Koyuncu'nun Vefatı ve Kulüp-medya İlişkileri...

Sabah gazetesi foto muhabiri Erkan Koyuncu'nun, Galatasaray Kulübü'nün Metin Oktay Tesisleri giriş kapısında yaşanan kaza sonucu vefatı, spor kulüplerin özellikle son yıllarda medya temsilcilerine yaklaşımları ve haber alma özgürlüğü konularını gündeme getirdi.

AA muhabirinin görüşlerini aldığı, Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Genel Başkanı Naci Arkan, yaşanan bu acı olayın kulüplerle, medya arasındaki kopukluğu gösterdiğini, Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor ve Bursaspor kulüplerinin yetkililerine, yaşanan sıkıntıları konuşmak için görüşme talebinde bulunacaklarını bildirdi.
Kulüplerin son yıllarda medyaya karşı koyduğu yasakların haber almayı zorlaştırdığını vurgulayan Arkan, şunları söyledi:
"Yönetim kurulumuzda yapacağımız toplantıda, basın mensuplarının bilhassa takımların antrenmanlarını takip etme konusundaki olayları yeniden masaya yatıracağız. Kulüplerin yasakları biraz daha fazla öne çıkarmaları, spor basınına haber alma konusunda bazı zorlukları ortaya koyması, ister istemez basında doğruluğu tam sağlanamayan haberlerin çıkmasına neden oluyor ve kulüpler de bundan rahatsız oluyor. Eskiden kulüp muhabirleri, yazarları antrenmanları takip edip, o antrenmanla ilgili bilgi verirlerdi. Son 5-6 yıldan beri bu mümkün değil. Sadece bir iki antrenmanın 15-20 dakikası basına açık. Sadece görüntü alınıyor ve fikir sahibi olunamıyor. Sonunda da ciddi bir fikir yazısı ortaya çıkmıyor. İyi ilişkilerin tesis edilmesi, basının daha rahat haber alıp vermesi için kolaylık gösterilmesi, bir nevi düşmanlık haline gelmiş ortamın kaldırılması konusunda görüşme talebinde bulunuyoruz. Lig başlamadan bunu gündeme getireceğiz, oturup konuşacağız."

- "İşin peşini bırakmayacağız"

Bu konudaki taleplerine kulüplerin duyarlılık göstermek zorunda olduğunu, sorunları kulüpler bazında çözememeleri durumunda, Türkiye Futbol Federasyonu ve Gençlik ve Spor Bakanlığı nezdinde de gündeme getireceklerini, işin peşini bırakmayacaklarını aktaran Naci Arkan, şöyle devam etti:
"Eskiden bu böyle değildi. Bu işin böyle olmasının sebebi sadece basın değil. Taraftarların şiddete varan rekabet ortamı da maalesef antrenmanlarda basının önüne geçiyor. Mesela, iki yıl önce şampiyon olmuş bir takımın taraftarının Florya'ya gidip, sevinç coşkusuyla kapıyı kırmasının ardından o kapı yapılarak bir tedbir alınmış. O kapı basın için konulmamış. Taraftar için yapılmış bir kapı, ama onun acısını ne yazık ki biz çektik. Şu anda bizim yüreğimiz yanıyor. Ama şu an olay sadece bu değil, olay, basının haber alma özgürlüğünün genişletilmesi. Doğru haberin alınması konusunda basına kolaylık gösterilmesi. Bunun için kulüplere yazılar hazırlandı. İnşallah bu görüşmelerin sonucunda da bazı iyileştirmelerin ortaya çıkacağını tahmin ediyorum."

- Sarıçiçek: "Haber alamıyorsun. Beş tonluk demir kapılar koyuyorlar önüne"

Türkiye gazetesi spor yazarı Hasan Sarıçiçek ise AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, son yıllarda spor medyasıyla, spor kulüplerinin ve spor camiasının çalışma şartlarının çok ağırlaştığını belirterek, "Haber alamıyorsun. Beş tonluk demir kapılar koyuyorlar önüne" dedi.

Buna benzer olayların bir daha yaşanmaması için sonuçlarının iyi analiz edilmesi gerektiğini vurgulayan Sarıçiçek, şu ifadeleri kullandı:
"Biz eskiden, Fatih Terim futbolcu iken, Mustafa Denizli oynarken, o tesislerin (Metin Oktay Tesisleri) içinde röportajlar yapıyorduk. Birebir sohbetler yapıyorduk. Commercial (Ticari) dediğimiz spor dünyası ne yazık ki canavarlaştırdı sporu. Artık bir spor olmaktan öteye geçti. Her şey bir endüstriyel vaka haline geldi, yani robotlaştırıldı. Sporun ruhu kayboldu. Canavarlaşan bu endüstride insanlar kendilerini inanılmaz bir şekilde koruma çadırı içine aldı. Acı gerçek şu; kral çıplak diyen irade kalmadı. 3 Temmuz süreci bu yüzden yaşandı. İnsanlar istişare müessesesini, boy aynası olma müessesesini kapattılar."
Bundan sonra suçlu aramak yerine, "Bu yanlışları nasıl düzeltiriz?" meselesinin gayreti içine girilmesi ve ortak bir yol bulunması gerektiğini anlatan Sarıçiçek, şunları söyledi:
"Medya, teknik adam, futbolcu, hakem, yönetici, spor adamı işbirliğinin olması gereken saygınlıkta ve kalitede olması lazım. Spor, özünde oyundur. Keyif almanız gerekir. Bugün milyar dolarların konuşulduğu bir piyasada oyundan ne kadar söz edebilirsiniz? Geçmişte elini kolunu sallayarak girdiğin tesislere de bugün eğer bu kadar korunma ihtiyacı duyuluyorsa bunu spor camiasının oturup iyice analiz etmesi lazım. Kulüp başkanlarının oturup iyice analiz etmesi lazım. 'Biz bu oyunu canavarlaştırıyoruz' demesi lazım."

- Belge: "Yasakçı kafanın kurbanı Erkan"

Eski TSYD Genel Başkanı Onur Belge de spor medyasına son dönemde uygulanan yasaklara vurgu yaparak, "Yasakçı kafanın kurbanı Erkan. Yasakçı zihniyetin, kulüplerimizi yöneten ama aslında yönetemediklerini örtmeye çalışan yöneticilerine sesleniyorum; yeter artık. Bari bu olayı kapatmayın" dedi.

Belge, Galatasaray Kulübü'nün kongre ve divan kurulu üyesi Ali Özarboy'un, yaklaşık iki ay önce Metin Oktay Tesisleri'ne alınmadığı bir olayı da anlatarak, şunları söyledi:
"Sevgili Erkan Koyuncu'nun vefatı beni iki türlü yaraladı. Ben, rahmetli babası, arkadaşım Selahattin Koyuncu'nun Erkan Koyuncu'yu nasıl yetiştirdiğini biliyorum. Burada, bu yasakçı zihniyetin, kulüplerimizi yöneten ama aslında yönetemediklerini örtmeye çalışan yöneticilerine sesleniyorum, yeter artık. Bari bu olayı kapatmayın. Çünkü aynı kapıda yaklaşık iki ay kadar önce Galatasaray ana okulundan yetişip en üst kademesinden mezun olan, kongre ve divan kurulu üyesi olan, voleybolda hakem, yönetici, federasyon görevlisi olarak çok parlak geçmişi olan Ali Özarboy'a aynı şeyler yapıldı. İçeriye alınmadığı gibi bir de hakarete uğradı. O zaman ona tepki verip sorumlularına ses çıkarmayanların davranışlarının sonucu sevgili Erkan'ın hayatına mal oldu. Yazık değil mi?"

Kaynak: AA