Terzi Çırağı Olarak Başladığı Dünya Markasında Müdür Oldu
Terzi çırağı olarak işe başlayan Alaattin Çoban, 5 kıtada 50'den fazla ülke için üretim yapan dünya markası Sarar'ın Protokol Müdürü oldu. Çocukken yediği dayak yüzünden, adını dahi bilmeden başladığı spor dalında siyah kuşağa yükselen Çoban, bugün tekvando antrenörü, milli hakem ve Türkiye Tekvando Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi.
Çoban, AA muhabirine, 1974 yılında 12 yaşındayken doğduğu topraklar olan Ardahan'ın Hanak ilçesinden Eskişehir'e geldiğini anlattı.
Çocukluk döneminde ailesinin çok fakir olduğunu ifade eden Çoban, şunları söyledi:
"Yokluğun ne olduğunu bilenlerdenim. Köyümüzün gençleri aileden birer, ikişer ayrılır, büyük şehirlere inşaatlarda çalışmaya giderlerdi. Kazandığı parayı biriktirir, kışın köye tekrar dönerlerdi. Biz de ailede 7 kardeştik. Çok fakir olduğumuz için başka bir köye göç ederek çobanlık yapmaya başlamıştık. Arkabalardan birkaç kişi çalışmak için Eskişehir'e gidiyordu. Ben de ailemden habersizce trene binip onlarla Eskişehir'e geldim. Bu yolculuğum 3 sürdü."
Ağabeyinin kendisin den yaklaşık 7 ay önce Eskişehir'e geldiğini ve iyi bir terzi olduğunu dile getiren Çoban, "Kısa bir süre sonra Sarar'da terzi çırağı olarak işe başladım. Ama çıraklığı sevmiyorum. Hedefim iyi bir ütücü olmaktı. O zaman iyi bir ütücü biraz daha fazla para alıyordu, daha üstü olan makineci için ise boyum yetmiyordu. Sonradan işi öğrendim, yaka diken elaman oldum. Çünkü yaka dikenle, kol diken çalışanlar daha fazla para alıyordu" diye konuştu.
-"Benim akıl hocam Hacı Abdurrahman Sarar"
Sarar ailesinin kendisine maddi manevi katkılarının çok olduğunu aktaran Çoban, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bana işin ahlakını, çalışma düzenini, neler yapmak gerektiğini ve hayatı öğreten Sarar ailesidir. Rahmetli Hacı baba (Abdurrahman Sarar), beni bir gün evine yemeğe davet etti. Çok heyecanlandım. Kendi kendime 'Zengin evine gidiyorsun' dedim. Sofraya oturdum, bir çorba getirdiler bir de bayat ekmek. Yıkıldım. Çünkü 'zenginler taze ekmek yer, fakirler bayat ekmek yer' deriz. Hacı baba, benim ruh halimi anlamış ve 'bu bayat ekmeğin özelliği nimettir, çorbaya doğranır, çöpe atılmaz' dedi.
Daha sonra gelen yemekleri ve börekleri hiç unutamam. Bu hadise, bana büyük bir ders oldu. Yine bir gün Hacı baba, üstümdeki elbiseleri görünce, 'git mağazaya oradan bir elbise versinler' dedi.
Gittim elbise verdiler, köşede ağlayabildiğim kadar ağladım. Çünkü hiç yeni bir elbisem olmamıştı. Bundan çok etkilenmiştim. Oradan bir ayakkabı verdiler, mutluluktan adeta uçuyordum. Sarar ailesinin sağladığı imkanlarla güzel bir yaşantım oldu. Hem Eskişehir halkına hem Cemalettin-Celalettin-Sabahattin Sarar kardeşlere minnettarım. Ama benim en büyük akıl hocam merhum Hacı Abdurrahman Sarar'dı. Elinden tutanı, hastalandığında doktora götüreni, düşmekten koruyanı unutur musun? Unutmazsın. Ben de unutmadım ve hayatım boyuncada unutmayacağım. Biz de onların sayesinde Eskişehir gibi yerde çok güzel yerlere geldik"
-Yediği dayak, adını dahi bilmediği spor dalında lider yaptı
Alaattin Çoban, bu kadar yoğun temponun içinde bir de sporla uğraşmasının amacının gençlere öncülük etmek ve kötülüklerden korumak olduğunun altını çizerek, şu ifadelere yer verdi:
"Çocukluğumda gezerken Yeşiltepe Mahallesi'nde baktım çocuklar meyve yiyorlar. Ben de ağacın dalına çıkmış, kiraz yerken, herkes kayboldu. Tek başıma kaldım, meğerse yasakmış. Çünkü bizim köyde herkes ağacın dalından meyve yer, kimse bir şey demez. Ama burada ağacın sahibi geldi ve beni dövdü, hiç unutamam. 2 hafta yemek yiyemedim çenemin ağrısından. Sonra dedim ki 'beyaz elbise giyiyorlar ya (ne olduğunu bilmiyorum) onu giyeceğim, öğreneceğim ve ne kadar karşıma çıkanları döveceğim' dedim. Atatürk Caddesi'nde Arı Tiyatro Salonu vardı. Geçerken baktım, içeriden bağıranlar, çağıranlar. Girdim içeriye 'beni de yazın' dedim. 'Neye yazacağız' dediler. Dedim 'ona'. Onun adı meğer tekvandoymuş. Böylece başlamış oldum ve spor olduğunu o zaman öğrendim. Sarar'da hem çırak olarak çalışıyordum hem tekvandoya gidiyordum. Ayrıca sabahları işe gitmeden önce simit satıyordum, boş zamanlarımda da tuğla ocağında çalışıyordum. Tekvandoda lider oldum, siyah kuşak 5. dan seviyesine ulaştım."
Çoban, 1989'un ekim ayında CCS markasını Esnaf Saray'ında kurarak mağaza müdürü olduğunu ardından Cemalettin Sarar'ın daveti üzerine bir aile şirketi olan firmada protokol müdürü olarak göreve getirildiğini söyledi.
-Bir kişiye baktığında kaç beden giydiğini anlıyor
İşini severek yaptığını aktaran Çoban, "Görevim gereği siyasetçileri, bürokratları, iş dünyasını giydirirken onların beden ölçülerini de öğrendim. Bir kişiye baktığımda kaç beden giydiğini hemen anlarım" dedi.
Çoban, merhum iş adamı Sakıp Sabancı ile ilgili unutamadığı anısını şöyle anlattı:
"Sakıp Sabancı, konferans vermek için Eskişehir'e gelmişti. Sarar Şirketler Grubu Başkanı Cemalettin Sarar, konferans öncesi Sabancı'nın beden ölçüsünü aldı ve konferansın bitiminde yani 3 saat sonra merhum Sabancı'ya takım elbisesini teslim ettik."
-"Devlet büyüklerinin Sarar'ı tercih etmesinden şeref ve gurur duyuyoruz"
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) başkanlarının fraklarını Sarar'dan giydiğine değinen Çoban, devlet büyüklerini giydirmenin şeref ve gururunu, tercih edilmenin mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti.
"TBMM Başkanımız Cemil Çiçek, eski başkanlarımız Mustafa Kalemli, Ömer İzgi, Bülent Arınç, Köksal Toptan, Mehmet Ali Şahin'in fraklarını biz diktik ve kendilerine ben teslim etmiştim" diyen Çoban, şu bilgileri verdi:
"Eski Cumhurbaşkanları Turgut Özal'ın, Süleyman Demirel'in, eski Başbakanlarımız Necmettin Erbakan'ın, Mesut Yılmaz'ın, Bülent Ecevit'in ve Genelkurmay başkanlarımızın, birçok eski ve yeni kuvvet komutanımızın, Türkiye'deki birçok eski ve yeni bakanlarımızın, siyasetçilerimizin, iş adamlarımızın tercihi Sarar kalitesi olmuştur. Yine birçok ülkenin büyükelçisi, kendi ülkelerinde Sarar mağazalarında gördükleri ürünlerin Eskişehir'de üretildiğini öğrenince, merak edip fabrikamıza geliyorlar."
Sarar'ın bugün 5 kıtada 50'den fazla ülke için üretimlerini sürdürdüğüne dikkati çeken Çoban, "Bu da markalaşmanın getirdiği başarıdır. Yani markanı dünya piyasasında görmek istiyorsan tabi ki kaliteye, özgüvene çok dikkat etmek lazım" dedi.
-Renkli bir kişiliğe sahip
Siyah kuşak tekvando antrenörü ve milli hakem olan Çoban, Türkiye Tekvando Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi, Sarar Spor Kulübü'nün de başkanı. Eskişehirspor Yönetim Kurulu Üyesi olan Çoban, sosyal hayatta da aktif rol almış. Alaattin Çoban, Huzur Sevenler Derneği Başkanlığı, Eskişehir Büyükşehir ve Tepebaşı Belediye Meclis üyelikleri yapmış.
Çocukluk döneminde ailesinin çok fakir olduğunu ifade eden Çoban, şunları söyledi:
"Yokluğun ne olduğunu bilenlerdenim. Köyümüzün gençleri aileden birer, ikişer ayrılır, büyük şehirlere inşaatlarda çalışmaya giderlerdi. Kazandığı parayı biriktirir, kışın köye tekrar dönerlerdi. Biz de ailede 7 kardeştik. Çok fakir olduğumuz için başka bir köye göç ederek çobanlık yapmaya başlamıştık. Arkabalardan birkaç kişi çalışmak için Eskişehir'e gidiyordu. Ben de ailemden habersizce trene binip onlarla Eskişehir'e geldim. Bu yolculuğum 3 sürdü."
Ağabeyinin kendisin den yaklaşık 7 ay önce Eskişehir'e geldiğini ve iyi bir terzi olduğunu dile getiren Çoban, "Kısa bir süre sonra Sarar'da terzi çırağı olarak işe başladım. Ama çıraklığı sevmiyorum. Hedefim iyi bir ütücü olmaktı. O zaman iyi bir ütücü biraz daha fazla para alıyordu, daha üstü olan makineci için ise boyum yetmiyordu. Sonradan işi öğrendim, yaka diken elaman oldum. Çünkü yaka dikenle, kol diken çalışanlar daha fazla para alıyordu" diye konuştu.
-"Benim akıl hocam Hacı Abdurrahman Sarar"
Sarar ailesinin kendisine maddi manevi katkılarının çok olduğunu aktaran Çoban, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bana işin ahlakını, çalışma düzenini, neler yapmak gerektiğini ve hayatı öğreten Sarar ailesidir. Rahmetli Hacı baba (Abdurrahman Sarar), beni bir gün evine yemeğe davet etti. Çok heyecanlandım. Kendi kendime 'Zengin evine gidiyorsun' dedim. Sofraya oturdum, bir çorba getirdiler bir de bayat ekmek. Yıkıldım. Çünkü 'zenginler taze ekmek yer, fakirler bayat ekmek yer' deriz. Hacı baba, benim ruh halimi anlamış ve 'bu bayat ekmeğin özelliği nimettir, çorbaya doğranır, çöpe atılmaz' dedi.
Daha sonra gelen yemekleri ve börekleri hiç unutamam. Bu hadise, bana büyük bir ders oldu. Yine bir gün Hacı baba, üstümdeki elbiseleri görünce, 'git mağazaya oradan bir elbise versinler' dedi.
Gittim elbise verdiler, köşede ağlayabildiğim kadar ağladım. Çünkü hiç yeni bir elbisem olmamıştı. Bundan çok etkilenmiştim. Oradan bir ayakkabı verdiler, mutluluktan adeta uçuyordum. Sarar ailesinin sağladığı imkanlarla güzel bir yaşantım oldu. Hem Eskişehir halkına hem Cemalettin-Celalettin-Sabahattin Sarar kardeşlere minnettarım. Ama benim en büyük akıl hocam merhum Hacı Abdurrahman Sarar'dı. Elinden tutanı, hastalandığında doktora götüreni, düşmekten koruyanı unutur musun? Unutmazsın. Ben de unutmadım ve hayatım boyuncada unutmayacağım. Biz de onların sayesinde Eskişehir gibi yerde çok güzel yerlere geldik"
-Yediği dayak, adını dahi bilmediği spor dalında lider yaptı
Alaattin Çoban, bu kadar yoğun temponun içinde bir de sporla uğraşmasının amacının gençlere öncülük etmek ve kötülüklerden korumak olduğunun altını çizerek, şu ifadelere yer verdi:
"Çocukluğumda gezerken Yeşiltepe Mahallesi'nde baktım çocuklar meyve yiyorlar. Ben de ağacın dalına çıkmış, kiraz yerken, herkes kayboldu. Tek başıma kaldım, meğerse yasakmış. Çünkü bizim köyde herkes ağacın dalından meyve yer, kimse bir şey demez. Ama burada ağacın sahibi geldi ve beni dövdü, hiç unutamam. 2 hafta yemek yiyemedim çenemin ağrısından. Sonra dedim ki 'beyaz elbise giyiyorlar ya (ne olduğunu bilmiyorum) onu giyeceğim, öğreneceğim ve ne kadar karşıma çıkanları döveceğim' dedim. Atatürk Caddesi'nde Arı Tiyatro Salonu vardı. Geçerken baktım, içeriden bağıranlar, çağıranlar. Girdim içeriye 'beni de yazın' dedim. 'Neye yazacağız' dediler. Dedim 'ona'. Onun adı meğer tekvandoymuş. Böylece başlamış oldum ve spor olduğunu o zaman öğrendim. Sarar'da hem çırak olarak çalışıyordum hem tekvandoya gidiyordum. Ayrıca sabahları işe gitmeden önce simit satıyordum, boş zamanlarımda da tuğla ocağında çalışıyordum. Tekvandoda lider oldum, siyah kuşak 5. dan seviyesine ulaştım."
Çoban, 1989'un ekim ayında CCS markasını Esnaf Saray'ında kurarak mağaza müdürü olduğunu ardından Cemalettin Sarar'ın daveti üzerine bir aile şirketi olan firmada protokol müdürü olarak göreve getirildiğini söyledi.
-Bir kişiye baktığında kaç beden giydiğini anlıyor
İşini severek yaptığını aktaran Çoban, "Görevim gereği siyasetçileri, bürokratları, iş dünyasını giydirirken onların beden ölçülerini de öğrendim. Bir kişiye baktığımda kaç beden giydiğini hemen anlarım" dedi.
Çoban, merhum iş adamı Sakıp Sabancı ile ilgili unutamadığı anısını şöyle anlattı:
"Sakıp Sabancı, konferans vermek için Eskişehir'e gelmişti. Sarar Şirketler Grubu Başkanı Cemalettin Sarar, konferans öncesi Sabancı'nın beden ölçüsünü aldı ve konferansın bitiminde yani 3 saat sonra merhum Sabancı'ya takım elbisesini teslim ettik."
-"Devlet büyüklerinin Sarar'ı tercih etmesinden şeref ve gurur duyuyoruz"
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) başkanlarının fraklarını Sarar'dan giydiğine değinen Çoban, devlet büyüklerini giydirmenin şeref ve gururunu, tercih edilmenin mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti.
"TBMM Başkanımız Cemil Çiçek, eski başkanlarımız Mustafa Kalemli, Ömer İzgi, Bülent Arınç, Köksal Toptan, Mehmet Ali Şahin'in fraklarını biz diktik ve kendilerine ben teslim etmiştim" diyen Çoban, şu bilgileri verdi:
"Eski Cumhurbaşkanları Turgut Özal'ın, Süleyman Demirel'in, eski Başbakanlarımız Necmettin Erbakan'ın, Mesut Yılmaz'ın, Bülent Ecevit'in ve Genelkurmay başkanlarımızın, birçok eski ve yeni kuvvet komutanımızın, Türkiye'deki birçok eski ve yeni bakanlarımızın, siyasetçilerimizin, iş adamlarımızın tercihi Sarar kalitesi olmuştur. Yine birçok ülkenin büyükelçisi, kendi ülkelerinde Sarar mağazalarında gördükleri ürünlerin Eskişehir'de üretildiğini öğrenince, merak edip fabrikamıza geliyorlar."
Sarar'ın bugün 5 kıtada 50'den fazla ülke için üretimlerini sürdürdüğüne dikkati çeken Çoban, "Bu da markalaşmanın getirdiği başarıdır. Yani markanı dünya piyasasında görmek istiyorsan tabi ki kaliteye, özgüvene çok dikkat etmek lazım" dedi.
-Renkli bir kişiliğe sahip
Siyah kuşak tekvando antrenörü ve milli hakem olan Çoban, Türkiye Tekvando Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi, Sarar Spor Kulübü'nün de başkanı. Eskişehirspor Yönetim Kurulu Üyesi olan Çoban, sosyal hayatta da aktif rol almış. Alaattin Çoban, Huzur Sevenler Derneği Başkanlığı, Eskişehir Büyükşehir ve Tepebaşı Belediye Meclis üyelikleri yapmış.
Kaynak: AA