Olimpiyat Oyunlarında Başarılı Mıyız?

Londra 2012 Olimpiyat Oyunlarındaki başarısızlığımı analiz eden Türkiye Olimpian Derneği Eşbaşkanı, TMOK Üyesi, Judo, Karate, Kuraş, Aikido, Vuşu/Kungfu Federasyonları Eski Başkanı ve Anadolu Aydınlar Ocağı Başkanı Prof.Dr. İbrahim Öztek devşirme sporcularımızın önemine dikkat çekti.

Bugün Türk sporunun içinde amatör ve profesyonel pek çok yabancı sporcu bulunduğuna dikkat çeken Öztek, “Devşirme sporcularımız Türk uyruğuna geçtikten sonra devşirme sporcu adı ile anılmaktadır. Türkiye’de bulunma nedenleri ise para karşılığında Türk spor kulüplerini güçlendirmek veya Türkiye adına katıldıkları uluslar arası yarışmalarda Türkiye’ye madalya kazandırmak ve Türkiye’nin adını sportif alanda dünyaya duyurmaktır” dedi.

Ancak, kulüplerin, profesyonelce dünyaca tanınmış gözde sporcuları transfer etmek için çok büyük paralar harcadıklarını belirterek, “Milli takımlarda yer alacak olan yabancı sporcular Türk kimliğine sahip olma şartı vardır. Bu sporcuların varlıklarının asıl nedeni ise, kendi ülkelerinde ikinci üçüncü sırada bulunduklarından olimpiyat oyunlarında bir başka ülke adına, yani Türkiye adına yarışmalarıdır” diyerek Türkiye’ye gelen sporcuların şampiyon olmalarının da zor oluğuna dikkat çekti.

TÜRKİYE REKORLARIN ÇOĞU DEVŞİRME SPORCULARDA
Türkiye’de amatör spor dallarında olimpiyat oyunlarında Türkiye’yi temsil yeteneğine sahip 20 kadar yabancı sporcu bulunuyor. Bunların çoğu Afrika kökenli atlettir ve 15’ten fazla dalda Türkiye rekorlarını ellerinde bulundurmaktadır. Uluslar arası alanda da her an için madalyaya çok yakın sporculardır. Atletlerin yanı sıra güreşçi, Basketçi, Masa tenisi, boksör gibi sporcular da bulunmaktadır.

Spor organizasyonları ve olimpiyatlar, milletlerin aynı zamanda bilim, kültür, sanat, ekonomi ve tüm zenginliklerinin sergilendiği alanlardır. Buradaki başarı, gelişmişliğin göstergesidir. Savaşlar artık bu alanlarda sürdürülmektedir. Bu nedenle paralı askere benzeyen devşirme sporcular da her zafer sonrası alacakları ödülün hesabını yapmaktadırlar. Madalya sonrası yüksek para ödülü, spor bilinci ve spor kültürü gelişmemiş geri kalmış ülkelerde önem taşımaktadır. Gelişmiş ülkelerde sporcular bilinçli milli his ve milli kültür ile yarışmakta ve kazanmaktadır. Gelişmiş ülke sporcuları için ödül, başarılı bir üniversite eğitimini kazanmak ve sürdürmektir. Bu arada sponsor kuruluşlar ve reklamlar o sporcunun geleceğini de garanti altına almaktadırlar.

DEVŞİRME SPORCUNUN TÜRKİYE’YE FAYDASI
Gelişmiş ülkelerin sporcuları, her konuda olduğu gibi gelişmiş bir spor sistemi içinde yetişmekte olduğuna dikkat çeken Öztek; “Spor bizim haricimizdeki ülkelerde anaokulundan itibaren temel spor dalları olan atletizm, jimnastik ve yüzme sporlarından birinin yapılma mecburiyeti vardır. Spor tesis ve sahaları ile spor eğitimcileri de ona göredir. Adı üstünde olduğu gibi sportif teknoloji ve eğitim, sistem program organizasyon ve rekor üzerine kurulmuştur. Çocuklar yaşam biçimi olarak sporu, eğitimlerinin bir parçası halinde sportif ve daha sonra yarışmacı şekli ile sürdürürler. Nüfuslarının % 20’si lisanslı sporcu olarak yetişirler. Bu rakam, İngiltere Fransa ve Almanya için en az yirmi milyon lisanslı sporcu demektir. Dünyanın hiçbir ülkesinde bizdeki gibi çocuk ile ailesinin ilkokuldan itibaren tüm eğitim hayatını okul kapılarında sınavdan sınava koşturmaca içinde geçiren bir başka sistem mevcut değildir. Bu sistem içinde, yeni bir eğitim yolu geliştirmedikçe Türk gençlerinin bireysel olarak elde ettikleri sportif başarılar tesadüftür” diyerek başarıların kalıcı olması için sistemli çalışmaya ihtiyaç olduğunu ifade etti.

Yeni bir sistem ve spor eğitimine kadar da devşirme sporcularla olimpiyat oyunlarında adımızı duyurmaktan başka çaremiz olmadığının da altını çizen Prof.Dr İbrahim Öztek, “Güreş Türkün ata sporuydu. Fakat Kübalılar bile geliştirdikleri sistemlerle bizleri geçtiler. Binicilik, ok atma, çekiç atma, cirit ve kılıç ata sporlarımız değil miydi? Bugün Türkiye’de bu sporlar ne kadar yapılıyor ve ne dereceler alınıyor? Her tarafı deniz ve göl olan ülkemizde ne kürek, ne de yelken belli bir düzeye ulaşamamıştır” diyerek Olimpiyat ruhunu geliştirmek için çok küçük yaşlardan itibaren eğitimin şart olduğuna dikkat çekti.

Naim Süleymanoğlu, Halil Mutlu ve Bulgaristan’dan gelen diğer sporcularımızın Bulgar zulmü altında Bulgaristan’da çekmiş oldukları zulümden kaçarak anavatanlarına geldiklerini ve devşirme olmadıklarını ifade eden Öztek, “Onlar hiçbir zaman devşirme değillerdi. Fakat onlar Bulgaristan’dan bir sistem getirdiler. O sistemi Türkiye’ye yerleştirdiler ve arkadan gelen Türk sporcularına örnek oldular, çekici veya itici güç oldular. Son olimpiyatta haltercilerin başarısız olması, halterin bittiğini göstermez. Çünkü sistem yerleşmiştir. Gelecekte bilgili ve görgülü yönetici ve antrenörlerle yine başarı gelecektir” diyerek Halterde sistemin oturduğunu vurguladı.

Pekin’de 2 gümüş madalya kazanan Elvan dahil pek çok devşirme atlet de diğer sporcular da kendi sistemlerini Türkiye’ye getirdiklerini ve antrenörlerinin de yanlarında olmasını istediler veya yarışma dışı zamanlarda kendi ülkelerinde alıştıkları imkanlar içinde çalışmalarını sürdürmeyi ön planda tutuyorlar diyen Öztek, “Süreyya Ayhan, Aslı Çakır Alptekin, Gamze Bulut, Nevin Yanıt gibi Türk kızları bu atletleri veya onların çalışma sistemlerini örnek aldılar. Bu tür sporcuları bir tek antrenör çalıştırmaktadır. Yani bir antrenör bir tek sporcu ile uğraşmakta, ona bilgisini, tekniğini, inancını ve ruhunu vermektedir. Onunla bütünleşmektedir. Bunun da başarıyı getirdiği” ifade etti.

Yerli sporcular, genellikle devşirme sporcuları kıskandıklarını ima eden Öztek, başarısızlıklarına neden olarak onların varlığını gösterdikleri devşirme sporcuların aslında onları kamçılaması gerektiğini belirterek, “Metrik sporlarda kaç dakikada ne kadar koşacağın, atlayacağın, fırlatacağın veya kaç kilo kaldıracağın bellidir. Yerli sporcular belirli ölçüleri geçtiklerinde kendiliğinden önleri açılacaktır. Devşirme sporcuları geçecek sistem ve antrenman şeklini gerçekleştirmek zorundadırlar.

Devşirme sporcudan başarı beklemek, o sporcunun antrenman ve çalışma beklentileri ile paraleldir. Bu paralı askerler, başarılı oldukları taktirde servet sahibi olmaktadırlar. Bu serveti kazanmak için de hoca-tesis-beslenme-dinlenme-moral-motivasyon için en uygun ortamı tercih edeceklerdir. Türkiye’de kaldıkları ve çalıştıkları sürece kendilerini evlerinde ve yurtlarında hissetmedikçe başarılı olamazlar. Yabancı antrenörler için de bu durum geçerlidir. Türk Tekvando milli takım antrenörü Kore’li Lee, kızlarının ismini Türk ismi koyacak kadar Türkleşmişti.

OLİMPİYAT OYUNLARINDA BAŞARILI MIYIZ ?
Tüm olimpik spor dalı sayısı yan dallar ile 300 civarındadır. Böyle olunca 900 madalya dağıtılır. Yalnız atletizmde aşağıda belirtilen 25 spor dalı bulunmaktadır.

1-100 m. . 9- 400 m. Engelli 18-Disk Atma 2-200 m. 10-3000 m. Engelli 19-Cirit Atma 3-400 m. 11-4x100 Bayrak 20-Gülle Atma 4-800 m. 12-4x400 Bayrak 21-Çekiç Atma 5-1500 m. 13-20 Km. Yürüyüş 22-Yüksek Atlama 6-5000 m. 14-50 Km. Yürüyüş 23-Sırıkla atlama 7-10 000 m. 15-Maraton 24-Heptatlon (Bn) 8-110 m. E 16-Uzun Atlama 25-Dekatlon

Kaynak: İHA