Yelkencilerin Annesi
Muğla’da, TYF-Türkiye Yelken Federasyonu’nun il Temsilciliği görevini sürdüren Esra Aşkar Güven, Türkiye’de bu unvana sahip olan sadece üç kadından biri.
Muğla’daki yelkenci çocukların "Yelken Anne"si Esra Aşkar Güven, kendisini il temsilciliğine kadar götüren süreci anlattı.
2015 yılı Mayıs ayında Türkiye Yelken Federasyonu’nun ve Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün onayı ile TYF İl Temsilciliği görevine atanan Güven, Muğla’da yapılan tüm yelken, yat, sörf, dragon ve centre board yarışlarının denetim ve organizasyonundan sorumlu. Aynı zamanda Muğla il sınırları içindeki tüm yelken kulüplerinden sorumlu olan Güven, Muğla’daki yelkenci çocukların "Yelken Anne"si olarak tanınıyor. Güven, yarışlara 11 yıldır yelken sporu ile uğraşan ve çeşitli ödüller alan oğlu Eros Güven sayesinde ilgi duymaya başladığını ve uzun süre hakemlik yaptıktan sonra TYF İl Temsilciliği görevine seçildiğini anlattı.
Muğla’da, Bodrum, Fethiye, Marmaris, Göcek, Gökova olmak üzere toplam 11 kulüp olduğunu ve çok sayıda sporcu ile antrenörün çalıştığını anlatan Güven, yakın zamana kadar hakem sıkıntısı yaşadıklarını ancak bunu da TYF’nin düzenlediği seminerle kısa sürede aştıklarını belirtti.
TYF Muğla İl Temsilcisi Esra Aşkar Güven, sadece Muğla’da değil, Türkiye’deki tüm ailelere çocuklarını denize ve spora yönlendirmeleri konusunda telkinde bulundu. Yelkenin bir disiplin sporu olduğunu söyleyen Güven, şunları kaydetti:
"Yelken, çocukların yaşamını tümüyle değiştiren bir disiplin. Her şeyden önce çocukların matematik gelişimlerini sağlıyor, özgüvenlerini artırıyor. Salon sporundan çok farklı. Alıp çantanızı gitmiyorsunuz. Doğayla mücadele ediyorsunuz. Çocuklar teknelerini çekiyorlar, hazırlıyorlar, ıslanıyorlar. Muhteşem bir şey. Bireysel ve takım olarak yarışarak sosyalleşiyorlar. Bunun da ötesinde immün sistemleri çok gelişiyor. Bu çocuklar hastalanmıyor. Yaz kış denizdeler çünkü."
Yelken sporunun zor olduğunu ancak hiçbir tehlikesinin bulunmadığını belirten Güven, "Bizim için ilk amaç güenlik, Çocuklar nasıl kendilerini koruyacaklarını, tekne battığında nasıl çevireceklerini, ilk eğitimde öğreniyorlar. Can yeleksiz ve korumasız hiçbir çocuk denize çıkmaz. Denizde kurtarma, karada sağlık ekipleriyle çok komplike bir spor." diye konuştu.
Kızların yelken sporunda çok daha şanslı olduğunu kaydeden Güven, "Bunun nedeni, az sayıda kız sporcumuz olması. Ama sayılarının giderek arttığını vurgulamam lazım" dedi.
Güven, spora gönül veren herkesin, her yaşta yelken sporuna başlayabileceğini sözlerine ekledi.
2015 yılı Mayıs ayında Türkiye Yelken Federasyonu’nun ve Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün onayı ile TYF İl Temsilciliği görevine atanan Güven, Muğla’da yapılan tüm yelken, yat, sörf, dragon ve centre board yarışlarının denetim ve organizasyonundan sorumlu. Aynı zamanda Muğla il sınırları içindeki tüm yelken kulüplerinden sorumlu olan Güven, Muğla’daki yelkenci çocukların "Yelken Anne"si olarak tanınıyor. Güven, yarışlara 11 yıldır yelken sporu ile uğraşan ve çeşitli ödüller alan oğlu Eros Güven sayesinde ilgi duymaya başladığını ve uzun süre hakemlik yaptıktan sonra TYF İl Temsilciliği görevine seçildiğini anlattı.
Muğla’da, Bodrum, Fethiye, Marmaris, Göcek, Gökova olmak üzere toplam 11 kulüp olduğunu ve çok sayıda sporcu ile antrenörün çalıştığını anlatan Güven, yakın zamana kadar hakem sıkıntısı yaşadıklarını ancak bunu da TYF’nin düzenlediği seminerle kısa sürede aştıklarını belirtti.
TYF Muğla İl Temsilcisi Esra Aşkar Güven, sadece Muğla’da değil, Türkiye’deki tüm ailelere çocuklarını denize ve spora yönlendirmeleri konusunda telkinde bulundu. Yelkenin bir disiplin sporu olduğunu söyleyen Güven, şunları kaydetti:
"Yelken, çocukların yaşamını tümüyle değiştiren bir disiplin. Her şeyden önce çocukların matematik gelişimlerini sağlıyor, özgüvenlerini artırıyor. Salon sporundan çok farklı. Alıp çantanızı gitmiyorsunuz. Doğayla mücadele ediyorsunuz. Çocuklar teknelerini çekiyorlar, hazırlıyorlar, ıslanıyorlar. Muhteşem bir şey. Bireysel ve takım olarak yarışarak sosyalleşiyorlar. Bunun da ötesinde immün sistemleri çok gelişiyor. Bu çocuklar hastalanmıyor. Yaz kış denizdeler çünkü."
Yelken sporunun zor olduğunu ancak hiçbir tehlikesinin bulunmadığını belirten Güven, "Bizim için ilk amaç güenlik, Çocuklar nasıl kendilerini koruyacaklarını, tekne battığında nasıl çevireceklerini, ilk eğitimde öğreniyorlar. Can yeleksiz ve korumasız hiçbir çocuk denize çıkmaz. Denizde kurtarma, karada sağlık ekipleriyle çok komplike bir spor." diye konuştu.
Kızların yelken sporunda çok daha şanslı olduğunu kaydeden Güven, "Bunun nedeni, az sayıda kız sporcumuz olması. Ama sayılarının giderek arttığını vurgulamam lazım" dedi.
Güven, spora gönül veren herkesin, her yaşta yelken sporuna başlayabileceğini sözlerine ekledi.
Kaynak: İHA