'800 Sporcunun Dosyası Henüz Kapanmadı'
Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonu Genel Koordinatörü Prof. Dr. Rüştü Güner, Uluslararası Atletizm Federasyonları Birliği (IAAF) ile ilgili yürütülen soruşturmada, bahsi geçen 800 sporcunun kesin dopingli sayılamayacağını söyledi.
Güner, IAAF'ın 2001-2012 yılları arasında, yaklaşık 800 sporcunun analizlerinde anormal bulguya rastlanmasına rağmen gerekli süreci başlatmamasıyla ilgili soruşturma hakkında, AA muhabirine değerlendirmede bulundu.
Sporcu biyolojik pasaportunda rastlanan anormal değerlerin, doping sayılması için uzun bir süreç gerektiğini anlatan Güner, "Bu 800 sporcunun biyolojik pasaportlarında anormal bulgular olabilir, ancak sporcuların gerçekten doping yaptıklarının ortaya çıkarılabilmesi için en az 4, ortalama 14-15 örnek alınması gerekiyor. Sporcuların yüzde yüz doping yaptıklarının anlaşılmasından sonra ancak doping suçlaması yapılabilir" diye konuştu.
-"Verilerin zaman aşımı süresi 10 yıl"
IAAF'ın konuyla ilgili raporunda 800 sporcudan bahsedildiğini belirten Güner,"Bahsi geçen 800 sporcunun yüzde yüz dopingli olduğunu söylemek doğru değil. Belki de anormal değerleri olan bu sporcuların takibi yapılmış, ancak sporcuların dopingli olduğunu söyleyecek kesin bir sonuca ulaşılmamış olabilir" dedi.
Güner, IAAF'ın iyi bir takip programı yürüttüğünü dile getirerek, "Eğer IAAF, anormal bulgu elde edilen sporcular üzerinde yeterince doping kontrolü yapmadıysa tabii ki bu, büyük bir sıkıntı oluşturabilir" ifadesini kullandı.
Verilerin zaman aşımı süresinin 10 yıl olduğunu vurgulayan Güner, şöyle devam etti:
"800 sporcu için dosya henüz kapanmadı, bu verilerle geriye dönük inceleme yapılabilir ve bu sporcuların doping yapıp yapmadıkları hala takip edilebilir. Biyolojik pasaport dediğimiz uygulamada, sporcunun vücut değerlerindeki değişikliklere bakılıyor. Doping kontrol örnekleri analiz edilip, veri tabanında tutuluyor. Sporcuların doping yapıp yapmadıkları bu değişikliklere göre belirleniyor, tabii ki bu süreç çok uzun."
-"Sorumluluk tamamen IAAF'a ait"
Sporcularda, 1-2 anormal verinin olmasının sporcunun doping yaptığını göstermediğini ifade eden Güner, "Anormal bulgular, başka faktörler nedeniyle de oluşabiliyor. Anormal verinin doping maddesinden kaynaklandığını söyleyebilmek için üst üste bir çok doping kontrol örneği almak gerekiyor. Kesin sonuçların alınabilmesi için bazen bu süreç 4-5 yıl uzayabiliyor" diye konuştu.
Güner, IAAF'ın yaptığı doping kontrol sonuçlarının, veri tabanına yüklendiğinden itibaren Dünya Dopingle Mücadele Ajansı (WADA) da dahil, ilgili tüm ulusal ve uluslararası kuruluşlar tarafından görülebildiğini söyledi. Buna rağmen sorumluluğun tamamen IAAF'a ait olduğunu belirten Güner, "Soruşturmayı başlatması gereken yer IAAF'tır" dedi.
-"Atletizm Federasyonu yöneticilerini uyardık"
Türk sporcularından alınan doping kontrol örneklerinde anormallikler olduğunun IAAF tarafından, 2012 yılında kendilerine iletildiğini dile getiren Güner, bu doğrultuda, IAAF ve WADA ile işbirliği içinde Türkiye'de dopingle mücadele konusunda ciddi çalışmalar yürüttüklerini vurguladı.
"O dönemde bizzat Türkiye Atletizm Federasyonu yöneticilerini uyardık" diyen Rüştü Güner, "Daha dikkatli ve özenli olmaları gerektiğini söyledik, ancak aradan geçen zamanda yaşanan olaylara bakınca uyarılarının pek de ciddiye alınmadığı görülüyor" ifadelerini kullandı.
-"Ülkemizdeki spor sisteminde eksiklikler var"
Sporcuların, yakalanmayacaklarını düşündükleri için yasaklı madde ve yöntemleri kullanma eğiliminde olduklarını, ancak dopingle mücadele yöntemlerinin her geçen gün geliştiğini anlatan Güner, şunları söyledi:
"Yöntemler ilerledikçe geriye dönük inceleme sonuçları, sporcuları zor durumda bırakıyor. Artık bir çok maddenin hem kanda hem de idrarda analizi mümkün. Sporcular aslında basite kaçmıyorlar, saptanması zor, oldukça karmaşık maddeleri kullanıyorlar ama tespit yöntemleri de gelişiyor. Bir çok ülkede sporcular, dopinge ihtiyaç duymuyor çünkü sporcu seçimleri, antrenman yöntemleri, bilimsel olarak performans geliştirme teknikleri, antrenör eğitimleri çok iyi bir şekilde kullanılıyor. Bunların yetersiz olduğu ülkelerde sporcu, diğeriyle aradaki farkı kapatmak için dopinge yöneliyor. Ülkemizdeki spor sisteminde çok büyük eksiklikler var."
-Beş sporcunun süreci devam ediyor
IAAF'ın 2009 yılında biyolojik pasaport uygulamasına geçmesinin ardından, 8 Türk sporcu dopingle ilgili soruşturma sürecine girdi.
Süreci tamamlanan ve ceza alan milli atletler, Pınar Saka, Alemitu Bekele ve Meryem Erdoğan'ın yanı sıra Aslı Çakır Alptekin, Semiha Özdemir, Bahar Doğan, Ümmü Kiraz ve Meliz Redif'in soruşturma süreci halen devam ediyor.
Sporcu biyolojik pasaportunda rastlanan anormal değerlerin, doping sayılması için uzun bir süreç gerektiğini anlatan Güner, "Bu 800 sporcunun biyolojik pasaportlarında anormal bulgular olabilir, ancak sporcuların gerçekten doping yaptıklarının ortaya çıkarılabilmesi için en az 4, ortalama 14-15 örnek alınması gerekiyor. Sporcuların yüzde yüz doping yaptıklarının anlaşılmasından sonra ancak doping suçlaması yapılabilir" diye konuştu.
-"Verilerin zaman aşımı süresi 10 yıl"
IAAF'ın konuyla ilgili raporunda 800 sporcudan bahsedildiğini belirten Güner,"Bahsi geçen 800 sporcunun yüzde yüz dopingli olduğunu söylemek doğru değil. Belki de anormal değerleri olan bu sporcuların takibi yapılmış, ancak sporcuların dopingli olduğunu söyleyecek kesin bir sonuca ulaşılmamış olabilir" dedi.
Güner, IAAF'ın iyi bir takip programı yürüttüğünü dile getirerek, "Eğer IAAF, anormal bulgu elde edilen sporcular üzerinde yeterince doping kontrolü yapmadıysa tabii ki bu, büyük bir sıkıntı oluşturabilir" ifadesini kullandı.
Verilerin zaman aşımı süresinin 10 yıl olduğunu vurgulayan Güner, şöyle devam etti:
"800 sporcu için dosya henüz kapanmadı, bu verilerle geriye dönük inceleme yapılabilir ve bu sporcuların doping yapıp yapmadıkları hala takip edilebilir. Biyolojik pasaport dediğimiz uygulamada, sporcunun vücut değerlerindeki değişikliklere bakılıyor. Doping kontrol örnekleri analiz edilip, veri tabanında tutuluyor. Sporcuların doping yapıp yapmadıkları bu değişikliklere göre belirleniyor, tabii ki bu süreç çok uzun."
-"Sorumluluk tamamen IAAF'a ait"
Sporcularda, 1-2 anormal verinin olmasının sporcunun doping yaptığını göstermediğini ifade eden Güner, "Anormal bulgular, başka faktörler nedeniyle de oluşabiliyor. Anormal verinin doping maddesinden kaynaklandığını söyleyebilmek için üst üste bir çok doping kontrol örneği almak gerekiyor. Kesin sonuçların alınabilmesi için bazen bu süreç 4-5 yıl uzayabiliyor" diye konuştu.
Güner, IAAF'ın yaptığı doping kontrol sonuçlarının, veri tabanına yüklendiğinden itibaren Dünya Dopingle Mücadele Ajansı (WADA) da dahil, ilgili tüm ulusal ve uluslararası kuruluşlar tarafından görülebildiğini söyledi. Buna rağmen sorumluluğun tamamen IAAF'a ait olduğunu belirten Güner, "Soruşturmayı başlatması gereken yer IAAF'tır" dedi.
-"Atletizm Federasyonu yöneticilerini uyardık"
Türk sporcularından alınan doping kontrol örneklerinde anormallikler olduğunun IAAF tarafından, 2012 yılında kendilerine iletildiğini dile getiren Güner, bu doğrultuda, IAAF ve WADA ile işbirliği içinde Türkiye'de dopingle mücadele konusunda ciddi çalışmalar yürüttüklerini vurguladı.
"O dönemde bizzat Türkiye Atletizm Federasyonu yöneticilerini uyardık" diyen Rüştü Güner, "Daha dikkatli ve özenli olmaları gerektiğini söyledik, ancak aradan geçen zamanda yaşanan olaylara bakınca uyarılarının pek de ciddiye alınmadığı görülüyor" ifadelerini kullandı.
-"Ülkemizdeki spor sisteminde eksiklikler var"
Sporcuların, yakalanmayacaklarını düşündükleri için yasaklı madde ve yöntemleri kullanma eğiliminde olduklarını, ancak dopingle mücadele yöntemlerinin her geçen gün geliştiğini anlatan Güner, şunları söyledi:
"Yöntemler ilerledikçe geriye dönük inceleme sonuçları, sporcuları zor durumda bırakıyor. Artık bir çok maddenin hem kanda hem de idrarda analizi mümkün. Sporcular aslında basite kaçmıyorlar, saptanması zor, oldukça karmaşık maddeleri kullanıyorlar ama tespit yöntemleri de gelişiyor. Bir çok ülkede sporcular, dopinge ihtiyaç duymuyor çünkü sporcu seçimleri, antrenman yöntemleri, bilimsel olarak performans geliştirme teknikleri, antrenör eğitimleri çok iyi bir şekilde kullanılıyor. Bunların yetersiz olduğu ülkelerde sporcu, diğeriyle aradaki farkı kapatmak için dopinge yöneliyor. Ülkemizdeki spor sisteminde çok büyük eksiklikler var."
-Beş sporcunun süreci devam ediyor
IAAF'ın 2009 yılında biyolojik pasaport uygulamasına geçmesinin ardından, 8 Türk sporcu dopingle ilgili soruşturma sürecine girdi.
Süreci tamamlanan ve ceza alan milli atletler, Pınar Saka, Alemitu Bekele ve Meryem Erdoğan'ın yanı sıra Aslı Çakır Alptekin, Semiha Özdemir, Bahar Doğan, Ümmü Kiraz ve Meliz Redif'in soruşturma süreci halen devam ediyor.
Kaynak: AA