Galatasaray-Beşiktaş Derbisi Spor Yazarlarının Köşesinde

Hafta sonu oynan Galatasaray-Beşiktaş derbisinde gülen taraf Elmander’in son dakika golüyle Galatasaray oldu. Büyük çekişmeye sahne olan bu mücadele, spor yazarlarının da köşelerinde yer buldu.

Spor Toto Süper Lig 'in 28. hafta maçında Galatasaray, sahasında Beşiktaş 'ı 3-2 mağlup etti.

Spor yazarları da haftanın ilk günündeki köşelerini bu derbiye ayırdı.

İşte yazarlar ve Galatasaray-Beşiktaş derbisine yaptıkları o yorumlar…

ERMAN TOROĞLU
Heyecan vardı

GÜZEL bir halı saha maçı. İki taraf da birbirinin futbol oynaması için her şeyi yapıyorlar.

Her pasa müsaade ediyorlar. Pres yapmıyorlar. Bu hafta seyrettiğim maçlar içinde Avrupa stiline en yakın takım olarak Eskişehirspor 'u gördüm. Sahanın her yerindeydiler. Pres yaptılar. Topu kaptılar ve hızlı hücuma çıktılar.

Dün gece bu futboldan eser yoktu. Ama hatalı da olsa 5 gol vardı. Heyecan vardı. Kaliteyi Türk futbolu olarak ne zaman yakalarız? Bir başka bahara. Çok hatalı işler de oldu. Mesela Galatasaray 'ın yediği ikinci golde Semih, Quaresma 'nın sert ortasına o pozisyonda sağ ayağıyla değil, sol ayağının içiyle müdahale etmesi gerekirdi.
G.Saray 'ın attığı ikinci golde ofsayt tuzağı bilerek mi hazırlanmıştı, yoksa tesadüfen mi oldu? Merak ediyorum.
G.Saray, rahat götürdüğü maçı Fatih Hoca 'nın Necati 'yi oyundan almasıyla terse döndü. Eğer Necati sakat değilse, oyuna devamı gerekirdi. Çünkü bütün dengeler Necati 'nin çıkışıyla bozuldu. Bozulan dengeleri Fatih Hoca, Baros 'u oyuna alarak düzeltmeye çalıştı. Tanrı da ona yardım etti, kazandı.

Fizik olarak iyi değil
İki takım da bol gollü maçlar oynadılar ve oynayacaklar. Çünkü takım olarak defans yapamazsan, gol yemeye mahkumsun. Sakın kimse defansa fazla yüklenmesin.
Galatasaray 'ın attığı 3. gol yapılış olarak mükemmele yakındı. Hadi Beşiktaş 'ın bahanesi var; yorgunlar. Galatasaray 'ın da bahanesi var; çünkü Beşiktaş en az Galatasaray kadar koştu yorgun olduğu halde.

Otoriteniz nerede?
Hakem Fırat Aydınus, fizik olarak iyi değil. Nitekim bazı pozisyonlarda topun oynama alanında ve oynama alanının içinde kalıyor. Futbolcular onun yüzünden istedikleri yere pas atamıyorlar. Oyuna müdahale ediyor. İkincisi futbolcuyla inanılmaz uzun konuşuyor. Hesap veriyor. Futbolcu neden hata yaptığını veya adam kaçırdığını anlatıyor mu? Sen anlatıyorsun. Bir cümle kurarsın, geçersin.
Bir sözüm de 4. hakemlere. Yedek kulübelerinden devamlı fırça yiyorsunuz. Maçın hakemi sakatlansa, maçı siz yöneteceksiniz. Nerede kaldı sizin otoriteniz?

İLKER YASİN

Atamayana atarlar

FUTBOL kalitesinin genelde vasat olduğu iki takımın da saman alevi gibi parlayan ataklarla oyuna renk kattığı bir maçtı.

Beşiktaş açısından bakarsak Fernandes 'in bu takım için hayati öneme haiz olduğu, Simao 'nun veteranlara yakışır futboluyla gereksiz olduğu, Quaresma 'nın üstün top tekniğine rağmen nefessiz, etkisiz ve bencil olduğunu söyleyebiliriz. Bir de daha derbi kazanamayan Portekiz Çetesi 'nden medet uman, Pektemek 'e göz kapayan Carvalhal 'in hem oyun kurmada, hem de okumada yetersiz olduğunu söyleyebiliriz.

Galatasaray açısından söyleyeceğimiz ilk şey, bu takımın çift santrforla oynamasının şart olduğu. Selçuk 'taki düşüşü Engin Baytar 'ın forse edişi ve takıma oturdukça futbolu silikleşen Emre Çolak 'ın Fatih Terim tarafından değerlendirilişi önemli. Beşiktaş orta sahasında görev yapan futbolcuların gol bölgesine, özellikle Almeida 'ya ve Quaresma 'ya servis yapamamalarındaki en büyük etken, Portekizlilerin hareketsiz futboluydu.
Pektemek geç girdi

Mustafa Pektemek, oyuna çok geç girdi. Carvalhal 'in en önemli isimlerinden biri olması gerekirken, Simao 'da ısrarın bu denli sebebini anlamak mümkün değil. Egemen 'in yerine oyuna giren Sidnei, hantal görüntüsüyle güven vermezken, Melo 'nun attığı golde Beşiktaş savunma göbeğinin ve Ernst 'in büyük hatası vardı. Melo 'nun hakemle konuşma ve tartışma merakı, bu gidişle başına çok iş açar. Engin Baytar 'ın rakip ceza sahası içine biraz daha yakın oynaması Galatasaray 'ın gol şansını mutlaka daha da arttıracaktır.

Artısı Engin 'di
Uzatma dakikalarında Elmander 'le gelen gole en çok sevinen hiç kuşku yok ki Galatasaray 'ın genç stoperi Semih olmuştur. Bitime 6 hafta kala Fenerbahçe 'ye 9 Beşiktaş 'a 14 puan fark atan Galatasaray 'ın şampiyonluk şansı artık yüzde 70 'lerin üstünde. Ama dün akşam Arena 'da ortaya konan futbol, şampiyonluğa çok yakın olan bir takımın oynaması gereken futbolun ötesindeydi. Futbolun temel kuralı, “atamayana atarlar.” 90. dakikaya girerken Almeida 'yla galibiyet golünü kaçıran Beşiktaş, bir dakika sonra topu kendi ağlarında gördü. Aydunus 'un başarılı bir maç yönettiği gecenin eksisi Fernandes, artısı da Engin Baytar 'dı.

KANAT ATKAYA

Kazanç; 3 puanın ötesinde

GALATASARAY, kendi açısından elini kuvvetlendirmek ve belki de nihai hamleyi yapmak için uygun ortamı bulmuştu; Beşiktaş ise tutunmak için son hamlesini yapacaktı.
Maç, bu kıvamda başladı. İki taraf da, maçın bilincine sahip bir oyun sergiledi. Direnme noktaları kuvvetliydi. Birbirlerini tartarak ve vahim hatalara yol açmamak için maksimum dikkati göstererek başladılar maça...

Galatasaray, kazanacağı avantajın bilincinde, Beşiktaş da, kaybedeceği pozisyonun farkındaydı. Ev sahibi takım, galibiyete odaklı, gerekli riskleri alan bir oyun sergiledi. Meyveyi de, erken hasat etti. Elmander 'in golü, maçın Galatasaray açısından kolay olacağını gösterse de, skoru geliştirememek ve Beşiktaş 'ın direncini kıramamak, zaman içinde problemlere yol açtı.

Lider özüne döndü
Lider, maçı koparacak hamleyi yapamadığı için rakibi özgüven kazandı, Beşiktaş işlemeyen yerlerini onardı ve sezon boyunca çok beğendiğim özüne döndü. Quaresma 'nın kendini belli ettiği ve neredeyse tek başına bir takıma dönüştüğü süreçte, Beşiktaş ayakta kaldı. Galatasaray 'ın baskıya dönüşmeyen oyununa karşılık verdi. Ve iki kere geriye düşmesine rağmen maça tutundu. Fakat Galatasaray 'ın ihtiyacı, bu maçı kazanmaktı. Çünkü kazanınca gelecek kar, neredeyse bütün sezonu belirleyecek güçteydi. Ve ikinci kez rakibine yakalanmasına rağmen, iradesini ayakta tuttu.

Belki de maçın başka dönemlerinde kurması gereken baskıyı kurdu. Ve bir şekilde uzatma dakikalarında, galibiyeti getiren golü yakaladı. Bu maç ve bu skor, Galatasaray açısından şampiyonluğu garantilememiş olabilir. Öyle bir hesap, şu an için erken... Fakat yıllardır derbilerde başarısız olan sarı kırmızılı ekip, ilk kez büyük bir moral üstünlüğü yakalamış oldu ve başı dik bir şekilde TT Arena 'dan ayrılmayı bildi.

Çok önemli bir rehber
Galatasaray 'ın önümüzdeki maçları, elbette çok zor. Fakat bu moral, amaçladığı noktaya ulaşması için çok önemli bir rehberdir. Kaybetmemek, başka bir hesaptır. Kazanmak için ısrar etmek, başka bir hesap... Galatasaray kaybetmemekten çok, kazanmayı önemseyen bir takım olduğunu bu maçta gösterdi. Kazancı, üç puanın ötesindedir. Elmander, bu sezon için Galatasaray 'ın bayrak şahsiyetidir. Bunu da bir not olarak düşmek, boynumun borcudur.

SELÇUK DERELİ

Mükemmel yönetim

Özellikle maçın ikinci yarısı mükemmel bir mücadeleye sahne oldu. Maçın kaderini savunma oyuncularının yaptığı hatalar belirledi.
Maçın hakemi Fırat Aydınus ve ekibi mükemmel yönetim gösterdiler. Faullerde hata yapmayan Aydınus, standart kararlar verdi. Bu vermiş olduğu kararlarla da hem oyuncuların, hem de taraftarların güvenini kazandı. Karşılaşmanın hemen başında Emre-Sivok mücadelesinde Emre bir penaltı bekledi, ancak burada Sivok 'un, Emre 'ye bir müdahalesi yoktu. Bu yüzden hakemin devam kararı çok doğruydu. Basit düdükler çalmadan oyuna tempo kazandıran Aydınus, avantaj yorumlarıyla da tam puan aldı.

Maçın yardımcı hakemleri Serkan Ok ve Aleks Taşçıoğlu da hiç hata yapmayarak derslik yorumlar yaptılar. Özellikle Galatasaray 'da Melo 'nun attığı golde Taşçıoğlu, pozisyonu çok iyi yorumlayarak devam ettirdi.

AHMET ÇAKAR

Kaleci Cenk Gönen!

Pozisyonu çok fazla olmasa da heyecanı yüksek bir derbi izledik. Maçta iki dramatik kırılma anı var. Dakika 90... Quaresma sağdan ortalıyor, Almeida arka direkte kafayı iyi vuramıyor. Vursa, Beşiktaş maçı 3-2 alacaktı. Top döndü, +92'de Selçuk ortaladı, Elmander kafayla birlikte içeri girip Galatasaray'a maçı kazandıran isim oldu.

Bu iki dramatik kırılma noktasında bir baş rol oyuncusu daha var. Aslında belki de, Beşiktaş'a maçı kaybettiren isim: Kaleci Cenk. Geride bıraktığımız haftaları da düşününce 'Bu kaçıncı hatan be Cenk 'demeden edemiyoruz. Bir kaleci bacak arasından gol yiyebilir. Bir defans oyuncusu tıpkı dün gece Semih'in yaptığı gibi kendi kalesine gol atabilir ama bir kaleci Cenk'in yaptığı gibi asla o hatayı yapamaz. Yapmamalı. Bu seviyeye gelmiş Cenk, çaprazdan Selçuk'a çıkamaz. Madem çıktın, topu alacaksın. Alamazsan orada 'şaşkın ördek 'gibi kalırsın.

İlk yarı daha çok isteyen Galatasaray'dı. Eboue'nin inatçılığı Galatasaray'a golü getiriverdi. Aslında bu pozisyonda biraz da Eboue'nin şansı demek lazım. Top bilardo topu gibi, Eboue ve Beşiktaş defans oyuncuları arasında gitti, geldi. Ve en son Eboue'nin önünde kaldı; o da Elmander'e çıkarttı ve Galatasaray golü buldu.

TEBRİKLER AYDINUS
İkinci yarıda 10 günlük yorgunluk nedeniyle Beşiktaş'ta fiziki düşüş bekliyorduk. Ama öyle olmadı. Quaresma önemli bir yetenek. Toraman'a attırdığı gole bakın. Çok dar alanda çalımını yapıp İbrahim'e 'Al da at 'diyebiliyor. Ama Beşiktaş kalecisiyle, defansıyla dün gece hata üstüne hata yapıp Galatasaray'ın gollerine davetiye çıkardı. Yine Selçuk, yaptığı asistle Melo'yu pozisyona soktu. Ve maalesef Cenk, yine kapalı köşeden golü yiyiverdi. Dedik ya, böyle derbiler hatayı kaldırmaz.

Galatasaray, puan farkını daha açıp şampiyonluğa bir adım daha yaklaşırken alkışların en büyüğünü hakem Fırat Aydınus'a yolluyoruz. Bir maç ancak bu kadar az hata ile mükemmel yönetilir. Tebrikler Fırat!

METİN TEKİN

Oyun coşkusu 3 puanı getirdi

Dün akşamki derbiye Beşiktaş penceresinden baktığımızda, Fernandes'siz kadrosuyla orta sahada oyunu ele alıp etkili olmaları çok da kolay görünmüyordu. Nitekim oyunun ilk yarısında golü bulduktan sonra devrenin sonuna kadar topa daha çok sahip olan G.Saray'dı. Ama bu hakimiyetlerini hücum bölgesinde etkili ataklara çeviremediler. Bana göre Beşiktaş için esas oyun 1-1'i bulduktan sonra başladı. Özellikle 60. dakikadan sonra orta sahada pas oyunundan çok tempolu oyuna döndüklerinde üç gün önce maç yapmış olmalarına rağmen oyun Beşiktaş lehine geçti. G.Saray 2-1'den sonra santrfor Necati'yi çıkarıp Riera'yı alarak daha çok orta alan oyuncusuyla topa sahip olmak istedi. Ama bu çok da işe yaramadı. Önde sadece Elmander'le oynamak topu önde tutmak anlamında zaaflar yaratıyordu. Tempolu mücadeleye dönen oyunda Semih'in hatası maçı 2-2'ye getirdi. Hemen akabinde Fatih Terim'in oyuna müdahalesi geldi. Tecrübeli teknik adam Baros ve Aydın'ı oyuna alarak tekrar çift santrfora dönüyor ve oyunu daha çok hücumcuyla oynama düşüncesini sürüyordu sahaya. Bu da son 7-8 dakikalık bölümün Galatasaray baskısında geçmesini sağladı.

TERİM TAKIMI ELE ALDI
Galatasaray'ın bu seneki en önemli özelliği olan oyun coşkusu bu maçı son dakikada da olsa Galatasaray'a kazandırdı. Kalite ve beceriden çok son dakikada galibiyeti bu coşku getirdi.

Bazı takımlarda teknik direktör dokunuşlarını hissedersiniz. Ama bazı hocalar vardır, onlar takımı her yönüyle ele alırlar. Galatasaray'daki bu hızlı değişimin en önemli etkeni bu. Ligde son 6 haftaya girilirken puan durumu ve oynanan oyun bu sezonun Galatasaray'ın ligi olduğunu gösteriyor. Tek acabamız ilk defa uygulayacağımız play off'ta neler olabileceği.

Beşiktaş açısından ise play off'a kalınsa bile zirveden kopuş ve aradaki puan farkı bu sene Beşiktaş'ın önüne koyabileceği hedefin Avrupa'da olduğunu gösteriyor. Ve en az bunun kadar önemli olan 8 yıl sonra Beşiktaş'ın yeni yönetimini ve hedeflerini nasıl oluşturacağı.

GÜNTEKİN ONAY
Almeida ve Cenk havlu attırdı

Almeida biraz etkili olsa Beşiktaş kazanabilirdi. Kaleci Cenk 'e gelen 3 top da gol oldu

MAÇ öncesi G.Saray önemli avantajlara sahipti. Evindeydi, puan olarak avantajlıydı ve 9 gündür hem mental hem de fiziksel açıdan bu maça odaklanmıştı. Ayrıca da tam kadroydu. Sakatı ve cezalısı yoktu. Beşiktaş ise 10. günde 4. maçına çıkarken hem yorgun hem de Fernandes ve Hilbert gibi 2 önemli oyuncusundan yoksundu.

G.SARAY bu avantajları iyi kullandı. Kaleye ilk şutunda golü bulan sarı-kırmızılılar öne geçmenin de avantajıyla orta sahayı kalabalık tuttu ve Beşiktaş bu kalabalığa karşı oyun kurmakta güçlük çekti.

ORTA alanda topa sahip olan ve iyi organize olan G.Saray, Beşiktaş kalesine gelmeye gerek görmeden bu bütünlüğü korudu. Beşiktaş ise hücumları bireysel girişimlerle yapmaya çalıştı. İlk 45 dakika Beşiktaş etkisizdi. Ama G.Saray 'da kaleye sadece 1 şut attı ve golü buldu.

2. yarınınn başında Quaresma 'nın çabasıyla gelen gol Toraman golü dengeleri değiştirmeye adaydı. Ancak G.Saray, Selçuk 'un çok şık pasında Melo 'yla 2. şutunda 2. golü buldu.

SEMİH 'İN kendi ağlarına gönderdiği top hücumda çok zenginlik yaşayamayan Beşiktaş 'ı tekrar kazanma noktasına getirirken aynı zamanda az posiyonlu maçı da hakettiğinden fazlasıyla ödüllendiriyordu. Zira toplam 4 gol olacak bir maç değildi asla.

SELÇUK-Melo-Engin-Elmander G.Saray 'da; Sivok, Toraman ve Ernst de Beşiktaş 'ta öne çıkan oyuncular oldular. Quaresma iyi oynamadığı maçta 2 asist yaparak görevini yaptı. Almeida biraz daha etkili oynasa Beşiktaş maçı kazanabilirdi de. Hele hele 90 'da kaçırdığı gol Beşiktaş 'ı 3 puandan etti. Geçen sene F.Bahçe maçında, dün de G.Saray derbisinde kaçırdıklarıyla Beşiktaş 'a havlu attırdı. Ve bir başka önemli not da kalesine gelen 3 top var, 3 'ü de gol oldu. Cenk 'in mutlaka çok çalışması şart.