Terim'den çarpıcı açıklamalar
Kanaltürk televizyonunda yayınlanan 'Top Bizde' programına konuk olan Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim gündeme dair çarpıcı açıklamalarda bulunuyor.
Galatasaray Teknik Direktörü olarak 6. lig şampiyonluğunu yaşayan Fatih Terim, Kanaltürk'te yayınlanan "Top Bizde" adlı programa katıldı. Terim bu programda önemli açıklamalar yaptı:
"ÖNEMLİ BİR İŞ BAŞARDIK"
"Açıkçası ligin bitimine 2 hafta kala şampiyonluğu ilan etmek önemli bir iş. Pazartesi biraz geç kalktık. Kalktığımızda vazifesini yapmış insanlar olmanın huzuru vardı. Bütün bir sezonun şampiyon olarak bitmesi önemliydi. Kısa, orta ve uzun vade olarak hedefler koymuştuk. Üst üste gelen şampiyonluklar kısa vadeli hedeflerimizin tutmasını sağladı."
"BURADA İŞİM YOK O ZAMAN!"
"Uzun süredir sahaya giremiyorum. Şampiyonluk maçında bile sahaya 15 dakika giremiyorsunuz. Girdikten sonra bir tribün alkışlayınca 'diğerlerine haksızlık olmasın' diye bütün sahayı gezdim. Spontane gelişen bir olaydı. Çok çekişmeli ve rekabet dolu bir yarışma yapıyoruz. Bu sene bir de araya önemli bir Şampiyonlar Ligi girdi. Bu rekabet içinde insan şampiyon olmak istiyor. Bu heyecanı duymazsam burada işim yok. Bu, benim karakterimin bir parçası. Bir de son maç, şampiyonluğa yakışan bir oyun oynandı. Bu da benim coşkumu artıran bir neden olarak sayılabilir."
"REAL'E ELENMEK ÇOK ÜZDÜ"
"Real Madrid'e elenmemize 2. maçtan sonra çok üzüldüm. Ben oyuncularıma 'Elenmeyecek takım yok' dedim. Muhakkak rakibimize saygı duyuyoruz. Ama çok uzun yıllar beraberce buna bir isyanımız oldu. Avrupa üçüncülüğü vesaire... Biz rakibe saygı duyuyoruz ama bizim de önemli işler yapmamız lazım. Biraz ürkeklik, çekingenlik hissettim yoksa orada bulacağımız bir gol işleri değiştirirdi. Ben bu kadar kolay gol beklemiyordum açıkçası. Ama esas büyük hedef onu elemek olmalıydı. Ama çok üzüldüm. Müthiş bir iş yakalamıştık. Buralarda hep olmalıyız ki, sonra aleyhimize işler olmasın. Oralarda çok olduğunuzda size karşı yapılan hata sayısı da azalır."
"YABANCI SERBEST OLMALI"
"Ben Milli Takım'ın hocasıyken bana 'yabancı sayısı' sorulduğu zaman serbest bırakılmasını istediğimi söylemişimdir. Serbest bırakılsın ama kıstas konulsun. Yaş, rakam vesaire... Hem AB'ye aday olduğunuz bir dönemde. Fransa ve İtalya'da yabancı serbest. İspanya'da serbest. Ama Barcelona'da yine Pique oynuyor. İyi oyuncu oynar. Kulüplerin Federasyon'la toplanıp çok ciddi şekilde müzakere etmesi lazım. Ama tek sebep bu olabilir. Almanya'da, İngiltere'de belli oranda da olsa serbest. İyi oyuncu hangi pasaportu taşırsa taşısın oynar. Türkiye'de transfer sirkülasyonu kolay ise bununla başa çıkılır. Ama böyle de bir zorluk var. 8 milyon, 10 milyon Euro. Herkesin tüm kapıları açtığı, yasakların kalktığı bir ortamda bir daha düşünmek gerekir. Benim Türk oyuncum varsa ve yabancıdan iyiyse zaten oynar. Kimse genç oyuncunun önünü kesmez. Kanunla, yasakla bir yere gelinmez. İspanya neredeyse yabancı cenneti ama milli takımı görüyorsunuz yine Dünya Şampiyonu. Federasyon, Kulüpler Birliği ile beraber tekrardan oturmalı ve asgari müşterekte birleşilmeli."
"İSTİFA ETMEYİ DÜŞÜNMEDİM"
"Gençlerbirliği maçından sonra istifayı düşünmedim. Biz 1-2 maçta değişik bir huy edindik. Zora geldiğimiz zaman oyuncular olayın farkına veriyor. 'Sıkışınca iyi oynamak' diye bir şey çıktı ve ben de bunu sevmiyorum. Kayserispor karşısında kolay bir galibiyet aldık. Kayserispor bu ligin en güçlü takımlarından biri. Futbol oynamaya çalışan bir ekip."
"BU ŞEKİLDE BAŞARILI OLUNMAZ"
"Milli Takım'dan istifa etmemin sebebi şuydu. 'Milli Takım, kulüplerin üzerindedir' diyoruz ama kulüplerden arındıramıyoruz. O kulüp diyor ki 'Benden niye yok?' Öteki diyor ki 'Benden niye yok?' Milli Takım seyirciliğini geliştirmemiz lazım. Kısır çekişmelerden uzak olmalı. Federasyon Başkanı'nın, Milli Takım Teknik Direktörü'nün çok değiştiği bır ortamda başarılı olamazsınız. Takvim çok yoğun. Milli Takım'a zaman ayırılmalı. Bizim ülkemizde her zaman dünyayla yarışacak bir Milli Takım vardır. Ancak telaş etmemek lazım. İstikrarla devam etmek lazım. Abdullah Avcı seçilmiş, bunun üzerine çok konuşmaya gerek yok. Hepimizin saygı duyması lazım. Ona da fazla girmemek lazım. Hepimizin ona saygı duyması lazım."
"KURULLAR HAKKANİYETLİ DAVRANDI!"
"Karabük ve Mersin İdman Yurdu gibi düşmeyi hisseden takımlarla oynamak zordu ama oyuncularımız iyi hissettiler durumu. 6 şampiyonluk yaşadık. İkinci olduğumuzda da gittik zaten. Hepsi birbirinden güzel şampiyonluklardı. Birini diğerinden ayırmak haksızlık olur. Şampiyonluğun hepimize çok katkısı var. En değişik şampiyonluk geçen sene oldu. Onun dışında birini diğerinden ayırmam mümkün değil. 2 sene içinde biz rakiplerimizle çatışmadık. Kimseyi eleştirmedik. Rakiplerimize hep saygı duyduk. Tam böyle bir ortamda bu cezayı yemem hoş olmadı. Tek kelime etmedim ben hakemlere. Hatta penaltı olan bir pozisyon bana sorulduğunda da 'Hakem haklıdır' demişimdir. Onun için bu beni çok üzdü. Tek tesellim; geldikleri günden beri doğru kararlar veren adeta kuyumcu terazisi gibi ince eleyip sık dokuyan, hakkaniyetli davranan Disiplin Kurulu ve Tahkim Kurulu'nun vermesidir. Geldikleri günden beri kararları hep hakkaniyetlidir. Bir de Federasyon katılınca ilk kez 3'lü karar vermişlerdir. Tek tesellim budur (!) Siz seminerlerinizde bizi örnek gösterirseniz, o genç hakemlerin beynine kazırsanız böyle olur. 'Ben masumum' demiyorum ama mağdurum diyorum. Arada çok fark var. Saçmalıklar silsile halinde. Bir hakem hata yapmıyor mu, o insan. Oyuncu yapmıyor mu, o insan değil mi? İnsan. Hoca değil ama. Soyunma odasına giremez. Adamın işini elinden alıyorsun. Antrenörler cemiyetinin daha güçlü olması lazım. Antrenöre böyle davranmak bu kadar kolay olmamalı. Biz hakemlerle çok medeni şekilde konuşuyoruz. Aynı yolun yolcusuyuz zaten. Ben haklılığımı, haksızlığımı da geçtim. Ceza da yiyoruz zaten. Ben dışarıdayken şampiyonluğu kaybetseydim, bazı yerler şampiyonluğu kaybetmenin sorumlusu olarak beni göstermezler miydi? Bazı yerler derken adını siz koyun. Ben bazı yerler diyorum."
"KEYFİ KANUNLAR KOYAMAZSINIZ"
Keyfi kanunlar koyamazsınız. Ceza ertelemeleri normal. Ertelenmeli de, ceza kalkmalı da. Siz beni, mesleğimi yapamaz duruma getiremezsiniz. Çok ağır bir şey olmadığı sürece. Peki sizin statlarınızda bu cezalar için uygun fiziki koşullarınız var mı? 'Şurada oturur, burada durur' diye. O zaman alma stada. Bir futbolcunun elinden mesleğini alamazsın. Teknik direktöre hakkın yok. Hakemler için ne derler 'Mümkünse 22 kişiyi sahada tutmaya çalışmalı.' Kazanma adına her şey yapılmalıdır. Eğer hala devam ediyorsa zaten ceza. Ama bu ceza, kulübe verilen ceza oluyor. Para cezası verilir, başka şeyler olabilir. Bu kurullar isterse ceza için öyle sebepler buluyorlar ki. Bu insanlar aksi için de bir sebep bulurlar. Ben gerektiği yerde 'Yanlış yaptım' demesini de bilirim. Keşke olmasaydı. Ben oradan hiç ayrılmak ister miyim? Nasıl yansıdı bilmiyorum ama isteyerek yapmam mümkün değil. Tam tersi çok üzüldüm hala üzgünüm. Çok kızgınım, kırgınım kendim de dahil. Çünkü 2 senedir hakemlere tek kelime etmeyen de bendim. Provokasyon için bu sorular çok soruldu. Ağzını açmayan tek ben vardım ama bu ahval içerisinde olunca çok üzüldüm. Olmasaydı keske ama oluyor."
"SNEİJDER DAHA İYİ OLACAK"
"Sneijder yetenekli bir oyuncu ancak 4 ay hatta bana göre biraz daha fazla oynamadı. Böyle bir ortamda kendisinin en formdaki halinde olması mümkün değil. O geldiğinde biz 4-4-2 oynuyorduk. Bozmadan biz onu sol tarafa koyduk, olmadı. Ondan sonra 4-1-3-2'nin ortasına koydum. Daha doğru oynamaya başladı. Be sene bizim sezon başı geçirecek. Şu an yine sakat. Çünkü kolay değil birdenbire bu kadar. Sneijder adam kovalayan, müthiş mücadele eden biri değildi. Bizimle beraber olunca takıma katkı sağlayacaktır. Bizde forvet arkasında olacaktır."
"MUSLERA'YI BIRAKMAYIZ"
"Melo da aynı şeyi yaşadı. Bunu Drogba bile yaşadı sezon başı çalışmasına rağmen. 2 ay oynamadı. O da seneye bence bundan çok daha iyi olacaktır. Melo sezon başı geçirmediği gibi buradan gittikten sonra aşağı-yukarı 3 ay sonra döndü. Melo için bir karar vereceğiz. Alper Potuk gündemde. Yöneticilerimiz, başkanlarıyla konuşuyorlar. Önümüzdeki günlerde hep beraber oturacağız. Bir kısım gidenler de olacak. Tüm bu transfer dengelerini ve eksikleri hep beraber halledeceğiz. Onu da açıklarız zaten. Muslera'ya teklif gelse de bırakma nıyetınde değiliz. Hepimizin ortak düşüncesidir. Muslera bizim için çok önemli. Bırakmayı düşünmüyoruz. Biz hedeflerimizi yükseltmeyi düşünürken en önemli oyuncumuzu hiçbir yere bırakamayız. Rakam ne olursa olsun vermeyi düşünmüyoruz. Stoper olarak önceliğim var. Sol bek ve ön tarafa bakıyoruz. Ve tabii Melo varsa da yoksa da orta sahaya bakıyoruz. Doğru yerlere doğru oyuncuları alarak transferi kapamak istiyoruz. İnsanlar için başarılmayacak bir hedef yoktur. Başarmak için birtakım şeyleri yerine getirmezseniz, hiçbir hedefe ulaşamazsınız. Planlı çalışmanın yollarını bulup o şekilde hayatını devam ettirmek lazım. Melo özellikle son 5-6 muhteşem maç çıkardı. Melo tam konsantrasyonla oynadığı zaman Avrupa'nın en büyük orta saha oyuncularından."
"BURAK ÖNEMLİ BİR SİLAHIMIZ"
"Burak 3 büyük takımda oynayıp bize gelmiş yetenekli bir oyuncu. Ben yetenekli oyuncularıma hep şöyle yaklaştım: Var olanla yetinmeyin. 1 fazlasını yapmaya çalışın. Burak gol atıyor, tamam atar da atmış da. Ama Şampiyonlar Ligi'nde hiç atmamıştı, attı. Kafayla golü yoktu, attı. İnsan silahlarıyla donanmalı. Ben oyuncularımı daha iyi olmaları için için teşvik ederim. Yoksa Burak ömür boyu benimle otursun diye alınmadı. Burak'tan seneye baska şeyler istenecek. Burak bizim en önemli silahlarımızdan biri. Daha yaşı 27. O kadar çok yapması gereken şey var ki... Allah ona bunu vermiş. Ben Allah'ın ona vermediği şeyi istemiyorum. Yeteneklerini daha zenginleştirmek bizim işimiz olmalı. Kimse bulunduğu yerle yetinmemeli. Şükretmeli ama fazlasını koymalı üstüne."
"BAZILARIYLA YOLLAR AYRILACAK"
"Fikir ayrılıklarımızın yıpratıcı olmasına izin vermedik. Tam tersi güçlenmemizi sağladık. Galatasaray bir dünya kulübü ve daha iyi olma yolunda da ilerliyor. O zaman camiasının birleşmesinde çok büyük yararı olacaktır. Lig bittikten sonra karşı karşıya her şeyi konuşacağız. 5 sene de mukavele yapsanız hiçbir esprisi kalmıyor. Oyuncu geliyor 'Gitmek istıyorum' diyebiliyor. Oyuncularımızla rahat rahat her şeyi konuşacağız. Mesela en basiti Ujfalusi konusu... Düzgün davrandım o da geldi 'Ben burada oynamak istıyorum, rakamı da siz belirleyin' dedi. İhtimal var çünkü onunla ayrı bir diyaloğumuz var. Ama bazı arkadaslarımızla yollar ayrılacak. Eboue önemli bir bek ve 2 senedir istikrarlı bir şekilde oynuyor. İyi de bir çocuk. Alırken de biraz tantanalı oldu ama en önemli oyuncularımızdan biri olduğu ortada. Oradan bir sıkıntımız olacağını zannetmiyorum."
12 YIL SONRA GELEN İTİRAF
"2001'de Milan'ı çalıştırırken Sergen Yalçın'ı Milan'a transfer etmek istemiştim. İlk defa açıklıyorum.
"ÖNEMLİ BİR İŞ BAŞARDIK"
"Açıkçası ligin bitimine 2 hafta kala şampiyonluğu ilan etmek önemli bir iş. Pazartesi biraz geç kalktık. Kalktığımızda vazifesini yapmış insanlar olmanın huzuru vardı. Bütün bir sezonun şampiyon olarak bitmesi önemliydi. Kısa, orta ve uzun vade olarak hedefler koymuştuk. Üst üste gelen şampiyonluklar kısa vadeli hedeflerimizin tutmasını sağladı."
"BURADA İŞİM YOK O ZAMAN!"
"Uzun süredir sahaya giremiyorum. Şampiyonluk maçında bile sahaya 15 dakika giremiyorsunuz. Girdikten sonra bir tribün alkışlayınca 'diğerlerine haksızlık olmasın' diye bütün sahayı gezdim. Spontane gelişen bir olaydı. Çok çekişmeli ve rekabet dolu bir yarışma yapıyoruz. Bu sene bir de araya önemli bir Şampiyonlar Ligi girdi. Bu rekabet içinde insan şampiyon olmak istiyor. Bu heyecanı duymazsam burada işim yok. Bu, benim karakterimin bir parçası. Bir de son maç, şampiyonluğa yakışan bir oyun oynandı. Bu da benim coşkumu artıran bir neden olarak sayılabilir."
"REAL'E ELENMEK ÇOK ÜZDÜ"
"Real Madrid'e elenmemize 2. maçtan sonra çok üzüldüm. Ben oyuncularıma 'Elenmeyecek takım yok' dedim. Muhakkak rakibimize saygı duyuyoruz. Ama çok uzun yıllar beraberce buna bir isyanımız oldu. Avrupa üçüncülüğü vesaire... Biz rakibe saygı duyuyoruz ama bizim de önemli işler yapmamız lazım. Biraz ürkeklik, çekingenlik hissettim yoksa orada bulacağımız bir gol işleri değiştirirdi. Ben bu kadar kolay gol beklemiyordum açıkçası. Ama esas büyük hedef onu elemek olmalıydı. Ama çok üzüldüm. Müthiş bir iş yakalamıştık. Buralarda hep olmalıyız ki, sonra aleyhimize işler olmasın. Oralarda çok olduğunuzda size karşı yapılan hata sayısı da azalır."
"YABANCI SERBEST OLMALI"
"Ben Milli Takım'ın hocasıyken bana 'yabancı sayısı' sorulduğu zaman serbest bırakılmasını istediğimi söylemişimdir. Serbest bırakılsın ama kıstas konulsun. Yaş, rakam vesaire... Hem AB'ye aday olduğunuz bir dönemde. Fransa ve İtalya'da yabancı serbest. İspanya'da serbest. Ama Barcelona'da yine Pique oynuyor. İyi oyuncu oynar. Kulüplerin Federasyon'la toplanıp çok ciddi şekilde müzakere etmesi lazım. Ama tek sebep bu olabilir. Almanya'da, İngiltere'de belli oranda da olsa serbest. İyi oyuncu hangi pasaportu taşırsa taşısın oynar. Türkiye'de transfer sirkülasyonu kolay ise bununla başa çıkılır. Ama böyle de bir zorluk var. 8 milyon, 10 milyon Euro. Herkesin tüm kapıları açtığı, yasakların kalktığı bir ortamda bir daha düşünmek gerekir. Benim Türk oyuncum varsa ve yabancıdan iyiyse zaten oynar. Kimse genç oyuncunun önünü kesmez. Kanunla, yasakla bir yere gelinmez. İspanya neredeyse yabancı cenneti ama milli takımı görüyorsunuz yine Dünya Şampiyonu. Federasyon, Kulüpler Birliği ile beraber tekrardan oturmalı ve asgari müşterekte birleşilmeli."
"İSTİFA ETMEYİ DÜŞÜNMEDİM"
"Gençlerbirliği maçından sonra istifayı düşünmedim. Biz 1-2 maçta değişik bir huy edindik. Zora geldiğimiz zaman oyuncular olayın farkına veriyor. 'Sıkışınca iyi oynamak' diye bir şey çıktı ve ben de bunu sevmiyorum. Kayserispor karşısında kolay bir galibiyet aldık. Kayserispor bu ligin en güçlü takımlarından biri. Futbol oynamaya çalışan bir ekip."
"BU ŞEKİLDE BAŞARILI OLUNMAZ"
"Milli Takım'dan istifa etmemin sebebi şuydu. 'Milli Takım, kulüplerin üzerindedir' diyoruz ama kulüplerden arındıramıyoruz. O kulüp diyor ki 'Benden niye yok?' Öteki diyor ki 'Benden niye yok?' Milli Takım seyirciliğini geliştirmemiz lazım. Kısır çekişmelerden uzak olmalı. Federasyon Başkanı'nın, Milli Takım Teknik Direktörü'nün çok değiştiği bır ortamda başarılı olamazsınız. Takvim çok yoğun. Milli Takım'a zaman ayırılmalı. Bizim ülkemizde her zaman dünyayla yarışacak bir Milli Takım vardır. Ancak telaş etmemek lazım. İstikrarla devam etmek lazım. Abdullah Avcı seçilmiş, bunun üzerine çok konuşmaya gerek yok. Hepimizin saygı duyması lazım. Ona da fazla girmemek lazım. Hepimizin ona saygı duyması lazım."
"KURULLAR HAKKANİYETLİ DAVRANDI!"
"Karabük ve Mersin İdman Yurdu gibi düşmeyi hisseden takımlarla oynamak zordu ama oyuncularımız iyi hissettiler durumu. 6 şampiyonluk yaşadık. İkinci olduğumuzda da gittik zaten. Hepsi birbirinden güzel şampiyonluklardı. Birini diğerinden ayırmak haksızlık olur. Şampiyonluğun hepimize çok katkısı var. En değişik şampiyonluk geçen sene oldu. Onun dışında birini diğerinden ayırmam mümkün değil. 2 sene içinde biz rakiplerimizle çatışmadık. Kimseyi eleştirmedik. Rakiplerimize hep saygı duyduk. Tam böyle bir ortamda bu cezayı yemem hoş olmadı. Tek kelime etmedim ben hakemlere. Hatta penaltı olan bir pozisyon bana sorulduğunda da 'Hakem haklıdır' demişimdir. Onun için bu beni çok üzdü. Tek tesellim; geldikleri günden beri doğru kararlar veren adeta kuyumcu terazisi gibi ince eleyip sık dokuyan, hakkaniyetli davranan Disiplin Kurulu ve Tahkim Kurulu'nun vermesidir. Geldikleri günden beri kararları hep hakkaniyetlidir. Bir de Federasyon katılınca ilk kez 3'lü karar vermişlerdir. Tek tesellim budur (!) Siz seminerlerinizde bizi örnek gösterirseniz, o genç hakemlerin beynine kazırsanız böyle olur. 'Ben masumum' demiyorum ama mağdurum diyorum. Arada çok fark var. Saçmalıklar silsile halinde. Bir hakem hata yapmıyor mu, o insan. Oyuncu yapmıyor mu, o insan değil mi? İnsan. Hoca değil ama. Soyunma odasına giremez. Adamın işini elinden alıyorsun. Antrenörler cemiyetinin daha güçlü olması lazım. Antrenöre böyle davranmak bu kadar kolay olmamalı. Biz hakemlerle çok medeni şekilde konuşuyoruz. Aynı yolun yolcusuyuz zaten. Ben haklılığımı, haksızlığımı da geçtim. Ceza da yiyoruz zaten. Ben dışarıdayken şampiyonluğu kaybetseydim, bazı yerler şampiyonluğu kaybetmenin sorumlusu olarak beni göstermezler miydi? Bazı yerler derken adını siz koyun. Ben bazı yerler diyorum."
"KEYFİ KANUNLAR KOYAMAZSINIZ"
Keyfi kanunlar koyamazsınız. Ceza ertelemeleri normal. Ertelenmeli de, ceza kalkmalı da. Siz beni, mesleğimi yapamaz duruma getiremezsiniz. Çok ağır bir şey olmadığı sürece. Peki sizin statlarınızda bu cezalar için uygun fiziki koşullarınız var mı? 'Şurada oturur, burada durur' diye. O zaman alma stada. Bir futbolcunun elinden mesleğini alamazsın. Teknik direktöre hakkın yok. Hakemler için ne derler 'Mümkünse 22 kişiyi sahada tutmaya çalışmalı.' Kazanma adına her şey yapılmalıdır. Eğer hala devam ediyorsa zaten ceza. Ama bu ceza, kulübe verilen ceza oluyor. Para cezası verilir, başka şeyler olabilir. Bu kurullar isterse ceza için öyle sebepler buluyorlar ki. Bu insanlar aksi için de bir sebep bulurlar. Ben gerektiği yerde 'Yanlış yaptım' demesini de bilirim. Keşke olmasaydı. Ben oradan hiç ayrılmak ister miyim? Nasıl yansıdı bilmiyorum ama isteyerek yapmam mümkün değil. Tam tersi çok üzüldüm hala üzgünüm. Çok kızgınım, kırgınım kendim de dahil. Çünkü 2 senedir hakemlere tek kelime etmeyen de bendim. Provokasyon için bu sorular çok soruldu. Ağzını açmayan tek ben vardım ama bu ahval içerisinde olunca çok üzüldüm. Olmasaydı keske ama oluyor."
"SNEİJDER DAHA İYİ OLACAK"
"Sneijder yetenekli bir oyuncu ancak 4 ay hatta bana göre biraz daha fazla oynamadı. Böyle bir ortamda kendisinin en formdaki halinde olması mümkün değil. O geldiğinde biz 4-4-2 oynuyorduk. Bozmadan biz onu sol tarafa koyduk, olmadı. Ondan sonra 4-1-3-2'nin ortasına koydum. Daha doğru oynamaya başladı. Be sene bizim sezon başı geçirecek. Şu an yine sakat. Çünkü kolay değil birdenbire bu kadar. Sneijder adam kovalayan, müthiş mücadele eden biri değildi. Bizimle beraber olunca takıma katkı sağlayacaktır. Bizde forvet arkasında olacaktır."
"MUSLERA'YI BIRAKMAYIZ"
"Melo da aynı şeyi yaşadı. Bunu Drogba bile yaşadı sezon başı çalışmasına rağmen. 2 ay oynamadı. O da seneye bence bundan çok daha iyi olacaktır. Melo sezon başı geçirmediği gibi buradan gittikten sonra aşağı-yukarı 3 ay sonra döndü. Melo için bir karar vereceğiz. Alper Potuk gündemde. Yöneticilerimiz, başkanlarıyla konuşuyorlar. Önümüzdeki günlerde hep beraber oturacağız. Bir kısım gidenler de olacak. Tüm bu transfer dengelerini ve eksikleri hep beraber halledeceğiz. Onu da açıklarız zaten. Muslera'ya teklif gelse de bırakma nıyetınde değiliz. Hepimizin ortak düşüncesidir. Muslera bizim için çok önemli. Bırakmayı düşünmüyoruz. Biz hedeflerimizi yükseltmeyi düşünürken en önemli oyuncumuzu hiçbir yere bırakamayız. Rakam ne olursa olsun vermeyi düşünmüyoruz. Stoper olarak önceliğim var. Sol bek ve ön tarafa bakıyoruz. Ve tabii Melo varsa da yoksa da orta sahaya bakıyoruz. Doğru yerlere doğru oyuncuları alarak transferi kapamak istiyoruz. İnsanlar için başarılmayacak bir hedef yoktur. Başarmak için birtakım şeyleri yerine getirmezseniz, hiçbir hedefe ulaşamazsınız. Planlı çalışmanın yollarını bulup o şekilde hayatını devam ettirmek lazım. Melo özellikle son 5-6 muhteşem maç çıkardı. Melo tam konsantrasyonla oynadığı zaman Avrupa'nın en büyük orta saha oyuncularından."
"BURAK ÖNEMLİ BİR SİLAHIMIZ"
"Burak 3 büyük takımda oynayıp bize gelmiş yetenekli bir oyuncu. Ben yetenekli oyuncularıma hep şöyle yaklaştım: Var olanla yetinmeyin. 1 fazlasını yapmaya çalışın. Burak gol atıyor, tamam atar da atmış da. Ama Şampiyonlar Ligi'nde hiç atmamıştı, attı. Kafayla golü yoktu, attı. İnsan silahlarıyla donanmalı. Ben oyuncularımı daha iyi olmaları için için teşvik ederim. Yoksa Burak ömür boyu benimle otursun diye alınmadı. Burak'tan seneye baska şeyler istenecek. Burak bizim en önemli silahlarımızdan biri. Daha yaşı 27. O kadar çok yapması gereken şey var ki... Allah ona bunu vermiş. Ben Allah'ın ona vermediği şeyi istemiyorum. Yeteneklerini daha zenginleştirmek bizim işimiz olmalı. Kimse bulunduğu yerle yetinmemeli. Şükretmeli ama fazlasını koymalı üstüne."
"BAZILARIYLA YOLLAR AYRILACAK"
"Fikir ayrılıklarımızın yıpratıcı olmasına izin vermedik. Tam tersi güçlenmemizi sağladık. Galatasaray bir dünya kulübü ve daha iyi olma yolunda da ilerliyor. O zaman camiasının birleşmesinde çok büyük yararı olacaktır. Lig bittikten sonra karşı karşıya her şeyi konuşacağız. 5 sene de mukavele yapsanız hiçbir esprisi kalmıyor. Oyuncu geliyor 'Gitmek istıyorum' diyebiliyor. Oyuncularımızla rahat rahat her şeyi konuşacağız. Mesela en basiti Ujfalusi konusu... Düzgün davrandım o da geldi 'Ben burada oynamak istıyorum, rakamı da siz belirleyin' dedi. İhtimal var çünkü onunla ayrı bir diyaloğumuz var. Ama bazı arkadaslarımızla yollar ayrılacak. Eboue önemli bir bek ve 2 senedir istikrarlı bir şekilde oynuyor. İyi de bir çocuk. Alırken de biraz tantanalı oldu ama en önemli oyuncularımızdan biri olduğu ortada. Oradan bir sıkıntımız olacağını zannetmiyorum."
12 YIL SONRA GELEN İTİRAF
"2001'de Milan'ı çalıştırırken Sergen Yalçın'ı Milan'a transfer etmek istemiştim. İlk defa açıklıyorum.