Trabzonspor’un Genç Başkan Adayı Emre Aksoy İddialı Konuştu
Trabzonspor Başkan adayı Emre Aksoy, Trabzonspor’a hizmet etmek için yola çıktıklarını belirterek “Şerefli ikincilik değil, sonuna kadar hak ettiğimiz 2010-2011 şampiyonluğumuzu istiyoruz” dedi.
Yomra ilçesinde bir otelde bugün ekibi ile birlikte basın mensuplarının karşısına geçen Aksoy, açıklamalarda bulundu. Trabzonspor'un olağanüstü kongresi öncesinde, Trabzonspor yönetimine beraberindeki yol arkadaşlarıyla aday olduğunu ifade eden Aksoy "Ben, memleketine sevdalı bir Trabzonluyum ve terk etmeyi de düşünmüyorum. Bu nedenle tüm yatırımlarımı memleketime yapıyorum. Ticari hayatımı bir çoğunuz yakından tanıyorsunuz. Benim gibi ekip arkadaşlarım da kendi alanlarında çok başarılı iş adamlarıdır. İş hayatımızdaki bu başarı ve tecrübelerimizi Trabzonspor’da hayata geçireceğimize inancımız tamdır. Bu nedenle yaklaşık 2 yıl önce alt yapısını oluşturmaya başladığımız bu yolda, arkadaşlarımla, Trabzonspor'un ve Trabzon'un değerleriyle omuz omuza yürümeye talibim” diye konuştu.
“Trabzonspor bir sevdadır, ruhtur, başkaldırıdır, futbolda devrimin adıdır” diyen Emre Aksoy “Takımımız ve kulübümüz önemli bir süreçten geçiyor. Hepimiz bunun bilincindeyiz. Öncelikle Trabzonspor başkanlığı için soyunan ve elini taşın altına koymaya karar veren tüm başkan adaylarını ve yöneticilerini kutluyorum. Bu cesaretlerinden dolayı teşekkür ediyorum. Elbette eleştiri olacaktır. Ama eleştirirken, gösterilen cesarete de lütfen saygı duyalım. Sonuçta kazanan Trabzonspor olacaktır” şeklinde konuştu.
“ŞAMİYONLUK KUPASI MÜZEYE GELECEK”
Türk futbolu ve Trabzonspor açısından 3 Temmuz’un bir milat olduğunu hatırlatan Aksoy, şunları söyledi:
“Ama futbolun içindeki kadar dışındaki tüm kirli eller buna engel oldu. Çünkü mevcut çarkı meydana getiren dişlilerin çıkarları her şeyden önemliydi. Mahkemelerimizin verdiği karar da ortada. Ama kimse, ‘suçlu kalk ayağa’ diyemiyor. Bunun için listemize devletle iş yapan işadamlarını almadık. Ama biz şuna inanıyoruz; 2010-2011 sezonu şampiyonu Trabzonspor'dur. Bu şampiyonluğu bize yaşatan Sadri Şener ve ekibine teşekkürlerimizi sunuyoruz. Futbolda barış diyorlar, biz aksini söylemiyoruz. Ama adaletin uygulanmadığı yerde barış kendiliğinden ortadan kalkar. Bize düşen görev, şerefli ikincilikle yetinmek değil, 2010-2011 sezonunda sonuna kadar hak ettiğimiz şerefli şampiyonluğumuzu almaktır. Biz şike anıtı dikmek yerine kupamızı ait olduğu müzemize koymak istiyoruz. Bunun için gerekli mücadeleyi omuz omuza vereceğiz. Amacımız düşmanlık değil, bilakis hak ve adalet mücadelesidir. Yani işimiz rakibimizle değil, Trabzonspor'un hakkının teslim edilmesi noktasında hukukladır. Bir başka aday olma sebebimiz ise Trabzonspor'daki güven bunalımıdır. Camiada kaybolan ekip ruhunu yeniden yakalamak üzere cesaretli, genç ekibimizle bu işe soyunduk. Yönetim anlayışımız ben değil biz olacak. Şu açık bir gerçektir ki; güvensizliğin olduğu ortamda da şeffaflıktan bahsedilemez. Bu güven bunalımını ortadan kaldırıp şeffaf yönetim anlayışını getireceğiz. Trabzonspor, Trabzon’dan yönetilmelidir anlayışıyla yola çıktık. Her zaman gençlerin önünü açalım onlara fırsat verelim diyoruz. Ama hiçbir zaman uygulayama koymuyoruz. İşte fırsat önümüzde… Allah’a şükür gençliğimiz var; arzumuz, coşkumuz, enerjimiz ve yeteri kadar da paramız var. Kulübümüzü hiçbir Galatasaray ve Fenerbahçe kongre üyesine teslim etmeyeceğiz.”
“BAŞARI ÇOK PARAYLA DEĞİL AKILLI SEÇİMLE GELİR”
Emre Aksoy, artık futbolun bacasız bir endüstri olduğuna dikkat çekerek “Futbol kulüpleri işletme ya da sanayi kuruluşu gibidir. Ne kadar işten anlarsanız anlayın, sizi ileriye taşıyacak kararları zamanında almayıp yeterli ve bilgili kişilere gereken sorumlulukları vermezseniz işletmenizde başarıya ulaşamazsınız. Günümüzde futbol kulüplerinde başarılar, futbolu iyi bilenlerle değil, parayı çok iyi yönetenlerle gelir. Bu iş uyumlu bir ekip ve iyi bir yönetim işidir. ‘Her şey Trabzonspor için’ felsefesi yol haritamız olacak. Trabzonspor'u en üstte tutacağız. Hiç kimse Trabzonspor'dan büyük olmayacak. Şimdi birileri çıkıp ''Trabzonspor'u dünya kulübü ve büyük kulüp yapacağım'' diyor. Oysa bizler Trabzonspor'un büyüklüğünü ve dünya kulübü olup olmamasını tartışmaya açmayız, açtırmayız. O Türk Futbol tarihinin altın sayfasındaki yerini almıştır. Kimse o büyüklüğü kendine yakıştırmaya kalkmasın” ifadelerini kullandı.
Kongre öncesinde herkesin kafasında kulübün ekonomik sıkıntısı olduğuna dikkat çeken Aksoy, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu konuya çok kafa yorduk. Hatta kulübe verdiğimiz dilekçe ile gelir-gider tablosu hakkındaki bilgiyi yazılı istememize rağmen sözlü olarak alabildik. Verilen rakam her ne kadar 170 milyon TL ise de, önümüze çıkacak tablonun daha fazla olduğunu tahmin ediyoruz. Ancak ekip olarak bizler daha önce satılacağı açıklanan 1461 Trabzon futbol takımına Trabzon'da kalsın mantığıyla Trabzon Sanayici ve Girişimci İşadamları Derneği (TSGİAD) olarak talip olmuş ve sahip çıkmıştık. Trabzonspor’un bugün ödenemeyecek bir borcu yoktur. Göreve geldiğimizde ekibimizle oluşturduğumuz 40 milyon TL’lik bütçemiz hazır. Bu para bize rahat hareket etme imkanı sağlayacak. Buna göre geleceği planlayacağız. Arkadaşlarımızın üzerinde çalıştığı 21 projemizden kısa vadede en az 10'unu devreye sokarak kalıcı gelirleri olan bir kulüp yaratmak en büyük hedefimiz. Yeni bir stat herkesin olduğu gibi bizim de en büyük idealimiz. Akyazı dolgusu tamamlandı, ancak henüz inşaatına başlanamadı. İktidar ve muhalefet milletvekilleriyle el ele verip bu stadyumu mutlaka görev süremiz içinde Trabzon'a kazandıracağız. Bunun yanında Avni Aker Stadyumu’nu da vermeyeceğiz.”
“Trabzonspor bir sevdadır, ruhtur, başkaldırıdır, futbolda devrimin adıdır” diyen Emre Aksoy “Takımımız ve kulübümüz önemli bir süreçten geçiyor. Hepimiz bunun bilincindeyiz. Öncelikle Trabzonspor başkanlığı için soyunan ve elini taşın altına koymaya karar veren tüm başkan adaylarını ve yöneticilerini kutluyorum. Bu cesaretlerinden dolayı teşekkür ediyorum. Elbette eleştiri olacaktır. Ama eleştirirken, gösterilen cesarete de lütfen saygı duyalım. Sonuçta kazanan Trabzonspor olacaktır” şeklinde konuştu.
“ŞAMİYONLUK KUPASI MÜZEYE GELECEK”
Türk futbolu ve Trabzonspor açısından 3 Temmuz’un bir milat olduğunu hatırlatan Aksoy, şunları söyledi:
“Ama futbolun içindeki kadar dışındaki tüm kirli eller buna engel oldu. Çünkü mevcut çarkı meydana getiren dişlilerin çıkarları her şeyden önemliydi. Mahkemelerimizin verdiği karar da ortada. Ama kimse, ‘suçlu kalk ayağa’ diyemiyor. Bunun için listemize devletle iş yapan işadamlarını almadık. Ama biz şuna inanıyoruz; 2010-2011 sezonu şampiyonu Trabzonspor'dur. Bu şampiyonluğu bize yaşatan Sadri Şener ve ekibine teşekkürlerimizi sunuyoruz. Futbolda barış diyorlar, biz aksini söylemiyoruz. Ama adaletin uygulanmadığı yerde barış kendiliğinden ortadan kalkar. Bize düşen görev, şerefli ikincilikle yetinmek değil, 2010-2011 sezonunda sonuna kadar hak ettiğimiz şerefli şampiyonluğumuzu almaktır. Biz şike anıtı dikmek yerine kupamızı ait olduğu müzemize koymak istiyoruz. Bunun için gerekli mücadeleyi omuz omuza vereceğiz. Amacımız düşmanlık değil, bilakis hak ve adalet mücadelesidir. Yani işimiz rakibimizle değil, Trabzonspor'un hakkının teslim edilmesi noktasında hukukladır. Bir başka aday olma sebebimiz ise Trabzonspor'daki güven bunalımıdır. Camiada kaybolan ekip ruhunu yeniden yakalamak üzere cesaretli, genç ekibimizle bu işe soyunduk. Yönetim anlayışımız ben değil biz olacak. Şu açık bir gerçektir ki; güvensizliğin olduğu ortamda da şeffaflıktan bahsedilemez. Bu güven bunalımını ortadan kaldırıp şeffaf yönetim anlayışını getireceğiz. Trabzonspor, Trabzon’dan yönetilmelidir anlayışıyla yola çıktık. Her zaman gençlerin önünü açalım onlara fırsat verelim diyoruz. Ama hiçbir zaman uygulayama koymuyoruz. İşte fırsat önümüzde… Allah’a şükür gençliğimiz var; arzumuz, coşkumuz, enerjimiz ve yeteri kadar da paramız var. Kulübümüzü hiçbir Galatasaray ve Fenerbahçe kongre üyesine teslim etmeyeceğiz.”
“BAŞARI ÇOK PARAYLA DEĞİL AKILLI SEÇİMLE GELİR”
Emre Aksoy, artık futbolun bacasız bir endüstri olduğuna dikkat çekerek “Futbol kulüpleri işletme ya da sanayi kuruluşu gibidir. Ne kadar işten anlarsanız anlayın, sizi ileriye taşıyacak kararları zamanında almayıp yeterli ve bilgili kişilere gereken sorumlulukları vermezseniz işletmenizde başarıya ulaşamazsınız. Günümüzde futbol kulüplerinde başarılar, futbolu iyi bilenlerle değil, parayı çok iyi yönetenlerle gelir. Bu iş uyumlu bir ekip ve iyi bir yönetim işidir. ‘Her şey Trabzonspor için’ felsefesi yol haritamız olacak. Trabzonspor'u en üstte tutacağız. Hiç kimse Trabzonspor'dan büyük olmayacak. Şimdi birileri çıkıp ''Trabzonspor'u dünya kulübü ve büyük kulüp yapacağım'' diyor. Oysa bizler Trabzonspor'un büyüklüğünü ve dünya kulübü olup olmamasını tartışmaya açmayız, açtırmayız. O Türk Futbol tarihinin altın sayfasındaki yerini almıştır. Kimse o büyüklüğü kendine yakıştırmaya kalkmasın” ifadelerini kullandı.
Kongre öncesinde herkesin kafasında kulübün ekonomik sıkıntısı olduğuna dikkat çeken Aksoy, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu konuya çok kafa yorduk. Hatta kulübe verdiğimiz dilekçe ile gelir-gider tablosu hakkındaki bilgiyi yazılı istememize rağmen sözlü olarak alabildik. Verilen rakam her ne kadar 170 milyon TL ise de, önümüze çıkacak tablonun daha fazla olduğunu tahmin ediyoruz. Ancak ekip olarak bizler daha önce satılacağı açıklanan 1461 Trabzon futbol takımına Trabzon'da kalsın mantığıyla Trabzon Sanayici ve Girişimci İşadamları Derneği (TSGİAD) olarak talip olmuş ve sahip çıkmıştık. Trabzonspor’un bugün ödenemeyecek bir borcu yoktur. Göreve geldiğimizde ekibimizle oluşturduğumuz 40 milyon TL’lik bütçemiz hazır. Bu para bize rahat hareket etme imkanı sağlayacak. Buna göre geleceği planlayacağız. Arkadaşlarımızın üzerinde çalıştığı 21 projemizden kısa vadede en az 10'unu devreye sokarak kalıcı gelirleri olan bir kulüp yaratmak en büyük hedefimiz. Yeni bir stat herkesin olduğu gibi bizim de en büyük idealimiz. Akyazı dolgusu tamamlandı, ancak henüz inşaatına başlanamadı. İktidar ve muhalefet milletvekilleriyle el ele verip bu stadyumu mutlaka görev süremiz içinde Trabzon'a kazandıracağız. Bunun yanında Avni Aker Stadyumu’nu da vermeyeceğiz.”
Kaynak: İHA