Sümer Açıklaması

Trabzonspor eski Başkanı Özkan Sümer, 3 Temmuz şike sürecinde Trabzonspor'un haksızlıktan çok güçlenerek çıkabileceğini ancak enerjisini tümüyle şike sürecinde kaybettiğini söyledi.


Trabzonspor’un şampiyonluk yaşadığı yıllarda teknik direktörlük görevinde bulunan ve bordo-mavili takımında başkalık görevi de yapan Özkan Sümer, bugün Trabzon Gazeteciler Cemiyetinde basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Bir süredir Trabzonspor ile ilgili çalışmaların yapıldığını belirten Sümer, "Derneklerde kurumlarda, kişilerde. Burada ki hedef, böyle bir yönetim kurulu oluşumu falan değil. Kendimiz ile ilgili hesabımız mevcut değil. Yalnızca lehine parçalar toplama neticesinde ikili ilişkiler geliştirmeye çalışıyoruz. Artık bir hesaplaşma değil hesap yapma dönemini başlatmak istediğimiz için. Barışın camiaya hakim olması için ortaya konulan ilişkiler ve faaliyetlerdir. Böylece bir yanlış anlaşılmayı düzeltmiş olalım” dedi.

"TRABZONSPOR'UN BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ BOZULDU"
Trabzonspor’un bağışıklık sisteminin ne yazık ki bozulduğunu vurgulayan Sümer, "Bir büyük kulübün bağışıklık sistemini oluşturan bütünlüktür. Trabzonspor’un bağışıklık sistemi ne yazık ki bozuldu. O bütünlük değerini kaybeden bir Trabzonspor. Eğer Trabzonspor herkesin özlediği beklediği büyük hamle yapacak ise buna 2 şeyden başlaması lazım. 1 doğru bilgi, ikinci bütünlükten. Bunlar yok ise umuttan bahsedilemez. Her şeyden önce bir bütünlük ama farkındalık değerini barındıran bir bütünlük. Çatışmanın durması gerekiyor. Trabzonspor üzerinde çok çatışmalar çıkıyor bunları durdurmak gerekiyor. Trabzonspor parçalarının tamamına muhtaçtır. Bir kısım farklılıklarımız, aşırılıklarımız olacak. Ama Trabzonspor’un ihtiyaç duyduğu duygu ve düşüncede bütünlük gerekir. Herkes aynı yolda aynı doğruda olacak gibi bir anlayış doğru değil. Bir de çatışmanın durması gerek. Trabzonspor üzerinde ciddi çatışmalar oldu. Bunlar hasar verdi. Bunu gidermek gerek" ifadelerini kullandı.

"TRABZONSPOR'UN İÇİNDE YAŞAMAK BAŞKA BİRŞEY"
Trabzonspor’u içinde yaşamanın başka bir şey olduğunun belirten Sümer, “Bir ayrıştırma söz konusu değil. 'Trabzonspor parçalarının tamamına muhtaçtır' ifadesi şunlar-bunlar dışta kalsın anlayışını barındırmıyor. Ancak şu illa katılsın, şunlar şurada yer alması gerekir şeklinde bir saplantı içinde de değiliz. Benim bir kere hizmet anlayışım, Trabzonspor’un içinde olmak başka bir şey. Trabzonspor’u içinde yaşamak başka bir şey. Ben içimde ki Trabzonspor’a kendimi sorumlu gördüğüm için bir takım katkılar yapmaya çalışıyorum. Bunun temelinde bütünlük ve farkındalık vardır. Hep beraber bir aksiyona bağlanmak vardır” şeklinde konuştu.

"DORUK HESABI YAPTIĞIN YERDE, DORUKTA OLMAYABİLİRSİN"
Antrenörlük hayatını sonlandırdığında hayatında bu kararlar birlikte bir mantık hayatı yaptığını söyleyen Sümer, “İki tane mantık hatası yaptım. Başkanlığı kabul etme ile kendi antrenörlük hayatımı sonlandırdım. Benim başkaları gibi bir başka işim yok. Antrenörlük başkanlıktan sonra yapılamayacağına göre, antrenörlük hayatımı sonlandırdım. İkinci mantık hatası Trabzonspor’dan istifa ederek Trabzonspor’a verdiğim zarardır. Oysa düşündüğüm bazı rahatsızlıklarının içinde kalarak içimde devam ettirebilirdim. Böyle bir yansımasını hiç hesap etmedim. Trabzonspor’a o yönde zarar verdiğimi söyleyebilirim. Eğer Trabzonspor gerçekten güzel şeylerde buluşacaksa, bu defa bir yol değiştirmesi gereklidir. O yol değiştirme herhangi bir yol değiştirme olmaz. Yol değiştirmenin bilinci olacak. Yöneticilerimiz genelde amatör. Bu kadar zor bir sektörü kalkıpta, bu sektörde bilgi sahibi olmadan yönetmeye kalkmak en büyük sorundur. Bu sektör planlı yönetime ihtiyaç duyar. Plan doğrultusunda ki bir yönetim ya da planla ilgili bütünlüğü sağlayarak yapılan işler yüzde yüz başarıyı kabul etmez. Ama yüzde yüz başarısızlığı giderir. Doruk hesabı yaptığın yerde dorukta olmayabilirsin ama doruğa yakın yerde bitirirsin. Ama plansız gidersen hiçbir şekilde başarısız olma şansın yok. Kulüplerin en büyük rahatsızlığı bana göre bilgisizlik. Bu bilgisizlik bana göre çok maliyetli bir iş. İş adamı olabilirsiniz. Kendi alanınızda başarılı olabilirsiniz. Ama onun kendine özgü bir uzmanlık ihtiyacı vardır. Transfer çok teknik bir olay. Ama bu teknik olayı yöneticiler halletmeye çalışıyor. Bir insan doktor olmadan reçete yazması gibi bir şey. Bu noktada bedel ödenmesi kaçınılmazdır. Bu bedeli de Trabzonspor ödüyor. Yıllardır bu bedeli ödüyor. Bu bedelleri ödemekten kurtulması, performans ortaya koymasıdır. Performans ortaya koyması doğru yolu bulmasıdır. Hep aynı yoldan giderek farklı şeyler bekliyoruz. Trabzonspor iyi şeyler bulacak ise bu defa yol değiştirmesi zorunludur. Yol değiştirme herhangi birşey olmaz. Yol değiştirmenin maliyeti de olacak. Böyle baktığımızda Trabzonspor’un aynı yolu izlemek gibi ısrarcılığı bu yönde ki sıkıntıları beraberinde getiriyor” diye konuştu.

"NEDENLERDEN HAREKET ETMİYORUZ"
Trabzonspor’un her şartta yarışmak zorunda olduğunu vurgulayan Sümer, “Futbol böyle barış, sevgi, dostluk, hak, adalet falan filan dendiğine hiç bakmayın, hiç alakası yok. Futbol dünyası inanılmaz bir kin, nefret, zalimlik, haksızlık taşıyan büyük bir aç gözlülük barındıran bir dünya olmuş. Böyle bir dünyada ayakta kalmak kolay değil. Futbolun böyle vahşi rekabetine uyum sağlamak için, bütünlük, doğru bilgi ve kurumsallaşmadan geçer. Trabzonspor’a özgü olan Trabzonspor’un 3 tane vazgeçilmezi var. Trabzonspor her şartta yarışmak zorunda. Kurumsallaşma ve üretmek zorundadır. Bunlar vazgeçilmez. Kim gelirse gelsin bunları yaşama geçirme ve daha etkin nasıl uygulanacağı şeklinde fikirden hareket etme gibi sorumluluğu vardır. Bir kere belirtilere bakıyoruz. Nedenlerden hareket etmiyoruz. Akçay’ın istifası Trabzonspor’a çare değil, çözüm değil. O yanlış mekanizmanın bir parçası. Esas olan o doğrultuda işleyişin nasıl olması gerektiği yönünde ki ihtiyaca doğru şekilde el atmak ve uygulamak. Onu sağlamadığımız müddetçe kişiler gelir gider. Ama rahatsızlık değişmez. Trabzonspor yarışırken gelişmeli. Bu zor bir şey değil. Bir kısım doğruları bir araya getirsen, o doğruları iyi yönetmeyi bildiğin, becerdiğin takdirde gerektiği şekilde ilişkiler geliştirdiğin takdirde, Trabzonspor her zaman yarışır konuma ulaşır” dedi.

"YENİ TEKNİK DİREKTÖR ÇÖZÜM OLMAYACAK"
Trabzonspor’a yeni teknik direktör getirmenin bir çözüm olmayacağını kaydeden Sümer, “Sadri Şener’in ilk dönemlerinde bir kısım doğru oyuncuyu bir araya getirdiler. Bu sırada yarış sağlandı. Ancak çok bilinçli bir oluşum olmadığı için o oyuncuların devamlılığını sağlayamadılar. Ya da o oyunculardan gerekli rantı elde edemediler. Oyuncuyu verebilirsin ve oyuncuyu verebilir şartlarına hazır olacaksın. Yerine ne koyacağını bilmelisin. Bu aksaklıklar Trabzonspor’u şuan ki şartlara taşıdı. Trabzonspor bu yönüyle teknik adam dediğin teknik kadrodur. Böyle iyi bir teknik kadro getirmenin maliyetini biliyoruz. Şu anda bunu bir çözüm olacağını düşünmüyorum. Ama araştırmalar gelecek için yapılmalı” diye konuştu.

"TRABZONSPOR, ENERJİSİNİ ŞİKE OLAYINDA TÜKETTİ"
Trabzonspor'un şike sürecinde bütün enerjisini kaybettiğini dile getiren Sümer, “Trabzonspor veya büyük kulüp, siyasetten yararlanacak ama siyasetin içinde olmayacak. Çünkü her kesimden insanı barındırıyorsun. Bir tarafa yanaştın mı, diğer tarafı kaybedersin. Bütün insanları kazanmaya çalışmalısınız. 3 Temmuz sürecinde ise Trabzonspor bu büyük haksızlıktan güçlenerek çıkabilirdi. Enerjisini tümüyle bu şike olayında tüketti. Şike olayında vereceği mücadeleyi ihmal etmeden bir kenarda devam ettirmeli ama futbolun doğal yapısında olan ihtiyaçlara dönükde bir çabası, heyecanı ve enerjisi olmalıydı. Bunları ihmal edip de, her şeyi şike olayı olarak gördüğümüz zaman, Trabzonspor bu noktada çok büyük zarara uğramıştır. Zaman zaman falan söylemleriyle karşılaşıyoruz. Futbolun kirlenmesi bir yana asıl tehlike futbol kinlendi. Onu temizlemek oldukça zor. Bugün geldiğimiz noktada kendimizi yeniden gözden geçirmemiz gerekir. Neleri daha iyi yapabiliriz, nelerden yararlanabiliriz noktasında düşünmeliyiz. Ama her şeyi bütünlük içinde değerlendirmeliyiz” şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA