İş Dünyasının Duayenleri Başarısızlıkları İle Büyüledi

İSO 13’üncü Sanayi Kongresi’nde ’Bazen Olmaz! Başarısızlık da Hayatın Bir Parçası’ oturumunda, iş dünyasının duayenleri deneyimlerini paylaştı.

’Matematik, Teknoloji ve Başarısızlık’ konularına yönelik farkındalık yaratmayı hedefleyen İSO 13’üncü Sanayi Kongresi’nde ’Bazen Olmaz! Başarısızlık da Hayatın Bir Parçası’ oturumunda, iş dünyasının duayenleri Ahmet Nazif Zorlu, Ahmet Çalık, Agah Uğur ve Teknik Direktör Mustafa Denizli deneyimlerini paylaştı.

Çalık Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık, sözlerine bir hikaye ile başladı: “Büyük ustaya sormuşlar, ‘Nasıl büyük usta oldun?’ diye. O da ‘Doğru kararlar vermekle’ demiş. ‘Doğru kararları nasıl alıyorsunuz peki?’ demişler. ‘Yaptığım yanlış kararlarla’ demiş”. Hikayede olduğu gibi kendi hayatında da bazı yanlış kararlar ve başarısızlıklar olduğunu dile getiren Çalık, şunları söyledi:

“Bunlar bizim en büyük birikimlerimiz. Yanlış kararlarla gelen başarısızlıklar da iş dünyasına yön veriyor. Bazen biz arkadaşlarımıza hata yapmalarını emrederiz. Tabi burada muhakkak riskleri ölçmek lazım. Hedeflerimiz belli olmalı. Haddimizi de bilmemiz lazım. Buna da risk yönetimi diyoruz ki bu da tecrübemiz oluyor. Örneğin 2000’de hedef koymuştuk. Aralarında Türk Telekom, Petkim ve Tüpraş’ın da olduğu altı büyük ihaleden en az ikisini ya da üçünü alırız diye hedefledik. Ancak hiçbirini alamadık. Türk Telekom’da en yüksek fiyatı vermiştik. Kesin alırız dedik. Rakibimiz Öger Grubu’nu analiz ettiğimizi düşündük. 4,4 milyar dolar ile başladığımız ihale 6,5 milyar dolara gitti. Biz kaybettik ancak 2 milyar dolardan fazla ülkemize kazandırdık. Bu ihalede şunu öğrendik. Türk Telekom’da devam etmeyi istemiştik ancak ortağımız istemediği için ilerleyemedik. Bu ihale sonrası biz de artık ‘bir ortak isterse devam edebilir’ maddesi koyuyoruz”.

Teknik Direktör Mustafa Denizli ise yaşadığı başarısızlıklara ilişkin şu anekdotları paylaştı:

“Benim işimde başarısızlık, toplumla birlikte yaşanıyor. Ben hayata başlarken başarısız başladım. 50 yıl önce, 1965 yılında futbol hayatına başladığımda, Çeşme’den otobüsle İzmir’e giderken ‘Benim değerimi bilmiyorlar. İki ay sonra A takımında oynayacağım. Yılsonunda gol kralı olarak Çeşme’ye döneceğim’ diye hayal kuruyordum. Daha 15 yaşımdaydım. Mayıs 1966’da ise Altay takımı yetkilileri bana ‘Senden hiçbir şey olmaz. Sana şu kadar harcama yapıyoruz. Okula gidip geliyorsun, üç öğün yemek yiyorsun ama geçen 10 ay gösterdi ki senden bir şey olmaz’ diyerek teşekkür etti. Altay kulübü ile ilişkim kesildi. Ben üzüntüden garaj yolunu bulamadım. Nasıl giderim Çeşme’ye diye kara kara düşünüyordum. O dönem eve dönmek yerine, dayımda kalarak sabahları sahilde koşular yaptım ve güç depoladım. Fıtratımda vazgeçmeme var. Başarısızlık, başarıdan bence daha büyük bir ders oluyor. Sonrasında İzmir’de genç kadro seçmelerine girdim ve kadroya seçildim. Yani Altay’dan kovulduğumdan üç ay sonra genç Türk Milli Takımı’na seçildim. Futbol Federasyonu’ndan Altay kulübüne telefon açtılar. Altaycılar da Çeşme’ye geldi, oğlum sana kim yanlış yaptı diye. İzmir’de Kıbrıs Şehitleri Caddesi vardır. Bir dönem o caddeyi dört dakikada geçerdim. Ünlü ve başarılı olduktan sonra 35-40 dakikada geçer oldum. O caddeyi 4 dakikada geçirten neden, başarısızlıktır. Dersler başarıdan değil başarısızlıktan çıkar. Onu yaşamadan, değerini bilmen çok zor”.

ZORLU: "SENETLER PROTESTOLU ÇIKTI, BABAM İŞİ BIRAKIYORUM DEDİ"

Tekstil beyaz eşya, gayrimenkul gibi pek çok alanda faaliyet gösteren Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, başarısızlık deneyimlerini şu şekilde paylaştı:

“Sağlık Bakanlığı’nın bir yazılımı vardı. Bu işe girdik ama üç-dört yılda büyük zarar yazdık. Bana bu işi öneren arkadaşlar üzüldü. Oysa zararın neresinden dönersen kardır. Üzerine çarpı çektik. Daha büyük yerlere girdik. Olmuyorsa bitirmeyi bilmek lazım. Arkaya dönüp bakmadan, ileriye bakmak lazım. Yine 1960’lı yıllarda bir müşterimize mal satmıştık. Karşılığında senet aldık. Sonra ikinci bir 20 bin TL daha mal sattık. Onun da karşılığında senet aldık. Böylece 40 bin TL riskimiz oldu. Sonra babam bir gün iki tane protestolu senet var dedi.

Gittim adama, bana ‘İki hafta sonra gel’ dedi.

Sonra baktık ki diğer senetler de patır patır dökülüyor. Senetlerin hepsi protestolu çıktı. Babam ‘Biz bu işi bırakacağız’ dedi.

Ben ise ‘Trabzon’a dönmem’ dedim. Babam ‘Borçlarımız var’ dedi.

Babamdan 10 bin kusürlük malı aldım. ‘Babacım, başarısız olursam bunu da oğlum yedi dersin. Bana güven’ dedim. O hırsla devam ettim. Hala da devam ediyorum” deyince salondan büyük alkış aldı.

Borusan Holding CEO’su Agah Uğur da başarmak için tutkuyla çalışmak gerektiğini ancak olmuyorsa da bırakmak gerektiğini vurguladı. Bir işte başarılı olmak için o işte ortalama 10 bin saat çalışmak gerektiğinin altını çizen Uğur, “Yani 10 bin saat kuralı ile o işi o kadar çok yapıyorsun ki tecrübe sahibi oluyorsun. Beatles beş parasızken, daha kariyerinin ilk günlerinde bir barda günde 16 saat durmadan çaldılar. Bu durum beş-altı ay böyle sürdü ve sonunda Beatles doğdu” dedi.

Başarısızlık konusunda yaşadığı pişmanlığı ailesinden bir örnekle açıklayan Uğur, şunları söyledi:

“Benim iki kızım var. 3-4 yaşlarında iken boy sorunları olacağını hissettim. Dünyanın en iyi doktorlarını İngiltere’de bulduk. 14 yaşına gelene kadar doktora gittik. Sonra da gördük ki yanlış ata oynamışız. Arkadaşlar bize ABD’ye gidin demişti. Hormon eksikliği varsa hormon tedavisi oluyorsun. İngiltere’de doktor yok demişti ama varmış. Şimdi benim kızlarım ufak tefek, minyon kaldılar. Doğru adama oynamayarak pişman oldum. Bununla birlikte ikisi de ABD’de okuyorlar ve benden çok daha mutlular. Kendi hayatıma ilişkin pişmanlıklarım da var. Genç yaşlarımda daha talepkar olmayı isterdim. İyi bir aile çocuğu olarak büyütüldüm. Sonradan neyin doğru olduğunu görünce ve inanınca, onu yapmaya başladım. Bu davranışı daha erken yaşta yapmayı isterdim. Hayata dair keşkelerimden biri de budur. Yine profesyonel kariyerimde averaj adamlara daha çok tahammül ettiğimi gördüm. Keşke daha az etseydim. Sizi daha çok zorlayan insanlarla çalışmanız gerekiyor. Kurumlar bu konuda özel bir çaba sarf etmezse, averajların yönettiği kişiler oluyor ve başarılar da averaj oluyor”.

ALİ NESİN VE ÖĞRENCİLERİ MATEMATİK ŞOVU YAPTI

13’üncü Sanayi Kongresi’nin son oturumu Bilgi Üniversitesi Matematik Bölümü Öğretim Üyesi ve Nesin Matematik Köyü kurucusu Prof. Dr. Ali Nesin tarafından gerçekleştirilen ’Hayat Oyundur, Oyun Matematiktir’ oldu.

Oturum öncesinde yaklaşık 30 ortaokul öğrencisi İzmir Şirince’deki Matematik Köyü’nde iki gün süren matematik eğitimi almış ve Kongre için hazırlanmışlardı. Sahneye öğrencileri ile çıkan Prof. Dr. Ali Nesin, birlikte matematiksel formülleri içeren oyunlar oynadı. Oyunlar ilerledikçe çocuklar matematiksel çözümler buldu. Nesin, bu yolla oyun oynayarak da çocuklara eğitim vermenin mümkün olduğunu söyleyerek, “Sadece sonuç odaklı bir eğitim sistemine sahibiz. Çocukları düşünmeye yönelten eğitimden uzak durumdayız” dedi.

Nesin’in matematik formüllerine dayanan oyunlarına seyirciler de çocuklarla birlikte iştirak etti.

Kaynak: İHA