Usta kalemler dünkü maç için ne dedi?

Şampiyonlar Ligi B Grubu'ndaki ilk maçında TT Arena'da Real Madrid'i ağırlayan Galatasaray, rakibine 6-1'lik skorla mağlup oldu. Usta kalemler maçı yorumladı.

Şampiyonlar Ligi B Grubu'ndaki ilk maçında TT Arena'da Real Madrid'i ağırlayan Galatasaray, rakibine 6-1'lik skorla mağlup oldu. Usta kalemler bugünkü köşe yazılarında maçı yorumladı.

Sabah Yazarı Levent Tüzemen:

Savaşçı sakatlanınca


'Bazen bitmek bilmeyen dertler yağmur olur üstüne yağar. Ama rengarenk Gökkuşağı da yağmurlardan sonra çıkar.' Mevlana'nın bu sözü dün gece G.Saray adına tersten çalıştı. İlk yarım saatte Gökkuşağı Galatasaraylı oyuncuların üzerindeydi. Melo'nun önce füzesini sakatlanma pahasına Casillas kurtardı. Ardından yine Melo'nun önce kafa, sonra topukla yaptığı vuruşu kaleci Lopez kurtardı. En önemlisi Snejder'in gollük pasını Burak ön direğe koşu yapmayınca kullanmadı.
Real Madrid'in G.Saray kalesinde ayak izi bile yokken bir uzun topta 40 milyon euroluk İsco, Chedjou'nun hatasını golle cezalandırdı. Real Madrid Mesut Özil dönemindeki gibi tempolu oynamıyor, ama kaliteli ayakları buluştukları topları ezbere şekilde isabetli pasa çeviriyordu.

Gol sonrası Gökkuşağı kayboldu, G.Saray'ın üzerine 'Dert Yağmur'u yağmaya başladı. Drogba'nın sakatlanması adeta hezimetin habercisiydi. Çünkü, G.Saray sahadaki savaşçısını kaybetmişti.

Terim maç öncesi; 'Kazanmak için bizde yürek de var, istemek de var' demişti. Geçen sezon Real'i 3-2 yenen G.Saray'ın o günkü fizik gücü, temposu ve takım ritmi sezon başından beri yoktu. G.Saray'ın fizik gücü yüreğinin sesine ayak uyduramadı.

HAYAT DEVAM EDİYOR

İkinci yarının başında Burak'ın Amrabat'ın ortasında topu gol yapamaması sonun başlangıcı oldu. Melo'nun hatasıyla Benzema'nın attığı gol G.Saray'ın maçı döndürme adına pamuk ipliğine bağlı moralini ve direncini dibe vurdurdu.
Real grubun favorisi de olsa, skorun ağır hezimet boyutuna ulaşması dilerim Galatasaraylı oyuncuların hem lig hem de kalan Avrupa maçları için oyuncuların psikolojilerini olumsuz etkilemez. Bu hezimet hem G.Saray'ın tarihine hem de Terim'in kariyerine yazıldı. Gecenin en güzel ve en doğru hareketi taraftarın 'Selçuk takımı buraya getir' diye tribünlere çağırmasıydı. Sonuçta hayat devam ediyor, geçen yıl Avrupa'da çeyrek final oynayan bu oyuncular değil miydi? Büyük takımların her dibe vuruşlarının parlak yükselişleri olmuştur. Şimdi R.Madrid hezimetini unutup tüm camia kenetlenerek yaraları sarmalıdır.

Kanat Atkaya:

Usta kalemler dünkü maç için ne dedi?


İlhan Söyler:

Usta kalemler dünkü maç için ne dedi?


Hakan Ünsal:

Usta kalemler dünkü maç için ne dedi?

Rıdvan Dilmen:
Şimdi kenetlenme zamanı

Usta kalemler dünkü maç için ne dedi?


ERHAN TELLİ
Hepinizin eseri!


Futbolda klasikleşen düşünceleri ve cümleleri hiç sevmem. O nedenle, böylesine farklı bir şekilde kaybedilen bir maç için, ‘yazık oldu’ falan demek, pek benim tarzım değil.

İyi oynarsın, olmayacak bir gol yersin ve 1-0’lık sonuçla yenilirsin, o zaman tamam, ‘yazık oldu’ denir. Ama olmayacak o golü yedikten sonra, üzerine halı sahada bile yenmeyecek türden olmayacak goller yemeye devam edersen, bu senin beceriksizliğinden ve atamadığın gollerden kaynaklanır ki, tıpkı dün gece olduğu gibi, iyi başlasan da kaybedersin !

Adamlar kalene on kez gelip, yarım düzine gol atıp gidiyorsa, sen on kez gelip bir tane attıktan sonra, iyi oynasan ne yazar? Futbolda iyi oynayana değil, golü atana puanları veriyorlar. Özellikle şampiyonlar ligi gibi bir seviyesi yüksek bir platformda ise, kaçıranı malesef hiç ama hiç affetmiyorlar...

Fatih Terim gibi işini çok iyi bilen bir hocayı oyuncu tercihleri için eleştirmek, belki benim gibi ona teknik direktör olarak büyük bir saygı duyan biri için biraz ayıp olacak ama; sevgili hocam, birbirleriyle antrenmanda bile yan yana oynatmadığın, ligde 4 haftadır kadroya bile alamadığın bu dört yabancı oyuncuyu, Real Madrid gibi bir takıma karşı oynatmak da neyin nesi ? Bir futbolcunun en büyük düşmanı sayılan maç eksikliği, böylesine bir arenada, büyük bir risk değil mi ? Peki ya ilk yarının sonlarında Drogba sakatlandıktan sonra, ‘belki devre arasında iyileşir de geri döner’ diye, 4-5 dakika takımı Real gibi bir deve karşı on kişi oynatmak doğru mu? O esnada gelen iki ataktan biri gol olsa, kime ne diyeceksin?

Gelelim biraz da oyunculara...


Milyonlarca euroyu alırlarken, iyi oynadıklarını görünce ‘helali hoş’ olsun dediğimiz sözde yıldızlar, acaba dün gece Galatasaray için ne yaptılar? Mesela yılda 4,5 milyon Euroya yakın kazanWesley Sneijder’i, dün gece sahada top oynarken gören oldu mu ? Bu kadar kötü oynamasını, acaba kendisi nasıl izah ediyordur. Böyle bir maçta takımı için bir şeyler yapmayacak ve oynamayacaksa, hangi maçta yapacak ve oynayacak ?

Son olarak...

Bu ağır hezimetin saha içi sorumluları kadar, başta başkan Ünal Aysal olmak üzere, saha dışı sorumluları da var ! Sonuçlar teorik olarak sadece sahada alınıp, kaybedilmez. Saha dışı pisikolojik etkenler de çok önemlidir. Başarıyı tek başına sahiplenip, Fatih Terim ile arasındaki köprüleri uçurmakla sezona başlayan başkan, milli takım ve sözleşme polemikleri ile takımın tüm konsantrasyonunun bozulmasına imkan tanımış, ve belki de sonucunda Terim’i Galatasaray’dan koparacak olaylara göz yummuştur. Burada mutlaka Fatih Terim’in de hataları vardır. Ancak bu saatten sonra kimin haklı ya da haksız olduğundan ziyade, ortaya çıkan sonucun Galatasaray’a zarar verdiği gerçeğidir.