İlker Coşkun:Türk Takımları Avrupa'da Ama Türk Hakemliği Neden Yok?

Süper Lig hakemlerinden İlker Coşkun, Cüneyt Çakır ve Fırat Aydınus'un başarılarıyla gurur duyduğunu belirterek, Türk futbolunun lobisinin olmaması, düzenli liste gönderilmemesi, yaş ve yabancı dil gibi faktörler göz ardı edilerek, yıllarca ''Türk hakemleri neden Avrupa'da görev almımor?'' şeklinde eleştiriler yapıldığını söyledi.

  ODTÜ Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu mezunu, 6 yıldır Süper Lig klasmanında maç yöneten 33 yaşındaki İlker Coşkun, Türkiye Futbol Federasyonu'nun Tam Saha isimli dergisine yaptığı açıklamada, 16 yaşına kadar babasının genel kaptanlığını yaptığı PTT Kulübü'nün altyapısında futbola başladığını söyledi.

Futbolun yanı sıra basketbol ve Amerikan futbolu oynadığını ayrıca basketbol antrenörlüğü yaptığını ifade eden Coşkun, ''Hep sporla iç içe bir hayatım oldu. Amerikan futbolu taktik planların son derece önemli olduğu bir oyundur. Sadece fiziksel güçle oynanmaz. Ben de çelimsiz ama hızlı olmanın avantajını kullandım'' dedi. Coşkun, hala yılda bir kez ODTÜ'de Amerikan futbolu oynadığını da belirtti.

- ''Antrenörümüz, 'Nasıl göstermeden dirsek atılır?' gibi şeyler öğretirdi'' -İlker Coşkun, futbolculuğu bırakıp hakemliğe yönelmesinin öyküsünü şu sözlerle anlattı:''Genç takımda yedek çıkıyor, yıldız takımda A kadroda oynuyordum. Orada en fazla amatör kümede 20 yaşlarına kadar oynayacağımı, sonrasında benden futbolcu olmayacağını fark ettim. İnsanın kendisini bilmesi, ayaklarının yere basması önemli. Çok yetenekli değildim çünkü. Eğer oyunculuğa devam etseydim yaşantısıyla çok profesyonel birisi olabilirdim ama hiçbir zaman yeteneklerimle sivrilemezdim. Bir de başımdan şöyle bir olay geçti. Altyapıda bir antrenörümüz vardı, iyi bir sporcu, iyi bir spor adamı değildi. Bize 'Sahada nasıl kavga edilir, rakip oyuncu nasıl kızdırılır, rakibe nasıl göstermeden dirsek atılır?' gibi şeyler öğretirdi. Bir gün yıldız takımda çift kale maçımızı yönetiyordu. Yedek takımı yanına çağırıp bir şeyler söyledi. Yedek takım maç başlar başlamaz bize tekme tokat girişmeye başladı. Bir pozisyonda arkadaşım çift ayakla bana çok sert girdi. Ayaklarım yerden kesildi, yüzüm yere çarptı. Ayağa kalkınca önce o arkadaşıma vurdum, ardından da hocaya... Sonra da çektim gittim ve o gün futbolu bıraktım.''Babası Ahmet Cemil Coşkun da 2. Lig düzeyinde hakemlik yaptığını ifade eden Coşkun, hakemliğe başlama nedeninin futbolun bir parçası olmak istemesi olduğunu dile getirerek ''Futbolu çok sevdim, oynamak istedim, ancak futbolcu olamadım. Bir yandan da mutlaka futbolun içinde kalmak istiyordum. Antrenör olabilirdim, fizyoterapist olabilirdim ama mutlaka futbolun içinde kalırdım. Önüme hakemlik kapısı açılınca ben de bu yolda yürümeyi tercih ettim'' şeklinde konuştu.

-Polat Alemdar benzerliği-Kurtlar Vadisi dizisindeki Polat Alemdar rolüyle ünlenen oyuncu Necati Şaşmaz ile benzerliğine ilişkin ise İlker Coşkun, şunları söyledi:''Üç sene önce bir Altay-Sakarya maçına çıkmıştım. O dönemde hakem formamızın sırtında isimlerimiz de yazıyordu. Oyuncunun birisi maçtan önce yanıma gelip 'Polat hoca' dedi. 'Bak adım burada yazıyor, Polat değil İlker' cevabını verdim. Maç başladı, bir süre sonra oyuncu koştura koştura yanıma gelip yine 'Polat hoca, yapma ya, faul var'' dedi. Ben yeniden 'Adım Polat değil, İlker' diye uyardım. Bunu söyleyen de o dönemde Sakaryaspor'da oynayan Okan Koç'tu (!)''''Polat Alemdar'lık işe yaradı mı?'' şeklindeki soruya ise, İlker Coşkun, ''Bir kere yaradı. İki takım sahaya çıktığında oyuncular yanıma geldi, birisi 'Ya hoca, Polat Alemdar'a ne kadar benziyorsun' dedi. Ben de hafif kaşlarımı çatarak, 'Bizde yanlış olmaz' karşılığını verdim. Oyuncular bitti. Maçta bir sarı kart gösterdim, kart gören oyuncuyu takım kaptanı dövüyordu neredeyse(!) Faul çalıyorum, oyuncular 'Eyvallah hocam' diyerek gidiyor. Tabi bu her zaman çok işe yarayacak bir şey değil. Benim insanlara, 'Makul bir şekilde söylerseniz dinlerim, saygısızlığınıza izin vermem' tavrını koymam gerekiyor. Bu tavır da bugüne kadar işe yaradı'' ifadelerini kullandı.

-Atanamayan öğretmenlerden-ODTÜ Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu mezunu olmasına karşın beden eğitimi öğretmeni olamadığını dile getiren İlker Coşkun, bu konuyla ilgili şöyle konuştu:''Öğretmenliği bir süre denedim ama KPSS herkes gibi benim de derdim. Atamam gelmedi. Üniversiteden bir arkadaşımla teknoloji danışmanlığı yapmaya başladık. ODTÜ Teknokent'te bir firmamız var. Türkiye'deki AR-GE çalışmalarını geliştirmek için bir takım devlet destekleri var. TUBİTAK denetimlerini yapıyor, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı parasını karşılıyor. Biz de TUBİTAK denetimine hazırlanan projelere danışmanlık hizmeti veriyoruz. Ancak bu işte bir sertifika yok ve birçok insan da aynı işi yapmaya çalışıyor. Bu da bizim işimizi biraz sekteye uğratıyor. Dolayısıyla bir yandan da kayınbiraderimle birlikte oto alım-satım danışmanlığı planlıyoruz.''Spor programlarını ve gazetelerin spor sayfalarını takip etmediğini belirten Coşkun, ''Çünkü motivasyonum bozuluyor. Kendimi korumanın yöntemi olarak bunu seçtim. Beğendiğim spor kanalları, beğendiğim spor programları var, onları izliyorum. Futbolun dışında basketbol, NBA, NFL maçlarını izlemeyi çok seviyorum'' dedi. Coşkun, caz dinlemeyi sevdiğini de belirtti.

-''Çakır ve Aydınus'un başarılarıyla gurur duyuyorum'' -İlker Coşkun, Cüneyt Çakır ve Fırat Aydınus'un hakemlikteki yükselişi konusunda ise, şöyle dedi:''Kendi adıma onların başarılarıyla gurur duyuyorum. Türk futbolu ve Türk hakemliği için son derece önemli bir gelişme. 'Türk takımları Avrupa'da ama Türk hakemliği neden yok?' eleştirisi yıllarca yapıldı ama bunun temel nedenleri sorgulanmadı. Lobimizin olmaması, düzenli liste gönderilmemesi, yaş ve yabancı dil gibi faktörler göz ardı edildi. Bir kere UEFA sizin hakemliğinize bakmıyor, ilk planda olan şey yabancı diliniz. Dünyanın en iyi hakemi de olsanız İngilizce bilmediğiniz takdirde UEFA sizi geri gönderiyor. Bir kere bu son gelişme, 'Türk hakemliği Avrupa'da yok' eleştirisini ortadan kaldırdı. Türk hakemliğinin önünü açacak bir gelişme bu. Hakemlik sinerjiyle yapılan bir iş. Cüneyt Çakır öne doğru bir adım attığında arkasındakileri de çekecek. Herkes bir adım öne atacak ve arkadan gelenlere de fırsat doğacak. Cüneyt Çakır bir yere gitmeden İlker Coşkun da gidemez. Dolayısıyla ulaştıkları yerler son derece önemli. Arkası da artarak gelecektir. Sadece Türk hakemlerinin değil, gözlemci ve yöneticilerimizin de önünü açacak bir gelişme bu.''(EG-ÇET-ZG)