıyorduk. Altyapı ile antrenmana çıktığımızda sahalar A takımın antrenman yaptıklarıyla yan yana. Arada bir fark hissetmiyorsunuz. Aksine sanki birlikteymiş gibi bir duygu yaşıyorsunuz. Böylece orada oynayan küçük çocuklar A takımı kendilerine çok uzak görmüyor ve A takıma yükselmenin hayalini kolayca kurabiliyor.
AC Alcananense’den Sporting Lizbon B’ye transferin nasıl gelişti?
Alcananense’ye gittiğim dönemde oynadığım maçları izlemişlerdi. Beni beğendikleri için tesislere davet ettiler. Ardından Ocak ayında imzalar atıldı. Benim için de her şey çok hızlı gelişmişti. Ama hedeflediğim noktaya çok kısa sürede ulaşmak mutluluk verici elbette.
Ayrılık konusunda Fenerbahçe cephesinde durumlar nasıldı?
Fenerbahçe’den biraz sıkıntılı ayrıldım. Ama bir tercih yapmak zorundaydım. Böyle bir şans günümüzde genç futbolculara kolay gelmiyor. Benim de bu şansı değerlendirmem gerekiyordu. Tabiî ki bazı hocalarımın ve kulübün bana kırgınlıkları olabilir. Ama ben böyle bir karar vermem gerektiğine inandım ve yapmam gerekeni yaptım. İyi ki de yapmışım.
Bu sezon başında Aytemiz Alanyaspor’a kiralık olarak transfer oldun. Portekiz’de devam etmek yerine neden tercihini Türkiye’ye dönmekten yana kullandın?
Bu sezon başında da transfer sürecim biraz hızlı ve değişik gelişti. Beni Türkiye’den isteyen başka kulüpler de vardı. Ben buraya kiralık olarak Türkiye Ligi’nde oynayıp, tecrübe kazanıp, A Millî Takım’a yükselmek için geldim. İnşallah A Millî Takım seviyesinde de kalıcı olmayı başarırım.
Alanyaspor ile bu sezon zaman zaman istediğiniz sonuçları alamamanıza rağmen özellikle Trabzonspor’a karşı oynadığınız maç dâhil olmak üzere şu ana kadar başarılı bir bireysel performans sergiliyorsun. Alanyaspor ve Spor Toto Süper Lig, futbolundaki gelişime nasıl bir katkı sağlıyor? Spor Toto Süper Lig’de oynanan futbol hakkında neler düşünüyorsun?
Farklı bir ligden transfer olduğum için Alanyaspor’a ilk geldiğimde biraz zorlandım. Ama zamanla Spor Toto Süper Lig’i daha iyi tanıyorum ve tecrübe kazanıyorum. Alanyaspor’un da bu seviyeye ulaşmamda çok büyük katkısı var. Sonuçta A Millî Takım’a Alanyaspor’da yükseldim. Spor Toto Süper Lig de gerçekten zor ve sert bir lig. Dediğim gibi ilk geldiğimde fazla tecrübem olmadığından farklı gelmişti ama zamanla lige ve oynanan futbola alışıyorum. Burası kesinlikle daha zor bir lig. Portekiz’de oynadığım lig daha çok gençleri oynatmaya ve uzun vadede başarılı sonuç almaya dayalı. Burası ise çok daha kısa sürede başarılı sonuç almaya endeksli. Zaten ilk başta en farklı karşıladığım şey de kısa sürede başarılı sonuca endeksli olmasıydı.
U17’den U21’e kadar ay-yıldızlı formayı çeşitli müsabakalarda istikrarlı bir biçimde giydin ve şimdi A Millî Takım’a seçilme başarısını gösterdin. Bundan sonra Merih Demiral’ın A Millî Takım’da hedefleri neler?
Hedefim bu seviyede kalıcı olmak tabiî ki. A millî formayı kısa süreli de olsa giydim. Ama en önemlisi bu seviyede kalıcı bir oyuncu olmak.
İlk kez çağrıldığın A Millî Takım’da şu ana kadarki ortam hakkında ne düşünüyorsun? Burada nasıl karşılandın, bize biraz bahseder misin? Genç Millî
Takımlarla A Millî Takım arasında ne gibi farklar var?
Buraya daha önce Genç Millî Takımlarla gelmiştim zaten. A Millî Takım ile Genç Millî Takımlar arasında tabiî ki kalite farkı var. Genç Millî Takımlarla kıyasladığınızda, burada her şey daha profesyonel bir bakış açısıyla ilerliyor. Ama her yerde olduğu gibi burada da tecrübe kazanıyoruz. Sonuçta A millî formayı giymek, Genç Millî Takımlarda oynayan her çocuğun hayalidir.
Savunmanın merkezinde oynayan bir oyuncusun. Fiziksel yapın, iki ayağını da kullanabilmen ve pozisyon alma becerilerinle ön plana çıkıyorsun. Sana göre sahip olduğun ve fark yarattığına inandığın özelliklerin neler? Bu özelliklerini korumak ve geliştirmek adına neler yapıyorsun?
Stoper olarak oynayan oyuncuların belli özellikleri vardır, ben de bu özelliklerden bazılarına sahip bir oyuncuyum. Çok az da olsa bir veya iki maç sağ bek oynadım. Sahada kendimi mücadeleci bir oyuncu olarak tanımlarım. Hiçbir zaman pes etmem. Hava toplarımın da iyi olduğunu düşünüyorum. Tabiî ki hem toplu hem topsuz oyunda kendime daha çok şey katmam lâzım. Çalışarak, her yönünüzü geliştirmeniz gerekiyor. Alanyaspor bu konuda bana çok katkı sağladı. Hocalarımızla antrenmanlardan sonra bireysel olarak çalışıyorum. Takım olarak bazı şeyleri zamanla kolayca uygulayabiliyorsunuz ama bireysel olarak çalışmak da kendi gelişiminiz için önemli.
Kariyerini bugüne kadar Fenerbahçe altyapısı, Portekiz ve A.Alanyaspor olarak üç bölüme ayıracak olursak, oynadığın kulüplerde aşama aşama hangi özelliklerini geliştirdin ve repertuarına hangi özellikleri ekledin?
Fenerbahçe altyapısına girdiğimde 13 yaşındaydım ve hem futbola hem de hayata dair hiçbir şey bilmiyordum. Ailemden ayrılmam, hayata olan bakış açımı çok değiştirdi. O anlamda Fenerbahçe altyapısı bana çok şey kattı diyebilirim. Oradaki antrenörlerimiz de hep yeni şeyler öğrenmemize odaklanırdı. Türkiye’de altyapı seviyesinde futbol oynayan pek çok çocuk, büyük kulüplerin altyapısına girmek için uğraşır. Bu benim için çok büyük bir şanstı ve bu şansı en iyi şekilde değerlendirdiğimi düşünüyorum. Altyapı eğitimimin ardından 18 yaşına geldiğimde Portekiz’e gittiğimde orası çok daha farklıydı. Portekiz’de iki senede aldığım eğitimi, sağladığım gelişimi burada gerçekleştiremezdim. Futbola bakış açısıyla çok farklı bir yer. Saha dışında gösterdikleri ilgi burayla kıyasladığınızda çok farklı. O yüzden Portekiz’in çok ayrı bir yeri var bende. Şimdi de A.Alanyaspor’da Spor Toto Süper Lig’i tecrübe ediyorum.
Bu süre zarfında gelişiminde etkisi olan antrenörler oldu mu?
Oldu tabiî ki. Fenerbahçe altyapısında Tolga Şanbay, Hasan Kemal Özdemir, Zeki Göle. Onların çok büyük katkısı oldu bana. Portekiz’de de beni Sporting Lizbon B takımına isteyen Tiago Fernandes vardı. Alanyaspor’da Mesut Bakkal hocanın kısa sürede bana çok katkısı oldu. Hepsinin üzerimde büyük emekleri var diyebilirim.
Genç yaşta kariyerin için çok önemli adımlar atıyorsun. Seni bu zamana dek aynı yaş grubundaki oyunculardan ayıran ve sivrilmeni sağlayan özelliklerin nelerdi? Bulunduğun seviyeye ulaşmak için diğerlerinden farklı olarak neler yaptın?
Üst seviyede futbol oynamak için hayatınızı futbola adamanız gerekiyor. En önemlisi bu. Saha dışındaki yaşantınıza da çok dikkat etmeniz gerekiyor. Her çocuk iyi futbolcu olmak ister ama iyi futbolcu olmak, saha içi kadar saha dışındaki yaşantınıza da bağlı. Hayatınızı futbola adamak ve ona göre hareket etmek en önemlisi bence. Sonuçta ailenizden ve özel hayatınızdan çok fedakârlık yapıyorsunuz ve ancak bunu yaptığınız zaman istediğinize ulaşabiliyorsunuz.
Gelecekte kulüp kariyerinde neler hedefliyorsun? Portekiz Ligi’nde kalıcı olmak veya Avrupa’nın farklı liglerinde boy göstermek gibi hedeflerin var mı? Yoksa kariyerine Türkiye’de mi devam etmek istiyorsun?
İleride futbol bize ne gösterir asla bilemeyiz ama ben futbol hayatımı Avrupa’da sürdürmek istiyorum. Benim için hayırlısı neyse o olur inşallah.
İzleyerek büyüdüğün, senin için farklı bir yere sahip olan, idol olarak belirlediğin futbolcular var mı? Hangi yönleriyle seni etkilediler?
Küçükken Manchester United’lı Nemanja Vidic’i takip ederdim. Herkesin yaptığı gibi ben de internetten videolarını izlerdim. Futbolu bırakmış olmasına rağmen halen takip ediyorum kendisini. Hiçbir zaman pes etmemesi, mücadele gücü, takım arkadaşlarını en kötü zamanlarda motive etmesi beni çok etkilerdi. Liderlik vasfına fazlasıyla sahip bir oyuncuydu bence.
Ligimizde bu sezon uygulanmaya başlanan Video Yardımcı Hakem (VAR) hakkında bir savunma oyuncusu olarak ne düşünüyorsun? Bu tip bir uygulamanın varlığı ceza sahası içinde hamle yaparken veya savunma hattını korurken daha temkinli ve dikkatli davranmanızı sağlıyor mu?
Bence önemli bir uygulama. Kulüpler çok faydasını görüyor. Böyle de devam edecek diye tahmin ediyorum. Doğru kullanıldığında çok faydalı ve önemli bir uygulama bana göre. Savunma oyuncusu olarak VAR olduğu zaman ceza sahası içinde çok daha dikkat ediyorsunuz müdahalelerinize. Karar beklenirken de ayrı bir heyecan yaşanıyor.
Ülkemizde genç oyuncuların yeterince şans bulamadığından yakınıyoruz. Ama bir yandan da Çağlar gibi, Cengiz gibi, Enes gibi genç oyuncular bu ortamda sivrilip Avrupa’nın önemli takımlarına gidebiliyor. Ya da sen bir türlü Alanyaspor’da şans bulup Millî Takım’a yükselebiliyorsun. Demek ki bazı genç oyuncular şartlar ne olursa olsun yetenekleriyle öne çıkabiliyor. Senin bu konudaki görüşlerini öğrenebilir miyiz?
Genç oyuncular olarak elimize geçen şansı çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Bu durum Ertuğrul Ersoy ve Ozan Kabak için de geçerli. Kulüplerin içinde bulunduğu ekonomik sorunların da bir sonucu olarak genç oyuncular geçmişle kıyasladığımızda daha fazla şans buluyor. Ama yine de gençlere daha fazla şans verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Örneğin Portekiz’de gençler bu şansı buluyor ve çok genç yaşlarda oynayabiliyor.
UEFA’nın Millî Takımlar düzeyindeki rekabet seviyesini artırmak adına düzenlediği UEFA Uluslar Ligi hakkında bir futbolcu olarak ne düşünüyorsun? Sence bu turnuvanın olumlu ve olumsuz, geliştirilmesi veya yeniden düzenlenmesi gereken yönleri var mı?
Bence güzel bir sistem, çünkü üst seviyede ve zorluk derecesi daha yüksek maçlar oynuyorsunuz. Bu durum futbolcular için önemli tecrübeler sağlıyor. Ama daha çok sayıda maçların oynandığı liglerde ve ülkelerde bu duruma tepki olması da normal.
Millî Takımımız, teknik direktör Lucescu yönetiminde genç oyuncularla yeni bir kadro ve yeni bir oyun arayışı içinde. Gençlere verilen bu şansı, genç bir oyuncu olarak nasıl değerlendiriyorsun?
Öncelikle hocamıza bana bu şansı verdiği için çok teşekkür ediyorum. Çok güzel duygular bunlar. Bu yaşta herkese nasip olmayan bir şey A Millî Takım. İçinde bulunduğumuz gençleşme sürecinde kalıcı olmak ve Türkiye’yi en iyi şekilde temsil ederek, şampiyonalara ve Dünya Kupalarına taşımak en önemlisi.
Futbol dışında nelere zaman ayırıyorsun? Hobilerin neler?
Güzel film olduğunda seyretmeye giderim arkadaşlarımla. Yeni yerler gezmeyi ve keşfetmeyi çok seviyorum. Alanya’da gidip görmediğim daha pek çok yer var. Portekiz’de durum biraz daha farklıydı. Orada insanlarla elimden geldiği kadar iletişim kurmaya çalışıyordum, arkadaşlarım beni davet ettiğinde yeni yerler görüyordum.
Bildiğin gibi Portekizce, ülkemizde Brezilyalı ve Portekizli futbolcuların çoğunlukta olmasından dolayı çok kullanılan bir lisan. Portekizce öğrenmek için herhangi bir çalışma yapıyor musun?
Şu an akıcı olmasa bile iyi düzeyde Portekizce konuşabiliyorum. Alanyaspor’da da Portekizce konuşan takım arkadaşlarım var, onlarla iletişim kurabiliyorum. Böylece bu eksiğimi de kapatmaya çalışıyorum. Genç yaşta yabancı dil öğrenmek çok önemli ve gerekli bana göre.
Bu sezon Aytemiz Alanyaspor’da gösterdiğin başarılı performans sayesinde dikkatleri üzerine topladın ve bir futbolcunun en büyük hedeflerinden biri olan A Millî Takım’a seçildin. U17’den bu yana ay-yıldızlı formayı istikrarlı bir şekilde giyiyorsun. Bu vesileyle bize kendini tanıtıp meşin yuvarlakla tanışma hikâyeni anlatır mısın?
Kocaeli’nin Karamürsel ilçesinde doğdum. 9-10 yaşlarındayken Karamürsel’de belediyenin spor okullarına kayıt olmayı düşünmüştüm. O günü çok iyi hatırlıyorum. Komşumuzun oğlu sağ olsun spor okullarında futbol oynuyordu ve benim kaydıma çok yardımcı olmuştu. Bu sırada annem ve babam çalıştıkları için iş yerlerindeydi. Kayıt olduktan sonra belediyenin spor okullarında futbola başladım. Ardından 2010-2011 sezonunda, 13 yaşındayken Fenerbahçe’nin altyapısına transfer oldum ve futbol hayatıma orada devam ettim.
Ailende futbolla veya sporla ilgilenen başkaları var mı? Ailen senin futbolcu olma kararın hakkında ne düşünüyordu?
Ailemde benden başka sporcu yok. Sağ olsunlar, ailem beni her koşulda destekledi, hep arkamdaydı. Bana çok büyük bir itici güç oldular. Özellikle çok küçük yaşlarda ailemin bu desteği benim için çok önemliydi.
Fenerbahçe’de oynarken, A takımla idmanlara çıktığını hatırlıyoruz. Bu durum genç bir oyuncu için büyük avantaj. Fenerbahçe gibi bir kulübün altyapısında uzun yıllar oynamak sana kadar neler kattı?
Dediğim gibi, Fenerbahçe’de altyapı serüvenim 2010 senesinde başladı.
U13’ten U21’e kadar Fenerbahçe altyapısında oynadım. Son senemde Vitor Pereira döneminde A takımla antrenmanlara çıkıyordum. Profesyonel imzam yoktu ama sezon boyunca A takımla antrenmanlarda yer aldım. Çok değişik bir deneyimdi benim için. Ama bir sonraki sezon ayağıma gelen şansı kullanarak yurt dışına gitmeyi tercih ettim. Geriye dönüp baktığımda iyi ki bu şansı kullanmışım diyorum. Yurt dışına gitmemin faydasını kısa sürede gördüm ve bu süreçte kendime çok şey kattım.
Portekiz’de önce AC Alcanenense, ardından Sporting Lizbon B takımı Nitekim halen Sporting Lizbon’un oyuncususun. Portekiz’e transferin nasıl gerçekleşti ve neden Portekiz’i tercih ettin?
İlk başta Portekiz 3. Lig takımlarından AC Alcanenense’ye gittim. Orada yaklaşık üç ay forma giydim. Ardından Sporting Lizbon kariyerim başladı.
17 yaşına bastığımdan beri Avrupa’ya gitmek hep aklımda olan bir şeydi. Çünkü oradaki futbol ortamının ve altyapının gelişimime çok şey katacağına inanıyordum. Yaklaşık iki sene boyunca ailemle, yakınlarımla konuştuk, düşündük. Ardından kararımı verdim ve tercihimi yurt dışına gitmekten yana kullandım. Dediğim gibi, iyi ki de tercihimi gitmekten yana kullanmışım. Bazen "Keşke daha erken yaşlarda gitseydim’ diyorum. Orada oynamak, yaşamak hem futboluma hem kişisel gelişimime çok şey kattı. Döndüğümde de Avrupa’da yarım bıraktığım işi devam ettirmek istiyorum.
Portekiz’e transfer olduğunda oynanan futbolun seviyesinden tesislere kadar Türkiye’den farklı nelerle karşılaştın? Baktığında Fenerbahçe de Sporting Lizbon da ülkelerinin önemli kulüplerinden. Fenerbahçe ile Sporting Lizbon’u kıyasladığında gözüne çarpan benzerlik ve farklılıklar nelerdi?
İlk gittiğimde çok zor olmuştu benim için. Hem dil anlamında zorlanmıştım hem de ailemden ayrı kalmak beni zorlamıştı. Ama hem saha içinde hem saha dışında bana çok şey kazandırdı orada oynamak. 10 yaşından beri altyapıdan yetişen çocukların eğitim süreci olsun, futbol yaşantısı olsun arada çok fark var diyebilirim. Portekiz’de A takıma genç takımlardan oyuncu çıkarmak bir gelenek haline gelmiş. Bir oyuncu yetiştiğinde ve kazanıldığında insanların yaşadığı mutluluğu hissedebiliyorsunuz. Örneğin Fenerbahçe’de altyapı ile A takım birbirinden çok farklı yerlerdeydi. Biz Dereağzı’nda çalışırken, A takım Samandıra’da antrenman yapıyordu. Ama Sporting Lizbon B’de antrenmanları A takımla yan yana yapıyorduk. Altyapı ile antrenmana çıktığımızda sahalar A takımın antrenman yaptıklarıyla yan yana. Arada bir fark hissetmiyorsunuz. Aksine sanki birlikteymiş gibi bir duygu yaşıyorsunuz. Böylece orada oynayan küçük çocuklar A takımı kendilerine çok uzak görmüyor ve A takıma yükselmenin hayalini kolayca kurabiliyor.
AC Alcananense’den Sporting Lizbon B’ye transferin nasıl gelişti?
Alcananense’ye gittiğim dönemde oynadığım maçları izlemişlerdi. Beni beğendikleri için tesislere davet ettiler. Ardından Ocak ayında imzalar atıldı. Benim için de her şey çok hızlı gelişmişti. Ama hedeflediğim noktaya çok kısa sürede ulaşmak mutluluk verici elbette.
Ayrılık konusunda Fenerbahçe cephesinde durumlar nasıldı?
Fenerbahçe’den biraz sıkıntılı ayrıldım. Ama bir tercih yapmak zorundaydım. Böyle bir şans günümüzde genç futbolculara kolay gelmiyor. Benim de bu şansı değerlendirmem gerekiyordu. Tabiî ki bazı hocalarımın ve kulübün bana kırgınlıkları olabilir. Ama ben böyle bir karar vermem gerektiğine inandım ve yapmam gerekeni yaptım. İyi ki de yapmışım.
Bu sezon başında Aytemiz Alanyaspor’a kiralık olarak transfer oldun. Portekiz’de devam etmek yerine neden tercihini Türkiye’ye dönmekten yana kullandın?
Bu sezon başında da transfer sürecim biraz hızlı ve değişik gelişti. Beni Türkiye’den isteyen başka kulüpler de vardı. Ben buraya kiralık olarak Türkiye Ligi’nde oynayıp, tecrübe kazanıp, A Millî Takım’a yükselmek için geldim. İnşallah A Millî Takım seviyesinde de kalıcı olmayı başarırım.
Alanyaspor ile bu sezon zaman zaman istediğiniz sonuçları alamamanıza rağmen özellikle Trabzonspor’a karşı oynadığınız maç dâhil olmak üzere şu ana kadar başarılı bir bireysel performans sergiliyorsun. Alanyaspor ve Spor Toto Süper Lig, futbolundaki gelişime nasıl bir katkı sağlıyor? Spor Toto Süper Lig’de oynanan futbol hakkında neler düşünüyorsun?
Farklı bir ligden transfer olduğum için Alanyaspor’a ilk geldiğimde biraz zorlandım. Ama zamanla Spor Toto Süper Lig’i daha iyi tanıyorum ve tecrübe kazanıyorum. Alanyaspor’un da bu seviyeye ulaşmamda çok büyük katkısı var. Sonuçta A Millî Takım’a Alanyaspor’da yükseldim. Spor Toto Süper Lig de gerçekten zor ve sert bir lig. Dediğim gibi ilk geldiğimde fazla tecrübem olmadığından farklı gelmişti ama zamanla lige ve oynanan futbola alışıyorum. Burası kesinlikle daha zor bir lig. Portekiz’de oynadığım lig daha çok gençleri oynatmaya ve uzun vadede başarılı sonuç almaya dayalı. Burası ise çok daha kısa sürede başarılı sonuç almaya endeksli. Zaten ilk başta en farklı karşıladığım şey de kısa sürede başarılı sonuca endeksli olmasıydı.
U17’den U21’e kadar ay-yıldızlı formayı çeşitli müsabakalarda istikrarlı bir biçimde giydin ve şimdi A Millî Takım’a seçilme başarısını gösterdin. Bundan sonra Merih Demiral’ın A Millî Takım’da hedefleri neler?
Hedefim bu seviyede kalıcı olmak tabiî ki. A millî formayı kısa süreli de olsa giydim. Ama en önemlisi bu seviyede kalıcı bir oyuncu olmak.
İlk kez çağrıldığın A Millî Takım’da şu ana kadarki ortam hakkında ne düşünüyorsun? Burada nasıl karşılandın, bize biraz bahseder misin? Genç Millî
Takımlarla A Millî Takım arasında ne gibi farklar var?
Buraya daha önce Genç Millî Takımlarla gelmiştim zaten. A Millî Takım ile Genç Millî Takımlar arasında tabiî ki kalite farkı var. Genç Millî Takımlarla kıyasladığınızda, burada her şey daha profesyonel bir bakış açısıyla ilerliyor. Ama her yerde olduğu gibi burada da tecrübe kazanıyoruz. Sonuçta A millî formayı giymek, Genç Millî Takımlarda oynayan her çocuğun hayalidir.
Savunmanın merkezinde oynayan bir oyuncusun. Fiziksel yapın, iki ayağını da kullanabilmen ve pozisyon alma becerilerinle ön plana çıkıyorsun. Sana göre sahip olduğun ve fark yarattığına inandığın özelliklerin neler? Bu özelliklerini korumak ve geliştirmek adına neler yapıyorsun?
Stoper olarak oynayan oyuncuların belli özellikleri vardır, ben de bu özelliklerden bazılarına sahip bir oyuncuyum. Çok az da olsa bir veya iki maç sağ bek oynadım. Sahada kendimi mücadeleci bir oyuncu olarak tanımlarım. Hiçbir zaman pes etmem. Hava toplarımın da iyi olduğunu düşünüyorum. Tabiî ki hem toplu hem topsuz oyunda kendime daha çok şey katmam lâzım. Çalışarak, her yönünüzü geliştirmeniz gerekiyor. Alanyaspor bu konuda bana çok katkı sağladı. Hocalarımızla antrenmanlardan sonra bireysel olarak çalışıyorum. Takım olarak bazı şeyleri zamanla kolayca uygulayabiliyorsunuz ama bireysel olarak çalışmak da kendi gelişiminiz için önemli.
Kariyerini bugüne kadar Fenerbahçe altyapısı, Portekiz ve A.Alanyaspor olarak üç bölüme ayıracak olursak, oynadığın kulüplerde aşama aşama hangi özelliklerini geliştirdin ve repertuarına hangi özellikleri ekledin?
Fenerbahçe altyapısına girdiğimde 13 yaşındaydım ve hem futbola hem de hayata dair hiçbir şey bilmiyordum. Ailemden ayrılmam, hayata olan bakış açımı çok değiştirdi. O anlamda Fenerbahçe altyapısı bana çok şey kattı diyebilirim. Oradaki antrenörlerimiz de hep yeni şeyler öğrenmemize odaklanırdı. Türkiye’de altyapı seviyesinde futbol oynayan pek çok çocuk, büyük kulüplerin altyapısına girmek için uğraşır. Bu benim için çok büyük bir şanstı ve bu şansı en iyi şekilde değerlendirdiğimi düşünüyorum. Altyapı eğitimimin ardından 18 yaşına geldiğimde Portekiz’e gittiğimde orası çok daha farklıydı. Portekiz’de iki senede aldığım eğitimi, sağladığım gelişimi burada gerçekleştiremezdim. Futbola bakış açısıyla çok farklı bir yer. Saha dışında gösterdikleri ilgi burayla kıyasladığınızda çok farklı. O yüzden Portekiz’in çok ayrı bir yeri var bende. Şimdi de A.Alanyaspor’da Spor Toto Süper Lig’i tecrübe ediyorum.
Bu süre zarfında gelişiminde etkisi olan antrenörler oldu mu?
Oldu tabiî ki. Fenerbahçe altyapısında Tolga Şanbay, Hasan Kemal Özdemir, Zeki Göle. Onların çok büyük katkısı oldu bana. Portekiz’de de beni Sporting Lizbon B takımına isteyen Tiago Fernandes vardı. Alanyaspor’da Mesut Bakkal hocanın kısa sürede bana çok katkısı oldu. Hepsinin üzerimde büyük emekleri var diyebilirim.
Genç yaşta kariyerin için çok önemli adımlar atıyorsun. Seni bu zamana dek aynı yaş grubundaki oyunculardan ayıran ve sivrilmeni sağlayan özelliklerin nelerdi? Bulunduğun seviyeye ulaşmak için diğerlerinden farklı olarak neler yaptın?
Üst seviyede futbol oynamak için hayatınızı futbola adamanız gerekiyor. En önemlisi bu. Saha dışındaki yaşantınıza da çok dikkat etmeniz gerekiyor. Her çocuk iyi futbolcu olmak ister ama iyi futbolcu olmak, saha içi kadar saha dışındaki yaşantınıza da bağlı. Hayatınızı futbola adamak ve ona göre hareket etmek en önemlisi bence. Sonuçta ailenizden ve özel hayatınızdan çok fedakârlık yapıyorsunuz ve ancak bunu yaptığınız zaman istediğinize ulaşabiliyorsunuz.
Gelecekte kulüp kariyerinde neler hedefliyorsun? Portekiz Ligi’nde kalıcı olmak veya Avrupa’nın farklı liglerinde boy göstermek gibi hedeflerin var mı? Yoksa kariyerine Türkiye’de mi devam etmek istiyorsun?
İleride futbol bize ne gösterir asla bilemeyiz ama ben futbol hayatımı Avrupa’da sürdürmek istiyorum. Benim için hayırlısı neyse o olur inşallah.
İzleyerek büyüdüğün, senin için farklı bir yere sahip olan, idol olarak belirlediğin futbolcular var mı? Hangi yönleriyle seni etkilediler?
Küçükken Manchester United’lı Nemanja Vidic’i takip ederdim. Herkesin yaptığı gibi ben de internetten videolarını izlerdim. Futbolu bırakmış olmasına rağmen halen takip ediyorum kendisini. Hiçbir zaman pes etmemesi, mücadele gücü, takım arkadaşlarını en kötü zamanlarda motive etmesi beni çok etkilerdi. Liderlik vasfına fazlasıyla sahip bir oyuncuydu bence.
Ligimizde bu sezon uygulanmaya başlanan Video Yardımcı Hakem (VAR) hakkında bir savunma oyuncusu olarak ne düşünüyorsun? Bu tip bir uygulamanın varlığı ceza sahası içinde hamle yaparken veya savunma hattını korurken daha temkinli ve dikkatli davranmanızı sağlıyor mu?
Bence önemli bir uygulama. Kulüpler çok faydasını görüyor. Böyle de devam edecek diye tahmin ediyorum. Doğru kullanıldığında çok faydalı ve önemli bir uygulama bana göre. Savunma oyuncusu olarak VAR olduğu zaman ceza sahası içinde çok daha dikkat ediyorsunuz müdahalelerinize. Karar beklenirken de ayrı bir heyecan yaşanıyor.
Ülkemizde genç oyuncuların yeterince şans bulamadığından yakınıyoruz. Ama bir yandan da Çağlar gibi, Cengiz gibi, Enes gibi genç oyuncular bu ortamda sivrilip Avrupa’nın önemli takımlarına gidebiliyor. Ya da sen bir türlü Alanyaspor’da şans bulup Millî Takım’a yükselebiliyorsun. Demek ki bazı genç oyuncular şartlar ne olursa olsun yetenekleriyle öne çıkabiliyor. Senin bu konudaki görüşlerini öğrenebilir miyiz?
Genç oyuncular olarak elimize geçen şansı çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Bu durum Ertuğrul Ersoy ve Ozan Kabak için de geçerli. Kulüplerin içinde bulunduğu ekonomik sorunların da bir sonucu olarak genç oyuncular geçmişle kıyasladığımızda daha fazla şans buluyor. Ama yine de gençlere daha fazla şans verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Örneğin Portekiz’de gençler bu şansı buluyor ve çok genç yaşlarda oynayabiliyor.
UEFA’nın Millî Takımlar düzeyindeki rekabet seviyesini artırmak adına düzenlediği UEFA Uluslar Ligi hakkında bir futbolcu olarak ne düşünüyorsun? Sence bu turnuvanın olumlu ve olumsuz, geliştirilmesi veya yeniden düzenlenmesi gereken yönleri var mı?
Bence güzel bir sistem, çünkü üst seviyede ve zorluk derecesi daha yüksek maçlar oynuyorsunuz. Bu durum futbolcular için önemli tecrübeler sağlıyor. Ama daha çok sayıda maçların oynandığı liglerde ve ülkelerde bu duruma tepki olması da normal.
Millî Takımımız, teknik direktör Lucescu yönetiminde genç oyuncularla yeni bir kadro ve yeni bir oyun arayışı içinde. Gençlere verilen bu şansı, genç bir oyuncu olarak nasıl değerlendiriyorsun?
Öncelikle hocamıza bana bu şansı verdiği için çok teşekkür ediyorum. Çok güzel duygular bunlar. Bu yaşta herkese nasip olmayan bir şey A Millî Takım. İçinde bulunduğumuz gençleşme sürecinde kalıcı olmak ve Türkiye’yi en iyi şekilde temsil ederek, şampiyonalara ve Dünya Kupalarına taşımak en önemlisi.
Futbol dışında nelere zaman ayırıyorsun? Hobilerin neler?
Güzel film olduğunda seyretmeye giderim arkadaşlarımla. Yeni yerler gezmeyi ve keşfetmeyi çok seviyorum. Alanya’da gidip görmediğim daha pek çok yer var. Portekiz’de durum biraz daha farklıydı. Orada insanlarla elimden geldiği kadar iletişim kurmaya çalışıyordum, arkadaşlarım beni davet ettiğinde yeni yerler görüyordum.
Bildiğin gibi Portekizce, ülkemizde Brezilyalı ve Portekizli futbolcuların çoğunlukta olmasından dolayı çok kullanılan bir lisan. Portekizce öğrenmek için herhangi bir çalışma yapıyor musun?
Şu an akıcı olmasa bile iyi düzeyde Portekizce konuşabiliyorum. Alanyaspor’da da Portekizce konuşan takım arkadaşlarım var, onlarla iletişim kurabiliyorum. Böylece bu eksiğimi de kapatmaya çalışıyorum. Genç yaşta yabancı dil öğrenmek çok önemli ve gerekli bana göre.
Kaynak: İHA