Suriye'ye İlişkin Hükümete Verilen Yetkinin Süresinin Bir Yıl Daha Uzatılmasını Öngören Başbakanlık Tezkeresi Tbmm Başkanlığı'na Sunuldu
Dünya şampiyonu milli wushucu Elif Akyüz, Endonezya'da düzenlenen 3. İslami Dayanışma Oyunları'nda iki altın madalya kazanmanın mutluluğunu yaşıyor.
Güney Sumatra adasının başkenti Palembang'da bugün sona erecek oyunlardan iki altın madalyayla dönen Elif Akyüz, "Türk ve müslüman bir sporcu olarak İslam Oyunları'nda altın madalya almak çok gurur verici" dedi.
Beş yaşında başladığı kung-fu branşından sonra 10 yaşında wushuya geçtiğini belirten Akyüz, "Hareketlerim çok esnekti ve milli takım antrenörümüz beni fark etti. Babam da bizi wushunun anavatanı Çin'e götürmeye karar verdi ve orada Çinli hocalarla çalışmaya başladık" diye konuştu.
Çin'de bir aylık çalışmanın ardından Avrupa şampiyonu olduğunu, bu başarısını gören Çinli hocaların, dünya şampiyonu olabileceği yönünde ailesini bilgilendirdiğini ifade eden Akyüz, "Biz de çalışmalarımızı sürdürdük ve 2011'de dünya şampiyonu oldum" şeklinde devam etti.
Akyüz, İslami Dayanışma Oyunları'nda kılıç ve mızrak dalında şampiyon olmasından duyduğu mutluluğu dile getirerek, "Bir ay sonra da Malezya'da Dünya Wushu Şampiyonası var. Orada da aynı dallarda katılacağım. İnşallah unvanımı orada korurum" ifadelerini kullandı.
Çin'de kendisi gibi wushucu kardeşleriyle hem okul hem de wushu eğitimini birlikte yürüttüklerini kaydeden Akyüz, "Çinliler bu işin en iyileri. Onlardan ders almak bizim için çok büyük bir avantaj. Yarışmalarda da bunun farkını görebiliyoruz. Seviyemiz sürekli ilerliyor" diye konuştu.
Antrenmandan eve geldiklerinde yorgun olmaları gerekirken, kardeşleriyle yine wushu konuşup, hocalarının gösterdiği hareketleri tartıştıklarını belirten Akyüz, Türkiye'deki antrenörü anneleri Fatma Akyüz için de "Annem evde de antrenör gibi. Antrenmanda da annem gibi davranmıyor. diyor, onu yapıyorum. diyor, bunu yapıyorum" ifadelerini kullandı.
-Hem annesi, hem de antrenörü
Akyüz'ün antrenörlüğünü yapan anne Fatma Akyüz de oyunlarda Türk Milli Takımı Antrenörü olarak bulunduğunu belirterek, "Tabii aynı zamanda anneyim. Çocuğum burada yarışıyor ama diğer çocuklar da kendi çocuklarım gibi" dedi.
Türkiye'nin, bir İslam ülkesi olarak bu organizasyonda bulunup çok iyi dereceler almasının son derece gurur verici olduğunu dile getiren Akyüz, "Ortam çok güzel. Endonezyalı insanlar bizimli çok ilgili, Türkleri çok seviyorlar. Böyle bir ortamda güzel sonuçlar almak bizim için gurur kaynağı" şeklinde devam etti.
Çocuklarının antrenörlüğünü yaparken sözünü geçirememe gibi bir durumunun bulunmadığını ifade eden Fatma Akyüz, şunları söyledi:
"Çocuklarım doğduklarından beri hep salonlarda, şampiyonalarda pusetlerinde o halının, ringlerin tozunu yutarak büyüdü. İnsan kendi çocuğunu daha iyi tanır. Nereye kadar zorlayabileceğini ve beraberinde neler alabileceğini daha iyi bilir. Çocuklarıma daha çok antrenör gözüyle yaklaşıyorum. Ben bu çocuklara daha çok ne yükleyebilirim, onun hesabını yapıyorum. Zorla da olsa yüklüyoruz çünkü insanın en çok kendi çocuğuna nazı geçiyor. Elhamdülillah karşılığını da alıyoruz."
Beş yaşında başladığı kung-fu branşından sonra 10 yaşında wushuya geçtiğini belirten Akyüz, "Hareketlerim çok esnekti ve milli takım antrenörümüz beni fark etti. Babam da bizi wushunun anavatanı Çin'e götürmeye karar verdi ve orada Çinli hocalarla çalışmaya başladık" diye konuştu.
Çin'de bir aylık çalışmanın ardından Avrupa şampiyonu olduğunu, bu başarısını gören Çinli hocaların, dünya şampiyonu olabileceği yönünde ailesini bilgilendirdiğini ifade eden Akyüz, "Biz de çalışmalarımızı sürdürdük ve 2011'de dünya şampiyonu oldum" şeklinde devam etti.
Akyüz, İslami Dayanışma Oyunları'nda kılıç ve mızrak dalında şampiyon olmasından duyduğu mutluluğu dile getirerek, "Bir ay sonra da Malezya'da Dünya Wushu Şampiyonası var. Orada da aynı dallarda katılacağım. İnşallah unvanımı orada korurum" ifadelerini kullandı.
Çin'de kendisi gibi wushucu kardeşleriyle hem okul hem de wushu eğitimini birlikte yürüttüklerini kaydeden Akyüz, "Çinliler bu işin en iyileri. Onlardan ders almak bizim için çok büyük bir avantaj. Yarışmalarda da bunun farkını görebiliyoruz. Seviyemiz sürekli ilerliyor" diye konuştu.
Antrenmandan eve geldiklerinde yorgun olmaları gerekirken, kardeşleriyle yine wushu konuşup, hocalarının gösterdiği hareketleri tartıştıklarını belirten Akyüz, Türkiye'deki antrenörü anneleri Fatma Akyüz için de "Annem evde de antrenör gibi. Antrenmanda da annem gibi davranmıyor. diyor, onu yapıyorum. diyor, bunu yapıyorum" ifadelerini kullandı.
-Hem annesi, hem de antrenörü
Akyüz'ün antrenörlüğünü yapan anne Fatma Akyüz de oyunlarda Türk Milli Takımı Antrenörü olarak bulunduğunu belirterek, "Tabii aynı zamanda anneyim. Çocuğum burada yarışıyor ama diğer çocuklar da kendi çocuklarım gibi" dedi.
Türkiye'nin, bir İslam ülkesi olarak bu organizasyonda bulunup çok iyi dereceler almasının son derece gurur verici olduğunu dile getiren Akyüz, "Ortam çok güzel. Endonezyalı insanlar bizimli çok ilgili, Türkleri çok seviyorlar. Böyle bir ortamda güzel sonuçlar almak bizim için gurur kaynağı" şeklinde devam etti.
Çocuklarının antrenörlüğünü yaparken sözünü geçirememe gibi bir durumunun bulunmadığını ifade eden Fatma Akyüz, şunları söyledi:
"Çocuklarım doğduklarından beri hep salonlarda, şampiyonalarda pusetlerinde o halının, ringlerin tozunu yutarak büyüdü. İnsan kendi çocuğunu daha iyi tanır. Nereye kadar zorlayabileceğini ve beraberinde neler alabileceğini daha iyi bilir. Çocuklarıma daha çok antrenör gözüyle yaklaşıyorum. Ben bu çocuklara daha çok ne yükleyebilirim, onun hesabını yapıyorum. Zorla da olsa yüklüyoruz çünkü insanın en çok kendi çocuğuna nazı geçiyor. Elhamdülillah karşılığını da alıyoruz."
Kaynak: AA
