Otizmli Çocuk Geleceğini Kulaçlarla Şekillendiriyor
Manisa’da 3 yaşındayken otizm teşhisi konan ve bugün 16 yaşında olan Mustafa Çağrı Çekim, 2 yıl önce başladığı yüzme sporunda başarıdan başarıya koşuyor. 2 yılda birçok derece elde eden ve hedefinde milli takımda yarışmak olan Çekim spor sayesinde yaşadığı birçok sorunu da geride bıraktı.
Yüzme sporuna başlamadan önce beslenme alışkanlığı olmayan, uyku düzensizliği yaşayan 16 yaşındaki otizmli Mustafa Çağrı Çekim, 2 sene önce başladığı yüzme sporuyla yaşadığı tüm sorunları geride bırakırken, yüzmede de başarıdan başarıya koşuyor. Spora başlamasıyla birlikte daha fazla sosyalleşen Çekim artık antrenmanlarına bile tek başına gidip gelmeye başladı.
Yüzmeyle hayatına disiplin geldiğini ve artık hedefleri olduğunu anlatan 16 yaşındaki Mustafa Çağrı Çekim, "Manisa İl Gençlik Spor kulübünde yüzücüyüm. Haftaya milli takım seçmelerine katılacağım. Çukurova Kimya Meslek Lisesinde Kimya Teknolojisi bölümü öğrencisiyim. Yüzme sporuna iki sene önce başladım. Bölge ikinciliği, bölge üçüncülüğü ve Türkiye 4’üncülüğü elde ettim. Daha birçok derecem var saymakla bitmez. Hedefim öncelikle Avrupa şampiyonası daha da ötesi dünya şampiyonası" dedi.
Günlük hayatında okulun önemli bir yer tuttuğunu kaydeden Mustafa Çağrı Çekim, "Okula gidip geliyorum. Aynı zamanda yüzme antrenmanlarına geliyorum. Bazen kardeşimle basketbol oynuyorum" diyerek, kendisi gibi otizmli olan çocuk ve gençlere de şöyle seslendi:
"Spora başlamalarını ve hiç bırakmamalarını tavsiye ederim. Yüzme sporuna başlamamla birlikte disiplin anlayışı daha çok hakim oldu bana. Bazen şu olmasa da olur diyoruz ama bence spor olmazsa olmaz. Hem sağlık için hem de diğer şeyler için spor olmazsa olmaz."
İlk çocuğu olan Mustafa Çağrı Çekim’e 3 yaşındayken otizm tanısı konduğu anlatan anne Şimşek Çekim, "Otizm tanısı konulduğundan bu yana tedavisini yaptırıyoruz, eğitim, spor ne gerekiyorsa yaptırmaya çalışıyoruz. Bunları yaparken tabii ki zorlanıyoruz çünkü imkanlarımız kısıtlı. Her zaman gittiğimiz her kapıda ihtiyaçlarımız karşılanmıyor. Biraz yüzsüzlüğümüzle diyelim kendimize bir engelli antrenörü getirttik Manisa’ya. Sağ olsun Elif Hocamız da çok gayretli. Mustafa Çağrı yüzmeye iki yıl önce başladı.
1,8 ile yüzüyordu başladığında şimdi 36 saniyede yüzüyor. Başarıdan başarıya koşuyor. Önü açılırsa, engellerimiz kaldırılırsa birçok şeyi yapabileceğine inanıyorum" dedi.
"Sağlıklı bir bireyden farkı kalmadı"
Oğlunun yüzmeye başlamasıyla birlikte daha disiplinli bir hale geldiğini anlatan anne Çekim, "Daha disiplinli oldu, yeme alışkanlığı, beslenmesi çok bozuktu. Şimdi gayet güzel, yemeklerini yiyor. Uyku düzeni yoktu, uykusu düzenlendi, okul başarısı arttı, daha sosyal oldu. Artık kendi başına okula gidip gelebiliyor. Önceden okulun bahçesinde beklerdim ben eğitim hayatı boyunca böyle olmuştu. Eğitim hayatı boyunca ben de onunla birlikte okudum diyebilirim. Şimdi yalnız başına gidip geliyor antrenmanlarına. Antrenörleriyle beraber şehir dışı yarışmalara onlarla birlikte gidiyor, yalnız gidiyor, biz artık onunla gitmiyoruz. Sağlıklı bir bireyden farkı kalmadı diyebilirim oğlum için. Bunların hepsini sporla aştık biz. Eğitim ve spor ikisi birlikte gidiyor. Bütün engelli ailelere sesleniyorum. Çocuklarından utanmasınlar, onları eve kapatmasınlar, ellerinden tutsunlar. Ne gerekiyorsa, ne duydularsa, kovuldukça gitsinler, kucak açıldıkça sarılsınlar, sığınsınlar ki çocukları bir yere gelebilsin. Evde oturarak hiçbir şeye sahip olamayız. Bu çocuklar bize emanet. Ülkeye iyi çocuklar, iyi gençlik yetiştirmemiz gerekiyor. Bu da engelli birey veya sağlıklı hiç fark etmiyor. Kendi ayakları üzerinde dursunlar istiyoruz. Biz başardık. Allah diğerlerine de yardım etsin" şeklinde konuştu.
Oğlunun otizmli olduğunu duyunca şok olduklarını kaydeden Baba Tayif Çekim ise, "Çaresi nedir, ne yapabiliriz diye uğraştık. Eğitimden başka çaresinin olmadığını, tıbbi olarak herhangi bir şey yapamayacağımızı öğrendik. Bu süreçte devam ederken yüzmenin otizmlilere iyi geldiği hususunda bir bilgi edindik. Bu konuda Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğünün kapısını çaldık. İlk önce bizi anlamadılar ama daha sonra Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü bütün imkanları açtı bize. Hocalarımız ve müdürlüğün yönetimi sayesinde oğlum lisanslı bir yüzücü oldu. Gençlik Spor Kulübünün bir üyesi yaptılar ve yetiştirmeye başladılar. İlk yarışmasında bölge ikinciliğini elde etti. Daha sonra milli takım seçmelerine gitti. İlk sene 4’üncü oldu, ilk 3’e giremediği için milli takıma giremedi. Bu sene hedefimiz ilk 3’e girerek milli takıma gitmesi. Zaten kendisi de söyledi; hedef Avrupa, Balkanlar, dünya şampiyonaları. İnşallah iyi bir yüzücü olur, güzel başarılar elde eder diye düşünüyorum" dedi.
"Bu çocuklar bize bir nimet, külfet falan değil"
Devletin imkanlarının olduğunu ancak yerel imkanları kullanma konusunda sıkıntı yaşadıklarını kaydeden Tayif Çekim şunları söyledi:
"Ama kapıları çalarsak, kapılar yüzümüze kapanmıyor. Allah devletimize zeval vermesin. Nihayetinde bir yerden birileri ‘Evet bu çocuklara sahip çıkmak lazım, onların sesini duyurmak lazım’ diyor. Devletimizin de imkanları var çok şükür. Bu şekilde devam edip gidiyoruz sonu iyi olur inşallah. Otizmli bireylere ve ailelere annesi de mesaj verdi ama benim de mesajım şu; yılmadan mücadele etsinler. Bu çocuklar bize bir nimet, külfet falan değil. Biz Allah’a şükrediyoruz ki böyle bir çocuğumuz var. Evimiz için bir bereket. O doğduktan sonra bizim evimizin bereketi arttı. Biz Allah’ın vermiş olduğu bir nimet olarak algılıyoruz. Kesinlikle külfet olarak algılamıyoruz. Ondan dolayı çok memnunuz. İyi ki Allah bize Mustafa Çağrı gibi bir evlat vermiş."
"Özel çocuklarda hedef problemi yaşıyoruz"
Mustafa Çağrı’nın yüzme antrenörü Elif Altungül, "Yaklaşık 3 yıldır Mustafa Çağrı ile birlikte çalışıyoruz. Mustafa ilk geldiğinde bu kadar istikrarlı değildi. Yüzmeye karşı her zaman ilgisi vardı fakat ne olacağını, sonucunu bilmiyordu. Zaten Mustafa gibi özel çocuklarda hedef problemi yaşıyoruz. Biz Mustafa’da bir hedef koyduk. Önce bölge şampiyonlarıyla başladı, yüzmeyi öğrendi. İlk gittiğimiz yıl özellikle sırtta çok güzel bir derece aldı ve bu zamanlara geldik. Şimdi çok daha başarılı, istikrarlı ve azimli. Antrenmanlara kendisi geliyor, diğer çocuklardan çok farklı" dedi.
Yüzmeyle hayatına disiplin geldiğini ve artık hedefleri olduğunu anlatan 16 yaşındaki Mustafa Çağrı Çekim, "Manisa İl Gençlik Spor kulübünde yüzücüyüm. Haftaya milli takım seçmelerine katılacağım. Çukurova Kimya Meslek Lisesinde Kimya Teknolojisi bölümü öğrencisiyim. Yüzme sporuna iki sene önce başladım. Bölge ikinciliği, bölge üçüncülüğü ve Türkiye 4’üncülüğü elde ettim. Daha birçok derecem var saymakla bitmez. Hedefim öncelikle Avrupa şampiyonası daha da ötesi dünya şampiyonası" dedi.
Günlük hayatında okulun önemli bir yer tuttuğunu kaydeden Mustafa Çağrı Çekim, "Okula gidip geliyorum. Aynı zamanda yüzme antrenmanlarına geliyorum. Bazen kardeşimle basketbol oynuyorum" diyerek, kendisi gibi otizmli olan çocuk ve gençlere de şöyle seslendi:
"Spora başlamalarını ve hiç bırakmamalarını tavsiye ederim. Yüzme sporuna başlamamla birlikte disiplin anlayışı daha çok hakim oldu bana. Bazen şu olmasa da olur diyoruz ama bence spor olmazsa olmaz. Hem sağlık için hem de diğer şeyler için spor olmazsa olmaz."
İlk çocuğu olan Mustafa Çağrı Çekim’e 3 yaşındayken otizm tanısı konduğu anlatan anne Şimşek Çekim, "Otizm tanısı konulduğundan bu yana tedavisini yaptırıyoruz, eğitim, spor ne gerekiyorsa yaptırmaya çalışıyoruz. Bunları yaparken tabii ki zorlanıyoruz çünkü imkanlarımız kısıtlı. Her zaman gittiğimiz her kapıda ihtiyaçlarımız karşılanmıyor. Biraz yüzsüzlüğümüzle diyelim kendimize bir engelli antrenörü getirttik Manisa’ya. Sağ olsun Elif Hocamız da çok gayretli. Mustafa Çağrı yüzmeye iki yıl önce başladı.
1,8 ile yüzüyordu başladığında şimdi 36 saniyede yüzüyor. Başarıdan başarıya koşuyor. Önü açılırsa, engellerimiz kaldırılırsa birçok şeyi yapabileceğine inanıyorum" dedi.
"Sağlıklı bir bireyden farkı kalmadı"
Oğlunun yüzmeye başlamasıyla birlikte daha disiplinli bir hale geldiğini anlatan anne Çekim, "Daha disiplinli oldu, yeme alışkanlığı, beslenmesi çok bozuktu. Şimdi gayet güzel, yemeklerini yiyor. Uyku düzeni yoktu, uykusu düzenlendi, okul başarısı arttı, daha sosyal oldu. Artık kendi başına okula gidip gelebiliyor. Önceden okulun bahçesinde beklerdim ben eğitim hayatı boyunca böyle olmuştu. Eğitim hayatı boyunca ben de onunla birlikte okudum diyebilirim. Şimdi yalnız başına gidip geliyor antrenmanlarına. Antrenörleriyle beraber şehir dışı yarışmalara onlarla birlikte gidiyor, yalnız gidiyor, biz artık onunla gitmiyoruz. Sağlıklı bir bireyden farkı kalmadı diyebilirim oğlum için. Bunların hepsini sporla aştık biz. Eğitim ve spor ikisi birlikte gidiyor. Bütün engelli ailelere sesleniyorum. Çocuklarından utanmasınlar, onları eve kapatmasınlar, ellerinden tutsunlar. Ne gerekiyorsa, ne duydularsa, kovuldukça gitsinler, kucak açıldıkça sarılsınlar, sığınsınlar ki çocukları bir yere gelebilsin. Evde oturarak hiçbir şeye sahip olamayız. Bu çocuklar bize emanet. Ülkeye iyi çocuklar, iyi gençlik yetiştirmemiz gerekiyor. Bu da engelli birey veya sağlıklı hiç fark etmiyor. Kendi ayakları üzerinde dursunlar istiyoruz. Biz başardık. Allah diğerlerine de yardım etsin" şeklinde konuştu.
Oğlunun otizmli olduğunu duyunca şok olduklarını kaydeden Baba Tayif Çekim ise, "Çaresi nedir, ne yapabiliriz diye uğraştık. Eğitimden başka çaresinin olmadığını, tıbbi olarak herhangi bir şey yapamayacağımızı öğrendik. Bu süreçte devam ederken yüzmenin otizmlilere iyi geldiği hususunda bir bilgi edindik. Bu konuda Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğünün kapısını çaldık. İlk önce bizi anlamadılar ama daha sonra Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü bütün imkanları açtı bize. Hocalarımız ve müdürlüğün yönetimi sayesinde oğlum lisanslı bir yüzücü oldu. Gençlik Spor Kulübünün bir üyesi yaptılar ve yetiştirmeye başladılar. İlk yarışmasında bölge ikinciliğini elde etti. Daha sonra milli takım seçmelerine gitti. İlk sene 4’üncü oldu, ilk 3’e giremediği için milli takıma giremedi. Bu sene hedefimiz ilk 3’e girerek milli takıma gitmesi. Zaten kendisi de söyledi; hedef Avrupa, Balkanlar, dünya şampiyonaları. İnşallah iyi bir yüzücü olur, güzel başarılar elde eder diye düşünüyorum" dedi.
"Bu çocuklar bize bir nimet, külfet falan değil"
Devletin imkanlarının olduğunu ancak yerel imkanları kullanma konusunda sıkıntı yaşadıklarını kaydeden Tayif Çekim şunları söyledi:
"Ama kapıları çalarsak, kapılar yüzümüze kapanmıyor. Allah devletimize zeval vermesin. Nihayetinde bir yerden birileri ‘Evet bu çocuklara sahip çıkmak lazım, onların sesini duyurmak lazım’ diyor. Devletimizin de imkanları var çok şükür. Bu şekilde devam edip gidiyoruz sonu iyi olur inşallah. Otizmli bireylere ve ailelere annesi de mesaj verdi ama benim de mesajım şu; yılmadan mücadele etsinler. Bu çocuklar bize bir nimet, külfet falan değil. Biz Allah’a şükrediyoruz ki böyle bir çocuğumuz var. Evimiz için bir bereket. O doğduktan sonra bizim evimizin bereketi arttı. Biz Allah’ın vermiş olduğu bir nimet olarak algılıyoruz. Kesinlikle külfet olarak algılamıyoruz. Ondan dolayı çok memnunuz. İyi ki Allah bize Mustafa Çağrı gibi bir evlat vermiş."
"Özel çocuklarda hedef problemi yaşıyoruz"
Mustafa Çağrı’nın yüzme antrenörü Elif Altungül, "Yaklaşık 3 yıldır Mustafa Çağrı ile birlikte çalışıyoruz. Mustafa ilk geldiğinde bu kadar istikrarlı değildi. Yüzmeye karşı her zaman ilgisi vardı fakat ne olacağını, sonucunu bilmiyordu. Zaten Mustafa gibi özel çocuklarda hedef problemi yaşıyoruz. Biz Mustafa’da bir hedef koyduk. Önce bölge şampiyonlarıyla başladı, yüzmeyi öğrendi. İlk gittiğimiz yıl özellikle sırtta çok güzel bir derece aldı ve bu zamanlara geldik. Şimdi çok daha başarılı, istikrarlı ve azimli. Antrenmanlara kendisi geliyor, diğer çocuklardan çok farklı" dedi.
Kaynak: İHA