'Sporda Şiddetin Önlenmesinde Medyaya Görev Düşüyor'
Spor psikoloğu Doç. Dr. Kolayiş: 'Sporda şiddet ve saldırganlık herkesin üzerine düşmesi gereken görevlerle ortadan kaldırılmasa bile azaltılıp en azından bizim için zararlı hale getirilmeyecek bir duruma sokulmalı. Bunun için medyanın çok şiddet içerikli davranışları pekiştirmemesi, göstermemesi, reklam aracı haline getirmemesi gerekiyor' 'Bu kadar normalleşen şiddet daha sonra fiziksel şiddete taşındığında niye anormal karşılanıyor buna da bakmak lazım'
EMRE AYVAZ - AHMET FARUK İNAN - Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Spor Bilimleri Fakültesi Spor Yöneticiliği Bölüm Başkanı ve Spor Psikoloğu Doç. Dr. Hakan Kolayiş, spordaki şiddet olaylarına ilişkin, medyanın çok şiddet içerikli davranışları pekiştirmemesi, göstermemesi, reklam aracı haline getirmemesi gerektiğini belirtti.
Spor Toto Süper Lig'de yarıda kalan Trabzonspor-Fenerbahçe maçında yaşanan olayları değerlendiren Kolayiş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, fanatizmin 1986 yıllarında popülerleştiğini, Liverpool ile Juventus arasında oynanan final maçından sonra bu kavramın dünya literatürüne aktif olarak girdiğini söyledi.
Fanatizmin, taraftarlığın anormal davranış görüntüleriyle psikolojik ve fiziksel şiddet içerikli davranışlarla kendini gösterme şekli olduğunu belirten Kolayiş, 'Ülkemizde özellikle en yüksek ölümlü Kayserispor-Sivasspor maçı akla gelmektedir ve o günden beri de kendini zaman zaman göstermiştir ta ki son Trabzonspor-Fenerbahçe maçında karşımıza çıkan olaylardaki gibi.' diye konuştu.
Hakan Kolayiş, insanoğlunun var olduğu andan itibaren şiddet olaylarının ortaya çıktığını ve yok olacağı güne kadar da devam edeceğini düşündüğünü, bunun sebebinin, ölüm ve yaşam içgüdüsü olduğuna işaret etti.
Temel amacın, şiddeti ortadan kaldırmaktan öte, nasıl azaltılabilir konusunda veya nasıl görünmez duruma getirebilir olduğunu kaydeden Kolayiş, 'Bunun önlemlerini nasıl alabiliriz diye düşündüğümüzde, gözüme çarpan temel kavram şu; kanun olarak, yaptırım olarak baktığımızda dünya standardında kanunlarımız mevcut ama temel sıkıntı bu kanunların gereği gibi işletilememesi veya uygulamada yumuşatılması.' dedi.
Şiddet içerikli suçların cezalandırılmasında ve güzel davranışların da ödüllendirilmesinde bir standardın olmadığını vurgulayan Kolayiş, bu kadar ödül ve cezanın birbirine karıştığı ortamda da özellikle saldırgan, şiddet içerikli eğilimi fazla olan, sosyal, aile ve okul eğitimi tamamen şiddet içerikli davranışları tarafından pekiştirilmiş insanların spor ortamında müsabaka seyretmeye geldiğinde bu tarz davranışları ortaya çıkarttığını görebildiklerini aktardı.
- 'Psikolojik şiddet normalleşti'
Psikolojik şiddettin normalleştiğini savunan Hakan Kolayiş, şunları kaydetti:
'Bu kadar normalleşen şiddet daha sonra fiziksel şiddete taşındığında niye anormal karşılanıyor buna da bakmak lazım. Biz şiddet içerikli sahneleri ve olayları çok fazla önemseyen ve gündeme taşıyan bir toplum olduk. O yüzden işin temel boyutunda önlemleri almazsanız, zamanla daha şiddetlenerek, daha seviyesi artarak karşımıza davranışlar çıkıyor. Bizim aslında bir şeyler gözüktüğü andan itibaren, yani yangının alevlenmesinden itibaren o suyu dökmemiz gerekiyor.'
Doç. Dr. Hakan Kolayiş, futbol alanında her istenilen şeyin yapılamayacağının öğretilmesi gerektiğini anlattı.
Tribünlerin kandırılmaktan hoşlanmadığını belirten Kolayiş, şu ifadeleri kullandı:
'Öyle motivasyonlar, istekler oluyor ki bununla ilgili futbolcularda nasıl davranacağıyla ilgili sıkıntı çekebiliyor. Bu kadar büyük paraların döndüğü yerde bu tarz davranışların normalleştirilmesi aslında bizim sıkıntımız. Bizim bunları önlememiz, hiçbir ahlaksız, şiddet içerikli, insanları kandırmaya yönelik davranışın aslında normalleştirilmemesi gerekiyor. Artık kötü davranışları normal, iyi davranışları da övülecek davranışlar haline getirdik. Aslında bizim iyi davranışları normal, ekstra iyi davranışları övülecek hale getirmemiz kötü davranışları da cezalandırmamız veya bunlarla ilgili önlemeler almamız gerekiyor.'
Sahanın içerisinde hakem, futbolcu, antrenör ve yöneticilere büyük görevler düştüğünü ama asıl işin tribündeki insanların oraya ne niyetle geldiğiyle başladığını vurgulayan Kolayiş, şunları kaydetti:
'200 kişinin yaptığı, 19-20 bin kişinin yapmadığı bir şey, o camiaya mensup milyonlara kadar atfedilebiliyor. Burada şanslıyız, az bir kesimin düzeltilmesi söz konusu. Bunu gözardı edemeyiz. Sporda şiddet ve saldırganlık herkesin üzerine düşmesi gereken görevlerle ortadan kaldırılmasa bile azaltılıp, en azından bizim için zararlı hale getirilmeyecek bir duruma sokulmalı. Bunun için medyanın çok şiddet içerikli davranışları pekiştirmemesi, göstermemesi, reklam aracı haline getirmemesi gerekiyor. Medyaya, eğitim camiasına, ailelere ve hükümetin yaptığı, ortaya koyduğu yasaları uygulaması gerekiyor. Bunların hepsi bir araya geldiğinde zaten futbolu turizm reklamı olarak kullanan ülkelerdeki tribün şekillerini mutlaka göreceğiz.'
Spor Toto Süper Lig'de yarıda kalan Trabzonspor-Fenerbahçe maçında yaşanan olayları değerlendiren Kolayiş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, fanatizmin 1986 yıllarında popülerleştiğini, Liverpool ile Juventus arasında oynanan final maçından sonra bu kavramın dünya literatürüne aktif olarak girdiğini söyledi.
Fanatizmin, taraftarlığın anormal davranış görüntüleriyle psikolojik ve fiziksel şiddet içerikli davranışlarla kendini gösterme şekli olduğunu belirten Kolayiş, 'Ülkemizde özellikle en yüksek ölümlü Kayserispor-Sivasspor maçı akla gelmektedir ve o günden beri de kendini zaman zaman göstermiştir ta ki son Trabzonspor-Fenerbahçe maçında karşımıza çıkan olaylardaki gibi.' diye konuştu.
Hakan Kolayiş, insanoğlunun var olduğu andan itibaren şiddet olaylarının ortaya çıktığını ve yok olacağı güne kadar da devam edeceğini düşündüğünü, bunun sebebinin, ölüm ve yaşam içgüdüsü olduğuna işaret etti.
Temel amacın, şiddeti ortadan kaldırmaktan öte, nasıl azaltılabilir konusunda veya nasıl görünmez duruma getirebilir olduğunu kaydeden Kolayiş, 'Bunun önlemlerini nasıl alabiliriz diye düşündüğümüzde, gözüme çarpan temel kavram şu; kanun olarak, yaptırım olarak baktığımızda dünya standardında kanunlarımız mevcut ama temel sıkıntı bu kanunların gereği gibi işletilememesi veya uygulamada yumuşatılması.' dedi.
Şiddet içerikli suçların cezalandırılmasında ve güzel davranışların da ödüllendirilmesinde bir standardın olmadığını vurgulayan Kolayiş, bu kadar ödül ve cezanın birbirine karıştığı ortamda da özellikle saldırgan, şiddet içerikli eğilimi fazla olan, sosyal, aile ve okul eğitimi tamamen şiddet içerikli davranışları tarafından pekiştirilmiş insanların spor ortamında müsabaka seyretmeye geldiğinde bu tarz davranışları ortaya çıkarttığını görebildiklerini aktardı.
- 'Psikolojik şiddet normalleşti'
Psikolojik şiddettin normalleştiğini savunan Hakan Kolayiş, şunları kaydetti:
'Bu kadar normalleşen şiddet daha sonra fiziksel şiddete taşındığında niye anormal karşılanıyor buna da bakmak lazım. Biz şiddet içerikli sahneleri ve olayları çok fazla önemseyen ve gündeme taşıyan bir toplum olduk. O yüzden işin temel boyutunda önlemleri almazsanız, zamanla daha şiddetlenerek, daha seviyesi artarak karşımıza davranışlar çıkıyor. Bizim aslında bir şeyler gözüktüğü andan itibaren, yani yangının alevlenmesinden itibaren o suyu dökmemiz gerekiyor.'
Doç. Dr. Hakan Kolayiş, futbol alanında her istenilen şeyin yapılamayacağının öğretilmesi gerektiğini anlattı.
Tribünlerin kandırılmaktan hoşlanmadığını belirten Kolayiş, şu ifadeleri kullandı:
'Öyle motivasyonlar, istekler oluyor ki bununla ilgili futbolcularda nasıl davranacağıyla ilgili sıkıntı çekebiliyor. Bu kadar büyük paraların döndüğü yerde bu tarz davranışların normalleştirilmesi aslında bizim sıkıntımız. Bizim bunları önlememiz, hiçbir ahlaksız, şiddet içerikli, insanları kandırmaya yönelik davranışın aslında normalleştirilmemesi gerekiyor. Artık kötü davranışları normal, iyi davranışları da övülecek davranışlar haline getirdik. Aslında bizim iyi davranışları normal, ekstra iyi davranışları övülecek hale getirmemiz kötü davranışları da cezalandırmamız veya bunlarla ilgili önlemeler almamız gerekiyor.'
Sahanın içerisinde hakem, futbolcu, antrenör ve yöneticilere büyük görevler düştüğünü ama asıl işin tribündeki insanların oraya ne niyetle geldiğiyle başladığını vurgulayan Kolayiş, şunları kaydetti:
'200 kişinin yaptığı, 19-20 bin kişinin yapmadığı bir şey, o camiaya mensup milyonlara kadar atfedilebiliyor. Burada şanslıyız, az bir kesimin düzeltilmesi söz konusu. Bunu gözardı edemeyiz. Sporda şiddet ve saldırganlık herkesin üzerine düşmesi gereken görevlerle ortadan kaldırılmasa bile azaltılıp, en azından bizim için zararlı hale getirilmeyecek bir duruma sokulmalı. Bunun için medyanın çok şiddet içerikli davranışları pekiştirmemesi, göstermemesi, reklam aracı haline getirmemesi gerekiyor. Medyaya, eğitim camiasına, ailelere ve hükümetin yaptığı, ortaya koyduğu yasaları uygulaması gerekiyor. Bunların hepsi bir araya geldiğinde zaten futbolu turizm reklamı olarak kullanan ülkelerdeki tribün şekillerini mutlaka göreceğiz.'
Kaynak: AA