Doping Olaylarında Biyolojik Pasaport Uygulaması Ön Planda Yer Aldı
Ömer Hakan Kibar - Dopingle Mücadele Vakfı Eğitim Koordinatörü Doktor Kaya Livanelioğlu, biyolojik pasaport uygulamasıyla, artık doping yapan sporcuların, ''yaptıklarının yanlarına kar kalmayacağını'' söyledi.
Konuyla ilgili AA muhabirine konuşan doktor Livanelioğlu, ''Biyolojik pasaport vücudun biyolojik sıvılarında değişimleri izleyip kaydeden bir yöntemdir. Başka deyişle doping dışında herhangi bir sebeple açıklanamayan şüpheli birtakım izlerin tanımlanması diyebiliriz. Biyolojik pasaportla 'dopingden kaçış imkansızdır' demeyelim. Fakat artık bu yöntem sayesinde yapanın yanına kar kalmayacağı aşikardır'' şeklinde konuştu.
Biyolojik pasaportta öne çıkan unsurun ''Eritropoetin '' olduğuna dikkati çeken Livanelioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Hemoglobin belirli sınırlar içinde olan bir proteindir. Akciğerlerden oksijeni alarak dokulara taşır. Dokularda da oksijenden ayrılarak, iş yapabilme kapasitesini sağlar. Vücudun bazı mekanizmaları vardır ve bunlar iyi ve kötü yönde kontrol edilir. Dışarıdan bir madde, bir ilaç kullanarak buna müdahale ettiğinizde, vücudumuz bunun içerden mi üretildiğini, dışarıdan mı geldiğini bilmez. Verdiğiniz maddeniz biyolojik sonuçları ile karşı karşıya kalırsınız. EPO kullanımı ile vücuttaki hemoglobin düzeyi yükselir. Şu anda biyolojik pasaportta kan testi yapılıyor. Kanda bulunan ve tanımlamada bahsettiğim şüpheli, özellikle de doping dışı nedenlerle açıklanamayan şüpheli izleri tanımlamak amacıyla kan testi yapılır. Kanda birtakım değişkenler var. Örneğin hemoglobin, hemtokrit düzeyi ve retuklosit buralardan çıkılarak yapılan matematik bağıntı var. Buna da Of Model Score denir.''
2000 Sidney Olimpiyatları'nda, kan testlerinin gündeme geldiğini ve biyolojik pasaportun da buradan ortaya çıktığını anlatan Kaya Livanelioğlu, ''1990'lı yıllarda sahneye EPO çıkmış. EPO, eritropoetin açık anlamıyla ve bir hormon. Her insanda bulunan, böbreklerden salgılanan ve kemik iliğinin özellikle kırmızı kan hücrelerini üretmesini sağlayan bir hormon. EPO aynı zamanda çok gerekli bir ilaçtır. EPO, kansızlık hastalıklarında ve özellikle anemilerde hayat kurtarıcı etkileri olan bir ilaçtır'' değerlendirmesini yaptı.
-Biyolojik pasaport, 1 Aralık 2009'da yürürlüğe girdi-
Kaya Livanelioğlu, Dünya Anti-Doping Ajansı'nın , 1 Aralık 2009 yılında biyolojik pasaportu kabul ederek, yürürlüğe soktuğunu kaydetti.
Livanelioğlu, şöyle devam etti:
''Dopingle mücadele alanının en önemli parçalarından bir tanesi olacak. Genellikle atletizmde 24 saat öncesinde mutlaka kan testi yapılarak, bahsettiğim hedef testler yapılabilecek. Özellikle başarı göstermiş ve uluslararası test havuzunda bulunan sporculara aynen idrar testinde olduğu gibi herhangi bir zamanda ve yerde haber verilmeksizin birtakım kan testleri yapılacak. Basında doping nedeniyle isimleri öne çıkan sporcular da böyle habersiz yapılan kan testleri sonrasında ortaya çıkmıştır'' .
Doktor Kaya Livanelioğlu, sporculara da bir çağrıda bulunarak, ''Spor etik değerleri olan ve adil bir yarışma konseptidir. Sizler tanrı vergisi yeteneğinizi antrenmanlarla birleştirerek, başarılarınızı bu yolda bağdaştırınız'' diyerek sözlerini tamamladı.
Yayıncı: Mehmet Tevfik Erçetin
Biyolojik pasaportta öne çıkan unsurun ''Eritropoetin '' olduğuna dikkati çeken Livanelioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Hemoglobin belirli sınırlar içinde olan bir proteindir. Akciğerlerden oksijeni alarak dokulara taşır. Dokularda da oksijenden ayrılarak, iş yapabilme kapasitesini sağlar. Vücudun bazı mekanizmaları vardır ve bunlar iyi ve kötü yönde kontrol edilir. Dışarıdan bir madde, bir ilaç kullanarak buna müdahale ettiğinizde, vücudumuz bunun içerden mi üretildiğini, dışarıdan mı geldiğini bilmez. Verdiğiniz maddeniz biyolojik sonuçları ile karşı karşıya kalırsınız. EPO kullanımı ile vücuttaki hemoglobin düzeyi yükselir. Şu anda biyolojik pasaportta kan testi yapılıyor. Kanda bulunan ve tanımlamada bahsettiğim şüpheli, özellikle de doping dışı nedenlerle açıklanamayan şüpheli izleri tanımlamak amacıyla kan testi yapılır. Kanda birtakım değişkenler var. Örneğin hemoglobin, hemtokrit düzeyi ve retuklosit buralardan çıkılarak yapılan matematik bağıntı var. Buna da Of Model Score denir.''
2000 Sidney Olimpiyatları'nda, kan testlerinin gündeme geldiğini ve biyolojik pasaportun da buradan ortaya çıktığını anlatan Kaya Livanelioğlu, ''1990'lı yıllarda sahneye EPO çıkmış. EPO, eritropoetin açık anlamıyla ve bir hormon. Her insanda bulunan, böbreklerden salgılanan ve kemik iliğinin özellikle kırmızı kan hücrelerini üretmesini sağlayan bir hormon. EPO aynı zamanda çok gerekli bir ilaçtır. EPO, kansızlık hastalıklarında ve özellikle anemilerde hayat kurtarıcı etkileri olan bir ilaçtır'' değerlendirmesini yaptı.
-Biyolojik pasaport, 1 Aralık 2009'da yürürlüğe girdi-
Kaya Livanelioğlu, Dünya Anti-Doping Ajansı'nın , 1 Aralık 2009 yılında biyolojik pasaportu kabul ederek, yürürlüğe soktuğunu kaydetti.
Livanelioğlu, şöyle devam etti:
''Dopingle mücadele alanının en önemli parçalarından bir tanesi olacak. Genellikle atletizmde 24 saat öncesinde mutlaka kan testi yapılarak, bahsettiğim hedef testler yapılabilecek. Özellikle başarı göstermiş ve uluslararası test havuzunda bulunan sporculara aynen idrar testinde olduğu gibi herhangi bir zamanda ve yerde haber verilmeksizin birtakım kan testleri yapılacak. Basında doping nedeniyle isimleri öne çıkan sporcular da böyle habersiz yapılan kan testleri sonrasında ortaya çıkmıştır'' .
Doktor Kaya Livanelioğlu, sporculara da bir çağrıda bulunarak, ''Spor etik değerleri olan ve adil bir yarışma konseptidir. Sizler tanrı vergisi yeteneğinizi antrenmanlarla birleştirerek, başarılarınızı bu yolda bağdaştırınız'' diyerek sözlerini tamamladı.
Yayıncı: Mehmet Tevfik Erçetin
Kaynak: AA