'Avcı, Milli Takım İçin Tecrübesiz'
A Milli Futbol Takımı'nda teknik direktörlük yapan Fatih Terim ve Guus Hiddink'in yardımcılığını yapan Oğuz Çetin, A Milli Takım'daki sıkıntıları ve Abdullah Avcı'yı değerlendirken, Avcı'nın tecrübesiz olduğunu söyledi.
Çetin, futbolun popülist yaklaşımları kaldırmayacağını, Abdullah Avcı'nın Milli Takım için tecrübesiz olduğunu söylediği Radyospor'daki açıklamasında, "Takımın başındaki kişinin tecrübeli ve bilgili olması gerekiyor. A Milli Takım'ın yarışmacı bir durumu var. Uluslararası alanda yarışırken başındaki kişinin Derin Futbol bilgisi olmalı, burası büyük tecrübeler gerektiren bir alan. Ciddi stratejiler belirlemek, kadro yapılandırmasını doğru uygulamak önemli." dedi.
Kadro yapılanmasının hatalı bir uygulama olduğunu ifade eden Çetin, "A Milli Takım'da yapılanma olmaz, yarışılır. Bir nesil değişikliğinden bahsediliyor, bir nesil yok farz edilip yeni bir nesil konulmaz. Ancak A Milli Takım yarışırken, geleceği de düşünerek genç ve yetenekli oyuncular takıma adapte edilir. Nesiller iç içedir, bunlar harmanlanır." ifadelerini kullandı.
"TAYFUN HOCAYI AYRI YERE KOYARIM AMA.."
Bir gencin takımda başarılı olabileceğini ama 6 genç oyuncunun aynı anda takımın içinde olmasının sıkıntı yaşatacağını ifade eden genç teknik adam, şunları söyledi:"Teknik sorumlunun uluslararası alanda yarışmacı bir alanda yeterince tecrübeli olmadığını ve bu konuda destek alacağı birilerinin de olmadığını düşünüyorum. Öncelik teknik sorumludur sonra ekibidir. Burada Tayfun hocayı ayrı yere koyarım. Kendi gelişimini tamamlamaya yönelik ciddi eğitimlerden geçti, ama A Milli Takım daha farklı bir ortam. Teknik kadroda bütünden bahsederken, baştaki insanın çok daha farklı bir donanımda olması önemli."
2005 yılında Fatih Terim'le çalışmaya başladıklarında, 2006 Eleme Grubu'nda Ersun Yanal'ın bıraktığı 3 maçın kaldığını hatırlatan Çetin şöyle devam etti:" Bu 3 maçı geçip, play-off oynama şansını elde ettik, sonra sorunlar yaşandı ama play off'a adım atıldı. Sonrasında 2008'e gidildi ve büyük başarılar elde edildi. 2010 Eleme Grubu'nda ise başarısız olduk ve Fatih Terim ile bizler payımıza düşeni aldık, çünkü burası yarışmacı bir yer, burası Genç milli takım yapılanma yeri değil. Hepimiz ayrıldık ama sonrasında Hiddink benle çalışmak istediği için ortam oluştu ve devam ettik. o dönemde Türk futbolunun içinde olduğu durumun ne kadar kötü olduğunu hatırlamak lazım. Yıl boyunca yaşanan futbol dışı olaylara rağmen asıl gerçekçi hedef olan play - off'a ulaştık".
Avcı'nın grup liderliği iddiasına gönderme yapan ve her zaman gerçekçi olmak gerektiğini ve dev rakiplerin yer aldığı gruplarda Türk milli takımının ikincilik hedefiyle yola çıkması gerektiğini ifade eden Çetin, "Eleme maçlarında her zaman grup birinciliği arzu edilir ancak A Milli Takım'ın mutlaka ulaşması gereken gerçek hedefi ikincilik ve play - off oynamaktır. Bunun ötesi büyük başarıdır." diyerek şunları söyledi:"Teknik sorumlunun ağzından çıkanlar gerçekçi olması gerekir. Hedefleri söylerken gerçekçi olmak popülizmden uzak olmak gerek. Günü kurtarmak adına hedefler koymak doğru değil. Söylemler kolay da yerine getirmek kolay değil. Milli takımda değişimlere gidilebilir ama yapılanma adına ayakta kalmaya çalışmak doğru değil. Türk futbolunun gerçek hali bu değil. Hiddink döneminde Belçika ve Avusturya rakibimiz idi, Almanya karşısında ne kadar uğraşsak da başarılı olamadık. Ancak gerçek hedefte Belçika ve Avusturya'yı evimizde yendik ve deplasmanda puan alıp altımızda tutmayı bildik."
"ALPER POTUK.. ONUR.."
Macaristan maçında 7 tane Avrupa kökenli oyuncunun takımda yer aldığını ifade eden Çetin, "Bu tip uygulamaların arkasına sığınamazsınız. Serdar Kurtuluş ve Jean Paul takıma alındı. Ancak Türkiye Ligi'nde öne çıkmış isimler varken, Jean Paul mü olmalıydı? Jean Paul bizim 10 kere izlediğimiz bir oyuncu ama onu mu almak lazım yoksa Eskişehir'den Alper Potuk'u mu, ya da kaleciler konusunda konuşuluyor; Volkan'ın arkasına iki genç mi koymak lazım yoksa oynama devamlılığındaki Onur'un geçmesi mi? Tolga olsa Tolga olurdu ama uygulamalar popülist yaklaşımda yapılmamalı. O gençler takımda elbette yer alacak ama siz o oyunculara haksızlık yapamazsınız. 6 tanesini aynı anda oynatırsanız haksızlık olur ama kemik kadroya 1-2 tane koyarsanız o performans dünkü gibi olmaz, daha iyi performans sergilerler." ifadelerini kullandı.
Bir soru üzerine Hiddink ve kendisinin başarısız olmadığını ifade eden Oğuz Çetin, "Bu gün gelen başarısızlık Türk futboluna bağlanıyor, hayır uygulamalara bağlı. Hiddink döneminde bir yıl şike konuşuldu, lig geç başladı, oyuncuların durumu vahimdi. Ona rağmen play-off'a geldik, ancak başaramadık. Sanki Türk futboluna sihirli değnek değmiş, yarışmacı ruhtan uzaklaşılmış ve bir yapılanma konuşuluyor. Bu yapılanma yapılacaksa dünya devi Hiddink gibi insanlarla yapılır. A Milli Takım'da yapılanma konuşulmamalı. Burası genç Milli Takım değil. Ülkeyi temsil ediyorsunuz başarılı olmak zorundasınız. Küçük adımlarla değişim olur. Bir şeyi yok sayıp yeniye başlamak yanlıştır." şeklinde konuştu.
HİDDİNK DÖNEMİNDE ALANLAR ERSUN YANAL'A BAĞLIYDI
Hiddink görevdeyken yaşanan sıkıntıları da dile getiren Oğuz Çetin, "O dönemden sonra A Milli Takım'ın başındaki insanlara destek, o dönem bize verilmedi." diyerek şöyle devam etti:"Futboldan ziyade Hiddink'in aldığı para, kaldığı otel konuşuldu. Ancak Hiddink gibi böylesi önemli bir isim bu maliyetle Türkiye'ye getirildiğinde, tüm milli takımların sorumluluğunu kendisine vermeniz gerekiyordu. O dönem A Milli Takım dışındaki alanlar Ersun Yanal'a bağlıydı ve Hiddink'in çalışma alanı çok daraltıldı ve kendini A Milli Takıma bıraktı, bu da kamuoyunu tatmin etmedi. Hata Hiddink'te değil uygulamadaydı. Sadece yarışma alanında kaldı ancak yine de bence başarılı oldu. Play - off yüzde 50-50'dir, orada başarı gelmedi."
4 maçta 3 puan toplandığını ve geride 6 maç ile 18 puan kaldığını ifade eden Çetin, halen şansın olduğunu ifade ederken, "Milli takımın kapasitesi; geriye kalan 6 maçtan sadece sonuncusu olan Hollanda maçını final sayarsak, 5 maçını kazanabilir. O 5 maçı kazanırsan 18 puanınız olur ve şansı play - off'a gitme maçı olan finale taşırsınız. Ama bunu kimle yapacağınız önemli. A Milli Takım'ın yarışmacı ortam olduğunu ve yarışabilecek gerçek isimlerin orada olması gerektiğini vurgulamak lazım. Şimdiden 2016 planlarının yapılmasını yanlış buluyorum. 6 maçı şuan Avcı ile mi yoksa gerçekten yarışmacı biriyle mi yapılır bilmem ama yarışmak şart." dedi.
"MİLLİ TAKIMDA GÖREV ALMAM..."
Abdullah Avcı'nın Macaristan maçında gözlerinin dolduğunun hatırlatılması üzerine Çetin, "Yaşadığı duygular gerçek ve içtenlikle yaşıyor ama bu duygular onu bir yere getirmez. A Milli Takım'da Derin Futbol bilgisine ve tecrübeye ihtiyaç vardır." diyerek şunları söyledi:"O tecrübede olmadığı bilinen bir şey. Ben de 6,5 yıl görev aldım, 70 kez milli takım formasını futbolcu olarak giydim, 80 kez bu tür maçlarda aktif rol aldım ama bu kamuoyu ve federasyon nezdinde kabul görmedi. Demek ki oraya gelecek insan bunun da ötesinde olmalı. Sadece Abdullah Avcı'yı suçlamak yanlış olur, bu seçimi yapanları da suçlamak lazım."
Son olarak dünyanın aksine Türkiye'de büyük isimlerle çalışıp deneyim elde etmenin kabul görmemesinin kırıcı olduğunu ifade eden Çetin, "Milli takımda görev almam söz konusu değil. Hedefim lige dönmek ve uygun olacak, hedefimizi ortaya koyacağımız bir kulüple birlikte olmak, bunun beklentisi içindeyim." diye konuştu .
Kadro yapılanmasının hatalı bir uygulama olduğunu ifade eden Çetin, "A Milli Takım'da yapılanma olmaz, yarışılır. Bir nesil değişikliğinden bahsediliyor, bir nesil yok farz edilip yeni bir nesil konulmaz. Ancak A Milli Takım yarışırken, geleceği de düşünerek genç ve yetenekli oyuncular takıma adapte edilir. Nesiller iç içedir, bunlar harmanlanır." ifadelerini kullandı.
"TAYFUN HOCAYI AYRI YERE KOYARIM AMA.."
Bir gencin takımda başarılı olabileceğini ama 6 genç oyuncunun aynı anda takımın içinde olmasının sıkıntı yaşatacağını ifade eden genç teknik adam, şunları söyledi:"Teknik sorumlunun uluslararası alanda yarışmacı bir alanda yeterince tecrübeli olmadığını ve bu konuda destek alacağı birilerinin de olmadığını düşünüyorum. Öncelik teknik sorumludur sonra ekibidir. Burada Tayfun hocayı ayrı yere koyarım. Kendi gelişimini tamamlamaya yönelik ciddi eğitimlerden geçti, ama A Milli Takım daha farklı bir ortam. Teknik kadroda bütünden bahsederken, baştaki insanın çok daha farklı bir donanımda olması önemli."
2005 yılında Fatih Terim'le çalışmaya başladıklarında, 2006 Eleme Grubu'nda Ersun Yanal'ın bıraktığı 3 maçın kaldığını hatırlatan Çetin şöyle devam etti:" Bu 3 maçı geçip, play-off oynama şansını elde ettik, sonra sorunlar yaşandı ama play off'a adım atıldı. Sonrasında 2008'e gidildi ve büyük başarılar elde edildi. 2010 Eleme Grubu'nda ise başarısız olduk ve Fatih Terim ile bizler payımıza düşeni aldık, çünkü burası yarışmacı bir yer, burası Genç milli takım yapılanma yeri değil. Hepimiz ayrıldık ama sonrasında Hiddink benle çalışmak istediği için ortam oluştu ve devam ettik. o dönemde Türk futbolunun içinde olduğu durumun ne kadar kötü olduğunu hatırlamak lazım. Yıl boyunca yaşanan futbol dışı olaylara rağmen asıl gerçekçi hedef olan play - off'a ulaştık".
Avcı'nın grup liderliği iddiasına gönderme yapan ve her zaman gerçekçi olmak gerektiğini ve dev rakiplerin yer aldığı gruplarda Türk milli takımının ikincilik hedefiyle yola çıkması gerektiğini ifade eden Çetin, "Eleme maçlarında her zaman grup birinciliği arzu edilir ancak A Milli Takım'ın mutlaka ulaşması gereken gerçek hedefi ikincilik ve play - off oynamaktır. Bunun ötesi büyük başarıdır." diyerek şunları söyledi:"Teknik sorumlunun ağzından çıkanlar gerçekçi olması gerekir. Hedefleri söylerken gerçekçi olmak popülizmden uzak olmak gerek. Günü kurtarmak adına hedefler koymak doğru değil. Söylemler kolay da yerine getirmek kolay değil. Milli takımda değişimlere gidilebilir ama yapılanma adına ayakta kalmaya çalışmak doğru değil. Türk futbolunun gerçek hali bu değil. Hiddink döneminde Belçika ve Avusturya rakibimiz idi, Almanya karşısında ne kadar uğraşsak da başarılı olamadık. Ancak gerçek hedefte Belçika ve Avusturya'yı evimizde yendik ve deplasmanda puan alıp altımızda tutmayı bildik."
"ALPER POTUK.. ONUR.."
Macaristan maçında 7 tane Avrupa kökenli oyuncunun takımda yer aldığını ifade eden Çetin, "Bu tip uygulamaların arkasına sığınamazsınız. Serdar Kurtuluş ve Jean Paul takıma alındı. Ancak Türkiye Ligi'nde öne çıkmış isimler varken, Jean Paul mü olmalıydı? Jean Paul bizim 10 kere izlediğimiz bir oyuncu ama onu mu almak lazım yoksa Eskişehir'den Alper Potuk'u mu, ya da kaleciler konusunda konuşuluyor; Volkan'ın arkasına iki genç mi koymak lazım yoksa oynama devamlılığındaki Onur'un geçmesi mi? Tolga olsa Tolga olurdu ama uygulamalar popülist yaklaşımda yapılmamalı. O gençler takımda elbette yer alacak ama siz o oyunculara haksızlık yapamazsınız. 6 tanesini aynı anda oynatırsanız haksızlık olur ama kemik kadroya 1-2 tane koyarsanız o performans dünkü gibi olmaz, daha iyi performans sergilerler." ifadelerini kullandı.
Bir soru üzerine Hiddink ve kendisinin başarısız olmadığını ifade eden Oğuz Çetin, "Bu gün gelen başarısızlık Türk futboluna bağlanıyor, hayır uygulamalara bağlı. Hiddink döneminde bir yıl şike konuşuldu, lig geç başladı, oyuncuların durumu vahimdi. Ona rağmen play-off'a geldik, ancak başaramadık. Sanki Türk futboluna sihirli değnek değmiş, yarışmacı ruhtan uzaklaşılmış ve bir yapılanma konuşuluyor. Bu yapılanma yapılacaksa dünya devi Hiddink gibi insanlarla yapılır. A Milli Takım'da yapılanma konuşulmamalı. Burası genç Milli Takım değil. Ülkeyi temsil ediyorsunuz başarılı olmak zorundasınız. Küçük adımlarla değişim olur. Bir şeyi yok sayıp yeniye başlamak yanlıştır." şeklinde konuştu.
HİDDİNK DÖNEMİNDE ALANLAR ERSUN YANAL'A BAĞLIYDI
Hiddink görevdeyken yaşanan sıkıntıları da dile getiren Oğuz Çetin, "O dönemden sonra A Milli Takım'ın başındaki insanlara destek, o dönem bize verilmedi." diyerek şöyle devam etti:"Futboldan ziyade Hiddink'in aldığı para, kaldığı otel konuşuldu. Ancak Hiddink gibi böylesi önemli bir isim bu maliyetle Türkiye'ye getirildiğinde, tüm milli takımların sorumluluğunu kendisine vermeniz gerekiyordu. O dönem A Milli Takım dışındaki alanlar Ersun Yanal'a bağlıydı ve Hiddink'in çalışma alanı çok daraltıldı ve kendini A Milli Takıma bıraktı, bu da kamuoyunu tatmin etmedi. Hata Hiddink'te değil uygulamadaydı. Sadece yarışma alanında kaldı ancak yine de bence başarılı oldu. Play - off yüzde 50-50'dir, orada başarı gelmedi."
4 maçta 3 puan toplandığını ve geride 6 maç ile 18 puan kaldığını ifade eden Çetin, halen şansın olduğunu ifade ederken, "Milli takımın kapasitesi; geriye kalan 6 maçtan sadece sonuncusu olan Hollanda maçını final sayarsak, 5 maçını kazanabilir. O 5 maçı kazanırsan 18 puanınız olur ve şansı play - off'a gitme maçı olan finale taşırsınız. Ama bunu kimle yapacağınız önemli. A Milli Takım'ın yarışmacı ortam olduğunu ve yarışabilecek gerçek isimlerin orada olması gerektiğini vurgulamak lazım. Şimdiden 2016 planlarının yapılmasını yanlış buluyorum. 6 maçı şuan Avcı ile mi yoksa gerçekten yarışmacı biriyle mi yapılır bilmem ama yarışmak şart." dedi.
"MİLLİ TAKIMDA GÖREV ALMAM..."
Abdullah Avcı'nın Macaristan maçında gözlerinin dolduğunun hatırlatılması üzerine Çetin, "Yaşadığı duygular gerçek ve içtenlikle yaşıyor ama bu duygular onu bir yere getirmez. A Milli Takım'da Derin Futbol bilgisine ve tecrübeye ihtiyaç vardır." diyerek şunları söyledi:"O tecrübede olmadığı bilinen bir şey. Ben de 6,5 yıl görev aldım, 70 kez milli takım formasını futbolcu olarak giydim, 80 kez bu tür maçlarda aktif rol aldım ama bu kamuoyu ve federasyon nezdinde kabul görmedi. Demek ki oraya gelecek insan bunun da ötesinde olmalı. Sadece Abdullah Avcı'yı suçlamak yanlış olur, bu seçimi yapanları da suçlamak lazım."
Son olarak dünyanın aksine Türkiye'de büyük isimlerle çalışıp deneyim elde etmenin kabul görmemesinin kırıcı olduğunu ifade eden Çetin, "Milli takımda görev almam söz konusu değil. Hedefim lige dönmek ve uygun olacak, hedefimizi ortaya koyacağımız bir kulüple birlikte olmak, bunun beklentisi içindeyim." diye konuştu .