Bakan Kılıç İsparta'da
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, golf turnuvasına katılmak üzere gittiği Antalya’dan çeşitli temaslarda bulunmak üzere Isparta’ya geldi.
İlk olarak valiliği ziyaret eden Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, kendisini karşılamaya gelenlerle tokalaştı. Kılıç, AK Parti Gençlik Kollarına üye kadınların fazlalığı karşısında hayretini gizleyemeyerek, "Günün kahramanı sizsiniz" diye seslendi. Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtlayan Kılıç, kendi twitter hesabında oluşturduğu, 'Derbinin Rengi Sarı Kampanyası' ile ilgili soruya, "Fenerbahçe Galatasaray derbisi. Derbinin rengi sarı. Sosyal medyada. Sarı lacivert Fenerbahçe ev sahibi takım, sarı kırmızı konuk takım. İki takımın ortak rengi sarı. Ortak rengi olmayan takımların da ortak değerleri var: Futbol" dedi
Hiçbir şeyin insana yönelik sevgiden önemli olamayacağını belirten Bakan Kılıç, şunları kaydetti:
"Kainatta var olan her şey, insana hizmet etmek için var. Bütün beşeri sistemlerin tek gayesi insanı mutlu etmektir. Dinler dahil bütün ilahi sistemlerin, bizim yüce dinimizin tek gayesi insanı mutlu etmektir. Dolayısı ile insanın mutluluğundan daha önemli bir şey yok. Hiçbir futbol müsabakası insanların mutluluğundan daha önemli olamaz. Hiçbir galibiyet insanların mutluluğundan daha önemli olamaz. Aynı anda yensek de yenilsek de berabere de kalsak herkesin mutlu olabildiği tribün insanın ve insanlığın hizmetinde olan bir tribündür. Pollyannacılık oynamıyoruz. Futbolda kazanmak da var, kaybetmek, berabere kalmak da. Zaten taraftar takımını kaybettiğinde de destekleyen, kazandığında da destekleyendir. Husumet üretmenin, düşmanlık geliştirmenin hiçbir manası yoktur. İşte beraberiz, aşta beraberiz ve tribünde de beraberiz. Maalesef kulüpler arasında alınan kararlardan dolayı deplasmana taraftar gidemeyecek. Derbinin rengi sarı vurgusuna da sahip çıkarak taraftara da bir çağrıda bulunuyorum aslında. Deplasman yasaklarını kaldırmak taraftarın elinde. Taraftar isterse bunun başarabilir. Bu derbi öncesinde kulüp başkanlarına teşekkür ediyorum. Kulüp yönetimlerinden gerginlik yaratacak açıklamalar, kaptanlardan ve futbolculardan gerginlik yaratacak açıklamalar duymadım. Medyada da bu yönde yorumlar duymadık. O zaman herkesin sevgiye ve barışa sahip çıkması lazım. Kimse olağanüstülük, kimse kaos beklemesin, kimse anarşi beklemesin, kimse futbol alanlarının terörize edilmesinden medet umar hale gelmesin."
"SİYASETİN YERİ TRİBÜNLER DEĞİL"
Siyasetin kendi işleri olduğunu kaydeden Bakan Kılıç, "Siyasetin yeri tribün değil, sandık. Onun gereğini biz sandıkta yaparız. Siyasetin yeri meydandır, siyasetin yeri kürsüdür, siyasetin yeri sandıktır. Siyasetin yapılacağı yer siyasal partilerdir. Siyasetin yapılacağı yer taraftar kulüpleri, taraftar dernekleri değildir. Siyasi sloganları siyasiler kullansın. Siyasi sloganları tribünler kullanmasın. Tribünler siyasi slogan kullandığı zaman maalesef birbirine düşüyor; ayrı takımın taraftar grupları birbirleriyle mücadele eder hale geliyor. Ayrı takımın taraftarları birbirini medyada suçlar hale geliyor. Buna gerek yok. Buna imkan vermemek lazım. Muhalefetin de kendi görevini bir kenara bırakıp tribünlerden medet umar hale gelmemesi lazım. O nedenle derbinin rengi sarı. Herkes rengine sahip çıksın. Herkes formasına tabii ki sahip çıksın. Herkes ebette ki kendi takımını sevecek. Herkes ebetteki en büyük sloganı takımı için atacak. Bundan daha doğal bir şey olamaz. Bizim dediğimi nedir. Herkesin takımından daha mühim olan bir şey var. o da Türk milletinin ihtiyaç duyduğu birlik, beraberlik kardeşlik iklimidir" şeklinde konuştu.
ÖĞRENCİ EVİ TARTIŞMALARI
Bakan Kılıç, öğrenci evleriyle ilgili tartışmalara da değinerek şunları söyledi:
"Başbakanımızın bu konudaki kaygı ve hassasiyetini, onun kaygılandığı noktadan anlamak ve paylaşmak lazım. Ben sayın Başbakanımıza teşekkür ediyorum. Aileleri gurbette üniversite eğitimlerine devam eden çocukları ile ilgili düşünmeye, daha ilgili olmaya davet etmiş oldu aslında. Ama sayın Başbakanımızın sözleri ve cümleleri onun kullandığı mecranın dışına taşıranları da doğrusu anlamakta zorlanıyorum. Başbakanımızın kastettiği anlam başka, bu konu üzerinden siyasi rant oluşturmak isteyenlerin yol açtığı polemikler bambaşka bir noktada. Gençler üzerinden yürütülen tartışmaların zina, fuhuş ya da cinsellik ekseninde yürütülmesi son derece yanlış. Bu gençler Cumhuriyet'imizin geleceği. Bu gençler Türkiye'nin aydınlık yarınlarının güvencesi. Gençlerin sağlıklı koşullarda barınması, gençlerin doğru yerlerde kalması, gençlerin geleceğe en sağlıklı koşullarda hazırlanması elbette başta Sayın Başbakanımızın olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin görevidir. Elbette ki Sayın Başbakan sorumlu bir devlet adamı olarak kaygılarını seslendirme adına sonuna kadar sahiptir. Başbakanımızın söz ve cümlelerini bulunduğu noktadan alıp tamamen farklı bir yere taşımaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Sayın Başbakanımızın sözlerini çarpıtarak gençleri ve ailelerini incitecek bir tartışmaya zemin oluşturmaya hiç kimsenin, hiçbirimizin hakkı yoktur. Nihayetinde bugün Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesinde Kredi ve Yurtlar Kurumu, devlet yurtlarında kalmak isteyen gençlerimiz için en sağlıklı barınma koşullarını oluşturmanın müjdesini vermektedir."
"ÖZEL ÖĞRENCİ YURTLARI KREDİ YURTLAR KURUMU’NA DEVREDİLECEK"
Yurt yatak kapasitesini 165 binde devraldıklarını belirten Bakan Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün yurt yatak kapasitesi 310 bin kişiye çıkmış durumda. Şu an devam eden 163 tane yurt inşaatı var. Buna ilave 65 ilde yaklaşık 80 bin kapasiteye karşılık gelecek bir yurt kiralama ilanına çıkacağız. Dolayısıyla önümüzdeki eğitim öğretim yılı öncesinde hedefimiz 450 bin yatak kapasitesine ulaşmaktır. 450 bin yatak kapasiteye ulaşıldığında zaten devlet yurtlarına yapılan barınma başvurularının tamamını karşılar hale gelmiş olacağız. O nedenle bu tartışma o gün itibarıyla büyük ölçüde geride kalmış olacak. Ayrıca Sayın Başbakanımızın kaygılarından hareketle önlem alınan konular var. Öğrenci yurdu gibi faaliyetine devam eden apartlar, pansiyonlar var. Bunların iş yeri açma izin belgesi yok, vergi levhası yok. Herhangi bir hukuka, statüye, resmiyete tabi değiller. Denetimleri yapılamıyor. Dolayısıyla yayınlanacak bir genelge ile bunların sistemin içerisine çekilmesi yönünde çalışmalar yürütülecek. Ayrıca şu an Milli Eğitim Bakanlığının denetiminde olan özel yüksek öğrenim öğrenci yurtlarının denetim ve kontrolü Kredi ve yurtlar Kurumu'na devredilecek. Dolayısıyla hem devlet yurtlarına hem de özel yurtlara işletme modeli ve standardını getirmiş olacağız. Pansiyonlara, apartlara, özel öğrenci yurtlarına özel işletme-standart işletme modelini getirdiğimiz andan itibaren hem Başbakanımızın seslendirdiği kaygıları ortadan kalkmış olacağız hem de anne ve babaların gurbette üniversite öğretimine devam eden gençlerle ilgili kaygıları son bulmuş olacak. Mesele bu kadar net, açık. AK Parti hükümeti olarak tespit edip de çözümünü üretemediğimiz herhangi bir sorun yok ama maalesef görüyorum ki hem medyanın bir bölümünde hem siyasetin bir bölümünde bu konuyu inadına çarpıtmaya çalışanlar var. Biz de inadına ve en kısa zamanda çözümünü bulacağız. Kimse de ev baskını filan gibi birtakım hayallere kapılmasın. Nihayetinde Türkiye bir hukuk devletidir. Neyin hangi zeminde, ne ölçüde yapılabileceği kanunlarda ve Anayasa'da bellidir."
Kaynak: İHA