Eboue'yi Galatasaray'a Arsene Wenger Göndermiş
Galatasaray'ın Fildişi Sahilli oyuncusu Emmanuel Eboue, Arsenal'den ayrılmayı düşünmediğini ancak teknik direktör Fatih Terim'in basın toplantısında "Eboue'yi istiyorum" demesinin ardından Sarı-kırmızılı takıma gelmeye karar verdiğini söyledi.
Galatasaray Dergisi'nin 111. sayısına konuşan Galatasaray'ın Fildişili oyuncusu Emmanuel Eboue, Galatasaray'a gelmesi, takımdaki arkadaşlık ortamı ve performansı hakkında açıklamalarda bulundu. Eboue, sezon başından Arsenal'den ayrılmak istemediğini dile getirerek, "Dennis Bergkamp, Marc Overmars, Thierry Henry, Cesc Fabregas, Robin van Persie, Pires ve Sol Campbell gibi büyük oyuncularla beraber forma giydim. Hiçbir zaman sorun çıkaran biri olmadım.
Herkese açıktım, her defasında güler yüz verdimonlara. Ben sürekli kaşlarını çatan biri değilim. İnsanları seviyorum. Ve karşılığı aynı şekilde, 'Manu iyi insandır, sevimlidir, güler yüzlüdür' sözleriyle geliyor. Dürüst olmak gerekirse Arsenal'den ayrılmak istemiyordum. Kulüpteki herkes beni çok seviyordu. Ve daha önemlisi Arsenal, artık benim ailem gibiydi" dedi.
"ARSENE WENGER'E GİTMEME İZİN VERİN DEDİM"
İngiliz kulübünde forma şansının azalmasından sonra menajer Arsene Wenger ile görüşerek takımdan ayrılmak için izin istediğini belirten Eboue, "Bir gün Arsene Wenger ile konuştum. 'Yedi senedir buradayım. Hiç kimseye sorun çıkarmadım. Her antrenmana tam zamanında geldim, hiçbir antrenmanı kaçırmadım. Ama biliyorsunuz ki, artık eskisi kadar süre alma fırsatım olmayacak. Bu yüzden daha fazla forma şansı bulabileceğim bir takıma gitmem için bana izin verin' dedim. 'Biliyorum Manu, evet, biliyorum. Buradaeskisi kadar dakika alamayacağından dolayı üzgünüm. Ama kendini iyi hissedebileceğin ve oynamak istediğin bir takım bulursan, gitmene tabii ki izin vereceğim. Sana söz veriyorum' dedi.
Bunu duymak iyi gelmişti. O verdiği sözü tutardı. Atletico Madrid, Valencia, Tottenham, Roma gibi çok sayıda kulüp vardı. Galatasaray ise henüz benimle iletişime geçmemişti. Wenger, benim bir veya iki maç oynadıktan sonra mutsuz olacağım bir takıma gitmemden yana değildi. 'Sana iyi bir kulüp bulacağım Manu; çünkü sen benimoğlum gibisin' demişti bana. Ben attığım her adımı ona sorardım. Benimle iyi ayrılmak istediğini söylüyordu" diye konuştu.
FATİH TERİM VE GALATASARAY SEÇİMİ
Galatasaray'ı seçmesinde en büyük etkenin Fatih Terim'in kendisini istemesini söylemesi olduğunu vurgulayan Eboue, "Neden Galatasaray'ı seçtim? Öncelikli nedeni Fatih Terim. Arsene Wenger, beni çağırdı ve Fatih Terim'in beni istediğini söyledi.
Tavsiyesi kesinlikle Galatasaray'a gitmem üzerine oldu. Terim'in basın toplantısında, 'Emmanuel Eboue'yi istiyorum' açıklamasını gördüğüm an ikna oldum. Kendimi özel hissetmiştim. Benim için gerçekten çok önemliydi. Eğer bir menajer, yeni takımınıza transferolmadan evvel, ki kendisiyle daha önce herhangi bir görüşmem olmamıştı, sizin yeteneklerinize ihtiyaç duyduğunu söylüyorsa, 'o oyuncuyu istiyorum' diyorsa, bu sizin için gerçekten çok önemlidir. Buraya gelip, Fatih Terim ile tanıştığımda, benimle karşılaşmasından dolayı mutlu olduğunu hissettim. Yüzündeki gülümsemeyi gördüm. Ve bu bana büyük güven verdi" şeklinde konuştu.
"FATİH TERİM, GALATASARAY'I ÇOK SEVİYOR"
Galatasaray'da oluşan aile ortamının başarılarında çok büyük bir etken olduğunu söyleyen Fildişili yıldız, "Gün geçtikçe daha iyi tanıyorum. O, gerçekten çok iyi biri. Herkese karşı çok kibar. İşini büyük bir tutkuyla yapıyor. Yaptığı işten keyif aldığını, büyük fedakârlıklar yaptığını, her an daha iyisine ulaşabilmek için sürekli hedefine odaklandığını rahatlıkla görebiliyorsunuz. İşini seviyor, bu çok önemli, dahası Galatasaray'ı çok seviyor. Bu yüzden taraftarlar da O'na büyük saygı duyuyor. Onunlaberaber çalıştığım için mutluyum. Takım olarak da her gün birbirimizi daha iyi anlıyoruz. Sıkı bir aile gibiyiz. Yabancısı, yerlisi, herkes birbirini seviyor. Bu ortamın oluşturulmasında Fatih Terim'in payı çok büyük" ifadelerini kullandı.
"FATİH HOCA İLE GÖRÜŞTÜM VE DAHA İYİ OLACAĞIM DEDİM"
Sezon başındaki ilk birkaç maçın kendisi için iyi geçmediğini ifade eden Eboue, sözlerine şöyle devam etti: "İlk zamanlarda ülkedeki futbol mantalitesini anlayamamıştım, bir alışma süreci vardı. Kendi oyunumu, Arsenal'deki futbolumu oynamak istiyordum. Ama bu kolay gözükmüyordu. Bir gün hocamla konuştum. Ona, 'Size karşı dürüst olacağım. Kendimi biliyorum, iyi oynamadığımın farkındayım. Böyle bir oyuncu değilim, bunu da biliyorum.
Siz burada bizim babamız gibisiniz. Lütfen, bana ne yapmam gerektiğini anlatın, benden ne beklediğinizi söyleyin, bunu bilmek istiyorum' dedim. Aramızda bu konuyla ilgili bir görüşmegeçti. Ve ben daha sonra, 'evet, tamam, size söz veriyorum, elimden gelenin en iyisini yapacağım' şeklinde cevap verdim." Fildişili yıldız, takım olarak beraber oynadıkları ilk maçın herkes için oldukça zor geçtiğini anlatarak, "Birbirimizi henüz iyi tanımıyorduk. Ama şu an sanki yıllardır aynı takımdaymış gibi oynuyoruz. Aile bağı var aramızda. Umarım bu şekilde devam eder. Fernando Muslera, Tomas Ujfalusi, Hakan Balta, Selçuk İnan, Felipe Melo, Johan Elmander gibi kalite oyuncularla takım arkadaşı olduğum için çok mutluyum. Aramızdaki ilişki hakkında ise yorum yapmamam daha doğru olur; çünkü biz bir aileyiz. Ve bunun özelkalması gerekir" dedi.
"EMRE VE SEMİH İÇİN TANRI'YA ŞÜKREDİYORUM"
Semih Kaya ve Emre Çolak'ı karşısına çıkardığı için Tanrı'ya şükrettiğini söyleyen Eboue, "Bu iki genç adam, benim küçük kardeşim gibiler. Takımdaki herkesi seviyorum. Ama onlarla ilişkim biraz daha farklı. Henüz çok gençler. Tecrübeli oyuncuların onlara doğru yolu göstermeleri gerekiyor. Ben sürekli ikisiyle beraberim, bana ihtiyaçları olduğu her anda onların yanında yer almaya çalışıyorum. İkisinin iyi oynadıklarını görünce takım hâlinde mutlu oluyoruz. Ben de onlara çok başarılı bir kariyer diliyorum.Umarım çok iyi yerlere gelecekler" diye konuştu.
Herkese açıktım, her defasında güler yüz verdimonlara. Ben sürekli kaşlarını çatan biri değilim. İnsanları seviyorum. Ve karşılığı aynı şekilde, 'Manu iyi insandır, sevimlidir, güler yüzlüdür' sözleriyle geliyor. Dürüst olmak gerekirse Arsenal'den ayrılmak istemiyordum. Kulüpteki herkes beni çok seviyordu. Ve daha önemlisi Arsenal, artık benim ailem gibiydi" dedi.
"ARSENE WENGER'E GİTMEME İZİN VERİN DEDİM"
İngiliz kulübünde forma şansının azalmasından sonra menajer Arsene Wenger ile görüşerek takımdan ayrılmak için izin istediğini belirten Eboue, "Bir gün Arsene Wenger ile konuştum. 'Yedi senedir buradayım. Hiç kimseye sorun çıkarmadım. Her antrenmana tam zamanında geldim, hiçbir antrenmanı kaçırmadım. Ama biliyorsunuz ki, artık eskisi kadar süre alma fırsatım olmayacak. Bu yüzden daha fazla forma şansı bulabileceğim bir takıma gitmem için bana izin verin' dedim. 'Biliyorum Manu, evet, biliyorum. Buradaeskisi kadar dakika alamayacağından dolayı üzgünüm. Ama kendini iyi hissedebileceğin ve oynamak istediğin bir takım bulursan, gitmene tabii ki izin vereceğim. Sana söz veriyorum' dedi.
Bunu duymak iyi gelmişti. O verdiği sözü tutardı. Atletico Madrid, Valencia, Tottenham, Roma gibi çok sayıda kulüp vardı. Galatasaray ise henüz benimle iletişime geçmemişti. Wenger, benim bir veya iki maç oynadıktan sonra mutsuz olacağım bir takıma gitmemden yana değildi. 'Sana iyi bir kulüp bulacağım Manu; çünkü sen benimoğlum gibisin' demişti bana. Ben attığım her adımı ona sorardım. Benimle iyi ayrılmak istediğini söylüyordu" diye konuştu.
FATİH TERİM VE GALATASARAY SEÇİMİ
Galatasaray'ı seçmesinde en büyük etkenin Fatih Terim'in kendisini istemesini söylemesi olduğunu vurgulayan Eboue, "Neden Galatasaray'ı seçtim? Öncelikli nedeni Fatih Terim. Arsene Wenger, beni çağırdı ve Fatih Terim'in beni istediğini söyledi.
Tavsiyesi kesinlikle Galatasaray'a gitmem üzerine oldu. Terim'in basın toplantısında, 'Emmanuel Eboue'yi istiyorum' açıklamasını gördüğüm an ikna oldum. Kendimi özel hissetmiştim. Benim için gerçekten çok önemliydi. Eğer bir menajer, yeni takımınıza transferolmadan evvel, ki kendisiyle daha önce herhangi bir görüşmem olmamıştı, sizin yeteneklerinize ihtiyaç duyduğunu söylüyorsa, 'o oyuncuyu istiyorum' diyorsa, bu sizin için gerçekten çok önemlidir. Buraya gelip, Fatih Terim ile tanıştığımda, benimle karşılaşmasından dolayı mutlu olduğunu hissettim. Yüzündeki gülümsemeyi gördüm. Ve bu bana büyük güven verdi" şeklinde konuştu.
"FATİH TERİM, GALATASARAY'I ÇOK SEVİYOR"
Galatasaray'da oluşan aile ortamının başarılarında çok büyük bir etken olduğunu söyleyen Fildişili yıldız, "Gün geçtikçe daha iyi tanıyorum. O, gerçekten çok iyi biri. Herkese karşı çok kibar. İşini büyük bir tutkuyla yapıyor. Yaptığı işten keyif aldığını, büyük fedakârlıklar yaptığını, her an daha iyisine ulaşabilmek için sürekli hedefine odaklandığını rahatlıkla görebiliyorsunuz. İşini seviyor, bu çok önemli, dahası Galatasaray'ı çok seviyor. Bu yüzden taraftarlar da O'na büyük saygı duyuyor. Onunlaberaber çalıştığım için mutluyum. Takım olarak da her gün birbirimizi daha iyi anlıyoruz. Sıkı bir aile gibiyiz. Yabancısı, yerlisi, herkes birbirini seviyor. Bu ortamın oluşturulmasında Fatih Terim'in payı çok büyük" ifadelerini kullandı.
"FATİH HOCA İLE GÖRÜŞTÜM VE DAHA İYİ OLACAĞIM DEDİM"
Sezon başındaki ilk birkaç maçın kendisi için iyi geçmediğini ifade eden Eboue, sözlerine şöyle devam etti: "İlk zamanlarda ülkedeki futbol mantalitesini anlayamamıştım, bir alışma süreci vardı. Kendi oyunumu, Arsenal'deki futbolumu oynamak istiyordum. Ama bu kolay gözükmüyordu. Bir gün hocamla konuştum. Ona, 'Size karşı dürüst olacağım. Kendimi biliyorum, iyi oynamadığımın farkındayım. Böyle bir oyuncu değilim, bunu da biliyorum.
Siz burada bizim babamız gibisiniz. Lütfen, bana ne yapmam gerektiğini anlatın, benden ne beklediğinizi söyleyin, bunu bilmek istiyorum' dedim. Aramızda bu konuyla ilgili bir görüşmegeçti. Ve ben daha sonra, 'evet, tamam, size söz veriyorum, elimden gelenin en iyisini yapacağım' şeklinde cevap verdim." Fildişili yıldız, takım olarak beraber oynadıkları ilk maçın herkes için oldukça zor geçtiğini anlatarak, "Birbirimizi henüz iyi tanımıyorduk. Ama şu an sanki yıllardır aynı takımdaymış gibi oynuyoruz. Aile bağı var aramızda. Umarım bu şekilde devam eder. Fernando Muslera, Tomas Ujfalusi, Hakan Balta, Selçuk İnan, Felipe Melo, Johan Elmander gibi kalite oyuncularla takım arkadaşı olduğum için çok mutluyum. Aramızdaki ilişki hakkında ise yorum yapmamam daha doğru olur; çünkü biz bir aileyiz. Ve bunun özelkalması gerekir" dedi.
"EMRE VE SEMİH İÇİN TANRI'YA ŞÜKREDİYORUM"
Semih Kaya ve Emre Çolak'ı karşısına çıkardığı için Tanrı'ya şükrettiğini söyleyen Eboue, "Bu iki genç adam, benim küçük kardeşim gibiler. Takımdaki herkesi seviyorum. Ama onlarla ilişkim biraz daha farklı. Henüz çok gençler. Tecrübeli oyuncuların onlara doğru yolu göstermeleri gerekiyor. Ben sürekli ikisiyle beraberim, bana ihtiyaçları olduğu her anda onların yanında yer almaya çalışıyorum. İkisinin iyi oynadıklarını görünce takım hâlinde mutlu oluyoruz. Ben de onlara çok başarılı bir kariyer diliyorum.Umarım çok iyi yerlere gelecekler" diye konuştu.