AA Spor Masası, Bakan Kılıç İle Başladı (3)

Gençlik ve Spor Bakanı Kılıç:'(Doping) Mücadele etmek için çalışan ülkeler Türkiye'yi kendine örnek alsın. Bu cümle çok önemli' 'Bir kişi bir ülkenin bayrağının altında 'Ben yarışacağım' diyorsa, 'Bu bayrak için ter dökeceğim' diyorsa eyvallahtır' 'İzmir'de 3 seneyi kaybettirdiniz bize. İşin özü budur. Siyaset açısından konuşmuyorum. İzmir yerel yönetimleri bu statları engellemeseydi şu anda 3 sene engellenmiş bu statlar olmazdı ve iş bitmişti' 'Spor kulüplerimiz, özellikle dünya markası olan kulüplerimiz, adı Avrupa'da anılan kulüplerimiz bu kadar yüksek borçlara gelmiş noktalarda ise ekonomilerini idame ettirmekte sıkıntılar yaşıyorlarsa, bunun buraya nasıl geldiğini iyi araştırmak lazım'

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, dopingle mücadele konusunda tüm ülkelerin Türkiye'yi örnek alması gerektiğini söyledi.

Anadolu Ajansı Spor Masası'na konuk olan Bakan Kılıç, doping açısından 2012'de zor bir yıl yaşadıklarını, 2013'te de bunun artçı sarsıntılarını gördüklerini belirterek, '(Doping) Mücadele etmek için çalışan ülkeler Türkiye'yi kendine örnek alsın. Bu cümle çok önemli.' dedi.

Doping kullanımı açısından daha önce Türkiye'nin dünya ortalamasının üzerinde olduğunu dile getiren Kılıç, 'Şu anda dünya ortalamasının altındayız, 0,08... Türkiye'de bazı algılar yerleştikten sonra atılması kolay şeyler değil. Türkiye, 2012'de zor bir yıl yaşadı. Olimpiyatlarda zor bir dönem yaşadı. 2013'te bunun artçı sarsıntılarını yaşadık. Birtakım adımlar atılmaya başlandı ama şunu söyleyebilirim ki; 2014, 2015, 2016 ve 2017'ye geldik. Bu yıllar katı ve sert ama amansız bir mücadelenin yapıldığı yıllar oldu.' diye konuştu.

Türkiye adına Avrupa Konseyindeki kontenjandan Dünya Dopingle Mücadele Ajansına (WADA) üye olduklarını hatırlatan Akif Çağatay Kılıç, şöyle devam etti:

'Doping konusu dile geldiği zaman dünyada nerede yaşandığına bakmamız lazım. Evet kötü bir dönem yaşadık. Biz 2016'ya giderken yasaklı olmadık. Branş branş yasaklanan ülkeler oldu. Ülke olarak yasaklananlar oldu. Daha sonra sporculara döndü. Sayı biraz azaldı. Rusya tamamen yasaklanıyordu. Bazı müzakerelerle bunun belli sporcular için yapılması kararlaştırıldı. Dünyanın en büyük sporcularından bir tanesi geçen sene yasaklandı. Hiçbirimiz bunun olmasını istemeyiz. Sadece 'Türkiye'de oldu.' demeyelim. Başka yerlerde de oldu. Bu, dünyada bir illettir. Tüm dünya bununla ağır mücadele içinde.'

- 'Birçok noktada referans ülke olduk'

Bakan Kılıç, doping nedeniyle birçok madalyalarının ellerinden alındıklarına dikkati çekerek, 'Ama şu anda o noktada değiliz, asla değiliz. Bu eğer bizim sporcularımız ve spor camiamızla alakalı olarak önceki yıllardaki kadar karşılaştırma yapıldığında 'Biz kötü durumdayız.' demeyeceğiz. Biz çok yol aldık. Birçok noktada referans ülke olduk. Laboratuvarımızın akreditasyonu kaldırılmıştı, şu anda çalışıyor. Yapılan çalışmalarda hiçbir şekilde acıma göstermedik. Biz 2016'ya bazı sporcuları götürmedik. Kafileden çıkarttık. Niye, çünkü kafamızda şüphe vardı. Üstüne sonuna kadar gidiyoruz.' değerlendirmesini yaptı.

'Burada sporcu işin görünen yüzü' diyen Kılıç, şöyle devam etti:

'Bunun arkasında antrenör ve kulüp var. Yakalananlarla ilgili ne yapıyorsunuz? Öyle güzel şeyler yapıyoruz ki. Bir kere kim antrenörlüğünü yapmış, o sporcunun yetiştirilmesinde kimler görev almış veya almamış. Sporcu neden o noktaya gelmiş. Bu soruyu sormazsanız eğer 'Yakalandı, al madalyasını gönder.' Bu değil. Bunu neden yaptı. Buna kim ön ayak oldu. Eğitimsel anlamda eksiklerimizden kaynaklanan garip şeylerimiz de oldu. Eğitim burada çok önemli. Sporcu ağrı kesici kullanmaz diye bir şey yok. Selçuk burada ağrı kesici kullanarak maça çıkmadı mı, çıktı. Gribal enfeksiyon ile çıkmadı mı, çıktı. Ama beyan etti. Eğitimi doğru vermemiz lazım. WADA'nın oradaki yetkilisine, 'Benim rahatsızlığım var, şu ilacı kullanmak istiyorum, uygun mudur?' dediğimizde bir sıkıntı yok. Buradan da kaybettiklerimiz oldu.'

Gençlik ve Spor Bakanı Kılıç, spordaki eğitim eksikliğine dikkati çekerek, 'Sporcularımızın, kulüplerimizin bunu en iyi şekilde yapması lazım. Bu da bu işin parçası. Sadece ve sadece minderdeki, pistteki veya müsabakadaki olay değildir.' diye konuştu.

Bakan Kılıç, Atletizm Milli Takımı'ndaki devşirme sporculara yapılan eleştirilere sitem ederek, 'Bir kişi bir ülkenin bayrağının altında 'Ben yarışacağım.' diyorsa, 'Bu bayrak için ter dökeceğim.' diyorsa, eyvallahtır.' değerlendirmesinde bulundu.

Atletizmde farklı ülkelerden gelmiş sporcularla ilgili çok yoğun şekilde eleştiri aldıklarını anlatan Kılıç, şunları söyledi:

'İyi de, şimdi olimpiyatlarda atletizmde aldığımız madalyaların bir tanesini onların 'devşirme' tabir ettikleri sporcular, benim öyle görmediğim sporcular aldı. Avrupa Atletizm Şampiyonası'nda Almanlar, Fransızlar bize bir eleştiri yazmıştı, 'Çıkan sporcuların neredeyse şu kadarı yabancı diyerekten'. İngilizler de söylemişti. Bizim medyamız da onların arkasına takıldı, bizi eleştirmeye başladı. Bizi eleştirenlerin takımlarına baksanıza. En çok yabancı sporcuyla katılan ülke İtalya'ydı. Fransa, sonra Almanya... Bizi neden eleştiriyorsun. Dert başka. Mesut Özil nereli? Alman Milli Takımı'nda oynuyor. Kökleri nerede? 80 milyon vatandaşımızın içerisinde bu ülkeyi ne iyi şekilde temsil edecek kardeşimiz var. Eskrimde olsun, okçulukta olsun, yüzmede olsun, bunlar hep bizim çocuklarımız ama bir tık gerekiyor. 'Ben bu bayrak altında altın madalyamı aldım, bu madalya Türkiye'nindir.' diyor.'

- 'Çıtayı öyle bir yükseltmişiz ki...'

Türkiye'nin 20 sene öncesiyle bugününün arasında büyük farklar olduğunu anlatan Kılıç, şunları kaydetti:

'Geldiğimiz noktayı bir konuşalım. Nereden nereye geldiğimizi konuşalım. Eryaman'daki İşitme Engelliler Olimpiyatı kampına gittik. Eski yıllarda Türkiye'yi temsil etmiş eski bir sporcu abimiz vardı. Döndü sporculara dedi ki; 'Sizler Eryaman'da bu tesistesiniz. Biz sizin başınızdayız. Biz bodrum katlarında, küf kokan odalarda bir şekilde hazırlanıyorduk. Kendi kendimize hazırlanıp gidiyorduk.' Bunlar çok geçmişte olan şeyler değil. 20 sene önce nasıldı, bugün nasıl. Sporcumuz diyor ki, 'Şurada bir tesisimiz var, bundan şuraya da bir tane alalım.' Bundan ben mutlu oluyorum. Çıtayı öyle bir yükseltmişiz ki yakın tesis istiyor. Yapmamız gereken çok şey var. Nasıl? Milli Eğitim ile... Biz de ona başladık. Tabii ki daha iyisini yapmaya çalışacağız. Ben de isterim her branşta olimpiyatlarda her sporcumu seyretmeyi, ama bir günde olmuyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da terör örgütü ile mücadele ediyoruz. O gençlerin ve çocukların gözlerindeki parıltıyı yok etmek isteyen katillerle mücadele ediyoruz. Atletizm branşında özellikle son zamandaki ziyaretlerde gördük ki gerçekten rakım seviyesinin yüksek olması sebebiyle bu bölgede çok büyük bir potansiyel var. Orada yetişen çok güzel kardeşlerimiz var.'

- 'İzmir'de yerel yönetimlerin engellemeleri ile karşılaştık'

Bakan Kılıç, İzmir'deki 3 adet projede yerel yönetimlerin engellemeleri ile karşılaştıklarını ve bu nedenle çalışmaların 3 yıl gecikmeli sürdüğünü söyledi.

Karşıyaka, Göztepe ve Alsancak statlarının yapımına başladıklarını hatırlatan Akif Çağatay Kılıç, şu ifadeleri kullandı:

'Alsancak Stadı ile alakalı, şu anda ihalesi bitti. Yer teslimi noktasında bir sıkıntı yok. Bir itiraz da yok, yürüyoruz. Karşıyaka'da maalesef yerel yönetimlerin diyorum, çünkü bu noktada yerel yönetimlerin bir tanesinin de değil karar vereceği yaptırmak istemedikleri bir süreç oldu. Dolayısıyla TOKİ bu noktada yeni bir ihale yapmak zorunda kaldı. Göztepe ile ilgili de aynı şekilde birtakım engellemeler oldu. Ama onlar da aşıldı. Bunu açık ve net olarak söylüyorum. İzmir'de biliyorum spekülasyon yapmak istiyorlar. Yok 'AK Parti iktidarı İzmir'e olumsuz bakıyormuş, eksik yapıyormuş.' Yapılanlara baksınlar, cevaplarını orada bulacaklardır. Eğer bu engellemeler olmasaydı, Alsancak için konuşuyorum, Göztepe ve Karşıyaka ile ilgili engellemeler olmasaydı bu sezon o statlar bitmişti ve takımlar orada oynuyordu. Göztepe, Süper Lig'e çıktı, kendi stadında oynayacaktı engelleme olmasaydı. Karşıyaka aynı şekilde stadı bitmiş ve oynuyor olabilecekti. Karşıyaka Stadı'nda sadece stat değil, ayrıca tribünlerin altında yapılacak olan çok güzel spor salonları vardı. Karşıyaka aynı zamanda çok fazla sporcu yetiştiren köklü kulüplerimizden bir tanesidir. Bu imkandan da yoksun bıraktılar. Şimdi konuşuyorlar. Gelsin yapsınlar. Biz engellemiyoruz.'

Yapılan engellemelerin kendilerine 3 sene kaybettirdiğini anlatan Bakan Kılıç, şunları kaydetti:

'Üç seneyi kaybettirdiniz bize. İşin özü budur. Siyaset açısından konuşmuyorum. İzmir yerel yönetimleri bu statları engellemeseydi iş bitmişti. Alsancak Stadı'nın bugün sözleşmesi yapılıyor. Bizim Türkiye'de yaptığımız yatırımlar ortadadır. Cumhurbaşkanımızın bunları ne kadar yakın takip ettiği ortadadır. İzmir'e hem bir spor salonu daha yapacağız hem de çok güzel bir havuz yapacağız. Ben sporcularla konuşuyorum. Onların bana olan taleplerini değerlendiriyorum. Spekülasyon yapmaya çalışan üç adamla konuşmuyorum. Hem spor salonunu hem yüzme havuzunu hem de üç tane stadı yapıyoruz, yapacağız ve görecekler. Başbakanımız bu kadar önem verdi. Gölge etmesinler başkan ihsan istemez. Bizim işimizi bize bırakın, biz sizden çok daha hızlı yaparız. Yerel yönetimler yerel yönetimlerle ilgili konulara yoğunlaşsınlar. Ben İzmir'e geldiğim zaman üzülüyorum. İzmir çok güzel bir şehrimiz, ama yerel yönetimlerin ortaya koyamadıkları çalışmalardan dolayı Türkiye'nin gelişiminin ve diğer bölgelerin gelişiminin arkasında kalmış durumda. İnşallah onlar kendi işlerine bakacaklar, biz kendi işimizi yaparız.'

- Kulüplere uyarı

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, mali tablolar açısında baktığında özellikle büyük kulüplerin birtakım sıkıntılar yaşadıklarını vurgulayarak, 'Spor kulüplerimiz, özellikle dünya markası olan kulüplerimiz, adı Avrupa'da anılan kulüplerimiz bu kadar yüksek borçlara gelmiş noktalarda ise ekonomilerini idame ettirmekte sıkıntılar yaşıyorlarsa bunun buraya nasıl geldiğini iyi araştırmak lazım.' değerlendirmesinde bulundu.

Kulüplerin bu noktalara nasıl gelindiğini iyi araştırmak gerektiğini dile getiren Kılıç, şunları aktardı:

'Vergi ile alakalı çalışmada bu konuda Türkiye'de söz sahibi olan kurum Maliye Bakanlığıdır. Çok ciddi anlamda bu konuyu ele alıyorlar. Beraberce bununla ilgili 2 tane toplantı yaptık. Buraya herkes davet edildi. Fikirleri istendi. 15 Temmuz'daki FETÖ darbe girişiminden sonra uzun dönem yoğun bir şekilde FETÖ ile mücadele konusunda ve Türkiye genelinde bazı çalışmalar yaptık. Bu yaz dönemi içerisinde bu konuyla alakalı iyi bir nokta koyacağız. Maliye Bakanlığımızın bu noktada olumsuz bir görüşü yok. Maliye Bakanı ile yaptığımız toplantılarda bürokrat arkadaşlara talimatları verdik ve bununla alakalı olarak temmuz ayının ilk haftasında tekrar bir araya gelip karşılıklı değerlendirme noktasında mutabık kaldık.'

Kulüpler, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ve Kulüpler Birliği Vakfının da konuyla ilgili olarak katkısı olduğunu anlatan Kılıç, görüşlerini şöyle açıkladı:

'Çalışmanın en doğru şekilde yapılmasını sağlayacak olan Maliye Bakanlığıdır. Onlar da bu noktada pozitif ama Maliye Bakanımızın bir konuda özellikle ısrarı var. O da bana dedi ki; 'Biz bu çalışmayı yaparız. Hayata geçirelim.' Ama bu kulüpler bize bu noktada gelmesin. Kendi evlerine çeki düzen versinler. Şunu söyleyemezsiniz; 'Ben falanca kulübüm istediğimi yaparım.' Böyle bir şey yok. Ondan sonra geliyorsunuz devletin kapısına 'Bize şöyle yapalım, bize şunu yapalım.' Sizin muadiliniz olan Avrupa'daki kulüpler bu noktaya gelmiyor. Bir de bunu düşünmek lazım. Bu noktada Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakanımıza da bu konuyu arz ettik. Onların da talimatlarını aldık. Bu noktada bütün mali yapının da zarar görmemesi açısından ve Maliye Bakanlığımızın birtakım hassasiyetleri tabii ki var. Ama çok hızlı bir şekilde gidiyor.'

Amatörler üzerindeki vergi yüküyle ilgili olarak da konuşan Kılıç, şu ifadeleri kullandı:

'Amatörlerin üzerindeki vergi anlamdaki yükün hafifletilmesi ve onlara bu noktada daha fazla destek verebilmesi için güzel bir çalışma var ortada. Bu hafta tekrar görüşmemiz olacak. Kulüplerimizin yöneticileri bir de kendilerinin muadili olarak Avrupa'daki kulüplerin vergilerinin durumlarına baksınlar. Hep devlet ve hükümet tarafını eleştirmek kolay. Lütfen gidin o kulüplerin nasıl yönetildiklerini, mali tablolarının ne olduğunu bilin. UEFA'nın zaten ortaya koyduğu finansal fair play kuralı var. Zaten bunun dışına çıkarsa kulüplerimiz bundan sonra Avrupa ile alakalı çok büyük sıkıntılara düşecekler. Federasyonun bu noktada bazı adımlar attığını biliyorum. Bu konuda bir istişaremiz oldu. Kimse de çıkıp diyemez ki 'Ben istediğim kadar borçlanırım.' İşte istediğiniz kadar borçlanırsanız bu hale geliyorsunuz.'

Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman ile bu konuyu görüştüklerini anlatan Akif Çağatay Kılıç, şöyle devam etti:

'Branşların yürütülmesi konusunda birtakım fikir alışverişinde bulundum. Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor kulüplerinin başkanları ile de görüştüm. Fikirlerini söylüyorlar. Fikirlerimizi dile getiriyoruz. Mali konularda Maliye Bakanımızın bize getireceği konuyla alakalı olarak 'Biz bunu bu şekilde yapmak üzere hareket ediyoruz.' diyeceğiz. İnşallah iyi bir diyalog ile götüreceğiz. Kulüplere nasıl destek olabiliriz çalışmasını ortaya koymak istiyoruz. Özellikle kulüplerin olimpik anlamdaki sporculara destek olamayacakları konusunda maddi kaynakta sıkıntı yaşadıklarını aktarırlarsa biz devlet olarak ay-yıldızlı bayrağı taşıyacak olimpik sporcularımızı ve havuzdaki sporcularımızı alırken kendimiz en iyi şekilde hazırlarız. Ancak söylüyorum, sporcu kulüpte yetişir.'

(Sürecek)

Kaynak: AA