Karaman'dan Şok Lucescu Yorumu
Trabzonspor’un unutulmaz yıldızlarından olan tecrübeli Teknik Direktör Ünal Karaman açıklamalarda bulundu. Mircea Lucescu’yla ilgili konuşan Karaman, "Kimse Lucescu’nun boğazına yapışıp, kafasına silah dayayıp ’Milli Takımın hocası olacaksın’ dememiştir" ifadelerini kullandı.
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ve Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği (TÜFAD) işbirliğiyle 8-10 Ocak tarihlerinde düzenlenecek olan 24. Uluslararası Pro-Lisans Antrenör Gelişim Semineri ve Futbol Endüstrisi Forum Fuarı’nın (FIFEX), basın toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Trabzonspor’un unutulmaz yıldızlarından olan tecrübeli Teknik Direktör Ünal Karaman, A Milli Takım Teknik Direktörü Mircea Lucescu’yu, TFF’nin tercih ettiğini ifade ederek, "Burada konu Lucescu değildir. Tartışılacak olan Lucescu değildir. Lucescu teknik direktördür, dünyada her insanın teklif aldığı gibi teklif almıştır. Kimse onun boğazına yapışıp da kafasına silah dayayıp da ’Milli Takımın hocası olacaksın’ dememiştir. Biz, getiren sistemi tartışabiliriz kendi bünyemizde. Benim ondan dolayı gönlümde volkan patlıyor, patlamalar yaşıyorum, üzüntü duyuyorum, acı çekiyorum ama Lucescu hocamdır. Milli takımın hocasıdır, herkesin olduğu gibi benim de hocamdır, ben o saygıyı gösteririm. Önemli olan Lucescu’yu buraya getiren sebepleri tartışmak. Onu buraya getiren zihniyet hangi plan program çerçevesinde kararlar aldı, onun tartışmasını yapıp sonucunu bulmaya gayret göstermek. Yoksa bireyler üzerinden tartışmaya gidecek olursak iki adım öteye yol almamız söz konusu değil” dedi.
“Sportif alfabeyi bir gözden geçirmemiz gerekiyor”
A Milli Futbol Takımı’nın Rusya’da düzenlenecek olan 2018 Dünya Kupası’na gidememesiyle ilgili gelen soruyu yanıtlayan deneyimli Teknik Direktör Ünal Karaman, “Yani şimdi öyle bir soru sordunuz ki. Ayak üstü cevaplanacak bir soru değil ama küçük bir şekilde ifade edeyim. Tabi bu soruda milli maçta aldığımız sonuca göre bakmamak lazım. Daha geniş bir çerçevede değerlendirmek lazım. Bu sadece milli takımda oynayan oyuncularımızın aldığı başarı ya da başarısızlık değil. Bu toplumsal yaşadığımız sıkıntıların, dejenerasyonun, kültürel erozyonun, eğitimi ikinci plana itip daha çok şov boyutunu ilk plana çıkartmamızın bir sonucu bu. Yani bazılarına göre başarıdır bazılarına göre başarısızlıktır. Bu sonuçlar üzerinden hala bir kültürel yıkım üzerine gidiyoruz. Yani suçlu aramaya gayret gösteriyoruz. Oyuncuyu gösteriyoruz, hocayı gösteriyoruz, basını gösteriyoruz. Sportif alfabeyi bir gözden geçirmemiz gerekiyor. Yani sporcu duruşu, eğitimi, tesisleri, federasyonun bakışı, ekonomik boyutu yani daha geniş perspektifte değerlendirilmesi gerekiyor. Tabi ki katılamamak üzücü, elimize gelen önemli bir fırsat vardı, değerlendirememek üzücü. Ama neticesinde bu bir oyun ve inanıyorum ki teknik kadro da futbolcularımız da önce kendilerini sonra gönül veren milleti güldürme adına sahaya çıkmışlardı ama istenilen sonuç elde edilemedi” dedi.
“Ülke olarak yaşadığımız sıkıntıların sahaya yansımasıdır diye düşünüyorum”
Futbola gönül veren kişilerin öncelikle ay yıldıza sadakati ve kendisine ekmek yediren spora olan saygısından dolayı daha sıkı sarılarak şov ve görsellik boyutunu ikinci plana atmaları gerektiğini dile getiren Karaman, “İş üretecek bireyler haline dönmemiz gerekiyor. Biz ne isek futbolcularımız o arkadaşlar. Siz ne iseniz futbolcularımız o. Dolayısıyla ben siyasetçisini, doktorunu, avukatını, sporcusunu ayırmıyorum. Bu gidişin ülke olarak yaşadığımız sıkıntıların sahaya yansımasıdır diye düşünüyorum. Bir birey olarak bu elde edilen başarı ve ya başarısızlık hangisinde siz yer alıyorsanız, başta sorumlusu da benim diyorum. Sizsiniz diyorum ve bu ülke çatısı altında yaşayan insanlardır diyorum” diye konuştu.
“Kimse Lucescu’nun boğazına yapışıp da kafasına silah dayayıp da ’Milli Takımın hocası olacaksın’ dememiştir”
Teknik olarak görev aldığı zamanlarda da hiçbir zaman yabancı demediğini dile getiren Ünal Karaman, “Hiçbir zaman yabancı demedim. Onlar bizim misafirlerimiz ve hepsine kontenjan oyuncusu dedim. Şimdi A Milli Takım Teknik Direktörü Mircea Lucescu’yu TFF tercih etmiştir. Burada konu Lucescu değildir. Tartışılacak olan Lucescu değildir. Lucescu teknik direktördür, dünyada her insanın teklif aldığı gibi teklif almıştır. Kimse onun boğazına yapışıp da kafasına silah dayayıp da milli takımın hocası olacaksın dememiştir. Biz getiren sistemi tartışabiliriz kendi bünyemizde. Benim ondan dolayı gönlümde volkan patlıyor, patlamalar yaşıyorum, üzüntü duyuyorum, acı çekiyorum ama Lucescu hocamdır. Milli takımın hocasıdır, herkesin olduğu gibi benim de hocamdır, ben o saygıyı gösteririm. Önemli olan Lucescu’yu buraya getiren sebepleri tartışmak. Onu buraya getiren zihniyet hangi plan program çerçevesinde kararlar aldı onun tartışmasını yapıp sonucunu bulmaya gayret göstermek. Yoksa bireyler üzerinden tartışmaya gidecek olursak iki adım öteye yol almamız söz konusu değil” şeklinde konuştu.
“Yabancı kuralı bir rekabettir”
Yabancı kuralının bir rekabet olduğunu ifade eden Karaman, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu bir rekabet ise futbol ortamında insanların dünyanın her yerinde futbol oynama serbestisi vardır. Altınordu kulübü bir tane yabancı kullanmıyor ve kimse ona demiyor ki kardeşim niye yabancı oyuncu kullanmıyorsun ve ya kontenjan oyuncusu kullanmıyorsun. Dolayısıyla bu bir arz talep meselesidir. Sen altyapılarına inşallah günün birinde eğilip de donanımlı hocalarla beraber hem Türk futboluna hem vatanına, bayrağına hizmet edecek nesiller yetiştirebilecek hocalarla beraber hem kulüpleri hem de milli takımları donatırsan bu sorunları tartışmamış oluruz. Tamam bir serbestlik vardır ama alma zorunluluğu yoktur. Canın isterse alabiliyorsun. Kulüpler işte daha geniş perspektifte baktığın zamanda nemalanan insanların fazlalaştığı ölçü içerisinde bu tarz sıkıntıları maalesef yaşayacağız demektir.”
“İnsanın yüreği engelli olmasın, yüreği sağlam olduktan sonra fiziksel engeller çok sorun değil”
Ampute Milli takımının gösterdiği başarıdan dolayı ayakta alkışladığını söyleyen Teknik Direktör Ünal Karaman, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Ayakta alkışlıyorum, saygı duyuyorum. Dolayısıyla engeller birçok kişinin yaşamalarının önüne geçecek bir durum değil. İnsanın yüreği engelli olmasın, yüreği sağlam olduktan sonra fiziksel engeller çok sorun değil. Onlar canlarımız, Allah onlardan razı olsun. O konu tartışılacak bir konu değil. Şayet o bayrağı göğsüne geçirdiği anda tüyleri diken diken olmuyorsa, İstiklal Marşı okunurken tüyleri diken diken olmuyorsa, ben orada primi konuşmam, zaten o ay yıldızı göğsüne geçirdiğinde en büyük primi almıştır oyuncu benim gözümde sonrası hava civadır.”
“Sportif alfabeyi bir gözden geçirmemiz gerekiyor”
A Milli Futbol Takımı’nın Rusya’da düzenlenecek olan 2018 Dünya Kupası’na gidememesiyle ilgili gelen soruyu yanıtlayan deneyimli Teknik Direktör Ünal Karaman, “Yani şimdi öyle bir soru sordunuz ki. Ayak üstü cevaplanacak bir soru değil ama küçük bir şekilde ifade edeyim. Tabi bu soruda milli maçta aldığımız sonuca göre bakmamak lazım. Daha geniş bir çerçevede değerlendirmek lazım. Bu sadece milli takımda oynayan oyuncularımızın aldığı başarı ya da başarısızlık değil. Bu toplumsal yaşadığımız sıkıntıların, dejenerasyonun, kültürel erozyonun, eğitimi ikinci plana itip daha çok şov boyutunu ilk plana çıkartmamızın bir sonucu bu. Yani bazılarına göre başarıdır bazılarına göre başarısızlıktır. Bu sonuçlar üzerinden hala bir kültürel yıkım üzerine gidiyoruz. Yani suçlu aramaya gayret gösteriyoruz. Oyuncuyu gösteriyoruz, hocayı gösteriyoruz, basını gösteriyoruz. Sportif alfabeyi bir gözden geçirmemiz gerekiyor. Yani sporcu duruşu, eğitimi, tesisleri, federasyonun bakışı, ekonomik boyutu yani daha geniş perspektifte değerlendirilmesi gerekiyor. Tabi ki katılamamak üzücü, elimize gelen önemli bir fırsat vardı, değerlendirememek üzücü. Ama neticesinde bu bir oyun ve inanıyorum ki teknik kadro da futbolcularımız da önce kendilerini sonra gönül veren milleti güldürme adına sahaya çıkmışlardı ama istenilen sonuç elde edilemedi” dedi.
“Ülke olarak yaşadığımız sıkıntıların sahaya yansımasıdır diye düşünüyorum”
Futbola gönül veren kişilerin öncelikle ay yıldıza sadakati ve kendisine ekmek yediren spora olan saygısından dolayı daha sıkı sarılarak şov ve görsellik boyutunu ikinci plana atmaları gerektiğini dile getiren Karaman, “İş üretecek bireyler haline dönmemiz gerekiyor. Biz ne isek futbolcularımız o arkadaşlar. Siz ne iseniz futbolcularımız o. Dolayısıyla ben siyasetçisini, doktorunu, avukatını, sporcusunu ayırmıyorum. Bu gidişin ülke olarak yaşadığımız sıkıntıların sahaya yansımasıdır diye düşünüyorum. Bir birey olarak bu elde edilen başarı ve ya başarısızlık hangisinde siz yer alıyorsanız, başta sorumlusu da benim diyorum. Sizsiniz diyorum ve bu ülke çatısı altında yaşayan insanlardır diyorum” diye konuştu.
“Kimse Lucescu’nun boğazına yapışıp da kafasına silah dayayıp da ’Milli Takımın hocası olacaksın’ dememiştir”
Teknik olarak görev aldığı zamanlarda da hiçbir zaman yabancı demediğini dile getiren Ünal Karaman, “Hiçbir zaman yabancı demedim. Onlar bizim misafirlerimiz ve hepsine kontenjan oyuncusu dedim. Şimdi A Milli Takım Teknik Direktörü Mircea Lucescu’yu TFF tercih etmiştir. Burada konu Lucescu değildir. Tartışılacak olan Lucescu değildir. Lucescu teknik direktördür, dünyada her insanın teklif aldığı gibi teklif almıştır. Kimse onun boğazına yapışıp da kafasına silah dayayıp da milli takımın hocası olacaksın dememiştir. Biz getiren sistemi tartışabiliriz kendi bünyemizde. Benim ondan dolayı gönlümde volkan patlıyor, patlamalar yaşıyorum, üzüntü duyuyorum, acı çekiyorum ama Lucescu hocamdır. Milli takımın hocasıdır, herkesin olduğu gibi benim de hocamdır, ben o saygıyı gösteririm. Önemli olan Lucescu’yu buraya getiren sebepleri tartışmak. Onu buraya getiren zihniyet hangi plan program çerçevesinde kararlar aldı onun tartışmasını yapıp sonucunu bulmaya gayret göstermek. Yoksa bireyler üzerinden tartışmaya gidecek olursak iki adım öteye yol almamız söz konusu değil” şeklinde konuştu.
“Yabancı kuralı bir rekabettir”
Yabancı kuralının bir rekabet olduğunu ifade eden Karaman, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu bir rekabet ise futbol ortamında insanların dünyanın her yerinde futbol oynama serbestisi vardır. Altınordu kulübü bir tane yabancı kullanmıyor ve kimse ona demiyor ki kardeşim niye yabancı oyuncu kullanmıyorsun ve ya kontenjan oyuncusu kullanmıyorsun. Dolayısıyla bu bir arz talep meselesidir. Sen altyapılarına inşallah günün birinde eğilip de donanımlı hocalarla beraber hem Türk futboluna hem vatanına, bayrağına hizmet edecek nesiller yetiştirebilecek hocalarla beraber hem kulüpleri hem de milli takımları donatırsan bu sorunları tartışmamış oluruz. Tamam bir serbestlik vardır ama alma zorunluluğu yoktur. Canın isterse alabiliyorsun. Kulüpler işte daha geniş perspektifte baktığın zamanda nemalanan insanların fazlalaştığı ölçü içerisinde bu tarz sıkıntıları maalesef yaşayacağız demektir.”
“İnsanın yüreği engelli olmasın, yüreği sağlam olduktan sonra fiziksel engeller çok sorun değil”
Ampute Milli takımının gösterdiği başarıdan dolayı ayakta alkışladığını söyleyen Teknik Direktör Ünal Karaman, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Ayakta alkışlıyorum, saygı duyuyorum. Dolayısıyla engeller birçok kişinin yaşamalarının önüne geçecek bir durum değil. İnsanın yüreği engelli olmasın, yüreği sağlam olduktan sonra fiziksel engeller çok sorun değil. Onlar canlarımız, Allah onlardan razı olsun. O konu tartışılacak bir konu değil. Şayet o bayrağı göğsüne geçirdiği anda tüyleri diken diken olmuyorsa, İstiklal Marşı okunurken tüyleri diken diken olmuyorsa, ben orada primi konuşmam, zaten o ay yıldızı göğsüne geçirdiğinde en büyük primi almıştır oyuncu benim gözümde sonrası hava civadır.”
Kaynak: İHA