Aziz Yıldırım'dan Alex De Souza'ya Sert Cevap
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Alex de Souza’nın Fenerbahçe’de forma giydiği dönemle alakalı yaptığı açıklamalara cevap verdi.
Sarı-lacivertli kulübün resmi internet sitesinde, "Kamuoyuna Duyurulur" başlığıyla verilen haberde şu ifadeler yer aldı:
"Dün tarihli yazılı basında futbolcu Alex De Souza’nın Brezilya basını kaynaklı ifadelerini içeren haberler yer almıştır. Takımımız için son derece önemli olan Ajax maçı nedeniyle bu haberlere ilişkin açıklamayı bugün yapmayı uygun görmüş bulunmaktayım.
Bahsi geçen futbolcu, 4 Mart 2008 tarihinde deplasmanda oynadığımız Sevilla karşılaşmasının devre arasında soyunma odasına inip futbolculara turu geçmeleri halinde 1 milyon değil, 1.5 milyon dolar prim vereceğimi söylediğimi iddia etmiş ve sonrasında hayal ürünü olan bazı diyaloglardan bahsetmiştir. Bu haberlerin hepsi yalandır.
Sevilla ile deplasmanda oynadığımız karşılaşmanın devre arasında soyunma odasına inmedim. Kaldı ki bu konuyla ilgili, ekte de göreceğiniz üzere, daha önce dönemin Teknik Direktörü Zico’nun bir beyanatına karşı 1 Haziran 2015 tarihinde bir açıklama yapmıştım. Bu kez de bu iftarının sahibi Alex’e söylüyorum; “Sevilla maçının devre arasında soyunma odasına inmedim. Bunu ispat etmelisin çünkü iftira atmak bir ahlaksızlıktır. Fenerbahçe’den ayrıldığın günden itibaren gündemde kalmak için her fırsatta benim adımı kullanmaktasın. Şimdi de yalan ve çirkin iftiralarla gündem oluşturmaya çalışıyorsun.”
Prim konusuna gelince; Alex Brezilya basınına yaptığı açıklamada Sevilla maçıyla ilgili olarak da takıma ve kendisine prim ödemesi yapılmadığı iftirasını ortaya atmıştır. Kulüp resmi kayıtlarında da yer aldığı üzere futbolculara, Sevilla maçı ile ilgili olarak 01 Nisan 2008 tarihinde toplam 1 milyon 50 bin Amerikan doları prim dağıtılmıştır. Bu kapsamda teknik heyetin belirlediği oranlar doğrultusunda Alex’e de 42 bin 20 dolar ödeme yapılmıştır ve ödemeyi aldığına dair kendisinin imzasının yer aldığı ilgili dekont ektedir. Haberlerde bahsi geçen Beşiktaş maçı için ise 24 Nisan 2008’de toplam 1 milyon Amerikan doları prim ödenmiştir. Alex’e aynı maç için 43 bin dolar prim ödemesi yapıldığı yine ekteki bir diğer imzalı dekontla sabittir. Prim rakamları nettir ve vergileri de kulübümüz tarafından ayrıca ödenmiştir.
Yeri gelmişken belirtmek isterim ki; Alex gibi parayı çok seven bir oyuncu 100 dolar alacağını almak için bile 100 takla atar. 2011 yılında bizler sözde şike davasında yargılanırken kulübümüzün en zor döneminde kendisi UEFA’ya verilmesi gereken ve tüm futbolculardan alınan rutin ‘alacağı yoktur’ yazısını imzalamamıştır. Hal böyleyken eğer 2008 tarihinde oynanan bir maçtan bir prim alacağı olsaydı bugüne kadar defalarca kulübe başvuru yapardı. Ayrıca kulüple sözleşmesi karşılıklı feshedildikten sonra Türkiye’den ayrılırken yaptığı basın toplantısında söyleyeceği her şeyi söylemiş, nedense bu konuyu hiç dile getirmemiştir. Zira tüm alacakları kendisine eksiksiz olarak ödenmiş ve karşılıklı ibra edilmiştir.
Kendisi, Brezilya basınına yaptığı açıklamalarda benimle ağız dalaşına girdiğini de iddia etmektedir. Paradan başka bir şey düşünmeyen bu şahıs benimle böyle bir konuda ya da başka bir konuda asla tartışmaya girmemiştir, girmesi de mümkün olamaz, haddi değildir. Kendisi o dönemde takım kaptanı olarak, yanıma geldiğinde bana sadece takım arkadaşlarını,hocasını şikayet eder ve primlerin ne zaman ödeneceğini sorardı. Prim konusunda bana her gelişinde takım arkadaşlarının çok ısrarcı olduğunu ifade eder, ben takımla toplantı yapıp bu konuyu sorduğumda ise diğer futbolcular kendilerinin böyle bir talebi olmadığını söylerlerdi. Her zaman şikayet etme alışkanlığı olan bu kişi “Zico antrenör değil, onunla şampiyon olamayız” diye bana şikayette bulunmuş, Zico ile kazanılan şampiyonluk sonrası ise “Zico büyük antrenör” demiştir.
Ayrıca bilinmelidir ki Alex De Souza’nın ayrılışı o dönem ki teknik direktörüne ihanet etmesi, kendisini onun yerine takımın teknik direktörlüğüne layık görmesi ve bu göreve gelmek istemesi üzerine gerçekleşmiştir. Gönlüm ister ki biz Metris’deyken takımımız Play-off’larda mücadele ettiği sırada bu futbolcunun ne gibi talepleri, tavırları olduğunu, şampiyonluğu neden kaçırdığımızı ve tüm yaşadıklarını dönemin teknik direktörü Aykut Kocaman kamuoyuna açıklasın.
Alex’e tavsiyem ülkesi Brezilya’da antrenörlük kursuna gitmesi ve Türkiye’de kendisine destek olan ağabeylerinden ben görevi bıraktıktan sonra da aynı desteği sürdürmeleri halinde görev beklemesidir.
Kaldı ki daha düne kadar Sayın Mahmut Uslu aracılığı ile bana “büyük başkan” mesajları göndererek randevu isteyen ve benim randevu vermediğim bu kişinin Sevilla maçının primini almış olmasına rağmen, şimdi böyle bir yalanla iftira atmasını yakında çıkacağı söylenen kitabının bir tanıtım çalışması olarak değerlendirmekteyim.
Bu sebeple bahsi geçen futbolcunun yaptığı açıklamaların çirkin bir iftira ve yalan olduğunu kamuoyunun bilgisine sunarım" ifadeleri kullanıldı.
ALEX DE SOUZA NE DEMİŞTİ?
Brezilya basınına konuşan Alex De Souza, Başkan Aziz Yıldırım hakkında şu ifadeleri kullanmıştı:
"Şampiyonlar Ligi İkinci Turu’nda Sevilla’ya karşı oynuyorduk. Başkan, eğer tur atlarsak 1 milyon dolar vereceğini söyledi.
İlk yarı bitti, Sevilla 3-1 öndeydi. Başkan soyunma odasına gelerek turu geçmemiz halinde 1 milyon değil, 1,5 milyon dolar vereceğini söyledi.
Tamam, bizim için fark eden bir şey yok. Maça çıktık. 3-2 yenildik ama penaltılarda turu geçtik. Türkiye’ye 1,5 milyon dolar alacaklı olarak döndük. Takımın kaptanı olarak, parayı ne zaman alacağımızı sordum. Başkan da ’Chelsea maçından sonra’ dedi.
Öyle olmamasını umuyordum çünkü o maçtan sonra elenmiş olabilirdik. Bu düşünceme karşılık Chelsea maçı için ayrı bir ödülün olacağını belirtti.
Halbuki benim bahsettiğim para Sevilla maçı içindi. Chelsea karşısına başımız dik bir biçimde çıktık. İstanbul’da 2-1 kazandık, Londra’da 2-0 yenildik. Başkandan ücreti tahsil etmek istedim ama Sevilla eşleşmesinin ardından kazandığımız parayı, Chelsea maçını kaybettiğimiz için vermeyeceğini söyledi.
En başta o primin Sevilla için olduğunu o söylemişti, ben değil. Chelsea için bahsedilenler ondan bağımsızdı. Altı ay sonra bu defa Beşiktaş ile karşılaşıyorduk. Bu defa takıma kazanmamız halinde 1 milyon dolar ödeyeceğini söyledi.
Gülmeye başladım. Çirkin bir ağız dalaşına girdik. Ona, ’Başkanım, bu gruba zaten 1.5 milyon dolar borcunuz var. Bunun 1 milyon daha fazla veya az olmasını kimse önemsemiyor. Biz ödül için burada değiliz. Kazanmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız’ dedim. O da demagoji yaptığımı iddia etti. Bunu kabul etmedim. O gün konuşma yaptığı grubun yüzde 80’ine zaten 1.5 milyon dolar ödemesi gerekiyordu, Beşiktaş maçını kazanmamız halinde ise 2.5 milyon dolar. Dolayısı ile bu parayı da ödemeyeceğini düşünmüştüm. Sevilla primlerini ödemedi ama Beşiktaş’ınkini ödedi.
Sevilla primi tarih oldu."
"Dün tarihli yazılı basında futbolcu Alex De Souza’nın Brezilya basını kaynaklı ifadelerini içeren haberler yer almıştır. Takımımız için son derece önemli olan Ajax maçı nedeniyle bu haberlere ilişkin açıklamayı bugün yapmayı uygun görmüş bulunmaktayım.
Bahsi geçen futbolcu, 4 Mart 2008 tarihinde deplasmanda oynadığımız Sevilla karşılaşmasının devre arasında soyunma odasına inip futbolculara turu geçmeleri halinde 1 milyon değil, 1.5 milyon dolar prim vereceğimi söylediğimi iddia etmiş ve sonrasında hayal ürünü olan bazı diyaloglardan bahsetmiştir. Bu haberlerin hepsi yalandır.
Sevilla ile deplasmanda oynadığımız karşılaşmanın devre arasında soyunma odasına inmedim. Kaldı ki bu konuyla ilgili, ekte de göreceğiniz üzere, daha önce dönemin Teknik Direktörü Zico’nun bir beyanatına karşı 1 Haziran 2015 tarihinde bir açıklama yapmıştım. Bu kez de bu iftarının sahibi Alex’e söylüyorum; “Sevilla maçının devre arasında soyunma odasına inmedim. Bunu ispat etmelisin çünkü iftira atmak bir ahlaksızlıktır. Fenerbahçe’den ayrıldığın günden itibaren gündemde kalmak için her fırsatta benim adımı kullanmaktasın. Şimdi de yalan ve çirkin iftiralarla gündem oluşturmaya çalışıyorsun.”
Prim konusuna gelince; Alex Brezilya basınına yaptığı açıklamada Sevilla maçıyla ilgili olarak da takıma ve kendisine prim ödemesi yapılmadığı iftirasını ortaya atmıştır. Kulüp resmi kayıtlarında da yer aldığı üzere futbolculara, Sevilla maçı ile ilgili olarak 01 Nisan 2008 tarihinde toplam 1 milyon 50 bin Amerikan doları prim dağıtılmıştır. Bu kapsamda teknik heyetin belirlediği oranlar doğrultusunda Alex’e de 42 bin 20 dolar ödeme yapılmıştır ve ödemeyi aldığına dair kendisinin imzasının yer aldığı ilgili dekont ektedir. Haberlerde bahsi geçen Beşiktaş maçı için ise 24 Nisan 2008’de toplam 1 milyon Amerikan doları prim ödenmiştir. Alex’e aynı maç için 43 bin dolar prim ödemesi yapıldığı yine ekteki bir diğer imzalı dekontla sabittir. Prim rakamları nettir ve vergileri de kulübümüz tarafından ayrıca ödenmiştir.
Yeri gelmişken belirtmek isterim ki; Alex gibi parayı çok seven bir oyuncu 100 dolar alacağını almak için bile 100 takla atar. 2011 yılında bizler sözde şike davasında yargılanırken kulübümüzün en zor döneminde kendisi UEFA’ya verilmesi gereken ve tüm futbolculardan alınan rutin ‘alacağı yoktur’ yazısını imzalamamıştır. Hal böyleyken eğer 2008 tarihinde oynanan bir maçtan bir prim alacağı olsaydı bugüne kadar defalarca kulübe başvuru yapardı. Ayrıca kulüple sözleşmesi karşılıklı feshedildikten sonra Türkiye’den ayrılırken yaptığı basın toplantısında söyleyeceği her şeyi söylemiş, nedense bu konuyu hiç dile getirmemiştir. Zira tüm alacakları kendisine eksiksiz olarak ödenmiş ve karşılıklı ibra edilmiştir.
Kendisi, Brezilya basınına yaptığı açıklamalarda benimle ağız dalaşına girdiğini de iddia etmektedir. Paradan başka bir şey düşünmeyen bu şahıs benimle böyle bir konuda ya da başka bir konuda asla tartışmaya girmemiştir, girmesi de mümkün olamaz, haddi değildir. Kendisi o dönemde takım kaptanı olarak, yanıma geldiğinde bana sadece takım arkadaşlarını,hocasını şikayet eder ve primlerin ne zaman ödeneceğini sorardı. Prim konusunda bana her gelişinde takım arkadaşlarının çok ısrarcı olduğunu ifade eder, ben takımla toplantı yapıp bu konuyu sorduğumda ise diğer futbolcular kendilerinin böyle bir talebi olmadığını söylerlerdi. Her zaman şikayet etme alışkanlığı olan bu kişi “Zico antrenör değil, onunla şampiyon olamayız” diye bana şikayette bulunmuş, Zico ile kazanılan şampiyonluk sonrası ise “Zico büyük antrenör” demiştir.
Ayrıca bilinmelidir ki Alex De Souza’nın ayrılışı o dönem ki teknik direktörüne ihanet etmesi, kendisini onun yerine takımın teknik direktörlüğüne layık görmesi ve bu göreve gelmek istemesi üzerine gerçekleşmiştir. Gönlüm ister ki biz Metris’deyken takımımız Play-off’larda mücadele ettiği sırada bu futbolcunun ne gibi talepleri, tavırları olduğunu, şampiyonluğu neden kaçırdığımızı ve tüm yaşadıklarını dönemin teknik direktörü Aykut Kocaman kamuoyuna açıklasın.
Alex’e tavsiyem ülkesi Brezilya’da antrenörlük kursuna gitmesi ve Türkiye’de kendisine destek olan ağabeylerinden ben görevi bıraktıktan sonra da aynı desteği sürdürmeleri halinde görev beklemesidir.
Kaldı ki daha düne kadar Sayın Mahmut Uslu aracılığı ile bana “büyük başkan” mesajları göndererek randevu isteyen ve benim randevu vermediğim bu kişinin Sevilla maçının primini almış olmasına rağmen, şimdi böyle bir yalanla iftira atmasını yakında çıkacağı söylenen kitabının bir tanıtım çalışması olarak değerlendirmekteyim.
Bu sebeple bahsi geçen futbolcunun yaptığı açıklamaların çirkin bir iftira ve yalan olduğunu kamuoyunun bilgisine sunarım" ifadeleri kullanıldı.
ALEX DE SOUZA NE DEMİŞTİ?
Brezilya basınına konuşan Alex De Souza, Başkan Aziz Yıldırım hakkında şu ifadeleri kullanmıştı:
"Şampiyonlar Ligi İkinci Turu’nda Sevilla’ya karşı oynuyorduk. Başkan, eğer tur atlarsak 1 milyon dolar vereceğini söyledi.
İlk yarı bitti, Sevilla 3-1 öndeydi. Başkan soyunma odasına gelerek turu geçmemiz halinde 1 milyon değil, 1,5 milyon dolar vereceğini söyledi.
Tamam, bizim için fark eden bir şey yok. Maça çıktık. 3-2 yenildik ama penaltılarda turu geçtik. Türkiye’ye 1,5 milyon dolar alacaklı olarak döndük. Takımın kaptanı olarak, parayı ne zaman alacağımızı sordum. Başkan da ’Chelsea maçından sonra’ dedi.
Öyle olmamasını umuyordum çünkü o maçtan sonra elenmiş olabilirdik. Bu düşünceme karşılık Chelsea maçı için ayrı bir ödülün olacağını belirtti.
Halbuki benim bahsettiğim para Sevilla maçı içindi. Chelsea karşısına başımız dik bir biçimde çıktık. İstanbul’da 2-1 kazandık, Londra’da 2-0 yenildik. Başkandan ücreti tahsil etmek istedim ama Sevilla eşleşmesinin ardından kazandığımız parayı, Chelsea maçını kaybettiğimiz için vermeyeceğini söyledi.
En başta o primin Sevilla için olduğunu o söylemişti, ben değil. Chelsea için bahsedilenler ondan bağımsızdı. Altı ay sonra bu defa Beşiktaş ile karşılaşıyorduk. Bu defa takıma kazanmamız halinde 1 milyon dolar ödeyeceğini söyledi.
Gülmeye başladım. Çirkin bir ağız dalaşına girdik. Ona, ’Başkanım, bu gruba zaten 1.5 milyon dolar borcunuz var. Bunun 1 milyon daha fazla veya az olmasını kimse önemsemiyor. Biz ödül için burada değiliz. Kazanmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız’ dedim. O da demagoji yaptığımı iddia etti. Bunu kabul etmedim. O gün konuşma yaptığı grubun yüzde 80’ine zaten 1.5 milyon dolar ödemesi gerekiyordu, Beşiktaş maçını kazanmamız halinde ise 2.5 milyon dolar. Dolayısı ile bu parayı da ödemeyeceğini düşünmüştüm. Sevilla primlerini ödemedi ama Beşiktaş’ınkini ödedi.
Sevilla primi tarih oldu."
Kaynak: İHA