Özköylü Sivasspor'a Sitemle Veda Etti
TFF 1.Lig ekiplerinden Sivasspor’da teknik direktör Osman Özköylü ile karşılıklı anlaşarak yollar ayrıldı. Teknik Direktör Osman Özköylü, "Guardiola’yı, Mourinho’yu getirsen fark etmez. Benim gönderilmem yanlış" dedi.
TFF 1. Lig’e şampiyonluk iddiasıyla başlayan ancak ligde geride kalan 5 haftada 4 puan toplayarak küme düşme hattının üzerinde yer alan Sivasspor’da alınan kötü sonuçların ardından Teknik Direktör Osman Özköylü ile karşılıklı anlaşılarak yollar ayrıldı. Düzenlediği basın toplantısında Sivasspor’a veda eden Özköylü, "Büyük bir arzuyla gelmiş olduğumuz Sivasspor teknik direktörlük görevinden bugün itibariyle yönetimle karşılıklı olarak yapmış olduğum görüşme sonucunda ayrılma kararı aldık. Bu tür durumlar futbolun içinde olağan şeyler ama ben alışık değilim, ben başarısız sonuçlardan dolayı ilk defa bir kulüpten ayrılıyorum. Daha önce ayrılmış olduğum kulüpler var ama kimisinde liderken, kimisinde üçüncüyken, kimisinde dördüncüyken ayrıldım. Bunların hepsinde yönetimle olan fikir ayrılıklarından kaynaklanan problemlerden dolayı ayrıldım. İlk defa kötü sonuçlarla alakalı antrenörlük hayatımda böyle bir dönem yaşadım. Bu da Sivasspor’a denk geldi. Gerçekten çok büyük bir özveriyle 3 aydır gecemizi, gündüzümüze katarak bu takımın başarısı tekrar Süper Lig’e çıkması için ekibimle beraber çok ciddi bir mesai harcadık. Çoğu zaman evimize gitmedik. Üç haftadır ben evime gitmiyorum. Bu sıkıntılı süreçte kulübümüze daha faydalı olalım, oyuncularımızla birlik ve beraberlik içinde bu süreci daha iyi geçirelim diye ama bazen bu tür durumlar olabiliyor. İstemesek de yaşanabiliyor. Bu durumda en az suçlulardan bir tanesi ben ve teknik ekibim durumundayken maalesef futbolda bu tür sonuçlardan sonra fatura teknik adama çıkıyor" diye konuştu.
"Oynatmak istediğimiz sistem kabul görmedi"
Kendisinin görevde kaldığı sürece yanlışlarının olabileceğini belirten Özköylü, "Ama oynatmak istediğimiz oyun sistemi ilk günden bu yana kabul görmedi. Yönetim bazında da sitemler oldu. Biz buyuz. Bu ligde şampiyonluklar kazandık. Play-Off oynadık. Bu sistemle başardık. Bu sistem her zaman dünya futbolunda dünyanın en önde gelen kulüplerinin oynadığı sistem. Tabi ki bu sistemi uygulayacak olan oyuncular sahada biz konuda kamp dönemini çok iyi geçirmemize rağmen, kamp döneminde sisteme çok uygun maçlar oynamamıza rağmen ligde bunu tam olarak istediğimiz gibi yerine getiremedik. Ama kaybettiğimiz her maç dahil oynadığımız her maçta kazanmaya en yakın olan taraf bizdik. Maalesef çok basit bireysel hatalar ve yapmış olduğumuz en ufak hatanın kalemizde gol olması birazda bizim şanssızlığımız. Bunu ben sistemle, teknik adamla, taktikle bağdaştırmıyorum. Üzerimizde farklı bir etki mi var, baskı mı var. Bilmiyorum" diye konuştu.
"Türk futbolunun en önemli sorunu istikrar"
Şampiyonluklar yaşamış bir hoca olarak Sivasspor’un başına geldiğini aktaran Özköylü, takımı hedefe götürecek hoca olarak tercih edildiğini, çok çalıştığını ve vicdanen rahat olduğunu ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü.
"Bazen istediğiniz şeyleri uygulamaya getiremiyorsunuz. Olmuyor. Çünkü uygulayıcı siz değilsiniz. Uygulatıcı sizsiniz ama ne kadar bunu siz çok yapmak isteseniz de sahada bunun karşılığını alamadığınız zaman sonuç hocaya çıkıyor. Türk futbolunun en büyük sıkıntılarından biri bu istikrarsızlık hep sonuca dayalı bir sistemin olması sonuçlar gelmediği zaman taraftar baskısı yönetim bundan etkileniyor. Yönetimin beklentileri çok yüksek bunlar hep sorun oluşturuyor. Görüyorsunuz İtalya Milli Takımı’nın teknik direktörü Chelsea’nin başına geldi. Ama sonuçlar kötü. Jose Mourinho Manchester United’da üç tane resmi maç arka arka kaybetmiş elinde olağanüstü oyuncular olan bir teknik direktör o da başarısız oluyor ama hala işinin başında yani burada işin kolayına kaçıyoruz bazen sorumlu bulup, suçlu bulup hemen ’hoca gitsin yenisi gelsin’ bu da çözüm değil. Bu çözüm olsaydı bu takım geçen sene küme düşmezdi. Üç tane hoca değiştirmiş yine de küme düşmüş bu takım. Burada asıl doğru olan istikrar biz dünya futbolunu da takip ediyoruz oradaki gelişmeleri görüyoruz. Şu anda Almanya’nın en fazla seyircisi olan kulüplerden bir tanesi Schalke 5’de sıfır ile gidiyor ama yönetim ’hocamızla yola devam edeceğiz’ diye açıklama yapıyor. Düşünebiliyor musunuz? Türkiye’de 5’de sıfır yapan bir hocanın akıbetini ben Osmanlıspor’dan 14’üncü haftada liderken ayrıldım. Şimdi bir başarısızlık var ama Osmanlıspor’dan liderken ayrıldım. Bu Türk futbolunun maalesef kanayan yarası yöneticilerin bu anlamda planlama eksikliği veya etki altında kalması yanlışlara bu götürüyor kulüpleri. Eğer bir hocaya inanıyorsanız ve güveniyorsanız ve o hocanın başarıları varsa o zaman bu hoca konusunda ısrarlı ve tutucu olacaksınız. Bunu yapmadığınız zaman kulüpler bu problemi her zaman yaşıyorlar ve yaşamaya devam edecek."
"Futbolcular Süper Lig’den bu lige gelemediler"
Takımın ve futbolcuların Süper Lig travması yaşadığını ifade eden Özköylü, "Hala oradalar, hala bu lige gelemediler. Geçen senede bu takım rahatlıkla alırız, yaparız, biz iyi takımız diye düştü. Ama iyi takım olmak yetmiyor. İyi olduğunu sahada göstermek lazım. Bu lig kaosun olduğu bir lig, bu ligde kaos futbolu oynanıyor. Biz bu kaosun içinde futbol oynatmaya çalıştık. İyi futbol, göze hoş gelen futbol oynatmaya çalıştık. Ama burada 10 kişi savunma yapıp bir tane hızlı hücum yakalayıp gol atan takımlar sonuç almaya çalışıyor. Bu da bizim Türk futbolunun en büyük sıkıntılarından bir tanesi. Biz Borussia Dortmund takımının oynadığı sistemi oynatmaya çalışıyoruz. Hep kurduk hep de başarılı olduk. Ama maalesef burada o sistemi kurma konusunda uygulatma konusunda o uygulamanın geri dönüşü konusunda sıkıntılar yaşadık. En büyük problem bu oldu. Oyuncularımız bu sisteme tam olarak inanmış olsalardı inanın biz her takımı rahat rahat yenerdik. Ama ilk maçı Bolu maçından oyuncuların lige küçümseyerek girmesi nasıl olsa kazanırız havasında çıkmaları Denizli maçından sonra futbolcular da itiraf etti. ’Biz maça gitmeden 7 puanı yapmıştık maçı kazanmıştık’. Bu ligde veya başka bir ligde oynanmadan maç kazanılmıyor. Bunu herkesin öğrenmesi lazım, bilmesi lazım. Çünkü herkes mücadele ediyor, sahada gayret gösteriyor. Herkes antrenman yapıyor. Orada senin farkın kaliteni ortaya koyacaksın, mücadeleni yapacaksın. Sonucu o getirecek. Maalesef bunların sıkıntılarını yaşadık. İnşallah bundan sonraki süreçte bunu yaşamazlar yaşamaya devam ederlerse aynı ruh halinde olurlarsa üzülerek söylüyorum aynı senaryo devam eder" ifadelerini kullandı.
"Guardiola’yı, Mourinho’yu da getirsen fark etmez"
Futbolcuya dayalı düzenden kurtulmanın gerektiğinin altını çizen Özköylü, "Benim bugün ayrılmam yanlış. Bu futbolcuya kolaylık sağlar. Eğer futbolcu kendi adına bundan bir pay çıkarmazsa bu sorun devam eder. Buraya Guardiola’yı getir, Mourinho’yu getir hiçbir şey fark etmez. Çünkü oyuncu sisteme uymak istemiyor. Genel olarak Türk toplumunda böyle bir hastalık vardır. Bir düzene uymak istemiyoruz. Alman milli takımının en yetenekli oyuncusu Mesut Özil Türk, adamların bir tane yetenekli oyuncusu yok. Yetenekli oyuncusu çıkmıyor ama hepsi disiplinli ve fiziksel olarak güçlü oyuncular o sayede Dünya Şampiyonu oluyorlar. Hepsi sistem sistemden kimse şaşamıyor orada şaşanı hemen sistemden dışarı atıyorlar. Bizim burada öyle bir şansımız yok ki mecbur adamı zorla sisteme uydurmaya çalışıyoruz. Uymadığı zaman hoca gitsin. Kolayı buysa o zaman herkes devam etsin" dedi.
"Oynatmak istediğimiz sistem kabul görmedi"
Kendisinin görevde kaldığı sürece yanlışlarının olabileceğini belirten Özköylü, "Ama oynatmak istediğimiz oyun sistemi ilk günden bu yana kabul görmedi. Yönetim bazında da sitemler oldu. Biz buyuz. Bu ligde şampiyonluklar kazandık. Play-Off oynadık. Bu sistemle başardık. Bu sistem her zaman dünya futbolunda dünyanın en önde gelen kulüplerinin oynadığı sistem. Tabi ki bu sistemi uygulayacak olan oyuncular sahada biz konuda kamp dönemini çok iyi geçirmemize rağmen, kamp döneminde sisteme çok uygun maçlar oynamamıza rağmen ligde bunu tam olarak istediğimiz gibi yerine getiremedik. Ama kaybettiğimiz her maç dahil oynadığımız her maçta kazanmaya en yakın olan taraf bizdik. Maalesef çok basit bireysel hatalar ve yapmış olduğumuz en ufak hatanın kalemizde gol olması birazda bizim şanssızlığımız. Bunu ben sistemle, teknik adamla, taktikle bağdaştırmıyorum. Üzerimizde farklı bir etki mi var, baskı mı var. Bilmiyorum" diye konuştu.
"Türk futbolunun en önemli sorunu istikrar"
Şampiyonluklar yaşamış bir hoca olarak Sivasspor’un başına geldiğini aktaran Özköylü, takımı hedefe götürecek hoca olarak tercih edildiğini, çok çalıştığını ve vicdanen rahat olduğunu ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü.
"Bazen istediğiniz şeyleri uygulamaya getiremiyorsunuz. Olmuyor. Çünkü uygulayıcı siz değilsiniz. Uygulatıcı sizsiniz ama ne kadar bunu siz çok yapmak isteseniz de sahada bunun karşılığını alamadığınız zaman sonuç hocaya çıkıyor. Türk futbolunun en büyük sıkıntılarından biri bu istikrarsızlık hep sonuca dayalı bir sistemin olması sonuçlar gelmediği zaman taraftar baskısı yönetim bundan etkileniyor. Yönetimin beklentileri çok yüksek bunlar hep sorun oluşturuyor. Görüyorsunuz İtalya Milli Takımı’nın teknik direktörü Chelsea’nin başına geldi. Ama sonuçlar kötü. Jose Mourinho Manchester United’da üç tane resmi maç arka arka kaybetmiş elinde olağanüstü oyuncular olan bir teknik direktör o da başarısız oluyor ama hala işinin başında yani burada işin kolayına kaçıyoruz bazen sorumlu bulup, suçlu bulup hemen ’hoca gitsin yenisi gelsin’ bu da çözüm değil. Bu çözüm olsaydı bu takım geçen sene küme düşmezdi. Üç tane hoca değiştirmiş yine de küme düşmüş bu takım. Burada asıl doğru olan istikrar biz dünya futbolunu da takip ediyoruz oradaki gelişmeleri görüyoruz. Şu anda Almanya’nın en fazla seyircisi olan kulüplerden bir tanesi Schalke 5’de sıfır ile gidiyor ama yönetim ’hocamızla yola devam edeceğiz’ diye açıklama yapıyor. Düşünebiliyor musunuz? Türkiye’de 5’de sıfır yapan bir hocanın akıbetini ben Osmanlıspor’dan 14’üncü haftada liderken ayrıldım. Şimdi bir başarısızlık var ama Osmanlıspor’dan liderken ayrıldım. Bu Türk futbolunun maalesef kanayan yarası yöneticilerin bu anlamda planlama eksikliği veya etki altında kalması yanlışlara bu götürüyor kulüpleri. Eğer bir hocaya inanıyorsanız ve güveniyorsanız ve o hocanın başarıları varsa o zaman bu hoca konusunda ısrarlı ve tutucu olacaksınız. Bunu yapmadığınız zaman kulüpler bu problemi her zaman yaşıyorlar ve yaşamaya devam edecek."
"Futbolcular Süper Lig’den bu lige gelemediler"
Takımın ve futbolcuların Süper Lig travması yaşadığını ifade eden Özköylü, "Hala oradalar, hala bu lige gelemediler. Geçen senede bu takım rahatlıkla alırız, yaparız, biz iyi takımız diye düştü. Ama iyi takım olmak yetmiyor. İyi olduğunu sahada göstermek lazım. Bu lig kaosun olduğu bir lig, bu ligde kaos futbolu oynanıyor. Biz bu kaosun içinde futbol oynatmaya çalıştık. İyi futbol, göze hoş gelen futbol oynatmaya çalıştık. Ama burada 10 kişi savunma yapıp bir tane hızlı hücum yakalayıp gol atan takımlar sonuç almaya çalışıyor. Bu da bizim Türk futbolunun en büyük sıkıntılarından bir tanesi. Biz Borussia Dortmund takımının oynadığı sistemi oynatmaya çalışıyoruz. Hep kurduk hep de başarılı olduk. Ama maalesef burada o sistemi kurma konusunda uygulatma konusunda o uygulamanın geri dönüşü konusunda sıkıntılar yaşadık. En büyük problem bu oldu. Oyuncularımız bu sisteme tam olarak inanmış olsalardı inanın biz her takımı rahat rahat yenerdik. Ama ilk maçı Bolu maçından oyuncuların lige küçümseyerek girmesi nasıl olsa kazanırız havasında çıkmaları Denizli maçından sonra futbolcular da itiraf etti. ’Biz maça gitmeden 7 puanı yapmıştık maçı kazanmıştık’. Bu ligde veya başka bir ligde oynanmadan maç kazanılmıyor. Bunu herkesin öğrenmesi lazım, bilmesi lazım. Çünkü herkes mücadele ediyor, sahada gayret gösteriyor. Herkes antrenman yapıyor. Orada senin farkın kaliteni ortaya koyacaksın, mücadeleni yapacaksın. Sonucu o getirecek. Maalesef bunların sıkıntılarını yaşadık. İnşallah bundan sonraki süreçte bunu yaşamazlar yaşamaya devam ederlerse aynı ruh halinde olurlarsa üzülerek söylüyorum aynı senaryo devam eder" ifadelerini kullandı.
"Guardiola’yı, Mourinho’yu da getirsen fark etmez"
Futbolcuya dayalı düzenden kurtulmanın gerektiğinin altını çizen Özköylü, "Benim bugün ayrılmam yanlış. Bu futbolcuya kolaylık sağlar. Eğer futbolcu kendi adına bundan bir pay çıkarmazsa bu sorun devam eder. Buraya Guardiola’yı getir, Mourinho’yu getir hiçbir şey fark etmez. Çünkü oyuncu sisteme uymak istemiyor. Genel olarak Türk toplumunda böyle bir hastalık vardır. Bir düzene uymak istemiyoruz. Alman milli takımının en yetenekli oyuncusu Mesut Özil Türk, adamların bir tane yetenekli oyuncusu yok. Yetenekli oyuncusu çıkmıyor ama hepsi disiplinli ve fiziksel olarak güçlü oyuncular o sayede Dünya Şampiyonu oluyorlar. Hepsi sistem sistemden kimse şaşamıyor orada şaşanı hemen sistemden dışarı atıyorlar. Bizim burada öyle bir şansımız yok ki mecbur adamı zorla sisteme uydurmaya çalışıyoruz. Uymadığı zaman hoca gitsin. Kolayı buysa o zaman herkes devam etsin" dedi.
Kaynak: İHA