Eski Fenerbahçeli futbolcuyu görenler şaşırıyor
Yalovaspor, Boluspor, Kocaelispor ve Fenerbahçe'de oynayan ve Milli Takım forması da giyen Faruk Yiğit, Yalova'da oto yıkama işletmeciliği yapıyor.
Yalovaspor, Boluspor, Kocaelispor ve Fenerbahçe'de oynayan, Milli Takım formasını giyen ve bir dönem teknik direktörlük görevinde de bulunan Faruk Yiğit (49), Yalova'da 2,5 yıldır esnaflık yapıyor.
Yiğit, AA muhabirine yaptığı açıklamada, profesyonel futbol yaşantısının Yalovaspor'da başladığını ifade etti.
Yalovaspor'dan sonra sırasıyla Boluspor, Kocaelispor ve Fenerbahçe'de oynadığını dile getiren Yiğit, 'Önce Boluspor'a transfer oldum. Türkiye liglerindeki ilk maçımdan sonra Milli Takım'a çağrıldım.' dedi.
Boluspor-Galatasaray maçını unutamadığını anlatan Faruk Yiğit, '1990'lı yıllardı. İlk maçımı oynadıktan sonra salı günü milli takıma çağrıldım. Arkası da gelmeye başladı. Trend olarak hep yükselişte bir oyuncuydum. 90'lı yıllarda Fenerbahçe, Kocaeli, Beşiktaş, Galatasaray, hepsi beni istiyordu. Kocaelispor ile anlaştım. Kocaelispor'da 6 yıl oynadıktan sonra Fenerbahçe'ye transfer oldum. Yaş itibarıyla olgun olarak Fenerbahçe'ye geldim.' diye konuştu.
Oynadığı tüm kulüplerin kendisi için ayrı değer taşıdığını dile getiren Yiğit, şöyle devam etti:
'Fenerbahçe ayrı bir camia. Gerçekten orada oynamak çok ayrı bir özellik. Orayı kaldırabilmek ve orada seyirciye oynayabilmek, ayrı bir duygu. Fenerbahçe'de 3,5 yıl oynadım. 35-40 kez Milli Takım'a çağrıldım ama 15 kez A milli olabildim çünkü Anadolu takımlarından giden nadir oyunculardan biriydim. O zamanlar Trabzonspor, Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe'den daha çok oyuncu çağrılırdı. Diğer kulüplerden 1 veya 2 oyuncu geliyordu, onlardan biri de bendim.'
Futbolu 2002'de bıraktığını ve 2005'te teknik direktörlüğe başladığını aktaran Yiğit, Orhangazispor'u bir dönem çalıştırdığını Bilecikspor'da da görev yaptığını söyledi.
Başka yerlerden teklif aldığını ancak bir şekilde önünün kesilmeye çalışıldığını belirten Yiğit, bu yüzden ticarete atılmaya karar verdiğini anlattı.
FABRİKADAN OTO YIKAMA İŞLETMECİLİĞİNE
Orhangazi'de mermer işi yaptığını ve bir süre sonra fabrikayı kapattığını ifade eden Yiğit, 'Orayı kapatınca son bir işle daha uğraşayım derken, oto yıkama işine girdim. Futbolun içinden gelen insan, futbolla özleşmiş insandır. Futbolculuk ve hocalık, o günler tabii ki hala insanın içinde. Ben hırslı oyuncuydum ve halen aklımda o günler. O günleri yaşamak isterdim tabii, ama hayat devam ediyor. Bir şeylerle uğraşmak zorundasınız. Biz de 2,5 yıl önce oto yıkama işine girdik.' dedi.
Oto yıkama yerinde kendisini görenlerin şaşırdığını vurgulayan Yiğit, şunları kaydetti:
'Futbolda disiplin ve ekip ruhu benim için çok önemli. İyi bir ekip olduğunuzda neleri değiştirebileceğinizi yıllar önce futbolculuk dönemlerinde gördük. İş hayatında da aynı ruhu yakaladın mı zaten başarılı oluyorsun. Spordaki başarıyı, işimizde de gösteriyoruz ve göstermek zorundayız. Beni görenler bakıyorlar. 'Allah Allah, biz bu adamı bir yerden tanıyoruz ama nereden' diye soruyorlar. 'Siz oyuncu musunuz?' diyen de var. Futbolcu olduğumu anlayınca, ilgi ve alaka daha değişik oluyor. Geçenlerde Fransa'da çalışan bir arkadaş, peşimden geliyor. 'Ağabey ben seni nereden tanıyorum' diyor. 'Sporu seviyor musunuz' sonra 'siz Faruk musunuz' dedi. 'Evet, ta kendisiyim' dedim. Sonra fotoğraf çektirdik. Öyle güzel bir anı oldu. Burada şöyle bir şey var, 'Fenerbahçeli Faruk ağabeyin orada yıkatıyoruz arabayı.' Bu, Yalova'da bir ayrıcalık oldu.'
'BOLUSPOR BENİ KAÇIRDI'
Yiğit, futbol hayatında unutamadığı bir anıyı şöyle anlattı:
'1989-1990 sezonunda Yalovaspor'da sözleşmem bitiyor. O dönem ki 4-5 süper lig takımı beni istiyor. Şubat ya da mart gibi Bolu ile ön anlaşma yapmıştık ama para azdı. Bu sefer Sarıyer, Konya, Zeytinburnu, Bursaspor bunlar o zamanın parasıyla iyi rakamlar verdiler. Ben de o dönemki Boluspor başkanıyla görüştüm. 'Ben Bolu'ya gelmeyeceğim, başka takımla anlaşacağım' dedim. Kaparo olarak bir miktar verdiler. Ben de 'Sarıyer ile anlaşıyorum' dedim. Bu olay Boluspor'un kulağına gitmiş. Bolu başkanı beni aradı. 'Faruk, tamam o parayı biz de vereceğiz sana' dedi. 'Bizi bekle' demişlerdi. İstediğim parayı verdikleri takdirde gelip, imzayı atacağımı ilettim. Ertesi gün İznik'te göle gidiyoruz. Beni sudan çıkarıyorlar, apar topar. Abant'a götürdüler, 9 gün orada kaldım. Bir tane hoca verdiler, elinde sopa. Benim gibi 4-5 oyuncu daha vardı, orada. Dağda gezerken bile peşimizde hoca vardı. İyi de oldu bizi kaçırmaları. Kendimizi Türkiye'de kanıtladık. Bize çok emekleri oldu.'
Yiğit, AA muhabirine yaptığı açıklamada, profesyonel futbol yaşantısının Yalovaspor'da başladığını ifade etti.
Yalovaspor'dan sonra sırasıyla Boluspor, Kocaelispor ve Fenerbahçe'de oynadığını dile getiren Yiğit, 'Önce Boluspor'a transfer oldum. Türkiye liglerindeki ilk maçımdan sonra Milli Takım'a çağrıldım.' dedi.
Boluspor-Galatasaray maçını unutamadığını anlatan Faruk Yiğit, '1990'lı yıllardı. İlk maçımı oynadıktan sonra salı günü milli takıma çağrıldım. Arkası da gelmeye başladı. Trend olarak hep yükselişte bir oyuncuydum. 90'lı yıllarda Fenerbahçe, Kocaeli, Beşiktaş, Galatasaray, hepsi beni istiyordu. Kocaelispor ile anlaştım. Kocaelispor'da 6 yıl oynadıktan sonra Fenerbahçe'ye transfer oldum. Yaş itibarıyla olgun olarak Fenerbahçe'ye geldim.' diye konuştu.
Oynadığı tüm kulüplerin kendisi için ayrı değer taşıdığını dile getiren Yiğit, şöyle devam etti:
'Fenerbahçe ayrı bir camia. Gerçekten orada oynamak çok ayrı bir özellik. Orayı kaldırabilmek ve orada seyirciye oynayabilmek, ayrı bir duygu. Fenerbahçe'de 3,5 yıl oynadım. 35-40 kez Milli Takım'a çağrıldım ama 15 kez A milli olabildim çünkü Anadolu takımlarından giden nadir oyunculardan biriydim. O zamanlar Trabzonspor, Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe'den daha çok oyuncu çağrılırdı. Diğer kulüplerden 1 veya 2 oyuncu geliyordu, onlardan biri de bendim.'
Futbolu 2002'de bıraktığını ve 2005'te teknik direktörlüğe başladığını aktaran Yiğit, Orhangazispor'u bir dönem çalıştırdığını Bilecikspor'da da görev yaptığını söyledi.
Başka yerlerden teklif aldığını ancak bir şekilde önünün kesilmeye çalışıldığını belirten Yiğit, bu yüzden ticarete atılmaya karar verdiğini anlattı.
FABRİKADAN OTO YIKAMA İŞLETMECİLİĞİNE
Orhangazi'de mermer işi yaptığını ve bir süre sonra fabrikayı kapattığını ifade eden Yiğit, 'Orayı kapatınca son bir işle daha uğraşayım derken, oto yıkama işine girdim. Futbolun içinden gelen insan, futbolla özleşmiş insandır. Futbolculuk ve hocalık, o günler tabii ki hala insanın içinde. Ben hırslı oyuncuydum ve halen aklımda o günler. O günleri yaşamak isterdim tabii, ama hayat devam ediyor. Bir şeylerle uğraşmak zorundasınız. Biz de 2,5 yıl önce oto yıkama işine girdik.' dedi.
Oto yıkama yerinde kendisini görenlerin şaşırdığını vurgulayan Yiğit, şunları kaydetti:
'Futbolda disiplin ve ekip ruhu benim için çok önemli. İyi bir ekip olduğunuzda neleri değiştirebileceğinizi yıllar önce futbolculuk dönemlerinde gördük. İş hayatında da aynı ruhu yakaladın mı zaten başarılı oluyorsun. Spordaki başarıyı, işimizde de gösteriyoruz ve göstermek zorundayız. Beni görenler bakıyorlar. 'Allah Allah, biz bu adamı bir yerden tanıyoruz ama nereden' diye soruyorlar. 'Siz oyuncu musunuz?' diyen de var. Futbolcu olduğumu anlayınca, ilgi ve alaka daha değişik oluyor. Geçenlerde Fransa'da çalışan bir arkadaş, peşimden geliyor. 'Ağabey ben seni nereden tanıyorum' diyor. 'Sporu seviyor musunuz' sonra 'siz Faruk musunuz' dedi. 'Evet, ta kendisiyim' dedim. Sonra fotoğraf çektirdik. Öyle güzel bir anı oldu. Burada şöyle bir şey var, 'Fenerbahçeli Faruk ağabeyin orada yıkatıyoruz arabayı.' Bu, Yalova'da bir ayrıcalık oldu.'
'BOLUSPOR BENİ KAÇIRDI'
Yiğit, futbol hayatında unutamadığı bir anıyı şöyle anlattı:
'1989-1990 sezonunda Yalovaspor'da sözleşmem bitiyor. O dönem ki 4-5 süper lig takımı beni istiyor. Şubat ya da mart gibi Bolu ile ön anlaşma yapmıştık ama para azdı. Bu sefer Sarıyer, Konya, Zeytinburnu, Bursaspor bunlar o zamanın parasıyla iyi rakamlar verdiler. Ben de o dönemki Boluspor başkanıyla görüştüm. 'Ben Bolu'ya gelmeyeceğim, başka takımla anlaşacağım' dedim. Kaparo olarak bir miktar verdiler. Ben de 'Sarıyer ile anlaşıyorum' dedim. Bu olay Boluspor'un kulağına gitmiş. Bolu başkanı beni aradı. 'Faruk, tamam o parayı biz de vereceğiz sana' dedi. 'Bizi bekle' demişlerdi. İstediğim parayı verdikleri takdirde gelip, imzayı atacağımı ilettim. Ertesi gün İznik'te göle gidiyoruz. Beni sudan çıkarıyorlar, apar topar. Abant'a götürdüler, 9 gün orada kaldım. Bir tane hoca verdiler, elinde sopa. Benim gibi 4-5 oyuncu daha vardı, orada. Dağda gezerken bile peşimizde hoca vardı. İyi de oldu bizi kaçırmaları. Kendimizi Türkiye'de kanıtladık. Bize çok emekleri oldu.'
Kaynak: AA