Fatih Terim: Galatasaray Ruhunu Geri Getirmek İstiyorum
Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim GS TV’de yayınlanan "Türk Telekom Kamp Günlüğü" programında Galatasaray Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni Hasan Tankaya’nın sorularını yanıtladı.
Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim GS TV’de yayınlanan "Türk Telekom Kamp Günlüğü" programında Galatasaray Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni Hasan Tankaya’nın sorularını yanıtladı.
Takımın son durumu, hedefleri ve çalışmalar hakkındaki soruları cevaplayan Fatih Terim‘in röportajının ayrıntıları şöyle:
Kampla başlayalım. Yaklaşık 10 gündür buradasınız. Çalışmalar nasıl gidiyor?
Kampımız gayet iyi gidiyor. Birinci etap olarak değerlendirdiğimiz bu kampta çok da fazla seçeneğimiz olmamasına rağmen, birkaç seçeneğin içinde arkadaşlarımızın bu kamp yerini bulmalarını önemli bir başarı olarak görüyorum. Onlara teşekkür ediyorum. Gerek hava, gerek saha, gerekse bulunduğumuz konum itibariyle, sakin, sessiz bir şekilde işimize gayet yardımcı olan bir ortam var. Bir bakıyorsunuz hafif bir güneş var, akşam bakıyorsunuz yağmur yağıyor. Tam bunlar da hep antrenman saatine denk gelince oyuncularımız bundan yararlandılar. Bu koşullardan memnunlar. Onlar memnun olunca biz de memnun oluyoruz. Kamp dediğimizde sadece kampın fiziki bölümü bu anlattıklarım. Ama biz kamptan birçok şey bekliyoruz. Bunlardan biri fizik yapımızı geliştirmek. Fakat biz yeni geldiğimiz için, yeni gelen oyuncular olduğu için bir tanışma olarak algılıyoruz bu 10 günü. Hem bireysel, hem de takım olarak oyuncularla tek tek ilgilenebilmek, oyuncuların gerek antrenmanlarda, gerekse boş zamanlarımızda ve oynadığımız iki tane hazırlık maçında kendilerini ifade etme imkanı bulmaları da bu kampın hedeflerindendi. Bir diğeri de oyun felsefemizi ve kendi düşüncelerimizi, kendi karakterimizi de oyuncularla paylaşmak. Sonuç itibariyle bir noktaya hep beraber odaklanmış bir ekip düşünün. Bunun etrafında çeşitli unsurlar var. Bu saydığım unsurları daha da genişletebiliriz. Sonuca ve hedefe odaklı bir ekip. Her şeyi paylaşmaya çalışan bir ekip olarak algılayabiliriz.
Kampın başında oyuncularla özel bir toplantı yaptınız. Fatih Terim’in felsefesini, prensiplerini, çalışma anlayışını karşılıklı konuştuğunuz bir toplantıydı. Bu toplantıdan bizimle paylaşabileceğiniz neler var?
Galatasaraylılar’la paylaşmakta bir sakınca yok. Orada oyuncularıma ben kendimi tanıttım. Ekibimi tanıttım. Biz ne isteriz? Neden buradayız? CV’mizde Galatasaraylılık’tan gelme bir mazimiz olduğunu, buraya tüm Galatasaraylılar’la birlikte taşın altına elimizi sokmaya geldiğimizi, çalışma şeklimizin nasıl olacağını, iletişimimizin, ilişkimizin nasıl olacağını, düzgünlük ve dürüstlük üzerine kurulmuş bir iletişim ve davranış silsilesi sergilememiz gerektiğini, antrenmanlarımızın nasıl geçeceğini, oyun felsefemizi, ne istediğimizi oyuncularla paylaştık. Çok da uzun toplantıları sevmem ben. Kısa ama anlaşılabilir, her problemlerinde bizi burada bulabileceklerini, özellikle zedelenmiş gözüken arkadaşlığın, dostluğun ve birlikteliğin başarıda çok önemli rol oynayacağını ifade eden bir konuşmaydı. Futbolcuların zeki ve önemli insanlar olduğunu, bunları çok rahat anlayabilecek kapasitede olduklarını içeren bir toplantıydı. Yaklaşık 15 dakika sürdü. Bu çerçevede bir toplantıydı.
Galatasaray hem futbolcu hem de teknik direktör olarak uzun süre görev yaptınız. Birçok kamp dönemi yaşadınız. Bu kampa geri dönüp baktığınızda, geçmişteki kamplarla kıyaslarsak ne gibi farklılıklar görüyorsunuz? Ne gibi değişimler yaşandı?
Değişiklik diyince aklıma çok güzel bir söz geliyor. Değişim ne zaman gereklidir? Gerekli olmadan önce diye çok güzel bir deyim var. Gerekli olmadan önce değişimi sağlamayı planlıyoruz. Her kampın kendine ait özellikleri var. Her dönemin de kendine ait özellikleri var. Burada ortak tek nokta var. Değişen bir sürü şey olabilir. Yer değişebilir, oyuncular değişebilir. Ama birtakım şeyler değişmez. Ancak zaman, zemin, ortam, şartlar değişebilir. Açıkçası çok hoş bir ortamda gelmediğimiz çok açık. Oyuncularımızın hepsinin hazır olduğu, takımımızın hazır olduğu bir ortam olmadığı bir gerçek. Bunlar farklı olabilir ama bunun da dışında bence en önemli fark Galatasaraylılığın istekleri değişti. Başarıdaki çeşitliliği söylemeye çalışıyorum. Yoksa başarı isteği hiç değişmedi. Galatasaraylı hep başarı ister. Burada onların hedefleri içinde şampiyonluk her zaman öncelikli ama önümüzdeki yıllar için Avrupa şu anda sanki daha öncelikli gibi gözüküyor. Burada başka bir önemli nokta var. O kadar önemli başarılara imza atıldı ve Galatasaraylılar o kadar önemli başarılar gördü ki, ufak şeylerle de mutlu olmuyorlar. Biz bunları yaptıysak daha ileriye niye götüremeyelim şeklinde. Bunda da haklı olabilirler. O zaman şöyle bir görevleri var. Her zamankinden daha fazla. Onlara çok ihtiyaç duyuyoruz. Galatasaray’daki bütün elementler, unsurlar ellerini taşın altına sokmalıdır. Birbirleriyle birleşmelidir ki bu başarılara hep beraber imza atalım. Onun dışında değişen istekler, bugün yeni bir stadımız var. Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena’da da Ali Sami Yen Stadı’nda olduğu gibi başarılar istiyoruz. Onun özlemi içindeyiz. Onun dışında bende bir değişiklik yok. Bendeki değişiklik dönüşüme veya güne ayak uydurmaktır. Oyuncularımızdaki değişiklik doğal olarak birileri gidip, birileri gelecektir. Ama sonuçta Galatasaray olduğu yerdedir. Galatasaray bulunduğu yerdedir. İstekleri de ortada. Birkaç ufak değişiklikle aynı duruyor.
İmza töreninde ilk açıklamalarınızdan biri eksikleri görüp, süratle üzerine gideceğiz olmuştu. Şu ana kadar takımla ilgili gözlemleriniz nedir?
Eğer değişimlerden bir şey unuttuysak şimdi hatırlatıyorum. Belki çok sık basın toplantısı yapan biri değilim. Çok sık da konuşan biri değilim ama zaman zaman özellikle Galatasaray TV, Galatasaray Dergisi, Galatasaray.org, Galatasaray’ın Twitter ve Facebook’u ve Galatasaray’ın her türlü iletişim ağından Galatasaraylılarla eskiden olduğu gibi değil, bu son basın toplantısında olduğu gibi birtakım şeyleri paylaşmakta yarar var. Muhakkak ki benim hedeflerim Galatasaraylılar’ın da hedefleri. Bir hedefim, bir amacım ortak bir paylaşımımız olmasa zaten burada olmazdım. Ancak açıkçası eksiklerimiz var. Bazı Galatasaraylılarla oturduğum zaman “Hocam düşündüğünden daha kötü durumdayız” dediklerinde ben açıkçası bu kadar düşünmüyordum. Ama oyuncularımızın çok önemli bir güven sorunu var. Onu aşmaya çalışıyoruz. Eksiklerin içinde “Şu kadroyla devam ediyoruz” bunların içinde en kolayı. O kadar fazla yıpranmışlar ki bunu düzeltmek çok kolay olmayacak. Düzelteceğiz. Yavaş yavaş da hallediyoruz. Ama zaman alacak. Bunu taraftarlarımız böyle bilmelidir. Doğru olarak, haklarıdır da. İhtiyacımız var çünkü onlara. Bu durumu hallederken onlara çok ihtiyacımız var. Takımımızın mutlaka transfer yapması gerekecek. Başkanımız da, yönetimimiz de bunlarla ilgili gerekli çalışmaları yapıyor. Değişime birtakım şeylerin dahil olması gerekiyor. Bazı arkadaşlarımızla yollarımızı ayırabiliriz. Bu işin doğasında var. Dönüştü başkanımız ve yönetimimizle bunu paylaşacağım. İkinci kampa biraz daha az sayıda gideceğiz. Ümit ediyorum en kısa zamanda transferler de aramıza katılır. Olması da gerektiğini devamlı ifade ediyorum. Bunun dışında sakatlıklar çok büyük bir problem olmuş maalesef. Bazen sekiz kişi, bazen on kişi hep problem olmuş. Onun için bu konuda çok hassas davranıyoruz.
Bu bir korku yaratmış mı? Sakatlanacağım korkusu…
Genelde adale sakatlıklarından söz ediyoruz. İstanbul çalışmaları olsun, burada olsun şu ana kadar herhangi bir sıkıntı yaşamadık. Bunun özel bir nedeni var mı? Özel bir tedbir alındı mı? Bunu taraftarlar da çok merak ediyor. Bu adeta Galatasaray’ın bir kabusu gibiydi. Ama darbeye bağlı sakatlıklar farklı tabii ki…
Özel bir tedbir alıyoruz. Darbeye bağlı sakatlıkları önleyemezsiniz. Ama benim bu saydıklarım içinde önceliklerden bir tanesi de sakatlık. Her mevkide birbirini aratmayacak iki kaliteli oyuncumuz varsa sorun yok. Orada bile sorun vardır ama en kötü öyle dersiniz. Öyle bir durumumuz yok. Öyle bir durumunuz yoksa da bu sizi üzer ve kaybettirir. Biz bu konuda hassas davranıyoruz. Başta sağlık ekibimiz olmak üzere hepimiz çok dikkatli davranmaya çalışıyoruz. Sakatlığın sadece bir sebebi yoktur. Sadece oyuncuya bağlayamazsınız. Sağlık heyetine de bağlayamazsınız. Bana da bağlayamazsınız. Bu üç ayaklı işte birimizden birinde hata vardır. Zincirin kopmaması lazım. Biz burada teknik heyet olarak, fizik antrenmanı yaptıranlar olarak özellikle sağlık heyetimizle bir ilişki içindeyiz. Geçen sene görev yapan bütün arkadaşlarımla da konuştum. Hepsine buradan bir teşekkür edeyim. Teknik adam ve sağlık heyeti olarak kim varsa buradan hepsine teşekkür ediyorum. Ben hepsinin yazılı raporlarını aldım. Hepsiyle konuştum. Hangi konulardan muzdarip olduklarını da biliyorum. Çok ağır idmanlar da zaman zaman yapıyoruz. Henüz bir sakatlığımız yok. Bugün istesek Arda çıkabilirdi. Yumuşak dokuya aldığı bir darbe vardı. Ona sadece yürümesini söyledik. Fazla bir risk taşımayalım dedik. Onun dışında maç da oynamamıza rağmen hiçbir şeyimiz yok. Bu çok önemli. Dediğim gibi bu üç unsur beraber çalışmak zorundayız. O yüzden gece gündüz hem sağlık heyetimiz, hem futbolcular hem de teknik adamlar bu ilişkiyi kuruyoruz. Buna çok dikkat ediyoruz. Olmayacak diye bir şey yok. Futbol çok ağır bir spor. Dolayısıyla her an her şey olabilir. Geçen sene baktığımızda Arda’nın geçen sene 10 maç oynadığını görüyoruz. Baros’un çok faydalı olmadığını görüyoruz. Bu etkili oyuncular dışarıda kalırsa o zaman işimiz zorlaşır. Verdiğimiz emekler boşa gider. Kulüpte bu ne kadar fazla olursa, sizin zararınız da o kadar fazla olur. O yüzden buna dikkat ediyoruz.
Buradaki koordinasyon, bilimsel anlamdaki yaklaşım, yeni bir Amerikalı kondisyoner de katıldı aranıza. Adam Rotchstein. Onun yaptırdığı özel idmanlar da var. Onların da bu adale yapılarına katkısı var. Zaten Adam Rotchstein bunu da söyledi. Burada kazanırsa sahada da kazanırız diye.
Adam Rotchstein çizdiğimiz stratejinin bir parçası. Başka fizikçilerimiz de var. Seçtiğimiz ekibimizdeki arkadaşlarımızdan bir tanesi. Onun da görevi fizikle ilgili katkıda bulunmak. O yüzden diğer arkadaşlarımızla beraber çok güzel bir program yaptılar. Fizik ve taktik antrenmanları bence şu anda güzel gidiyor. Umarım nazar değmeden de böyle gideriz.
Yeni transferler Elmander, Ujfalusi, Selçuk, Ceyhun ve Okan Derici. Kampın ilk etabında bu oyuncuları nasıl değerlendirirsiniz?
Bu bir tanışma, dayanışma, paylaşma kampı. Elmander’in İsveç milli takımıyla maçı vardı. Ona göre izin verdik kendisine. Ujfalusi üç gün geç gelmişti. Ona da üç gün izin verdik. Sonunda hepsini bir yerde buluşturduk. Okan bizim ilerde daha çok şeyler beklediğimiz, scoutumuzun izlediği oyuncularımızdan bir tanesi. Bu tip örnekleri çoğaltmayı düşünüyorum. Almanya ve Türkiye’deki gençlerimizden. Bu saatten sonra çok daha önemli örnekler çıkaracak olan altyapımızdan da. Bunları bekliyorum. Selçuk ve Ceyhun benim milli takımdan tanıdığım oyuncular. Selçuk kendini her dakika, her gün geliştiren, herkesin çok istediği ancak bizi tercih eden bir oyuncumuz. Galatasaray ondan uzun yıllar faydalanacak diye düşünüyorum. Çok önemli bir oyuncu. Ceyhun da transfer döneminde Galatasaray’ı tercih edenlerden. Onun da ben özel antrenmanlardan sonra çok daha verimli işler yapacağını düşünüyorum. Unteraching maçında da ona bir jest yaptık. Önceden formasını giydiği takıma karşı takım kaptanı olarak sahaya çıktı. Takım böyle bir şey düşünmüştü. Gerçekten hoş bir şeydi. Geçen gün de Gökhan Zan hocam benden daha fazla olan birine verelim dedi. Ben de Anıl’a verdim. Genç takımdan yetişmiş olduğu için. Dolayısıyla takımda yavaş yavaş istediğimiz şeyler kıpırdanmaya başladı. Açıkçası paylaşım ve arkadaşlık başarıdaki en önemli faktörlerden birkaçı. Bunlar olmazsa ekip olmaz. Bunlar olmazsa başarı çok zor gelir. Bir noktaya, bir hedefe odaklanmış, Bunun etrafında sıralanmış birbirine bağlı bir ekip olması lazım. Birbiri için yaşayan, birbiri için düşünen bir ekip olması lazım. Öbür türlüsü bizim başarımızı geciktirir veya gelmez. Daha açıkçası bizim 1996-2000 yılları arasında böyle bir Galatasaray ruhumuz vardı. Benim bütün derdim niyetim onu getirebilmek. O Galatasaray ruhunu getirmeye çalışan bir tavır sergilemeye çalışıyorum. Onu getirdiğimiz an sahanın içine sahanın dışından hazırlanır insanlar. Herkesin birbiri için düşünmesi, yaşaması ve fedakarlık yapması gereken bir ortamdır takım. Şu anda yardımcılarımız Hasan Şaş, Ümit Davala ve Claudio Taffarel takımla şunu paylaşıyor zaman zaman. Hasan yedek kaldı, Hasan’ın önünde Hakan Şükür, Arif Erdem, Adrian Ilie ve Gheorghe Hagi vardı. Onlar çıktığında Hasan girerdi. Hasan diyor ki biz bu durumlarda da niye oynuyorum ya da niye oynamıyorum diye alınmazdık. Böyle bir takım istiyoruz. Ümit Davala futbolculara başka bir yönden yaklaşıyor. Taffarel, ben buraya gelir gelmez bana müthiş bir yakınlık gösterdiler, hiçbir yabancılık çekmedim, en iyi arkadaşlarım burada oldu, ben ve ailem burada çok mutlu olduk diyor. O aileyi biraz genişletirsek bu Galatasaray ailesidir. Galatasaray ailesi eğer her türlü sevgiyi, başarıyı, başarısızlığı paylaşırsa zaten sorun yok. Ben de o ruhu taşıyan bir takım yapmaya çalışıyorum. Umarım bunu başarırız. Çünkü işin temeli burada yatıyor.
Yapılan maçlar var yapılacak maçlar var onlar da çok konuşuluyor. Önce iki mücadeleyi tabi ki bir ölçü değil ama bir takım gözlemleriniz olmuştur. Onları merak ediyoruz.Bir de ardından gelecek önemli hazırlık maçları var, Twente, Inter, Liverpool, Real Madrid hatta bugün medyada da gördük Terim vizyonunu ortaya koydu diye , taraftar da çok memnun bizle fikirlerinizi paylaşabilir misiniz?
Biraz daha erken gelebilseydik Amsterdam turnuvasını da oynayabilirdik en önemlisi Bayern Münih turnuvasını oynayacaktık. Genel olarak düşüncemiz yapımız anlayışımızın bu durumda olduğunu herkes rahatlıkla bilir zaten, bilmelidir de.Vizyonumuzun içerisinde böyle karşılaşmalar var açıkçası. Şimdi biz Avrupa da oynayamıyoruz.Bu sene bol bol maç yapma niyetindeyim ben. Açıkçası inşallah Çarşamba Pazar oynamaya da iyi bir antrenman olur inşallah. Diğeri de kendimizi aldatmadan hakikaten tartıya kantara çıkacağımız maçlardan bir kaçı bunlar. Yani kendimizi eleştirebileceğimiz kendimizi görebileceğimiz doğru yaptığımız yanlış yaptığımız şeyler açıkçası bu maçlarda belli olacak. Bir diğeri de Galatasaray ismi bu maçlara daha çok yakışacaktır. Bu çok önemlidir. Bu yüzden gerek aşağıdaki arkadaşlarımızla gerek pazarlamadaki arkadaşlarımızla konuştuğumuzda bu maçların hiç itirazsız olmasında yarar gördük.Real Madrid’in de önce Beşiktaş’a teklif ettiğini söyleyelim. Guti’nin veda maçı için ama sonradan onların da Avrupa maçı olunca bizim Şükrü Bey’i arayarak böyle bir şey teklif ettiler. Çok da hoş oldu bence de orada oynamak güzel bir şey. Bu tip maçları sık yapabiliriz, alışmalıyız da. Çünkü hatırlarsanız ben UEFA Şampiyonluğu’na giderken hiçbir maçın tehir olmasını istememiştim. 48 saatte lig maçı yaptığımız olmuştu. Nitekim hep söylediğim şey de şuydu. Çarşamba Pazar varsak demek ki başarılı yolda ilerliyoruz diye.Hatta Ocak’tan sonra varsak başarıdır diye.İnşallah yine aynısı olur durum da bizim istediğimiz gibi olur.
İki doksan dakikada, oynadığınız maçlarda erken de onu merak ediyor taraftar?
Ben açıkçası bu maçlar da herkesi görmek istedim. Sevgili Galatasaraylılar şunu bilsin ki benim bir fikrim var. Ben bir futbol adamıyım, Galatasaraylıyım seyrediyorum izliyorum da bilgi de alıyorum. Bu on günlük kamp gerek kampın içerisinde gerek antrenmanlarda gerek maçlarda kaç dakika görev alırsa alsın herkes ama bir on günlük çalışma var. Buradaki hal ve gidişler, oradaki performans, antrenmanlardaki istek ve performans bizim için çok önemliydi. Çünkü yarın öbür gün dediğim gibi Galatasaray takımında bir takım değişiklikler olacak. Futbolun doğasında profesyonelliğin içerisinde olan bir takım değişiklikler olacak. Bu yerli ya da yabancı hiç fark etmez. Çünkü biz kelimeyi yerli ve yabancı olarak kullanmıyoruz zaten. Takımın içerisinden bazı arkadaşlara teşekkür edeceğiz, onların önünü açacağız. O yüzden bu on gün çok önemli. Gelelim Türkiyemspor ve Unteraching maçına açıkçası çok istediğimiz düzeyde olmadı ama dünkü maçtan alabileceğimiz güzel pasajlar vardı. Bugün programdan sonra toplantımız var. Analiz ve Metin’e rica ettik analizcimize takımla beraber çabuk olarak pozisyonların üzerinden geçeceğiz. Yaptıklarımızı ve yapamadıklarımızı göreceğiz. Daha istediklerimizi yapmamıza çok var. Bazen sezon başı insanın beyni yapmak ister de vücudu gitmez. O yüzden akılda kalmalarına özen göstererek arkadaşlarımızla beraber izleyeceğiz. Onlara iyi yaptıkları şeyleri daha fazla söyleyerek, kötü yaptıkları şeyleri daha az söyleyerek bu güzel toplantıyı geçireceğiz. Çünkü bunlara ihtiyacımız var. Kendimizi eleştirmeye ihtiyacımız var,kendimizde gerçeği görmeye ihtiyacımız var. Onlar da bizden hep bu doğru alışverişi görecekler. Çok memnun olmadığım açık. Ben, herkes de bilir ki beklenmese bile, fizik olarak çift idman yapıyoruz maç günleri bile ağır idmanlar yapıyoruz. Buna rağmen tam takımı koymasam da takımın yarısını değiştirsem de benim beklentilerim özellikle herkesin yeni gelen ekibe, birçok futbolcu benim talebem ama birçoğu içinde yeni gelen bir ekibiz, kendini göstermesini beklerim. Ben ne söz verdim, dedim ki Galatasaraylılara helal olsun yenildiler ama dik duruşlarına helal olsun diyecekleri bir takım. Özellikle gençlerden ben bunu çok bekliyorum. Çünkü bu sefer şundan vazgeçeceğiz, bu çok iyi bir çocuk, çok da yetenekli. Evet güzel, e nerede? Verdiği bir şey yok.O zaman yollarımız ayrılabilir.O yüzden herkes daha çok efor sarf edecek daha çok kendini gösterecek. Bu forma kolay alınmaz.Aldığı zaman da kolay bırakmaması lazım. Herkese eşit mesafede olduğumuza göre bunu bekliyorum açıkçası. Bunların çoğunu göremedim net. Tabii ki bu maçlar onun için alınıyor.Yapamadıklarımız da bizim için bir cevaptır. Bize şu yerleşmişti, bunun tekrar yerleşmesi lazım. Burası Galatasaray takımı burada şanslar kaç dakika gelir ne zaman gelir belli olmaz. Eğer bu şansı kaçırırsanız bu tren bu ara istasyonda durmaz. Büyük kulüplerde böyledir bu işler. O zaman herkes buna göre. Bu Milan‘da da böyledir, Manchester‘da da böyledir. Burada verilen şansı kullanacaksınız. Şimdi son yıllarda herkesin inanılmaz ilgisi var gençlere futbolculara inanılmaz bir sevgisi var. Ekonomisi müthiş helali hoş olsun daha da fazla kazandırmak için biz buradayız. Ama o zaman bir şeyleri kanıksamayacağız. Bir şeyleri sabah dokuzda ben gelirim akşam beşte giderim zihniyetiyle devam ettiremeyiz. Ve ya en azından biz buna müsaade etmemek için buradayız.Ben bunları açık ve net söyledim. Söylemeye de devam edeceğim. Galatasaray‘ı da buna hazır olsun. Çok sevdiği bir futbolcu da olabilir. Bir örnek vereceğim Van Gobbel vardı bizde biliyorsunuz seyircinin çok sevdiği bir futbolcuydu. İyi de bir futbolcuydu ama o aralar problemleri vardı. Bizim de verme durumumuz oldu yönetimimiz de akşam toplandı. Biz Paris St. Germain maçından önce verdik Bir riskti. Ama bilsinler ki sevgili Galatasaraylılar bir çok sebep bir araya gelmiştir. Çünkü zaten bizim burada olma sebebimiz de bu. Arkadaşlarımız bir tuğla koyandan Allah razı olsun. Bizden öncekiler gerekeni yapmıştır. Biz de onlardan devraldığımız bu emanetin daha iyi olması için uğraşacağız. Artı arkadaşlarımızla biz temasa geçtik. Hepsinin biz yazılı ve sözlü bizde geçmişle ilgili bilgileri var. Oradan da hareketle,bizim de tecrübemizle çok açık ve net olarak söylüyoruz. Galatasaray takımı şu gelirse bu gideri beklemeyecek. Eksik de kalsa doğrularla eksik kalacaktır.
Arda Turan’dan bahsedelim. Galatasaray’ın sözleşmeli futbolcusu kalbi gönlü bu renklerle ama bir Avrupa tutkusu da var içinde. Orada oynamak da istiyor. Ama önceki akşam programda şunu da açık ve net söyledi. Ben hakikaten gitmeyi düşünüyordum ama Fatih Terim gelince bunu rafa kaldırdım dedi. Şimdi Arda sizi seviyor siz Arda’yı seviyorsunuz. İkiniz de Galatasaray’ı seviyorsunuz bu konuda neler söylemek istersiniz?
Bir defa Arda’ya büyüğü olmama rağmen bir teşekkür borçluyum. Böyle bir yaklaşımda bulunduğu için. Şimdi takımların sembolleri vardır. Büyük camialar bu sembolleriyle ayakta durur. Her sene Metin ağabeyin mezarına gidiliyor. Yeri geldiği zaman Allah uzun ömürler versin Turgay ağabeyden bahsediliyor. Biz Can Demir ağabeyleri gördüğümüzde buradan ayağa kalkıyoruz. İşte Ali Sami Yen Bey‘den bahsediliyor, Ulvi Yenal’dan bahsediliyor. Camianın bu isimleri camiayı ayakta tutar. Ben Arda’nın bu yolda olmasını istediğim için bir, ikincisi Arda bizim ocağımızdan yetişmiş bir çocuk. Kırılmış olabilir. Bana anlattı. İmzalamadan, Ali Dürüst Bey ile el sıkıştıktan sonra ben Arda’yı çağırdım, evimde oturdum Arda‘yla konuştuk, tabii bu ikimizin arasında. Oradan sonra da açıkçası hiçbir endişem olmadı. Arda o gün de bana gideceğini söyledi ama benim hiçbir endişem olmadı nedense. Ben hep şunu düşündüm Galatasaray kendi değerlerini gerektiği zaman en doğru anda en doğru zamanda en doğru şekilde istedikleri yerlere gönderir. Ama şu an Arda için Galatasaray da, onun da elini taşın altına sokma zamanıdır. Nasıl Galatasaraylıların büyük ağabeyleri bize telefon açıp biz de koşa koşa bu duruma müdahale etmek için hiç aklımız da yokken geliyorsak bir Galatasaraylı olarak, ben şimdi şunu rahatlıkla konuşabilirim şu anda bir teknik direktör, teknik patron Fatih Terim değil bir Galatasaraylı olarak bir futbolcu, bir Galatasaray eski takım kaptanı kongre üyesi ve yakında neredeyse divan üyeliğini kazanacak bir Galatasaraylı olarak beni de geçmesini isterim Arda’nın. Böyle bakıldığı zaman olaya Arda‘nın bu takımda kalması ve ben ne dedim son bitirirken ilk basın toplantısını. Asıl olan Galatasaraylılık. Asıl olan Galatasaraylılıksa Arda bu taşın altına elini sokmasıydı önemli olan ki soktu da. Bu da yetmez . Sakatlıklardan arınacak, çıkıp oynayacak hem de Arda gibi oynayacak. O zaman zaten Galatasaray’ın önünde çok az kimse durabilir. Ben Arda‘nın bunları yapabilecek kapasitede olduğunu söylüyorum. Takım kaptanları Galatasaray‘da çok önemlidir. Bende aşağı yukarı bu yaşlarda ve ya daha ufak yaşlarda takım kaptanı oldum. Ama baktığınız zaman bazı büyük ağabeylerim bana hoca demezler hala kaptan derler. Dolayısıyla Arda’nın bunları da geçeceğine inanıyorum. Bu yüzden hakikaten temiz duyguları olan çok zeki ve çok yetenekli bir futbolcu. Ama çok çabuk sahalara dönmesi lazım ondan sonra en büyük kulüpler zaten bize soracaktır. Biz de o zaman doğruyu söylemekle mükellefiz. Ben de başkanım da yöneticilerim de. Bana bu soru beş altı defa soruldu. Basından değil kendi yönetimimize de hocam çok soruyorlar diye. Hiçbir dakika tereddüt etmeden ben hayır dedim. Burada haklarını da inkar etmemek lazım. Başkanımız ve yönetimimiz de aynı fikirdeyiz diye devam ettik. Şimdi böyle bir ortamda bizim Arda’ya ihtiyacımız var. Arda’nın Galatasaray’a ihtiyacı var, Galatasaray’ın da Arda’ya ihtiyacı var. Burada biz Arda’nın yanındayız. Arda takım kaptanımızdır ve takım kaptanı olarak kalacaktır. Ama bu sefer biz de yanında olacağız, arkasında olacağız, Arda’ya kolay kolay ulaştırmayacağız bazı şeyleri. Sadece Arda’nın görevi futbol oynamak olacak ve bu görevi verdiğimize göre takımın içerisinde o liderliği yapmak olacak. Öbür tarafları biz hallederiz. Onun hayıflanması gereken şey sadece çıkmadığı zamanlar olmalı sahaya. Onun dışında tabii ki genç çocuktur, hatalar da yapacak, gezecek de, kız arkadaşı da olacak. Bunların hiçbirisi sorun değil. Sahada oynadıktan sonra ki Arda oynayacaktır ben bundan eminim. Çünkü Galatasaray’a çok daha şeyler vermelidir. Daha da büyümelidir. Bizi geçen o tarihe yazılan kaptanlar arasına kendisini koymalıdır. Ondan sonra nereyi istiyor. İsteyenler bize sorarlar merak etmeyin siz zaten nasıl olsa biz de doğru referans oluruz. Arda konusu diye bir şey yok Galatasaray‘da yani. Bitmiştir. Ben alacaklarım derken burada Arda’ya bir mesaj yollamadım ben. Arda’nın yeteneklerini bilen biri olarak onun oynadığı zaman neler yapabileceğini bilen bir hoca olarak, bilen bir insan olarak, o yapmadığı günlerin hesabından alacağımız var dedik.Yoksa Arda’dan bizim alacağımız yok
Değerine değer katmak için söylediniz…
Ben oyuncularımı genellikle oyun içerisinde onore ederim. Kendi başına teke tek belki değişik konuşabilirim ama orada öyle.
Bir taraftar "İmparatorun altyapıdan en beğendiği oyuncular kimler? Kadroya almayı düşünüyor mu? Kanat transferi istiyor mu özellikle Volkan Şen? Fatih Terim Galatasaray ruhunu geri getireceğine inanıyor mu?" şeklinde soruyor.
Ben onu daha önceden söyledim getirmeye çalışıyorum. Kanat transferi derken Sabri’yi başka yerde kullanacağım bir durum ortaya çıkarsa evet. Kanattan kasıt geri mi ileri mi? İleri de çok oyuncu var. Herhalde geridir. Alt yapımızdan beğendiğimiz oyuncuya gelince yani Anıl yani Semih yani Serdar altyapımızdan olanlar kaleci Eray hatta gideceğiz Emirhan gelecek bizimle. Bunlar herkes biliyor zaten. Bilinmeyenin peşindeyiz biz.Çok yakın zamanda bizim takımımız içinde birilerini görebilirler.Müfit Hoca’dan hafif bir sinyal alır gibi oldum.Oradan bir takım fidanların yeşermesi gerek.Galatasaray’ın can damarı orasıdır. Bu zaten bugün için söylenmiş klişe bir söz değildir. Bu hepimizin bildiği ve yapması gereken önemli bir olgudur. Bakınız, Galatasaray UEFA şampiyonu olduğu zaman 7-8 tane oyuncusu kendi öz kaynaklarından gelmişti. Barcelona dünyayı yeniyor. 10 kişiye yakını altyapıdan gelme, dolayısıyla bunu kullanmalıyız. Bizim altyapımız, Müfit Hoca’yı da özellikle getirmemin sebebi bir elimin orada olacağı hem de en güvendiğim adamlardan birinin tecrübesiyle orada olmasını istemem. Aynı şekilde milli takıma aldığımız Fatih İbradı. Onu da özellikle oraya aldık ki ben oradayım, Tugay orada, Hasan orada. Dışarıdan bütün arkadaşlarımız oraya gelecek. Hakan Şükür, Hakan Ünsal, Bülent, Suat aklınıza kim gelirse hepsi oraya gelecek. Biz orada Florya’yı herkesin gelip geçerken dahi uğradığı beraber üzülüp, beraber sevinilen bir yer yapmaya çalışıyoruz. Burada da en önemli hedeflerimizden biri altyapımız.
Bu arada Florya derken, anahtar meselesine de açıklık getirilmiş oldu. "Şu anda yapılan transferleri yeterli buluyor musunuz? Aslanlar 4-4-2 şablonunda mı oynayacak?" sorularını yöneltmiş bir taraftar.
Şu andaki transferleri yeterli bulmuyorum. Çünkü yeterli bulmuyoruz ki hep beraber transfer için uğraşıyoruz. Hatta Galatasaraylıların aklında olmayan şekilde transfere devam edeceğimizi de buradan söyleyeyim. Bir değişim olacaksa hakikaten olmalı. Bugünde olabilir, yarın da olabilir. Önümüzde ki haftada olabilir. Bunların sayısını şimdi çok net koyamıyorum. Ama transfer istediğimiz bir gerçek. Sistemde felsefe çok önemlidir. Bunlara çok fazla takılmasınlar. Çünkü rakamlar 10 metrelik yer değişimleriyle bile değişirler. Biraz daha açayım. Bu başka yerlere de zaman içinde mesaj olabilir. İyi bir şut atamadınız. Sistem bunu onarır mı? Onarmaz. Sistemler fiziği düzeltmez. Sistemler tekniği de düzeltmez. Sistemler muhakkak vardır. Ama numaralar oyun felsefesini belirlemez. Bizde geçerli olan oyun felsefesidir. Mümkün mertebe benim bunu kurmamın sebebi daha fazla hücum oyuncusuyla oynamak, daha fazla gol pozisyonuna girmek. Ama bu oyun içerisinde değişmeyeceğimiz anlamına gelmez. Dediğim gibi sistemler fiziği yükseltmez tekniği geliştirmez. Bunu da dipnot olarak söyleyeyim.
3 aslan var. Aslan yolu, Aslantepe ve Aslan Yuvası Florya. Sizin için ne ifade ettiğini biz biliyoruz. Takım otobüsünün arkasından dualarla gidilen bir Florya…
Aslan Yuvası’na o kadar önem veriyoruz ki arda’nın yetişme yerlerinden bir tanesi altyapımızdayken top toplamak. Kendisi de hep anlatıyor ya o kadar her şeyi görüp beraber olmalarını ve oraya talip olmalarını o kadar çok düşünüyoruz ve istiyoruz ki sahanın etrafında kiler de bizim 8-10 12-14 yaştan altyapımızdan olsun istiyoruz. Büyük ağabeylerine çok yakın olsunlar ve özensinler diye. Zamanında Barnabeu stadında başkanına demişler ki bu stadın en güzel yerinde bir sürü çocuk oturuyor. İyi ya demiş onlar daha yakın olsun ki onlar da ağabeyleri gibi olsun. O yüzden burada hareketle bizde felsefemizi böyle koymuştuk. O yüzden aslan yuvası hakikaten yuva. Oradan her şeyden evvel insan çıkmalı. Düzgün adam, doğru insan çıkmalı. Herkes yıldız olmayabilir, herkes büyük oyuncu olmayabilir. Türkiye’nin çeşitli yerlerine dağılırlar. Ama önce bir aileye iyi bir insan kazandırmış oluruz. Bir genci kazandırabilirsek mutlu oluruz ki orada ki değişimler başladı. Aslan yolu içinde dedim ki bu sefer ki yolumuzda aslan yolu olsun.
O yolu biraz açar mısınız? Nasıl bir yol bu? Nereye kadar uzanır? Engelleri, zorlukları rampalar nasıl düze çıkar?
Aslan yolu yönetimimizin başlattığı, mali kongrenin de önünü açtığı ancak mümkünse kendi kurumuyla beraber kendi içinde dönebilen finansal olarak bir yolda ilerlerken bu arada da kendi öz kaynaklarından her sene bir tane bile olsa verebilen ve de ekonomik bağımsızlığını, rahatlığını istikrarla bezemiş bir yol. İstikrardan kastım istihdam istikrarı olabilir. Kişiler olarak, yönetimlerin uzun vadeli teknik adamların oyuncuların çalışanların profesyonel bu olabilir. İstikrardan kastım başarı istikrarı olabilir. İstikrardan kastım ekonomik yapıdaki dengeli gidişat olabilir. Kurumsallıktaki istikrar olabilir. Aslan yolunda bir dünya kulübü olma isteği hep vardı. O zaman bu dünya kulübünü hep beraber inşallah bu aslan yolunda inşa ederiz gibi. Zaten bu iş olursa bunun da ismi aslan yolu olmalı diye böyle bir ifade şekli kullandım.
Aslantepe’yi hepimiz biliyoruz. Siz imza törenine geldiniz, gezdiniz. Daha öncede maçları izlediniz. Orada hakikaten farklı bir atmosfer olacak. Soyunma odalarını da gezdiniz. Burada da büyük zaferlere imza atılır dediniz. Neler söylersiniz Aslantepe için?
Taraftarlarımız ve Galatasaraylılara her seneden fazla iş düşüyor. Onların sevgisine,ilgisine desteğine her zamankinden çok ihtiyacımız var. Çok açık ve net. Onlarla paylaşılan şeyler güzel. Bize toleranslı davranmaya ihtiyacımız olduğu bir dönem. Bunu rica ediyorum. Hakan Ünsal bana enteresan bir laf etti. Toplantıda. Dedi ki hocam tamam herkes kötü cenaze tanımlaması da yapıyor ama cenazeyi yüz metre alttan çıkaracaksın ona göre diye. Görüşlerinden bir kısmına katılıyorum. Çok doğru şeyler söylemiş. Ümit ediyorum ki en kısa sürede halledebiliriz. Ama düşünün ki ben onlara 40 senedir böyle bir şey söylemedim. Bize toleranslarını sevgilerini ilgilerini hiç eksik etmeyecekler. Onlardan rica ediyorum. İhtiyacımız var bunlara. Galatasaray’ ı kendi içerisinde tüm unsurlarıyla birlikte olmalıdır. Muhalefetiyle, iktidarıyla, büyüğüyle, küçüğüyle, alaylısıyla, liselisiyle,taraftarıyla,her şeyiyle tüm unsurlarıyla herkes elini taşın altına sokmalıdır. O yüzden onların bu sıcak ilgisi ve sevgisi olursa biz mesafeyi daraltabiliriz. Eğer onlar bunu esirgerlerse zamanımız uzar, ara açılır. Bu sevgi bu ilgi alaka bizi tamir eder. Ama özellikle Galatasaray’ın dünyadaki her Galatasaraylı’nın bu konsensusa ihtiyacı var. Ben bunu söylemeye kendimi yetkili hissediyorum şu an. Bu konuda hem büyüklerimden hem küçüklerimden bunu rica ediyorum. Tam zamanıdır herkesin elini taşın altına bu yükün altına koymanın zamanıdır. O zaman daha kolay hallederiz her şeyi. Takımızı daha net ortaya çıkar. Özellikle Arena’da bizi yalnız bırakmamaları gerekir. Biz bizi yalnız bırakmamaları için gerekeni yapmaya çalışıyoruz. Bundan hiç şüpheleri olmasın. Onlara dik durabilecekleri beğeneceklerini bir Galatasaray yaratmaya çalışacağız. Ama onlarsız olmaz. 4 sene üst üste şampiyon olurken Hasan var Ümit var ben varım Taffarel var. Şimdi baktığınız zaman bunları beraber yaşadık. Tarih devam ettiği sürece bunlarda söylenecek.
"Yeniden Avrupa şampiyonluğu yaşayacak mıyız" şeklinde bir soru var.
Hedefsiz hoca olmaz. Bizim hocamız hiç olmaz.
"18 kişilik kadro tam olarak ne zaman ortaya çıkar? Daha çok zamana ihtiyaç var mı" şeklinde bir soru var.
18’i mecbur 5-6-7 Ağustos‘ta açıklayacağız. Çünkü kampa gireceğiz. Ama 22 artı 3 kaleci ile sezona devam etme niyetindeyiz. Kafamızdakileri yapabilirsek açıkçası Türkiye’den de bazı oyuncular istiyoruz. Bizim oyuncularımıza da talip var. Ben bunu açayım biraz.
Sizin de basın toplantısında çok güzel bir lafınız var. Eldeki kuş daldaki kuştan iyidir diye. Ama dediğiniz gibi geniş 30 kişilik bir kadro katılımlar olacak. Gidenlerde olacak. Bu isimleri kafanızda belirlediniz mi?
Aşağı yukarı belirledim. Yönetimle paylaştıktan sonra kamuoyuna açıklayacağız. Kendileriyle de görüşeceğim ben. Onlara talip var. Bizimde talip olduklarımız var. Açıkçası Türkiye’de transfer yapmakta kolay değil. Türk oyuncusu istiyorsunuz. Bizden giderken çok paraya gitmiyor. Ama alırken arzular istekler yüksek seviyede. Yabancı da istiyoruz. Komitemizin yakın temasta oldukları var. Galatasaraylı taraftarlarımıza şunu söylemeye çalışıyorum. Gelene göre gitmeyecek kimse. Giden gidecek yani.
Mevkilere göre mi diyelim? Bazı mevkilerde aciliyet var demiştiniz.
Evet. Bazı mevkilerde aciliyet var. Yolunu açmak istediğimiz arkadaşlarımızla teşekkür edip ayrılacağız. Gelen arkadaşlarımıza hoş geldin diyeceğiz. Keşke hiç ayrılmasa insanlar ama oluyor tabii ki.
"Real Madrid ile yapılacak hazırlık maçında Mourinho ile dostluğunuzun faydası oldu mu" sorusunu yöneltmiş bir taraftar.
Her zaman olur. Dostlukların hiçbir zararı yok. Özellikle uluslar arası dostluklarda her zaman fayda vardır. Faydalar olur. Onun gibi önemli bir hocanın bize her zaman dostluğu olmuştur. Bizimde ona onunda bize bu güzel dostlukta faydamız olur.
Bir taraftar "Emre Çolak’ın daha fazla fizik kondisyon çalışması gerekiyor mu" diye soruyor.
Aynen katılıyorum. Sanki kampı görmüş gibi. Bizde özellikle Amerikalı ve Türk fizikçilerimize Emre’nin özel olarak hazırlanmasını bu sene için söyledik. Her futbolcunun eksiği tespit edilerek bireysel bir çalışma yapılıyor ve toplu çalışma yapılıyor. Hem taktik, hem teknik anlamda hem fizik anlamında. Dolayısıyla sadece Emre değil. Burada arda da var. Ben Arda’ya ilk günden beri şunu söylerim. Arda 3 defa bir maç 18 e gireceğine 13 defa girerse ki bu herkesin anlayacağı bir kavramdır. Futbolda basit bir oyundur zaten. Zorlaştıran ya benimdir ya oyunculardır. Dolayısıyla arda 13 defa girerse kaybetmeniz mümkün değil. Bununda olabilmesi için bu kadar yetenekli bu kadar zeki bir oyuncunun fiziğinin de iyi olması lazım. O güce sahip olabilmesi içinde iyi yaşayıp iyi yaşaması lazım.
"Bu sene Şampiyonlar Ligi görebilecek miyiz? Sivil hayatta Galatasaray’ı ne kadar düşünüyorsunuz? Gelmeden önce Galatasaray ile ilgili neler düşünüyordunuz? Şimdi neler düşünüyorsunuz? " sorularını yöneltmiş bir taraftar.
Galatasaray bizim hayatımızın bir parçası. Geçen günde söyledim. Biz başka bir takım görmedik. Galatasaray hayatımızın, ailemizin bir parçası. Dolayısıyla tabii ki maçları seyrediyordum. Şimdi gelip de içine girince olayları daha derinlemesine görme imkanımız oldu. Aşağı yukarı 1 Haziran‘dan beri de Florya’dayız.
"Sağ bek yedeğimiz olacak mı? Sabri ve Tomas’ın sakatlığında tüm defans kurgusu yeni baştan mı kurulacak?" diyor bir taraftarımız.
Galatasaray seyircisi zaten bizi tanıyor, takımını tanıyor. Ujfalusi hem stoper hem sağbek oynadığı için tecrübesini liderliğine ihtiyaç duyuyoruz. Dolayısıyla iki tarafta da olabilir. Sabri bizim değişik yerlerde kullanabileceğimiz bir oyuncu. Onun candan yürekten ve altyapıdan gelişini unutmadan sadece attığı ortalara fazla takılmadan oyuncularımıza yardımımızı esirgemeden hepsini kazanmalıyız. Herkesi kazanmaya ihtiyacımız var. Sabri de bu yüreklerden bir tanesi.
"Oyun formatımız ne olacak, Stancu takımda kalacak mı? İmparator kamp süresince en çok hangi mevkide sıkıntı çekiyor?" Sorularını yöneltmiş bir taraftar.
Açıkçası Stancu’yu görmek istedim. Onunla ilgili kararımı yakında açıklayacağım. Baros da çok maç oynamadı. Orayı da atlamayalım. Baros önemli bir oyuncu Galatasaraylılar için. Milan Baros çünkü formda, güçlü sakatlıktan uzak olduğu zaman Baros hem kendisini çok eskiden tanıyan önemli bir oyuncu olduğunu bilen bir hocayım ama oynamalı. Arda için söylediklerimin iki katını onun içinde söyleyebilirim. Yani geçen sene, evvelki sene nerdeyse yok. Bilmiyorum yanlış mı hatırlıyorum. Az var yani. Yok derken az var. Şimdi hadise nasıl gelişti bilmiyorum ama ben sakatlandım ben kendi fisyoterapistime gidiyorum, ben sakatlandım kendi doktoruma gidiyorum, böyle tuhaf bir durum olmayacak. Önemli oyuncular takımlarına katkıda bulunacak. Galatasaray gibi büyük takımlarda bu tip oyunculara nokta transfer deniyor değil mi? Oynaması bekleniyor. Oynadığı zaman maçın kaderini değiştiren oyuncular oynamadığı zaman normal bir takım haline dönersiniz. Bunlardan beş, altı tanesi oynamazsa Galatasaray’ın geçen sene uğradığı kader budur. O yüzden Baros’tan da bu sene açıkçası bir patlama bekliyorum. Çünkü 9-10 maç oynadı. Artık ayağı kırılanlar 2-3 ay sonra oynuyor. Onun için ihtiyacımız olduğu için istiyoruz. Biz Baros’a kızmıyoruz ki. Bize lazımsın imajı veriyoruz. Onu da çok hırslı görüyorum, çok iyi çalışıyor. Biz de üzerinde önemle duruyoruz. Yani bir atak oyuncusu arıyoruz açıkcası. Formatımız 4-4-2 olur, 4-1-4-1 olur, 4-4-3 olur ama felsefemizi yakında açıklayacağım hepsini ne istediğimizi oyuncularımıza açıkladık.
Taraftarlar "Bu sezon rakibe pres uygulayan bir Galatasaray mı izleyeceğiz? Selçuk İnan’ın yanına kaliteli bir oyuncu alınacak mı?" diye soruyor.
Orta sahaya ısrarla transfer istiyorum. Birinci önceliğim orta saha. Bunu da hep dile getiriyorum. Selçuk çok doğru bir transfer. Ceyhun orada her zaman en önemli alternatifimiz. Yekta’dan bu sene daha çok çalışmasını bekliyorum. Kendisiyle de konuştum. Orta sahaya daha yatkın gözüküyor. Ama bir, mümkünse iki orta saha istiyorum. Bir değil yani iki. Olabilirse. Yöneticilerimizle bunu konuşuyoruz.
Kaleci konusu?
Kaleci konusuyla uğraşılıyor.
Kampla ilgili her şeyi konuştuk. Kampta iki şey var konuşmadığımız. Biri bu sizin t-shirtleriniz. GSStore’un bu güzel ürünlerini kamp boyunca giydiniz. Ve bunlar hakikaten patlama yaptı. Türkiye’deki görüntüleriyle fotoğraflarıyla. Bu konuda hem taraftarların stada katılımlarıyla birlikte Galatasaray’ın ürünlerine de sahip çıkması çok önemli biliyorsunuz. Sonuçta GSBonus kartı var. GSMobile var. Ürünler var. O konuda da taraftara bir şeyler söyler misiniz?
Taraftarlardan o kadar çok şey istedik ki bunu da istemeyeyim diyeceğim ama esas önemlisi bu. Kulübün doğru yerlere gelmesi için en önemli etken taraftar. Hakikaten güzel ürünler. Bende beğenerek giyiyorum. Bu mesela olması gerektiği gibi kırmızı olduğunu düşünüyorum. Koyu gibi düşünüyorum. Sarıyı da daha koyu. Güzel yapmışlar. Çeşit de var. Böyle giyiyorum. Giymekten de zevk alıyorum. Bu gün öğleden sonra farklı giydim. Taraftarlarımız bunları giymeliler. Belki bazen rica edeceğiz hep beraber kırmızı oluruz. Bazen sarı oluruz. Beyaz oluruz. Taraftar aslında bizden bir adım önde. Ama bende onlara kendi üstümde giyerek göstereceğim. Store dan bende alıyorum çünkü. Almaya da devam edeceğim. Mesela kızlarım geçen gün bana babalar gününde ayakkabı almıştı sarı kırmızı siyah onu giyeceğim.
Medyayla ilgili ilişkiler konusunda bana da hatırlatmamı söylemiştiniz. Medyayla ilişkiler hakkında ne söylersiniz?
Sadece bunu rica ettim. Onun dışında her şey spontane gelişiyor zaten. Açıkçası birbirine çok saygılı ve sevgi içerisinde bir ilişki oldu bu kamp süresinde. Çok güzel şeyler paylaştık. Ümit ederim bunu ileriye taşırız. Onlar çok itinalı davrandılar, anlayışlı davrandılar. Bizde onları kırmadık zaman zaman değiştirdik programımızı. Sadece Abdurrahim bey kongre için döndüğünden dolayı bir barbekü yapacaktık, bir araya gelememiştik, bunu artık Almanya’da gerçekleştireceğiz. Onlar da oraya daha iyi gelirler maç olarak, bir daha da yenilmezler, biraz daha antrenman yapmalılar, bu işin şakası…
Sonuçta Fatih Terim’le konuşuyoruz, Türk futbolunun duayen isimlerinden gerek futbolculuğunda, gerek teknik direktörlüğünde birçok başarılara imza atmış. Hem Galatasaray’da hem Milli Takım’da. Böyle bir insanın bu konuda bir söz etmemesi olmaz deniliyor. Futbolda sert rüzgarlar esiyor. Biz Avusturya’da pek içine gitmedik her anlamda ama esintisini burada da almadık değil. Fatih Terim bu konuda ne der, Nasıl bir çağrıda da bulunur?
Açıkçası buradan günbegün medyamız vasıtasıyla izliyoruz. Hukuki süreç nedeniyle çok fazla söze de gerek yok. Yargı kararını vermediği sürece söyleyecek yine bir şey yok. Ama benim üzerinde durmak istediğim şey, suçlar ispat edilmeyinceye kadar masumiyet karinesi denilen bir şey var hukukta, İspat olmayıncaya kadar hiç kimse suçlu değildir. Bunlara çok dikkat edilmesi gerekiyor. Yargının hukukun yanında olmalıyız. Boynumuz kıldan ince. Tabi kulüplerde yöneticiler, sporcular, suç işleyebilirler ancak şurası çok önemli bu kadar önemli kulüp olmak için 100 yılını vermiş veya ona yakın yıllarını vermiş kulüplerin bu iş içine katılmaması lazım. Çünkü onların itibarları ve prestijleri önemlidir. Dediğim gibi şahıslar bu suçları işleyebilirler ama kulüpler itibarlarını ve prestijlerini daima korumalıdırlar bunun dışında tutulmalıdırlar. O yüzden olaya böyle bakmak gerekir çünkü kulüpler buraya kolay gelmiyor. Ama akabinde Türk futbolu da buraya kolay gelmedi. Kulüplerin prestij ve itibarlarını korurken kurumların aynı anda Türkiye’nin Dünya ve Avrupa’daki yerini de korumak zorundayız. Buna dikkat etmek zorundayız ve burada sakin ve aklıselim olmalıyız.
Taraftarlara söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Açıkçası ben şunu söylemeye çalışıyorum, hiçbir rakibimin saha dışındaki yaptığı herhangi bir şeyden dolayı saha içinde ceza çekmesini istemem. Bundan dolayı bir avantaj sağlamak istemem. Şimdi o yüzden süreci hep beraber takip edeceğiz. Ben şunu hep söylemişimdir, bir başkasının mutsuzluğu benim mutluluğum olmamalıdır. Burada Galatasaraylılar’a şahsi kanaatimi söylemek istiyorum. Galatasaraylı zor günlerde yardım eden insandır. Yani özellikle zor günler geçiren kulüplerimize destek olmalıyız. Kim olursa olsun. Bir diğeri bu işin kazananı yok. Kazananı olmayan bir işte, bir başka kurumu, camiayı aşağılamak, acıtmak, incitmek bizim yolumuz değil. Dolayısıyla bunlar yerine destek olmakta yarar var. Bu yüzden ben olaya bu açından bakıyorum. Aklıselim ve sakin olmamız gerektiğine inanıyorum.
Merve Terim’in Twitter’dan sorusu… Galatasaray Fatih Terim’i çok özledi, peki Fatih Terim Galatasaray’da en çok neyi özledi?
Bende çok özledim. Taraftarımı özledim, Galatasaray’da olmayı özledim ama çok önemli başarılardan sonra herhalde eşime ve aileme el sallamayı özlemiş olabilirim. Onları özledim. Hep beraber iyi günlerde şarkıları, Galatasaray marşlarını söylemeyi özledim.
Takımın son durumu, hedefleri ve çalışmalar hakkındaki soruları cevaplayan Fatih Terim‘in röportajının ayrıntıları şöyle:
Kampla başlayalım. Yaklaşık 10 gündür buradasınız. Çalışmalar nasıl gidiyor?
Kampımız gayet iyi gidiyor. Birinci etap olarak değerlendirdiğimiz bu kampta çok da fazla seçeneğimiz olmamasına rağmen, birkaç seçeneğin içinde arkadaşlarımızın bu kamp yerini bulmalarını önemli bir başarı olarak görüyorum. Onlara teşekkür ediyorum. Gerek hava, gerek saha, gerekse bulunduğumuz konum itibariyle, sakin, sessiz bir şekilde işimize gayet yardımcı olan bir ortam var. Bir bakıyorsunuz hafif bir güneş var, akşam bakıyorsunuz yağmur yağıyor. Tam bunlar da hep antrenman saatine denk gelince oyuncularımız bundan yararlandılar. Bu koşullardan memnunlar. Onlar memnun olunca biz de memnun oluyoruz. Kamp dediğimizde sadece kampın fiziki bölümü bu anlattıklarım. Ama biz kamptan birçok şey bekliyoruz. Bunlardan biri fizik yapımızı geliştirmek. Fakat biz yeni geldiğimiz için, yeni gelen oyuncular olduğu için bir tanışma olarak algılıyoruz bu 10 günü. Hem bireysel, hem de takım olarak oyuncularla tek tek ilgilenebilmek, oyuncuların gerek antrenmanlarda, gerekse boş zamanlarımızda ve oynadığımız iki tane hazırlık maçında kendilerini ifade etme imkanı bulmaları da bu kampın hedeflerindendi. Bir diğeri de oyun felsefemizi ve kendi düşüncelerimizi, kendi karakterimizi de oyuncularla paylaşmak. Sonuç itibariyle bir noktaya hep beraber odaklanmış bir ekip düşünün. Bunun etrafında çeşitli unsurlar var. Bu saydığım unsurları daha da genişletebiliriz. Sonuca ve hedefe odaklı bir ekip. Her şeyi paylaşmaya çalışan bir ekip olarak algılayabiliriz.
Kampın başında oyuncularla özel bir toplantı yaptınız. Fatih Terim’in felsefesini, prensiplerini, çalışma anlayışını karşılıklı konuştuğunuz bir toplantıydı. Bu toplantıdan bizimle paylaşabileceğiniz neler var?
Galatasaraylılar’la paylaşmakta bir sakınca yok. Orada oyuncularıma ben kendimi tanıttım. Ekibimi tanıttım. Biz ne isteriz? Neden buradayız? CV’mizde Galatasaraylılık’tan gelme bir mazimiz olduğunu, buraya tüm Galatasaraylılar’la birlikte taşın altına elimizi sokmaya geldiğimizi, çalışma şeklimizin nasıl olacağını, iletişimimizin, ilişkimizin nasıl olacağını, düzgünlük ve dürüstlük üzerine kurulmuş bir iletişim ve davranış silsilesi sergilememiz gerektiğini, antrenmanlarımızın nasıl geçeceğini, oyun felsefemizi, ne istediğimizi oyuncularla paylaştık. Çok da uzun toplantıları sevmem ben. Kısa ama anlaşılabilir, her problemlerinde bizi burada bulabileceklerini, özellikle zedelenmiş gözüken arkadaşlığın, dostluğun ve birlikteliğin başarıda çok önemli rol oynayacağını ifade eden bir konuşmaydı. Futbolcuların zeki ve önemli insanlar olduğunu, bunları çok rahat anlayabilecek kapasitede olduklarını içeren bir toplantıydı. Yaklaşık 15 dakika sürdü. Bu çerçevede bir toplantıydı.
Galatasaray hem futbolcu hem de teknik direktör olarak uzun süre görev yaptınız. Birçok kamp dönemi yaşadınız. Bu kampa geri dönüp baktığınızda, geçmişteki kamplarla kıyaslarsak ne gibi farklılıklar görüyorsunuz? Ne gibi değişimler yaşandı?
Değişiklik diyince aklıma çok güzel bir söz geliyor. Değişim ne zaman gereklidir? Gerekli olmadan önce diye çok güzel bir deyim var. Gerekli olmadan önce değişimi sağlamayı planlıyoruz. Her kampın kendine ait özellikleri var. Her dönemin de kendine ait özellikleri var. Burada ortak tek nokta var. Değişen bir sürü şey olabilir. Yer değişebilir, oyuncular değişebilir. Ama birtakım şeyler değişmez. Ancak zaman, zemin, ortam, şartlar değişebilir. Açıkçası çok hoş bir ortamda gelmediğimiz çok açık. Oyuncularımızın hepsinin hazır olduğu, takımımızın hazır olduğu bir ortam olmadığı bir gerçek. Bunlar farklı olabilir ama bunun da dışında bence en önemli fark Galatasaraylılığın istekleri değişti. Başarıdaki çeşitliliği söylemeye çalışıyorum. Yoksa başarı isteği hiç değişmedi. Galatasaraylı hep başarı ister. Burada onların hedefleri içinde şampiyonluk her zaman öncelikli ama önümüzdeki yıllar için Avrupa şu anda sanki daha öncelikli gibi gözüküyor. Burada başka bir önemli nokta var. O kadar önemli başarılara imza atıldı ve Galatasaraylılar o kadar önemli başarılar gördü ki, ufak şeylerle de mutlu olmuyorlar. Biz bunları yaptıysak daha ileriye niye götüremeyelim şeklinde. Bunda da haklı olabilirler. O zaman şöyle bir görevleri var. Her zamankinden daha fazla. Onlara çok ihtiyaç duyuyoruz. Galatasaray’daki bütün elementler, unsurlar ellerini taşın altına sokmalıdır. Birbirleriyle birleşmelidir ki bu başarılara hep beraber imza atalım. Onun dışında değişen istekler, bugün yeni bir stadımız var. Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena’da da Ali Sami Yen Stadı’nda olduğu gibi başarılar istiyoruz. Onun özlemi içindeyiz. Onun dışında bende bir değişiklik yok. Bendeki değişiklik dönüşüme veya güne ayak uydurmaktır. Oyuncularımızdaki değişiklik doğal olarak birileri gidip, birileri gelecektir. Ama sonuçta Galatasaray olduğu yerdedir. Galatasaray bulunduğu yerdedir. İstekleri de ortada. Birkaç ufak değişiklikle aynı duruyor.
İmza töreninde ilk açıklamalarınızdan biri eksikleri görüp, süratle üzerine gideceğiz olmuştu. Şu ana kadar takımla ilgili gözlemleriniz nedir?
Eğer değişimlerden bir şey unuttuysak şimdi hatırlatıyorum. Belki çok sık basın toplantısı yapan biri değilim. Çok sık da konuşan biri değilim ama zaman zaman özellikle Galatasaray TV, Galatasaray Dergisi, Galatasaray.org, Galatasaray’ın Twitter ve Facebook’u ve Galatasaray’ın her türlü iletişim ağından Galatasaraylılarla eskiden olduğu gibi değil, bu son basın toplantısında olduğu gibi birtakım şeyleri paylaşmakta yarar var. Muhakkak ki benim hedeflerim Galatasaraylılar’ın da hedefleri. Bir hedefim, bir amacım ortak bir paylaşımımız olmasa zaten burada olmazdım. Ancak açıkçası eksiklerimiz var. Bazı Galatasaraylılarla oturduğum zaman “Hocam düşündüğünden daha kötü durumdayız” dediklerinde ben açıkçası bu kadar düşünmüyordum. Ama oyuncularımızın çok önemli bir güven sorunu var. Onu aşmaya çalışıyoruz. Eksiklerin içinde “Şu kadroyla devam ediyoruz” bunların içinde en kolayı. O kadar fazla yıpranmışlar ki bunu düzeltmek çok kolay olmayacak. Düzelteceğiz. Yavaş yavaş da hallediyoruz. Ama zaman alacak. Bunu taraftarlarımız böyle bilmelidir. Doğru olarak, haklarıdır da. İhtiyacımız var çünkü onlara. Bu durumu hallederken onlara çok ihtiyacımız var. Takımımızın mutlaka transfer yapması gerekecek. Başkanımız da, yönetimimiz de bunlarla ilgili gerekli çalışmaları yapıyor. Değişime birtakım şeylerin dahil olması gerekiyor. Bazı arkadaşlarımızla yollarımızı ayırabiliriz. Bu işin doğasında var. Dönüştü başkanımız ve yönetimimizle bunu paylaşacağım. İkinci kampa biraz daha az sayıda gideceğiz. Ümit ediyorum en kısa zamanda transferler de aramıza katılır. Olması da gerektiğini devamlı ifade ediyorum. Bunun dışında sakatlıklar çok büyük bir problem olmuş maalesef. Bazen sekiz kişi, bazen on kişi hep problem olmuş. Onun için bu konuda çok hassas davranıyoruz.
Bu bir korku yaratmış mı? Sakatlanacağım korkusu…
Genelde adale sakatlıklarından söz ediyoruz. İstanbul çalışmaları olsun, burada olsun şu ana kadar herhangi bir sıkıntı yaşamadık. Bunun özel bir nedeni var mı? Özel bir tedbir alındı mı? Bunu taraftarlar da çok merak ediyor. Bu adeta Galatasaray’ın bir kabusu gibiydi. Ama darbeye bağlı sakatlıklar farklı tabii ki…
Özel bir tedbir alıyoruz. Darbeye bağlı sakatlıkları önleyemezsiniz. Ama benim bu saydıklarım içinde önceliklerden bir tanesi de sakatlık. Her mevkide birbirini aratmayacak iki kaliteli oyuncumuz varsa sorun yok. Orada bile sorun vardır ama en kötü öyle dersiniz. Öyle bir durumumuz yok. Öyle bir durumunuz yoksa da bu sizi üzer ve kaybettirir. Biz bu konuda hassas davranıyoruz. Başta sağlık ekibimiz olmak üzere hepimiz çok dikkatli davranmaya çalışıyoruz. Sakatlığın sadece bir sebebi yoktur. Sadece oyuncuya bağlayamazsınız. Sağlık heyetine de bağlayamazsınız. Bana da bağlayamazsınız. Bu üç ayaklı işte birimizden birinde hata vardır. Zincirin kopmaması lazım. Biz burada teknik heyet olarak, fizik antrenmanı yaptıranlar olarak özellikle sağlık heyetimizle bir ilişki içindeyiz. Geçen sene görev yapan bütün arkadaşlarımla da konuştum. Hepsine buradan bir teşekkür edeyim. Teknik adam ve sağlık heyeti olarak kim varsa buradan hepsine teşekkür ediyorum. Ben hepsinin yazılı raporlarını aldım. Hepsiyle konuştum. Hangi konulardan muzdarip olduklarını da biliyorum. Çok ağır idmanlar da zaman zaman yapıyoruz. Henüz bir sakatlığımız yok. Bugün istesek Arda çıkabilirdi. Yumuşak dokuya aldığı bir darbe vardı. Ona sadece yürümesini söyledik. Fazla bir risk taşımayalım dedik. Onun dışında maç da oynamamıza rağmen hiçbir şeyimiz yok. Bu çok önemli. Dediğim gibi bu üç unsur beraber çalışmak zorundayız. O yüzden gece gündüz hem sağlık heyetimiz, hem futbolcular hem de teknik adamlar bu ilişkiyi kuruyoruz. Buna çok dikkat ediyoruz. Olmayacak diye bir şey yok. Futbol çok ağır bir spor. Dolayısıyla her an her şey olabilir. Geçen sene baktığımızda Arda’nın geçen sene 10 maç oynadığını görüyoruz. Baros’un çok faydalı olmadığını görüyoruz. Bu etkili oyuncular dışarıda kalırsa o zaman işimiz zorlaşır. Verdiğimiz emekler boşa gider. Kulüpte bu ne kadar fazla olursa, sizin zararınız da o kadar fazla olur. O yüzden buna dikkat ediyoruz.
Buradaki koordinasyon, bilimsel anlamdaki yaklaşım, yeni bir Amerikalı kondisyoner de katıldı aranıza. Adam Rotchstein. Onun yaptırdığı özel idmanlar da var. Onların da bu adale yapılarına katkısı var. Zaten Adam Rotchstein bunu da söyledi. Burada kazanırsa sahada da kazanırız diye.
Adam Rotchstein çizdiğimiz stratejinin bir parçası. Başka fizikçilerimiz de var. Seçtiğimiz ekibimizdeki arkadaşlarımızdan bir tanesi. Onun da görevi fizikle ilgili katkıda bulunmak. O yüzden diğer arkadaşlarımızla beraber çok güzel bir program yaptılar. Fizik ve taktik antrenmanları bence şu anda güzel gidiyor. Umarım nazar değmeden de böyle gideriz.
Yeni transferler Elmander, Ujfalusi, Selçuk, Ceyhun ve Okan Derici. Kampın ilk etabında bu oyuncuları nasıl değerlendirirsiniz?
Bu bir tanışma, dayanışma, paylaşma kampı. Elmander’in İsveç milli takımıyla maçı vardı. Ona göre izin verdik kendisine. Ujfalusi üç gün geç gelmişti. Ona da üç gün izin verdik. Sonunda hepsini bir yerde buluşturduk. Okan bizim ilerde daha çok şeyler beklediğimiz, scoutumuzun izlediği oyuncularımızdan bir tanesi. Bu tip örnekleri çoğaltmayı düşünüyorum. Almanya ve Türkiye’deki gençlerimizden. Bu saatten sonra çok daha önemli örnekler çıkaracak olan altyapımızdan da. Bunları bekliyorum. Selçuk ve Ceyhun benim milli takımdan tanıdığım oyuncular. Selçuk kendini her dakika, her gün geliştiren, herkesin çok istediği ancak bizi tercih eden bir oyuncumuz. Galatasaray ondan uzun yıllar faydalanacak diye düşünüyorum. Çok önemli bir oyuncu. Ceyhun da transfer döneminde Galatasaray’ı tercih edenlerden. Onun da ben özel antrenmanlardan sonra çok daha verimli işler yapacağını düşünüyorum. Unteraching maçında da ona bir jest yaptık. Önceden formasını giydiği takıma karşı takım kaptanı olarak sahaya çıktı. Takım böyle bir şey düşünmüştü. Gerçekten hoş bir şeydi. Geçen gün de Gökhan Zan hocam benden daha fazla olan birine verelim dedi. Ben de Anıl’a verdim. Genç takımdan yetişmiş olduğu için. Dolayısıyla takımda yavaş yavaş istediğimiz şeyler kıpırdanmaya başladı. Açıkçası paylaşım ve arkadaşlık başarıdaki en önemli faktörlerden birkaçı. Bunlar olmazsa ekip olmaz. Bunlar olmazsa başarı çok zor gelir. Bir noktaya, bir hedefe odaklanmış, Bunun etrafında sıralanmış birbirine bağlı bir ekip olması lazım. Birbiri için yaşayan, birbiri için düşünen bir ekip olması lazım. Öbür türlüsü bizim başarımızı geciktirir veya gelmez. Daha açıkçası bizim 1996-2000 yılları arasında böyle bir Galatasaray ruhumuz vardı. Benim bütün derdim niyetim onu getirebilmek. O Galatasaray ruhunu getirmeye çalışan bir tavır sergilemeye çalışıyorum. Onu getirdiğimiz an sahanın içine sahanın dışından hazırlanır insanlar. Herkesin birbiri için düşünmesi, yaşaması ve fedakarlık yapması gereken bir ortamdır takım. Şu anda yardımcılarımız Hasan Şaş, Ümit Davala ve Claudio Taffarel takımla şunu paylaşıyor zaman zaman. Hasan yedek kaldı, Hasan’ın önünde Hakan Şükür, Arif Erdem, Adrian Ilie ve Gheorghe Hagi vardı. Onlar çıktığında Hasan girerdi. Hasan diyor ki biz bu durumlarda da niye oynuyorum ya da niye oynamıyorum diye alınmazdık. Böyle bir takım istiyoruz. Ümit Davala futbolculara başka bir yönden yaklaşıyor. Taffarel, ben buraya gelir gelmez bana müthiş bir yakınlık gösterdiler, hiçbir yabancılık çekmedim, en iyi arkadaşlarım burada oldu, ben ve ailem burada çok mutlu olduk diyor. O aileyi biraz genişletirsek bu Galatasaray ailesidir. Galatasaray ailesi eğer her türlü sevgiyi, başarıyı, başarısızlığı paylaşırsa zaten sorun yok. Ben de o ruhu taşıyan bir takım yapmaya çalışıyorum. Umarım bunu başarırız. Çünkü işin temeli burada yatıyor.
Yapılan maçlar var yapılacak maçlar var onlar da çok konuşuluyor. Önce iki mücadeleyi tabi ki bir ölçü değil ama bir takım gözlemleriniz olmuştur. Onları merak ediyoruz.Bir de ardından gelecek önemli hazırlık maçları var, Twente, Inter, Liverpool, Real Madrid hatta bugün medyada da gördük Terim vizyonunu ortaya koydu diye , taraftar da çok memnun bizle fikirlerinizi paylaşabilir misiniz?
Biraz daha erken gelebilseydik Amsterdam turnuvasını da oynayabilirdik en önemlisi Bayern Münih turnuvasını oynayacaktık. Genel olarak düşüncemiz yapımız anlayışımızın bu durumda olduğunu herkes rahatlıkla bilir zaten, bilmelidir de.Vizyonumuzun içerisinde böyle karşılaşmalar var açıkçası. Şimdi biz Avrupa da oynayamıyoruz.Bu sene bol bol maç yapma niyetindeyim ben. Açıkçası inşallah Çarşamba Pazar oynamaya da iyi bir antrenman olur inşallah. Diğeri de kendimizi aldatmadan hakikaten tartıya kantara çıkacağımız maçlardan bir kaçı bunlar. Yani kendimizi eleştirebileceğimiz kendimizi görebileceğimiz doğru yaptığımız yanlış yaptığımız şeyler açıkçası bu maçlarda belli olacak. Bir diğeri de Galatasaray ismi bu maçlara daha çok yakışacaktır. Bu çok önemlidir. Bu yüzden gerek aşağıdaki arkadaşlarımızla gerek pazarlamadaki arkadaşlarımızla konuştuğumuzda bu maçların hiç itirazsız olmasında yarar gördük.Real Madrid’in de önce Beşiktaş’a teklif ettiğini söyleyelim. Guti’nin veda maçı için ama sonradan onların da Avrupa maçı olunca bizim Şükrü Bey’i arayarak böyle bir şey teklif ettiler. Çok da hoş oldu bence de orada oynamak güzel bir şey. Bu tip maçları sık yapabiliriz, alışmalıyız da. Çünkü hatırlarsanız ben UEFA Şampiyonluğu’na giderken hiçbir maçın tehir olmasını istememiştim. 48 saatte lig maçı yaptığımız olmuştu. Nitekim hep söylediğim şey de şuydu. Çarşamba Pazar varsak demek ki başarılı yolda ilerliyoruz diye.Hatta Ocak’tan sonra varsak başarıdır diye.İnşallah yine aynısı olur durum da bizim istediğimiz gibi olur.
İki doksan dakikada, oynadığınız maçlarda erken de onu merak ediyor taraftar?
Ben açıkçası bu maçlar da herkesi görmek istedim. Sevgili Galatasaraylılar şunu bilsin ki benim bir fikrim var. Ben bir futbol adamıyım, Galatasaraylıyım seyrediyorum izliyorum da bilgi de alıyorum. Bu on günlük kamp gerek kampın içerisinde gerek antrenmanlarda gerek maçlarda kaç dakika görev alırsa alsın herkes ama bir on günlük çalışma var. Buradaki hal ve gidişler, oradaki performans, antrenmanlardaki istek ve performans bizim için çok önemliydi. Çünkü yarın öbür gün dediğim gibi Galatasaray takımında bir takım değişiklikler olacak. Futbolun doğasında profesyonelliğin içerisinde olan bir takım değişiklikler olacak. Bu yerli ya da yabancı hiç fark etmez. Çünkü biz kelimeyi yerli ve yabancı olarak kullanmıyoruz zaten. Takımın içerisinden bazı arkadaşlara teşekkür edeceğiz, onların önünü açacağız. O yüzden bu on gün çok önemli. Gelelim Türkiyemspor ve Unteraching maçına açıkçası çok istediğimiz düzeyde olmadı ama dünkü maçtan alabileceğimiz güzel pasajlar vardı. Bugün programdan sonra toplantımız var. Analiz ve Metin’e rica ettik analizcimize takımla beraber çabuk olarak pozisyonların üzerinden geçeceğiz. Yaptıklarımızı ve yapamadıklarımızı göreceğiz. Daha istediklerimizi yapmamıza çok var. Bazen sezon başı insanın beyni yapmak ister de vücudu gitmez. O yüzden akılda kalmalarına özen göstererek arkadaşlarımızla beraber izleyeceğiz. Onlara iyi yaptıkları şeyleri daha fazla söyleyerek, kötü yaptıkları şeyleri daha az söyleyerek bu güzel toplantıyı geçireceğiz. Çünkü bunlara ihtiyacımız var. Kendimizi eleştirmeye ihtiyacımız var,kendimizde gerçeği görmeye ihtiyacımız var. Onlar da bizden hep bu doğru alışverişi görecekler. Çok memnun olmadığım açık. Ben, herkes de bilir ki beklenmese bile, fizik olarak çift idman yapıyoruz maç günleri bile ağır idmanlar yapıyoruz. Buna rağmen tam takımı koymasam da takımın yarısını değiştirsem de benim beklentilerim özellikle herkesin yeni gelen ekibe, birçok futbolcu benim talebem ama birçoğu içinde yeni gelen bir ekibiz, kendini göstermesini beklerim. Ben ne söz verdim, dedim ki Galatasaraylılara helal olsun yenildiler ama dik duruşlarına helal olsun diyecekleri bir takım. Özellikle gençlerden ben bunu çok bekliyorum. Çünkü bu sefer şundan vazgeçeceğiz, bu çok iyi bir çocuk, çok da yetenekli. Evet güzel, e nerede? Verdiği bir şey yok.O zaman yollarımız ayrılabilir.O yüzden herkes daha çok efor sarf edecek daha çok kendini gösterecek. Bu forma kolay alınmaz.Aldığı zaman da kolay bırakmaması lazım. Herkese eşit mesafede olduğumuza göre bunu bekliyorum açıkçası. Bunların çoğunu göremedim net. Tabii ki bu maçlar onun için alınıyor.Yapamadıklarımız da bizim için bir cevaptır. Bize şu yerleşmişti, bunun tekrar yerleşmesi lazım. Burası Galatasaray takımı burada şanslar kaç dakika gelir ne zaman gelir belli olmaz. Eğer bu şansı kaçırırsanız bu tren bu ara istasyonda durmaz. Büyük kulüplerde böyledir bu işler. O zaman herkes buna göre. Bu Milan‘da da böyledir, Manchester‘da da böyledir. Burada verilen şansı kullanacaksınız. Şimdi son yıllarda herkesin inanılmaz ilgisi var gençlere futbolculara inanılmaz bir sevgisi var. Ekonomisi müthiş helali hoş olsun daha da fazla kazandırmak için biz buradayız. Ama o zaman bir şeyleri kanıksamayacağız. Bir şeyleri sabah dokuzda ben gelirim akşam beşte giderim zihniyetiyle devam ettiremeyiz. Ve ya en azından biz buna müsaade etmemek için buradayız.Ben bunları açık ve net söyledim. Söylemeye de devam edeceğim. Galatasaray‘ı da buna hazır olsun. Çok sevdiği bir futbolcu da olabilir. Bir örnek vereceğim Van Gobbel vardı bizde biliyorsunuz seyircinin çok sevdiği bir futbolcuydu. İyi de bir futbolcuydu ama o aralar problemleri vardı. Bizim de verme durumumuz oldu yönetimimiz de akşam toplandı. Biz Paris St. Germain maçından önce verdik Bir riskti. Ama bilsinler ki sevgili Galatasaraylılar bir çok sebep bir araya gelmiştir. Çünkü zaten bizim burada olma sebebimiz de bu. Arkadaşlarımız bir tuğla koyandan Allah razı olsun. Bizden öncekiler gerekeni yapmıştır. Biz de onlardan devraldığımız bu emanetin daha iyi olması için uğraşacağız. Artı arkadaşlarımızla biz temasa geçtik. Hepsinin biz yazılı ve sözlü bizde geçmişle ilgili bilgileri var. Oradan da hareketle,bizim de tecrübemizle çok açık ve net olarak söylüyoruz. Galatasaray takımı şu gelirse bu gideri beklemeyecek. Eksik de kalsa doğrularla eksik kalacaktır.
Arda Turan’dan bahsedelim. Galatasaray’ın sözleşmeli futbolcusu kalbi gönlü bu renklerle ama bir Avrupa tutkusu da var içinde. Orada oynamak da istiyor. Ama önceki akşam programda şunu da açık ve net söyledi. Ben hakikaten gitmeyi düşünüyordum ama Fatih Terim gelince bunu rafa kaldırdım dedi. Şimdi Arda sizi seviyor siz Arda’yı seviyorsunuz. İkiniz de Galatasaray’ı seviyorsunuz bu konuda neler söylemek istersiniz?
Bir defa Arda’ya büyüğü olmama rağmen bir teşekkür borçluyum. Böyle bir yaklaşımda bulunduğu için. Şimdi takımların sembolleri vardır. Büyük camialar bu sembolleriyle ayakta durur. Her sene Metin ağabeyin mezarına gidiliyor. Yeri geldiği zaman Allah uzun ömürler versin Turgay ağabeyden bahsediliyor. Biz Can Demir ağabeyleri gördüğümüzde buradan ayağa kalkıyoruz. İşte Ali Sami Yen Bey‘den bahsediliyor, Ulvi Yenal’dan bahsediliyor. Camianın bu isimleri camiayı ayakta tutar. Ben Arda’nın bu yolda olmasını istediğim için bir, ikincisi Arda bizim ocağımızdan yetişmiş bir çocuk. Kırılmış olabilir. Bana anlattı. İmzalamadan, Ali Dürüst Bey ile el sıkıştıktan sonra ben Arda’yı çağırdım, evimde oturdum Arda‘yla konuştuk, tabii bu ikimizin arasında. Oradan sonra da açıkçası hiçbir endişem olmadı. Arda o gün de bana gideceğini söyledi ama benim hiçbir endişem olmadı nedense. Ben hep şunu düşündüm Galatasaray kendi değerlerini gerektiği zaman en doğru anda en doğru zamanda en doğru şekilde istedikleri yerlere gönderir. Ama şu an Arda için Galatasaray da, onun da elini taşın altına sokma zamanıdır. Nasıl Galatasaraylıların büyük ağabeyleri bize telefon açıp biz de koşa koşa bu duruma müdahale etmek için hiç aklımız da yokken geliyorsak bir Galatasaraylı olarak, ben şimdi şunu rahatlıkla konuşabilirim şu anda bir teknik direktör, teknik patron Fatih Terim değil bir Galatasaraylı olarak bir futbolcu, bir Galatasaray eski takım kaptanı kongre üyesi ve yakında neredeyse divan üyeliğini kazanacak bir Galatasaraylı olarak beni de geçmesini isterim Arda’nın. Böyle bakıldığı zaman olaya Arda‘nın bu takımda kalması ve ben ne dedim son bitirirken ilk basın toplantısını. Asıl olan Galatasaraylılık. Asıl olan Galatasaraylılıksa Arda bu taşın altına elini sokmasıydı önemli olan ki soktu da. Bu da yetmez . Sakatlıklardan arınacak, çıkıp oynayacak hem de Arda gibi oynayacak. O zaman zaten Galatasaray’ın önünde çok az kimse durabilir. Ben Arda‘nın bunları yapabilecek kapasitede olduğunu söylüyorum. Takım kaptanları Galatasaray‘da çok önemlidir. Bende aşağı yukarı bu yaşlarda ve ya daha ufak yaşlarda takım kaptanı oldum. Ama baktığınız zaman bazı büyük ağabeylerim bana hoca demezler hala kaptan derler. Dolayısıyla Arda’nın bunları da geçeceğine inanıyorum. Bu yüzden hakikaten temiz duyguları olan çok zeki ve çok yetenekli bir futbolcu. Ama çok çabuk sahalara dönmesi lazım ondan sonra en büyük kulüpler zaten bize soracaktır. Biz de o zaman doğruyu söylemekle mükellefiz. Ben de başkanım da yöneticilerim de. Bana bu soru beş altı defa soruldu. Basından değil kendi yönetimimize de hocam çok soruyorlar diye. Hiçbir dakika tereddüt etmeden ben hayır dedim. Burada haklarını da inkar etmemek lazım. Başkanımız ve yönetimimiz de aynı fikirdeyiz diye devam ettik. Şimdi böyle bir ortamda bizim Arda’ya ihtiyacımız var. Arda’nın Galatasaray’a ihtiyacı var, Galatasaray’ın da Arda’ya ihtiyacı var. Burada biz Arda’nın yanındayız. Arda takım kaptanımızdır ve takım kaptanı olarak kalacaktır. Ama bu sefer biz de yanında olacağız, arkasında olacağız, Arda’ya kolay kolay ulaştırmayacağız bazı şeyleri. Sadece Arda’nın görevi futbol oynamak olacak ve bu görevi verdiğimize göre takımın içerisinde o liderliği yapmak olacak. Öbür tarafları biz hallederiz. Onun hayıflanması gereken şey sadece çıkmadığı zamanlar olmalı sahaya. Onun dışında tabii ki genç çocuktur, hatalar da yapacak, gezecek de, kız arkadaşı da olacak. Bunların hiçbirisi sorun değil. Sahada oynadıktan sonra ki Arda oynayacaktır ben bundan eminim. Çünkü Galatasaray’a çok daha şeyler vermelidir. Daha da büyümelidir. Bizi geçen o tarihe yazılan kaptanlar arasına kendisini koymalıdır. Ondan sonra nereyi istiyor. İsteyenler bize sorarlar merak etmeyin siz zaten nasıl olsa biz de doğru referans oluruz. Arda konusu diye bir şey yok Galatasaray‘da yani. Bitmiştir. Ben alacaklarım derken burada Arda’ya bir mesaj yollamadım ben. Arda’nın yeteneklerini bilen biri olarak onun oynadığı zaman neler yapabileceğini bilen bir hoca olarak, bilen bir insan olarak, o yapmadığı günlerin hesabından alacağımız var dedik.Yoksa Arda’dan bizim alacağımız yok
Değerine değer katmak için söylediniz…
Ben oyuncularımı genellikle oyun içerisinde onore ederim. Kendi başına teke tek belki değişik konuşabilirim ama orada öyle.
Bir taraftar "İmparatorun altyapıdan en beğendiği oyuncular kimler? Kadroya almayı düşünüyor mu? Kanat transferi istiyor mu özellikle Volkan Şen? Fatih Terim Galatasaray ruhunu geri getireceğine inanıyor mu?" şeklinde soruyor.
Ben onu daha önceden söyledim getirmeye çalışıyorum. Kanat transferi derken Sabri’yi başka yerde kullanacağım bir durum ortaya çıkarsa evet. Kanattan kasıt geri mi ileri mi? İleri de çok oyuncu var. Herhalde geridir. Alt yapımızdan beğendiğimiz oyuncuya gelince yani Anıl yani Semih yani Serdar altyapımızdan olanlar kaleci Eray hatta gideceğiz Emirhan gelecek bizimle. Bunlar herkes biliyor zaten. Bilinmeyenin peşindeyiz biz.Çok yakın zamanda bizim takımımız içinde birilerini görebilirler.Müfit Hoca’dan hafif bir sinyal alır gibi oldum.Oradan bir takım fidanların yeşermesi gerek.Galatasaray’ın can damarı orasıdır. Bu zaten bugün için söylenmiş klişe bir söz değildir. Bu hepimizin bildiği ve yapması gereken önemli bir olgudur. Bakınız, Galatasaray UEFA şampiyonu olduğu zaman 7-8 tane oyuncusu kendi öz kaynaklarından gelmişti. Barcelona dünyayı yeniyor. 10 kişiye yakını altyapıdan gelme, dolayısıyla bunu kullanmalıyız. Bizim altyapımız, Müfit Hoca’yı da özellikle getirmemin sebebi bir elimin orada olacağı hem de en güvendiğim adamlardan birinin tecrübesiyle orada olmasını istemem. Aynı şekilde milli takıma aldığımız Fatih İbradı. Onu da özellikle oraya aldık ki ben oradayım, Tugay orada, Hasan orada. Dışarıdan bütün arkadaşlarımız oraya gelecek. Hakan Şükür, Hakan Ünsal, Bülent, Suat aklınıza kim gelirse hepsi oraya gelecek. Biz orada Florya’yı herkesin gelip geçerken dahi uğradığı beraber üzülüp, beraber sevinilen bir yer yapmaya çalışıyoruz. Burada da en önemli hedeflerimizden biri altyapımız.
Bu arada Florya derken, anahtar meselesine de açıklık getirilmiş oldu. "Şu anda yapılan transferleri yeterli buluyor musunuz? Aslanlar 4-4-2 şablonunda mı oynayacak?" sorularını yöneltmiş bir taraftar.
Şu andaki transferleri yeterli bulmuyorum. Çünkü yeterli bulmuyoruz ki hep beraber transfer için uğraşıyoruz. Hatta Galatasaraylıların aklında olmayan şekilde transfere devam edeceğimizi de buradan söyleyeyim. Bir değişim olacaksa hakikaten olmalı. Bugünde olabilir, yarın da olabilir. Önümüzde ki haftada olabilir. Bunların sayısını şimdi çok net koyamıyorum. Ama transfer istediğimiz bir gerçek. Sistemde felsefe çok önemlidir. Bunlara çok fazla takılmasınlar. Çünkü rakamlar 10 metrelik yer değişimleriyle bile değişirler. Biraz daha açayım. Bu başka yerlere de zaman içinde mesaj olabilir. İyi bir şut atamadınız. Sistem bunu onarır mı? Onarmaz. Sistemler fiziği düzeltmez. Sistemler tekniği de düzeltmez. Sistemler muhakkak vardır. Ama numaralar oyun felsefesini belirlemez. Bizde geçerli olan oyun felsefesidir. Mümkün mertebe benim bunu kurmamın sebebi daha fazla hücum oyuncusuyla oynamak, daha fazla gol pozisyonuna girmek. Ama bu oyun içerisinde değişmeyeceğimiz anlamına gelmez. Dediğim gibi sistemler fiziği yükseltmez tekniği geliştirmez. Bunu da dipnot olarak söyleyeyim.
3 aslan var. Aslan yolu, Aslantepe ve Aslan Yuvası Florya. Sizin için ne ifade ettiğini biz biliyoruz. Takım otobüsünün arkasından dualarla gidilen bir Florya…
Aslan Yuvası’na o kadar önem veriyoruz ki arda’nın yetişme yerlerinden bir tanesi altyapımızdayken top toplamak. Kendisi de hep anlatıyor ya o kadar her şeyi görüp beraber olmalarını ve oraya talip olmalarını o kadar çok düşünüyoruz ve istiyoruz ki sahanın etrafında kiler de bizim 8-10 12-14 yaştan altyapımızdan olsun istiyoruz. Büyük ağabeylerine çok yakın olsunlar ve özensinler diye. Zamanında Barnabeu stadında başkanına demişler ki bu stadın en güzel yerinde bir sürü çocuk oturuyor. İyi ya demiş onlar daha yakın olsun ki onlar da ağabeyleri gibi olsun. O yüzden burada hareketle bizde felsefemizi böyle koymuştuk. O yüzden aslan yuvası hakikaten yuva. Oradan her şeyden evvel insan çıkmalı. Düzgün adam, doğru insan çıkmalı. Herkes yıldız olmayabilir, herkes büyük oyuncu olmayabilir. Türkiye’nin çeşitli yerlerine dağılırlar. Ama önce bir aileye iyi bir insan kazandırmış oluruz. Bir genci kazandırabilirsek mutlu oluruz ki orada ki değişimler başladı. Aslan yolu içinde dedim ki bu sefer ki yolumuzda aslan yolu olsun.
O yolu biraz açar mısınız? Nasıl bir yol bu? Nereye kadar uzanır? Engelleri, zorlukları rampalar nasıl düze çıkar?
Aslan yolu yönetimimizin başlattığı, mali kongrenin de önünü açtığı ancak mümkünse kendi kurumuyla beraber kendi içinde dönebilen finansal olarak bir yolda ilerlerken bu arada da kendi öz kaynaklarından her sene bir tane bile olsa verebilen ve de ekonomik bağımsızlığını, rahatlığını istikrarla bezemiş bir yol. İstikrardan kastım istihdam istikrarı olabilir. Kişiler olarak, yönetimlerin uzun vadeli teknik adamların oyuncuların çalışanların profesyonel bu olabilir. İstikrardan kastım başarı istikrarı olabilir. İstikrardan kastım ekonomik yapıdaki dengeli gidişat olabilir. Kurumsallıktaki istikrar olabilir. Aslan yolunda bir dünya kulübü olma isteği hep vardı. O zaman bu dünya kulübünü hep beraber inşallah bu aslan yolunda inşa ederiz gibi. Zaten bu iş olursa bunun da ismi aslan yolu olmalı diye böyle bir ifade şekli kullandım.
Aslantepe’yi hepimiz biliyoruz. Siz imza törenine geldiniz, gezdiniz. Daha öncede maçları izlediniz. Orada hakikaten farklı bir atmosfer olacak. Soyunma odalarını da gezdiniz. Burada da büyük zaferlere imza atılır dediniz. Neler söylersiniz Aslantepe için?
Taraftarlarımız ve Galatasaraylılara her seneden fazla iş düşüyor. Onların sevgisine,ilgisine desteğine her zamankinden çok ihtiyacımız var. Çok açık ve net. Onlarla paylaşılan şeyler güzel. Bize toleranslı davranmaya ihtiyacımız olduğu bir dönem. Bunu rica ediyorum. Hakan Ünsal bana enteresan bir laf etti. Toplantıda. Dedi ki hocam tamam herkes kötü cenaze tanımlaması da yapıyor ama cenazeyi yüz metre alttan çıkaracaksın ona göre diye. Görüşlerinden bir kısmına katılıyorum. Çok doğru şeyler söylemiş. Ümit ediyorum ki en kısa sürede halledebiliriz. Ama düşünün ki ben onlara 40 senedir böyle bir şey söylemedim. Bize toleranslarını sevgilerini ilgilerini hiç eksik etmeyecekler. Onlardan rica ediyorum. İhtiyacımız var bunlara. Galatasaray’ ı kendi içerisinde tüm unsurlarıyla birlikte olmalıdır. Muhalefetiyle, iktidarıyla, büyüğüyle, küçüğüyle, alaylısıyla, liselisiyle,taraftarıyla,her şeyiyle tüm unsurlarıyla herkes elini taşın altına sokmalıdır. O yüzden onların bu sıcak ilgisi ve sevgisi olursa biz mesafeyi daraltabiliriz. Eğer onlar bunu esirgerlerse zamanımız uzar, ara açılır. Bu sevgi bu ilgi alaka bizi tamir eder. Ama özellikle Galatasaray’ın dünyadaki her Galatasaraylı’nın bu konsensusa ihtiyacı var. Ben bunu söylemeye kendimi yetkili hissediyorum şu an. Bu konuda hem büyüklerimden hem küçüklerimden bunu rica ediyorum. Tam zamanıdır herkesin elini taşın altına bu yükün altına koymanın zamanıdır. O zaman daha kolay hallederiz her şeyi. Takımızı daha net ortaya çıkar. Özellikle Arena’da bizi yalnız bırakmamaları gerekir. Biz bizi yalnız bırakmamaları için gerekeni yapmaya çalışıyoruz. Bundan hiç şüpheleri olmasın. Onlara dik durabilecekleri beğeneceklerini bir Galatasaray yaratmaya çalışacağız. Ama onlarsız olmaz. 4 sene üst üste şampiyon olurken Hasan var Ümit var ben varım Taffarel var. Şimdi baktığınız zaman bunları beraber yaşadık. Tarih devam ettiği sürece bunlarda söylenecek.
"Yeniden Avrupa şampiyonluğu yaşayacak mıyız" şeklinde bir soru var.
Hedefsiz hoca olmaz. Bizim hocamız hiç olmaz.
"18 kişilik kadro tam olarak ne zaman ortaya çıkar? Daha çok zamana ihtiyaç var mı" şeklinde bir soru var.
18’i mecbur 5-6-7 Ağustos‘ta açıklayacağız. Çünkü kampa gireceğiz. Ama 22 artı 3 kaleci ile sezona devam etme niyetindeyiz. Kafamızdakileri yapabilirsek açıkçası Türkiye’den de bazı oyuncular istiyoruz. Bizim oyuncularımıza da talip var. Ben bunu açayım biraz.
Sizin de basın toplantısında çok güzel bir lafınız var. Eldeki kuş daldaki kuştan iyidir diye. Ama dediğiniz gibi geniş 30 kişilik bir kadro katılımlar olacak. Gidenlerde olacak. Bu isimleri kafanızda belirlediniz mi?
Aşağı yukarı belirledim. Yönetimle paylaştıktan sonra kamuoyuna açıklayacağız. Kendileriyle de görüşeceğim ben. Onlara talip var. Bizimde talip olduklarımız var. Açıkçası Türkiye’de transfer yapmakta kolay değil. Türk oyuncusu istiyorsunuz. Bizden giderken çok paraya gitmiyor. Ama alırken arzular istekler yüksek seviyede. Yabancı da istiyoruz. Komitemizin yakın temasta oldukları var. Galatasaraylı taraftarlarımıza şunu söylemeye çalışıyorum. Gelene göre gitmeyecek kimse. Giden gidecek yani.
Mevkilere göre mi diyelim? Bazı mevkilerde aciliyet var demiştiniz.
Evet. Bazı mevkilerde aciliyet var. Yolunu açmak istediğimiz arkadaşlarımızla teşekkür edip ayrılacağız. Gelen arkadaşlarımıza hoş geldin diyeceğiz. Keşke hiç ayrılmasa insanlar ama oluyor tabii ki.
"Real Madrid ile yapılacak hazırlık maçında Mourinho ile dostluğunuzun faydası oldu mu" sorusunu yöneltmiş bir taraftar.
Her zaman olur. Dostlukların hiçbir zararı yok. Özellikle uluslar arası dostluklarda her zaman fayda vardır. Faydalar olur. Onun gibi önemli bir hocanın bize her zaman dostluğu olmuştur. Bizimde ona onunda bize bu güzel dostlukta faydamız olur.
Bir taraftar "Emre Çolak’ın daha fazla fizik kondisyon çalışması gerekiyor mu" diye soruyor.
Aynen katılıyorum. Sanki kampı görmüş gibi. Bizde özellikle Amerikalı ve Türk fizikçilerimize Emre’nin özel olarak hazırlanmasını bu sene için söyledik. Her futbolcunun eksiği tespit edilerek bireysel bir çalışma yapılıyor ve toplu çalışma yapılıyor. Hem taktik, hem teknik anlamda hem fizik anlamında. Dolayısıyla sadece Emre değil. Burada arda da var. Ben Arda’ya ilk günden beri şunu söylerim. Arda 3 defa bir maç 18 e gireceğine 13 defa girerse ki bu herkesin anlayacağı bir kavramdır. Futbolda basit bir oyundur zaten. Zorlaştıran ya benimdir ya oyunculardır. Dolayısıyla arda 13 defa girerse kaybetmeniz mümkün değil. Bununda olabilmesi için bu kadar yetenekli bu kadar zeki bir oyuncunun fiziğinin de iyi olması lazım. O güce sahip olabilmesi içinde iyi yaşayıp iyi yaşaması lazım.
"Bu sene Şampiyonlar Ligi görebilecek miyiz? Sivil hayatta Galatasaray’ı ne kadar düşünüyorsunuz? Gelmeden önce Galatasaray ile ilgili neler düşünüyordunuz? Şimdi neler düşünüyorsunuz? " sorularını yöneltmiş bir taraftar.
Galatasaray bizim hayatımızın bir parçası. Geçen günde söyledim. Biz başka bir takım görmedik. Galatasaray hayatımızın, ailemizin bir parçası. Dolayısıyla tabii ki maçları seyrediyordum. Şimdi gelip de içine girince olayları daha derinlemesine görme imkanımız oldu. Aşağı yukarı 1 Haziran‘dan beri de Florya’dayız.
"Sağ bek yedeğimiz olacak mı? Sabri ve Tomas’ın sakatlığında tüm defans kurgusu yeni baştan mı kurulacak?" diyor bir taraftarımız.
Galatasaray seyircisi zaten bizi tanıyor, takımını tanıyor. Ujfalusi hem stoper hem sağbek oynadığı için tecrübesini liderliğine ihtiyaç duyuyoruz. Dolayısıyla iki tarafta da olabilir. Sabri bizim değişik yerlerde kullanabileceğimiz bir oyuncu. Onun candan yürekten ve altyapıdan gelişini unutmadan sadece attığı ortalara fazla takılmadan oyuncularımıza yardımımızı esirgemeden hepsini kazanmalıyız. Herkesi kazanmaya ihtiyacımız var. Sabri de bu yüreklerden bir tanesi.
"Oyun formatımız ne olacak, Stancu takımda kalacak mı? İmparator kamp süresince en çok hangi mevkide sıkıntı çekiyor?" Sorularını yöneltmiş bir taraftar.
Açıkçası Stancu’yu görmek istedim. Onunla ilgili kararımı yakında açıklayacağım. Baros da çok maç oynamadı. Orayı da atlamayalım. Baros önemli bir oyuncu Galatasaraylılar için. Milan Baros çünkü formda, güçlü sakatlıktan uzak olduğu zaman Baros hem kendisini çok eskiden tanıyan önemli bir oyuncu olduğunu bilen bir hocayım ama oynamalı. Arda için söylediklerimin iki katını onun içinde söyleyebilirim. Yani geçen sene, evvelki sene nerdeyse yok. Bilmiyorum yanlış mı hatırlıyorum. Az var yani. Yok derken az var. Şimdi hadise nasıl gelişti bilmiyorum ama ben sakatlandım ben kendi fisyoterapistime gidiyorum, ben sakatlandım kendi doktoruma gidiyorum, böyle tuhaf bir durum olmayacak. Önemli oyuncular takımlarına katkıda bulunacak. Galatasaray gibi büyük takımlarda bu tip oyunculara nokta transfer deniyor değil mi? Oynaması bekleniyor. Oynadığı zaman maçın kaderini değiştiren oyuncular oynamadığı zaman normal bir takım haline dönersiniz. Bunlardan beş, altı tanesi oynamazsa Galatasaray’ın geçen sene uğradığı kader budur. O yüzden Baros’tan da bu sene açıkçası bir patlama bekliyorum. Çünkü 9-10 maç oynadı. Artık ayağı kırılanlar 2-3 ay sonra oynuyor. Onun için ihtiyacımız olduğu için istiyoruz. Biz Baros’a kızmıyoruz ki. Bize lazımsın imajı veriyoruz. Onu da çok hırslı görüyorum, çok iyi çalışıyor. Biz de üzerinde önemle duruyoruz. Yani bir atak oyuncusu arıyoruz açıkcası. Formatımız 4-4-2 olur, 4-1-4-1 olur, 4-4-3 olur ama felsefemizi yakında açıklayacağım hepsini ne istediğimizi oyuncularımıza açıkladık.
Taraftarlar "Bu sezon rakibe pres uygulayan bir Galatasaray mı izleyeceğiz? Selçuk İnan’ın yanına kaliteli bir oyuncu alınacak mı?" diye soruyor.
Orta sahaya ısrarla transfer istiyorum. Birinci önceliğim orta saha. Bunu da hep dile getiriyorum. Selçuk çok doğru bir transfer. Ceyhun orada her zaman en önemli alternatifimiz. Yekta’dan bu sene daha çok çalışmasını bekliyorum. Kendisiyle de konuştum. Orta sahaya daha yatkın gözüküyor. Ama bir, mümkünse iki orta saha istiyorum. Bir değil yani iki. Olabilirse. Yöneticilerimizle bunu konuşuyoruz.
Kaleci konusu?
Kaleci konusuyla uğraşılıyor.
Kampla ilgili her şeyi konuştuk. Kampta iki şey var konuşmadığımız. Biri bu sizin t-shirtleriniz. GSStore’un bu güzel ürünlerini kamp boyunca giydiniz. Ve bunlar hakikaten patlama yaptı. Türkiye’deki görüntüleriyle fotoğraflarıyla. Bu konuda hem taraftarların stada katılımlarıyla birlikte Galatasaray’ın ürünlerine de sahip çıkması çok önemli biliyorsunuz. Sonuçta GSBonus kartı var. GSMobile var. Ürünler var. O konuda da taraftara bir şeyler söyler misiniz?
Taraftarlardan o kadar çok şey istedik ki bunu da istemeyeyim diyeceğim ama esas önemlisi bu. Kulübün doğru yerlere gelmesi için en önemli etken taraftar. Hakikaten güzel ürünler. Bende beğenerek giyiyorum. Bu mesela olması gerektiği gibi kırmızı olduğunu düşünüyorum. Koyu gibi düşünüyorum. Sarıyı da daha koyu. Güzel yapmışlar. Çeşit de var. Böyle giyiyorum. Giymekten de zevk alıyorum. Bu gün öğleden sonra farklı giydim. Taraftarlarımız bunları giymeliler. Belki bazen rica edeceğiz hep beraber kırmızı oluruz. Bazen sarı oluruz. Beyaz oluruz. Taraftar aslında bizden bir adım önde. Ama bende onlara kendi üstümde giyerek göstereceğim. Store dan bende alıyorum çünkü. Almaya da devam edeceğim. Mesela kızlarım geçen gün bana babalar gününde ayakkabı almıştı sarı kırmızı siyah onu giyeceğim.
Medyayla ilgili ilişkiler konusunda bana da hatırlatmamı söylemiştiniz. Medyayla ilişkiler hakkında ne söylersiniz?
Sadece bunu rica ettim. Onun dışında her şey spontane gelişiyor zaten. Açıkçası birbirine çok saygılı ve sevgi içerisinde bir ilişki oldu bu kamp süresinde. Çok güzel şeyler paylaştık. Ümit ederim bunu ileriye taşırız. Onlar çok itinalı davrandılar, anlayışlı davrandılar. Bizde onları kırmadık zaman zaman değiştirdik programımızı. Sadece Abdurrahim bey kongre için döndüğünden dolayı bir barbekü yapacaktık, bir araya gelememiştik, bunu artık Almanya’da gerçekleştireceğiz. Onlar da oraya daha iyi gelirler maç olarak, bir daha da yenilmezler, biraz daha antrenman yapmalılar, bu işin şakası…
Sonuçta Fatih Terim’le konuşuyoruz, Türk futbolunun duayen isimlerinden gerek futbolculuğunda, gerek teknik direktörlüğünde birçok başarılara imza atmış. Hem Galatasaray’da hem Milli Takım’da. Böyle bir insanın bu konuda bir söz etmemesi olmaz deniliyor. Futbolda sert rüzgarlar esiyor. Biz Avusturya’da pek içine gitmedik her anlamda ama esintisini burada da almadık değil. Fatih Terim bu konuda ne der, Nasıl bir çağrıda da bulunur?
Açıkçası buradan günbegün medyamız vasıtasıyla izliyoruz. Hukuki süreç nedeniyle çok fazla söze de gerek yok. Yargı kararını vermediği sürece söyleyecek yine bir şey yok. Ama benim üzerinde durmak istediğim şey, suçlar ispat edilmeyinceye kadar masumiyet karinesi denilen bir şey var hukukta, İspat olmayıncaya kadar hiç kimse suçlu değildir. Bunlara çok dikkat edilmesi gerekiyor. Yargının hukukun yanında olmalıyız. Boynumuz kıldan ince. Tabi kulüplerde yöneticiler, sporcular, suç işleyebilirler ancak şurası çok önemli bu kadar önemli kulüp olmak için 100 yılını vermiş veya ona yakın yıllarını vermiş kulüplerin bu iş içine katılmaması lazım. Çünkü onların itibarları ve prestijleri önemlidir. Dediğim gibi şahıslar bu suçları işleyebilirler ama kulüpler itibarlarını ve prestijlerini daima korumalıdırlar bunun dışında tutulmalıdırlar. O yüzden olaya böyle bakmak gerekir çünkü kulüpler buraya kolay gelmiyor. Ama akabinde Türk futbolu da buraya kolay gelmedi. Kulüplerin prestij ve itibarlarını korurken kurumların aynı anda Türkiye’nin Dünya ve Avrupa’daki yerini de korumak zorundayız. Buna dikkat etmek zorundayız ve burada sakin ve aklıselim olmalıyız.
Taraftarlara söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Açıkçası ben şunu söylemeye çalışıyorum, hiçbir rakibimin saha dışındaki yaptığı herhangi bir şeyden dolayı saha içinde ceza çekmesini istemem. Bundan dolayı bir avantaj sağlamak istemem. Şimdi o yüzden süreci hep beraber takip edeceğiz. Ben şunu hep söylemişimdir, bir başkasının mutsuzluğu benim mutluluğum olmamalıdır. Burada Galatasaraylılar’a şahsi kanaatimi söylemek istiyorum. Galatasaraylı zor günlerde yardım eden insandır. Yani özellikle zor günler geçiren kulüplerimize destek olmalıyız. Kim olursa olsun. Bir diğeri bu işin kazananı yok. Kazananı olmayan bir işte, bir başka kurumu, camiayı aşağılamak, acıtmak, incitmek bizim yolumuz değil. Dolayısıyla bunlar yerine destek olmakta yarar var. Bu yüzden ben olaya bu açından bakıyorum. Aklıselim ve sakin olmamız gerektiğine inanıyorum.
Merve Terim’in Twitter’dan sorusu… Galatasaray Fatih Terim’i çok özledi, peki Fatih Terim Galatasaray’da en çok neyi özledi?
Bende çok özledim. Taraftarımı özledim, Galatasaray’da olmayı özledim ama çok önemli başarılardan sonra herhalde eşime ve aileme el sallamayı özlemiş olabilirim. Onları özledim. Hep beraber iyi günlerde şarkıları, Galatasaray marşlarını söylemeyi özledim.