Alex’ten Veda Toplantısı…
Fenerbahçe ile sözleşmesini fesh eden Brezilyalı futbolcu Alex De Souza, basın mensupları ile veda toplantısı düzenledi.
Fenerbahçe’nin eski kaptanı, “Demokratik bir ülkede insanlar şiddet unsuru içermediği sürece istedikleri gibi stada girebilirler. Bu engeleniyorsa demokraside bir sıkıntı vardır” dedi.
Fenerbahçe’nin uzun yıllar formasını giyen Alex, basın mensupları ile veda toplantısı düzenledi.
Kasımpaşa maçı ve sonrasında yaşananları anlatan Alex, “Kasımpaşa maçına geldik. Maçı kaybettik. Devre arasında Stoch'la beraber oyundan alındım. Duş aldım. Görevlilere bizim takım nerede duruyor diye sordum. Volkan'ın koruduğu kale arkasında kulüpten insanlar vardı. Baktım maçın kalanını oradan izlemeye karar verdim. Sonra şaşırtıcı bir şekilde insanların buna tepki verdiğini gördüm. Çok zor ve kötü bir maç oldu bizim açımızdan. Maçın bitiminde soyunma odasına gittik. Aykut Kocaman soyunma odasına geldi, herkese teşekkür etti. Daha önce futbolda duymadığım bir cümle söyledi.
. İyi ve kötü yaptığımız her şey için teşekkür etti ve odadan çıktı. Ali Yıldırım odaya girdi, takım hakkında birçok şey söyledi ve çıktı. Daha sonra odaya başkan geldi. Oyuncuların arasında bir problem olup olmadığını sordu. Fenerbahçe'nin düzelmesi için bir şeyleri değişmesi gerektiğini söyledi.
'Gitmek isteyen varsa söylesin' dedi ve odadan çıktı. Oyuncularla kaldık. Volkan aramızda bir toplantı yapmamız gerektiğini söyledi.
Kimsenin kimseyle problemi olup olmadığını sordu. Oyuncular arasında bir problem olmadığını söyledim. Benim hocayla büyük bir problemim olduğunu söyledim. Ben de başkanın kendisi ile görüşüp ayrılmak isteyeceğimi söyledim. Odadaki herkes de bunu duydu. Kulübün menfaatleri doğrultusunda ayrılmak istedim” diye konuştu.
"SOYUNMA ODASINDA BÜYÜK YER TUTUYORSUN…”
Pazar sabah normal antrenman yaptıklarını ifade eden Alex, “Pazartesi antrenman için evden çıktım. Hasan, Aykut Kocaman'ın benimle konuşmak isteğini söyledi.
Odasına gittim. Bir karar aldığını, zor bir karar olduğunu fakat bunu alması gerektiğini söyledi.
Kadro dışı bırakıldığımı söyledi.
Kendisine niye kadro dışı kaldığımı sordum. Benim anlayışıma göre; disiplin suçu işlemeyen bir futbolcu kadro dışı kalmaz. Fenerbahçe'deki geçmişimi övdü, güzel olduğunu söyledi.
Bana soyunma odasında 2 tane liderin olmayacağını söyledi.
'Soyunma odasında o kadar büyük yer tutuyorsun ki, seni ayırmak zorunda kaldım' dedi.
Ne yapacağız bundan sonra dedim. Takımla hiçbir şekilde çalışamayacağımı ve beni takımla birlikte görmek istemediğini söyledi.
Takım günde çift antrenman yaparken, benim çalışmam için başka bir yer bulmam gerekiyordu. Ben de ona son bir sorum olduğunu söyledim. Bu karar senin mi, yoksa kulübün kararı mı dedim. Konunun futbolla ilgili ve kendi kararı olduğunu söyledi.
"Sözleşmeye nasıl devam edeceğiz" dedim, "bu kısım kulübü ilgilendiriyor" dedi bana. Bana bunu söyledi; sadece bir kere, Yunanistan'da PAOK'la olan maçta beni hocası olarak hissettiğini söyledi.
Asıl sorunumuzun bu olduğunu söyledim. Ben her zaman hocaya ihtiyaç duydum ama hiçbir zaman olmadı” şeklinde konuştu.
Başkanla randevu aldığını belirten Alex, “Geç kaldık. 15 dakikalık gecikme normal, İstanbul gibi bir yerde. 7 Eylül'den beri bekleyen de benim. Bunun karşısında 15 dakika çok da büyük sayılmaz. Tweet attığımı söyledi başkan ama bu doğru değil. Eşimle konuşuyordum, şok edici olaydan sonra durumu analiz ediyorduk ve başkanın sekreterinin önünde beklerken, başkan geldi ve ben de eşime şu anda toplantıya giriyoruz diye mesaj atıyordum ve telefonu kapattım masaya koydum. Başkan bana konuşabilirsin dedi.
Benim konuşacak bir şeyim olmadığımı söyledim, Aykut hoca beni kadro dışı bıraktı dedim. Bana karar senin dedi, kalmak istersen kalabilirsin ama takımla birlikte çalışamayacaksın dedi.
Gitmek istiyorsan da gidebilirsin dedi ben de gideceğimi söyledim. Elini uzattı bana teşekkür etti, ben de bundan sonra kulüp için her şeye hazır olduğumu söyledim. Sözleşme bu şekilde bitti ve avukatın odasına geçtik sözleşmeyi konuşmak için. Avukat bana 'Kulüpten birisiyle basın toplantısı düzenleyerek kulüpten düzgün bir şekilde ayrılıp ayrılmayacağını göstermek istiyor musun? dedi.
Ben de şuanda erken olduğunu söyledim. Çünkü sabah evden kaptan olarak ayıldım ve işe işsiz sönüyorum dedim. Sözleşme feshi için bunları söyleyebilirim” ifadelerini kullandı.
MEDYAYA SİTEM
Son ayak olarak basından bahseden Alex, “Bu konuda bir hikaye anlatacağım. 2003 yılında Cruziero'da oynuyordum. İdman sahasına bir Türk geldi. İspanyolca konuşan bir Türk. o dönemlerde Valencia benle ilgileniyordu. Bu bey 2 saat süresince oradaydı. Brezilya futbolu ve İspanya futbolu hakkında konuştuk. Bir hafta sonra sürpriz bir şekilde Fabio Luciano beni aradı. Türkiye'de benim Türk futbolu hakkında sözlerimin çıktığını söyledi.
Bu şekilde de Türk basınıyla tanıştık. Türkiye'ye geldim otele yerleştim ve orada ilk gördüğüm insan Brezilya'da benle İspanyolca konuşan insandı. Yani herkesi genelleme içinde sokmak istemiyorum ama Türkiye'de genelde bir haber yapıldıktan sonra altına imza atılmıyor. İlk çocuğumdan itibaren benle çalışan bir bakıcımız var, Brezilyalı kendisi. Uzun yıllardır bir Türkle beraber 2 hafta önce evlendi. Ve maalesef bu düğün görüntüleri bazı basın organları tarafından oradaki görüntüm, takımın kötü durumunu ve Aykut hocayla duruma karşı eğleniyorum gibi verildi.
Takım kötü durumda ben eğleniyorum gibi. Eminim siz de sevdiğiniz bir insanın düdüğüne gidince onların mutluluğuna ortak olmayı seçersiniz. Bir de söylenen çocuklarımın okul parasının sadece yarısını ödediğimdi. Televizyonda internette bir sürü insan bunu yazdı. Son 2-3 haftadır karşı karşıya kaldığım büyük yalanlardan biri de buydu. Geçen hafta okula gittim ve tüm sene boyunca ödediğim paranın çocuklarımın okumayacakları kısmını geri almak için gittim ve okul yönetimi de beni nazik şekilde karşıladı ve önümüzdeki günlerde bu parayı iade edeceklerini söylediler. Herkese özellikle başkana ve yönetime, sanki kulüp içi siyasi dengelerde bir katkım varmış gibi bir imaj yansıttınız. Bazı gazetelerde kulüp içi denge olarak Hakan Bilal Kutlualp'le ortaklık içinde olduğumu söylediniz. Hakan Bilal Kutlualp'le tek ilişkim beni Fenerbahçe'ye gelmeye ikna ettiği için kendisine olan şükran duygularım. Bazı gazeteler televizyonlar benim Ferit Şahenk'le birlikte plan yürüttüğümü söylediler. Kendisiyle Avrupa maçlarında karşılaştık. Ama bir araya geldiğimiz bir tek kare var orada da Aykut hoca, Rıdvan Dilmen, Hasan, Samet ve ben vardık. Onlar ne konuşuyordu bilmiyorum ama ben almak istediğim otomobil için indirim istiyordum. Kendisi Doğuş Oto'nun sahibi olduğu için bunu istedim. Eğer bu siyaset yapmaksa, o zaman tüm araba satıcılarını incelemek lazım” dedi.
Fenerbahçe taraftarına mesaj gönderen Alex, “Fenerbahçe taraftarına bir şeyi söylemek istiyorum, Temmuz 2004 ile 1 Ekim 2012 arasında büyük bir adanmışlıkla görevimi yapmaya çalıştım. Ve yaptığım tek işbirliği saha içinde olan işbirliğidir. İşbirliği içinde olduğum insanlar da Pierre, Nobre, Semih, Niang gibi insanlardı. Gitmek isteme nedenlerimden biri de bu siyasetin içine çekilmem. Beni teknik direktör, yönetici olarak içeri çekmek istediler ama ben halen futbol oynamak istiyorum. Bu sorunların dışında sonuç olarak size de teşekkür etmek istiyorum. Herkesle iyi ilişkilerim oldu, sizinle de iyi ilişkilerim oldu, bu nedenle teşekkür ediyorum. Twitter'da bahsettiğim gibi Fenerbahçe bir oyuncu kaybetti ama kesinlikle taraftarın duygularını tutkusunu paylaşan bir taraftar kazandı. Mükemmel 8 senem geçti. Sadece Fenerbahçe taraftarına değil teşekkürüm, bu hafta içinde gördüm bir daha da belki göremeyeceğim Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor, Bursaspor Eskişehirspor, Gaziantepspor, Elazığspor, Sivasspor, Kasımpaşa taraftarları herkes bana son derece destek oldu ve ilgi gösterdi. Kalbimin en içten teşekkürlerini onlara da gönderiyorum. Bu süreç içinde bana ve aileme gösterdikleri ilgi için kalbimin en içten dilekleriyle herkese teşekkürler" diye kaydetti.
Alex, 8 senelik süreçte niçin Türkçe konuşmadığı yönündeki soruya ise, “Türkçe konusundan başlayalım. Neden olduğunu anlatayım size. 2004 yılında geldiğimde herkes bana Türkçe konuşma sana faydası olmaz dediler. İngilizce dersi al, Türkçe işine yaramaz dediler. 3 sene Türkçe bile duymuyordum. Sonra Zico takımın başına geçti. O süreçte 40 tane Brezilyalı vardı Fenerbahçe bünyesinde. Can Arat o dönemde görüştüğüm arkadaşım iyi Portekizce öğrendi. Sonra Aragones geldi, İspoanyolca ve Portekizce arasındaki yakınlığı da bilirsiniz. Aragones'ten sonra Türkçe konuşulmaya başlandı. Bu süreç öncesinde yoktu. Ve saha dışında çok arkadaşım yoktu. Sonra Türkçe dersi almaya başladım ama şuan Türkçe konuşuyorum dersem yalan söylemiş olurum. Bazılarınızla birebir konuştuğum olmuştur, Türkçe sohbet etmişliğimiz vardır. Ve artık gittiğim yerlerde tercümana ihtiyaç duymuyorum. Türkçe konuşarak işlerimi halledebiliyorum. Yüzde yüz konuşuyorum diyemem, 8 sene oynadım. Aykut hocanın başladığı son 3 senede Türkçe duymaya başladım takımda. Belki yazarak kendimi daha iyi ifade edebilirim. Çünkü yazıldığı gibi okunuyor Türkçe ama konuşurken sıkıntılarım var"cevabını verdi.
Bir basın mensubunun, ‘Twitter'da yazdıkları Aykut Kocaman'a mesaj mıydı?’ sorusunu ise Alex, “Twitter konusunda söylediklerim Aykut hocaya bir mesaj değildi. Çünkü ne söylediysem kendisine söylemiştim. Bir cümle içinde bir kelime çekildi ve Türkçeye çevrilince böyle oldu. O mesaj yazdığım kişi de Brezilya'da çok meşhur bir şarkıcı. Sambayı seven insanlar mutlaka adını duymuştur. Ve kendisine bu düşüncelerimi defalarca söyledim, hiçbir zaman haber olmadı. Kimsenin arkasından mesaj göndermedim ve söyleyeceğim her şeyi söylemiştim. Sistem ve taktik hakkında her zaman konuştuk bunu da ona söylemiştim zaten. Bana soruyorsanız mesaj mı gönderdim diye; hayır kendisine direkt söyledim” şeklinde konuştu.
Tercüman Samet Güzel’in, başkan Aziz Yıldırım’ın söylediklerini doğruladığının hatırlatılması üzerine Alex, “Samet'e geç kalıp kalmadığımı sordu, geç kalmıştık. Oturma şeklimi sordu, ben her zaman bacak bacak üzerine atarım. Bu benim otuma şeklim. Başkan geldiğinde telefonda oynadığımı söyledi, doğruydu mesaj atıyorudum. Samet baskı altında mıydı derseniz baskı altındaydı. Ama söylediği şeyler benim burada doğruladığım şeyler” açıklamasında bulundu.
Beşiktaş maçında maskesinin yasaklandığının sorulması üzerine tecrübeli futbolcu, “Demokratik bir ülkede insanlar şiddet unsuru içermediği sürece istedikleri gibi stada girebilirler. Bu engeleniyorsa demokraside bir sıkıntı vardır. Şiddet göstermediğiniz sürece her türlü tepki normal karşılanmalı. Benim lehime de olabilir, aleyhime de. Herkes istediğini söyleyebilmeli” dedi.
Bir gazetecinin, ‘Aziz Yıldırım saha içindeki Alex'e kefilim ama saha dışındakine değilim dedi.
Saha içindeki Alex ile saha dışındaki Alex hakkında hangi farkı kastetmiştir?’ sorusu üzerine Alex, “Sahada lens takıyorum, dışarıda gözlük. Sahada kramponlayım. Son derece düz ve basit şekilde yaşıyotumn hayatımı” cevabını verdi.
Herkese eşit saygıyı gösterdiğini belirten Alex, “Pozisyonlar, mevki önemli değildir. Başkan da aşçı da insan olarak aynı saygıyı hak eder. Ama tek fark sahadaki Alex daha ciddir. Saha dışında biraz daha espiriliyimdir. Fikirleri olan biriyim. Biri sorduğunda açıkça söylerim. Ama bunu yapmamdaki amaç polemik oluşturmak değil. Başkana söylemek istediklerimi söyledim. Buradan bir kez daha başarılar diliyorum, şahsi sorunum yok. Futbol olarak anlaşmazlıklara düştük. Başkana da içine bulunduğu dava sürecinde bol şans diliyorum. Umarım istediği gibi sonuçlanır. Kendisine saygı duyuyorum, kişisel olarak kimseyle sorunum yok. Fenerbahçe'den zaten ayrılmadım. Coritiba'da Palmerias'ta olduğu gibi Fenerbahçe'de bir parçamı bıraktım. Bir parçanızı bıraktığınız bir yerden ayrılmanız mümkün değildir. Gelecek için planım yok. Gideceğim bir takımla 2 yıllık sözleşme imzalayacağım, ardından futbolu bırakacağım. Başbakan samet aracılığıyla beni aradı. 8 yıl Fenerbahçe formasını giydiğim süre için beni tebrik etti. Tek söylediği; 'gidiş tarih ve saatimin belli olduğunda bana bildirir misin?' oldu” diye konuştu.
“BAŞKANI SOYUNMA ODASINA SOKMAZDIM"
Soyunma odasının futbolla ilgili olanlar için kutsal bir yer olduğunu dile getiren Alex, “Başkan futbolla ilgili değildir, idari bir yerdedir. Bazıları benim gibi düşünür, bazıları düşünmez. Henüz karar vermedim ama bir gün teknik direktör olursam soyunma odamı böyle durumlardan koruyacağım. Başkan kulübün en yüksek idari makamıdır. Her türlü yetkisi vardır ama soyunma odası futbolla ilgilenenlerin kutsal yeridir” dedi.
AYKUT KOCAMAN VE EMRE’NİN KAVGASI
Aykut Kocaman’ın Emre'yle kavga ederken yumruk yediğinin hatırlatılması üzerine ise Alex, “Soyunma odalarında problemler olur. Ama orada olanların bilmesi yeterli bence konuyu. Kasımpaşa maçında ben olayların merkezindeydim, bir parçasıydım. Emre, Aykut olayında parçası değildim. Onlara sorun. Bana sorarsanız soyunma odasında kavga ettin mi anlatırım ama diğer olaylar hakkında muhataplar konuşmalı. Hiçbir futbolcuyla problemim olmadı. Tartışma tabi oldu ama problemimiz olmadı” ifadelerini kullandı.
Bir gazetecinin, ‘Emre-Aykut kavgasında su şişesi geldi mi?’ şeklindeki sorusuna ise başarılı futbolcu, “Bir şişe geldi bana doğru ama dürüst olarak söylemek gerekirse kimin tarafından geldi görmedim. Ama acıdı” cevabını verdi .
Fenerbahçe’nin uzun yıllar formasını giyen Alex, basın mensupları ile veda toplantısı düzenledi.
Kasımpaşa maçı ve sonrasında yaşananları anlatan Alex, “Kasımpaşa maçına geldik. Maçı kaybettik. Devre arasında Stoch'la beraber oyundan alındım. Duş aldım. Görevlilere bizim takım nerede duruyor diye sordum. Volkan'ın koruduğu kale arkasında kulüpten insanlar vardı. Baktım maçın kalanını oradan izlemeye karar verdim. Sonra şaşırtıcı bir şekilde insanların buna tepki verdiğini gördüm. Çok zor ve kötü bir maç oldu bizim açımızdan. Maçın bitiminde soyunma odasına gittik. Aykut Kocaman soyunma odasına geldi, herkese teşekkür etti. Daha önce futbolda duymadığım bir cümle söyledi.
. İyi ve kötü yaptığımız her şey için teşekkür etti ve odadan çıktı. Ali Yıldırım odaya girdi, takım hakkında birçok şey söyledi ve çıktı. Daha sonra odaya başkan geldi. Oyuncuların arasında bir problem olup olmadığını sordu. Fenerbahçe'nin düzelmesi için bir şeyleri değişmesi gerektiğini söyledi.
'Gitmek isteyen varsa söylesin' dedi ve odadan çıktı. Oyuncularla kaldık. Volkan aramızda bir toplantı yapmamız gerektiğini söyledi.
Kimsenin kimseyle problemi olup olmadığını sordu. Oyuncular arasında bir problem olmadığını söyledim. Benim hocayla büyük bir problemim olduğunu söyledim. Ben de başkanın kendisi ile görüşüp ayrılmak isteyeceğimi söyledim. Odadaki herkes de bunu duydu. Kulübün menfaatleri doğrultusunda ayrılmak istedim” diye konuştu.
"SOYUNMA ODASINDA BÜYÜK YER TUTUYORSUN…”
Pazar sabah normal antrenman yaptıklarını ifade eden Alex, “Pazartesi antrenman için evden çıktım. Hasan, Aykut Kocaman'ın benimle konuşmak isteğini söyledi.
Odasına gittim. Bir karar aldığını, zor bir karar olduğunu fakat bunu alması gerektiğini söyledi.
Kadro dışı bırakıldığımı söyledi.
Kendisine niye kadro dışı kaldığımı sordum. Benim anlayışıma göre; disiplin suçu işlemeyen bir futbolcu kadro dışı kalmaz. Fenerbahçe'deki geçmişimi övdü, güzel olduğunu söyledi.
Bana soyunma odasında 2 tane liderin olmayacağını söyledi.
'Soyunma odasında o kadar büyük yer tutuyorsun ki, seni ayırmak zorunda kaldım' dedi.
Ne yapacağız bundan sonra dedim. Takımla hiçbir şekilde çalışamayacağımı ve beni takımla birlikte görmek istemediğini söyledi.
Takım günde çift antrenman yaparken, benim çalışmam için başka bir yer bulmam gerekiyordu. Ben de ona son bir sorum olduğunu söyledim. Bu karar senin mi, yoksa kulübün kararı mı dedim. Konunun futbolla ilgili ve kendi kararı olduğunu söyledi.
"Sözleşmeye nasıl devam edeceğiz" dedim, "bu kısım kulübü ilgilendiriyor" dedi bana. Bana bunu söyledi; sadece bir kere, Yunanistan'da PAOK'la olan maçta beni hocası olarak hissettiğini söyledi.
Asıl sorunumuzun bu olduğunu söyledim. Ben her zaman hocaya ihtiyaç duydum ama hiçbir zaman olmadı” şeklinde konuştu.
Başkanla randevu aldığını belirten Alex, “Geç kaldık. 15 dakikalık gecikme normal, İstanbul gibi bir yerde. 7 Eylül'den beri bekleyen de benim. Bunun karşısında 15 dakika çok da büyük sayılmaz. Tweet attığımı söyledi başkan ama bu doğru değil. Eşimle konuşuyordum, şok edici olaydan sonra durumu analiz ediyorduk ve başkanın sekreterinin önünde beklerken, başkan geldi ve ben de eşime şu anda toplantıya giriyoruz diye mesaj atıyordum ve telefonu kapattım masaya koydum. Başkan bana konuşabilirsin dedi.
Benim konuşacak bir şeyim olmadığımı söyledim, Aykut hoca beni kadro dışı bıraktı dedim. Bana karar senin dedi, kalmak istersen kalabilirsin ama takımla birlikte çalışamayacaksın dedi.
Gitmek istiyorsan da gidebilirsin dedi ben de gideceğimi söyledim. Elini uzattı bana teşekkür etti, ben de bundan sonra kulüp için her şeye hazır olduğumu söyledim. Sözleşme bu şekilde bitti ve avukatın odasına geçtik sözleşmeyi konuşmak için. Avukat bana 'Kulüpten birisiyle basın toplantısı düzenleyerek kulüpten düzgün bir şekilde ayrılıp ayrılmayacağını göstermek istiyor musun? dedi.
Ben de şuanda erken olduğunu söyledim. Çünkü sabah evden kaptan olarak ayıldım ve işe işsiz sönüyorum dedim. Sözleşme feshi için bunları söyleyebilirim” ifadelerini kullandı.
MEDYAYA SİTEM
Son ayak olarak basından bahseden Alex, “Bu konuda bir hikaye anlatacağım. 2003 yılında Cruziero'da oynuyordum. İdman sahasına bir Türk geldi. İspanyolca konuşan bir Türk. o dönemlerde Valencia benle ilgileniyordu. Bu bey 2 saat süresince oradaydı. Brezilya futbolu ve İspanya futbolu hakkında konuştuk. Bir hafta sonra sürpriz bir şekilde Fabio Luciano beni aradı. Türkiye'de benim Türk futbolu hakkında sözlerimin çıktığını söyledi.
Bu şekilde de Türk basınıyla tanıştık. Türkiye'ye geldim otele yerleştim ve orada ilk gördüğüm insan Brezilya'da benle İspanyolca konuşan insandı. Yani herkesi genelleme içinde sokmak istemiyorum ama Türkiye'de genelde bir haber yapıldıktan sonra altına imza atılmıyor. İlk çocuğumdan itibaren benle çalışan bir bakıcımız var, Brezilyalı kendisi. Uzun yıllardır bir Türkle beraber 2 hafta önce evlendi. Ve maalesef bu düğün görüntüleri bazı basın organları tarafından oradaki görüntüm, takımın kötü durumunu ve Aykut hocayla duruma karşı eğleniyorum gibi verildi.
Takım kötü durumda ben eğleniyorum gibi. Eminim siz de sevdiğiniz bir insanın düdüğüne gidince onların mutluluğuna ortak olmayı seçersiniz. Bir de söylenen çocuklarımın okul parasının sadece yarısını ödediğimdi. Televizyonda internette bir sürü insan bunu yazdı. Son 2-3 haftadır karşı karşıya kaldığım büyük yalanlardan biri de buydu. Geçen hafta okula gittim ve tüm sene boyunca ödediğim paranın çocuklarımın okumayacakları kısmını geri almak için gittim ve okul yönetimi de beni nazik şekilde karşıladı ve önümüzdeki günlerde bu parayı iade edeceklerini söylediler. Herkese özellikle başkana ve yönetime, sanki kulüp içi siyasi dengelerde bir katkım varmış gibi bir imaj yansıttınız. Bazı gazetelerde kulüp içi denge olarak Hakan Bilal Kutlualp'le ortaklık içinde olduğumu söylediniz. Hakan Bilal Kutlualp'le tek ilişkim beni Fenerbahçe'ye gelmeye ikna ettiği için kendisine olan şükran duygularım. Bazı gazeteler televizyonlar benim Ferit Şahenk'le birlikte plan yürüttüğümü söylediler. Kendisiyle Avrupa maçlarında karşılaştık. Ama bir araya geldiğimiz bir tek kare var orada da Aykut hoca, Rıdvan Dilmen, Hasan, Samet ve ben vardık. Onlar ne konuşuyordu bilmiyorum ama ben almak istediğim otomobil için indirim istiyordum. Kendisi Doğuş Oto'nun sahibi olduğu için bunu istedim. Eğer bu siyaset yapmaksa, o zaman tüm araba satıcılarını incelemek lazım” dedi.
Fenerbahçe taraftarına mesaj gönderen Alex, “Fenerbahçe taraftarına bir şeyi söylemek istiyorum, Temmuz 2004 ile 1 Ekim 2012 arasında büyük bir adanmışlıkla görevimi yapmaya çalıştım. Ve yaptığım tek işbirliği saha içinde olan işbirliğidir. İşbirliği içinde olduğum insanlar da Pierre, Nobre, Semih, Niang gibi insanlardı. Gitmek isteme nedenlerimden biri de bu siyasetin içine çekilmem. Beni teknik direktör, yönetici olarak içeri çekmek istediler ama ben halen futbol oynamak istiyorum. Bu sorunların dışında sonuç olarak size de teşekkür etmek istiyorum. Herkesle iyi ilişkilerim oldu, sizinle de iyi ilişkilerim oldu, bu nedenle teşekkür ediyorum. Twitter'da bahsettiğim gibi Fenerbahçe bir oyuncu kaybetti ama kesinlikle taraftarın duygularını tutkusunu paylaşan bir taraftar kazandı. Mükemmel 8 senem geçti. Sadece Fenerbahçe taraftarına değil teşekkürüm, bu hafta içinde gördüm bir daha da belki göremeyeceğim Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor, Bursaspor Eskişehirspor, Gaziantepspor, Elazığspor, Sivasspor, Kasımpaşa taraftarları herkes bana son derece destek oldu ve ilgi gösterdi. Kalbimin en içten teşekkürlerini onlara da gönderiyorum. Bu süreç içinde bana ve aileme gösterdikleri ilgi için kalbimin en içten dilekleriyle herkese teşekkürler" diye kaydetti.
Alex, 8 senelik süreçte niçin Türkçe konuşmadığı yönündeki soruya ise, “Türkçe konusundan başlayalım. Neden olduğunu anlatayım size. 2004 yılında geldiğimde herkes bana Türkçe konuşma sana faydası olmaz dediler. İngilizce dersi al, Türkçe işine yaramaz dediler. 3 sene Türkçe bile duymuyordum. Sonra Zico takımın başına geçti. O süreçte 40 tane Brezilyalı vardı Fenerbahçe bünyesinde. Can Arat o dönemde görüştüğüm arkadaşım iyi Portekizce öğrendi. Sonra Aragones geldi, İspoanyolca ve Portekizce arasındaki yakınlığı da bilirsiniz. Aragones'ten sonra Türkçe konuşulmaya başlandı. Bu süreç öncesinde yoktu. Ve saha dışında çok arkadaşım yoktu. Sonra Türkçe dersi almaya başladım ama şuan Türkçe konuşuyorum dersem yalan söylemiş olurum. Bazılarınızla birebir konuştuğum olmuştur, Türkçe sohbet etmişliğimiz vardır. Ve artık gittiğim yerlerde tercümana ihtiyaç duymuyorum. Türkçe konuşarak işlerimi halledebiliyorum. Yüzde yüz konuşuyorum diyemem, 8 sene oynadım. Aykut hocanın başladığı son 3 senede Türkçe duymaya başladım takımda. Belki yazarak kendimi daha iyi ifade edebilirim. Çünkü yazıldığı gibi okunuyor Türkçe ama konuşurken sıkıntılarım var"cevabını verdi.
Bir basın mensubunun, ‘Twitter'da yazdıkları Aykut Kocaman'a mesaj mıydı?’ sorusunu ise Alex, “Twitter konusunda söylediklerim Aykut hocaya bir mesaj değildi. Çünkü ne söylediysem kendisine söylemiştim. Bir cümle içinde bir kelime çekildi ve Türkçeye çevrilince böyle oldu. O mesaj yazdığım kişi de Brezilya'da çok meşhur bir şarkıcı. Sambayı seven insanlar mutlaka adını duymuştur. Ve kendisine bu düşüncelerimi defalarca söyledim, hiçbir zaman haber olmadı. Kimsenin arkasından mesaj göndermedim ve söyleyeceğim her şeyi söylemiştim. Sistem ve taktik hakkında her zaman konuştuk bunu da ona söylemiştim zaten. Bana soruyorsanız mesaj mı gönderdim diye; hayır kendisine direkt söyledim” şeklinde konuştu.
Tercüman Samet Güzel’in, başkan Aziz Yıldırım’ın söylediklerini doğruladığının hatırlatılması üzerine Alex, “Samet'e geç kalıp kalmadığımı sordu, geç kalmıştık. Oturma şeklimi sordu, ben her zaman bacak bacak üzerine atarım. Bu benim otuma şeklim. Başkan geldiğinde telefonda oynadığımı söyledi, doğruydu mesaj atıyorudum. Samet baskı altında mıydı derseniz baskı altındaydı. Ama söylediği şeyler benim burada doğruladığım şeyler” açıklamasında bulundu.
Beşiktaş maçında maskesinin yasaklandığının sorulması üzerine tecrübeli futbolcu, “Demokratik bir ülkede insanlar şiddet unsuru içermediği sürece istedikleri gibi stada girebilirler. Bu engeleniyorsa demokraside bir sıkıntı vardır. Şiddet göstermediğiniz sürece her türlü tepki normal karşılanmalı. Benim lehime de olabilir, aleyhime de. Herkes istediğini söyleyebilmeli” dedi.
Bir gazetecinin, ‘Aziz Yıldırım saha içindeki Alex'e kefilim ama saha dışındakine değilim dedi.
Saha içindeki Alex ile saha dışındaki Alex hakkında hangi farkı kastetmiştir?’ sorusu üzerine Alex, “Sahada lens takıyorum, dışarıda gözlük. Sahada kramponlayım. Son derece düz ve basit şekilde yaşıyotumn hayatımı” cevabını verdi.
Herkese eşit saygıyı gösterdiğini belirten Alex, “Pozisyonlar, mevki önemli değildir. Başkan da aşçı da insan olarak aynı saygıyı hak eder. Ama tek fark sahadaki Alex daha ciddir. Saha dışında biraz daha espiriliyimdir. Fikirleri olan biriyim. Biri sorduğunda açıkça söylerim. Ama bunu yapmamdaki amaç polemik oluşturmak değil. Başkana söylemek istediklerimi söyledim. Buradan bir kez daha başarılar diliyorum, şahsi sorunum yok. Futbol olarak anlaşmazlıklara düştük. Başkana da içine bulunduğu dava sürecinde bol şans diliyorum. Umarım istediği gibi sonuçlanır. Kendisine saygı duyuyorum, kişisel olarak kimseyle sorunum yok. Fenerbahçe'den zaten ayrılmadım. Coritiba'da Palmerias'ta olduğu gibi Fenerbahçe'de bir parçamı bıraktım. Bir parçanızı bıraktığınız bir yerden ayrılmanız mümkün değildir. Gelecek için planım yok. Gideceğim bir takımla 2 yıllık sözleşme imzalayacağım, ardından futbolu bırakacağım. Başbakan samet aracılığıyla beni aradı. 8 yıl Fenerbahçe formasını giydiğim süre için beni tebrik etti. Tek söylediği; 'gidiş tarih ve saatimin belli olduğunda bana bildirir misin?' oldu” diye konuştu.
“BAŞKANI SOYUNMA ODASINA SOKMAZDIM"
Soyunma odasının futbolla ilgili olanlar için kutsal bir yer olduğunu dile getiren Alex, “Başkan futbolla ilgili değildir, idari bir yerdedir. Bazıları benim gibi düşünür, bazıları düşünmez. Henüz karar vermedim ama bir gün teknik direktör olursam soyunma odamı böyle durumlardan koruyacağım. Başkan kulübün en yüksek idari makamıdır. Her türlü yetkisi vardır ama soyunma odası futbolla ilgilenenlerin kutsal yeridir” dedi.
AYKUT KOCAMAN VE EMRE’NİN KAVGASI
Aykut Kocaman’ın Emre'yle kavga ederken yumruk yediğinin hatırlatılması üzerine ise Alex, “Soyunma odalarında problemler olur. Ama orada olanların bilmesi yeterli bence konuyu. Kasımpaşa maçında ben olayların merkezindeydim, bir parçasıydım. Emre, Aykut olayında parçası değildim. Onlara sorun. Bana sorarsanız soyunma odasında kavga ettin mi anlatırım ama diğer olaylar hakkında muhataplar konuşmalı. Hiçbir futbolcuyla problemim olmadı. Tartışma tabi oldu ama problemimiz olmadı” ifadelerini kullandı.
Bir gazetecinin, ‘Emre-Aykut kavgasında su şişesi geldi mi?’ şeklindeki sorusuna ise başarılı futbolcu, “Bir şişe geldi bana doğru ama dürüst olarak söylemek gerekirse kimin tarafından geldi görmedim. Ama acıdı” cevabını verdi .
Kaynak: İHA