Muş'ta 5. Fetih Kupası Okçuluk Yarışması Başladı
Muş’un Malazgirt ilçesinde Okçular Vakfı tarafından 5.’si düzenlenecek Fetih Kupası Okçuluk Yarışması öncesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın da katılımıyla 2071 ok fırlatıldı.
Anadolu’nun kapılarını Türklere açan Malazgirt Zaferi’nin komutanı Alparslan’a saygı mahiyetinde bugün düzenlenen etkinliklere 10 binden fazla kişi katıldı.
Türklerin Anadolu’ya adım atmalarının 1000’inci yılı ve Türkiye’nin gelecek vizyonu olan 2071 tarihine atfen 2071 ok fırlatıldı. Törene katılanlar arasından 2068 kişi oklarını fırlatırken, 2069’uncu oku Muş Valisi Seddar Yavuz, 2070’inci oku Okçular Vakfı Başkanı Haydar Ali Yıldız ve 2071’inci oku ise Okçular Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Bilal Erdoğan fırlattı.
Okçular Vakfı tarafından bu yıl 5’inci kez düzenlenecek Fetih Kupası Okçuluk Yarışmasında 40 ülkeden 700 sporcu dereceye girmek için yarışıyor. Türkiye Okçuluk Federasyonu ve Dünya Okçuluk Federasyonunun ortak girişimiyle düzenlenen en büyük sivil okçuluk müsabakası olarak literatüre girmeyi başaran Fetih Kupası, 27-28 Mayıs Cumartesi-Pazar günkü elemelerin ardından 29 Mayıs Pazartesi günü yapılacak finalle sona erecek.
Fetih Kupası öncesi düzenlenen toplantıda konuşan Okçular Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve İstanbul Milletvekili Haydar Ali Yıldız, “Şimdi Türk tarihinin dönüm noktalarından biri olan Malazgirt Ovası’ndayız. Tarihimizin en eski sporlarından biri olan okçuluğu her insana sevdirme amacını taşıyoruz. Bunun için medeniyet coğrafyamızda hem batıya hem de doğudaki her yere gideceğiz” dedi.
Vakfın unutulmuş ata yadigarı okçuluğu yeniden hak ettiği noktaya getirebilmek için yoğun mesai ve yatırımlar yaptığına işaret eden Yıldız, “Medeniyetimizin geniş bir bölgeye yayıldığından hareketle; Türk kültürünün çok daha iyi tanıtılıp aktarılması için elimizdeki tüm imkanları seferber ediyoruz. Okçuluğun gelişimi için birçok yatırımı devreye aldık ve bu noktada çalışmalarımızı sürdürdük. Ama bizler durmayacağız. Hem bilimsel, hem de sportif anlamda Türk okçuluğunu zirveye çıkarmak için varımızı yoğumuzu ortaya koyacağız” diye konuştu.
Yıldız, vakıf olarak olimpiyatlarda yarışacak sporcular yetiştirme amacını taşıdıklarını da belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Okçular Vakfı; doğudan batıya, kuzeyden güneye uzanan bir dostluk köprüsü ile sporun birleştirici özelliğini taşımayı hedefliyor. Fetih kültürünün bir fetih medeniyetine dönüştüğü coğrafyada, bunu daha da derinden anlamak ve anlatmak amacındayız. Fetih kültürü dendiğinde medeniyetimizin yetiştirdiği en büyük liderlerden ilk akla düşenler kuşkusuz; Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi, Anadolu’nun Fatihi Muhammed Alparslan, İstanbul’un Fatihi Fatih Sultan Mehmet Han’dır. Tarihe yön vermiş bu liderlerin en önemli özelliklerinden biri de hiç şüphesiz fethettikleri topraklara huzuru, barışı, hoşgörüyü de beraberlerinde getirmiş olmalarıdır. Okçuluk sporu ile de bizler bunu amaçlıyoruz.”
Okçular Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan ise Okçular Vakfı’nın tarihi bir görev üstlendiğini belirterek, okçuluk sporunun gelecek nesillere aktarılmasının önemine değindi. Erdoğan, vakıf olarak ata sporu olan okçuluk eğitiminin verilmesi misyonu ile hareket ettiklerini dile getirerek, “Okçuluk sporunda geleceğin şampiyonlarını yetiştirmek en büyük arzumuz. Türk dünyası için önemli merkezlere giderek bu sporumuzu geniş kitlelere yaymak amacını güdüyoruz. Burada olmaktan ve okçuluğa dikkat çekip bilgilerimizi paylaşmaktan büyük mutluluk duyuyorum” ifadelerini kullandı.
Malazgirt’in ümmetin en büyük zaferlerinden olduğunu hatırlatan Erdoğan, "Malazgirt’te Bizans’ı bozguna uğratan Alparslan ve onun ordusunu oluşturanlar, ümmetin yıldızlarıydı. Adeta Uhud’ta Hazreti Hamza gibi, Mus’ab bin Umeyr gibi ya da Mute’de Zeyd bin Harise gibi, Diyarbakır fatihi Süleyman’ın babası Halid bin Velid gibi. Malazgirt’te Alparslan’ın ordusu, o ecdadın torunları olmanın bilinciyle Bizans’a galebe çaldılar. 4-5 misli büyüklüğünde, daha ciddi teçhizata sahip olan Bizans ordusunu Malazgirt’te yenmek; makam, mevki, şan ve şöhret için olamazdı ve değildi de. Ancak o iman ruhunu başka topraklara, başka insanlara taşımak için bu kahramanlık yapılabilirdi ve Allah’ın yardımı böyle güzel bir topluluğun yanında olabilirdi. İşte Malazgirt, ümmetin birliğinin de sembolü ve ümmetin bir olduğu zaman ne kadar güçlü olduğunun da sembolü. Bizi bölmek için, aramıza nifak tohumları sermek için, birbirimize düşürmek için çalışanlar, bunu bizden çok daha iyi biliyorlar. Çünkü onlar, Malazgirt’te bozguna uğrayanların safındaydı" dedi.
"Bizim bugün de aynı birlikteliğe, şuura ihtiyacımız var. Aynı kardeşlik duygularını yaşamaya, hissetmeye ihtiyacımız var. Dostun düşmanın kim olduğunu çok iyi anlamaya ihtiyacımız var” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Çünkü bugün yine Bizans ordusu toplanmış, bizi bozguna uğratmak için plan üstüne plan kuruyor. Müslümanlar, Anadolu Müslümanları, bütün Ortadoğu Müslümanları niye birbirinizle geçinemiyorsunuz? Niye biz Alparslan’a, Selahaddin’e layık olamıyoruz? Bugün Malazgirt’ten bütün ümmete yeniden haykırmak istiyoruz; birlik olmak zorundayız, birbirimizi sevmek zorundayız ve inşallah bu birlik bize güç verecek ve dünyadaki zulümlere son vermek için Allah, yine ümmetinin yanında, yardımıyla bize destek olacak. Biliyorum ki hepiniz o birlikteliğin özlemi ile yanıp tutuşuyorsunuz. Biliyorum ki hepinizin içinde o ortak ruh var. Ama üstümüze düşeni yapalım."
Vakfın bugüne kadar çok sayıda sporcu yetiştirdiğini ve bu sporcuların ulusal ve uluslararası okçuluk sporu camiası içinde adından sıkça söz ettirmeye başladığını da ifade eden Erdoğan, “Okçular Vakfı; alt yapısıyla, hocalarıyla, teknik imkanlarıyla dünyada eşi benzeri olmayan birçok uygulamayı da hayata geçirmiş ve geçirmeye devam edecektir. Olimpiyatlarda kurulacak kürsüde, buradan yetişen sporcularımızı göreceğimiz günler hiç de uzak değil. Tüm kalbimle inanıyorum ki, bu şampiyonlar vakfımızdan çıkacaktır” şeklinde konuştu.
Muş Valisi Serddar Yavuz da, 1071’in sadece Türklerin değil, İslam aleminin ve Müslümanların zaferi olduğunu bildirdi. Bu zaferin Anadolu’nun kapılarını açtığı gibi, bir Anadolu Selçuklu, bir Osmanlı ve bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni meydana getirdiğine işaret eden Yavuz, şunları söyledi:
"Sadece bu sonucu mu doğurmuştur? Elbette hayır. Aynı zamanda Viyana kapılarına kadar İslam’ı taşımıştır. Boşnakları, Arnavutları, Makedonları İslamlaştırmıştır. Daha ötesi, dünyadaki zulme ve her türlü kötülüğü karşı bir direnişin adıdır. Son 15 yılda Türkiye Cumhuriyeti Devleti Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde büyük ve sessiz bir devrim gerçekleştirmiştir. Bu devrim, bizim 150 yıldır içerisinde bulunduğumuz buhrana bir çözümdür. Yeni baştan medeniyet kodlarımızla barışmaktır, onunla yeniden buluşmak ve kavuşmaktır."
Protokol üyeleri, günün anısına alanda birer fidan da dikti. Daha sonra beraberindeki heyetle birlikte açılan stantları gezen Bilal Erdoğan, vatandaşlarla bol bol hatıra resmi çektirdi. Malazgirtli el sanatkarlarının yaptığı Osmanlı tuğrası tablosu Bilal Erdoğan’a hediye edildi.
10 binden fazla konuğa pilav, kavurma ve ayran ikram edildi.
Aralarında dünyanın 40 ülkesi ve Türkiye’den olimpik ve geleneksel okçularının da bulunduğu 700 sporcunun katılımıyla düzenlenecek 5. Fetih Kupası’nda; geleneksel okçu, olimpik yay ve makaralı yay, büyükler bay-bayan kategorilerinde 27 ve 28 Mayıs’ta yapılacak ön müsabakaların ardından, 29 Mayıs’taki finallerde ise ilk 3 dereceyi paylaşan sporcular belli olacak.
Türklerin Anadolu’ya adım atmalarının 1000’inci yılı ve Türkiye’nin gelecek vizyonu olan 2071 tarihine atfen 2071 ok fırlatıldı. Törene katılanlar arasından 2068 kişi oklarını fırlatırken, 2069’uncu oku Muş Valisi Seddar Yavuz, 2070’inci oku Okçular Vakfı Başkanı Haydar Ali Yıldız ve 2071’inci oku ise Okçular Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Bilal Erdoğan fırlattı.
Okçular Vakfı tarafından bu yıl 5’inci kez düzenlenecek Fetih Kupası Okçuluk Yarışmasında 40 ülkeden 700 sporcu dereceye girmek için yarışıyor. Türkiye Okçuluk Federasyonu ve Dünya Okçuluk Federasyonunun ortak girişimiyle düzenlenen en büyük sivil okçuluk müsabakası olarak literatüre girmeyi başaran Fetih Kupası, 27-28 Mayıs Cumartesi-Pazar günkü elemelerin ardından 29 Mayıs Pazartesi günü yapılacak finalle sona erecek.
Fetih Kupası öncesi düzenlenen toplantıda konuşan Okçular Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve İstanbul Milletvekili Haydar Ali Yıldız, “Şimdi Türk tarihinin dönüm noktalarından biri olan Malazgirt Ovası’ndayız. Tarihimizin en eski sporlarından biri olan okçuluğu her insana sevdirme amacını taşıyoruz. Bunun için medeniyet coğrafyamızda hem batıya hem de doğudaki her yere gideceğiz” dedi.
Vakfın unutulmuş ata yadigarı okçuluğu yeniden hak ettiği noktaya getirebilmek için yoğun mesai ve yatırımlar yaptığına işaret eden Yıldız, “Medeniyetimizin geniş bir bölgeye yayıldığından hareketle; Türk kültürünün çok daha iyi tanıtılıp aktarılması için elimizdeki tüm imkanları seferber ediyoruz. Okçuluğun gelişimi için birçok yatırımı devreye aldık ve bu noktada çalışmalarımızı sürdürdük. Ama bizler durmayacağız. Hem bilimsel, hem de sportif anlamda Türk okçuluğunu zirveye çıkarmak için varımızı yoğumuzu ortaya koyacağız” diye konuştu.
Yıldız, vakıf olarak olimpiyatlarda yarışacak sporcular yetiştirme amacını taşıdıklarını da belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Okçular Vakfı; doğudan batıya, kuzeyden güneye uzanan bir dostluk köprüsü ile sporun birleştirici özelliğini taşımayı hedefliyor. Fetih kültürünün bir fetih medeniyetine dönüştüğü coğrafyada, bunu daha da derinden anlamak ve anlatmak amacındayız. Fetih kültürü dendiğinde medeniyetimizin yetiştirdiği en büyük liderlerden ilk akla düşenler kuşkusuz; Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi, Anadolu’nun Fatihi Muhammed Alparslan, İstanbul’un Fatihi Fatih Sultan Mehmet Han’dır. Tarihe yön vermiş bu liderlerin en önemli özelliklerinden biri de hiç şüphesiz fethettikleri topraklara huzuru, barışı, hoşgörüyü de beraberlerinde getirmiş olmalarıdır. Okçuluk sporu ile de bizler bunu amaçlıyoruz.”
Okçular Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan ise Okçular Vakfı’nın tarihi bir görev üstlendiğini belirterek, okçuluk sporunun gelecek nesillere aktarılmasının önemine değindi. Erdoğan, vakıf olarak ata sporu olan okçuluk eğitiminin verilmesi misyonu ile hareket ettiklerini dile getirerek, “Okçuluk sporunda geleceğin şampiyonlarını yetiştirmek en büyük arzumuz. Türk dünyası için önemli merkezlere giderek bu sporumuzu geniş kitlelere yaymak amacını güdüyoruz. Burada olmaktan ve okçuluğa dikkat çekip bilgilerimizi paylaşmaktan büyük mutluluk duyuyorum” ifadelerini kullandı.
Malazgirt’in ümmetin en büyük zaferlerinden olduğunu hatırlatan Erdoğan, "Malazgirt’te Bizans’ı bozguna uğratan Alparslan ve onun ordusunu oluşturanlar, ümmetin yıldızlarıydı. Adeta Uhud’ta Hazreti Hamza gibi, Mus’ab bin Umeyr gibi ya da Mute’de Zeyd bin Harise gibi, Diyarbakır fatihi Süleyman’ın babası Halid bin Velid gibi. Malazgirt’te Alparslan’ın ordusu, o ecdadın torunları olmanın bilinciyle Bizans’a galebe çaldılar. 4-5 misli büyüklüğünde, daha ciddi teçhizata sahip olan Bizans ordusunu Malazgirt’te yenmek; makam, mevki, şan ve şöhret için olamazdı ve değildi de. Ancak o iman ruhunu başka topraklara, başka insanlara taşımak için bu kahramanlık yapılabilirdi ve Allah’ın yardımı böyle güzel bir topluluğun yanında olabilirdi. İşte Malazgirt, ümmetin birliğinin de sembolü ve ümmetin bir olduğu zaman ne kadar güçlü olduğunun da sembolü. Bizi bölmek için, aramıza nifak tohumları sermek için, birbirimize düşürmek için çalışanlar, bunu bizden çok daha iyi biliyorlar. Çünkü onlar, Malazgirt’te bozguna uğrayanların safındaydı" dedi.
"Bizim bugün de aynı birlikteliğe, şuura ihtiyacımız var. Aynı kardeşlik duygularını yaşamaya, hissetmeye ihtiyacımız var. Dostun düşmanın kim olduğunu çok iyi anlamaya ihtiyacımız var” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Çünkü bugün yine Bizans ordusu toplanmış, bizi bozguna uğratmak için plan üstüne plan kuruyor. Müslümanlar, Anadolu Müslümanları, bütün Ortadoğu Müslümanları niye birbirinizle geçinemiyorsunuz? Niye biz Alparslan’a, Selahaddin’e layık olamıyoruz? Bugün Malazgirt’ten bütün ümmete yeniden haykırmak istiyoruz; birlik olmak zorundayız, birbirimizi sevmek zorundayız ve inşallah bu birlik bize güç verecek ve dünyadaki zulümlere son vermek için Allah, yine ümmetinin yanında, yardımıyla bize destek olacak. Biliyorum ki hepiniz o birlikteliğin özlemi ile yanıp tutuşuyorsunuz. Biliyorum ki hepinizin içinde o ortak ruh var. Ama üstümüze düşeni yapalım."
Vakfın bugüne kadar çok sayıda sporcu yetiştirdiğini ve bu sporcuların ulusal ve uluslararası okçuluk sporu camiası içinde adından sıkça söz ettirmeye başladığını da ifade eden Erdoğan, “Okçular Vakfı; alt yapısıyla, hocalarıyla, teknik imkanlarıyla dünyada eşi benzeri olmayan birçok uygulamayı da hayata geçirmiş ve geçirmeye devam edecektir. Olimpiyatlarda kurulacak kürsüde, buradan yetişen sporcularımızı göreceğimiz günler hiç de uzak değil. Tüm kalbimle inanıyorum ki, bu şampiyonlar vakfımızdan çıkacaktır” şeklinde konuştu.
Muş Valisi Serddar Yavuz da, 1071’in sadece Türklerin değil, İslam aleminin ve Müslümanların zaferi olduğunu bildirdi. Bu zaferin Anadolu’nun kapılarını açtığı gibi, bir Anadolu Selçuklu, bir Osmanlı ve bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni meydana getirdiğine işaret eden Yavuz, şunları söyledi:
"Sadece bu sonucu mu doğurmuştur? Elbette hayır. Aynı zamanda Viyana kapılarına kadar İslam’ı taşımıştır. Boşnakları, Arnavutları, Makedonları İslamlaştırmıştır. Daha ötesi, dünyadaki zulme ve her türlü kötülüğü karşı bir direnişin adıdır. Son 15 yılda Türkiye Cumhuriyeti Devleti Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde büyük ve sessiz bir devrim gerçekleştirmiştir. Bu devrim, bizim 150 yıldır içerisinde bulunduğumuz buhrana bir çözümdür. Yeni baştan medeniyet kodlarımızla barışmaktır, onunla yeniden buluşmak ve kavuşmaktır."
Protokol üyeleri, günün anısına alanda birer fidan da dikti. Daha sonra beraberindeki heyetle birlikte açılan stantları gezen Bilal Erdoğan, vatandaşlarla bol bol hatıra resmi çektirdi. Malazgirtli el sanatkarlarının yaptığı Osmanlı tuğrası tablosu Bilal Erdoğan’a hediye edildi.
10 binden fazla konuğa pilav, kavurma ve ayran ikram edildi.
Aralarında dünyanın 40 ülkesi ve Türkiye’den olimpik ve geleneksel okçularının da bulunduğu 700 sporcunun katılımıyla düzenlenecek 5. Fetih Kupası’nda; geleneksel okçu, olimpik yay ve makaralı yay, büyükler bay-bayan kategorilerinde 27 ve 28 Mayıs’ta yapılacak ön müsabakaların ardından, 29 Mayıs’taki finallerde ise ilk 3 dereceyi paylaşan sporcular belli olacak.
Kaynak: İHA