'Karanlık Pistlerin' Yıldızı Semih Deniz
2016 Rio Paralimpik Oyunları'nda erkekler 1500 metrede bronz madalya alan görme engelli milli atlet Semih Deniz, Türkiye'ye bu kategorideki ilk madalyasını kazandırdı Semih Deniz:'Bir olimpiyat madalyam yoktu, Allah'ın izniyle o da oldu' 'Koşarken nasıl gittiğimi biliyorum, sadece ayak sesleri ve nefes alışlarını duyuyorum, bir de tribündeki atmosferi hissedebiliyorum' Anne Nebahat Deniz: 'Semih daha önce kendisiyle barışık bir çocuk değildi, spora başladıktan sonra kendine güveni geldi'.
İLKNUR ÇETİNBAŞ - 2016 Rio Paralimpik Oyunları'nda, erkekler 1500 metrede bronz madalya alan görme engelli milli atlet Semih Deniz, Türk spor tarihine geçti.
Türkiye'ye paralimpik oyunlar tarihinde, atletizmdeki ilk madalyasını kazandıran Semih Deniz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çok mutlu olduğunu belirterek, 'Bir olimpiyat madalyam yoktu, Allah'ın izniyle o da oldu.' dedi.
Halk arasında 'tavuk karası' olarak bilinen gece körlüğü nedeniyle görme engelli olduğunu ve hastalığının sürekli ilerlediğini dile getiren Semih, 'Bizi, Uluslararası Paralimpik Komitesi sınıflandırıyor. Spora başladığımda B2, yani az görenler sınıfındaydım. Şu an B1 kategorisinde, hiç görmeyen sınıfındayım. Çevremi sadece karaltı şeklinde görebiliyorum.' diye konuştu.
Bursa doğumlu 27 yaşındaki sporcu, 9 yıldır milli olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
'Görme engelim doğuştan. Çocukluğum top oynayarak geçti, gündüz görebiliyordum ama gece gece göremiyordum. Bir süre sonra mahallede alay konusu olmaya başladım, bu da benim psikolojimi bozdu. 15-16 yaşlarında lise 2. sınıftayken doktor ileride hiç göremeyeceğimi söyledi. Bu hayatımı bir anda değiştirdi. Psikolojik sorunlar yaşadım, eve kapandım, okulu bıraktım. Ailemin sayesinde sıkıntıları atlattım. Annem beni hep görme engelliler derneğine götürmek istiyordu ama ben reddediyordum, kavga ediyorduk. Nasıl olduysa bir gün uyku sersemi beni ikna etti ve gözümü bir açtım ki körler derneğindeyim.'
- 'Daha zor durumda olan insanları görünce halime şükrettim'
Semih Deniz, dernekte daha zor durumda olan insanları görünce haline şükrettiğini ve o günden sonra spora başladığını anlattı.
Türkiye Görme Engelliler Spor Federasyonu bünyesindeki 7 branşı da yaptığını ve en çok atletizmi sevdiğini belirten Semih, 9 yıldır koştuğunu söyledi.
Çankaya Belediyesi Görme Engelliler Spor Kulübüne transfer olunca Ankara'ya yerleştiğini kaydeden milli sporcu, '6,5 yıldır Ankara'da yaşıyorum. Üç Avrupa şampiyonluğum, 1 Avrupa ikinciliğim, 2 dünya şampiyonluğum ve 2 de dünya oyunları şampiyonluğum var. Bir olimpiyat madalyam yoktu, Allah'ın izniyle o da oldu. Son iki yıldır ülkemi en iyi şekilde temsil ettiğimi düşünüyorum. Rio'da da keşke daha iyisini yapıp, İstiklal Marşımızı okutabilseydim ama elimizden bu kadar geldi.' ifadelerini kullandı.
- 'Partnerimle mükemmel bir uyum içindeyiz'
Yarışlarda bir partner eşliğinde koşan Semih Deniz, şöyle konuştu:
'Koşarken nasıl gittiğimi biliyorum, sadece ayak sesleri ve nefes alışlarını duyuyorum, bir de tribündeki atmosferi hissedebiliyorum. Partnerim Muhammet Emin Tan, yarış sırasında 'çok iyi gidiyorsun' diye beni motive ediyordu. Çizgiyi geçtik, maskeyi çıkardım 'ne yaptık' dedim. Muhammet, '4.05 koştuk' dedi. Ben de 'oğlum kaçıncı olduk onu söyle dedim', '3. olduk' deyince birbirimize sarıldık.'
Partneriyle mükemmel bir uyum içinde olduklarını anlatan Semih, 'Muhammet, 3 bin engellide Avrupa ikincisi ve Türkiye rekortmeni bir atlet. Öğretmenlik okudu ve gelecek yıl ataması var. Onun gibi biriyle tanıştığım için çok mutluyum çünkü çok karakterli bir insan. Her şeyi birlikte yapıyoruz, o koşmasa ben koşamam. İlk turlarda genelde ben götürüyorum ama belli bir süre sonra o beni çekmeye başlıyor. Yarış sırasında bir iple bağlıyız, bir ucundan o, diğer ucundan ben tutuyorum. Yanyana ritmimiz o kadar iyi ki, tribünlerden tek kişi gibi gözüküyormuşuz.' ifadelerini kullandı.
Rio'ya hazırlık döneminde istedikleri kampları yapamadıklarını kaydeden Semih, 'Kenya kampı için söz vermişlerdi ancak bir sürü bahaneyle bizi götürmediler. Kimseye sitem etmedik, işimize baktık ama daha iyi imkanlar sağlansaydı daha iyi başarılar elde ederdik.' değerlendirmesinde bulundu.
- Anne Nebahat Deniz: 'Çok şey paylaştık bu yolda'
Semih'in annesi Nebahat Deniz de çok mutlu ve gururlu olduklarını söyledi.
Rio'a hazırlık döneminde oğullarını hiç göremediklerini, sadece telefonla konuşabildiklerini anlatan Deniz, 'Her türlü zorluğa rağmen ailece onun arkasındayız. Semih sporu seviyor, güzel yerlere gelmesi bizim de çok hoşumuza gidiyor. Anne baba olarak evladını güzel yerlerde görmeyi herkes ister.' dedi.
Oğullarıyla iyi günleri de kötü günleri de birlikte yaşadıklarını dile getiren anne Deniz, 'O ağladı biz ağladık, biz güldük o da güldü. Çok şey paylaştık bu yolda. Semih daha önce kendisiyle barışık bir çocuk değildi, spora başladıktan sonra kendine güveni geldi.' diye konuştu.
Semih'i Bursa'daki Altınokta Körler Derneğine gitmesi için çok zor ikna ettiğini, oğlunun evden çıkmak istemediğini vurgulayan Deniz, 'Lise yıllarına kadar çok iyi gitti ama liseden sonra psikolojisi bozuldu. Oralardan bu günlere geldik. Semih'in annesi olduğum için çok gururluyum, iyi ki de benim oğlum.' ifadelerini kullandı.
Engelli çocuğu olan ailelere seslenen Deniz, 'Çocuklarını mutlaka dışarı çıkarsınlar, eve kapatmasınlar. Onlara hayatı yaşama imkanı sunsunlar.' şeklinde görüşlerini aktardı.
Türkiye'ye paralimpik oyunlar tarihinde, atletizmdeki ilk madalyasını kazandıran Semih Deniz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çok mutlu olduğunu belirterek, 'Bir olimpiyat madalyam yoktu, Allah'ın izniyle o da oldu.' dedi.
Halk arasında 'tavuk karası' olarak bilinen gece körlüğü nedeniyle görme engelli olduğunu ve hastalığının sürekli ilerlediğini dile getiren Semih, 'Bizi, Uluslararası Paralimpik Komitesi sınıflandırıyor. Spora başladığımda B2, yani az görenler sınıfındaydım. Şu an B1 kategorisinde, hiç görmeyen sınıfındayım. Çevremi sadece karaltı şeklinde görebiliyorum.' diye konuştu.
Bursa doğumlu 27 yaşındaki sporcu, 9 yıldır milli olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
'Görme engelim doğuştan. Çocukluğum top oynayarak geçti, gündüz görebiliyordum ama gece gece göremiyordum. Bir süre sonra mahallede alay konusu olmaya başladım, bu da benim psikolojimi bozdu. 15-16 yaşlarında lise 2. sınıftayken doktor ileride hiç göremeyeceğimi söyledi. Bu hayatımı bir anda değiştirdi. Psikolojik sorunlar yaşadım, eve kapandım, okulu bıraktım. Ailemin sayesinde sıkıntıları atlattım. Annem beni hep görme engelliler derneğine götürmek istiyordu ama ben reddediyordum, kavga ediyorduk. Nasıl olduysa bir gün uyku sersemi beni ikna etti ve gözümü bir açtım ki körler derneğindeyim.'
- 'Daha zor durumda olan insanları görünce halime şükrettim'
Semih Deniz, dernekte daha zor durumda olan insanları görünce haline şükrettiğini ve o günden sonra spora başladığını anlattı.
Türkiye Görme Engelliler Spor Federasyonu bünyesindeki 7 branşı da yaptığını ve en çok atletizmi sevdiğini belirten Semih, 9 yıldır koştuğunu söyledi.
Çankaya Belediyesi Görme Engelliler Spor Kulübüne transfer olunca Ankara'ya yerleştiğini kaydeden milli sporcu, '6,5 yıldır Ankara'da yaşıyorum. Üç Avrupa şampiyonluğum, 1 Avrupa ikinciliğim, 2 dünya şampiyonluğum ve 2 de dünya oyunları şampiyonluğum var. Bir olimpiyat madalyam yoktu, Allah'ın izniyle o da oldu. Son iki yıldır ülkemi en iyi şekilde temsil ettiğimi düşünüyorum. Rio'da da keşke daha iyisini yapıp, İstiklal Marşımızı okutabilseydim ama elimizden bu kadar geldi.' ifadelerini kullandı.
- 'Partnerimle mükemmel bir uyum içindeyiz'
Yarışlarda bir partner eşliğinde koşan Semih Deniz, şöyle konuştu:
'Koşarken nasıl gittiğimi biliyorum, sadece ayak sesleri ve nefes alışlarını duyuyorum, bir de tribündeki atmosferi hissedebiliyorum. Partnerim Muhammet Emin Tan, yarış sırasında 'çok iyi gidiyorsun' diye beni motive ediyordu. Çizgiyi geçtik, maskeyi çıkardım 'ne yaptık' dedim. Muhammet, '4.05 koştuk' dedi. Ben de 'oğlum kaçıncı olduk onu söyle dedim', '3. olduk' deyince birbirimize sarıldık.'
Partneriyle mükemmel bir uyum içinde olduklarını anlatan Semih, 'Muhammet, 3 bin engellide Avrupa ikincisi ve Türkiye rekortmeni bir atlet. Öğretmenlik okudu ve gelecek yıl ataması var. Onun gibi biriyle tanıştığım için çok mutluyum çünkü çok karakterli bir insan. Her şeyi birlikte yapıyoruz, o koşmasa ben koşamam. İlk turlarda genelde ben götürüyorum ama belli bir süre sonra o beni çekmeye başlıyor. Yarış sırasında bir iple bağlıyız, bir ucundan o, diğer ucundan ben tutuyorum. Yanyana ritmimiz o kadar iyi ki, tribünlerden tek kişi gibi gözüküyormuşuz.' ifadelerini kullandı.
Rio'ya hazırlık döneminde istedikleri kampları yapamadıklarını kaydeden Semih, 'Kenya kampı için söz vermişlerdi ancak bir sürü bahaneyle bizi götürmediler. Kimseye sitem etmedik, işimize baktık ama daha iyi imkanlar sağlansaydı daha iyi başarılar elde ederdik.' değerlendirmesinde bulundu.
- Anne Nebahat Deniz: 'Çok şey paylaştık bu yolda'
Semih'in annesi Nebahat Deniz de çok mutlu ve gururlu olduklarını söyledi.
Rio'a hazırlık döneminde oğullarını hiç göremediklerini, sadece telefonla konuşabildiklerini anlatan Deniz, 'Her türlü zorluğa rağmen ailece onun arkasındayız. Semih sporu seviyor, güzel yerlere gelmesi bizim de çok hoşumuza gidiyor. Anne baba olarak evladını güzel yerlerde görmeyi herkes ister.' dedi.
Oğullarıyla iyi günleri de kötü günleri de birlikte yaşadıklarını dile getiren anne Deniz, 'O ağladı biz ağladık, biz güldük o da güldü. Çok şey paylaştık bu yolda. Semih daha önce kendisiyle barışık bir çocuk değildi, spora başladıktan sonra kendine güveni geldi.' diye konuştu.
Semih'i Bursa'daki Altınokta Körler Derneğine gitmesi için çok zor ikna ettiğini, oğlunun evden çıkmak istemediğini vurgulayan Deniz, 'Lise yıllarına kadar çok iyi gitti ama liseden sonra psikolojisi bozuldu. Oralardan bu günlere geldik. Semih'in annesi olduğum için çok gururluyum, iyi ki de benim oğlum.' ifadelerini kullandı.
Engelli çocuğu olan ailelere seslenen Deniz, 'Çocuklarını mutlaka dışarı çıkarsınlar, eve kapatmasınlar. Onlara hayatı yaşama imkanı sunsunlar.' şeklinde görüşlerini aktardı.
Kaynak: AA