Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Dopingle Mücadele Komisyonu'ndan açıklama
Son dönemde özellikle milli atletlerin doping kontrolleri sırasında sıkıntı yaşayan Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Dopingle Mücadele Komisyonu, "sporcu nerede formu"yla bu sıkıntıların önüne geçmeyi planlıyor.
Mart ayında Antalya ve 1 Mayıs'ta Ankara'daki milli takım kamplarında, son olarak da 8 Mayıs'ta Adana'daki KOÇFEST Üniversiteler Spor Oyunları'nda yapılan doping kontrolleri sırasında bazı sporcuların örnek vermemek için çeşitli yollara başvurması üzerine Komisyon, yeni yöntemlere yöneldi.
Komisyon, dünyanın birçok ülkesinde uygulanan ve "sporcu nerede formu" olarak da bilinen uygulamayla yaşanan sorunların önüne geçmeyi hedefliyor. Uygulamaya göre, sporcular 3 ay süresince her gün için sabah 06.00 ile akşam 23.00 saatleri arasında, günün belirli bir 60 dakikalık bölümünde nerede bulunacaklarını komisyona bildirecekler.
-Komisyon üyesi Güner-
TMOK Dopingle Mücadele Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Rüştü Güner, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "bulunabilirlik bildirimi" olarak tanımlanan formu önümüzdeki aylarda uygulamaya koyacaklarını ancak yaşananların bu süreci hızlandırdığını söyledi.
Doping kontrollerinin amacının sporcuyu yakalamak değil dopingden caydırmak olduğunu vurgulayan Güner, şunları söyledi:
"Biz polis değiliz. Görevimiz dopingli sporcuyu yakalamak ve ceza vermek değil. Görevimiz dopingle mücadele etmek. Doping kontrolü de mücadele yöntemlerinden sadece bir tanesi. Doping kontrolleri temiz sporcuların haklarının korunması demektir. Biz hiçbir sporcu dopingli olmasın istiyoruz çünkü yakalanan her sporcu ülke olarak dopingle mücadelede ne kadar başarısız olduğumuzu gösteriyor."
Her doping vakasında sporcu kadar kendilerinin de üzüldüğünü ifade eden Güner, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülke, her vakada lekelenmiş oluyor. Bizim amacımız 'sıfır doping ve dopinge sıfır tolerans'tır. Görevimiz bu konuda eğitim vermek ama maalesef 70 kişilik kampta eğitimlere 8 kişi katılıyor. Federasyonların, sporcularının bu eğitimlere katılması konusunda çok ısrarcı ve hassas olması gerekir."
-"Kontrollere habersiz gidilir"-
Bugüne kadar kontrolleri milli takım kamplarında yapmayı tercih ettiklerini anlatan Güner, "Federasyonlarla işbirliği yaptık. Kamp listeleri bize geliyor ve biz de habersiz olarak doping kontrollerine gidiyoruz. Bütün branşlarda bunu yapıyoruz ve sorun yaşamıyoruz ama son olaylar bulunabilirlik bildirimine geçiş sürecimizi hızlandırdı" şeklinde konuştu.
Doping kontrollerine federasyonlardan ve sporculardan habersiz gidildiğini, sporcunun antrenman programını engellememek ve idrar alımının kolay olması dolayısıyla sabah saatlerinin tercih edildiğini kaydeden Güner, Uluslararası Atletizm Federasyonunun İstanbul'da yapılan Dünya Salon Şampiyonası'nda, Amerikalı sporcuların kapılarını sabah saat 06.30'da çaldığını ve hiç kimsenin itiraz etmeden kontrole katıldığını kaydetti.
-"Sporcudan önce 3. bir şahsa haber vermek kurallara aykırıdır"-
Dünya Dopingle Mücadele Kuralları'na göre engelli sporcular dışında, örnek alınacak sporcunun, doping kontrol görevlisiyle ilk karşılaşacak kişi olmasının bir zorunluluk olduğunu vurgulayan Güner, sporcudan önce kamp müdürü veya antrenör gibi 3. bir şahsa haber verildiği durumlarda sıkıntı yaşanabileceğini, sporcuların kaçırılabileceğini söyledi.
Güner, "Bu tür durumların yaşanmaması, doping kontrollerinde hileye başvurulmaması için bu önlem alınmak zorundadır" şeklinde konuştu.
-"Halter Federasyonu'na teşekkür ederiz"-
Rüştü Güner, son dönemde halterde çok sık doping kontrollerinin yapıldığını ve Halter Federasyonunun yönetici, antrenör ve sporcusuyla bu konuda çok hassas olduklarını belirterek, federasyona teşekkür etti.
Uluslararası Atletizm Federasyonları Birliği Genel Sekreteri Nick Davis'in Aslı Çakır Alptekin ve Nevin Yanıt hakkındaki açıklamalarıyla ilgili ise Rüştü Güner, şu değerlendirmede bulundu:
"Dünya Dopingle Mücadele Kuralları'na göre, doping ihlali yaptığı düşünülen sporcunun kimliği, konunun sporcuya ve ilgili kişilere bildirilmesinden sonra sadece dopingle mücadele kuruluşu tarafından kamuoyuna açıklanabilir. Öte yandan dopingli sporcuların çok olması olimpiyat adaylığı sürecini olumsuz etkileyebilir. Uluslararası Olimpiyat Komitesi dopingle mücadeleye büyük önem veriyor ve doğal olarak olimpiyatların temiz olmasını istiyor. Bizim de dopingle mücadeleye verdiğimiz önem uluslararası kuruluşlar tarafından takdirle karşılanıyor."
-Sistem nasıl işleyecek--
Bulunabilirlik bildirimine göre sporcular, 3 aylık dönemler için form dolduracaklar. Bu formda 3 ay süresince, hafta sonları da dahil olmak üzere her gün 06.00 ile 23.00 saatleri arasında 60 dakikalık bir zaman diliminde bulunabilecekleri bir yeri bildirecekler.
Sporcular, konaklayacakları ev, otel ve misafirhanelerin yanı sıra antrenman, eğitim faaliyetleri, işlerini yapacakları okul, bina ya da spor sahası gibi yerlerin tam adreslerini ve bu adreslerde kendilerine nasıl, hangi imkanlarla ulaşılabileceğini bildirecekler.
Sporculardan ayrıca, katılacakları müsabakalar hakkında detaylı yer ve tarih bilgisi istenecek.
Bulunduğu yeri 3 kez bildirmeyen ya da bildirdiği yerde 3 kez bulunamayan sporcu doping ihlali yapmış sayılacak ve iki yıl men cezası alacak.
Yayıncı: Selçuk Aval
Komisyon, dünyanın birçok ülkesinde uygulanan ve "sporcu nerede formu" olarak da bilinen uygulamayla yaşanan sorunların önüne geçmeyi hedefliyor. Uygulamaya göre, sporcular 3 ay süresince her gün için sabah 06.00 ile akşam 23.00 saatleri arasında, günün belirli bir 60 dakikalık bölümünde nerede bulunacaklarını komisyona bildirecekler.
-Komisyon üyesi Güner-
TMOK Dopingle Mücadele Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Rüştü Güner, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "bulunabilirlik bildirimi" olarak tanımlanan formu önümüzdeki aylarda uygulamaya koyacaklarını ancak yaşananların bu süreci hızlandırdığını söyledi.
Doping kontrollerinin amacının sporcuyu yakalamak değil dopingden caydırmak olduğunu vurgulayan Güner, şunları söyledi:
"Biz polis değiliz. Görevimiz dopingli sporcuyu yakalamak ve ceza vermek değil. Görevimiz dopingle mücadele etmek. Doping kontrolü de mücadele yöntemlerinden sadece bir tanesi. Doping kontrolleri temiz sporcuların haklarının korunması demektir. Biz hiçbir sporcu dopingli olmasın istiyoruz çünkü yakalanan her sporcu ülke olarak dopingle mücadelede ne kadar başarısız olduğumuzu gösteriyor."
Her doping vakasında sporcu kadar kendilerinin de üzüldüğünü ifade eden Güner, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülke, her vakada lekelenmiş oluyor. Bizim amacımız 'sıfır doping ve dopinge sıfır tolerans'tır. Görevimiz bu konuda eğitim vermek ama maalesef 70 kişilik kampta eğitimlere 8 kişi katılıyor. Federasyonların, sporcularının bu eğitimlere katılması konusunda çok ısrarcı ve hassas olması gerekir."
-"Kontrollere habersiz gidilir"-
Bugüne kadar kontrolleri milli takım kamplarında yapmayı tercih ettiklerini anlatan Güner, "Federasyonlarla işbirliği yaptık. Kamp listeleri bize geliyor ve biz de habersiz olarak doping kontrollerine gidiyoruz. Bütün branşlarda bunu yapıyoruz ve sorun yaşamıyoruz ama son olaylar bulunabilirlik bildirimine geçiş sürecimizi hızlandırdı" şeklinde konuştu.
Doping kontrollerine federasyonlardan ve sporculardan habersiz gidildiğini, sporcunun antrenman programını engellememek ve idrar alımının kolay olması dolayısıyla sabah saatlerinin tercih edildiğini kaydeden Güner, Uluslararası Atletizm Federasyonunun İstanbul'da yapılan Dünya Salon Şampiyonası'nda, Amerikalı sporcuların kapılarını sabah saat 06.30'da çaldığını ve hiç kimsenin itiraz etmeden kontrole katıldığını kaydetti.
-"Sporcudan önce 3. bir şahsa haber vermek kurallara aykırıdır"-
Dünya Dopingle Mücadele Kuralları'na göre engelli sporcular dışında, örnek alınacak sporcunun, doping kontrol görevlisiyle ilk karşılaşacak kişi olmasının bir zorunluluk olduğunu vurgulayan Güner, sporcudan önce kamp müdürü veya antrenör gibi 3. bir şahsa haber verildiği durumlarda sıkıntı yaşanabileceğini, sporcuların kaçırılabileceğini söyledi.
Güner, "Bu tür durumların yaşanmaması, doping kontrollerinde hileye başvurulmaması için bu önlem alınmak zorundadır" şeklinde konuştu.
-"Halter Federasyonu'na teşekkür ederiz"-
Rüştü Güner, son dönemde halterde çok sık doping kontrollerinin yapıldığını ve Halter Federasyonunun yönetici, antrenör ve sporcusuyla bu konuda çok hassas olduklarını belirterek, federasyona teşekkür etti.
Uluslararası Atletizm Federasyonları Birliği Genel Sekreteri Nick Davis'in Aslı Çakır Alptekin ve Nevin Yanıt hakkındaki açıklamalarıyla ilgili ise Rüştü Güner, şu değerlendirmede bulundu:
"Dünya Dopingle Mücadele Kuralları'na göre, doping ihlali yaptığı düşünülen sporcunun kimliği, konunun sporcuya ve ilgili kişilere bildirilmesinden sonra sadece dopingle mücadele kuruluşu tarafından kamuoyuna açıklanabilir. Öte yandan dopingli sporcuların çok olması olimpiyat adaylığı sürecini olumsuz etkileyebilir. Uluslararası Olimpiyat Komitesi dopingle mücadeleye büyük önem veriyor ve doğal olarak olimpiyatların temiz olmasını istiyor. Bizim de dopingle mücadeleye verdiğimiz önem uluslararası kuruluşlar tarafından takdirle karşılanıyor."
-Sistem nasıl işleyecek--
Bulunabilirlik bildirimine göre sporcular, 3 aylık dönemler için form dolduracaklar. Bu formda 3 ay süresince, hafta sonları da dahil olmak üzere her gün 06.00 ile 23.00 saatleri arasında 60 dakikalık bir zaman diliminde bulunabilecekleri bir yeri bildirecekler.
Sporcular, konaklayacakları ev, otel ve misafirhanelerin yanı sıra antrenman, eğitim faaliyetleri, işlerini yapacakları okul, bina ya da spor sahası gibi yerlerin tam adreslerini ve bu adreslerde kendilerine nasıl, hangi imkanlarla ulaşılabileceğini bildirecekler.
Sporculardan ayrıca, katılacakları müsabakalar hakkında detaylı yer ve tarih bilgisi istenecek.
Bulunduğu yeri 3 kez bildirmeyen ya da bildirdiği yerde 3 kez bulunamayan sporcu doping ihlali yapmış sayılacak ve iki yıl men cezası alacak.
Yayıncı: Selçuk Aval
Kaynak: AA