Bakan Kılıç: Sürecin Masumu Olan Taraftarları Kışkırtmaya Kimse Çalışmasın

Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, futbolda şike soruşturması kapsamında yaşanan süreçte kulüp taraftarlarının bir sorumluluğunun bulunmadığının altını çizerek, kimsenin taraftarları provoke etmeye, kışkırtmaya çalışmaması uyarısında bulundu.

Bazı çevrelerce sözlerinin taraftar gruplarına ısrarla yanlış aksettirmek isteyenler bulunduğuna dikkat çeken Bakan Kılıç, yazılı ve görsel yayın organlarını da konuyla ilgili yayın yayarken hassas davranmaya davet etti.
Ramazan Bayramı’nı geçirmek üzere baba ocağı Samsun’un Ondokuz Mayıs ilçesinde düzenlenen bayramlaşma törenine katılan Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Ankara’ya dönüşünde vatandaşlarla bayramlaşmak üzere uğradığı Taflan Beldesi’ndeki kıraathanede şike soruşturması sürecine ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Sürece ilişkin yaptığı açıklamaların bazen yanlış anlaşıldığını vurgulayan Kılıç, basında çıkan haberlere tepki gösterdi. “Ben hukukçuyum. Lafı cımbızla seçe seçe konuşurum, kelimelerime özen ve dikkat gösteririm. Dolayısıyla benim kullandığım kelimelerin herkes tarafından benim kullandığım noktaya virgüle kadar bir arada değerlendirilmesi halinde ancak doğru mana anlaşılır.“ diyen Bakan Kılıç, “Bu kanunun çıkmasını federasyon arzu etti ve federasyon bu kanunu çıkması noktasında siyasi baskı gruplarını ciddi manada propaganda yağmuruna tutu. Büyük kulüplerde aynı şekilde bu kanunun çıkması için TFF ile birlikte hareket etti. Dolayasıyla Türk futbolu sektörü tarafından dizayn edilen, hazırlıkları yapılan çıkarılan bir kanundur. Bu kanuna daha önce Adalet Bakanlığı itiraz etmiş ve 9 ay süreyle Adalet Bakanlığı denetiminden geçememiştir. Bu kanuna en katı muhalefeti yapan isim de dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin’dir. Ben de bu kanuna grup başkan vekili olarak tepkimi mecliste seslendirdim, çünkü kanun hukukçular olarak, Türk ceza sistemi açısından paralel olmayan bir takım düzenlemeler içerdiği kanaatindeyiz. Genel sistemimizle bağdaşmayan düzenlemeler bu kanunda mevcut.“ dedi.
Tartışılan Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’un değiştirilmesine yönelik talep olmadığını, olacağını da zannetmediğini belirten Bakan Kılıç, Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi`nden men edilmesiyle ilgili süreci doğru yönetip yönetemediğine ilişkin soruya da şu yanıtı verdi:
“Sürecin tamamı bir arada değerlendirildiğinde elbette bir performans kriteri ortaya konulabilecektir. En başında da ifade ettim. Böylesi süreçlerde kurumlar tarafından verilecek kararlar ne olursa olsun, bu kararların yüzde 100 herkesi memnun etmesi kesinlikle mümkün değil. Başlangıçtaki kararlar Trabzonspor veya başka camiaları memnun etmemiş olabilir, en sonunda verilen karar da belki diğerlerini memnun ederken, Fenerbahçe’yi memnun etmemiş olabilir. TFF hangi kararı verirse versin, Türkiye’nin bir yarısı bu karar itiraz edecek. Bugünden itibaren de hangi karar verilirse verilsin, Türkiye’nin bir yarısı buna itiraz edecektir."
Türk futbolunun hassas bir dönemde olduğunu, herkesin her şeyi yanlış anlamaya müsait bir süreç yaşandığını vurgulayan Bakan Suat Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugünler öyle hassas günler ki herkes her şeyi yanlış anlamaya müsait. Benim bir cümlemi bile Trabzon’da yanlış anlatmaya gayret edenler oldu. O da şudur. Alınan karardan sonra Trabzonspor Türkiye`yi Şampiyonlar Ligi`nde temsil edecek takımdır. Dolayısıyla Trabzonspor, sadece Trabzon ve Trabzonspor camiası için değil, Fenerbahçe ve Fenerbahçe camiası için de oynamakla yükümlüdür. Sözümün arkasındayım. Çünkü Fenerbahçelilerin de Şampiyonlar Ligi`nde oynamasını beklerken seyir zevki olarak yarım kalmış hayalleri ve düşünceleri var. Trabzonspor da bir Türk takımı olduğuna göre hem Trabzon hem Fenerbahçe hem de Türkiye için oyması lazım. Dolayısıyla bu hassas süreçlerde herkesin bu hassasiyetlere göre hareket etmesi lazım. Aksi taktirde ligler başlayacak, biz stadyumların elektriklenmesini asla istemeyiz.”
Bank Asya ligine düşme talebinde bulunan Fenerbahçe’nin açıklamasına da değinen Bakan Kılıç, "Fenerbahçe açısından en doğru kararı verecek olan Fenerbahçe’nin kendi yönetimidir. Attıkları adım doğru ya da yanlıştır diye bir değerlendirmede bulunamam. Fenerbahçe’nin lehine olan Fenerbahçe’ye daha az zararla bu süreci atlatma imkanını sunacak olan en doğru kararı kendi yönetimi verecektir. O nedenle Fenerbahçe adına yapılan açıklamaları kulüp olarak en doğru adımlar olarak görmek gerekir." diyerek sözlerini tamamladı.