'Sporda Şiddetin Çözümü İçin Herkes Elini Taşın Altına Koymalı'
Eskişehir Başsavcıvekili Celalettin Karanfil, spordaki şiddet sorununu barış, kardeşlik ve sevgi içinde çözmek için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini belirterek, "Önemli olan, suç bulup suçluyu cezalandırmak değil, suç işlenmesini baştan önlemektir" dedi.
Karanfil, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son yıllarda, spor alanlarında özellikle futbol sahalarında taraftarların neden olduğu şiddet olayları ve holiganizmin, yalnızca Türkiye'nin değil dünyadaki diğer ülkelerin de en öncelikli sorunlarından biri haline geldiğini söyledi.
Türkiye'de, sporda şiddetin ve düzensizliklerin önlenmesi amacıyla hazırlanan yasanın 2011 yılının nisan ayında yürürlüğe girdiğini hatırlatan Karanfil, en önemli konularından birinin de elektronik bilet olduğunu anlattı.
Kanunun içeriğinde ağır yaptırımlar bulunduğunu vurgulayan Karanfil, bu hükümlerin pek uygulanmadığını savundu.
- Hakeme hakaret etmenin cezası 14 ay hapis
Karanfil, yasanın 20'nci maddesindeki "Spor müsabakalarında görev yapan hakem, gözlemci ve temsilciler, bu görevleriyle bağlantılı olarak kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından kamu görevlisi sayılır" hükmünü anımsattı. Bu hükümle müsabakalarda şiddetin önlenmesi ve düzenin sağlanmasının amaçlandığına dikkati çeken Karanfil, şöyle devam etti:
"Yasada suç ayrımı yapılmamıştır. Bu kişilere karşı işlenen her türlü suç, bu kapsamda değerlendirilmelidir. Spor müsabakası, federasyonların düzenlediği veya düzenlenmesine izin verdiği ya da katkıda bulunduğu her türlü sportif karşılaşma ve yarışmayı anlattığı için bu hükümlerin sadece Spor Toto Süper Lig veya PTT 1. Lig'de uygulanacağı kesinlikle düşünülmemelidir. Bu hükümler, amatör kümeler dahil tüm spor branşlarında uygulanacaktır. Kamu görevlisi olunca şikayet şartı aranmamakta, cezalar daha da ağır uygulanmaktadır. Kamu görevlisi sayılan hakem, gözlemci ve temsilciye karşı örneğin basit yaralama suçu işlendiğinde şikayet şartı aranmaksızın soruşturma yapılacak şüpheli hakkında 6 aydan 18 aya kadar hapis cezası istemiyle kamu davası açılabilir. Yine hakem, gözlemci ve temsilciye karşı örneğin hakaret suçu işlenirse şikayet şartı aranmaksızın en az 14 aydan başlamak üzere hapis cezası istemiyle kamu davası açılabilir."
- Şikayet koşulu aranmayan durumlar
Spor alanları ve buralardaki eşyalara zarar verilmesi halinde Türk Ceza Kanununun ilgili hükmü gereğince 1 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle kamu davası açılabileceğini anlatan Karanfil, bu olay yakarak, yakıcı veya patlayıcı madde kullanılarak yapılırsa cezanın miktarının 2 yıldan 12 yıla kadar çıkabileceğini bildirdi.
Karanfil, kanunda geçen "spor alanı" kavramının, müsabaka veya antrenman sahaları, seyircilere ait seyir bölümleri, sporculara ait soyunma odası ve yasanın uygulaması kapsamında spor yapmaya elverişli alanları kapsadığı bilgisini verdi.
Sadece stada veya eklentilerine verilen zararın değil, örneğin spor alanındaki takım otobüsüne, herhangi bir seyircinin aracına ya da üzerindeki eşyaya verilen zararın da suç teşkil ettiğine değinen Karanfil, "Hatta seyircinin gözlüğünün kırılması, atılan meşaleyle bir seyircinin montunun yanması gibi olaylarda dahi bu hüküm uygulanacaktır. Spor alanlarında medya mensuplarının malzemelerine zarar verilmesinde de bu hüküm geçerlidir. Tekrar hatırlatıyorum ki burada kesinlikle şikayet şartı aranmayacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
- "Taraftarı karşısına alma korkusu"
Celalettin Karanfil, spor alanları ve buralardaki eşyalara zarar veren kişiler ve onların taraftarı olduğu spor kulübünün, meydana gelen zarardan müteselsilen sorumlu olduğunu aktardı.
Zararı gideren spor kulübünün, sorumlu taraftarlarına rücu hakkının saklı olduğuna işaret eden Karanfil, "Örneğin spor alanında aracıma zarar verdiler, yaktılar, camlarını kırdılar ya da lastiklerini kestiler. Kameramanın kamerasını kırdılar. Ben veya kameraman, meydana gelen zararı kulüpten isteyebiliriz" diye konuştu.
Karanfil, taraftar stada zarar verdiğinde veya koltukları kırıp sahaya attığında, kulübün bunu yapan seyirciden tazmin etme hakkı olduğunu belirtti.
En önemli zarar konusunun, federasyonların verdiği para cezası veya saha kapama nedeniyle meydana gelebilecek zararı da kulüplerin, zararın oluşmasına yol açanlardan isteyebileceği gerçeği olduğunu anlatan Karanfil, "Hukuki durum bu olmakla birlikte bugüne kadar gerek cezai yönde gerekse tazmini yönde harekete geçen federasyon yetkilileri veya kulüp yetkilileri görmedim. Burada en büyük etken taraftarı karşısına alma korkusudur. Nasıl olsa para cepten çıkmamaktadır" ifadesini kullandı.
- "Gerçek taraftarlar sahalardaki yerini alacak"
Yasanın, yürürlüğe girmesinden 3 yıldan daha fazla süre geçmesine rağmen hala verimli bir şekilde kullanılamadığını söyleyen Karanfil, şunları kaydetti.
"Kanunların çıkarılmasının yanı sıra kararlıkla uygulanması, şiddete müsamaha gösterilmemesi, kanun koyucunun, federasyonların, yöneticilerin, sporcuların, taraftarların ve medyanın konuya samimiyetle yaklaşması, hemen her platformda dile getirilen ve temeli eğitimden geçen basit bir iki uygulamayla konunun ciddi olarak ele alınması, hiç taviz verilmeden yapılacak bir mücadeleyle sporda şiddetin önüne geçilecek, böylece gerçek taraftarlar sahalardaki yerini alacaktır. Spor güvenliği, taraftarların haklarından en önemlisidir. Sporda şiddeti barış, kardeşlik ve sevgi içinde çözmek için herkes elini taşın altına koymalıdır. Önemli olan, suç bulup suçluyu cezalandırmak değil, suç işlenmesini baştan önlemektir."
- Medyaya şiddet içerikli yayınlardan uzak durma çağrısı
Karanfil, genel olarak medya haberlerinde vurma, kırma, ölme, öldürme, düello gibi temaları işleyen başlıklar atılarak sporda şiddetin körüklendiğini vurguladı.
Medyada en masum şiddet sözünün "savaş" olduğunu aktaran Karanfil, diğerlerine örnek olarak da kavga, saldırı, kapışma, silah, intikam, imha, parçalamak, kurşun, öldürmek kelimelerinin gösterilebileceğine işaret eden Karanfil, şöyle konuştu:
"Şiddet içeren bu kelimeler yerine taraftar tahrik edilmemeli, centilmence davranması yönünde yayın yapılması konusunda politika oluşturulmalıdır. Yani spor gazeteleri futbolla ilgili haberler verirken taraftarlar arasındaki rekabeti düşmanlığa çevirmeye zemin hazırlayacak bir dil kullanmaktan kaçınmalıdır. Hakem hataları eleştirilirken de şiddeti teşvik edici açıklamalardan uzak durulmalıdır. Maddede birçok çelişkiler hatta anayasaya aykırı olduğu iddia edilen yönler vardır. Bunlar ayrı bir akademik çalışma konusu olabilir. Sporda şiddetin ve istenmeyen olayların önüne geçmek amacıyla elektronik bilet uygulamasına 14 Nisan 2014'te geçildi. Şu konuda bir karar vermek gerekir; sporda şiddet ve düzensizlikle mücadele edecek miyiz, etmeyecek miyiz? Mücadele edeceksek bu mücadeleyi bu kanunla mi yapacağız, başka bir yöntem mi izleyeceğiz?"
Türkiye'de, sporda şiddetin ve düzensizliklerin önlenmesi amacıyla hazırlanan yasanın 2011 yılının nisan ayında yürürlüğe girdiğini hatırlatan Karanfil, en önemli konularından birinin de elektronik bilet olduğunu anlattı.
Kanunun içeriğinde ağır yaptırımlar bulunduğunu vurgulayan Karanfil, bu hükümlerin pek uygulanmadığını savundu.
- Hakeme hakaret etmenin cezası 14 ay hapis
Karanfil, yasanın 20'nci maddesindeki "Spor müsabakalarında görev yapan hakem, gözlemci ve temsilciler, bu görevleriyle bağlantılı olarak kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından kamu görevlisi sayılır" hükmünü anımsattı. Bu hükümle müsabakalarda şiddetin önlenmesi ve düzenin sağlanmasının amaçlandığına dikkati çeken Karanfil, şöyle devam etti:
"Yasada suç ayrımı yapılmamıştır. Bu kişilere karşı işlenen her türlü suç, bu kapsamda değerlendirilmelidir. Spor müsabakası, federasyonların düzenlediği veya düzenlenmesine izin verdiği ya da katkıda bulunduğu her türlü sportif karşılaşma ve yarışmayı anlattığı için bu hükümlerin sadece Spor Toto Süper Lig veya PTT 1. Lig'de uygulanacağı kesinlikle düşünülmemelidir. Bu hükümler, amatör kümeler dahil tüm spor branşlarında uygulanacaktır. Kamu görevlisi olunca şikayet şartı aranmamakta, cezalar daha da ağır uygulanmaktadır. Kamu görevlisi sayılan hakem, gözlemci ve temsilciye karşı örneğin basit yaralama suçu işlendiğinde şikayet şartı aranmaksızın soruşturma yapılacak şüpheli hakkında 6 aydan 18 aya kadar hapis cezası istemiyle kamu davası açılabilir. Yine hakem, gözlemci ve temsilciye karşı örneğin hakaret suçu işlenirse şikayet şartı aranmaksızın en az 14 aydan başlamak üzere hapis cezası istemiyle kamu davası açılabilir."
- Şikayet koşulu aranmayan durumlar
Spor alanları ve buralardaki eşyalara zarar verilmesi halinde Türk Ceza Kanununun ilgili hükmü gereğince 1 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle kamu davası açılabileceğini anlatan Karanfil, bu olay yakarak, yakıcı veya patlayıcı madde kullanılarak yapılırsa cezanın miktarının 2 yıldan 12 yıla kadar çıkabileceğini bildirdi.
Karanfil, kanunda geçen "spor alanı" kavramının, müsabaka veya antrenman sahaları, seyircilere ait seyir bölümleri, sporculara ait soyunma odası ve yasanın uygulaması kapsamında spor yapmaya elverişli alanları kapsadığı bilgisini verdi.
Sadece stada veya eklentilerine verilen zararın değil, örneğin spor alanındaki takım otobüsüne, herhangi bir seyircinin aracına ya da üzerindeki eşyaya verilen zararın da suç teşkil ettiğine değinen Karanfil, "Hatta seyircinin gözlüğünün kırılması, atılan meşaleyle bir seyircinin montunun yanması gibi olaylarda dahi bu hüküm uygulanacaktır. Spor alanlarında medya mensuplarının malzemelerine zarar verilmesinde de bu hüküm geçerlidir. Tekrar hatırlatıyorum ki burada kesinlikle şikayet şartı aranmayacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
- "Taraftarı karşısına alma korkusu"
Celalettin Karanfil, spor alanları ve buralardaki eşyalara zarar veren kişiler ve onların taraftarı olduğu spor kulübünün, meydana gelen zarardan müteselsilen sorumlu olduğunu aktardı.
Zararı gideren spor kulübünün, sorumlu taraftarlarına rücu hakkının saklı olduğuna işaret eden Karanfil, "Örneğin spor alanında aracıma zarar verdiler, yaktılar, camlarını kırdılar ya da lastiklerini kestiler. Kameramanın kamerasını kırdılar. Ben veya kameraman, meydana gelen zararı kulüpten isteyebiliriz" diye konuştu.
Karanfil, taraftar stada zarar verdiğinde veya koltukları kırıp sahaya attığında, kulübün bunu yapan seyirciden tazmin etme hakkı olduğunu belirtti.
En önemli zarar konusunun, federasyonların verdiği para cezası veya saha kapama nedeniyle meydana gelebilecek zararı da kulüplerin, zararın oluşmasına yol açanlardan isteyebileceği gerçeği olduğunu anlatan Karanfil, "Hukuki durum bu olmakla birlikte bugüne kadar gerek cezai yönde gerekse tazmini yönde harekete geçen federasyon yetkilileri veya kulüp yetkilileri görmedim. Burada en büyük etken taraftarı karşısına alma korkusudur. Nasıl olsa para cepten çıkmamaktadır" ifadesini kullandı.
- "Gerçek taraftarlar sahalardaki yerini alacak"
Yasanın, yürürlüğe girmesinden 3 yıldan daha fazla süre geçmesine rağmen hala verimli bir şekilde kullanılamadığını söyleyen Karanfil, şunları kaydetti.
"Kanunların çıkarılmasının yanı sıra kararlıkla uygulanması, şiddete müsamaha gösterilmemesi, kanun koyucunun, federasyonların, yöneticilerin, sporcuların, taraftarların ve medyanın konuya samimiyetle yaklaşması, hemen her platformda dile getirilen ve temeli eğitimden geçen basit bir iki uygulamayla konunun ciddi olarak ele alınması, hiç taviz verilmeden yapılacak bir mücadeleyle sporda şiddetin önüne geçilecek, böylece gerçek taraftarlar sahalardaki yerini alacaktır. Spor güvenliği, taraftarların haklarından en önemlisidir. Sporda şiddeti barış, kardeşlik ve sevgi içinde çözmek için herkes elini taşın altına koymalıdır. Önemli olan, suç bulup suçluyu cezalandırmak değil, suç işlenmesini baştan önlemektir."
- Medyaya şiddet içerikli yayınlardan uzak durma çağrısı
Karanfil, genel olarak medya haberlerinde vurma, kırma, ölme, öldürme, düello gibi temaları işleyen başlıklar atılarak sporda şiddetin körüklendiğini vurguladı.
Medyada en masum şiddet sözünün "savaş" olduğunu aktaran Karanfil, diğerlerine örnek olarak da kavga, saldırı, kapışma, silah, intikam, imha, parçalamak, kurşun, öldürmek kelimelerinin gösterilebileceğine işaret eden Karanfil, şöyle konuştu:
"Şiddet içeren bu kelimeler yerine taraftar tahrik edilmemeli, centilmence davranması yönünde yayın yapılması konusunda politika oluşturulmalıdır. Yani spor gazeteleri futbolla ilgili haberler verirken taraftarlar arasındaki rekabeti düşmanlığa çevirmeye zemin hazırlayacak bir dil kullanmaktan kaçınmalıdır. Hakem hataları eleştirilirken de şiddeti teşvik edici açıklamalardan uzak durulmalıdır. Maddede birçok çelişkiler hatta anayasaya aykırı olduğu iddia edilen yönler vardır. Bunlar ayrı bir akademik çalışma konusu olabilir. Sporda şiddetin ve istenmeyen olayların önüne geçmek amacıyla elektronik bilet uygulamasına 14 Nisan 2014'te geçildi. Şu konuda bir karar vermek gerekir; sporda şiddet ve düzensizlikle mücadele edecek miyiz, etmeyecek miyiz? Mücadele edeceksek bu mücadeleyi bu kanunla mi yapacağız, başka bir yöntem mi izleyeceğiz?"
Kaynak: AA