Galatasaray Kulübü Başkanı Aysal’ın Açıklamaları

Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal, “Galatasaray olarak tek beklentimiz, federasyon ve kurumların kulüplere önderlik etmesi, özellikle bizim dünyaya açılan penceremizin kapanmamasıdır” dedi.

Aysal, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde düzenlenen “Futbol Yönetimi” konulu söyleşide öğrencilerin sorularını cevaplandırdı. Aysal, “Galatasaray benim için yeni ufuk, yeni bir başlangıç, yeniden yapılanma ve Galatasaray’ın yeniden yapılanma ve Avrupa’ya açılan yolda Galatasaray’ın önderlik vasfının gerçekleştiği bir dönem olacak” dedi.

Eski Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mehmet Ali Aydınlar’ın istifasının ardından yaşanan sürece ilişkin değerlendirme yapan Aysal, “Aradan 1 buçuk ay geçmesinin ardından 3 Temmuz olayı patlayınca, benim hiç programımda, hesabımda hatta vizyonumun köşesinden bile geçmeyen bambaşka bir dünyanın içine girmiş oldum. Ama sporda hep beklenmedik hamlelere karşı hazırlıklı olmalısınız. Bu hamlelere kendi refleksimizle şekil vermek üzere çalışmalarımız oldu. Bu yıl o kadar kötü geçilmedi. Çünkü olaya devamlı pozitif yaklaştık. Galatasaray olarak tek beklentimiz, federasyonumuzun ve kurumların, kulüplere önderlik etmesi. Özellikle bizim dünyaya açılan penceremizin kapanmamasıdır” ifadelerini kullandı.

Aydal, kulüplerin psikolojilerinin beraberinde stratejilerinin de farklılık gösterdiğini anlatarak, şunları kaydetti:
“Galatasaray’ın stratejisi Türkiye içinde rekabete dönük bir strateji değil. Özellikle benim koyduğum strateji bu değil. Ali Sami Yen’in kuruluş belgesinde bize verdiği bir vasiyeti var; ‘yurtdışındaki takımları yenmek.’ Ben de bu görüşten hareket ederek, bütün stratejimi bunun üzerine koymuştum. Yapmak istediğim de bu. Bizim bu dönemde vermiş olduğumuz bütün kavga, buna mani olunmasını önleme kavgasıydı. Galatasaray’ın yurt dışına çıkmasını önleyecek faktörlerin ortadan kalkmasına yönelik çalışmaların yapılmasına dönüktü. İkazlarımız da bu yöndeydi. Hiçbir hareketimiz, herhangi bir kulübümüze dönük rekabet hissinden faydalanan ve taklit duygularını körükleyen bir davranış olmadı. Ancak stratejisi farklı olan kurumlar bunu rekabet duygusuyla fırsatçı bir davranış olarak görmüş olabilirler.”

“DEVAMLI BAŞARI BASKISI İRRASYONEL YATIRIMLARA YÖNLENDİRİYOR”
“Beşiktaş, Fenerbahçe ve Trabzonspor devamlı başarı baskısıyla oynadıkları için bazen irrasyonel yatırımlara yöneliyorlar” diyen Aysal, “Yani bir futbolcuyu 10 liraya alıp, deneyip, başarılı olamayınca ertesi sene 2 bin liraya satma gibi davranışlar çok yapılmış. 4 büyük spor şirketinin altındaki Anadolu kulüpleri daha rasyonel yapıya sahipler. Anadolu kulüpleri gelir ve giderlerini daha iyi düzenliyorlar. Transferlerini çok daha mantıklı yapıyorlar. Çünkü ilk dörtte olma hedefleri yok. Dışarıda bulunma hedefleri yok. Onların yarıştığı kulvar ayrı bir kulvar olduğu için. Masrafları ve mali yükleri bizlere göre daha hafif” şeklinde konuştu.

“BİZ PLAY-OFF SİSTEMİNDEN 5 KURUŞ KAZANMIYORUZ”
Play-off sistemini ekonomiye katkısı olduğu algısına katılıp katılmadığını sorulması üzerine Aysal,” Paly-off kararını biz almadık. Zaten Mayıs ayında geldik, play-off kararı Haziran ayının ortasında alındı. Zaten lig hukuken başlamış durumdaydı. Böyle kararın hukuken alınmaması gerekirdi. Hukukun ne derece geçerli olduğunu biraz yaşadık. Bu da onlardan bir tanesi. Bize bir akşam iftardan sonra empoze dildi. İftar yemeğinde o zamanki federasyon başkanımız 1-2 kişiyle konuşup bunun kararını almış. Bize ertesi gün tebliğ ettiler. O ortamda bizde kabul etmek mecburiyetinde kaldık” cevabını verdi.

Aysal, konuşmalarını şöyle sürdürdü: “Biz play-off sisteminden 5 kuruş kazanmıyoruz. Böyle bir şey yok, beklentimiz de yok. Sadece yayıncı kuruluşun bir kazancı mevzu bahis olabilir. Kulüpler bundan ciddi bir şekilde para kaybettiler.

“BİR ÇİÇEKLE BAHAR OLMAZ”
“Şakiri’yi neden almadınız?” sorusuna ise Aysal, “Bir çiçekle bahar olmaz. Devre arasında alınan futbolcuların takımlara pek fazla katkısı olmuyor, bu bir risk. Şakiri, iyi ve genç bir oyuncu ancak o dönemde Galatasaray’a girmesi ile girmemesi konusunda bir hesap yaptım, çünkü Basel Kulübü ücreti yükseltti. 8 milyondan başlanan ücret 12-13 milyona çıktı. Galatasaray olarak yeniden mali yapılanma içerisindeyken benim paraları har vurup harman savurmam mümkün değildi. Biz bu başarıyı nasıl olurda getiririz diye düşündük, gördüğünüz gibi de 9 puan olduk” karşılığını verdi.

Bir öğrencinin “Galatasaray’ın Avrupa kupalarına gidememesi durumunda ne yapacaksınız?” sorusu üzerine ise Aysal, “Biz Türkiye’nin Avrupa’ya açılan kapısıyız ve öyle olmaya devam edeceğiz. Vizyonumuz ve hedefimiz bu. Galatasaray eğer herhangi bir idari hatalardan dolayı yurtdışına çıkamazsa ki fiili olarak böyle bir durumumuz yok. Böyle bir sorun ancak UEFA’nın TFF’nin işlemiş olduğu 4 büyük günahı, ciddiye alıp Türkiye’yi cezalandırması sayesinde olabilir. Bu günahları unutmayalım, eğer tekrar işlersek bu tür işler sık sık başımıza gelir” cevabını verdi.

Aysal’ın böyle bir soru gelebileceğini düşündüğünü söylemesi üzerine salonda kahkaha sesleri yükseldi. Elinde tuttuğu notlardan işaret ettiği ‘4 büyük günahı’ sıralayan Aysal, şunları kaydetti:
“Birincisi, ‘yöneticilerin yaptığı suç ve cezalardan kulüplerin ceza almaması’ böyle bir kural UEFA’ya uygun değil, bu kuralı biz yarattık. İkincisi, ‘Şikenin sahaya yansımaması’ diye bir kriter icat ettik. Üçüncüsü kuralların maç oynanırken değiştirilmesi. Maç oynanıyor, sistem başlamış. Adliye dosyaları hazırlıyor bu arada biz çıkan suçlara göre çözüm arıyoruz. Yani bütün kanun ve yönetmelikleri, işlenmiş suçları temizlemek için değiştiriyoruz. Bu bir risk UEFA açısında. Dördüncü büyük günahımız. TFF’nin en büyük mercii olan Genel Kurul’unun iradesi alınan 58. Maddenin yönetim kurulu kararıyla değiştirilmesi. Biz daha 2 ay önce toplanmışız ve spesifik olarak ‘58. değiştirilmeyecek' ama geliyor yönetim kurulu bunu değiştiriyor. Sorunumuz bu.”

"GALATASARAY ŞAMPİYON OLURSA, NİHAT ÖZDEMİR'İN ŞAMPİYONLUĞU ALKIŞLAYACAĞINA İNANIYORUM"
Öte yandan Aysal, Fenerbahçe Başkanvekili Nihat Özdemir’in “Galatasaray şampiyon olursa onları tebrik etmeyeceğiz” yönündeki açıklamalarının hatırlatılarak, “Fenerbahçe’nin Galatasaray’a olan düşmanlığının sebebi nedir?” sorusuna ise, “Ben de duydum, okudum. Ama gazetelerde duyduğumuz her şeye bazen inanmamız gerekmiyor. Ben Sayın Nihat Bey’in Galatasaray şampiyon olduğu takdirde, sevinmese dahi onların sahasında alınan şampiyonluğu alkışlayacağına inanıyorum. Orada bir sorun yaşamayacağım. Çünkü aynı şey bizim başımıza gelirse Fenerbahçe’yi alkışlayacağım. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın” cevabını verdi.

Kaynak: İHA