Türkiye İş Bankası İle TSF İş Birliğinin 12. Yılı
Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Özince: “Bu iş birliği sayesinde sporcularımız ülkemizi uluslararası platformlarda göğsümüzü kabartacak başarılarla taçlandırıyor” “Türkiye’nin uluslararası rekabette öne çıkabilmesi, kendisini farklı bir yerde konumlandırabilmesi için iyi ve doğru eğitilmiş insan kaynağına ihtiyacı bulunuyor” TSF Başkanı Tulay: “Türk satrancı 801 bin 139 lisanslı sporcu sayısıyla tüm spor branşlarının önünde yer alıyor. Hedefimiz 1 milyon lisanslı sporcuya ulaşmak dedik ve bu hedefe ulaşmak için az bir zamanımız kaldı”
Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, Türkiye Satranç Federasyonu (TSF) iş birliğine ilişkin, “Bu iş birliği sayesinde sporcularımız ülkemizi uluslararası platformlarda göğsümüzü kabartacak başarılarla taçlandırıyor.” dedi.
Özince, Türkiye İş Bankası ile TSF iş birliğinin 12. yılı dolayısıyla düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, İş Bankası’nın Aralık 2005’te TSF’nin anasponsorluğunu üstlenerek bu spor dalına destek vermeye başladığını anımsattı.
Geride bırakılan 12 yıla bakıldığında satrançta Türkiye’nin ve sporcularının sergilediği başarının iyi bir hamle yaptıklarının göstergesi olduğunu ifade eden Özince, şunları kaydetti:
“Kanaatim, en büyük, en önemli büyümeyi sağladığımız konu bu. Türk ekonomisi ile ilgili en önemli gelişmeyi, büyümeyi bu alanda sağladık desek abartılı olmaz. Ekonomi deyince 'Niye parayla ölçülemiyor?' demeyin çünkü biliyorsunuz en önemli sermaye daima insan. 6 yıl sürdürdüğümüz sponsorluk kararını 6 yıl daha uzattığımızı 2015’te yaptığımız bir toplantıyla duyurmuştuk. Bu alandaki birlikteliğimizi önümüzdeki yıllara da taşıyarak, satrançta yakalanan ivmenin artarak devam etmesini arzu ediyoruz.”
Özince, çocukların ve gençlerin zihinsel gelişimlerine, problemlere analitik yaklaşmalarına katkı yapan satrancın aynı zamanda gençlerin zamanlarını kaliteli ve verimli geçirmelerini sağlayan bir spor dalı olduğunu anlatarak, kurulduğu günden bu yana toplumsal gelişim için hep uzun soluklu ve yaygın sosyal sorumluluk projeleri üstlenen bir kurum olarak satranç ile ilgili yaklaşımlarının temelinde Türkiye’nin yarınları olan gençlerin ve çocukların gelişimine katkıda bulunma amacının yattığını söyledi.
Satrancın bir spor dalı olmasının ötesinde kapsamlı bir eğitim ve yatırım projesi olarak değerlendirdiklerini aktaran Özince, Türkiye’nin her noktasında daha çok çocuğa ulaşmayı da hedeflediklerini dile getirdi.
- “Ülkemizi geleceğe taşıyacak gençlerimize yatırım yapıyoruz”
Özince, Türkiye’nin uluslararası rekabette öne çıkabilmesi, kalkınması ve kendisini farklı bir yerde konumlandırabilmesi için iyi ve doğru eğitilmiş insan kaynağına ihtiyacın bulunduğunu belirterek, “Biz de satranç sporu ile insanımıza, ülkemizi geleceğe taşıyacak gençlerimize yatırım yapıyoruz. Satranca verdiğimiz desteğin karşılık bulduğunu görmekten de buna tanıklık etmekten de büyük memnuniyet duyuyoruz.” dedi.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Hayatta en hakiki mürşid ilimdir, fendir” sözlerini anımsatan Özince, “İktisadi ve toplumsal kanunlar için eğitime önem vermek, fen ve bilimin rehberliğinde ilerlemek çok önemli. Satrancın bu anlamda da mesafe alınmasına katkı sağladığına inanıyoruz.” diye konuştu.
Özince, federasyon ile gerçekleştirdikleri iş birliğinin Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2005 yılında satrancın ilköğretim okullarında seçmeli ders olarak okutulması yönünde milat sayılabilecek kararını pekiştirdiği gibi geçmişte pek de hak ettiği ilgiyi göremeyen bu spor dalının geniş kitlelerle buluşturmalarına vesile olduğunu aktararak, sözlerine şöyle devam etti:
“Özellikle Anadolu’da satranç takımı bulmakta sıkıntı yaşanılan dönemde en ücra köylerimizde bile öğrencilerimizin satranca ilgi duyup bizi uluslararası platformlarda başarıyla temsil etme noktasına gelmelerinde atılan bu adımların çok büyük payının olduğu aşikar. 12 yıl önce ektiğimiz tohumlar meyve veren kocaman ağaç haline geldi. Bu iş birliği sayesinde sporcularımız ülkemizi uluslararası platformlarda göğsümüzü kabartacak başarılarla taçlandırıyorlar.
Rusya’da geçtiğimiz haziran ayında gerçekleştirilen dünya takımlar şampiyonasında A milli takımımız gösterdiği başarılı performans ile dünyanın en iyi ilk 5 ülke takımı arasına girdi. Türk satranç tarihinin de en büyük başarısına imza attı. Aynı dönemde Kanada’da gerçekleştirilen Avrupa Okullar Satranç Şampiyonasında milli takımımız 5 altın madalya ile otoritelerin favorisi olarak gösterilen Rusya’yı dahi geride bıraktı.”
Gençlerin satranç gibi zihinsel gelişimi ve disiplini teşvik eden sporların zihin gücünü artırmanın yanı sıra olgun bir kimlik ve kişilik kazanmalarına yardımcı olabileceğini belirten Özince, öğretmenlere ve ebeveynlere çocukları satranca yönlendirmeleri konusunda görevler düştüğünü kaydetti.
Özince, Türkiye İş Bankası’nın 7 yıl sonra 100. yaşını kutlayacağını anımsatarak, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bize yüklediği sorumluluğun gereğini aynı vizyon, yaklaşım ve kararlılıkla sürdüreceğiz.” dedi.
- "Türk satrancının 801 bin 139 lisanslı sporcusu var"
TSF Başkanı Gülkız Tulay da "Türkiye İş Bankası ile çocuklarımızın hayallerine dokunduk. Türkiye'yi satranç ülkesi yapmak için mücadele ettik." dedi.
Türkiye İş Bankası'nın 12 yıl önce TSF'nin ana sponsoru olması ile Türkiye'nin geleceğine yapılan en anlamlı yatırımlarından birini yaptığını belirtti.
Tulay, "Satranç ile büyüyen, aklı ve bilimi esas alan, sporcu disiplini ile yetişen, sağlam bir nesile atılan imzaydı. İş Bankası ile birlikte çocuklarımızın hayatlarına dokunmamıza neden oldu." diye konuştu.
Gülkız Tulay, İş Bankası ile çocukların hayallerine dokunduklarını, Türkiye'yi satranç ülkesi yapmak için mücadele ettiklerini söyledi.
Dünyada ve Avrupa'da adından söz ettiren, geleceğe güvenle bakan, dünya satranç otoriteleri tarafından takdir edilen bir Türk satrancının var olduğunu belirten Tulay, şunları kaydetti:
"İş Bankası Türkiye Satranç Federasyonu'na sponsor olduğunda 30 bin lisanlı sporcumuz vardı. Bugün ise Türk satrancı 801 bin 139 lisanslı sporcu sayısıyla tüm spor branşlarının önünde yer alıyor. Hedefimiz 1 milyon lisanslı sporcuya ulaşmak dedik ve bu hedefe ulaşmak için az bir zamanımız kaldı. Satranç sporuna inanan aileler öylesine güzel emek veriyor ki çocukları üzerinden buda bizim işimizi kolaylaştırıyor. Gittikçe satrancın oynandığı alanlar genişledi. Sadece gençlerimiz değil, örneğin bu yıl gene Ankara'da yapacağımız yaş grupları şampiyonası sırasında emektarlarıda oynatıyoruz. Yani 7'den 77'ye herkes satranç oynasın diyoruz."
- “İktisatçıların niteliğe ağırlık veren ekonomi parametrelerine dönmesi lazım”
Bir gazetecinin, dünya ekonomisinde nasıl bir satranç oynandığına ilişkin soru üzerine Özince, dünyanın piyasa değeri açısından ilk 10 şirkete bakıldığında geleceğin dünyasıyla ilgili tavrının yatırım olduğunu, üretimlerinin de düşünsel alan olduğunu belirterek, şunları kaydetti.
“Hem tüketici hem de üretici olarak geleceğin ekonomisini geleceğin insanıyla donatabilmek bir toplum açısından çok önemli. Bilinçli tüketici çok önemli. Dolayısıyla satranç ve benzeri spor alanlarının, eğitimin insan sermayesiyle ilgili geleceğin ekonomi satrancında kazananları ya da iyi oynayanları, yaptığı hamlenin sonucunu düşünenleri daha mutlu edeceğini, düşünsel anlamda da o toplumların refah seviyesini geliştireceğini düşünüyorum.
İktisatçıların da bir an önce niteliğe ağırlık veren ekonomi parametrelerine dönmesi lazım. Ekonominin rakamlarla ölçülmesi mevzubahis ise bunun daha çok insan tarafıyla ilgili… Geleceğin ekonomisi zaten kendini göstermeye başladı. Ümit ediyorum ki bizim gibi genci fazla olan toplumların bunu idrak etmesi çok zaman almaz.”
Türkiye ekonomisinin büyümesine ilişkin soru üzerine Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali ise büyümenin büyük ölçüde fiziksel bir ölçüt olduğunu ifade ederek, “Bir de vasıf, kalite büyümeyi gelişmeye, kalkınmaya çeviren bir şey. Ben büyümenin sürdürebilirliğini kalitesine ve vasfına bağlamak gerektiğini düşünüyorum. O da eğitim, teknoloji, hukuk, uzayan ömür, kaliteli yaşam demek.” diye konuştu.
TSF ile iş birliğinin ne kadar devam edileceğine ilişkin soru üzerine Bali, “Gittiği yere kadar gider.” yanıtını verdi.
Artık bilgisayar oyunlarında makinelerin insanları yendiği aktarılarak bunun satranca etkisine ilişkin soru üzerine satranç sporcusu Mustafa Yılmaz, “Satrançta da böyle bir durum söz konusu. Biz bunu satrancın sonu olarak görmüyoruz. Çünkü satranç insanların oynadığı bir oyun. Dünya şampiyonu bile bilgisayarla oynamaktan keyif almıyor. Karşınızda robot olduğunda hata yapma olasılığı olmuyor. İnsan hata yapan bir varlık olduğu ve oyunun da güzel yanı bu olduğu için bilgisayarlar santrancı bitiremez.” diye konuştu.
Konuşmaların ardından başarılarıyla Türkiye’yi onurlandıran sporculara teşekkür sertifikası sunuldu.
Özince, Türkiye İş Bankası ile TSF iş birliğinin 12. yılı dolayısıyla düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, İş Bankası’nın Aralık 2005’te TSF’nin anasponsorluğunu üstlenerek bu spor dalına destek vermeye başladığını anımsattı.
Geride bırakılan 12 yıla bakıldığında satrançta Türkiye’nin ve sporcularının sergilediği başarının iyi bir hamle yaptıklarının göstergesi olduğunu ifade eden Özince, şunları kaydetti:
“Kanaatim, en büyük, en önemli büyümeyi sağladığımız konu bu. Türk ekonomisi ile ilgili en önemli gelişmeyi, büyümeyi bu alanda sağladık desek abartılı olmaz. Ekonomi deyince 'Niye parayla ölçülemiyor?' demeyin çünkü biliyorsunuz en önemli sermaye daima insan. 6 yıl sürdürdüğümüz sponsorluk kararını 6 yıl daha uzattığımızı 2015’te yaptığımız bir toplantıyla duyurmuştuk. Bu alandaki birlikteliğimizi önümüzdeki yıllara da taşıyarak, satrançta yakalanan ivmenin artarak devam etmesini arzu ediyoruz.”
Özince, çocukların ve gençlerin zihinsel gelişimlerine, problemlere analitik yaklaşmalarına katkı yapan satrancın aynı zamanda gençlerin zamanlarını kaliteli ve verimli geçirmelerini sağlayan bir spor dalı olduğunu anlatarak, kurulduğu günden bu yana toplumsal gelişim için hep uzun soluklu ve yaygın sosyal sorumluluk projeleri üstlenen bir kurum olarak satranç ile ilgili yaklaşımlarının temelinde Türkiye’nin yarınları olan gençlerin ve çocukların gelişimine katkıda bulunma amacının yattığını söyledi.
Satrancın bir spor dalı olmasının ötesinde kapsamlı bir eğitim ve yatırım projesi olarak değerlendirdiklerini aktaran Özince, Türkiye’nin her noktasında daha çok çocuğa ulaşmayı da hedeflediklerini dile getirdi.
- “Ülkemizi geleceğe taşıyacak gençlerimize yatırım yapıyoruz”
Özince, Türkiye’nin uluslararası rekabette öne çıkabilmesi, kalkınması ve kendisini farklı bir yerde konumlandırabilmesi için iyi ve doğru eğitilmiş insan kaynağına ihtiyacın bulunduğunu belirterek, “Biz de satranç sporu ile insanımıza, ülkemizi geleceğe taşıyacak gençlerimize yatırım yapıyoruz. Satranca verdiğimiz desteğin karşılık bulduğunu görmekten de buna tanıklık etmekten de büyük memnuniyet duyuyoruz.” dedi.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Hayatta en hakiki mürşid ilimdir, fendir” sözlerini anımsatan Özince, “İktisadi ve toplumsal kanunlar için eğitime önem vermek, fen ve bilimin rehberliğinde ilerlemek çok önemli. Satrancın bu anlamda da mesafe alınmasına katkı sağladığına inanıyoruz.” diye konuştu.
Özince, federasyon ile gerçekleştirdikleri iş birliğinin Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2005 yılında satrancın ilköğretim okullarında seçmeli ders olarak okutulması yönünde milat sayılabilecek kararını pekiştirdiği gibi geçmişte pek de hak ettiği ilgiyi göremeyen bu spor dalının geniş kitlelerle buluşturmalarına vesile olduğunu aktararak, sözlerine şöyle devam etti:
“Özellikle Anadolu’da satranç takımı bulmakta sıkıntı yaşanılan dönemde en ücra köylerimizde bile öğrencilerimizin satranca ilgi duyup bizi uluslararası platformlarda başarıyla temsil etme noktasına gelmelerinde atılan bu adımların çok büyük payının olduğu aşikar. 12 yıl önce ektiğimiz tohumlar meyve veren kocaman ağaç haline geldi. Bu iş birliği sayesinde sporcularımız ülkemizi uluslararası platformlarda göğsümüzü kabartacak başarılarla taçlandırıyorlar.
Rusya’da geçtiğimiz haziran ayında gerçekleştirilen dünya takımlar şampiyonasında A milli takımımız gösterdiği başarılı performans ile dünyanın en iyi ilk 5 ülke takımı arasına girdi. Türk satranç tarihinin de en büyük başarısına imza attı. Aynı dönemde Kanada’da gerçekleştirilen Avrupa Okullar Satranç Şampiyonasında milli takımımız 5 altın madalya ile otoritelerin favorisi olarak gösterilen Rusya’yı dahi geride bıraktı.”
Gençlerin satranç gibi zihinsel gelişimi ve disiplini teşvik eden sporların zihin gücünü artırmanın yanı sıra olgun bir kimlik ve kişilik kazanmalarına yardımcı olabileceğini belirten Özince, öğretmenlere ve ebeveynlere çocukları satranca yönlendirmeleri konusunda görevler düştüğünü kaydetti.
Özince, Türkiye İş Bankası’nın 7 yıl sonra 100. yaşını kutlayacağını anımsatarak, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bize yüklediği sorumluluğun gereğini aynı vizyon, yaklaşım ve kararlılıkla sürdüreceğiz.” dedi.
- "Türk satrancının 801 bin 139 lisanslı sporcusu var"
TSF Başkanı Gülkız Tulay da "Türkiye İş Bankası ile çocuklarımızın hayallerine dokunduk. Türkiye'yi satranç ülkesi yapmak için mücadele ettik." dedi.
Türkiye İş Bankası'nın 12 yıl önce TSF'nin ana sponsoru olması ile Türkiye'nin geleceğine yapılan en anlamlı yatırımlarından birini yaptığını belirtti.
Tulay, "Satranç ile büyüyen, aklı ve bilimi esas alan, sporcu disiplini ile yetişen, sağlam bir nesile atılan imzaydı. İş Bankası ile birlikte çocuklarımızın hayatlarına dokunmamıza neden oldu." diye konuştu.
Gülkız Tulay, İş Bankası ile çocukların hayallerine dokunduklarını, Türkiye'yi satranç ülkesi yapmak için mücadele ettiklerini söyledi.
Dünyada ve Avrupa'da adından söz ettiren, geleceğe güvenle bakan, dünya satranç otoriteleri tarafından takdir edilen bir Türk satrancının var olduğunu belirten Tulay, şunları kaydetti:
"İş Bankası Türkiye Satranç Federasyonu'na sponsor olduğunda 30 bin lisanlı sporcumuz vardı. Bugün ise Türk satrancı 801 bin 139 lisanslı sporcu sayısıyla tüm spor branşlarının önünde yer alıyor. Hedefimiz 1 milyon lisanslı sporcuya ulaşmak dedik ve bu hedefe ulaşmak için az bir zamanımız kaldı. Satranç sporuna inanan aileler öylesine güzel emek veriyor ki çocukları üzerinden buda bizim işimizi kolaylaştırıyor. Gittikçe satrancın oynandığı alanlar genişledi. Sadece gençlerimiz değil, örneğin bu yıl gene Ankara'da yapacağımız yaş grupları şampiyonası sırasında emektarlarıda oynatıyoruz. Yani 7'den 77'ye herkes satranç oynasın diyoruz."
- “İktisatçıların niteliğe ağırlık veren ekonomi parametrelerine dönmesi lazım”
Bir gazetecinin, dünya ekonomisinde nasıl bir satranç oynandığına ilişkin soru üzerine Özince, dünyanın piyasa değeri açısından ilk 10 şirkete bakıldığında geleceğin dünyasıyla ilgili tavrının yatırım olduğunu, üretimlerinin de düşünsel alan olduğunu belirterek, şunları kaydetti.
“Hem tüketici hem de üretici olarak geleceğin ekonomisini geleceğin insanıyla donatabilmek bir toplum açısından çok önemli. Bilinçli tüketici çok önemli. Dolayısıyla satranç ve benzeri spor alanlarının, eğitimin insan sermayesiyle ilgili geleceğin ekonomi satrancında kazananları ya da iyi oynayanları, yaptığı hamlenin sonucunu düşünenleri daha mutlu edeceğini, düşünsel anlamda da o toplumların refah seviyesini geliştireceğini düşünüyorum.
İktisatçıların da bir an önce niteliğe ağırlık veren ekonomi parametrelerine dönmesi lazım. Ekonominin rakamlarla ölçülmesi mevzubahis ise bunun daha çok insan tarafıyla ilgili… Geleceğin ekonomisi zaten kendini göstermeye başladı. Ümit ediyorum ki bizim gibi genci fazla olan toplumların bunu idrak etmesi çok zaman almaz.”
Türkiye ekonomisinin büyümesine ilişkin soru üzerine Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali ise büyümenin büyük ölçüde fiziksel bir ölçüt olduğunu ifade ederek, “Bir de vasıf, kalite büyümeyi gelişmeye, kalkınmaya çeviren bir şey. Ben büyümenin sürdürebilirliğini kalitesine ve vasfına bağlamak gerektiğini düşünüyorum. O da eğitim, teknoloji, hukuk, uzayan ömür, kaliteli yaşam demek.” diye konuştu.
TSF ile iş birliğinin ne kadar devam edileceğine ilişkin soru üzerine Bali, “Gittiği yere kadar gider.” yanıtını verdi.
Artık bilgisayar oyunlarında makinelerin insanları yendiği aktarılarak bunun satranca etkisine ilişkin soru üzerine satranç sporcusu Mustafa Yılmaz, “Satrançta da böyle bir durum söz konusu. Biz bunu satrancın sonu olarak görmüyoruz. Çünkü satranç insanların oynadığı bir oyun. Dünya şampiyonu bile bilgisayarla oynamaktan keyif almıyor. Karşınızda robot olduğunda hata yapma olasılığı olmuyor. İnsan hata yapan bir varlık olduğu ve oyunun da güzel yanı bu olduğu için bilgisayarlar santrancı bitiremez.” diye konuştu.
Konuşmaların ardından başarılarıyla Türkiye’yi onurlandıran sporculara teşekkür sertifikası sunuldu.
Kaynak: AA